Surah An-Nahl - Turkish Translation by Suat Yildirim
أَتَىٰٓ أَمۡرُ ٱللَّهِ فَلَا تَسۡتَعۡجِلُوهُۚ سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
Allah'ın emri ha geldi ha gelecek! Artık onun gelmesini cabuklastırmak istemeyin. Allah musriklerin kostugu ortaklardan munezzehtir, yucedir
Surah An-Nahl, Verse 1
يُنَزِّلُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ بِٱلرُّوحِ مِنۡ أَمۡرِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦٓ أَنۡ أَنذِرُوٓاْ أَنَّهُۥ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَا۠ فَٱتَّقُونِ
Allah melekleri, kendi tarafından bir vahiy ile kullarından diledigi kimselere, “Ben'den baska tanrı yoktur. Bana karsı gelmekten sakının!” diye uyarmak uzere gonderir.
Surah An-Nahl, Verse 2
خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِٱلۡحَقِّۚ تَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
O, gokleri ve yeri hikmetle, ciddi bir maksatla yarattı. O, musriklerin kostukları ortaklardan yucedir
Surah An-Nahl, Verse 3
خَلَقَ ٱلۡإِنسَٰنَ مِن نُّطۡفَةٖ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٞ مُّبِينٞ
Nitekim O, insanı bir damla sudan yarattı. Ama o yaman bir hasım kesiliverdi
Surah An-Nahl, Verse 4
وَٱلۡأَنۡعَٰمَ خَلَقَهَاۖ لَكُمۡ فِيهَا دِفۡءٞ وَمَنَٰفِعُ وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ
Allah davarları da yarattı. Bunlarda sizi soguktan koruyan (deri, yun, kıl gibi) maddeler ve bircok faydalar vardır. Hem onların etlerini ve urunlerini de yersiniz
Surah An-Nahl, Verse 5
وَلَكُمۡ فِيهَا جَمَالٌ حِينَ تُرِيحُونَ وَحِينَ تَسۡرَحُونَ
Onları aksamleyin agıllarına getirir, sabahleyin otlaklara gotururken bambaska bir zevk alırsınız
Surah An-Nahl, Verse 6
وَتَحۡمِلُ أَثۡقَالَكُمۡ إِلَىٰ بَلَدٖ لَّمۡ تَكُونُواْ بَٰلِغِيهِ إِلَّا بِشِقِّ ٱلۡأَنفُسِۚ إِنَّ رَبَّكُمۡ لَرَءُوفٞ رَّحِيمٞ
Bunlar yuklerinizi tasırlar; oyle uzak diyarlara kadar gotururler ki, onlar olmaksızın, son derece zahmet ve mesakkat cekmeden varamazdınız oralara.Gercekten, bunları size amade kılan Rabbiniz pek sefkatlidir, rahmet ve ihsanı boldur. [36,71-72;]
Surah An-Nahl, Verse 7
وَٱلۡخَيۡلَ وَٱلۡبِغَالَ وَٱلۡحَمِيرَ لِتَرۡكَبُوهَا وَزِينَةٗۚ وَيَخۡلُقُ مَا لَا تَعۡلَمُونَ
Hem binmeniz, hem de zinet olsun diye atlar, katırlar, merkepler yarattı. Hem sizin bilemeyeceginiz daha neler neler yaratacak
Surah An-Nahl, Verse 8
وَعَلَى ٱللَّهِ قَصۡدُ ٱلسَّبِيلِ وَمِنۡهَا جَآئِرٞۚ وَلَوۡ شَآءَ لَهَدَىٰكُمۡ أَجۡمَعِينَ
Dogru yolu bildirmek Allah'a aittir. Kimi yollar ise egridir. Sayet O dileseydi, hepinizi toptan dogru yola getirirdi. [76,]
Surah An-Nahl, Verse 9
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗۖ لَّكُم مِّنۡهُ شَرَابٞ وَمِنۡهُ شَجَرٞ فِيهِ تُسِيمُونَ
O'dur ki gokten yagmur indirir.Hem iceceginiz su ondan olusur, hem de hayvanlarınızı icinde otlattıgınız ot ve agaclar
Surah An-Nahl, Verse 10
يُنۢبِتُ لَكُم بِهِ ٱلزَّرۡعَ وَٱلزَّيۡتُونَ وَٱلنَّخِيلَ وَٱلۡأَعۡنَٰبَ وَمِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
Allah o su sayesinde sizin icin ekinler, zeytinlikler, hurmalıklar, uzum bagları ve cesit cesit meyveler yetistirir.Elbette bunda dusunen kimseler icin alınacak bir ders var
Surah An-Nahl, Verse 11
وَسَخَّرَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ وَٱلنَّهَارَ وَٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَۖ وَٱلنُّجُومُ مُسَخَّرَٰتُۢ بِأَمۡرِهِۦٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Hem geceyi ve gunduzu, gunes'i ve ay’ı sizin hizmetinize verdi.Diger yıldızlar da O’nun emriyle size ram edilmistir. Elbette aklını calıstıran kimseler icin bunda alınacak nice dersler var
Surah An-Nahl, Verse 12
وَمَا ذَرَأَ لَكُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُخۡتَلِفًا أَلۡوَٰنُهُۥٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَذَّكَّرُونَ
Yeryuzunde turlu turlu renklerle, her cesitten bitki ve hayvan olarak sizin icin yarattıgı daha neler neler var!Elbette bunda dusunen kimseler icin alınacak ibret var
Surah An-Nahl, Verse 13
وَهُوَ ٱلَّذِي سَخَّرَ ٱلۡبَحۡرَ لِتَأۡكُلُواْ مِنۡهُ لَحۡمٗا طَرِيّٗا وَتَسۡتَخۡرِجُواْ مِنۡهُ حِلۡيَةٗ تَلۡبَسُونَهَاۖ وَتَرَى ٱلۡفُلۡكَ مَوَاخِرَ فِيهِ وَلِتَبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِهِۦ وَلَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ
Yine O'dur ki denizi sizin hizmetinize verdi ki oradan taptaze et yiyesiniz ve takınıp kusanacagınız zinet esyası cıkarasınız.Denizde gemilerin suları yara yara akıp gittiklerini gorursun.Butun bunlar Onun lutfedecegi nasibi aramanız ve nimetine sukretmeniz icindir
Surah An-Nahl, Verse 14
وَأَلۡقَىٰ فِي ٱلۡأَرۡضِ رَوَٰسِيَ أَن تَمِيدَ بِكُمۡ وَأَنۡهَٰرٗا وَسُبُلٗا لَّعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ
Hem dunya hareketiyle sizi sarsmasın diye, yeryuzune sabit daglar koydu. Amaclarınıza ermeniz icin ırmaklar, gecitler yerlestirdi. [79,32; 21,31] {KM, Mezmurlar}
Surah An-Nahl, Verse 15
وَعَلَٰمَٰتٖۚ وَبِٱلنَّجۡمِ هُمۡ يَهۡتَدُونَ
Yol bulmada yararlanacagınız daha bircok alametler, isaretler koydu. Yıldızlarla da bir kısım insanlar yol bulurlar
Surah An-Nahl, Verse 16
أَفَمَن يَخۡلُقُ كَمَن لَّا يَخۡلُقُۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Yaratan hic yaratamayana benzer mi? Hala aklınızı kullanmayacak mısınız
Surah An-Nahl, Verse 17
وَإِن تَعُدُّواْ نِعۡمَةَ ٱللَّهِ لَا تُحۡصُوهَآۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ
Halbuki Allah'ın nimetlerini birer birer saymaya kalksanız, mumkun degil, sayamazsınız. Gercekten Rabbin gafurdur, rahimdir (cok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)
Surah An-Nahl, Verse 18
وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعۡلِنُونَ
Allah sizin neleri gizleyip neleri acıga vurdugunuzu pek iyi bilir
Surah An-Nahl, Verse 19
وَٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ لَا يَخۡلُقُونَ شَيۡـٔٗا وَهُمۡ يُخۡلَقُونَ
O musriklerin Allah'tan baska ibadet edip yalvardıkları sahte tanrılar ise, hicbir sey yaratamazlar. Zaten kendileri yaratılmaktadırlar.Hep oludurler, diri degildirler.Kendilerine tapanların bile ne zaman diriltileceklerini bilemezler
Surah An-Nahl, Verse 20
أَمۡوَٰتٌ غَيۡرُ أَحۡيَآءٖۖ وَمَا يَشۡعُرُونَ أَيَّانَ يُبۡعَثُونَ
O musriklerin Allah'tan baska ibadet edip yalvardıkları sahte tanrılar ise, hicbir sey yaratamazlar. Zaten kendileri yaratılmaktadırlar.Hep oludurler, diri degildirler.Kendilerine tapanların bile ne zaman diriltileceklerini bilemezler
Surah An-Nahl, Verse 21
إِلَٰهُكُمۡ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞۚ فَٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ قُلُوبُهُم مُّنكِرَةٞ وَهُم مُّسۡتَكۡبِرُونَ
Sizin ilahınız bir tek Ilahtır. Oyle iken ahireti inkar edenlerin kalpleri bu gercegi de inkar eder. Hep kibirlenip dururlar
Surah An-Nahl, Verse 22
لَا جَرَمَ أَنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعۡلِنُونَۚ إِنَّهُۥ لَا يُحِبُّ ٱلۡمُسۡتَكۡبِرِينَ
