UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah An-Nahl - Turkish Translation by Tefhim Ul Kuran


أَتَىٰٓ أَمۡرُ ٱللَّهِ فَلَا تَسۡتَعۡجِلُوهُۚ سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ

Allah´ın emri geldi, artık onda acele etmeyin. O (Allah), sirk kostukları seylerden munezzeh ve yucedir
Surah An-Nahl, Verse 1


يُنَزِّلُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ بِٱلرُّوحِ مِنۡ أَمۡرِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦٓ أَنۡ أَنذِرُوٓاْ أَنَّهُۥ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَا۠ فَٱتَّقُونِ

Kullarından dilediklerine, melekleri emrinden olan ruh ile indirir: Benden baska ilah yoktur, su halde benden korkup sakının, diye uyarıp korkutun.»
Surah An-Nahl, Verse 2


خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِٱلۡحَقِّۚ تَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ

Gokleri ve yeri hak ile yarattı: O, sirk kostukları seylerden yucedir
Surah An-Nahl, Verse 3


خَلَقَ ٱلۡإِنسَٰنَ مِن نُّطۡفَةٖ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٞ مُّبِينٞ

Insanı bir damla sudan yarattı, buna ragmen o, apacık bir dusmandır
Surah An-Nahl, Verse 4


وَٱلۡأَنۡعَٰمَ خَلَقَهَاۖ لَكُمۡ فِيهَا دِفۡءٞ وَمَنَٰفِعُ وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ

Ve hayvanları da yarattı; sizin icin onlarda ısınma ve yararlar vardır, ve onlardan yemektesiniz
Surah An-Nahl, Verse 5


وَلَكُمۡ فِيهَا جَمَالٌ حِينَ تُرِيحُونَ وَحِينَ تَسۡرَحُونَ

Aksamları getirir, sabahları gotururken onlarda sizin icin bir guzellik vardır
Surah An-Nahl, Verse 6


وَتَحۡمِلُ أَثۡقَالَكُمۡ إِلَىٰ بَلَدٖ لَّمۡ تَكُونُواْ بَٰلِغِيهِ إِلَّا بِشِقِّ ٱلۡأَنفُسِۚ إِنَّ رَبَّكُمۡ لَرَءُوفٞ رَّحِيمٞ

Kendisine ulasmadan canlarınızın yarısının telef olacagı sehirlere onlar, agırlıklarınızı da tasımaktadırlar. Suphesiz sizin Rabbiniz sefkatli ve merhametlidir
Surah An-Nahl, Verse 7


وَٱلۡخَيۡلَ وَٱلۡبِغَالَ وَٱلۡحَمِيرَ لِتَرۡكَبُوهَا وَزِينَةٗۚ وَيَخۡلُقُ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

Onlara binmeniz ve sus icin atları, katırları ve merkebleri (yarattı). Ve daha sizlerin bilmediginiz neleri yaratmaktadır
Surah An-Nahl, Verse 8


وَعَلَى ٱللَّهِ قَصۡدُ ٱلسَّبِيلِ وَمِنۡهَا جَآئِرٞۚ وَلَوۡ شَآءَ لَهَدَىٰكُمۡ أَجۡمَعِينَ

Yolu dogrultmak Allah´a aittir, kimi (yollar) ise egridir. Eger o dileseydi, sizin tumunuzu elbette hidayete erdirirdi
Surah An-Nahl, Verse 9


هُوَ ٱلَّذِيٓ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗۖ لَّكُم مِّنۡهُ شَرَابٞ وَمِنۡهُ شَجَرٞ فِيهِ تُسِيمُونَ

Sizin icin gokten su indiren O´dur; icecek ondan, agac ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız
Surah An-Nahl, Verse 10


يُنۢبِتُ لَكُم بِهِ ٱلزَّرۡعَ وَٱلزَّيۡتُونَ وَٱلنَّخِيلَ وَٱلۡأَعۡنَٰبَ وَمِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ

Onunla sizin icin ekin, zeytin, hurmalıklar, uzumler ve meyvelerin her turlusunden bitirir. Suphesiz bunda, dusunebilen bir topluluk icin ayetler vardır
Surah An-Nahl, Verse 11


وَسَخَّرَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ وَٱلنَّهَارَ وَٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَۖ وَٱلنُّجُومُ مُسَخَّرَٰتُۢ بِأَمۡرِهِۦٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ

Geceyi, gunduzu, gunesi ve ayı sizin emrinize verdi; yıldızlar da O´nun emriyle emre hazır kılınmıstır. Suphesiz bunda, aklını kullanabilen bir topluluk icin ayetler vardır
Surah An-Nahl, Verse 12


وَمَا ذَرَأَ لَكُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُخۡتَلِفًا أَلۡوَٰنُهُۥٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَذَّكَّرُونَ

Yerde sizin icin uretip turettigi cesitli renklerdekileri de (faydanıza verdi). Suphesiz bunda, ogut alıp dusunen bir topluluk icin ayet vardır
Surah An-Nahl, Verse 13


وَهُوَ ٱلَّذِي سَخَّرَ ٱلۡبَحۡرَ لِتَأۡكُلُواْ مِنۡهُ لَحۡمٗا طَرِيّٗا وَتَسۡتَخۡرِجُواْ مِنۡهُ حِلۡيَةٗ تَلۡبَسُونَهَاۖ وَتَرَى ٱلۡفُلۡكَ مَوَاخِرَ فِيهِ وَلِتَبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِهِۦ وَلَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ

Denizi de sizin emrinize veren O´dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan sus esyaları cıkarmaktasınız. Gemilerin onda (suları) yara yara akıp gittigini goruyorsun. (Butun bunlar) O´nun fazlından aramanız ve sukretmeniz icindir
Surah An-Nahl, Verse 14


وَأَلۡقَىٰ فِي ٱلۡأَرۡضِ رَوَٰسِيَ أَن تَمِيدَ بِكُمۡ وَأَنۡهَٰرٗا وَسُبُلٗا لَّعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ

Sizi sarsıntıya ugratır diye yerde sarsılmaz daglar bıraktı, ırmaklar ve yollar da (kıldı). Umulur ki dogru yolu bulursunuz
Surah An-Nahl, Verse 15


وَعَلَٰمَٰتٖۚ وَبِٱلنَّجۡمِ هُمۡ يَهۡتَدُونَ

Ve (baska) isaretler de (yarattı) ; onlar yıldız(lar) la da dogru yolu bulabilirler
Surah An-Nahl, Verse 16


أَفَمَن يَخۡلُقُ كَمَن لَّا يَخۡلُقُۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Yaratan, hic yaratmayan gibi midir? Artık ogut alıp dusunmez misiniz
Surah An-Nahl, Verse 17


وَإِن تَعُدُّواْ نِعۡمَةَ ٱللَّهِ لَا تُحۡصُوهَآۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ

Eger Allah´ın nimetini saymaya kalkısacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gercekten Allah, bagıslayandır, esirgeyendir
Surah An-Nahl, Verse 18


وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعۡلِنُونَ

Allah, saklı tuttuklarınızı ve acıga vurduklarınızı bilir
Surah An-Nahl, Verse 19


وَٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ لَا يَخۡلُقُونَ شَيۡـٔٗا وَهُمۡ يُخۡلَقُونَ

Allah´tan baska yakardıkları hic bir seyi yaratamazlar, ustelik onlar yaratılıp durmaktadırlar
Surah An-Nahl, Verse 20


