Surah Al-Hijr - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
الٓرۚ تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِ وَقُرۡءَانٖ مُّبِينٖ
Elif, lam, ra. Bu ayetler, mukemmel kitabın ve hakkı acıklayan muazzam Kur’an’ın ayetleridir
Surah Al-Hijr, Verse 1
رُّبَمَا يَوَدُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوۡ كَانُواْ مُسۡلِمِينَ
Kafirler, azabı gordukleri zaman, cok kerre: “Keski musluman olsaydılar!” diye temenni edecekler
Surah Al-Hijr, Verse 2
ذَرۡهُمۡ يَأۡكُلُواْ وَيَتَمَتَّعُواْ وَيُلۡهِهِمُ ٱلۡأَمَلُۖ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
(Ey Rasulum) o kafirleri bırak yesinler, dunyalıkları ile zevk etsinler; emel kendilerini oyalaya dursun, sonra (baslarına gelecek musibeti) bilecekler
Surah Al-Hijr, Verse 3
وَمَآ أَهۡلَكۡنَا مِن قَرۡيَةٍ إِلَّا وَلَهَا كِتَابٞ مَّعۡلُومٞ
Biz, hic bir memleketi, (Allah katında) bilinen bir zamanı olmaksızın helak etmedik
Surah Al-Hijr, Verse 4
مَّا تَسۡبِقُ مِنۡ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ
Hic bir ummet, ne ecelinin onune gecebilir, ne de onu geciktirebilir
Surah Al-Hijr, Verse 5
وَقَالُواْ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِي نُزِّلَ عَلَيۡهِ ٱلذِّكۡرُ إِنَّكَ لَمَجۡنُونٞ
Mekke kafirleri Peygambere soyle dediler: “- Ey kendisine kitap indirilen! Muhakkak ki, sen bir mecnunsun
Surah Al-Hijr, Verse 6
لَّوۡمَا تَأۡتِينَا بِٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ
Eger Peygamberlik davanda sadık kimselerdensen, bize (dogruluguna sahidlik edecek veya azap edecek) melekleri getirsen ya!...”
Surah Al-Hijr, Verse 7
مَا نُنَزِّلُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ إِلَّا بِٱلۡحَقِّ وَمَا كَانُوٓاْ إِذٗا مُّنظَرِينَ
Biz, o melekleri, ancak hikmet uzere indiririz ve indirildikleri vakit de onlara (kafirlere) goz actırılmaz
Surah Al-Hijr, Verse 8
إِنَّا نَحۡنُ نَزَّلۡنَا ٱلذِّكۡرَ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَٰفِظُونَ
Hic suphe yok ki, Kur’an’ı biz indirdik ve muhakkak ki onu, tahrif ile tebdilden (degisiklige ugramaktan) biz koruyacagız
Surah Al-Hijr, Verse 9
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ فِي شِيَعِ ٱلۡأَوَّلِينَ
And olsun, senden evvel, onceki ummetlerin icinde de Peygamberler gonderdik
Surah Al-Hijr, Verse 10
وَمَا يَأۡتِيهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Onlara hic bir Peygamber gelmiyordu ki, onunla eglenir olmasınlar
Surah Al-Hijr, Verse 11
كَذَٰلِكَ نَسۡلُكُهُۥ فِي قُلُوبِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Biz, o kufru (istihzayı) mucrimlerin kalblerine iste boyle geciririz
Surah Al-Hijr, Verse 12
لَا يُؤۡمِنُونَ بِهِۦ وَقَدۡ خَلَتۡ سُنَّةُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Kur’an’a iman etmezler, halbuki, evvelki inkarcılar hakkında Allah’ın sunneti (onlara yaptıgı azap hali) gecmistir. (Ibret icin onlerinde duruyor)
Surah Al-Hijr, Verse 13
وَلَوۡ فَتَحۡنَا عَلَيۡهِم بَابٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فَظَلُّواْ فِيهِ يَعۡرُجُونَ
O musriklere, gokten bir kapı acsak da oradan yukarı cıksalar (gozleriyle goreceklerini gorseler), soyle diyeceklerdi: “- Muhakkak ki gozlerimiz donduruldu; daha dogrusu, biz buyulenmis bir topluluguz.”