Hic suphe yok ki Allah, onların neleri gizleyip, neleri acıga vurduklarını pek iyi bilir ve su kesindir ki kibirlenenleri hic sevmez
Surah An-Nahl, Verse 23
وَإِذَا قِيلَ لَهُم مَّاذَآ أَنزَلَ رَبُّكُمۡ قَالُوٓاْ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Onlara: “Rabbiniz ne gonderdi?” denildiginde “Oncekilerin masallarını!” derler.Boylece kıyamet gunu kendi gunahlarını tastamam yuklenmelerinden baska, bilgisizlikleri sebebiyle saptırdıkları kimselerin gunahlarının epey bir kısmını da yuklenmeleri icin boyle derler.Bak! Ne fena bir yuk yukleniyorlar
Surah An-Nahl, Verse 24
لِيَحۡمِلُوٓاْ أَوۡزَارَهُمۡ كَامِلَةٗ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَمِنۡ أَوۡزَارِ ٱلَّذِينَ يُضِلُّونَهُم بِغَيۡرِ عِلۡمٍۗ أَلَا سَآءَ مَا يَزِرُونَ
Onlara: “Rabbiniz ne gonderdi?” denildiginde “Oncekilerin masallarını!” derler.Boylece kıyamet gunu kendi gunahlarını tastamam yuklenmelerinden baska, bilgisizlikleri sebebiyle saptırdıkları kimselerin gunahlarının epey bir kısmını da yuklenmeleri icin boyle derler.Bak! Ne fena bir yuk yukleniyorlar
Surah An-Nahl, Verse 25
قَدۡ مَكَرَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ فَأَتَى ٱللَّهُ بُنۡيَٰنَهُم مِّنَ ٱلۡقَوَاعِدِ فَخَرَّ عَلَيۡهِمُ ٱلسَّقۡفُ مِن فَوۡقِهِمۡ وَأَتَىٰهُمُ ٱلۡعَذَابُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَشۡعُرُونَ
Kendilerinden onceki kafirler de peygamberler icin hileler, tuzaklar kurmuslardı.Ama neticede Allah onların binalarını ta temellerinden yıktı da ustlerindeki tavan tepelerine coktu. Hem de bu azap onlara hic fark edemedikleri bir yerden geldi
Surah An-Nahl, Verse 26
ثُمَّ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ يُخۡزِيهِمۡ وَيَقُولُ أَيۡنَ شُرَكَآءِيَ ٱلَّذِينَ كُنتُمۡ تُشَـٰٓقُّونَ فِيهِمۡۚ قَالَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ إِنَّ ٱلۡخِزۡيَ ٱلۡيَوۡمَ وَٱلسُّوٓءَ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ
Sonra kıyamet gunu de Allah onları zelil eder ve:“Hani” der, “nerede sizin o ugurlarında muminlere dusman kesildiginiz ortaklarım(!)”Kendilerine ilim nasib edilenler de: “Gercekten her turlu zillet ve sefalet bugun kafirlerin basınadır!” derler
Surah An-Nahl, Verse 27
ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ ظَالِمِيٓ أَنفُسِهِمۡۖ فَأَلۡقَوُاْ ٱلسَّلَمَ مَا كُنَّا نَعۡمَلُ مِن سُوٓءِۭۚ بَلَىٰٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمُۢ بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Kendi oz canlarına zulmederlerken meleklerin canlarını aldıkları kimseler azabı gorunce:“Biz, bir kotuluk olsun diye yapmıyorduk!” diye baslarını one egerler.Kendilerine iman ilmi nasib edilmis olanlar da:“Hayır, hayır! Allah yaptıgınız isi ne maksatla yaptıgınızı pek iyi biliyor! O halde girin bakalım icinde ebediyyen kalmak uzere cehennemin kapılarından! Ne fena bir yerdir o kibirlilerin yeri!” derler
Surah An-Nahl, Verse 28
فَٱدۡخُلُوٓاْ أَبۡوَٰبَ جَهَنَّمَ خَٰلِدِينَ فِيهَاۖ فَلَبِئۡسَ مَثۡوَى ٱلۡمُتَكَبِّرِينَ
Kendi oz canlarına zulmederlerken meleklerin canlarını aldıkları kimseler azabı gorunce:“Biz, bir kotuluk olsun diye yapmıyorduk!” diye baslarını one egerler.Kendilerine iman ilmi nasib edilmis olanlar da:“Hayır, hayır! Allah yaptıgınız isi ne maksatla yaptıgınızı pek iyi biliyor! O halde girin bakalım icinde ebediyyen kalmak uzere cehennemin kapılarından! Ne fena bir yerdir o kibirlilerin yeri!” derler
Surah An-Nahl, Verse 29
۞وَقِيلَ لِلَّذِينَ ٱتَّقَوۡاْ مَاذَآ أَنزَلَ رَبُّكُمۡۚ قَالُواْ خَيۡرٗاۗ لِّلَّذِينَ أَحۡسَنُواْ فِي هَٰذِهِ ٱلدُّنۡيَا حَسَنَةٞۚ وَلَدَارُ ٱلۡأٓخِرَةِ خَيۡرٞۚ وَلَنِعۡمَ دَارُ ٱلۡمُتَّقِينَ
Allah'a karsı gelmekten sakınanlara ise: “Rabbiniz ne indirdi?” denildiginde: “Hayır indirdi.” derler.Bu dunyada guzel isler yapanlara guzel bir mukafat var.Ahiret yurdu cennet, dunyadan ve icindeki her seyden elbette daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne guzel yurttur!”
Surah An-Nahl, Verse 30
جَنَّـٰتُ عَدۡنٖ يَدۡخُلُونَهَا تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۖ لَهُمۡ فِيهَا مَا يَشَآءُونَۚ كَذَٰلِكَ يَجۡزِي ٱللَّهُ ٱلۡمُتَّقِينَ
Adn cennetleri, oraya girecek onlar... Zemininden ırmaklar akar. Onlara orada ne isterlerse var...Iste Allah muttakileri boyle odullendirir
Surah An-Nahl, Verse 31
ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ طَيِّبِينَ يَقُولُونَ سَلَٰمٌ عَلَيۡكُمُ ٱدۡخُلُواْ ٱلۡجَنَّةَ بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Onlar ki melekler canlarını tatlılıkla alırlar: “Selam size! Yaptıgınız islerden dolayı buyurun cennete!” derler
Surah An-Nahl, Verse 32
هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأۡتِيَهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ أَوۡ يَأۡتِيَ أَمۡرُ رَبِّكَۚ كَذَٰلِكَ فَعَلَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ وَمَا ظَلَمَهُمُ ٱللَّهُ وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ
Dini inkar edenler ille kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin azap emrinin gelmesini mi bekliyorlar?Onlardan oncekiler de boyle yaptılar.Allah zulmetmedi onlara, kendi canlarına zulmediyordu onlar! Kendilerini buldu, yaptıkları kotu isler.Sarıp kusatıverdi onları alay ettikleri seyler
Surah An-Nahl, Verse 33
فَأَصَابَهُمۡ سَيِّـَٔاتُ مَا عَمِلُواْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Dini inkar edenler ille kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin azap emrinin gelmesini mi bekliyorlar?Onlardan oncekiler de boyle yaptılar.Allah zulmetmedi onlara, kendi canlarına zulmediyordu onlar! Kendilerini buldu, yaptıkları kotu isler.Sarıp kusatıverdi onları alay ettikleri seyler
Surah An-Nahl, Verse 34
وَقَالَ ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْ لَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَا عَبَدۡنَا مِن دُونِهِۦ مِن شَيۡءٖ نَّحۡنُ وَلَآ ءَابَآؤُنَا وَلَا حَرَّمۡنَا مِن دُونِهِۦ مِن شَيۡءٖۚ كَذَٰلِكَ فَعَلَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ فَهَلۡ عَلَى ٱلرُّسُلِ إِلَّا ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ
Bir de musrikler dediler ki: “Eger Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız, Kendisinden baskasına ibadet etmez. Onun emri olmadan hicbir seyi haram kılmazdık.”Bunlardan oncekiler de boyle soylemis, boyle yapmıslardı. O halde, peygamberlere acık bir tebligden baska bir vazife duser mi
Surah An-Nahl, Verse 35
وَلَقَدۡ بَعَثۡنَا فِي كُلِّ أُمَّةٖ رَّسُولًا أَنِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ وَٱجۡتَنِبُواْ ٱلطَّـٰغُوتَۖ فَمِنۡهُم مَّنۡ هَدَى ٱللَّهُ وَمِنۡهُم مَّنۡ حَقَّتۡ عَلَيۡهِ ٱلضَّلَٰلَةُۚ فَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَٱنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُكَذِّبِينَ
Biz her millete bir peygamber gonderdik.O da “Allah'a ibadet edin, taguttan uzak durun!” dedi. Sonra onlardan bir kısmına Allah hidayet nasib etti, bir kısmı hakkında da sapacaklarına dair hukum kesinlesti.Iste gezin dolasın dunyayı da peygamberleri yalancı sayanların akıbetlerinin ne oldugunu gorun!