أَمۡوَٰتٌ غَيۡرُ أَحۡيَآءٖۖ وَمَا يَشۡعُرُونَ أَيَّانَ يُبۡعَثُونَ

Oludurler, diri degildirler; ne zaman dirileceklerinin suuruna da varamazlar
Surah An-Nahl, Verse 21


إِلَٰهُكُمۡ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞۚ فَٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ قُلُوبُهُم مُّنكِرَةٞ وَهُم مُّسۡتَكۡبِرُونَ

Sizin ilahınız tek bir ilahtır. Ahirete inanmayanların kalpleri ise inkarcıdır ve onlar mustekbir (buyuklenmekte) olanlardır
Surah An-Nahl, Verse 22


لَا جَرَمَ أَنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعۡلِنُونَۚ إِنَّهُۥ لَا يُحِبُّ ٱلۡمُسۡتَكۡبِرِينَ

Suphesiz ki, Allah, onların saklı tuttuklarını ve acıga vurduklarını bilir; gercekten O, mustekbirleri sevmez
Surah An-Nahl, Verse 23


وَإِذَا قِيلَ لَهُم مَّاذَآ أَنزَلَ رَبُّكُمۡ قَالُوٓاْ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ

Onlara «Rabbiniz ne indirdi?» dendiginde, «Eskilerin masalları» dediler
Surah An-Nahl, Verse 24


لِيَحۡمِلُوٓاْ أَوۡزَارَهُمۡ كَامِلَةٗ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَمِنۡ أَوۡزَارِ ٱلَّذِينَ يُضِلُّونَهُم بِغَيۡرِ عِلۡمٍۗ أَلَا سَآءَ مَا يَزِرُونَ

Kıyamet gununde kendi gunahlarının tumunu ve bilgisizce saptırdıklarının gunahlarının bir kısmını yuklenmeleri icin. Bak, ne kotu yuk yukleniyorlar
Surah An-Nahl, Verse 25


قَدۡ مَكَرَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ فَأَتَى ٱللَّهُ بُنۡيَٰنَهُم مِّنَ ٱلۡقَوَاعِدِ فَخَرَّ عَلَيۡهِمُ ٱلسَّقۡفُ مِن فَوۡقِهِمۡ وَأَتَىٰهُمُ ٱلۡعَذَابُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَشۡعُرُونَ

Onlardan oncekiler, hileli duzenler kurmuslardı da, Allah(ın azab emri) onların kurdukları yapıların temellerine geldi, boylece ustlerindeki tavan tepelerine coktu; azab onlara suurunda olmadıkları yerden gelmisti
Surah An-Nahl, Verse 26


ثُمَّ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ يُخۡزِيهِمۡ وَيَقُولُ أَيۡنَ شُرَكَآءِيَ ٱلَّذِينَ كُنتُمۡ تُشَـٰٓقُّونَ فِيهِمۡۚ قَالَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ إِنَّ ٱلۡخِزۡيَ ٱلۡيَوۡمَ وَٱلسُّوٓءَ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ

Sonra (Allah) kıyamet gunu onları asagılık kılacak ve diyecek ki: «Haklarında (mu´minlere karsı) dusman kesildiginiz ortaklarım hani nerede?» Kendilerine ilim verilenler, dediler ki: «Bugun, gercekten asagılanma ve kotuluk kafirlerin ustunedir.»
Surah An-Nahl, Verse 27


ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ ظَالِمِيٓ أَنفُسِهِمۡۖ فَأَلۡقَوُاْ ٱلسَّلَمَ مَا كُنَّا نَعۡمَلُ مِن سُوٓءِۭۚ بَلَىٰٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمُۢ بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ

Ki melekler, kendi nefislerinin zalimleri olarak onların canlarını aldıklarında, «Biz hic bir kotuluk yapmıyorduk» diye teslim olurlar. Hayır, suphesiz Allah, sizin neler yaptıgınızı bilendir
Surah An-Nahl, Verse 28


فَٱدۡخُلُوٓاْ أَبۡوَٰبَ جَهَنَّمَ خَٰلِدِينَ فِيهَاۖ فَلَبِئۡسَ مَثۡوَى ٱلۡمُتَكَبِّرِينَ

Oyleyse icinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Buyukluk taslayanların konaklama yeri ne kotudur
Surah An-Nahl, Verse 29


۞وَقِيلَ لِلَّذِينَ ٱتَّقَوۡاْ مَاذَآ أَنزَلَ رَبُّكُمۡۚ قَالُواْ خَيۡرٗاۗ لِّلَّذِينَ أَحۡسَنُواْ فِي هَٰذِهِ ٱلدُّنۡيَا حَسَنَةٞۚ وَلَدَارُ ٱلۡأٓخِرَةِ خَيۡرٞۚ وَلَنِعۡمَ دَارُ ٱلۡمُتَّقِينَ

(Allah´tan) Sakınanlara: «Rabbiniz ne indirdi?» denildiginde, «Hayır» dediler. Bu dunyada guzel davranıslarda bulunanlara guzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne guzeldir
Surah An-Nahl, Verse 30


جَنَّـٰتُ عَدۡنٖ يَدۡخُلُونَهَا تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۖ لَهُمۡ فِيهَا مَا يَشَآءُونَۚ كَذَٰلِكَ يَجۡزِي ٱللَّهُ ٱلۡمُتَّقِينَ

Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, icinde onların her diledikleri sey vardır. Iste Allah, takva sahiplerini boyle odullendirir
Surah An-Nahl, Verse 31


ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ طَيِّبِينَ يَقُولُونَ سَلَٰمٌ عَلَيۡكُمُ ٱدۡخُلُواْ ٱلۡجَنَّةَ بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ

Ki melekler, guzellikle canlarını aldıklarında: «Selam size» derler. «Yaptıklarınıza karsılık olmak uzere cennete girin.»
Surah An-Nahl, Verse 32


هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأۡتِيَهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ أَوۡ يَأۡتِيَ أَمۡرُ رَبِّكَۚ كَذَٰلِكَ فَعَلَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ وَمَا ظَلَمَهُمُ ٱللَّهُ وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ

(Kufre sapanlar) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden baska bir sey mi gozluyorlar? Onlardan oncekiler de oyle yapmıstı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı
Surah An-Nahl, Verse 33


فَأَصَابَهُمۡ سَيِّـَٔاتُ مَا عَمِلُواْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ

Boylece isledikleri kotulukleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları sey, kendilerini sarıp kusatıverdi
Surah An-Nahl, Verse 34


وَقَالَ ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْ لَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَا عَبَدۡنَا مِن دُونِهِۦ مِن شَيۡءٖ نَّحۡنُ وَلَآ ءَابَآؤُنَا وَلَا حَرَّمۡنَا مِن دُونِهِۦ مِن شَيۡءٖۚ كَذَٰلِكَ فَعَلَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ فَهَلۡ عَلَى ٱلرُّسُلِ إِلَّا ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ

Sirk kosmakta olanlar dediler ki: «Eger Allah dileseydi, O´nun dısında hic bir seye kulluk etmezdik, biz de, atalarımız da; ve O´nsuz hic bir seyi haram da kılmazdık.» Onlardan oncekiler de boyle yapmıstı. Su halde peygamberlere dusen apacık bir tebligden baskası mı
Surah An-Nahl, Verse 35


وَلَقَدۡ بَعَثۡنَا فِي كُلِّ أُمَّةٖ رَّسُولًا أَنِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ وَٱجۡتَنِبُواْ ٱلطَّـٰغُوتَۖ فَمِنۡهُم مَّنۡ هَدَى ٱللَّهُ وَمِنۡهُم مَّنۡ حَقَّتۡ عَلَيۡهِ ٱلضَّلَٰلَةُۚ فَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَٱنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُكَذِّبِينَ

Andolsun, biz her ummete: «Allah´a kulluk edin ve taguttan kacının» (diye teblig etmesi icin) bir peygamber gonderdik. Boylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin uzerine de sapıklık hak oldu. Artık, yeryuzunde dolasın da yalanlayanların ugradıkları sonucu gorun
Surah An-Nahl, Verse 36


إِن تَحۡرِصۡ عَلَىٰ هُدَىٰهُمۡ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي مَن يُضِلُّۖ وَمَا لَهُم مِّن نَّـٰصِرِينَ

Sen, onların hidayet bulmalarını ne kadar tutkuyla istesen de, Allah, suphesiz saptırdıgına hidayet vermez, onlar icin yardım edecek yoktur
Surah An-Nahl, Verse 37


وَأَقۡسَمُواْ بِٱللَّهِ جَهۡدَ أَيۡمَٰنِهِمۡ لَا يَبۡعَثُ ٱللَّهُ مَن يَمُوتُۚ بَلَىٰ وَعۡدًا عَلَيۡهِ حَقّٗا وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

Olanca yeminleriyle: «Oleni Allah diriltmez» diye yemin ettiler. Hayır; bu, O´nun uzerinde hak olan bir vaidtir, ancak insanların cogu bilmezler
Surah An-Nahl, Verse 38


لِيُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِي يَخۡتَلِفُونَ فِيهِ وَلِيَعۡلَمَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَنَّهُمۡ كَانُواْ كَٰذِبِينَ

Hakkında ihtilafa dustukleri seyi onlara acıklaması ve kufre sapanların kendilerinin yalancı olduklarını bilmesi icin (diriltecektir)
Surah An-Nahl, Verse 39


إِنَّمَا قَوۡلُنَا لِشَيۡءٍ إِذَآ أَرَدۡنَٰهُ أَن نَّقُولَ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ

Onu istedigimizde herhangi bir sey icin sozumuz, ona yalnızca «Ol» demekten ibarettir; o da hemen oluverir
Surah An-Nahl, Verse 40


وَٱلَّذِينَ هَاجَرُواْ فِي ٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ مَا ظُلِمُواْ لَنُبَوِّئَنَّهُمۡ فِي ٱلدُّنۡيَا حَسَنَةٗۖ وَلَأَجۡرُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَكۡبَرُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ

Zulme ugratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri dunyada suphesiz guzel bir bicimde yerlestirecegiz; ahiret karsılıgı ise daha buyuktur. Bilmis olsalardı
Surah An-Nahl, Verse 41


ٱلَّذِينَ صَبَرُواْ وَعَلَىٰ رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُونَ

Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkul edenlerdir
Surah An-Nahl, Verse 42


وَمَآ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ إِلَّا رِجَالٗا نُّوحِيٓ إِلَيۡهِمۡۖ فَسۡـَٔلُوٓاْ أَهۡلَ ٱلذِّكۡرِ إِن كُنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ

Biz senden evvel kendilerine vahyettigimiz erkeklerden baska (peygamberler) gondermedik. Eger bilmiyorsanız, zikir ehline sorun
Surah An-Nahl, Verse 43


بِٱلۡبَيِّنَٰتِ وَٱلزُّبُرِۗ وَأَنزَلۡنَآ إِلَيۡكَ ٱلذِّكۡرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيۡهِمۡ وَلَعَلَّهُمۡ يَتَفَكَّرُونَ

(Onları) Apacık deliller ve kitaplarla (gonderdik) . Sana da zikri (Kur´an´ı) indirdik ki, insanlara kendileri icin indirileni acıklayasın ve onlar da iyice dusunsunler, diye
Surah An-Nahl, Verse 44


أَفَأَمِنَ ٱلَّذِينَ مَكَرُواْ ٱلسَّيِّـَٔاتِ أَن يَخۡسِفَ ٱللَّهُ بِهِمُ ٱلۡأَرۡضَ أَوۡ يَأۡتِيَهُمُ ٱلۡعَذَابُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَشۡعُرُونَ

Artık ´kotulugu orgutleyip duzenleyenler´, Allah´ın, kendilerini yerin dibine gecirmeyeceginden veya suuruna varamayacakları yerden azabın gelmeyeceginden emin midirler
Surah An-Nahl, Verse 45


أَوۡ يَأۡخُذَهُمۡ فِي تَقَلُّبِهِمۡ فَمَا هُم بِمُعۡجِزِينَ

Ya da onlar, donup dolasmaktalarken, onları yakalayıvermesinden (mi emindirler?) Ki onlar (bu konuda Allah´ı) aciz bırakacak degildirler
Surah An-Nahl, Verse 46


أَوۡ يَأۡخُذَهُمۡ عَلَىٰ تَخَوُّفٖ فَإِنَّ رَبَّكُمۡ لَرَءُوفٞ رَّحِيمٌ

Veya onları bir korku uzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler) ? Oyleyse Rabbin, gercekten sefkatli ve merhamet sahibidir
Surah An-Nahl, Verse 47


أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَىٰ مَا خَلَقَ ٱللَّهُ مِن شَيۡءٖ يَتَفَيَّؤُاْ ظِلَٰلُهُۥ عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَٱلشَّمَآئِلِ سُجَّدٗا لِّلَّهِ وَهُمۡ دَٰخِرُونَ

Allah´ın herhangi bir seyden yarattıgına bakmıyorlar mı? Onun golgeleri kuculerek sagdan ve soldan Allah´a secde eder vaziyette doner
Surah An-Nahl, Verse 48


وَلِلَّهِۤ يَسۡجُدُۤ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ مِن دَآبَّةٖ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ وَهُمۡ لَا يَسۡتَكۡبِرُونَ

Goklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah´a secde ederler ve onlar buyukluk taslamazlar
Surah An-Nahl, Verse 49


يَخَافُونَ رَبَّهُم مِّن فَوۡقِهِمۡ وَيَفۡعَلُونَ مَا يُؤۡمَرُونَ۩

Ustlerinden (her an bir azab gondermege kadir olan) Rablerinden korkarlar ve emrolundukları seyi yaparlar
Surah An-Nahl, Verse 50


۞وَقَالَ ٱللَّهُ لَا تَتَّخِذُوٓاْ إِلَٰهَيۡنِ ٱثۡنَيۡنِۖ إِنَّمَا هُوَ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞ فَإِيَّـٰيَ فَٱرۡهَبُونِ

Allah dedi ki: «Iki ilah edinmeyin; O, ancak tek bir ilahtır. Oyleyse benden, yalnızca benden korkun.»
Surah An-Nahl, Verse 51


وَلَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَلَهُ ٱلدِّينُ وَاصِبًاۚ أَفَغَيۡرَ ٱللَّهِ تَتَّقُونَ

Goklerde ve yerde ne varsa O´nundur, itaat, kulluk da (din de) surekli olarak O´nundur. Boyleyken Allah´tan baskasından mı korkup sakınıyorsunuz
Surah An-Nahl, Verse 52


وَمَا بِكُم مِّن نِّعۡمَةٖ فَمِنَ ٱللَّهِۖ ثُمَّ إِذَا مَسَّكُمُ ٱلضُّرُّ فَإِلَيۡهِ تَجۡـَٔرُونَ

Nimet olarak size ulasan ne varsa, Allah´tandır, sonra size bir zarar dokundugunda (yine) ancak O´na yalvarmaktasınız
Surah An-Nahl, Verse 53