Surah Al-Hijr, Verse 14
لَقَالُوٓاْ إِنَّمَا سُكِّرَتۡ أَبۡصَٰرُنَا بَلۡ نَحۡنُ قَوۡمٞ مَّسۡحُورُونَ
O musriklere, gokten bir kapı acsak da oradan yukarı cıksalar (gozleriyle goreceklerini gorseler), soyle diyeceklerdi: “- Muhakkak ki gozlerimiz donduruldu; daha dogrusu, biz buyulenmis bir topluluguz.”
Surah Al-Hijr, Verse 15
وَلَقَدۡ جَعَلۡنَا فِي ٱلسَّمَآءِ بُرُوجٗا وَزَيَّنَّـٰهَا لِلنَّـٰظِرِينَ
Gercekten biz, gokte burclar yarattık ve gogu, bakan kimseler icin yıldızlarla susledik
Surah Al-Hijr, Verse 16
وَحَفِظۡنَٰهَا مِن كُلِّ شَيۡطَٰنٖ رَّجِيمٍ
Ve gogu, taslanan (Allah’ın rahmetinden kogulan) her Seytandan koruduk
Surah Al-Hijr, Verse 17
إِلَّا مَنِ ٱسۡتَرَقَ ٱلسَّمۡعَ فَأَتۡبَعَهُۥ شِهَابٞ مُّبِينٞ
Ancak kulak hırsızlıgı eden Seytan vardır ki, onu, apacık bir yıldız takip eder (ve uzerine duserek onu yakar)
Surah Al-Hijr, Verse 18
وَٱلۡأَرۡضَ مَدَدۡنَٰهَا وَأَلۡقَيۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ وَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا مِن كُلِّ شَيۡءٖ مَّوۡزُونٖ
Arzı da dosedik ve oraya yerli yerinde daglar koyduk, orada hikmetle olculmus her seyden bitkiler bitirdik
Surah Al-Hijr, Verse 19
وَجَعَلۡنَا لَكُمۡ فِيهَا مَعَٰيِشَ وَمَن لَّسۡتُمۡ لَهُۥ بِرَٰزِقِينَ
O arzda hem sizin icin, hem de sizin rızık vericisi olmadıgınız (hayvanat ve koleleriniz gibi) kimseler icin gecimlikler (ekinler ve yemisler) yarattık
Surah Al-Hijr, Verse 20
وَإِن مِّن شَيۡءٍ إِلَّا عِندَنَا خَزَآئِنُهُۥ وَمَا نُنَزِّلُهُۥٓ إِلَّا بِقَدَرٖ مَّعۡلُومٖ
Kulların faydalandıgı hic bir sey yoktur ki, onu meydana getiren hazinelerin anahtarları katımızda olmasın, (muhakkak her sey bizim kudretimizle meydana gelir). Fakat biz, onu, ancak ihtiyaca gore, malum bir miktarda veririz
Surah Al-Hijr, Verse 21
وَأَرۡسَلۡنَا ٱلرِّيَٰحَ لَوَٰقِحَ فَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَسۡقَيۡنَٰكُمُوهُ وَمَآ أَنتُمۡ لَهُۥ بِخَٰزِنِينَ
Biz (bitki ve bulutlar icin) asılayıcı ruzgarlar gonderdik de gokten bir su indirip sizi onunla suvardık. O suyu hazinelerde tutan da siz degilsiniz
Surah Al-Hijr, Verse 22
وَإِنَّا لَنَحۡنُ نُحۡيِۦ وَنُمِيتُ وَنَحۡنُ ٱلۡوَٰرِثُونَ
Elbette ve elbette biz diriltiriz, oldururuz ve hepsinin variseri de biziz (onlar hep helak olacak, biz ise ebediyyen bakiyiz)
Surah Al-Hijr, Verse 23
وَلَقَدۡ عَلِمۡنَا ٱلۡمُسۡتَقۡدِمِينَ مِنكُمۡ وَلَقَدۡ عَلِمۡنَا ٱلۡمُسۡتَـٔۡخِرِينَ
Andolsun, icinizden Islamda one gecmek istiyenleri de biliriz, geri kalmak istiyenleri de biliriz
Surah Al-Hijr, Verse 24
وَإِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحۡشُرُهُمۡۚ إِنَّهُۥ حَكِيمٌ عَلِيمٞ
Muhakkak Rabbin odur ki, onları kıyamet gununde hesaba cekmek icin toplayacaktır. Gercekten O, Hakim’dir; Alim’dir
Surah Al-Hijr, Verse 25
وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ
Andolsun ki, biz insanı kuru bir camurdan, sekillenmis bir balcıktan yarattık
Surah Al-Hijr, Verse 26
وَٱلۡجَآنَّ خَلَقۡنَٰهُ مِن قَبۡلُ مِن نَّارِ ٱلسَّمُومِ
Cin yaratıgını da daha once siddetli atesten yarattık
Surah Al-Hijr, Verse 27
وَإِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِنِّي خَٰلِقُۢ بَشَرٗا مِّن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ
Rabbin, Meleklere soyle dedigi vakti hatırla: “- Ben kuru bir camurdan, sekillenmis bir balcıktan bir insan yaratacagım
Surah Al-Hijr, Verse 28
فَإِذَا سَوَّيۡتُهُۥ وَنَفَخۡتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ
Ben, onun yaratılısını tamamladıgım ve ona ruh verdigim zaman, siz hemen onun icin secdeye kapanın.”
Surah Al-Hijr, Verse 29
فَسَجَدَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ كُلُّهُمۡ أَجۡمَعُونَ
Bunun uzerine Meleklerin hepsi toptan secde ettiler
Surah Al-Hijr, Verse 30
إِلَّآ إِبۡلِيسَ أَبَىٰٓ أَن يَكُونَ مَعَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
Ancak Iblis, secde edenlerle beraber olmaktan cekindi
Surah Al-Hijr, Verse 31
قَالَ يَـٰٓإِبۡلِيسُ مَا لَكَ أَلَّا تَكُونَ مَعَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
Allah buyurdu ki: “- Ey Iblis! Sen, neye secde edenlerle beraber olmadın?”
Surah Al-Hijr, Verse 32
قَالَ لَمۡ أَكُن لِّأَسۡجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقۡتَهُۥ مِن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ
Iblis soyle dedi: “- Kuru bir camurdan sekillenmis bir balcıktan yarattıgın bir insana, benim secde etmem dogru olmaz.”
Surah Al-Hijr, Verse 33
قَالَ فَٱخۡرُجۡ مِنۡهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٞ
Allah buyurdu ki: “- O halde, o cennetten cık, cunku sen kogulmussun
Surah Al-Hijr, Verse 34
وَإِنَّ عَلَيۡكَ ٱللَّعۡنَةَ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلدِّينِ
Suphe yok ki, lanet, kıyamet gunune kadar senin uzerindedir.”
Surah Al-Hijr, Verse 35
قَالَ رَبِّ فَأَنظِرۡنِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ
Iblis: “- Rabbim! Oyle ise, insanların kabirlerinden kaldırılacakları gune (kıyamete) kadar bana muhlet ver.” dedi
Surah Al-Hijr, Verse 36
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلۡمُنظَرِينَ
Allah buyurdu ki, sen muhlet verilenlerdensin
Surah Al-Hijr, Verse 37
إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡوَقۡتِ ٱلۡمَعۡلُومِ
Allah katında bilinen bir vaktin gunune kadar
Surah Al-Hijr, Verse 38
قَالَ رَبِّ بِمَآ أَغۡوَيۡتَنِي لَأُزَيِّنَنَّ لَهُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَأُغۡوِيَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Iblis soyle dedi: “- Rabbim! Beni azdırmana yemin ederim ki, muhakkak surette ben, yeryuzunde kullara, (fenalıkları) susleyecegim; elbette onların hepsini azdıracagım
Surah Al-Hijr, Verse 39
إِلَّا عِبَادَكَ مِنۡهُمُ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Ancak iclerinden ihlasa sahip muminler mustesna...”
Surah Al-Hijr, Verse 40
قَالَ هَٰذَا صِرَٰطٌ عَلَيَّ مُسۡتَقِيمٌ
Allah Teala soyle buyurdu: “- Iste (ihlaslı muminleri azıtamıyacagına dair) bu dedigin soz, bana aid gercek bir yoldur
Surah Al-Hijr, Verse 41
إِنَّ عِبَادِي لَيۡسَ لَكَ عَلَيۡهِمۡ سُلۡطَٰنٌ إِلَّا مَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلۡغَاوِينَ
Azgın olanlardan sana uyan mustesna, kullarımın uzerinde asla senin hic bir hukmun yoktur.”
Surah Al-Hijr, Verse 42
وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوۡعِدُهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Suphesiz ki cehennem de, o azgınların hepsinin vaad olunan yeridir
Surah Al-Hijr, Verse 43
لَهَا سَبۡعَةُ أَبۡوَٰبٖ لِّكُلِّ بَابٖ مِّنۡهُمۡ جُزۡءٞ مَّقۡسُومٌ
O cehennem’in yedi kapısı olup, her bir kapıya onlardan bir miktar bolunmustur. (Tabakaları ayrı ayrıdır)
Surah Al-Hijr, Verse 44
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّـٰتٖ وَعُيُونٍ
Takva sahipleri, elbette cennetlerde ve pınarlardadırlar
Surah Al-Hijr, Verse 45
ٱدۡخُلُوهَا بِسَلَٰمٍ ءَامِنِينَ
Girin oraya; selametle, emin olarak
Surah Al-Hijr, Verse 46
وَنَزَعۡنَا مَا فِي صُدُورِهِم مِّنۡ غِلٍّ إِخۡوَٰنًا عَلَىٰ سُرُرٖ مُّتَقَٰبِلِينَ
Biz, o cennetliklerin kalblerindeki kinleri cıkarır atarız. Hepsi kardesler olarak tahtlar uzerinde karsı karsıya otururlar
Surah Al-Hijr, Verse 47
لَا يَمَسُّهُمۡ فِيهَا نَصَبٞ وَمَا هُم مِّنۡهَا بِمُخۡرَجِينَ
Orada kendilerine hic bir zahmet dokunmaz ve oradan cıkarılacak da degillerdir
Surah Al-Hijr, Verse 48
۞نَبِّئۡ عِبَادِيٓ أَنِّيٓ أَنَا ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ
(Ey Rasulum), kullarıma haber ver ki, gercekten ben Gafur’um, Rahim’im
Surah Al-Hijr, Verse 49
وَأَنَّ عَذَابِي هُوَ ٱلۡعَذَابُ ٱلۡأَلِيمُ
Bununla beraber, azabım da cok acıklı bir azabdır
Surah Al-Hijr, Verse 50
وَنَبِّئۡهُمۡ عَن ضَيۡفِ إِبۡرَٰهِيمَ
Hem o kullara, Ibrahim’in misafirlerinden (kendisine misafir olarak gelen meleklerden) haber ver
Surah Al-Hijr, Verse 51
إِذۡ دَخَلُواْ عَلَيۡهِ فَقَالُواْ سَلَٰمٗا قَالَ إِنَّا مِنكُمۡ وَجِلُونَ
Hani melekler, Ibrahim’in yanına varıp “selam” demislerdi (Ibrahim misafir melekler icin hazırladıgı yemegi, misafirlerin yemedigini gorunce) dedi ki: “- Biz, sizden cidden korkuyoruz.”
Surah Al-Hijr, Verse 52
قَالُواْ لَا تَوۡجَلۡ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَٰمٍ عَلِيمٖ
Melekler de: “-Korkma, gercekten biz, sana, bilgin bir ogul mujdeliyoruz.” dediler
Surah Al-Hijr, Verse 53
قَالَ أَبَشَّرۡتُمُونِي عَلَىٰٓ أَن مَّسَّنِيَ ٱلۡكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ
Ibrahim dedi ki: “-Bana ihtiyarlık gelmisken, beni mi mujdelediniz? Neye dayanarak mujdeliyorsunuz?”
Surah Al-Hijr, Verse 54
قَالُواْ بَشَّرۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ فَلَا تَكُن مِّنَ ٱلۡقَٰنِطِينَ
Onlar: “- Seni hak ve gercekle mujdeledik, onun icin Allah’ın rahmetinden umidini kesenlerden olma” dediler
Surah Al-Hijr, Verse 55
قَالَ وَمَن يَقۡنَطُ مِن رَّحۡمَةِ رَبِّهِۦٓ إِلَّا ٱلضَّآلُّونَ
Ibrahim, dedi ki: “- Sapıklardan baska, kim Rabbinin rahmetinden umid keser?”