Surah An-Nahl, Verse 36
إِن تَحۡرِصۡ عَلَىٰ هُدَىٰهُمۡ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي مَن يُضِلُّۖ وَمَا لَهُم مِّن نَّـٰصِرِينَ
Sen onların hidayete gelmelerine ne kadar duskun olsan da, sunu bil ki: Allah dalalette bıraktıgı kimselere hidayet vermez. Onlara yardım eden de bulunmaz. [
Surah An-Nahl, Verse 37
وَأَقۡسَمُواْ بِٱللَّهِ جَهۡدَ أَيۡمَٰنِهِمۡ لَا يَبۡعَثُ ٱللَّهُ مَن يَمُوتُۚ بَلَىٰ وَعۡدًا عَلَيۡهِ حَقّٗا وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
Onlar var gucleriyle yemin ederek: “Allah, olen kimseyi diriltmez!” dediler. Hayır, diriltecek! Bu O'nun verdigi kesin bir sozdur, fakat insanların ekserisi bunu bilmezler
Surah An-Nahl, Verse 38
لِيُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِي يَخۡتَلِفُونَ فِيهِ وَلِيَعۡلَمَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَنَّهُمۡ كَانُواْ كَٰذِبِينَ
Diriltecek ki hakkında ihtilaf ettikleri o ba's, o dirilis gercegini meydana cıkarsın ve bunu inkar edenler de kendilerinin yalancı olduklarını bilsinler
Surah An-Nahl, Verse 39
إِنَّمَا قَوۡلُنَا لِشَيۡءٍ إِذَآ أَرَدۡنَٰهُ أَن نَّقُولَ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ
Biz herhangi bir seyin olmasını istedigimizde, sadece “Ol!” deriz, o da hemen oluverir
Surah An-Nahl, Verse 40
وَٱلَّذِينَ هَاجَرُواْ فِي ٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ مَا ظُلِمُواْ لَنُبَوِّئَنَّهُمۡ فِي ٱلدُّنۡيَا حَسَنَةٗۖ وَلَأَجۡرُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَكۡبَرُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ
Zulme maruz kaldıktan sonra Allah ugrunda hicret edenleri, elbette dunyada guzel bir yere yerlestiririz.Ahiret mukafatı ise daha buyuktur. Bunu bir bilselerdi
Surah An-Nahl, Verse 41
ٱلَّذِينَ صَبَرُواْ وَعَلَىٰ رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُونَ
O muhacirler hak yolda sabreder ve yalnız Rab'lerine dayanıp guvenirler
Surah An-Nahl, Verse 42
وَمَآ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ إِلَّا رِجَالٗا نُّوحِيٓ إِلَيۡهِمۡۖ فَسۡـَٔلُوٓاْ أَهۡلَ ٱلذِّكۡرِ إِن كُنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ
Senden once de, gonderdigimiz elciler, kendilerine vahyettigimiz bir kısım adamlardan baska bir varlık degildiler.Eger bu konuları bilmiyorsanız ilim adamlarına sorunuz
Surah An-Nahl, Verse 43
بِٱلۡبَيِّنَٰتِ وَٱلزُّبُرِۗ وَأَنزَلۡنَآ إِلَيۡكَ ٱلذِّكۡرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيۡهِمۡ وَلَعَلَّهُمۡ يَتَفَكَّرُونَ
Evet, belgeler, mucizeler ve kitaplarla gonderdik onları. Sana da ey Resulum bu zikri indirdik ki kendilerine indirileni insanlara acıklayasın. Umulur ki dusunup anlarlar. [1]
Surah An-Nahl, Verse 44
أَفَأَمِنَ ٱلَّذِينَ مَكَرُواْ ٱلسَّيِّـَٔاتِ أَن يَخۡسِفَ ٱللَّهُ بِهِمُ ٱلۡأَرۡضَ أَوۡ يَأۡتِيَهُمُ ٱلۡعَذَابُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَشۡعُرُونَ
Ser planları hazırlayanlar, emin mi oldular: Allah'ın kendilerini yerin dibine gecirmesinden yahut hic ummadıkları bir yerden azabın gelmesinden, yahut gezip dolasırlarken Allah’ın kendilerini kıskıvrak yakalamasından? Cunku onlar, kacıp kurtulacak durumda degildirler
Surah An-Nahl, Verse 45
أَوۡ يَأۡخُذَهُمۡ فِي تَقَلُّبِهِمۡ فَمَا هُم بِمُعۡجِزِينَ
Ser planları hazırlayanlar, emin mi oldular: Allah'ın kendilerini yerin dibine gecirmesinden yahut hic ummadıkları bir yerden azabın gelmesinden, yahut gezip dolasırlarken Allah’ın kendilerini kıskıvrak yakalamasından? Cunku onlar, kacıp kurtulacak durumda degildirler
Surah An-Nahl, Verse 46
أَوۡ يَأۡخُذَهُمۡ عَلَىٰ تَخَوُّفٖ فَإِنَّ رَبَّكُمۡ لَرَءُوفٞ رَّحِيمٌ
Yahut da kendilerini korkuta korkuta, eksilte eksilte alıvermesinden emin mi oldular? Demek ki Rabbiniz cok sefkatli, cok merhametlidir
Surah An-Nahl, Verse 47
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَىٰ مَا خَلَقَ ٱللَّهُ مِن شَيۡءٖ يَتَفَيَّؤُاْ ظِلَٰلُهُۥ عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَٱلشَّمَآئِلِ سُجَّدٗا لِّلَّهِ وَهُمۡ دَٰخِرُونَ
Gormuyorlar mı ki Allah'ın yarattıgı seylerin golgeleri bile nasıl sagdan soldan surunup Allah’a secde ederek donmektedir
Surah An-Nahl, Verse 48
وَلِلَّهِۤ يَسۡجُدُۤ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ مِن دَآبَّةٖ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ وَهُمۡ لَا يَسۡتَكۡبِرُونَ
Hem goklerde ve yerde ne varsa hepsi, herhangi bir canlı olsun, melaike olsun hepsi Allah'a secde eder, asla kibirlenmezler
Surah An-Nahl, Verse 49
يَخَافُونَ رَبَّهُم مِّن فَوۡقِهِمۡ وَيَفۡعَلُونَ مَا يُؤۡمَرُونَ۩
Ustlerindeki Rab'lerinden korkar ve kendilerine ne emredilirse onu yaparlar
Surah An-Nahl, Verse 50
۞وَقَالَ ٱللَّهُ لَا تَتَّخِذُوٓاْ إِلَٰهَيۡنِ ٱثۡنَيۡنِۖ إِنَّمَا هُوَ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞ فَإِيَّـٰيَ فَٱرۡهَبُونِ
Allah buyurdu ki: “Iki tanrı edinmeyin. O ancak tek Tanrıdır. O halde yalnız Ben'den korkun!”