ثُمَّ إِذَا كَشَفَ ٱلضُّرَّ عَنكُمۡ إِذَا فَرِيقٞ مِّنكُم بِرَبِّهِمۡ يُشۡرِكُونَ

Sonra sizden zararı kaldırdıgında, sizden bir grup (hemen) Rablerine sirk kosarlar
Surah An-Nahl, Verse 54


لِيَكۡفُرُواْ بِمَآ ءَاتَيۡنَٰهُمۡۚ فَتَمَتَّعُواْ فَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ

Kendilerine verdiklerimize karsı nankorluk etmek icin. Oyleyse yararlanın, ilerde bileceksiniz
Surah An-Nahl, Verse 55


وَيَجۡعَلُونَ لِمَا لَا يَعۡلَمُونَ نَصِيبٗا مِّمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡۗ تَٱللَّهِ لَتُسۡـَٔلُنَّ عَمَّا كُنتُمۡ تَفۡتَرُونَ

Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, hic bir sey bilmeyenlere paylar ayırıyorlar. Andolsun Allah´a karsı duzmekte olduklarınızdan dolayı mutlaka sorguya cekileceksiniz
Surah An-Nahl, Verse 56


وَيَجۡعَلُونَ لِلَّهِ ٱلۡبَنَٰتِ سُبۡحَٰنَهُۥ وَلَهُم مَّا يَشۡتَهُونَ

Ve Allah´a kızlar isnad ediyorlar, (hasa) O yucedir. Hoslandıkları (erkek cocuklar) da kendilerinindir
Surah An-Nahl, Verse 57


وَإِذَا بُشِّرَ أَحَدُهُم بِٱلۡأُنثَىٰ ظَلَّ وَجۡهُهُۥ مُسۡوَدّٗا وَهُوَ كَظِيمٞ

Onlardan birine disi (cocuk) mujdelendigi zaman ici ofkeyle tasarak yuzu simsiyah kesilir
Surah An-Nahl, Verse 58


يَتَوَٰرَىٰ مِنَ ٱلۡقَوۡمِ مِن سُوٓءِ مَا بُشِّرَ بِهِۦٓۚ أَيُمۡسِكُهُۥ عَلَىٰ هُونٍ أَمۡ يَدُسُّهُۥ فِي ٱلتُّرَابِۗ أَلَا سَآءَ مَا يَحۡكُمُونَ

Kendisine verilen mujdenin kotulugunden dolayı topluluktan gizlenir; onu asagılanarak tutacak mı, yoksa topraga gomecek mi? Bak, verdikleri hukum ne kotudur
Surah An-Nahl, Verse 59


لِلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ مَثَلُ ٱلسَّوۡءِۖ وَلِلَّهِ ٱلۡمَثَلُ ٱلۡأَعۡلَىٰۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ

Ahirete inanmayanların kotu ornekleri vardır, en yuce ornekler ise Allah´a aittir. O, guc sahibi olandır, hukum ve hikmet sahibidir
Surah An-Nahl, Verse 60


وَلَوۡ يُؤَاخِذُ ٱللَّهُ ٱلنَّاسَ بِظُلۡمِهِم مَّا تَرَكَ عَلَيۡهَا مِن دَآبَّةٖ وَلَٰكِن يُؤَخِّرُهُمۡ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗىۖ فَإِذَا جَآءَ أَجَلُهُمۡ لَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ سَاعَةٗ وَلَا يَسۡتَقۡدِمُونَ

Eger Allah, insanları zulumleri nedeniyle sorguya cekecek olsaydı, onun ustunde (yeryuzunde) canlılardan hic bir sey bırakmazdı; ancak onları adı konulmus bir sureye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de one alınabilirler
Surah An-Nahl, Verse 61


وَيَجۡعَلُونَ لِلَّهِ مَا يَكۡرَهُونَۚ وَتَصِفُ أَلۡسِنَتُهُمُ ٱلۡكَذِبَ أَنَّ لَهُمُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ لَا جَرَمَ أَنَّ لَهُمُ ٱلنَّارَ وَأَنَّهُم مُّفۡرَطُونَ

Onlar, Allah´a, hoslarına gitmeyen seyleri uygun gorurler, dilleri de yalan olarak en guzel olanın ´kendilerinin oldugunu´ duzmektedir. Hic suphesiz ates onlar icindir ve hic suphesiz onlar, (cehennemde) onculerdir
Surah An-Nahl, Verse 62


تَٱللَّهِ لَقَدۡ أَرۡسَلۡنَآ إِلَىٰٓ أُمَمٖ مِّن قَبۡلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَعۡمَٰلَهُمۡ فَهُوَ وَلِيُّهُمُ ٱلۡيَوۡمَ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ

Andolsun Allah´a, senden onceki ummetlere de (peygamberler) gonderdik, fakat seytan onlara yapıp ettiklerini suslu gostermistir; bugun de onların velisi odur ve onlar icin acıklı bir azab vardır
Surah An-Nahl, Verse 63


وَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ إِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِي ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ

Biz Kitab´ı ancak, hakkında ihtilafa dustukleri seyi onlara acıklaman ve inanan bir kavime rahmet ve hidayet olması dısında (baska bir amacla) indirmedik
Surah An-Nahl, Verse 64


وَٱللَّهُ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَحۡيَا بِهِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَآۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَسۡمَعُونَ

Allah gokten su indirdi, olumunden sonra yeri onunla diriltti; isitebilen bir topluluk icin bunda gercekten bir ayet vardır
Surah An-Nahl, Verse 65


وَإِنَّ لَكُمۡ فِي ٱلۡأَنۡعَٰمِ لَعِبۡرَةٗۖ نُّسۡقِيكُم مِّمَّا فِي بُطُونِهِۦ مِنۢ بَيۡنِ فَرۡثٖ وَدَمٖ لَّبَنًا خَالِصٗا سَآئِغٗا لِّلشَّـٰرِبِينَ

Sizin icin hayvanlarda da elbette ibretler vardır, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmis gıdalar) ile kan arasından, icenlerin bogazından kolaylıkla kayan dupduru bir sut icirmekteyiz
Surah An-Nahl, Verse 66


وَمِن ثَمَرَٰتِ ٱلنَّخِيلِ وَٱلۡأَعۡنَٰبِ تَتَّخِذُونَ مِنۡهُ سَكَرٗا وَرِزۡقًا حَسَنًاۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ

Hurmalıkların ve uzumluklerin meyvelerinden kurdukları cardaklarda hem sarhosluk verici icki, hem guzel bir rızık edinmektesiniz. Suphesiz aklını kullanabilen bir topluluk icin, gercekten bunda bir ayet vardır
Surah An-Nahl, Verse 67


وَأَوۡحَىٰ رَبُّكَ إِلَى ٱلنَّحۡلِ أَنِ ٱتَّخِذِي مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتٗا وَمِنَ ٱلشَّجَرِ وَمِمَّا يَعۡرِشُونَ

Rabbin bal arısına vahyetti: Daglarda, agaclarda ve onların kurdukları cardaklarda kendine evler edin
Surah An-Nahl, Verse 68


ثُمَّ كُلِي مِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ فَٱسۡلُكِي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلٗاۚ يَخۡرُجُ مِنۢ بُطُونِهَا شَرَابٞ مُّخۡتَلِفٌ أَلۡوَٰنُهُۥ فِيهِ شِفَآءٞ لِّلنَّاسِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ

Sonra meyvelerin tumunden ye, boylece Rabbinin sana kolaylastırdıgı yollarda yuru, ucuver. Onların karınlarından turlu renklerde serbetler cıkar, onda insanlar icin bir sifa vardır. Suphesiz dusunen bir topluluk icin gercekten bunda bir ayet vardır
Surah An-Nahl, Verse 69


وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ ثُمَّ يَتَوَفَّىٰكُمۡۚ وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَىٰٓ أَرۡذَلِ ٱلۡعُمُرِ لِكَيۡ لَا يَعۡلَمَ بَعۡدَ عِلۡمٖ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٞ قَدِيرٞ

Allah sizi yarattı, sonra sizi olduruyor, sizden kimi de, bildikten sonra bir sey bilmesin diye, omrun en asagı ucuna (yaslılıga) geri cevrilir. Suphe yok, Allah bilendir, her seye guc yetirendir
Surah An-Nahl, Verse 70


وَٱللَّهُ فَضَّلَ بَعۡضَكُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ فِي ٱلرِّزۡقِۚ فَمَا ٱلَّذِينَ فُضِّلُواْ بِرَآدِّي رِزۡقِهِمۡ عَلَىٰ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَهُمۡ فِيهِ سَوَآءٌۚ أَفَبِنِعۡمَةِ ٱللَّهِ يَجۡحَدُونَ

Allah rızıkta kiminizi kiminize ustun kıldı; ustun kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda esit olacak sekilde cevirip verici degildirler. Simdi Allah´ın nimetini inkar mı ediyorlar
Surah An-Nahl, Verse 71


وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنۡ أَنفُسِكُمۡ أَزۡوَٰجٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّنۡ أَزۡوَٰجِكُم بَنِينَ وَحَفَدَةٗ وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِۚ أَفَبِٱلۡبَٰطِلِ يُؤۡمِنُونَ وَبِنِعۡمَتِ ٱللَّهِ هُمۡ يَكۡفُرُونَ

Allah size kendi nefislerinizden esler yarattı ve size eslerinizden de cocuklar ve torunlar yarattı ve sizi guzel seylerden rızıklandırdı. Simdi onlar, batıla mı inanıyorlar ve Allah´ın nimetini inkar mı ediyorlar
Surah An-Nahl, Verse 72


وَيَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَمۡلِكُ لَهُمۡ رِزۡقٗا مِّنَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ شَيۡـٔٗا وَلَا يَسۡتَطِيعُونَ

Allah´ın dısında, kendileri icin goklerden ve yerden hic bir rızıka, hic bir seye malik olmayan ve buna gucleri yetmeyen seylere mi tapıyorlar
Surah An-Nahl, Verse 73


فَلَا تَضۡرِبُواْ لِلَّهِ ٱلۡأَمۡثَالَۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ وَأَنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ

Artık Allah´a benzerler aramaga kalkısmayın; cunku Allah bilir, siz ise bilmezsiniz
Surah An-Nahl, Verse 74


۞ضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا عَبۡدٗا مَّمۡلُوكٗا لَّا يَقۡدِرُ عَلَىٰ شَيۡءٖ وَمَن رَّزَقۡنَٰهُ مِنَّا رِزۡقًا حَسَنٗا فَهُوَ يُنفِقُ مِنۡهُ سِرّٗا وَجَهۡرًاۖ هَلۡ يَسۡتَوُۥنَۚ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ

Allah, hic bir seye gucu yetmeyen ve baskasının mulkunde olan ile, tarafımızdan kendisine guzel bir rızık verdigimiz, boylelikle ondan gizli ve acık infak eden kimseyi ornek olarak gosterdi; bunlar hic esit olur mu? Hamd Allah´ındır; fakat onların cogu bilmezler
Surah An-Nahl, Verse 75


وَضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلٗا رَّجُلَيۡنِ أَحَدُهُمَآ أَبۡكَمُ لَا يَقۡدِرُ عَلَىٰ شَيۡءٖ وَهُوَ كَلٌّ عَلَىٰ مَوۡلَىٰهُ أَيۡنَمَا يُوَجِّههُّ لَا يَأۡتِ بِخَيۡرٍ هَلۡ يَسۡتَوِي هُوَ وَمَن يَأۡمُرُ بِٱلۡعَدۡلِ وَهُوَ عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ

Allah su ornegi de verdi: Iki kisi; bunlardan birisi dilsiz, hic bir seye gucu yetmez ve her seyiyle efendisinin ustunde (bir yuk), o, onu hangi yone gonderse bir hayır getirmez; simdi bu, adaletle emreden ve dosdogru yol uzerinde bulunanla esit olabilir mi
Surah An-Nahl, Verse 76


وَلِلَّهِ غَيۡبُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَمَآ أَمۡرُ ٱلسَّاعَةِ إِلَّا كَلَمۡحِ ٱلۡبَصَرِ أَوۡ هُوَ أَقۡرَبُۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ

Goklerin ve yerin gaybı Allah´a aittir. (Kıyamet) Saatin(in) emri de yalnızca (suratli) bir goz carpması gibidir, veya daha yakındır. Suphe yok, Allah her seye guc yetirendir
Surah An-Nahl, Verse 77


وَٱللَّهُ أَخۡرَجَكُم مِّنۢ بُطُونِ أُمَّهَٰتِكُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ شَيۡـٔٗا وَجَعَلَ لَكُمُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَٱلۡأَفۡـِٔدَةَ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ

Allah sizi annelerinizin karnından siz hic bir sey bilmez halde iken cıkardı. Size, sukredesiniz diye kulaklar, gozler ve gonuller (dusunen kafalar) verdi. Ta ki sukredesiniz
Surah An-Nahl, Verse 78


أَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَى ٱلطَّيۡرِ مُسَخَّرَٰتٖ فِي جَوِّ ٱلسَّمَآءِ مَا يُمۡسِكُهُنَّ إِلَّا ٱللَّهُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ

Gogun boslugunda boyun egdirilmis (musahhar kılınmıs) kusları gormuyorlar mı? Onları (boyle boslukta) Allah´tan baskası tutmuyor. Suphesiz, iman eden bir topluluk icin bunda ayetler vardır
Surah An-Nahl, Verse 79


وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنۢ بُيُوتِكُمۡ سَكَنٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّن جُلُودِ ٱلۡأَنۡعَٰمِ بُيُوتٗا تَسۡتَخِفُّونَهَا يَوۡمَ ظَعۡنِكُمۡ وَيَوۡمَ إِقَامَتِكُمۡ وَمِنۡ أَصۡوَافِهَا وَأَوۡبَارِهَا وَأَشۡعَارِهَآ أَثَٰثٗا وَمَتَٰعًا إِلَىٰ حِينٖ

Allah, size evlerinizi (icinde) «guvenlik ve huzur bulacagınız yerler» kıldı; ve size hayvan derilerinden hem goc gununde, hem de yerlesme gununde kolaylıkla tasıyabileceginiz evler; yunlerinden, yapagılarından ve kıllarından bir zamana kadar giyimlikler, dosemelikler ve (ticaret icin) bir meta kıldı
Surah An-Nahl, Verse 80


وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّمَّا خَلَقَ ظِلَٰلٗا وَجَعَلَ لَكُم مِّنَ ٱلۡجِبَالِ أَكۡنَٰنٗا وَجَعَلَ لَكُمۡ سَرَٰبِيلَ تَقِيكُمُ ٱلۡحَرَّ وَسَرَٰبِيلَ تَقِيكُم بَأۡسَكُمۡۚ كَذَٰلِكَ يُتِمُّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَيۡكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تُسۡلِمُونَ

