Surah An-Nahl - Turkish Translation by Diyanet Isleri
أَتَىٰٓ أَمۡرُ ٱللَّهِ فَلَا تَسۡتَعۡجِلُوهُۚ سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
Allah'in emri geldi, sakin onu acele edip istemeyiniz. Allah, musriklerin kostuklari ortaklardan munezzeh ve yucedir
Surah An-Nahl, Verse 1
يُنَزِّلُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ بِٱلرُّوحِ مِنۡ أَمۡرِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦٓ أَنۡ أَنذِرُوٓاْ أَنَّهُۥ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَا۠ فَٱتَّقُونِ
Kendi emrinden ruh (vahiy) ile melekleri, kullarindan diledigi peygamberlere indirip su gercegi insanlara bildirin, buyuruyor: Benden baska hicbir ilah yoktur. Ancak benden korkun
Surah An-Nahl, Verse 2
خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِٱلۡحَقِّۚ تَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
Allah gokleri ve yeri hikmeti ile yaratti. O, kafirlerin ortak kostuklari seylerden cok yucedir
Surah An-Nahl, Verse 3
خَلَقَ ٱلۡإِنسَٰنَ مِن نُّطۡفَةٖ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٞ مُّبِينٞ
O, insani bir meniden (spermadan) yaratti. Bir de bakarsin ki o, Rabbine karsi apacik bir dusmandir
Surah An-Nahl, Verse 4
وَٱلۡأَنۡعَٰمَ خَلَقَهَاۖ لَكُمۡ فِيهَا دِفۡءٞ وَمَنَٰفِعُ وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ
Hayvanlari da O yaratti. Onlarda sizi isitacak seyler ve bircok faydalar vardir. Ve siz onlardan bir kismini da yersiniz
Surah An-Nahl, Verse 5
وَلَكُمۡ فِيهَا جَمَالٌ حِينَ تُرِيحُونَ وَحِينَ تَسۡرَحُونَ
O hayvanlari, aksam vakti getirirken ve sabahleyin salarken, onlarda sizin icin bir guzellik ve zevk vardir
Surah An-Nahl, Verse 6
وَتَحۡمِلُ أَثۡقَالَكُمۡ إِلَىٰ بَلَدٖ لَّمۡ تَكُونُواْ بَٰلِغِيهِ إِلَّا بِشِقِّ ٱلۡأَنفُسِۚ إِنَّ رَبَّكُمۡ لَرَءُوفٞ رَّحِيمٞ
Bu hayvanlar, ancak guclukle varabileceginiz bir memlekete yuklerinizi tasir. Rabbiniz, suphesiz cok sefkatlidir, cok merhametlidir
Surah An-Nahl, Verse 7
وَٱلۡخَيۡلَ وَٱلۡبِغَالَ وَٱلۡحَمِيرَ لِتَرۡكَبُوهَا وَزِينَةٗۚ وَيَخۡلُقُ مَا لَا تَعۡلَمُونَ
Hem kendilerine binesiniz, hem de zinet olsun diye atlari, katirlari, ve merkepleri yaratti. Ve su anda bilemeyeceginiz daha nice seyler yaratacak
Surah An-Nahl, Verse 8
وَعَلَى ٱللَّهِ قَصۡدُ ٱلسَّبِيلِ وَمِنۡهَا جَآئِرٞۚ وَلَوۡ شَآءَ لَهَدَىٰكُمۡ أَجۡمَعِينَ
Dogru yolu gostermek Allah'a aittir. Onun egrisi de vardir. Allah dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi
Surah An-Nahl, Verse 9
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗۖ لَّكُم مِّنۡهُ شَرَابٞ وَمِنۡهُ شَجَرٞ فِيهِ تُسِيمُونَ
Sizin icin gokten su indiren O'dur. Icecek su ondandir; hayvanlarinizi otlattiginiz bitkiler de o su ile yetisir
Surah An-Nahl, Verse 10
يُنۢبِتُ لَكُم بِهِ ٱلزَّرۡعَ وَٱلزَّيۡتُونَ وَٱلنَّخِيلَ وَٱلۡأَعۡنَٰبَ وَمِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
Allah, sizin icin, o su ile ekin, zeytin, hurmaliklar, uzumler ve her cesit meyveleri bitirir. Suphesiz ki bunda dusunecek bir topluluk icin buyuk bir ibret vardir
Surah An-Nahl, Verse 11
وَسَخَّرَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ وَٱلنَّهَارَ وَٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَۖ وَٱلنُّجُومُ مُسَخَّرَٰتُۢ بِأَمۡرِهِۦٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Geceyi, gunduzu, gunesi ve ayi sizin hizmetinize O verdi. Butun yildizlar da O'nun emrine boyun egmislerdir. Suphesiz ki bunda aklini kullanan bir toplum icin ibretler vardir
Surah An-Nahl, Verse 12
وَمَا ذَرَأَ لَكُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُخۡتَلِفًا أَلۡوَٰنُهُۥٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَذَّكَّرُونَ
Yeryuzunde sizin icin yarattigi degisik renklerdeki seyleri de sizin hizmetinize sunmustur. Elbette bunda ogut alan kimseler icin bir ibret vardir
Surah An-Nahl, Verse 13
وَهُوَ ٱلَّذِي سَخَّرَ ٱلۡبَحۡرَ لِتَأۡكُلُواْ مِنۡهُ لَحۡمٗا طَرِيّٗا وَتَسۡتَخۡرِجُواْ مِنۡهُ حِلۡيَةٗ تَلۡبَسُونَهَاۖ وَتَرَى ٱلۡفُلۡكَ مَوَاخِرَ فِيهِ وَلِتَبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِهِۦ وَلَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ
Yine denizden taze et (balik) yiyesiniz ve ondan takindiginiz sus esyasini cikarasiniz diye, denizi emrinize veren Allah'tir. Gemilerin denizde suyu yararak gittiklerini goruyorsun. Lutfundan rizik aramaniz ve sukretmeniz icin Allah boyle yapmistir
Surah An-Nahl, Verse 14
وَأَلۡقَىٰ فِي ٱلۡأَرۡضِ رَوَٰسِيَ أَن تَمِيدَ بِكُمۡ وَأَنۡهَٰرٗا وَسُبُلٗا لَّعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ
Allah, yeryuzu sizi sarsmasin diye oraya sabit daglar yerlestirdi. Yolunuzu bulmaniz icin de nehirler ve yollar yaratti
Surah An-Nahl, Verse 15
وَعَلَٰمَٰتٖۚ وَبِٱلنَّجۡمِ هُمۡ يَهۡتَدُونَ
Daha bircok alametler yaratti. Insanlar geceleyin de Allah'in yarattigi yildizlarla yonlerini bulurlar
Surah An-Nahl, Verse 16
أَفَمَن يَخۡلُقُ كَمَن لَّا يَخۡلُقُۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Hic yaratan (Allah), yaratmayan (putlar) gibi olur mu? Artik siz dusunmez misiniz
Surah An-Nahl, Verse 17
وَإِن تَعُدُّواْ نِعۡمَةَ ٱللَّهِ لَا تُحۡصُوهَآۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ
Halbuki Allah'in nimetlerini teker teker saymaya kalkissaniz, onlari sayamazsiniz. Muhakkak ki Allah cok bagislayicidir, cok merhametlidir
Surah An-Nahl, Verse 18
وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعۡلِنُونَ
Allah, gizlediginizi de acikladiginizi da bilir
Surah An-Nahl, Verse 19
وَٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ لَا يَخۡلُقُونَ شَيۡـٔٗا وَهُمۡ يُخۡلَقُونَ
Kafirlerin Allah'tan baska yalvardiklari (putlar) ise, hicbir sey yaratamazlar. Cunku onlar, kendileri yaratilmislardir
Surah An-Nahl, Verse 20
أَمۡوَٰتٌ غَيۡرُ أَحۡيَآءٖۖ وَمَا يَشۡعُرُونَ أَيَّانَ يُبۡعَثُونَ
O putlar, hep oludurler, diri degildirler ve insanlarin oldukten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler
Surah An-Nahl, Verse 21
إِلَٰهُكُمۡ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞۚ فَٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ قُلُوبُهُم مُّنكِرَةٞ وَهُم مُّسۡتَكۡبِرُونَ
Ilahiniz bir tek ilahtir. Bununla beraber ahirete inanmayanlarin kalbleri inkarci, kendileri de boburlenen kimselerdir
Surah An-Nahl, Verse 22
لَا جَرَمَ أَنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعۡلِنُونَۚ إِنَّهُۥ لَا يُحِبُّ ٱلۡمُسۡتَكۡبِرِينَ
Suphesiz ki Allah, onlarin gizlediklerini de aciga vurduklarini da bilir. Dogrusu Allah, kendilerini buyuk gorup hakki kabul etmeyenleri sevmez
Surah An-Nahl, Verse 23
وَإِذَا قِيلَ لَهُم مَّاذَآ أَنزَلَ رَبُّكُمۡ قَالُوٓاْ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Onlara: "Rabbiniz ne indirdi? denildigi zaman "Oncekilerin efsanelerini" dediler
Surah An-Nahl, Verse 24
لِيَحۡمِلُوٓاْ أَوۡزَارَهُمۡ كَامِلَةٗ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَمِنۡ أَوۡزَارِ ٱلَّذِينَ يُضِلُّونَهُم بِغَيۡرِ عِلۡمٍۗ أَلَا سَآءَ مَا يَزِرُونَ
Bunu soylemelerinin sebebi su: Kiyamet gunu, kendi gunahlarini tam olarak yuklendikten baska, bilgisizlikleri yuzunden saptirmakta olduklari kimselerin gunahlarindan bir kismini da yukleneceklerdir. Dikkat edin, yuklendikleri gunah ne kotudur
Surah An-Nahl, Verse 25
قَدۡ مَكَرَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ فَأَتَى ٱللَّهُ بُنۡيَٰنَهُم مِّنَ ٱلۡقَوَاعِدِ فَخَرَّ عَلَيۡهِمُ ٱلسَّقۡفُ مِن فَوۡقِهِمۡ وَأَتَىٰهُمُ ٱلۡعَذَابُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَشۡعُرُونَ
Onlardan oncekiler de tuzak kurdular. Fakat Allah onlarin binalarini temelinden sarsti, cati tepelerinden uzerlerine coktu ve azap onlara farkedemedikleri bir yonden geldi
Surah An-Nahl, Verse 26
ثُمَّ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ يُخۡزِيهِمۡ وَيَقُولُ أَيۡنَ شُرَكَآءِيَ ٱلَّذِينَ كُنتُمۡ تُشَـٰٓقُّونَ فِيهِمۡۚ قَالَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ إِنَّ ٱلۡخِزۡيَ ٱلۡيَوۡمَ وَٱلسُّوٓءَ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ
Sonra kiyamet gunu Allah, O kafirleri rezil rusvay edecek ve diyecek ki: "Hani ugrunda muminlere karsi dusman kesildiginiz ortaklarim nerede?" Kendilerine ilim verilmis olanlar: "Suphesiz bugunun rezilligi ve kotulugu kafirleredir." diyeceklerdir
Surah An-Nahl, Verse 27
ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ ظَالِمِيٓ أَنفُسِهِمۡۖ فَأَلۡقَوُاْ ٱلسَّلَمَ مَا كُنَّا نَعۡمَلُ مِن سُوٓءِۭۚ بَلَىٰٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمُۢ بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
(O kafirler), kendilerine zulmetmis kimseler olarak, meleklerin, canlarini aldiklari kimselerdir. O vakit onlar soyle diyerek teslim olurlar: "Biz, bir kotulukten dolayi yapmiyorduk." (Onlara): "Hayir, Allah sizin ne maksatla yaptiginizi elbette cok iyi bilendir
Surah An-Nahl, Verse 28
فَٱدۡخُلُوٓاْ أَبۡوَٰبَ جَهَنَّمَ خَٰلِدِينَ فِيهَاۖ فَلَبِئۡسَ مَثۡوَى ٱلۡمُتَكَبِّرِينَ
O halde icinde ebedi kalacaginiz cehennemin kapilarindan girin" denir. Kibirlenenlerin yeri ne kotudur
Surah An-Nahl, Verse 29
۞وَقِيلَ لِلَّذِينَ ٱتَّقَوۡاْ مَاذَآ أَنزَلَ رَبُّكُمۡۚ قَالُواْ خَيۡرٗاۗ لِّلَّذِينَ أَحۡسَنُواْ فِي هَٰذِهِ ٱلدُّنۡيَا حَسَنَةٞۚ وَلَدَارُ ٱلۡأٓخِرَةِ خَيۡرٞۚ وَلَنِعۡمَ دَارُ ٱلۡمُتَّقِينَ
Kotuluklerden sakinanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" denilince: "Hayir indirdi" derler. Bu dunyada guzel amel isleyenlere guzel bir mukafat var. Elbette ahiret yurdu ise daha hayirlidir. Allah'tan korkanlarin yurdu ne guzeldir
Surah An-Nahl, Verse 30
جَنَّـٰتُ عَدۡنٖ يَدۡخُلُونَهَا تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۖ لَهُمۡ فِيهَا مَا يَشَآءُونَۚ كَذَٰلِكَ يَجۡزِي ٱللَّهُ ٱلۡمُتَّقِينَ
O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altindan irmaklar akar. Orada Allah'tan korkanlara diledikleri nimetler vardir. Iste Allah, takva sahiplerini boyle mukafatlandirir
Surah An-Nahl, Verse 31
ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ طَيِّبِينَ يَقُولُونَ سَلَٰمٌ عَلَيۡكُمُ ٱدۡخُلُواْ ٱلۡجَنَّةَ بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarini hos ve rahat halde alirlar. "Selam size, yapmis oldugunuz guzel islerin mukafati olarak girin cennet'e..." derler
Surah An-Nahl, Verse 32
هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأۡتِيَهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ أَوۡ يَأۡتِيَ أَمۡرُ رَبِّكَۚ كَذَٰلِكَ فَعَلَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ وَمَا ظَلَمَهُمُ ٱللَّهُ وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ
Ancak kendilerine, ruhlarini alacak meleklerin gelmesini veya Rabbinin azab emrinin (kiyametin) gelip catmasini bekliyorlar! Kendilerinden oncekiler de boyle yapmislardi. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmetmislerdi
Surah An-Nahl, Verse 33
فَأَصَابَهُمۡ سَيِّـَٔاتُ مَا عَمِلُواْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Bunun icin, sonunda yaptiklarinin cezasi baslarina felaket oldu ve alay edip durduklari o azap, kendilerini kusatti
Surah An-Nahl, Verse 34
وَقَالَ ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْ لَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَا عَبَدۡنَا مِن دُونِهِۦ مِن شَيۡءٖ نَّحۡنُ وَلَآ ءَابَآؤُنَا وَلَا حَرَّمۡنَا مِن دُونِهِۦ مِن شَيۡءٖۚ كَذَٰلِكَ فَعَلَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ فَهَلۡ عَلَى ٱلرُّسُلِ إِلَّا ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ
Allah'a ortak kosanlar dediler ki: "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarimiz O'ndan baska hicbir seye tapmazdik ve O'nun emri disinda hicbir seyi haram kilmazdik" Kendilerinden oncekiler de boyle yaptilar. Buna karsi peygamberlerin vazifesi, ancak acik-secik bir tebligden, ibarettir
Surah An-Nahl, Verse 35
وَلَقَدۡ بَعَثۡنَا فِي كُلِّ أُمَّةٖ رَّسُولًا أَنِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ وَٱجۡتَنِبُواْ ٱلطَّـٰغُوتَۖ فَمِنۡهُم مَّنۡ هَدَى ٱللَّهُ وَمِنۡهُم مَّنۡ حَقَّتۡ عَلَيۡهِ ٱلضَّلَٰلَةُۚ فَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَٱنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُكَذِّبِينَ
Andolsun ki biz her ummete, "Allah'a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakinin." diye bir peygamber gonderdik. Allah, bu ummetlerden bir kismina hidayet etti, bir kismina da sapiklik hak olmustur. Simdi yer yuzunde bir gezip dolasin da bakin ki, peygamberleri yalanlayanlarin sonunun ne oldugunu bir gorun
Surah An-Nahl, Verse 36
إِن تَحۡرِصۡ عَلَىٰ هُدَىٰهُمۡ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي مَن يُضِلُّۖ وَمَا لَهُم مِّن نَّـٰصِرِينَ
(Ey Muhammed!) Sen o kafirlerin hidayete ermelerini ne kadar istesen de Allah, saptirdigi kimseyi hidayete erdirmez. Onlarin hicbir yardimcisi da yoktur
Surah An-Nahl, Verse 37
وَأَقۡسَمُواْ بِٱللَّهِ جَهۡدَ أَيۡمَٰنِهِمۡ لَا يَبۡعَثُ ٱللَّهُ مَن يَمُوتُۚ بَلَىٰ وَعۡدًا عَلَيۡهِ حَقّٗا وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
Kafirler, "Allah olen kimseyi diriltmez." diye en kuvvetli yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. Hayir, bu oluleri diriltmek, Allah'in kendisine karsi bir vaadidir. Ancak insanlarin cogu bunu bilmezler
Surah An-Nahl, Verse 38
لِيُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِي يَخۡتَلِفُونَ فِيهِ وَلِيَعۡلَمَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَنَّهُمۡ كَانُواْ كَٰذِبِينَ
Allah oluleri diriltecek ki, o kafirlerin, hakkinda ihtilaf ettikleri seyi onlara acikca gostersin ve bunu inkar edenler kendilerinin yalanci olduklarini bilsinler
Surah An-Nahl, Verse 39
إِنَّمَا قَوۡلُنَا لِشَيۡءٍ إِذَآ أَرَدۡنَٰهُ أَن نَّقُولَ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ
Biz bir seyi diledigimiz zaman, ona sozumuz sadece "ol" dememizdir. O da hemen oluverir
Surah An-Nahl, Verse 40
وَٱلَّذِينَ هَاجَرُواْ فِي ٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ مَا ظُلِمُواْ لَنُبَوِّئَنَّهُمۡ فِي ٱلدُّنۡيَا حَسَنَةٗۖ وَلَأَجۡرُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَكۡبَرُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ
Zulme ugradiktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, biz dunyada mutlaka onlari guzel bir yere yerlestiririz. Halbuki bilirlerse ahiretin mukafati elbette daha buyuktur
Surah An-Nahl, Verse 41
ٱلَّذِينَ صَبَرُواْ وَعَلَىٰ رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُونَ
O Muhacirler, musriklerin eziyetlerine sabredenler ve Rablerine tevekkul edenlerdir
Surah An-Nahl, Verse 42
وَمَآ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ إِلَّا رِجَالٗا نُّوحِيٓ إِلَيۡهِمۡۖ فَسۡـَٔلُوٓاْ أَهۡلَ ٱلذِّكۡرِ إِن كُنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ
(Ey Peygamber!) Senden once de, kendilerine vahyettigimiz erkeklerden baskasini peygamber olarak gondermedik. Eger bunu bilmiyorsaniz Tevrat ve Incil alimlerine sorun
Surah An-Nahl, Verse 43
بِٱلۡبَيِّنَٰتِ وَٱلزُّبُرِۗ وَأَنزَلۡنَآ إِلَيۡكَ ٱلذِّكۡرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيۡهِمۡ وَلَعَلَّهُمۡ يَتَفَكَّرُونَ
Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gonderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'an'i indirdik ki, insanlara vahyedileni aciklayasin. Belki onlar da dusunurler
Surah An-Nahl, Verse 44
أَفَأَمِنَ ٱلَّذِينَ مَكَرُواْ ٱلسَّيِّـَٔاتِ أَن يَخۡسِفَ ٱللَّهُ بِهِمُ ٱلۡأَرۡضَ أَوۡ يَأۡتِيَهُمُ ٱلۡعَذَابُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَشۡعُرُونَ
Sinsice kotu tuzaklar kuranlar, Allah'in kendilerini yerin dibine geciremeyeceginden, yahut bilemeyecekleri bir yerden azabin gelmeyeceginden emin mi oldular
Surah An-Nahl, Verse 45
أَوۡ يَأۡخُذَهُمۡ فِي تَقَلُّبِهِمۡ فَمَا هُم بِمُعۡجِزِينَ
Yahut (rizik icin) dolasip dururlarken (Allah'in azabinin) kendilerini yakalayivermesinden emin mi oldular? Ustelik onlar, azabi engelleyici de degillerdir
Surah An-Nahl, Verse 46
أَوۡ يَأۡخُذَهُمۡ عَلَىٰ تَخَوُّفٖ فَإِنَّ رَبَّكُمۡ لَرَءُوفٞ رَّحِيمٌ
Yahut ta kendilerini azar azar yakalayip helak etmesinden emin mi oldular? Suphesiz Rabbiniz cok sefkatlidir, cok merhametlidir
Surah An-Nahl, Verse 47
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَىٰ مَا خَلَقَ ٱللَّهُ مِن شَيۡءٖ يَتَفَيَّؤُاْ ظِلَٰلُهُۥ عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَٱلشَّمَآئِلِ سُجَّدٗا لِّلَّهِ وَهُمۡ دَٰخِرُونَ
Onlar, Allah'in yarattigi birtakim seyleri gormediler mi ki? Golgeleri Allah'in kudretine boyun egip secde ederek, saga sola doner, dolasir
Surah An-Nahl, Verse 48
وَلِلَّهِۤ يَسۡجُدُۤ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ مِن دَآبَّةٖ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ وَهُمۡ لَا يَسۡتَكۡبِرُونَ
Goklerde ve yer yuzunde bulunan canlilar ve butun melekler, kibirlenmeden Allah'a secde ederler
Surah An-Nahl, Verse 49
يَخَافُونَ رَبَّهُم مِّن فَوۡقِهِمۡ وَيَفۡعَلُونَ مَا يُؤۡمَرُونَ۩
Kendilerine hakim olan Rabblerinden korkarlar ve emrolunduklari her seyi yaparlar
Surah An-Nahl, Verse 50
۞وَقَالَ ٱللَّهُ لَا تَتَّخِذُوٓاْ إِلَٰهَيۡنِ ٱثۡنَيۡنِۖ إِنَّمَا هُوَ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞ فَإِيَّـٰيَ فَٱرۡهَبُونِ
Allah, buyurmustur ki: Iki ilah edinmeyin. O, ancak bir ilahdir. Onun icin yalniz benden korkun