Surah An-Nahl, Verse 51
وَلَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَلَهُ ٱلدِّينُ وَاصِبًاۚ أَفَغَيۡرَ ٱللَّهِ تَتَّقُونَ
Goklerde ne var, yerde ne varsa hep O'nundur.Itaat daima O’nadır.Oyle iken Allah’tan baskasından mı korkuyorsunuz
Surah An-Nahl, Verse 52
وَمَا بِكُم مِّن نِّعۡمَةٖ فَمِنَ ٱللَّهِۖ ثُمَّ إِذَا مَسَّكُمُ ٱلضُّرُّ فَإِلَيۡهِ تَجۡـَٔرُونَ
Hem sizde nimet namına ne varsa hepsi Allah'tandır.Kaldı ki size bir sıkıntı dokundugunda da yalnız O’na yalvarırsınız
Surah An-Nahl, Verse 53
ثُمَّ إِذَا كَشَفَ ٱلضُّرَّ عَنكُمۡ إِذَا فَرِيقٞ مِّنكُم بِرَبِّهِمۡ يُشۡرِكُونَ
Ama sonra sizin o sıkıntınızı giderince, icinizden bir kısmı hemen Rab'lerine ortak kosarlar
Surah An-Nahl, Verse 54
لِيَكۡفُرُواْ بِمَآ ءَاتَيۡنَٰهُمۡۚ فَتَمَتَّعُواْ فَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ
Iste verdigimiz bunca nimete sukur yerine neticede, boyle nankorluk ederler.Simdi bir sure eglenin bakalım, yakında basınıza gelecek akıbeti ogrenirsiniz
Surah An-Nahl, Verse 55
وَيَجۡعَلُونَ لِمَا لَا يَعۡلَمُونَ نَصِيبٗا مِّمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡۗ تَٱللَّهِ لَتُسۡـَٔلُنَّ عَمَّا كُنتُمۡ تَفۡتَرُونَ
Bir de kendilerine nasib ettigimiz nimetlerimizden, tutuyor gercek yuzunu kendilerinin de bilmedikleri o bilincsiz putlara pay ayırıyorlar.Allah hakkı icin, uydurdugunuz bu iftiraların mutlaka hesabı sorulacaktır
Surah An-Nahl, Verse 56
وَيَجۡعَلُونَ لِلَّهِ ٱلۡبَنَٰتِ سُبۡحَٰنَهُۥ وَلَهُم مَّا يَشۡتَهُونَ
Allah'ın kızları oldugunu iddia ediyorlar. O, cocugu olmaktan munezzehtir. Hoslandıkları erkek cocuklarını ise kendilerine yakıstırırlar
Surah An-Nahl, Verse 57
وَإِذَا بُشِّرَ أَحَدُهُم بِٱلۡأُنثَىٰ ظَلَّ وَجۡهُهُۥ مُسۡوَدّٗا وَهُوَ كَظِيمٞ
Onlardan birine bir kızının dunyaya geldigi mujdelenince, ofkesinden ve uzuntusunden, yuzu mosmor kesilir
Surah An-Nahl, Verse 58
يَتَوَٰرَىٰ مِنَ ٱلۡقَوۡمِ مِن سُوٓءِ مَا بُشِّرَ بِهِۦٓۚ أَيُمۡسِكُهُۥ عَلَىٰ هُونٍ أَمۡ يَدُسُّهُۥ فِي ٱلتُّرَابِۗ أَلَا سَآءَ مَا يَحۡكُمُونَ
Mujdelendigi bu kotu haberin etkisiyle utanıp esinden dostundan saklanmaya calısır.Simdi ne yapsın:Hor, hakir, itilip kakılan bir bela olarak onu hayatta mı bıraksın, yoksa topraga mı gomsun, ne yapsın? diye kara kara dusunur!Dikkat ediniz, ne fena hukumlerdi verdikleri bu hukumler
Surah An-Nahl, Verse 59
لِلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ مَثَلُ ٱلسَّوۡءِۖ وَلِلَّهِ ٱلۡمَثَلُ ٱلۡأَعۡلَىٰۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Ahirete inanmayanların boylesine kotu sıfatları vardır.En yuce sıfatlar ise Allah'ındır.Aziz O’dur, hakim O! (ustun kudret, tam hukum ve hikmet sahibidir)
Surah An-Nahl, Verse 60
وَلَوۡ يُؤَاخِذُ ٱللَّهُ ٱلنَّاسَ بِظُلۡمِهِم مَّا تَرَكَ عَلَيۡهَا مِن دَآبَّةٖ وَلَٰكِن يُؤَخِّرُهُمۡ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗىۖ فَإِذَا جَآءَ أَجَلُهُمۡ لَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ سَاعَةٗ وَلَا يَسۡتَقۡدِمُونَ
Eger Allah zulumleri yuzunden insanları cezalandıracak olsaydı dunyada tek canlı bile bırakmazdı.Fakat onları takdir ettigi bir vadeye kadar bekletir. Vadeleri gelince ne bir an one alabilir, ne bir an geriye bırakabilirler
Surah An-Nahl, Verse 61
وَيَجۡعَلُونَ لِلَّهِ مَا يَكۡرَهُونَۚ وَتَصِفُ أَلۡسِنَتُهُمُ ٱلۡكَذِبَ أَنَّ لَهُمُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ لَا جَرَمَ أَنَّ لَهُمُ ٱلنَّارَ وَأَنَّهُم مُّفۡرَطُونَ
Hem utanmadan, kendilerinin begenmedikleri seyleri Allah'a yakıstırıyor,O’nun dinini, peygamberini hafife alıyorlar, hem de en guzel akıbetin kendilerini bekledigi yalanını uyduruyorlar.Beklesinler bakalım!Onlara olsa olsa ates vardır!Hem de oraya gireceklerin basında olacaklardır. [41]
Surah An-Nahl, Verse 62
تَٱللَّهِ لَقَدۡ أَرۡسَلۡنَآ إِلَىٰٓ أُمَمٖ مِّن قَبۡلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَعۡمَٰلَهُمۡ فَهُوَ وَلِيُّهُمُ ٱلۡيَوۡمَ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
Allah sahittir ki, Biz senden once bir cok ummete kendilerini irsad etmeleri icin resuller gonderdik, fakat seytan onların batıl islerini kendilerine guzel gosterdi. Bu yuzden peygamberlerini yalancı saydılar.Iste seytan dunyada oldugu gibi, bu gun de onların dostudur. Onlara gayet acı bir azap vardır
Surah An-Nahl, Verse 63
وَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ إِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِي ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Ey Resulum, sana bu kitabı indirmemiz, sırf onların, hakkında ihtilaf ettikleri gercekleri acıklaman ve sırf iman edecek kimselere hidayet ve rahmet olması icindir
Surah An-Nahl, Verse 64
وَٱللَّهُ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَحۡيَا بِهِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَآۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَسۡمَعُونَ
Allah gokten yagmur indirip onunla olmus olan yeryuzune hayat verir.Elbette bunda gercege kulak verecek kimseler icin ibret ve delil vardır
Surah An-Nahl, Verse 65
وَإِنَّ لَكُمۡ فِي ٱلۡأَنۡعَٰمِ لَعِبۡرَةٗۖ نُّسۡقِيكُم مِّمَّا فِي بُطُونِهِۦ مِنۢ بَيۡنِ فَرۡثٖ وَدَمٖ لَّبَنًا خَالِصٗا سَآئِغٗا لِّلشَّـٰرِبِينَ
Dogrusu davarlarda da size deliller vardır:Zira size onların karınlarındaki iskembe ile kan arasından, halis bir sut iciriyoruz ki icenlerin bogazından afiyetle gecer
Surah An-Nahl, Verse 66
وَمِن ثَمَرَٰتِ ٱلنَّخِيلِ وَٱلۡأَعۡنَٰبِ تَتَّخِذُونَ مِنۡهُ سَكَرٗا وَرِزۡقًا حَسَنًاۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Hurma ve uzumden hem sarhosluk veren icki, hem de guzel gıdalar elde edersiniz.Suphesiz bunda aklını calıstıran kimseler icin alacak ibret vardır
Surah An-Nahl, Verse 67
وَأَوۡحَىٰ رَبُّكَ إِلَى ٱلنَّحۡلِ أَنِ ٱتَّخِذِي مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتٗا وَمِنَ ٱلشَّجَرِ وَمِمَّا يَعۡرِشُونَ
Rabbin bal arısına soyle vahyetti: “Daglardan, agaclardan ve insanların kurdukları cardaklardan kendine goz goz ev (kovan) edin.Sonra da her turlu meyveden ye de Rabbinin sana yayılman icin belirledigi yolları tut.”Onların karınlarından renkleri cesit cesit bir serbet cıkar ki onda insanlara sifa vardır.Elbette dusunen kimseler icin bunda alacak ibret vardır. {KM, Yoel}
Surah An-Nahl, Verse 68
ثُمَّ كُلِي مِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ فَٱسۡلُكِي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلٗاۚ يَخۡرُجُ مِنۢ بُطُونِهَا شَرَابٞ مُّخۡتَلِفٌ أَلۡوَٰنُهُۥ فِيهِ شِفَآءٞ لِّلنَّاسِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
Rabbin bal arısına soyle vahyetti: “Daglardan, agaclardan ve insanların kurdukları cardaklardan kendine goz goz ev (kovan) edin.Sonra da her turlu meyveden ye de Rabbinin sana yayılman icin belirledigi yolları tut.”Onların karınlarından renkleri cesit cesit bir serbet cıkar ki onda insanlara sifa vardır.Elbette dusunen kimseler icin bunda alacak ibret vardır. {KM, Yoel}
Surah An-Nahl, Verse 69
وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ ثُمَّ يَتَوَفَّىٰكُمۡۚ وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَىٰٓ أَرۡذَلِ ٱلۡعُمُرِ لِكَيۡ لَا يَعۡلَمَ بَعۡدَ عِلۡمٖ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٞ قَدِيرٞ