Allah, sizin icin yarattıgı seylerden golgeler kıldı. Daglarda da sizin icin barınaklar, siperler kıldı, sizi sıcaktan koruyacak elbiseler, sizi savasınızda (zorluklara karsı) koruyacak giyimlikler de var etti. Iste O, uzerinizdeki nimetini boyle tamamlamaktadır, umulur ki teslim olursunuz
Surah An-Nahl, Verse 81


فَإِن تَوَلَّوۡاْ فَإِنَّمَا عَلَيۡكَ ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ

Fakat onlar yuz cevirirlerse, sana dusen yalnızca apacık bir tebligdir
Surah An-Nahl, Verse 82


يَعۡرِفُونَ نِعۡمَتَ ٱللَّهِ ثُمَّ يُنكِرُونَهَا وَأَكۡثَرُهُمُ ٱلۡكَٰفِرُونَ

Onlar, Allah´ın nimetini bilmektedirler, sonra da inkar etmektedirler; onların cogu kufre sapanlardır
Surah An-Nahl, Verse 83


وَيَوۡمَ نَبۡعَثُ مِن كُلِّ أُمَّةٖ شَهِيدٗا ثُمَّ لَا يُؤۡذَنُ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ وَلَا هُمۡ يُسۡتَعۡتَبُونَ

Her ummetten bir sahid gonderecegimiz gun; (artık ondan) sonra ne kufredenlere (ozur dilemeleri icin) izin verilecek, ne de (Allah´tan) hosnutluk dilekleri kabul edilecek
Surah An-Nahl, Verse 84


وَإِذَا رَءَا ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ ٱلۡعَذَابَ فَلَا يُخَفَّفُ عَنۡهُمۡ وَلَا هُمۡ يُنظَرُونَ

O zulmedenler, azabı gorduklerinde, ne (azab) onlara hafifletilecek, ne de onlara sure tanınacak
Surah An-Nahl, Verse 85


وَإِذَا رَءَا ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْ شُرَكَآءَهُمۡ قَالُواْ رَبَّنَا هَـٰٓؤُلَآءِ شُرَكَآؤُنَا ٱلَّذِينَ كُنَّا نَدۡعُواْ مِن دُونِكَۖ فَأَلۡقَوۡاْ إِلَيۡهِمُ ٱلۡقَوۡلَ إِنَّكُمۡ لَكَٰذِبُونَ

O sirk kosanlar, sirk kostuklarını gordukleri zaman: «Rabbimiz, seni bırakıp bizim tapmakta oldugumuz ortaklarımız bunlardır» diyecekler. (Onlar da bunlara:) «Siz gercekten yalan soyleyenlersiniz» diye sozu (geri cevirip) fırlatacaklar
Surah An-Nahl, Verse 86


وَأَلۡقَوۡاْ إِلَى ٱللَّهِ يَوۡمَئِذٍ ٱلسَّلَمَۖ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ

O gun (artık) Allah´a teslim olmuslardır ve uydurdukları (yalancı ilahlar) da onlardan cekilip uzaklasmıstır
Surah An-Nahl, Verse 87


ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ زِدۡنَٰهُمۡ عَذَابٗا فَوۡقَ ٱلۡعَذَابِ بِمَا كَانُواْ يُفۡسِدُونَ

Kufre sapıp da Allah´ın yolundan alıkoyanlar; biz, isledikleri bozgunculuga karsılık, onlara azab ustune azab ilave ettik
Surah An-Nahl, Verse 88


وَيَوۡمَ نَبۡعَثُ فِي كُلِّ أُمَّةٖ شَهِيدًا عَلَيۡهِم مِّنۡ أَنفُسِهِمۡۖ وَجِئۡنَا بِكَ شَهِيدًا عَلَىٰ هَـٰٓؤُلَآءِۚ وَنَزَّلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ تِبۡيَٰنٗا لِّكُلِّ شَيۡءٖ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ وَبُشۡرَىٰ لِلۡمُسۡلِمِينَ

Her ummet icinde kendi nefislerinden onların uzerine bir sahid getirdigimiz gun, seni de onlar uzerinde bir sahid olarak getirecegiz. Biz Kitabı sana, her seyin acıklayıcısı, muslumanlara da bir hidayet, bir rahmet ve bir mujde olarak indirdik
Surah An-Nahl, Verse 89


۞إِنَّ ٱللَّهَ يَأۡمُرُ بِٱلۡعَدۡلِ وَٱلۡإِحۡسَٰنِ وَإِيتَآيِٕ ذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَيَنۡهَىٰ عَنِ ٱلۡفَحۡشَآءِ وَٱلۡمُنكَرِ وَٱلۡبَغۡيِۚ يَعِظُكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ

Suphe yok Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; cirkin utanmazlıklardan (fahsadan), kotuluklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size ogut vermektedir, umulur ki ogut alıp dusunursunuz
Surah An-Nahl, Verse 90


وَأَوۡفُواْ بِعَهۡدِ ٱللَّهِ إِذَا عَٰهَدتُّمۡ وَلَا تَنقُضُواْ ٱلۡأَيۡمَٰنَ بَعۡدَ تَوۡكِيدِهَا وَقَدۡ جَعَلۡتُمُ ٱللَّهَ عَلَيۡكُمۡ كَفِيلًاۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا تَفۡعَلُونَ

Ahidlestiginiz zaman, Allah´ın ahdini yerine getirin, pekistirdikten sonra yeminleri bozmayın; cunku Allah´ı uzerinize kefil kılmıssınızdır. Suphe yok Allah, yapmakta olduklarınızı bilir
Surah An-Nahl, Verse 91


وَلَا تَكُونُواْ كَٱلَّتِي نَقَضَتۡ غَزۡلَهَا مِنۢ بَعۡدِ قُوَّةٍ أَنكَٰثٗا تَتَّخِذُونَ أَيۡمَٰنَكُمۡ دَخَلَۢا بَيۡنَكُمۡ أَن تَكُونَ أُمَّةٌ هِيَ أَرۡبَىٰ مِنۡ أُمَّةٍۚ إِنَّمَا يَبۡلُوكُمُ ٱللَّهُ بِهِۦۚ وَلَيُبَيِّنَنَّ لَكُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ مَا كُنتُمۡ فِيهِ تَخۡتَلِفُونَ

Bir ummet diger bir ummetten (sayıca ve malca) daha geliskindir diye, yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle egirdikten sonra bozup cozen (kadın) gibi olmayın. Suphesiz Allah, sizi bununla imtihan etmektedir. Kıyamet gunu hakkında ihtilafa dustugunuz seyi size muhakkak acıklayacaktır
Surah An-Nahl, Verse 92


وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ لَجَعَلَكُمۡ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗ وَلَٰكِن يُضِلُّ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُۚ وَلَتُسۡـَٔلُنَّ عَمَّا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ

Eger Allah dileseydi, sizi tek bir ummet kılardı; ancak diledigini saptırır, diledigini hidayete erdirir. Yapmakta olduklarınızdan muhakkak sorulacaksınız
Surah An-Nahl, Verse 93


وَلَا تَتَّخِذُوٓاْ أَيۡمَٰنَكُمۡ دَخَلَۢا بَيۡنَكُمۡ فَتَزِلَّ قَدَمُۢ بَعۡدَ ثُبُوتِهَا وَتَذُوقُواْ ٱلسُّوٓءَ بِمَا صَدَدتُّمۡ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ وَلَكُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٞ

Yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru edinmeyin; sonra sapasaglam basan ayak kayar ve Allah´ın yolundan alıkoydugunuz icin kotulugu tadarsınız. (Ayrıca) Buyuk azab da sizin icindir
Surah An-Nahl, Verse 94


وَلَا تَشۡتَرُواْ بِعَهۡدِ ٱللَّهِ ثَمَنٗا قَلِيلًاۚ إِنَّمَا عِندَ ٱللَّهِ هُوَ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

Allah´ın ahdini ucuz bir degere karsılık satmayın. Eger bilirseniz, Allah katında olan sizin icin daha hayırlıdır
Surah An-Nahl, Verse 95


مَا عِندَكُمۡ يَنفَدُ وَمَا عِندَ ٱللَّهِ بَاقٖۗ وَلَنَجۡزِيَنَّ ٱلَّذِينَ صَبَرُوٓاْ أَجۡرَهُم بِأَحۡسَنِ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Sizin yanınızda olan tukenir, Allah´ın katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karsılıgını yaptıklarının en guzeliyle biz muhakkak verecegiz
Surah An-Nahl, Verse 96


مَنۡ عَمِلَ صَٰلِحٗا مِّن ذَكَرٍ أَوۡ أُنثَىٰ وَهُوَ مُؤۡمِنٞ فَلَنُحۡيِيَنَّهُۥ حَيَوٰةٗ طَيِّبَةٗۖ وَلَنَجۡزِيَنَّهُمۡ أَجۡرَهُم بِأَحۡسَنِ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Erkek olsun, kadın olsun, bir mu´min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hic suphesiz biz onu guzel bir hayatla yasatırız ve onların karsılıgını, yaptıklarının en guzeliyle muhakkak veririz
Surah An-Nahl, Verse 97


فَإِذَا قَرَأۡتَ ٱلۡقُرۡءَانَ فَٱسۡتَعِذۡ بِٱللَّهِ مِنَ ٱلشَّيۡطَٰنِ ٱلرَّجِيمِ

Oyleyse Kur´an okudugun zaman, kovulmus seytandan Allah´a sıgın
Surah An-Nahl, Verse 98


إِنَّهُۥ لَيۡسَ لَهُۥ سُلۡطَٰنٌ عَلَى ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَلَىٰ رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُونَ

Gercek su ki, iman edenler ve Rablerine tevekkul edenler uzerinde onun hic bir zorlayıcı gucu yoktur
Surah An-Nahl, Verse 99


إِنَّمَا سُلۡطَٰنُهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ يَتَوَلَّوۡنَهُۥ وَٱلَّذِينَ هُم بِهِۦ مُشۡرِكُونَ

Onun zorlayıcı gucu ancak onu veli edinenlerle onunla O´na (Allah´a) ortak kosanlar uzerindedir
Surah An-Nahl, Verse 100


وَإِذَا بَدَّلۡنَآ ءَايَةٗ مَّكَانَ ءَايَةٖ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا يُنَزِّلُ قَالُوٓاْ إِنَّمَآ أَنتَ مُفۡتَرِۭۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ

Biz bir ayeti, bir (baska) ayetin yeriyle degistirdigimiz zaman, -Allah neyi indirdigini daha iyi bilmektedir- «Sen yalnızca iftira edicisin» dediler. Hayır, onların cogu bilmezler
Surah An-Nahl, Verse 101


قُلۡ نَزَّلَهُۥ رُوحُ ٱلۡقُدُسِ مِن رَّبِّكَ بِٱلۡحَقِّ لِيُثَبِّتَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَهُدٗى وَبُشۡرَىٰ لِلۡمُسۡلِمِينَ

De ki: «Inananları saglamlastırmak ve muslumanlara yol gosterici ve mujde olmak uzere onu (Kur´an´ı) Ruh´ul Kudus, Rabbinden hak geregince indirdi.»
Surah An-Nahl, Verse 102


وَلَقَدۡ نَعۡلَمُ أَنَّهُمۡ يَقُولُونَ إِنَّمَا يُعَلِّمُهُۥ بَشَرٞۗ لِّسَانُ ٱلَّذِي يُلۡحِدُونَ إِلَيۡهِ أَعۡجَمِيّٞ وَهَٰذَا لِسَانٌ عَرَبِيّٞ مُّبِينٌ

Andolsun ki biz, onların: «Bunu ancak kendisine bir beser ogretmektedir» dediklerini biliyoruz. Saparak kendisine yoneldikleri (kimse) nin dili a´cemidir, bu ise acıkca Arapca olan bir dildir
Surah An-Nahl, Verse 103


إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ لَا يَهۡدِيهِمُ ٱللَّهُ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Allah´ın ayetlerine inanmayanları Allah hidayete ulastırmaz ve onlar icin acıklı bir azab vardır
Surah An-Nahl, Verse 104


إِنَّمَا يَفۡتَرِي ٱلۡكَذِبَ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡكَٰذِبُونَ

Yalanı, yalnızca Allah´ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. Iste yalancıların asıl kendileri de onlardır
Surah An-Nahl, Verse 105


مَن كَفَرَ بِٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ إِيمَٰنِهِۦٓ إِلَّا مَنۡ أُكۡرِهَ وَقَلۡبُهُۥ مُطۡمَئِنُّۢ بِٱلۡإِيمَٰنِ وَلَٰكِن مَّن شَرَحَ بِٱلۡكُفۡرِ صَدۡرٗا فَعَلَيۡهِمۡ غَضَبٞ مِّنَ ٱللَّهِ وَلَهُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٞ

Kim imanından sonra Allah´a (karsı) kufre sapıp da, -kalbi imanla tatmin bulmus oldugu halde baskı altında zorlanan haric- kufre gogus acarsa, iste onların ustunde Allah´tan bir gazab vardır ve buyuk azab onlarındır
Surah An-Nahl, Verse 106


ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمُ ٱسۡتَحَبُّواْ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا عَلَى ٱلۡأٓخِرَةِ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡكَٰفِرِينَ

Bu, onların dunya hayatını ahirete gore daha sevimli bulmalarından ve suphesiz Allah´ın da kufre sapan bir toplulugu hidayete ulastırmaması nedeniyledir
Surah An-Nahl, Verse 107


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ طَبَعَ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ وَسَمۡعِهِمۡ وَأَبۡصَٰرِهِمۡۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡغَٰفِلُونَ

Onlar, Allah´ın, kalplerini, kulaklarını ve gozlerini muhurledigi kimselerdir. Gafil olanlar da onların ta kendileridir
Surah An-Nahl, Verse 108


لَا جَرَمَ أَنَّهُمۡ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ

Hic suphe yok, onlar ahirette ziyana ugrayanlardır
Surah An-Nahl, Verse 109


ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ هَاجَرُواْ مِنۢ بَعۡدِ مَا فُتِنُواْ ثُمَّ جَٰهَدُواْ وَصَبَرُوٓاْ إِنَّ رَبَّكَ مِنۢ بَعۡدِهَا لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ

Sonra gercekten Rabbin, iskenceye ugratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip sabredenlerin (destekcisidir) . Hic suphesiz senin Rabbin, bundan sonra da gercekten bagıslayandır, esirgeyendir
Surah An-Nahl, Verse 110


۞يَوۡمَ تَأۡتِي كُلُّ نَفۡسٖ تُجَٰدِلُ عَن نَّفۡسِهَا وَتُوَفَّىٰ كُلُّ نَفۡسٖ مَّا عَمِلَتۡ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ

O gun, herkes kendi nefsi adına mucadele eder ve herkese yaptıgının karsılıgı eksiksiz odenir. Onlar zulme ugratılmazlar
Surah An-Nahl, Verse 111


وَضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلٗا قَرۡيَةٗ كَانَتۡ ءَامِنَةٗ مُّطۡمَئِنَّةٗ يَأۡتِيهَا رِزۡقُهَا رَغَدٗا مِّن كُلِّ مَكَانٖ فَكَفَرَتۡ بِأَنۡعُمِ ٱللَّهِ فَأَذَٰقَهَا ٱللَّهُ لِبَاسَ ٱلۡجُوعِ وَٱلۡخَوۡفِ بِمَا كَانُواْ يَصۡنَعُونَ

Allah bir sehri ornek verdi: (Halkı) Guvenlik ve huzur icindeydi, rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah´ın nimetlerine nankorluk etti, boylece Allah yaptıklarına karsılık olarak, ona aclık ve korku elbisesini tattırdı
Surah An-Nahl, Verse 112


وَلَقَدۡ جَآءَهُمۡ رَسُولٞ مِّنۡهُمۡ فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمُ ٱلۡعَذَابُ وَهُمۡ ظَٰلِمُونَ

Andolsun, onlara kendi iclerinden bir peygamber gelmisti, fakat onu yalanladılar; boylece onlar, zulumlerine devam etmektelerken azab onları yakalayıverdi
Surah An-Nahl, Verse 113


فَكُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ حَلَٰلٗا طَيِّبٗا وَٱشۡكُرُواْ نِعۡمَتَ ٱللَّهِ إِن كُنتُمۡ إِيَّاهُ تَعۡبُدُونَ

O halde, ey insanlar, Allah´ın size verdigi rızıktan helal (ve) hos olarak yeyin ve Allah´ın nimetine sukredin; eger ona kulluk ediyorsanız
Surah An-Nahl, Verse 114


إِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡمَيۡتَةَ وَٱلدَّمَ وَلَحۡمَ ٱلۡخِنزِيرِ وَمَآ أُهِلَّ لِغَيۡرِ ٱللَّهِ بِهِۦۖ فَمَنِ ٱضۡطُرَّ غَيۡرَ بَاغٖ وَلَا عَادٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ

O, size ancak oluyu, kanı, domuz etini ve Allah´tan baskası adına kesilmis olan (hayvan) ı haram kıldı. Fakat kim mecbur kalırsa, saldırmamak ve sınırı asmamak uzere (yiyebilir). Cunku gercekten Allah, bagıslayandır, esirgeyendir
Surah An-Nahl, Verse 115


وَلَا تَقُولُواْ لِمَا تَصِفُ أَلۡسِنَتُكُمُ ٱلۡكَذِبَ هَٰذَا حَلَٰلٞ وَهَٰذَا حَرَامٞ لِّتَفۡتَرُواْ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ لَا يُفۡلِحُونَ

Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla: «Suna helal buna haram» demeyin. Cunku Allah´a karsı yalan uydurmus olursunuz. Suphesiz Allah´a karsı yalan uyduranlar kurtulusa eremezler
Surah An-Nahl, Verse 116


مَتَٰعٞ قَلِيلٞ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ

(Bu dunyada olup biten) Pek az bir metadır. Onlara ise acıklı bir azab vardır
Surah An-Nahl, Verse 117


وَعَلَى ٱلَّذِينَ هَادُواْ حَرَّمۡنَا مَا قَصَصۡنَا عَلَيۡكَ مِن قَبۡلُۖ وَمَا ظَلَمۡنَٰهُمۡ وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ

Yahudi olanlara da, bundan once sana aktardıklarımızı haram kıldık. Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı
Surah An-Nahl, Verse 118


ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ عَمِلُواْ ٱلسُّوٓءَ بِجَهَٰلَةٖ ثُمَّ تَابُواْ مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ وَأَصۡلَحُوٓاْ إِنَّ رَبَّكَ مِنۢ بَعۡدِهَا لَغَفُورٞ رَّحِيمٌ

Sonra gercekten Rabbin, cehalet sonucu kotuluk isleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Suphe yok, senin Rabbin bundan sonra bagıslayandır, esirgeyendir
Surah An-Nahl, Verse 119


إِنَّ إِبۡرَٰهِيمَ كَانَ أُمَّةٗ قَانِتٗا لِّلَّهِ حَنِيفٗا وَلَمۡ يَكُ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ

Gercek su ki, Ibrahim (tek basına) bir ummetti; Allah´a gonulden yonelip itaat eden bir muvahhiddi ve o musriklerden degildi
Surah An-Nahl, Verse 120


شَاكِرٗا لِّأَنۡعُمِهِۚ ٱجۡتَبَىٰهُ وَهَدَىٰهُ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ

O´nun nimetlerine sukrediciydi. (Allah) Onu secti ve dogru yola iletti
Surah An-Nahl, Verse 121


وَءَاتَيۡنَٰهُ فِي ٱلدُّنۡيَا حَسَنَةٗۖ وَإِنَّهُۥ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ لَمِنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ

Ve biz ona dunyada bir guzellik verdik; suphesiz o, ahirette de salih olanlardandır
Surah An-Nahl, Verse 122


ثُمَّ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ أَنِ ٱتَّبِعۡ مِلَّةَ إِبۡرَٰهِيمَ حَنِيفٗاۖ وَمَا كَانَ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ

Sonra sana vahyettik: «Hanif (muvahhid) olan Ibrahim´in dinine uy. O musriklerden degildi.»
Surah An-Nahl, Verse 123


إِنَّمَا جُعِلَ ٱلسَّبۡتُ عَلَى ٱلَّذِينَ ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِۚ وَإِنَّ رَبَّكَ لَيَحۡكُمُ بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُواْ فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ

Cumartesi, ancak onda ihtilafa dusenlere (farz) kılındı. Suphesiz senin Rabbin, onların ihtilaf ettikleri seyler hakkında kıyamet gunu aralarında hukmedecektir
Surah An-Nahl, Verse 124


ٱدۡعُ إِلَىٰ سَبِيلِ رَبِّكَ بِٱلۡحِكۡمَةِ وَٱلۡمَوۡعِظَةِ ٱلۡحَسَنَةِۖ وَجَٰدِلۡهُم بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُهۡتَدِينَ

Rabbinin yoluna hikmetle ve guzel ogutle cagır ve onlarla en guzel bir bicimde mucadele et. Suphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir
Surah An-Nahl, Verse 125


وَإِنۡ عَاقَبۡتُمۡ فَعَاقِبُواْ بِمِثۡلِ مَا عُوقِبۡتُم بِهِۦۖ وَلَئِن صَبَرۡتُمۡ لَهُوَ خَيۡرٞ لِّلصَّـٰبِرِينَ

Eger ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eger sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler icin daha hayırlıdır
Surah An-Nahl, Verse 126


وَٱصۡبِرۡ وَمَا صَبۡرُكَ إِلَّا بِٱللَّهِۚ وَلَا تَحۡزَنۡ عَلَيۡهِمۡ وَلَا تَكُ فِي ضَيۡقٖ مِّمَّا يَمۡكُرُونَ

Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir. Onlar icin huzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli duzenlerden dolayı da sıkıntıya dusme
Surah An-Nahl, Verse 127


إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلَّذِينَ ٱتَّقَواْ وَّٱلَّذِينَ هُم مُّحۡسِنُونَ

Suphe yok Allah, korkup sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir
Surah An-Nahl, Verse 128


Author: Tefhim Ul Kuran


<< Surah 15
>> Surah 17

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai