UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Al-Mumenoon - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay


قَدۡ أَفۡلَحَ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ

Mu´minler muhakkak felah bulmusdur (korkduklarından emin, umduklarına nail olmuslardır)
Surah Al-Mumenoon, Verse 1


ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي صَلَاتِهِمۡ خَٰشِعُونَ

(Oyle mu´minler) ki onlar namazlarında husuua riaayetkardırlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 2


وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَنِ ٱللَّغۡوِ مُعۡرِضُونَ

(Oyle mu´minler) ki onlar bos (lakırdılardan) ve faidesiz seylerden yuz ceviricidirler
Surah Al-Mumenoon, Verse 3


وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِلزَّكَوٰةِ فَٰعِلُونَ

(Oyle mu´minler) ki onlar zekat (vazife) lerini yapanlardır
Surah Al-Mumenoon, Verse 4


وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِفُرُوجِهِمۡ حَٰفِظُونَ

(Oyle mu´minler) ki onlar ırzlarını koruyanlardır
Surah Al-Mumenoon, Verse 5


إِلَّا عَلَىٰٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ أَوۡ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَإِنَّهُمۡ غَيۡرُ مَلُومِينَ

Su var ki zevcelerine, yahud sag ellerinin malik olduklarına (kendi cariyelerine) karsı (olan durumları) mustesnadır. Cunku onlar (bu takdirde) kınanmıslar degildir
Surah Al-Mumenoon, Verse 6


فَمَنِ ٱبۡتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡعَادُونَ

O halde kim bunların otesini isterse subhe yok ki onlar haddi asanlardır
Surah Al-Mumenoon, Verse 7


وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِأَمَٰنَٰتِهِمۡ وَعَهۡدِهِمۡ رَٰعُونَ

(Oyle mu´minler) ki onlar emanetlerine ve ahidlerine riaayetkardırlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 8


وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَوَٰتِهِمۡ يُحَافِظُونَ

(Oyle mu´minler) ki onlar namazlarına devam ederler
Surah Al-Mumenoon, Verse 9


أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡوَٰرِثُونَ

Iste onlar varis olanların ta kendileridir
Surah Al-Mumenoon, Verse 10


ٱلَّذِينَ يَرِثُونَ ٱلۡفِرۡدَوۡسَ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Ki onlar Firdevse varis olacaklardır. Onlar bunun icin ebedi kalıcıdırlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 11


وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِن سُلَٰلَةٖ مِّن طِينٖ

Andolsun biz insanı camurdan (suzulmus) bir hulasadan yaratdık
Surah Al-Mumenoon, Verse 12


ثُمَّ جَعَلۡنَٰهُ نُطۡفَةٗ فِي قَرَارٖ مَّكِينٖ

Sonra onu sarp ve metin bir karargahda bir nutfe yapdık
Surah Al-Mumenoon, Verse 13


ثُمَّ خَلَقۡنَا ٱلنُّطۡفَةَ عَلَقَةٗ فَخَلَقۡنَا ٱلۡعَلَقَةَ مُضۡغَةٗ فَخَلَقۡنَا ٱلۡمُضۡغَةَ عِظَٰمٗا فَكَسَوۡنَا ٱلۡعِظَٰمَ لَحۡمٗا ثُمَّ أَنشَأۡنَٰهُ خَلۡقًا ءَاخَرَۚ فَتَبَارَكَ ٱللَّهُ أَحۡسَنُ ٱلۡخَٰلِقِينَ

Sonra o nutfeyi bir kan pıhtısı haaline getirdik, derken o kan pıhtısını bir cignem et yapdık, o bir cignem eti de kemik (ler) e kalb etdik de o kemiklere de et giydirdik. Bil´ahare onu baska yaratılısla insa etdik. Suret yapanların en guzeli olan Allahın sanı (bak) ne yucedir
Surah Al-Mumenoon, Verse 14


ثُمَّ إِنَّكُم بَعۡدَ ذَٰلِكَ لَمَيِّتُونَ

Sonra siz bunun arkasından hic subhesiz ki oluler (olacaksınız)
Surah Al-Mumenoon, Verse 15


ثُمَّ إِنَّكُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ تُبۡعَثُونَ

Sonra siz kıyamet gununde muhakkak diriltilib kaldırılacaksınız
Surah Al-Mumenoon, Verse 16


وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعَ طَرَآئِقَ وَمَا كُنَّا عَنِ ٱلۡخَلۡقِ غَٰفِلِينَ

Andolsun ki biz sizin ustunuzde yedi yol yaratdık. Biz yaratmakdan gaafiller degiliz
Surah Al-Mumenoon, Verse 17


وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءَۢ بِقَدَرٖ فَأَسۡكَنَّـٰهُ فِي ٱلۡأَرۡضِۖ وَإِنَّا عَلَىٰ ذَهَابِۭ بِهِۦ لَقَٰدِرُونَ

Gokden de yetecek kadar su indirdik de onu yerde iskan etdik. Hic subhesiz ki biz onu gidermiye de kaadiriz
Surah Al-Mumenoon, Verse 18


فَأَنشَأۡنَا لَكُم بِهِۦ جَنَّـٰتٖ مِّن نَّخِيلٖ وَأَعۡنَٰبٖ لَّكُمۡ فِيهَا فَوَٰكِهُ كَثِيرَةٞ وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ

Iste bununla sizin icin hurmalıklardan, uzumluklerden nice bagceler, baglar yapdık ki iclerinde sizin icin bir cok yemisler vardır, onlardan yersiniz de
Surah Al-Mumenoon, Verse 19


وَشَجَرَةٗ تَخۡرُجُ مِن طُورِ سَيۡنَآءَ تَنۢبُتُ بِٱلدُّهۡنِ وَصِبۡغٖ لِّلۡأٓكِلِينَ

(Sizin icin) Tuur-i sina´dan cıkan bir agac da (yaratdık) ki o (yerden) yagıyle ve yiyen kimselere bir katıkla beraber biter
Surah Al-Mumenoon, Verse 20


وَإِنَّ لَكُمۡ فِي ٱلۡأَنۡعَٰمِ لَعِبۡرَةٗۖ نُّسۡقِيكُم مِّمَّا فِي بُطُونِهَا وَلَكُمۡ فِيهَا مَنَٰفِعُ كَثِيرَةٞ وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ

Davarlarda da sizin icin elbette bir ibret vardır. Karınlarının icinde bulunanlardan size iciririz. Onlarda size daha bir cok faideler vardır. Onlardan yersiniz de
Surah Al-Mumenoon, Verse 21


وَعَلَيۡهَا وَعَلَى ٱلۡفُلۡكِ تُحۡمَلُونَ

Hem onların uzerine, hem gemilerin ustune yukledilirsiniz
Surah Al-Mumenoon, Verse 22


وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوۡمِهِۦ فَقَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥٓۚ أَفَلَا تَتَّقُونَ

Andolsun biz Nuuhu kavmine (peygamber olarak) gonderdik de dedi ki: «Ey kavmim, Allaha kulluk edin. Sizin Ondan baska hicbir Tanrınız yokdur. (Haala Onun ıkaabından) sakınmayacak mısınız»
Surah Al-Mumenoon, Verse 23


فَقَالَ ٱلۡمَلَؤُاْ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن قَوۡمِهِۦ مَا هَٰذَآ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُكُمۡ يُرِيدُ أَن يَتَفَضَّلَ عَلَيۡكُمۡ وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ لَأَنزَلَ مَلَـٰٓئِكَةٗ مَّا سَمِعۡنَا بِهَٰذَا فِيٓ ءَابَآئِنَا ٱلۡأَوَّلِينَ

Bunun uzerine kavminden ileri gelen kafir bir guruh (soyle) dedi: «Bu, sizin gibi bir insandan baskası degildir. Size karsı sereflenmek, ustunluk (saglamak) istiyor o. Eger Allah (peygamber gondermek) dileseydi elbette (bize) melekler indirirdi. Biz evvelki atalarımızdan bunu duymadık»
Surah Al-Mumenoon, Verse 24


إِنۡ هُوَ إِلَّا رَجُلُۢ بِهِۦ جِنَّةٞ فَتَرَبَّصُواْ بِهِۦ حَتَّىٰ حِينٖ

«Kendisinde delilik olan bir adamdan baskası degildir o! Binaen´aleyh bir zamana kadar onu gozetleyin»
Surah Al-Mumenoon, Verse 25


قَالَ رَبِّ ٱنصُرۡنِي بِمَا كَذَّبُونِ

(Nuuh): «Hey Rabbim, dedi, onların beni tekzib etmelerine mukaabil sen bana yardım et»
Surah Al-Mumenoon, Verse 26


فَأَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡهِ أَنِ ٱصۡنَعِ ٱلۡفُلۡكَ بِأَعۡيُنِنَا وَوَحۡيِنَا فَإِذَا جَآءَ أَمۡرُنَا وَفَارَ ٱلتَّنُّورُ فَٱسۡلُكۡ فِيهَا مِن كُلّٖ زَوۡجَيۡنِ ٱثۡنَيۡنِ وَأَهۡلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيۡهِ ٱلۡقَوۡلُ مِنۡهُمۡۖ وَلَا تُخَٰطِبۡنِي فِي ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓاْ إِنَّهُم مُّغۡرَقُونَ

Biz de ona (soyle) vahyetdik: «Bizim nezaaretimiz ve vahyimizle gemi yap sen. Nihayet (helaklerine) emrimiz gelib de o fırın kaynayınca ona her (nev´i hayvanlardan erkek ve disi) ikiser cift ile aileni alıb icerisine gir. (Kavminin) icinden aleyhlerine soz gecmis (hukum giymis) olanlar mustesna. O zulmedenler (in kurtulması) hakkında bana hitabda bulunma. Cunku onlar bogul (mıya mahkum ol) muslardır»
Surah Al-Mumenoon, Verse 27


فَإِذَا ٱسۡتَوَيۡتَ أَنتَ وَمَن مَّعَكَ عَلَى ٱلۡفُلۡكِ فَقُلِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ ٱلَّذِي نَجَّىٰنَا مِنَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Artık sen, maiyyetinde bulunanlarla beraber, geminin ustune dogrulunca (soyle) de: «Bizi o zaalimler guruhundan selamete erdiren Allaha hamd olsun»
Surah Al-Mumenoon, Verse 28


وَقُل رَّبِّ أَنزِلۡنِي مُنزَلٗا مُّبَارَكٗا وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلۡمُنزِلِينَ

(Soyle de) de: «Rabbim, beni bereketli bir menzile kondur. Sen konuklayanların en hayırlısısın»
Surah Al-Mumenoon, Verse 29


إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ وَإِن كُنَّا لَمُبۡتَلِينَ

Subhe yok ki bunda nice ibretler vardır. Biz elbette (insanları) imtihaana cekenleriz
Surah Al-Mumenoon, Verse 30


ثُمَّ أَنشَأۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِمۡ قَرۡنًا ءَاخَرِينَ

Sonra onların ardından diger bir nesil yaratdık
Surah Al-Mumenoon, Verse 31


فَأَرۡسَلۡنَا فِيهِمۡ رَسُولٗا مِّنۡهُمۡ أَنِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥٓۚ أَفَلَا تَتَّقُونَ

Onlara da aralarında kendilerinden bir peygamber gonderdik. «Allaha kulluk edin. Sizin Ondan baska hicbir Tanrınız yokdur. (Haala azab-ı ilahiden) sakınmayacak mısınız?» (dedi)
Surah Al-Mumenoon, Verse 32


وَقَالَ ٱلۡمَلَأُ مِن قَوۡمِهِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِلِقَآءِ ٱلۡأٓخِرَةِ وَأَتۡرَفۡنَٰهُمۡ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا مَا هَٰذَآ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُكُمۡ يَأۡكُلُ مِمَّا تَأۡكُلُونَ مِنۡهُ وَيَشۡرَبُ مِمَّا تَشۡرَبُونَ

Onun kavminden — kendilerine dunya hayatında refah verdigimiz halde kufr (-u inkar) eden, ahirete kavusmayı yalan sayan — bir guruh dedi ki: «Bu, sizin gibi bir beserden baskası degildir. Sizin yediklerinizden yiyor, icdiklerinizden iciyor»
Surah Al-Mumenoon, Verse 33


وَلَئِنۡ أَطَعۡتُم بَشَرٗا مِّثۡلَكُمۡ إِنَّكُمۡ إِذٗا لَّخَٰسِرُونَ

«Eger kendiniz gibi bir insana boyun egerseniz, andolsun ki, bu takdirde siz mutlakaa husraana dusenlersinizdir»
Surah Al-Mumenoon, Verse 34


أَيَعِدُكُمۡ أَنَّكُمۡ إِذَا مِتُّمۡ وَكُنتُمۡ تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَنَّكُم مُّخۡرَجُونَ

«Oldugunuz ve bir toprak, bir kemik oldugunuz vakit sizin her halde (diri olarak kabirlerinizden) cıkarılmıs olacagınızı mı va´d (ve tehdid) ediyor o»
Surah Al-Mumenoon, Verse 35