Sizi Allah yarattı. Sonra da sizi O oldurecek. Icinizden kimi bilgi sahibi olmasından sonra cocuk gibi, bir sey bilmesin diye- omrun en fena donemine vardırılır. Allah her seyi hakkıyla bilir, her seye kadirdir
Surah An-Nahl, Verse 70
وَٱللَّهُ فَضَّلَ بَعۡضَكُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ فِي ٱلرِّزۡقِۚ فَمَا ٱلَّذِينَ فُضِّلُواْ بِرَآدِّي رِزۡقِهِمۡ عَلَىٰ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَهُمۡ فِيهِ سَوَآءٌۚ أَفَبِنِعۡمَةِ ٱللَّهِ يَجۡحَدُونَ
Allah sizi, maiset ve rızık hususunda kiminizi kiminize ustun kıldı.Nasipleri bol olanlar kendi nasiplerini, kendileriyle esit seviyeye gelecek derecede, yanlarında calıstırdıkları kole ve hizmetcilere vermezler.O halde nasıl olur da Allah'ın nimetini, Allah’ın kendilerinin uzerindeki hakkını bile bile inkar ederler? [30,28] {KM, Cıkıs 21,2; I Korintos}
Surah An-Nahl, Verse 71
وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنۡ أَنفُسِكُمۡ أَزۡوَٰجٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّنۡ أَزۡوَٰجِكُم بَنِينَ وَحَفَدَةٗ وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِۚ أَفَبِٱلۡبَٰطِلِ يُؤۡمِنُونَ وَبِنِعۡمَتِ ٱللَّهِ هُمۡ يَكۡفُرُونَ
Allah kendilerinizden, insan kardeslerinizden size esler yarattı. Eslerinizden size ogullar, torunlar verdi ve sizleri hos, guzel gıdalarla besledi.Boyle iken onlar batıla inanıyor da Allah'ın bunca nimetlerini inkar mı ediyorlar
Surah An-Nahl, Verse 72
وَيَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَمۡلِكُ لَهُمۡ رِزۡقٗا مِّنَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ شَيۡـٔٗا وَلَا يَسۡتَطِيعُونَ
Allah'tan baska, kendilerine, ne goklerden, ne yerden zerre miktar rızık verme gucu olmayan ve bunu yapma ihtimali de bulunmayan birtakım nesnelere tapıyorlar
Surah An-Nahl, Verse 73
فَلَا تَضۡرِبُواْ لِلَّهِ ٱلۡأَمۡثَالَۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ وَأَنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ
Artık birtakım benzetmelerle, temsillerle Allah'a benzerler icad etmeyin.Cunku Allah benzeri olmadıgını bilir, ama siz bu gercekleri bilmezsiniz
Surah An-Nahl, Verse 74
۞ضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا عَبۡدٗا مَّمۡلُوكٗا لَّا يَقۡدِرُ عَلَىٰ شَيۡءٖ وَمَن رَّزَقۡنَٰهُ مِنَّا رِزۡقًا حَسَنٗا فَهُوَ يُنفِقُ مِنۡهُ سِرّٗا وَجَهۡرًاۖ هَلۡ يَسۡتَوُۥنَۚ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Allah size bir temsil getiriyor:Bir tarafta bir sahsın kolesi olup hicbir guc ve yetkisi olmayan aciz bir adam,obur tarafta kendisine tarafımızdan bol bol rızık ve imkan nasib ettigimiz bir zat ki o maldan gizli - acık diledigi gibi harcayıp kullanıyor.Hic bu ikisi esit tutulabilir mi?Butun hamdler, ovguye vesile olan her sey, Allah'a aittir.Ne var ki onların cogu bunu bilmezler
Surah An-Nahl, Verse 75
وَضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلٗا رَّجُلَيۡنِ أَحَدُهُمَآ أَبۡكَمُ لَا يَقۡدِرُ عَلَىٰ شَيۡءٖ وَهُوَ كَلٌّ عَلَىٰ مَوۡلَىٰهُ أَيۡنَمَا يُوَجِّههُّ لَا يَأۡتِ بِخَيۡرٍ هَلۡ يَسۡتَوِي هُوَ وَمَن يَأۡمُرُ بِٱلۡعَدۡلِ وَهُوَ عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
Allah bir de su temsili getiriyor:Iki kisi var. Birisi dilsiz, hicbir sey beceremez, efendisine sadece bir yuk! Ne tarafa gonderse hicbir ise yaramaz!Simdi hic bu zavallı ile, hakkı hakikati bilen, adaleti dile getirip gerceklestiren, dosdogru yol uzere ilerleyen bir insan esit tutulabilir mi
Surah An-Nahl, Verse 76
وَلِلَّهِ غَيۡبُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَمَآ أَمۡرُ ٱلسَّاعَةِ إِلَّا كَلَمۡحِ ٱلۡبَصَرِ أَوۡ هُوَ أَقۡرَبُۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ
Butun goklerin ve yerin gaybını bilmek de Allah'a mahsustur!Kıyametin olus isi ise, baska degil, ancak goz acıp kapama yahut daha da kısa bir anda olup biter. Suphe yok ki Allah her seye kadir! [54,50; 31,28] {KM, I Korintos}
Surah An-Nahl, Verse 77
وَٱللَّهُ أَخۡرَجَكُم مِّنۢ بُطُونِ أُمَّهَٰتِكُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ شَيۡـٔٗا وَجَعَلَ لَكُمُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَٱلۡأَفۡـِٔدَةَ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ
Allah sizi analarınızın karınlarından oyle bir halde cıkardı ki hicbir sey bilmiyordunuz.Oyle iken size kulaklar, gozler, kalpler verdi ki sukredesiniz
Surah An-Nahl, Verse 78
أَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَى ٱلطَّيۡرِ مُسَخَّرَٰتٖ فِي جَوِّ ٱلسَّمَآءِ مَا يُمۡسِكُهُنَّ إِلَّا ٱللَّهُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Gokyuzunun genisliginde Allah'ın emrine ram olarak ucan kusları gormezler mi?Bunları orada Allah’tan baskası tutmuyor.Elbette bunda iman edecek kimseler icin cok deliller, cok isaretler vardır
Surah An-Nahl, Verse 79
وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنۢ بُيُوتِكُمۡ سَكَنٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّن جُلُودِ ٱلۡأَنۡعَٰمِ بُيُوتٗا تَسۡتَخِفُّونَهَا يَوۡمَ ظَعۡنِكُمۡ وَيَوۡمَ إِقَامَتِكُمۡ وَمِنۡ أَصۡوَافِهَا وَأَوۡبَارِهَا وَأَشۡعَارِهَآ أَثَٰثٗا وَمَتَٰعًا إِلَىٰ حِينٖ
Allah evlerinizi sizin icin bir huzur ocagı yaptı.Davarların derilerinden de, gerek goctugunuz, gerek konakladıgınız gunlerde sizin icin tasınması kolay evler (cadırlar, portatif evler) nasib etti.O davarların yunlerinden, tuylerinden veya kıllarından bir sureye kadar faydalanacagınız giyilecek, dosenecek ve kullanılacak esyalar yapma imkanı verdi
Surah An-Nahl, Verse 80
وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّمَّا خَلَقَ ظِلَٰلٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّنَ ٱلۡجِبَالِ أَكۡنَٰنٗا وَجَعَلَ لَكُمۡ سَرَٰبِيلَ تَقِيكُمُ ٱلۡحَرَّ وَسَرَٰبِيلَ تَقِيكُم بَأۡسَكُمۡۚ كَذَٰلِكَ يُتِمُّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَيۡكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تُسۡلِمُونَ
Allah yarattıgı seylerin bir kısmında size golgelikler, daglarda da sizin icin barınaklar yaptı.Sizi sıcaktan ve soguktan koruyacak elbiseler ve savasta sizi koruyacak zırhlar var etti.Boylece Allah uzerinizdeki nimetlerini tamamlar ki O'na teslimiyetle itaat edesiniz
Surah An-Nahl, Verse 81
فَإِن تَوَلَّوۡاْ فَإِنَّمَا عَلَيۡكَ ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ
Eger bunca nimetlere ragmen yuz cevirirlerse sen sorumlu degilsin.Cunku senin acık tebligden baska bir gorevin yoktur
Surah An-Nahl, Verse 82
يَعۡرِفُونَ نِعۡمَتَ ٱللَّهِ ثُمَّ يُنكِرُونَهَا وَأَكۡثَرُهُمُ ٱلۡكَٰفِرُونَ
Musrikler Allah'ın nimetini bilmekle beraber, bunları kendilerine veren Allah’tan baskasına ibadet etmekle bu nimetleri inkar ederler.Onların cogu iste boyle nankordurler
Surah An-Nahl, Verse 83
وَيَوۡمَ نَبۡعَثُ مِن كُلِّ أُمَّةٖ شَهِيدٗا ثُمَّ لَا يُؤۡذَنُ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ وَلَا هُمۡ يُسۡتَعۡتَبُونَ
Gun gelir, o gun her ummetten birer sahit getiririz.Artık ne o kafirlere konusmaları icin izin verilir, ne de ozur dileme imkanı bırakılacak
Surah An-Nahl, Verse 84
وَإِذَا رَءَا ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ ٱلۡعَذَابَ فَلَا يُخَفَّفُ عَنۡهُمۡ وَلَا هُمۡ يُنظَرُونَ
O zalimler cehennem azabını gorunce yalvarıp yakarırlar.Fakat ne azapları hafifletilir, ne de kendilerine muhlet verilir.