Surah An-Nahl, Verse 51
وَلَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَلَهُ ٱلدِّينُ وَاصِبًاۚ أَفَغَيۡرَ ٱللَّهِ تَتَّقُونَ
Goklerde ve yerde olan her sey yalniz O'nundur. Din de daima O'nundur. Boyle iken, siz Allah'tan baskasindan mi korkarsiniz
Surah An-Nahl, Verse 52
وَمَا بِكُم مِّن نِّعۡمَةٖ فَمِنَ ٱللَّهِۖ ثُمَّ إِذَا مَسَّكُمُ ٱلضُّرُّ فَإِلَيۡهِ تَجۡـَٔرُونَ
Sizde nimet namına ne varsa hep Allah dandır. Sonra size sıkıntı dokununca Allah a feryad edersiniz
Surah An-Nahl, Verse 53
ثُمَّ إِذَا كَشَفَ ٱلضُّرَّ عَنكُمۡ إِذَا فَرِيقٞ مِّنكُم بِرَبِّهِمۡ يُشۡرِكُونَ
Sonra Allah bu sikintiyi sizden kaldirdigi zaman, bir de bakarsiniz ki, icinizden bir topluluk, hemen Rablerine ortak kosarlar
Surah An-Nahl, Verse 54
لِيَكۡفُرُواْ بِمَآ ءَاتَيۡنَٰهُمۡۚ فَتَمَتَّعُواْ فَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ
Bunu kendilerine verdigimiz nimete nankorluk etmek icin yaparlar. Simdi eglenin bakalim! Fakat yakinda bileceksiniz
Surah An-Nahl, Verse 55
وَيَجۡعَلُونَ لِمَا لَا يَعۡلَمُونَ نَصِيبٗا مِّمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡۗ تَٱللَّهِ لَتُسۡـَٔلُنَّ عَمَّا كُنتُمۡ تَفۡتَرُونَ
Bir de musrikler kendilerine rizik olarak verdigimiz seylerden tutuyorlar mahiyetini bilmedikleri seylere (putlara) pay ayiriyorlar. Allah'a andolsun ki, siz bu yaptiginiz iftiralardan mutlaka hesaba cekileceksiniz
Surah An-Nahl, Verse 56
وَيَجۡعَلُونَ لِلَّهِ ٱلۡبَنَٰتِ سُبۡحَٰنَهُۥ وَلَهُم مَّا يَشۡتَهُونَ
Onlar, Allah'a kizlar isnad ediyorlar. O, bundan munezzehtir. Kendilerine ise erkek cocuklari isnad ederler
Surah An-Nahl, Verse 57
وَإِذَا بُشِّرَ أَحَدُهُم بِٱلۡأُنثَىٰ ظَلَّ وَجۡهُهُۥ مُسۡوَدّٗا وَهُوَ كَظِيمٞ
Halbuki onlardan birine, kiz dogum haberi mujdelendigi zaman ici ofkeyle dolar, yuzu kapkara kesilir
Surah An-Nahl, Verse 58
يَتَوَٰرَىٰ مِنَ ٱلۡقَوۡمِ مِن سُوٓءِ مَا بُشِّرَ بِهِۦٓۚ أَيُمۡسِكُهُۥ عَلَىٰ هُونٍ أَمۡ يَدُسُّهُۥ فِي ٱلتُّرَابِۗ أَلَا سَآءَ مَا يَحۡكُمُونَ
Kendisine verilen mujdenin kotulugu, dolayisiyla kavminden gizlenir. Simdi acaba o cocugu zillet ve horluga katlanarak saklayacak mi? Yoksa topraga mi gomecek? Dikkat edin verdikleri hukum ne kotudur
Surah An-Nahl, Verse 59
لِلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ مَثَلُ ٱلسَّوۡءِۖ وَلِلَّهِ ٱلۡمَثَلُ ٱلۡأَعۡلَىٰۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Ahirete iman etmeyenler icin kotu sifatlar var. En yuce sifatlar ise, Allah'indir. O cok gucludur, hukum ve hikmet sahibidir
Surah An-Nahl, Verse 60
وَلَوۡ يُؤَاخِذُ ٱللَّهُ ٱلنَّاسَ بِظُلۡمِهِم مَّا تَرَكَ عَلَيۡهَا مِن دَآبَّةٖ وَلَٰكِن يُؤَخِّرُهُمۡ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗىۖ فَإِذَا جَآءَ أَجَلُهُمۡ لَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ سَاعَةٗ وَلَا يَسۡتَقۡدِمُونَ
Eger Allah insanlari zulumleri yuzunden hesaba cekseydi, yeryuzunde kimildayan tek canli birakmazdi. Fakat Allah onlari, belli bir vakte kadar erteler. Muddetleri (ecelleri) geldigi zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de one alabilirler
Surah An-Nahl, Verse 61
وَيَجۡعَلُونَ لِلَّهِ مَا يَكۡرَهُونَۚ وَتَصِفُ أَلۡسِنَتُهُمُ ٱلۡكَذِبَ أَنَّ لَهُمُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ لَا جَرَمَ أَنَّ لَهُمُ ٱلنَّارَ وَأَنَّهُم مُّفۡرَطُونَ
Musrikler, kendilerinin hoslanmadiklari seyleri, Allah'a isnad ediyorlar. Dilleri, en guzel seylerin kendilerine ait oldugunu yalan yere durmadan soyler. Hic suphesiz onlar icin, sadece ates vardir. Oraya en onde gidip kalacaklardir
Surah An-Nahl, Verse 62
تَٱللَّهِ لَقَدۡ أَرۡسَلۡنَآ إِلَىٰٓ أُمَمٖ مِّن قَبۡلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَعۡمَٰلَهُمۡ فَهُوَ وَلِيُّهُمُ ٱلۡيَوۡمَ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
Allah'a yemin olsun ki, biz senden once bir cok ummetlere peygamberler gonderdik. Ne var ki seytan, onlara amellerini bezeyip suslu gosterdi. Bugun de o seytan, kafirlerin dostudur. Onlar icin aci bir azab vardir
Surah An-Nahl, Verse 63
وَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ إِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِي ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
(Ey Resulum!) Biz, sana bu kitabi (Kur'ani) sirf hakkinda ihtilafa dustukleri seyi insanlara aciklaman icin ve iman edecek topluma bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik
Surah An-Nahl, Verse 64
وَٱللَّهُ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَحۡيَا بِهِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَآۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَسۡمَعُونَ
Allah gokten bir su indirdi ve onunla yeryuzune olumunden sonra hayat verdi. Suphesiz ki bunda dinleyen bir millet icin buyuk bir ibret vardir
Surah An-Nahl, Verse 65
وَإِنَّ لَكُمۡ فِي ٱلۡأَنۡعَٰمِ لَعِبۡرَةٗۖ نُّسۡقِيكُم مِّمَّا فِي بُطُونِهِۦ مِنۢ بَيۡنِ فَرۡثٖ وَدَمٖ لَّبَنًا خَالِصٗا سَآئِغٗا لِّلشَّـٰرِبِينَ
Gercekten sut veren hayvanlarda da size bir ibret vardir. Size iskembelerindeki yem artiklariyla kandan meydana gelen, icenlere icimi kolay halis bir sut icirmekteyiz
Surah An-Nahl, Verse 66
وَمِن ثَمَرَٰتِ ٱلنَّخِيلِ وَٱلۡأَعۡنَٰبِ تَتَّخِذُونَ مِنۡهُ سَكَرٗا وَرِزۡقًا حَسَنًاۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Hurma ve uzum agaclarinin meyvalarindan da hem icki, hem de guzel gidalar edinirsiniz. Suphesiz ki bunda aklini kullanan kimseler icin buyuk bir ibret vardir
Surah An-Nahl, Verse 67
وَأَوۡحَىٰ رَبُّكَ إِلَى ٱلنَّحۡلِ أَنِ ٱتَّخِذِي مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتٗا وَمِنَ ٱلشَّجَرِ وَمِمَّا يَعۡرِشُونَ
Senin Rabbin bal arisina soyle vahyetti: Daglardan, agaclardan ve insanlarin kuracaklari kovanlardan kendine evler edin
Surah An-Nahl, Verse 68
ثُمَّ كُلِي مِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ فَٱسۡلُكِي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلٗاۚ يَخۡرُجُ مِنۢ بُطُونِهَا شَرَابٞ مُّخۡتَلِفٌ أَلۡوَٰنُهُۥ فِيهِ شِفَآءٞ لِّلنَّاسِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
Sonra meyvalarin hepsinden ye de, Rabbinin (sana) kolay kildigi yollara gir, diye ilham etti. Onlarin karinlarindan renkleri cesitli bir bal cikar ki, onda insanlar icin sifa vardir. Suphesiz ki bunda dusunen bir millet icin, buyuk bir ibret vardir
Surah An-Nahl, Verse 69
وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ ثُمَّ يَتَوَفَّىٰكُمۡۚ وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَىٰٓ أَرۡذَلِ ٱلۡعُمُرِ لِكَيۡ لَا يَعۡلَمَ بَعۡدَ عِلۡمٖ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٞ قَدِيرٞ
Allah, sizi yaratti, sonra da sizi oldurecektir. Icinizden kimi de, biraz bilgiden sonra esyayi onceki bildigi gibi bilmesin diye, omrun en kotu cagina kadar yasatilir. Suphesiz ki Allah cok bilgili ve buyuk kudret sahibidir
Surah An-Nahl, Verse 70
وَٱللَّهُ فَضَّلَ بَعۡضَكُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ فِي ٱلرِّزۡقِۚ فَمَا ٱلَّذِينَ فُضِّلُواْ بِرَآدِّي رِزۡقِهِمۡ عَلَىٰ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَهُمۡ فِيهِ سَوَآءٌۚ أَفَبِنِعۡمَةِ ٱللَّهِ يَجۡحَدُونَ
Allah, rizik yonunden bir kisminizi digerlerinden ustun kildi. Kendilerine bol rizik verilenler, riziklarini ellerinin altindakilere vermiyorlar ki, onda esit olsunlar. Durum boyle iken Allah'in nimetini inkar mi ediyorlar
Surah An-Nahl, Verse 71
وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنۡ أَنفُسِكُمۡ أَزۡوَٰجٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّنۡ أَزۡوَٰجِكُم بَنِينَ وَحَفَدَةٗ وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِۚ أَفَبِٱلۡبَٰطِلِ يُؤۡمِنُونَ وَبِنِعۡمَتِ ٱللَّهِ هُمۡ يَكۡفُرُونَ
Allah, size kendi cinsinizden esler, o eslerinizden de ogullar ve torunlar yaratti. Sizi helal ve guzel gidalarla riziklandirdi. Onlar, hala batila mi inaniyorlar? ve Allah'in nimetini inkar mi ediyorlar
Surah An-Nahl, Verse 72
وَيَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَمۡلِكُ لَهُمۡ رِزۡقٗا مِّنَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ شَيۡـٔٗا وَلَا يَسۡتَطِيعُونَ
Musrikler, Allah'i birakip, goklerden ve yerden kendileri icin hicbir rizka sahip olmayan ve sahip olmaya da gucleri yetmeyen seylere taparlar
Surah An-Nahl, Verse 73
فَلَا تَضۡرِبُواْ لِلَّهِ ٱلۡأَمۡثَالَۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ وَأَنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ
Artik Allah'a ortaklar kosmayin. Cunku Allah, (esi bulunmadigini) bilir, siz bilmezsiniz
Surah An-Nahl, Verse 74
۞ضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا عَبۡدٗا مَّمۡلُوكٗا لَّا يَقۡدِرُ عَلَىٰ شَيۡءٖ وَمَن رَّزَقۡنَٰهُ مِنَّا رِزۡقًا حَسَنٗا فَهُوَ يُنفِقُ مِنۡهُ سِرّٗا وَجَهۡرًاۖ هَلۡ يَسۡتَوُۥنَۚ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Allah, hicbir seye gucu yetmeyen, baskasinin mali olmus bir kole ile, kendisine guzel bir rizik verilen ve o rizikdan gizli ve acik olarak harcayan hur bir insani misal verdi. Hic bunlar esit olur mu? Butun hamd Allah'a mahsustur. Dogrusu insanlarin cogu bilmezler
Surah An-Nahl, Verse 75
وَضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلٗا رَّجُلَيۡنِ أَحَدُهُمَآ أَبۡكَمُ لَا يَقۡدِرُ عَلَىٰ شَيۡءٖ وَهُوَ كَلٌّ عَلَىٰ مَوۡلَىٰهُ أَيۡنَمَا يُوَجِّههُّ لَا يَأۡتِ بِخَيۡرٍ هَلۡ يَسۡتَوِي هُوَ وَمَن يَأۡمُرُ بِٱلۡعَدۡلِ وَهُوَ عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
Allah su iki adami da misal verdi: Bunlardan biri dilsizdir, hicbir seye gucu yetmez; efendisine bir yuktur. Onu nereye gonderse bir hayir getiremez. Simdi, bu adamla, adaletle emreden ve dogru yolda bulunan adam esit olur mu
Surah An-Nahl, Verse 76
وَلِلَّهِ غَيۡبُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَمَآ أَمۡرُ ٱلسَّاعَةِ إِلَّا كَلَمۡحِ ٱلۡبَصَرِ أَوۡ هُوَ أَقۡرَبُۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ
Goklerin ve yerin gaybini bilmek Allah'a aittir. Kiyametin kopusu yalniz bir goz kirpmasi veya daha az bir zamandan baskasi degildir. Suphesiz Allah her seye kadirdir
Surah An-Nahl, Verse 77
وَٱللَّهُ أَخۡرَجَكُم مِّنۢ بُطُونِ أُمَّهَٰتِكُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ شَيۡـٔٗا وَجَعَلَ لَكُمُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَٱلۡأَفۡـِٔدَةَ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ
Allah sizi annelerinizin karnindan cikardigi zaman hicbir sey bilmiyordunuz. Sukredesiniz diye size isitme (duygusu), gozler ve gonuller verdi
Surah An-Nahl, Verse 78
أَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَى ٱلطَّيۡرِ مُسَخَّرَٰتٖ فِي جَوِّ ٱلسَّمَآءِ مَا يُمۡسِكُهُنَّ إِلَّا ٱللَّهُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Gogun boslugunda Allah'in emrine boyun egdirilerek ucusan kuslara bakmadilar mi? Suphesiz bunda inanan bir toplum icin ayetler (ibretler) vardir
Surah An-Nahl, Verse 79
وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنۢ بُيُوتِكُمۡ سَكَنٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّن جُلُودِ ٱلۡأَنۡعَٰمِ بُيُوتٗا تَسۡتَخِفُّونَهَا يَوۡمَ ظَعۡنِكُمۡ وَيَوۡمَ إِقَامَتِكُمۡ وَمِنۡ أَصۡوَافِهَا وَأَوۡبَارِهَا وَأَشۡعَارِهَآ أَثَٰثٗا وَمَتَٰعًا إِلَىٰ حِينٖ
Allah size evlerinizden bir huzur ve dinlenme yeri yapti. Hayvanlarin derilerinden gerek yolculugunuzda ve gerekse konaklama zamanlarinizda kolayca tasiyacaginiz hafif evler (cadirlar v.s.) ve yunlerinden, yapagilarindan ve killarindan bir sureye kadar (giyinecek, kusanacak, serilecek ve dosenecek) bir esya ve ticaret mali yapti
Surah An-Nahl, Verse 80
وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّمَّا خَلَقَ ظِلَٰلٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّنَ ٱلۡجِبَالِ أَكۡنَٰنٗا وَجَعَلَ لَكُمۡ سَرَٰبِيلَ تَقِيكُمُ ٱلۡحَرَّ وَسَرَٰبِيلَ تَقِيكُم بَأۡسَكُمۡۚ كَذَٰلِكَ يُتِمُّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَيۡكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تُسۡلِمُونَ
Allah, yarattiklarindan sizin icin golgeler yapti ve sizin icin daglarda barinaklar yaratti. Sizi sicaktan koruyacak elbiseler ve savasta sizi koruyan elbiseler (zirhlar) yaratti. Iste boylece Allah musluman olasiniz diye uzerinize nimetini tamamlamaktadir
Surah An-Nahl, Verse 81
فَإِن تَوَلَّوۡاْ فَإِنَّمَا عَلَيۡكَ ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ
Buna ragmen eger yuz cevirirlerse, ey Muhammed! Artik sana dusen sadece acik bir sekilde tebligden ibarettir
Surah An-Nahl, Verse 82
يَعۡرِفُونَ نِعۡمَتَ ٱللَّهِ ثُمَّ يُنكِرُونَهَا وَأَكۡثَرُهُمُ ٱلۡكَٰفِرُونَ
Hem Allah'in nimetini bilirler, sonra da onu inkar ederler. Onlarin cogu kafir kimselerdir
Surah An-Nahl, Verse 83
وَيَوۡمَ نَبۡعَثُ مِن كُلِّ أُمَّةٖ شَهِيدٗا ثُمَّ لَا يُؤۡذَنُ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ وَلَا هُمۡ يُسۡتَعۡتَبُونَ
Her ummetten bir sahid getirecegimiz gun, artik kafirlere ne izin verilecek, ne de onlardan ozur dilemeleri istenecektir
Surah An-Nahl, Verse 84
وَإِذَا رَءَا ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ ٱلۡعَذَابَ فَلَا يُخَفَّفُ عَنۡهُمۡ وَلَا هُمۡ يُنظَرُونَ
O zulmedenler, azabi gordukleri zaman, artik onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlara sure verilir
Surah An-Nahl, Verse 85
وَإِذَا رَءَا ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْ شُرَكَآءَهُمۡ قَالُواْ رَبَّنَا هَـٰٓؤُلَآءِ شُرَكَآؤُنَا ٱلَّذِينَ كُنَّا نَدۡعُواْ مِن دُونِكَۖ فَأَلۡقَوۡاْ إِلَيۡهِمُ ٱلۡقَوۡلَ إِنَّكُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Ve o Allah'a ortak kosanlar, ortak kostuklarini (putlari) gordukleri zaman: "Rabbimiz! Iste bunlar, seni birakip da kendilerine taptigimiz ortaklarimizdir" diyecekler. Kostuklari ortaklar da onlara; "Siz mutlaka yalancilarsiniz" diye soz atarlar
Surah An-Nahl, Verse 86
وَأَلۡقَوۡاْ إِلَى ٱللَّهِ يَوۡمَئِذٍ ٱلسَّلَمَۖ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ
O gun Allah'a teslim bayragini cekerler, butun o uydurduklari seyler kendilerini birakip kaybolup gitmislerdir
Surah An-Nahl, Verse 87
ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ زِدۡنَٰهُمۡ عَذَابٗا فَوۡقَ ٱلۡعَذَابِ بِمَا كَانُواْ يُفۡسِدُونَ
Inkar eden ve (insanlari) Allah yolundan cevirenler, diger kimseleri de bozduklari icin onlara azab ustune azab artirdik
Surah An-Nahl, Verse 88
وَيَوۡمَ نَبۡعَثُ فِي كُلِّ أُمَّةٖ شَهِيدًا عَلَيۡهِم مِّنۡ أَنفُسِهِمۡۖ وَجِئۡنَا بِكَ شَهِيدًا عَلَىٰ هَـٰٓؤُلَآءِۚ وَنَزَّلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ تِبۡيَٰنٗا لِّكُلِّ شَيۡءٖ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ وَبُشۡرَىٰ لِلۡمُسۡلِمِينَ
Biz o gun, her ummet icinde, kendilerinden kendi uzerlerine bir sahit gonderecegiz. Seni de onlarin uzerine sahit getirecegiz. Bu kitabi da, her seyi aciklayan ve muslumanlara dogruyu gosteren bir rehber, bir rahmet kaynagi ve bir mujdeleyici olarak indirdik
Surah An-Nahl, Verse 89
۞إِنَّ ٱللَّهَ يَأۡمُرُ بِٱلۡعَدۡلِ وَٱلۡإِحۡسَٰنِ وَإِيتَآيِٕ ذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَيَنۡهَىٰ عَنِ ٱلۡفَحۡشَآءِ وَٱلۡمُنكَرِ وَٱلۡبَغۡيِۚ يَعِظُكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ
Suphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayi ve yakinlara bakmayi emreder; hayasizliktan, fenaliktan ve azginliktan nehyeder. Ogut almaniz icin size boyle ogut verir
Surah An-Nahl, Verse 90
وَأَوۡفُواْ بِعَهۡدِ ٱللَّهِ إِذَا عَٰهَدتُّمۡ وَلَا تَنقُضُواْ ٱلۡأَيۡمَٰنَ بَعۡدَ تَوۡكِيدِهَا وَقَدۡ جَعَلۡتُمُ ٱللَّهَ عَلَيۡكُمۡ كَفِيلًاۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا تَفۡعَلُونَ
Bir de anlasma yaptiginizda Allah'in ahdini yerine getirin ve pekistirdikten sonra yeminleri bozmayin. Allah'i uzerinize sahid tuttugunuz halde, nasil olur da bozarsiniz! Suphesiz ki Allah yaptiklarinizi bilir
Surah An-Nahl, Verse 91
وَلَا تَكُونُواْ كَٱلَّتِي نَقَضَتۡ غَزۡلَهَا مِنۢ بَعۡدِ قُوَّةٍ أَنكَٰثٗا تَتَّخِذُونَ أَيۡمَٰنَكُمۡ دَخَلَۢا بَيۡنَكُمۡ أَن تَكُونَ أُمَّةٌ هِيَ أَرۡبَىٰ مِنۡ أُمَّةٍۚ إِنَّمَا يَبۡلُوكُمُ ٱللَّهُ بِهِۦۚ وَلَيُبَيِّنَنَّ لَكُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ مَا كُنتُمۡ فِيهِ تَخۡتَلِفُونَ
Bir ummet, diger bir ummetten (sayica ve malca) daha cok oldugu icin, yeminlerinizi aranizda aldatma vasitasi yaparak, ipligini saglamca egirdikten sonra onu sokup bozmaya calisan kadin gibi olmayin. Allah sizi bununla imtihan eder ve suphesiz hakkinda ihtilaf ettiginiz seyleri kiyamet gunu size mutlaka aciklayacaktir
Surah An-Nahl, Verse 92
وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ لَجَعَلَكُمۡ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗ وَلَٰكِن يُضِلُّ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُۚ وَلَتُسۡـَٔلُنَّ عَمَّا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Allah dileseydi elbette hepinizi tek bir ummet yapardi. Fakat Allah diledigini saptirir ve diledigine de hidayet verir. Suphesiz ki, (kiyamet gununde) butun yaptiklarinizdan sorumlu tutulacaksiniz
Surah An-Nahl, Verse 93
وَلَا تَتَّخِذُوٓاْ أَيۡمَٰنَكُمۡ دَخَلَۢا بَيۡنَكُمۡ فَتَزِلَّ قَدَمُۢ بَعۡدَ ثُبُوتِهَا وَتَذُوقُواْ ٱلسُّوٓءَ بِمَا صَدَدتُّمۡ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ وَلَكُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٞ
Yeminlerinizi aranizda aldatma ve fesada vasita edinmeyin, sonra saglam basmisken bir ayak kayar da Allah yolundan saptiginiz icin, dunyada kotu azabi tadarsiniz. Ahirette de size buyuk bir azab olur
Surah An-Nahl, Verse 94
وَلَا تَشۡتَرُواْ بِعَهۡدِ ٱللَّهِ ثَمَنٗا قَلِيلًاۚ إِنَّمَا عِندَ ٱللَّهِ هُوَ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Allah'in ahdini az bir bedel karsiliginda degismeyin. Eger bilirseniz muhakkak ki Allah katindaki sevap sizin icin daha hayirlidir
Surah An-Nahl, Verse 95
مَا عِندَكُمۡ يَنفَدُ وَمَا عِندَ ٱللَّهِ بَاقٖۗ وَلَنَجۡزِيَنَّ ٱلَّذِينَ صَبَرُوٓاْ أَجۡرَهُم بِأَحۡسَنِ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Sizin yaninizdaki dunya mali tukenir, Allah'in katindakiler ise tukenmez. Muhakkak ki biz, Allah yolunda sabredenleri, yaptiklari amelin daha guzeliyle mukafatlandiracagiz
Surah An-Nahl, Verse 96
مَنۡ عَمِلَ صَٰلِحٗا مِّن ذَكَرٍ أَوۡ أُنثَىٰ وَهُوَ مُؤۡمِنٞ فَلَنُحۡيِيَنَّهُۥ حَيَوٰةٗ طَيِّبَةٗۖ وَلَنَجۡزِيَنَّهُمۡ أَجۡرَهُم بِأَحۡسَنِ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Erkekten ve disiden, mumin olarak kim iyi amel islerse muhakkak onu guzel bir hayat ile yasatacagiz ve yapmakta olduklari amellerin daha guzeliyle mukafatlarini elbette verecegiz
Surah An-Nahl, Verse 97
فَإِذَا قَرَأۡتَ ٱلۡقُرۡءَانَ فَٱسۡتَعِذۡ بِٱللَّهِ مِنَ ٱلشَّيۡطَٰنِ ٱلرَّجِيمِ
Simdi Kur'an okumak istedigin zaman once o kovulmus seytandan Allah'a sigin
Surah An-Nahl, Verse 98
إِنَّهُۥ لَيۡسَ لَهُۥ سُلۡطَٰنٌ عَلَى ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَلَىٰ رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُونَ
Suphesiz ki iman edip de Rablerine tevekkul edenler uzerinde o seytanin hicbir nufuzu yoktur
Surah An-Nahl, Verse 99
إِنَّمَا سُلۡطَٰنُهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ يَتَوَلَّوۡنَهُۥ وَٱلَّذِينَ هُم بِهِۦ مُشۡرِكُونَ
Seytanin nufuzu, ancak onu dost edinenlere ve Allah'a ortak kosanlaradir
Surah An-Nahl, Verse 100
وَإِذَا بَدَّلۡنَآ ءَايَةٗ مَّكَانَ ءَايَةٖ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا يُنَزِّلُ قَالُوٓاْ إِنَّمَآ أَنتَ مُفۡتَرِۭۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Biz bir ayeti degistirip yerine baska bir ayet getirdigimiz zaman Allah ne indirdigini pek iyi bilmis iken kafirler Peygambere: "Sen, ancak bir iftiracisin" dediler. Hayir oyle degil; onlarin cogu bilmezler
Surah An-Nahl, Verse 101
قُلۡ نَزَّلَهُۥ رُوحُ ٱلۡقُدُسِ مِن رَّبِّكَ بِٱلۡحَقِّ لِيُثَبِّتَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَهُدٗى وَبُشۡرَىٰ لِلۡمُسۡلِمِينَ
(Ey Muhammed!) Onlara de ki: "Kur'an'i Cebrail, iman edenlere sebat vermek, muslumanlara bir hidayet ve bir mujde olmak icin Rabbinin katindan hak olarak indirdi
Surah An-Nahl, Verse 102
وَلَقَدۡ نَعۡلَمُ أَنَّهُمۡ يَقُولُونَ إِنَّمَا يُعَلِّمُهُۥ بَشَرٞۗ لِّسَانُ ٱلَّذِي يُلۡحِدُونَ إِلَيۡهِ أَعۡجَمِيّٞ وَهَٰذَا لِسَانٌ عَرَبِيّٞ مُّبِينٌ
Muhakkak biliyoruz ki kafirler: "Kur'an'i Muhammed'e bir insan ogretiyor" diyorlar. Peygambere ogretiyor zanninda bulunduklari kimsenin dili yabancidir. Bu Kur'an ise apacik bir Arapcadir
Surah An-Nahl, Verse 103
إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ لَا يَهۡدِيهِمُ ٱللَّهُ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Allah'in ayetlerine iman etmeyenleri, muhakkak ki Allah hidayete erdirmez ve onlara can yakici bir azab vardir
Surah An-Nahl, Verse 104
إِنَّمَا يَفۡتَرِي ٱلۡكَذِبَ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡكَٰذِبُونَ
Yalani ancak Allah'in ayetlerine inanmayanlar uydurur. Iste onlar yalancilarin ta kendileridir
Surah An-Nahl, Verse 105
مَن كَفَرَ بِٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ إِيمَٰنِهِۦٓ إِلَّا مَنۡ أُكۡرِهَ وَقَلۡبُهُۥ مُطۡمَئِنُّۢ بِٱلۡإِيمَٰنِ وَلَٰكِن مَّن شَرَحَ بِٱلۡكُفۡرِ صَدۡرٗا فَعَلَيۡهِمۡ غَضَبٞ مِّنَ ٱللَّهِ وَلَهُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٞ
Kalbi iman ile sukunet buldugu halde (dinden donmeye) zorlananlar disinda, her kim imanindan sonra kufre kalbini acarsa, mutlaka onlarin uzerine Allah'tan bir gazab gelir ve kendilerine cok buyuk bir azab vardir
Surah An-Nahl, Verse 106
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمُ ٱسۡتَحَبُّواْ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا عَلَى ٱلۡأٓخِرَةِ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡكَٰفِرِينَ
Bu (azab) sundan dolayidir ki, onlar, dunya hayatini sevmis ve onu ahirete tercih etmislerdir. Allah da kafirler toplulugunu hidayete erdirmez
Surah An-Nahl, Verse 107
أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ طَبَعَ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ وَسَمۡعِهِمۡ وَأَبۡصَٰرِهِمۡۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡغَٰفِلُونَ
Bunlar, o kimselerdir ki; Allah kalblerini, kulaklarini ve gozlerini muhurlemistir. Ve onlar, gafillerin ta kendileridir
Surah An-Nahl, Verse 108
لَا جَرَمَ أَنَّهُمۡ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ
Hic suphesiz onlar, ahirette perisan olup husrana ugrayanlarin ta kendileridir
Surah An-Nahl, Verse 109
ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ هَاجَرُواْ مِنۢ بَعۡدِ مَا فُتِنُواْ ثُمَّ جَٰهَدُواْ وَصَبَرُوٓاْ إِنَّ رَبَّكَ مِنۢ بَعۡدِهَا لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ
Sonra suphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimselerin yardimcisidir. Bunlardan sonra Rabbin elbette cok bagislayicidir, cok merhametlidir
Surah An-Nahl, Verse 110
۞يَوۡمَ تَأۡتِي كُلُّ نَفۡسٖ تُجَٰدِلُ عَن نَّفۡسِهَا وَتُوَفَّىٰ كُلُّ نَفۡسٖ مَّا عَمِلَتۡ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ
O gun, herkes nefsini kurtarmak icin ugrasarak gelir ve herkese yaptigi isin karsiligi tamamiyle odenir ve hic kimseye de zulmedilmez
Surah An-Nahl, Verse 111
وَضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلٗا قَرۡيَةٗ كَانَتۡ ءَامِنَةٗ مُّطۡمَئِنَّةٗ يَأۡتِيهَا رِزۡقُهَا رَغَدٗا مِّن كُلِّ مَكَانٖ فَكَفَرَتۡ بِأَنۡعُمِ ٱللَّهِ فَأَذَٰقَهَا ٱللَّهُ لِبَاسَ ٱلۡجُوعِ وَٱلۡخَوۡفِ بِمَا كَانُواْ يَصۡنَعُونَ
Allah bir sehri misal olarak verdi: Bu sehir guvenli, huzurlu idi, Oraya her yerden rizki bol bol geliyordu. Ne var ki onlar Allah'in nimetlerine karsi nankorluk ettiler. Allah da onlara, yaptiklari isler yuzunden aclik ve korku elbisesini (felaketini) tattirdi
Surah An-Nahl, Verse 112
وَلَقَدۡ جَآءَهُمۡ رَسُولٞ مِّنۡهُمۡ فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمُ ٱلۡعَذَابُ وَهُمۡ ظَٰلِمُونَ
Andolsun ki, onlara iclerinden bir peygamber geldi de onu yalanladilar. Bunun uzerine zulum yaparlarken azab da onlari yakalayiverdi
Surah An-Nahl, Verse 113
فَكُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ حَلَٰلٗا طَيِّبٗا وَٱشۡكُرُواْ نِعۡمَتَ ٱللَّهِ إِن كُنتُمۡ إِيَّاهُ تَعۡبُدُونَ
Artik Allah'in size rizik olarak verdigi seylerden helal ve temiz olarak yiyin. Allah'in nimetine sukredin, eger gercekten O'na ibadet edecekseniz
Surah An-Nahl, Verse 114
إِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡمَيۡتَةَ وَٱلدَّمَ وَلَحۡمَ ٱلۡخِنزِيرِ وَمَآ أُهِلَّ لِغَيۡرِ ٱللَّهِ بِهِۦۖ فَمَنِ ٱضۡطُرَّ غَيۡرَ بَاغٖ وَلَا عَادٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ
O size ancak olu hayvani, kani, domuz etini ve Allah'tan baskasi adina kesilenleri haram kildi. Her kim bu haram seyleri yemeye mecbur kalirsa (baskasinin hakkina) saldirmadan ve asiri gitmeden yiyebilir. Suphesiz Allah, cok bagislayicidir, cok merhametlidir
Surah An-Nahl, Verse 115
وَلَا تَقُولُواْ لِمَا تَصِفُ أَلۡسِنَتُكُمُ ٱلۡكَذِبَ هَٰذَا حَلَٰلٞ وَهَٰذَا حَرَامٞ لِّتَفۡتَرُواْ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ لَا يُفۡلِحُونَ
Dillerinizin yalan vasfetmesi ile: "Su helaldir, su haramdir" demeyin; aksi halde Allah'a iftira etmis olursunuz. Suphesiz Allah'a yalan uyduranlar asla kurtulamazlar
Surah An-Nahl, Verse 116
مَتَٰعٞ قَلِيلٞ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
Onlar icin dunyada pek az bir menfaat var, ahirette ise cok acikli bir azab vardir
Surah An-Nahl, Verse 117
وَعَلَى ٱلَّذِينَ هَادُواْ حَرَّمۡنَا مَا قَصَصۡنَا عَلَيۡكَ مِن قَبۡلُۖ وَمَا ظَلَمۡنَٰهُمۡ وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ
Sana anlattiklarimizi, daha once yahudilere de haram kilmistik. Biz onlara zulmetmemistik. Fakat onlar kendi kendilerine zulmetmislerdi
Surah An-Nahl, Verse 118
ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ عَمِلُواْ ٱلسُّوٓءَ بِجَهَٰلَةٖ ثُمَّ تَابُواْ مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ وَأَصۡلَحُوٓاْ إِنَّ رَبَّكَ مِنۢ بَعۡدِهَا لَغَفُورٞ رَّحِيمٌ
Sonra suphe yok ki Rabbin, bir cahillikle gunah isleyip ardindan tevbe eden ve durumunu duzelten kimseleri bagislar. Suphesiz ki Rabbin, bu tevbeden sonra Gafurdur, Rahimdir (cok bagislayicidir, cok merhametlidir)
Surah An-Nahl, Verse 119
إِنَّ إِبۡرَٰهِيمَ كَانَ أُمَّةٗ قَانِتٗا لِّلَّهِ حَنِيفٗا وَلَمۡ يَكُ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
Suphesiz Ibrahim Allah'a itaat eden, Hakk'a yonelen bir onderdi. Ve hicbir zaman musriklerden olmadi
Surah An-Nahl, Verse 120
شَاكِرٗا لِّأَنۡعُمِهِۚ ٱجۡتَبَىٰهُ وَهَدَىٰهُ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
Allah'in nimetlerine sukredendi. Allah onu secmis ve dogru yola iletmisti
Surah An-Nahl, Verse 121
وَءَاتَيۡنَٰهُ فِي ٱلدُّنۡيَا حَسَنَةٗۖ وَإِنَّهُۥ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ لَمِنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
Ve biz ona (Ibrahim'e) iyilik verdik. Suphesiz ki o, ahirette de salihlerdendir
Surah An-Nahl, Verse 122
ثُمَّ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ أَنِ ٱتَّبِعۡ مِلَّةَ إِبۡرَٰهِيمَ حَنِيفٗاۖ وَمَا كَانَ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
Sonra da (ey Muhammed!) sana: "Hakk'a yonelen ve musriklerden olmayan Ibrahim'in dinine tabi ol" diye vahyettik
Surah An-Nahl, Verse 123
إِنَّمَا جُعِلَ ٱلسَّبۡتُ عَلَى ٱلَّذِينَ ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِۚ وَإِنَّ رَبَّكَ لَيَحۡكُمُ بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُواْ فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ
Cumartesi gunu (avlanmamak), ancak onda ihtilafa dusenlere farz kilindi. Suphesiz Rabbin onlarin ihtilaf edip durduklari seyler hakkinda kiyamet gunu, aralarinda elbette hukmunu verecektir
Surah An-Nahl, Verse 124
ٱدۡعُ إِلَىٰ سَبِيلِ رَبِّكَ بِٱلۡحِكۡمَةِ وَٱلۡمَوۡعِظَةِ ٱلۡحَسَنَةِۖ وَجَٰدِلۡهُم بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُهۡتَدِينَ
(Ey Resulum!) Rabbinin yoluna hikmetle ve guzel ogutle cagir! Ve onlarla en guzel sekilde mucadele et. Suphesiz Rabbin kendi yolundan sapanlari en iyi bilendir ve O, hidayete kavusanlari da en iyi bilendir
Surah An-Nahl, Verse 125
وَإِنۡ عَاقَبۡتُمۡ فَعَاقِبُواْ بِمِثۡلِ مَا عُوقِبۡتُم بِهِۦۖ وَلَئِن صَبَرۡتُمۡ لَهُوَ خَيۡرٞ لِّلصَّـٰبِرِينَ
Eger (bir suctan dolayi) ceza verecek olursaniz size yapilan azab ve cezanin misli ile ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler icin daha hayirlidir
Surah An-Nahl, Verse 126
وَٱصۡبِرۡ وَمَا صَبۡرُكَ إِلَّا بِٱللَّهِۚ وَلَا تَحۡزَنۡ عَلَيۡهِمۡ وَلَا تَكُ فِي ضَيۡقٖ مِّمَّا يَمۡكُرُونَ
(Ey Peygamber!) Sabret! Sabrin da ancak Allah'in yardimi iledir. Onlardan dolayi uzulme! Kurduklari tuzaklardan telas edip sikintiya dusme
Surah An-Nahl, Verse 127
إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلَّذِينَ ٱتَّقَواْ وَّٱلَّذِينَ هُم مُّحۡسِنُونَ
Suphesiz Allah, takva sahipleri ile ve iyilikte bulunanlarla beraberdir
Surah An-Nahl, Verse 128