Surah Al-Hijr, Verse 56
قَالَ فَمَا خَطۡبُكُمۡ أَيُّهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ
(Yine) dedi ki: “-Ey elciler (Allah’ın melekleri!) Bundan sonra isiniz ne?”
Surah Al-Hijr, Verse 57
قَالُوٓاْ إِنَّآ أُرۡسِلۡنَآ إِلَىٰ قَوۡمٖ مُّجۡرِمِينَ
Onlar soyle dediler: “- Biz mucrim (gunahkar) bir topluluga gonderildik. (Onları helak edecegiz, bu topluluk da Lut kavmidir)
Surah Al-Hijr, Verse 58
إِلَّآ ءَالَ لُوطٍ إِنَّا لَمُنَجُّوهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Ancak (iman eden) Lut ailesi mustesnadır. Biz, onların hepsini muhakkak kurtaracagız
Surah Al-Hijr, Verse 59
إِلَّا ٱمۡرَأَتَهُۥ قَدَّرۡنَآ إِنَّهَا لَمِنَ ٱلۡغَٰبِرِينَ
Yalnız Lut’un karısını, gercekten azab icinde kalanlardan takdir ettik.”
Surah Al-Hijr, Verse 60
فَلَمَّا جَآءَ ءَالَ لُوطٍ ٱلۡمُرۡسَلُونَ
Melek olan elciler, Lut kavmine gelince
Surah Al-Hijr, Verse 61
قَالَ إِنَّكُمۡ قَوۡمٞ مُّنكَرُونَ
Lut dedi ki: “- Dogrusu siz urkulecek bir kavimsiniz
Surah Al-Hijr, Verse 62
قَالُواْ بَلۡ جِئۡنَٰكَ بِمَا كَانُواْ فِيهِ يَمۡتَرُونَ
Elciler dediler ki: “- Yok, biz sana kavminin suphe edip durdukları azabı getirdik
Surah Al-Hijr, Verse 63
وَأَتَيۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ
Sana, onların azabına dair gercekle geldik, ve biz muhakkak dogru soyleyicileriz
Surah Al-Hijr, Verse 64
فَأَسۡرِ بِأَهۡلِكَ بِقِطۡعٖ مِّنَ ٱلَّيۡلِ وَٱتَّبِعۡ أَدۡبَٰرَهُمۡ وَلَا يَلۡتَفِتۡ مِنكُمۡ أَحَدٞ وَٱمۡضُواْ حَيۡثُ تُؤۡمَرُونَ
Hemen gecenin bir kısmında aileni yurut (yola cıkar), sen de arkalarından git ve hic kimse ardına bakmasın (zira gorecegi azabın siddetine tahammul edemez); emrolundugunuz yere gecin gidin.”
Surah Al-Hijr, Verse 65
وَقَضَيۡنَآ إِلَيۡهِ ذَٰلِكَ ٱلۡأَمۡرَ أَنَّ دَابِرَ هَـٰٓؤُلَآءِ مَقۡطُوعٞ مُّصۡبِحِينَ
Biz, Lut’a su kesin emri vahyettik: Bu kafirler sabaha cıkarken muhakkak kokleri kesilmis olacaktır
Surah Al-Hijr, Verse 66
وَجَآءَ أَهۡلُ ٱلۡمَدِينَةِ يَسۡتَبۡشِرُونَ
(Sedum) sehri halkı, (guzelliklerini haber aldıkları elcilerin ırzına tecavuz hırsı ile) sevinerek yanlarına geldi
Surah Al-Hijr, Verse 67
قَالَ إِنَّ هَـٰٓؤُلَآءِ ضَيۡفِي فَلَا تَفۡضَحُونِ
Lut (o gelen mutecavizlere) dedi ki: “- Hakikaten bunlar benim misafirlerimdir, beni rusvay etmeyin
Surah Al-Hijr, Verse 68
وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُخۡزُونِ
Allah’dan korkun ve beni utandırmayın.”