Surah An-Nahl, Verse 85
وَإِذَا رَءَا ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْ شُرَكَآءَهُمۡ قَالُواْ رَبَّنَا هَـٰٓؤُلَآءِ شُرَكَآؤُنَا ٱلَّذِينَ كُنَّا نَدۡعُواْ مِن دُونِكَۖ فَأَلۡقَوۡاْ إِلَيۡهِمُ ٱلۡقَوۡلَ إِنَّكُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Musrikler orada seriklerini gorunce: “Yuce Rabbimiz! Ha iste Senden baska yalvardıgımız, Sana ortak saydıgımız putlarımız. Onlar yok mu onlar, iste onlar bizi sasırttılar!” der, onlarsa bunların suratlarına su sozu carparlar: “Yalancının tekisiniz siz!” [46,]
Surah An-Nahl, Verse 86
وَأَلۡقَوۡاْ إِلَى ٱللَّهِ يَوۡمَئِذٍ ٱلسَّلَمَۖ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ
Ve o gun zalimler Allah'ın hukmune teslim olur, uydurdukları tanrılar da kendilerini bırakıp ortalıkta gorunmez olurlar
Surah An-Nahl, Verse 87
ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ زِدۡنَٰهُمۡ عَذَابٗا فَوۡقَ ٱلۡعَذَابِ بِمَا كَانُواْ يُفۡسِدُونَ
Onlar ki kendileri kafir oldukları gibi baskalarını da Allah yolundan cevirirler...Iste baska insanları da ifsad ettikleri icin, onların cezalarını kat kat artırırız
Surah An-Nahl, Verse 88
وَيَوۡمَ نَبۡعَثُ فِي كُلِّ أُمَّةٖ شَهِيدًا عَلَيۡهِم مِّنۡ أَنفُسِهِمۡۖ وَجِئۡنَا بِكَ شَهِيدًا عَلَىٰ هَـٰٓؤُلَآءِۚ وَنَزَّلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ تِبۡيَٰنٗا لِّكُلِّ شَيۡءٖ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ وَبُشۡرَىٰ لِلۡمُسۡلِمِينَ
Gun gelir, her ummetten kendilerine birer sahit getiririz.Seni de ummetin uzerine bir sahit olarak getirip dinleriz.Ey Resulum, iste sana bu kutlu kitabı indirdik ki her seyi acıklasın, dogru yolu gostersin,Allah'a teslimiyetle itaat edecek olanlara, rahmetin ve mujdenin ta kendisi olsun
Surah An-Nahl, Verse 89
۞إِنَّ ٱللَّهَ يَأۡمُرُ بِٱلۡعَدۡلِ وَٱلۡإِحۡسَٰنِ وَإِيتَآيِٕ ذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَيَنۡهَىٰ عَنِ ٱلۡفَحۡشَآءِ وَٱلۡمُنكَرِ وَٱلۡبَغۡيِۚ يَعِظُكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ
Allah adaleti, hatta adaletten de fazla olarak ihsanı, en guzel davranısı ve muhtac oldukları seyleri yakınlara vermeyi emreder.Hayasızlıgı, cirkin isleri, zulum ve tecavuzu yasaklar. Dusunup tutasınız diye size ogut verir
Surah An-Nahl, Verse 90
وَأَوۡفُواْ بِعَهۡدِ ٱللَّهِ إِذَا عَٰهَدتُّمۡ وَلَا تَنقُضُواْ ٱلۡأَيۡمَٰنَ بَعۡدَ تَوۡكِيدِهَا وَقَدۡ جَعَلۡتُمُ ٱللَّهَ عَلَيۡكُمۡ كَفِيلًاۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا تَفۡعَلُونَ
Bir de sozlesme yaptıgınızda Allah'ın huzurunda verdiginiz sozu yerine getirin.Allah’ı kefil ederek baglandıgınız yeminleri te’kid ettikten sonra bozmayın.Hic suphe yok ki Allah yaptıgınız her seyi bilir
Surah An-Nahl, Verse 91
وَلَا تَكُونُواْ كَٱلَّتِي نَقَضَتۡ غَزۡلَهَا مِنۢ بَعۡدِ قُوَّةٍ أَنكَٰثٗا تَتَّخِذُونَ أَيۡمَٰنَكُمۡ دَخَلَۢا بَيۡنَكُمۡ أَن تَكُونَ أُمَّةٌ هِيَ أَرۡبَىٰ مِنۡ أُمَّةٍۚ إِنَّمَا يَبۡلُوكُمُ ٱللَّهُ بِهِۦۚ وَلَيُبَيِّنَنَّ لَكُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ مَا كُنتُمۡ فِيهِ تَخۡتَلِفُونَ
Bir topluluk, diger bir topluluktan sayıca, nufuzca veya malca daha cok oldugu icin, yeminlerinizi aranızda bir aldatma ve isi bozma sebebi kılıp da ipligini saglamca bukup egirdikten sonra cozen, boylece butun emegini bosa cıkaran ahmak kadının durumuna dusmeyin.Gercekten Allah sizi bununla (sozunuzu yerine getirmekle veya nufuz ve servet coklugu ile) imtihan eder.Kıyamet gunu de hakkında ihtilafa dusmus oldugunuz seyleri size acıklayacaktır
Surah An-Nahl, Verse 92
وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ لَجَعَلَكُمۡ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗ وَلَٰكِن يُضِلُّ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُۚ وَلَتُسۡـَٔلُنَّ عَمَّا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Allah dileseydi sizin hepinizi bir tek ummet yapardı.Lakin O, diledigini sasırtır, diledigini dogru yola iletir.Su kesin ki sizler butun yaptıklarınızdan sorguya cekileceksiniz
Surah An-Nahl, Verse 93
وَلَا تَتَّخِذُوٓاْ أَيۡمَٰنَكُمۡ دَخَلَۢا بَيۡنَكُمۡ فَتَزِلَّ قَدَمُۢ بَعۡدَ ثُبُوتِهَا وَتَذُوقُواْ ٱلسُّوٓءَ بِمَا صَدَدتُّمۡ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ وَلَكُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٞ
Yeminlerinizi aranızda bir aldatma ve fesat aleti yapmayın ki sonra ayagınız sapasaglam bastıktan sonra kayabilir, insanları Allah yolundan alıkoymanız sebebiyle kotulugun cezasını tadarsınız, ahirette de size pek buyuk bir azap olur
Surah An-Nahl, Verse 94
وَلَا تَشۡتَرُواْ بِعَهۡدِ ٱللَّهِ ثَمَنٗا قَلِيلًاۚ إِنَّمَا عِندَ ٱللَّهِ هُوَ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Allah'a verdiginiz sozu degersiz bir menfaat karsılıgında satmayın! Zira ahirette Allah nezdinde olan nimet, eger bilirseniz, sizin icin elbette daha hayırlıdır
Surah An-Nahl, Verse 95
مَا عِندَكُمۡ يَنفَدُ وَمَا عِندَ ٱللَّهِ بَاقٖۗ وَلَنَجۡزِيَنَّ ٱلَّذِينَ صَبَرُوٓاْ أَجۡرَهُم بِأَحۡسَنِ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Sizin elinizdekiler tukenir, ama Allah'ın elinde olanlar bakidir.Biz sabredenleri, isledikleri en guzel isleri esas alarak odullendirecek, kotuluklerini bagıslayacagız
Surah An-Nahl, Verse 96
مَنۡ عَمِلَ صَٰلِحٗا مِّن ذَكَرٍ أَوۡ أُنثَىٰ وَهُوَ مُؤۡمِنٞ فَلَنُحۡيِيَنَّهُۥ حَيَوٰةٗ طَيِّبَةٗۖ وَلَنَجۡزِيَنَّهُمۡ أَجۡرَهُم بِأَحۡسَنِ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Erkek olsun kadın olsun, kim mumin olarak guzel isler yaparsa, elbette ona guzel bir hayat yasatacak ve onları isledikleri en guzel isleri esas alarak odullendirecek, kotuluklerini bagıslayacagız
Surah An-Nahl, Verse 97
فَإِذَا قَرَأۡتَ ٱلۡقُرۡءَانَ فَٱسۡتَعِذۡ بِٱللَّهِ مِنَ ٱلشَّيۡطَٰنِ ٱلرَّجِيمِ
Imdi, Kur'an okuyacagın zaman, o kovulmus seytandan Allah’a sıgın
Surah An-Nahl, Verse 98
إِنَّهُۥ لَيۡسَ لَهُۥ سُلۡطَٰنٌ عَلَى ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَلَىٰ رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُونَ
Aslında iman edip Rab'lerine guvenen ve dayananlar uzerinde onun bir nufuzu yoktur
Surah An-Nahl, Verse 99
إِنَّمَا سُلۡطَٰنُهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ يَتَوَلَّوۡنَهُۥ وَٱلَّذِينَ هُم بِهِۦ مُشۡرِكُونَ
Onun nufuzu, ancak onu dost edinenler ve onu Allah'a, ortak sayanlar uzerindedir
Surah An-Nahl, Verse 100
وَإِذَا بَدَّلۡنَآ ءَايَةٗ مَّكَانَ ءَايَةٖ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا يُنَزِّلُ قَالُوٓاْ إِنَّمَآ أَنتَ مُفۡتَرِۭۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Biz bir ayetin yerine onun hukmunu neshedecek baska bir ayet getirdigimiz zaman -ki Allah gonderecegi ayetleri pek iyi bilmektedir- onlar: “Sen iftiracının tekisin!” dediler.Hayır, hic de oyle degil! Onların cogu isin gercegini bilmiyorlar
Surah An-Nahl, Verse 101
قُلۡ نَزَّلَهُۥ رُوحُ ٱلۡقُدُسِ مِن رَّبِّكَ بِٱلۡحَقِّ لِيُثَبِّتَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَهُدٗى وَبُشۡرَىٰ لِلۡمُسۡلِمِينَ
Soyle onlara: “Iman edenlere tam bir sebat vermek ve Allah'a teslimiyet gosterecek Muslumanlara bir hidayet ve mujde olmak uzere Kur’an’ı, Rabbin tarafından gercek olarak getiren, Ruhu’l-kudustur
Surah An-Nahl, Verse 102
وَلَقَدۡ نَعۡلَمُ أَنَّهُمۡ يَقُولُونَ إِنَّمَا يُعَلِّمُهُۥ بَشَرٞۗ لِّسَانُ ٱلَّذِي يُلۡحِدُونَ إِلَيۡهِ أَعۡجَمِيّٞ وَهَٰذَا لِسَانٌ عَرَبِيّٞ مُّبِينٌ
Biz onların, Peygamber hakkında: “Mutlaka ona ogreten bir insan vardır!” dediklerini pek iyi biliyoruz.Hakikatten uzaklasarak tahminle kendisine yoneldikleri sahsın dili, yabancı bir dildir, halbuki bu Kur'an, acık bir Arapca ifadedir
Surah An-Nahl, Verse 103
إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ لَا يَهۡدِيهِمُ ٱللَّهُ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Allah'ın ayetlerine iman etmeyenler var ya (onlar inkarı, tercih ettikleri muddetce)Allah onları hidayete erdirmez.Onlara gayet acı bir azap vardır
Surah An-Nahl, Verse 104
إِنَّمَا يَفۡتَرِي ٱلۡكَذِبَ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡكَٰذِبُونَ
Allah'ın ayetlerine iman etmeyenlerdir ki uydurdukları yalanı Allah’a mal ederler!Iste yalancıların ta kendileri onlardır
Surah An-Nahl, Verse 105
مَن كَفَرَ بِٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ إِيمَٰنِهِۦٓ إِلَّا مَنۡ أُكۡرِهَ وَقَلۡبُهُۥ مُطۡمَئِنُّۢ بِٱلۡإِيمَٰنِ وَلَٰكِن مَّن شَرَحَ بِٱلۡكُفۡرِ صَدۡرٗا فَعَلَيۡهِمۡ غَضَبٞ مِّنَ ٱللَّهِ وَلَهُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٞ
Kalbi imanla dolu olarak mutmain iken, dini inkar etmeye mecbur bırakılıp da yalnız dilleriyle inkar sozunu soyleyenler haric, kim imanından sonra Allah'ı inkar ederek gonlunu inkara acar, gogsune kufru yerlestirirse, onlara Allah tarafından bir gazap, hem de muthis bir azap vardır
Surah An-Nahl, Verse 106
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمُ ٱسۡتَحَبُّواْ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا عَلَى ٱلۡأٓخِرَةِ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡكَٰفِرِينَ
Cunku onlar dunya hayatını ahirete ustun tutmuslar, ahiretlerini dunyalarına feda etmislerdir ve cunku onlar inkarı tercih ettikleri muddetce Allah kafirler toplulugunu hidayete erdirmez
Surah An-Nahl, Verse 107
أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ طَبَعَ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ وَسَمۡعِهِمۡ وَأَبۡصَٰرِهِمۡۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡغَٰفِلُونَ
Bunlar o kimselerdir ki Allah onların kalplerini, kulaklarını ve gozlerini muhurlemistir.Iste hakkı goremeyen gafiller onlardır
Surah An-Nahl, Verse 108
لَا جَرَمَ أَنَّهُمۡ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ
Hic suphe yok ki ahirette de husrana ugrayanlar onlar olacaktır
Surah An-Nahl, Verse 109
ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ هَاجَرُواْ مِنۢ بَعۡدِ مَا فُتِنُواْ ثُمَّ جَٰهَدُواْ وَصَبَرُوٓاْ إِنَّ رَبَّكَ مِنۢ بَعۡدِهَا لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ
Bundan sonra sunu bil ki: Suphesiz ki senin Rabbin, mihnet ve iskenceye, zulme ve baskıya ugradıktan sonra mucahede edip sabreden, ardından da hicret edenlerle beraberdir.Evet Rabbin, onların butun bu guzel hareketlerine karsılık elbette onları bagıslayıp ihsanda bulunacaktır. Cunku O gafurdur, rahimdir
Surah An-Nahl, Verse 110
۞يَوۡمَ تَأۡتِي كُلُّ نَفۡسٖ تُجَٰدِلُ عَن نَّفۡسِهَا وَتُوَفَّىٰ كُلُّ نَفۡسٖ مَّا عَمِلَتۡ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ
Gun gelecek, herkes sadece kendisini kurtarmaya bakacak, gozu baskasını gormeyecek, her sahsa, yaptıklarının karsılıgı tamtamına odenecek, kendilerine asla haksızlık edilmeyecektir
Surah An-Nahl, Verse 111
وَضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلٗا قَرۡيَةٗ كَانَتۡ ءَامِنَةٗ مُّطۡمَئِنَّةٗ يَأۡتِيهَا رِزۡقُهَا رَغَدٗا مِّن كُلِّ مَكَانٖ فَكَفَرَتۡ بِأَنۡعُمِ ٱللَّهِ فَأَذَٰقَهَا ٱللَّهُ لِبَاسَ ٱلۡجُوعِ وَٱلۡخَوۡفِ بِمَا كَانُواْ يَصۡنَعُونَ
Allah soyle bir temsil getirir:Bir sehir halkı vardı: Guvenlik ve huzur icinde idi, rızıkları her yandan bol bol, rahatca geliyordu.Derken Allah'ın nimetlerine nankorluk ettiler,Allah da halkının isledigi suclar sebebiyle o sehre aclıgı ve korkuyu tattırdı, (aclık ve korku elbise gibi kaplayıverdi butun vucutlarını)
Surah An-Nahl, Verse 112
وَلَقَدۡ جَآءَهُمۡ رَسُولٞ مِّنۡهُمۡ فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمُ ٱلۡعَذَابُ وَهُمۡ ظَٰلِمُونَ
Onlara, iclerinden bir peygamber geldi, onlar onu yalancı saydılar.Derken onlar zulumlerine devam ederken, cok gecmeden azap kendilerini kıskıvrak yakaladı. [28,5]
Surah An-Nahl, Verse 113
فَكُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ حَلَٰلٗا طَيِّبٗا وَٱشۡكُرُواْ نِعۡمَتَ ٱللَّهِ إِن كُنتُمۡ إِيَّاهُ تَعۡبُدُونَ
Onun icin siz Allah'ın size verdigi rızıklardan helal ve hos olarak yeyin. Yalnız Allah’a ibadet ediyorsanız O’nun nimetlerine sukredin
Surah An-Nahl, Verse 114
إِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡمَيۡتَةَ وَٱلدَّمَ وَلَحۡمَ ٱلۡخِنزِيرِ وَمَآ أُهِلَّ لِغَيۡرِ ٱللَّهِ بِهِۦۖ فَمَنِ ٱضۡطُرَّ غَيۡرَ بَاغٖ وَلَا عَادٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ
Allah size sadece lesi, kanı, domuz etini ve Allah'tan baskası adına kesilen hayvanın etini haram kıldı.Ama kim caresiz kalırsa zaruret miktarını asmayarak ve baskasının hakkına da tecavuz etmeyerek, haram kılınan seyden yerse bunda gunah yoktur. Suphesiz Allah cok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur
Surah An-Nahl, Verse 115
وَلَا تَقُولُواْ لِمَا تَصِفُ أَلۡسِنَتُكُمُ ٱلۡكَذِبَ هَٰذَا حَلَٰلٞ وَهَٰذَا حَرَامٞ لِّتَفۡتَرُواْ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ لَا يُفۡلِحُونَ
Kendi dillerinizin yalan yanlıs nitelendirmesiyle uydurdugunuz yalanı Allah'a mal ederek “bu helaldir, su haramdır” demeyin.Cunku Allah adına yalan soyleyenler asla iflah olmazlar
Surah An-Nahl, Verse 116
مَتَٰعٞ قَلِيلٞ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
Onların butun bulacakları, dunyanın azıcık bir zevkidir.Onlara gayet acı bir azap vardır
Surah An-Nahl, Verse 117
وَعَلَى ٱلَّذِينَ هَادُواْ حَرَّمۡنَا مَا قَصَصۡنَا عَلَيۡكَ مِن قَبۡلُۖ وَمَا ظَلَمۡنَٰهُمۡ وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ
Yahudilere de, daha once sana bildirdigimiz seyleri haram kılmıstık.Bununla Biz onlara zulmetmedik.Lakin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı
Surah An-Nahl, Verse 118
ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ عَمِلُواْ ٱلسُّوٓءَ بِجَهَٰلَةٖ ثُمَّ تَابُواْ مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ وَأَصۡلَحُوٓاْ إِنَّ رَبَّكَ مِنۢ بَعۡدِهَا لَغَفُورٞ رَّحِيمٌ
Bundan sonra sunu bil ki: Rabbin, cahillik sebebiyle fenalık yapan, pesinden tovbe edip halini ve isini duzeltenleri bagıslar.Rabbin, onların bu hallerinden sonra elbette gafur ve rahim oldugunu gosterir
Surah An-Nahl, Verse 119
إِنَّ إِبۡرَٰهِيمَ كَانَ أُمَّةٗ قَانِتٗا لِّلَّهِ حَنِيفٗا وَلَمۡ يَكُ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
Gercekten Ibrahim, hak dine yonelen, Allah'a itaat uzere bulunan tek basına bir ummet, butun hayırlı halleri kendinde toplayan bir onder idi. O hicbir zaman musriklerden olmadı
Surah An-Nahl, Verse 120
شَاكِرٗا لِّأَنۡعُمِهِۚ ٱجۡتَبَىٰهُ وَهَدَىٰهُ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
Allah'ın nimetlerine sukreden bir zat idi. Cunku Allah onu secmis ve dogru yola iletmisti
Surah An-Nahl, Verse 121
وَءَاتَيۡنَٰهُ فِي ٱلدُّنۡيَا حَسَنَةٗۖ وَإِنَّهُۥ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ لَمِنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
Biz ona dunyada iyilik verdik. Elbette o, ahirette de salihlerden olacaktır
Surah An-Nahl, Verse 122
ثُمَّ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ أَنِ ٱتَّبِعۡ مِلَّةَ إِبۡرَٰهِيمَ حَنِيفٗاۖ وَمَا كَانَ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
Sonra da sana vahyettik ki: Dogru yola yonelerek Ibrahim'in dinine tabi ol; zira o musriklerden degildi
Surah An-Nahl, Verse 123
إِنَّمَا جُعِلَ ٱلسَّبۡتُ عَلَى ٱلَّذِينَ ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِۚ وَإِنَّ رَبَّكَ لَيَحۡكُمُ بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُواْ فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ
Sebt (cumartesi) tatili, ancak onda ihtilaf edenlere farz edilmisti.Rabbin kıyamet gunu ihtilaf ettikleri hususlarda onlar hakkında elbette hukmunu verecektir
Surah An-Nahl, Verse 124
ٱدۡعُ إِلَىٰ سَبِيلِ رَبِّكَ بِٱلۡحِكۡمَةِ وَٱلۡمَوۡعِظَةِ ٱلۡحَسَنَةِۖ وَجَٰدِلۡهُم بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُهۡتَدِينَ
Sen insanları Allah yoluna hikmetle, guzel ve makul ogutlerle davet et, gerektigi zaman da onlarla en guzel tarzda mucadele et. Rabbin, elbette, yolundan sapanları en iyi bildigi gibi kimlerin dogru yola gelecegini de pek iyi bilir
Surah An-Nahl, Verse 125
وَإِنۡ عَاقَبۡتُمۡ فَعَاقِبُواْ بِمِثۡلِ مَا عُوقِبۡتُم بِهِۦۖ وَلَئِن صَبَرۡتُمۡ لَهُوَ خَيۡرٞ لِّلصَّـٰبِرِينَ
Ceza verecek olursanız, size yapılan muamelenin misliyle cezalandırın. Ama eger bu hususta sabrederseniz, bilin ki bu, sabredenler icin daha hayırlıdır
Surah An-Nahl, Verse 126
وَٱصۡبِرۡ وَمَا صَبۡرُكَ إِلَّا بِٱللَّهِۚ وَلَا تَحۡزَنۡ عَلَيۡهِمۡ وَلَا تَكُ فِي ضَيۡقٖ مِّمَّا يَمۡكُرُونَ
Sabret! Senin sabrın da ancak Allah'ın yardımı iledir.Kafirlerin yuz cevirmelerinden mahzun olma, yaptıkları hilelerden dolayı da telas edip darlanma
Surah An-Nahl, Verse 127
إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلَّذِينَ ٱتَّقَواْ وَّٱلَّذِينَ هُم مُّحۡسِنُونَ
Cunku Allah fenalıktan korunanlar ve hep guzel davrananlarla beraberdir
Surah An-Nahl, Verse 128