Surah Al-Hijr, Verse 69
قَالُوٓاْ أَوَلَمۡ نَنۡهَكَ عَنِ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Onlar “- Biz, seni alemin isine karısmaktan men etmedik mi?” dediler
Surah Al-Hijr, Verse 70
قَالَ هَـٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِيٓ إِن كُنتُمۡ فَٰعِلِينَ
Lut soyle dedi: “- Eger sozumu tutarsanız, iste bunlar kızlarım (onları size nikahlayayım)
Surah Al-Hijr, Verse 71
لَعَمۡرُكَ إِنَّهُمۡ لَفِي سَكۡرَتِهِمۡ يَعۡمَهُونَ
(Rasulum!) Omrun hakkı icin, dogrusu onlar sarhoslukları icinde azgın bir halde idiler
Surah Al-Hijr, Verse 72
فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُشۡرِقِينَ
Nihayet onları, gunesin dogma vaktinde korkunc gurultu yakalayıverdi
Surah Al-Hijr, Verse 73
فَجَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٍ
Hemen sehirlerinin ustunu altına gecirdik ve uzerlerine de camurdan pisirilmis tas yagdırdık
Surah Al-Hijr, Verse 74
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡمُتَوَسِّمِينَ
Elbette bunda keskin anlayıslılar icin ibret alametleri var
Surah Al-Hijr, Verse 75
وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٖ مُّقِيمٍ
Hem o Lut kavminin bulundugu sehir harabesi, (Kureys kafirlerinin de ibret alabilecegi ugrak) bir yol uzerinde bulunmaktadır
Surah Al-Hijr, Verse 76
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ
Gercekten bunda iman edenler icin bir ibret vardır
Surah Al-Hijr, Verse 77
وَإِن كَانَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأَيۡكَةِ لَظَٰلِمِينَ
(Suayb Aleyhisselamın kavmi olup ormanlıkta yasayan) eyke halkı da hakikaten zalimler (iman etmiyen kafirler) idi
Surah Al-Hijr, Verse 78
فَٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٖ مُّبِينٖ
Biz Eyke halkından da intikam aldık. (Sedum ve Eyke sehirlerinin) ikisi de (herkesin gorebilecegi ugrak) apacık bir yol uzerindedir
Surah Al-Hijr, Verse 79
وَلَقَدۡ كَذَّبَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡحِجۡرِ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Dogrusu (Salih Peygamberin Semud kavmi olan) Hicir halkı da peygamberleri yalanladılar
Surah Al-Hijr, Verse 80
وَءَاتَيۡنَٰهُمۡ ءَايَٰتِنَا فَكَانُواْ عَنۡهَا مُعۡرِضِينَ
Biz, onlara, mucizelerimizi vermistik de onlardan yuz cevirip durmuslardı
Surah Al-Hijr, Verse 81
وَكَانُواْ يَنۡحِتُونَ مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتًا ءَامِنِينَ
Daglarda (kendilerini dusmanlardan, hırsızdan veya Allah’ın azabından kurtaracak) emniyetli zannettikleri evler yontup kuruyorlardı
Surah Al-Hijr, Verse 82
فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُصۡبِحِينَ
Bunları da o (korkunc) sayha (ses ve gurultu) sabahleyin yakalayıverdi. (gurultu ve zelzele neticesi helak oldular)
Surah Al-Hijr, Verse 83
فَمَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Boylece elde ettikleri muhkem evlerin, mal ve evladların kendilerine hic faydası olmadı
Surah Al-Hijr, Verse 84
وَمَا خَلَقۡنَا ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَآ إِلَّا بِٱلۡحَقِّۗ وَإِنَّ ٱلسَّاعَةَ لَأٓتِيَةٞۖ فَٱصۡفَحِ ٱلصَّفۡحَ ٱلۡجَمِيلَ
Biz goklerle Arzı ve aralarındaki seyleri ancak hak ve hikmetle yarattık. (bosuna degil)... Elbetteki kıyamet gelecektir. Simdi sen onlardan yuz cevir veya guzel muamelede bulun (Allah cezalarını verecektir.) Not: Bu ayeti kerime Kıtal ayeti ile nesh edilmistir
Surah Al-Hijr, Verse 85
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ ٱلۡخَلَّـٰقُ ٱلۡعَلِيمُ
Gercekten Rabbin kemaliyle yaratandır, Alim’dir
Surah Al-Hijr, Verse 86
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَٰكَ سَبۡعٗا مِّنَ ٱلۡمَثَانِي وَٱلۡقُرۡءَانَ ٱلۡعَظِيمَ
Andolsun ki, biz, sana, (her namazda) okunup tekrarlanan yedi ayeti (Fatiha suresini) ve su buyuk Kur’an’ı verdik
Surah Al-Hijr, Verse 87
لَا تَمُدَّنَّ عَيۡنَيۡكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعۡنَا بِهِۦٓ أَزۡوَٰجٗا مِّنۡهُمۡ وَلَا تَحۡزَنۡ عَلَيۡهِمۡ وَٱخۡفِضۡ جَنَاحَكَ لِلۡمُؤۡمِنِينَ
Sakın o kafirlerden bir takımlarına verip de kendilerini zevklendirdigimiz seye (mal ve servete) gozlerini uzatıp ragbetle bakma; ve onların iman etmeyislerine uzulme de muminlere kanadını indir, (onlara tevazu goster, kendilerini himayene al)
Surah Al-Hijr, Verse 88
وَقُلۡ إِنِّيٓ أَنَا ٱلنَّذِيرُ ٱلۡمُبِينُ
Bir de (Ey Rasulum) de ki: “-Haberiniz olsun, ben, (uzerinize bir azap inecegini bildiren) acık bir korkutucuyum
Surah Al-Hijr, Verse 89
كَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَى ٱلۡمُقۡتَسِمِينَ
Tıpkı o Yahudi ve Hristiyanlara indirdigimiz (azap) gibi
Surah Al-Hijr, Verse 90
ٱلَّذِينَ جَعَلُواْ ٱلۡقُرۡءَانَ عِضِينَ
Onlar, o kimselerdir ki, kitablarını kısım kısım yapmıslardı (bir kısmına inanıyor, diger bir kısmına inanmıyorlardı)
Surah Al-Hijr, Verse 91
فَوَرَبِّكَ لَنَسۡـَٔلَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Rabbin hakkı icin, biz onların hepsine muhakkak surette yapmakta oldukları seylerden soracagız (ve cezalarını verecegiz)
Surah Al-Hijr, Verse 92
عَمَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Rabbin hakkı icin, biz onların hepsine muhakkak surette yapmakta oldukları seylerden soracagız (ve cezalarını verecegiz)
Surah Al-Hijr, Verse 93
فَٱصۡدَعۡ بِمَا تُؤۡمَرُ وَأَعۡرِضۡ عَنِ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
Simdi sen, emrolundugun seyi, catlatırcasına bildir ve musriklerden yuz cevir (sozlerine aldırıs etme)
Surah Al-Hijr, Verse 94
إِنَّا كَفَيۡنَٰكَ ٱلۡمُسۡتَهۡزِءِينَ
Muhakkak ki biz, (seninle alay eden) o mustehzilere karsı kafiyiz, (onları helak ederiz)
Surah Al-Hijr, Verse 95
ٱلَّذِينَ يَجۡعَلُونَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَۚ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Onlar, o kimselerdir ki, Allah ile beraber baska bir ilah tanırlar. Onlar, yakında (baslarına gelecek akıbeti) bileceklerdir
Surah Al-Hijr, Verse 96
وَلَقَدۡ نَعۡلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدۡرُكَ بِمَا يَقُولُونَ
Gercekten biliriz ki, onların sozlerine gogsun daralıyor, icin sıkılıyor
Surah Al-Hijr, Verse 97
فَسَبِّحۡ بِحَمۡدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
O halde, Rabbini hamd ile tesbih et (subhanellahi ve bihamdihi de) ve secde edenlerden ol. (Namaz kıl)
Surah Al-Hijr, Verse 98
وَٱعۡبُدۡ رَبَّكَ حَتَّىٰ يَأۡتِيَكَ ٱلۡيَقِينُ
Ve sana olum gelinceye kadar, Rabbine ibadet et
Surah Al-Hijr, Verse 99