۞هَيۡهَاتَ هَيۡهَاتَ لِمَا تُوعَدُونَ

«Tehdid olunageldiginiz o sey ne kadar uzak, ne kadar uzak»
Surah Al-Mumenoon, Verse 36


إِنۡ هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا ٱلدُّنۡيَا نَمُوتُ وَنَحۡيَا وَمَا نَحۡنُ بِمَبۡعُوثِينَ

«O (ya´ni hayaat) bizim (su) dunya hayaatımızdan baskası degildir. Oluruz yasarız. (Fakat) biz (tekrar) diriltilecekler degiliz»
Surah Al-Mumenoon, Verse 37


إِنۡ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبٗا وَمَا نَحۡنُ لَهُۥ بِمُؤۡمِنِينَ

«O, Allaha karsı yalan duzen bir adamdan baskası degildir. Biz onu tasdıyk ediciler degiliz»
Surah Al-Mumenoon, Verse 38


قَالَ رَبِّ ٱنصُرۡنِي بِمَا كَذَّبُونِ

(O peygamber): «Rabbim, dedi, beni tekzib etmelerine mukaabil Sen bana yardım et»
Surah Al-Mumenoon, Verse 39


قَالَ عَمَّا قَلِيلٖ لَّيُصۡبِحُنَّ نَٰدِمِينَ

Buyurdu: «Az bir (zamanda) her halde pesiman olacaklar onlar»
Surah Al-Mumenoon, Verse 40


فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ بِٱلۡحَقِّ فَجَعَلۡنَٰهُمۡ غُثَآءٗۚ فَبُعۡدٗا لِّلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Iste onları o mudhis (azab) sayha (sı), (Allahın bir) adalet (i) olmak uzere, hemen yakalayıverdi de bir corcop haaline getirdik onları. Artık uzak olsun zaalimler guruhu
Surah Al-Mumenoon, Verse 41


ثُمَّ أَنشَأۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِمۡ قُرُونًا ءَاخَرِينَ

Sonra onların ardından da baska baska nesiller yaratdık
Surah Al-Mumenoon, Verse 42


مَا تَسۡبِقُ مِنۡ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ

Hicbir ummet (helakleri icin mukadder) vaktini beriye getiremeyecegi gibi (bundan) geri de kalamazlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 43


ثُمَّ أَرۡسَلۡنَا رُسُلَنَا تَتۡرَاۖ كُلَّ مَا جَآءَ أُمَّةٗ رَّسُولُهَا كَذَّبُوهُۖ فَأَتۡبَعۡنَا بَعۡضَهُم بَعۡضٗا وَجَعَلۡنَٰهُمۡ أَحَادِيثَۚ فَبُعۡدٗا لِّقَوۡمٖ لَّا يُؤۡمِنُونَ

Sonra peyderpey (diger) peygamberlerimizi gonderdik. Bir ummete peygamberi geldikce onu tekzib etdiler. Biz de onlardan kimini kiminin arkasına katdık (helak etdik) ve onları hikayeler yapdık. Artık uzak olsun imana gelmeyecek bir kavm
Surah Al-Mumenoon, Verse 44


ثُمَّ أَرۡسَلۡنَا مُوسَىٰ وَأَخَاهُ هَٰرُونَ بِـَٔايَٰتِنَا وَسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٍ

Daha sonra Musayi ve biraderi Harunu bunca mucizelerimizle ve apacık huccetimizle Fir´avne ve onun ileri gelenlerine gonderdik de (iman etmeyi bir turlu) kibirlerine yediremediler. Onlar mutekebbir ve mustebid adamlardı
Surah Al-Mumenoon, Verse 45


إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ وَمَلَإِيْهِۦ فَٱسۡتَكۡبَرُواْ وَكَانُواْ قَوۡمًا عَالِينَ

Daha sonra Musayi ve biraderi Harunu bunca mucizelerimizle ve apacık huccetimizle Fir´avne ve onun ileri gelenlerine gonderdik de (iman etmeyi bir turlu) kibirlerine yediremediler. Onlar mutekebbir ve mustebid adamlardı
Surah Al-Mumenoon, Verse 46


فَقَالُوٓاْ أَنُؤۡمِنُ لِبَشَرَيۡنِ مِثۡلِنَا وَقَوۡمُهُمَا لَنَا عَٰبِدُونَ

Onun icin dediler ki: «Kavmleri bize kulluk edib dururlarken bizim gibi iki besere iman mı edecek misiz»
Surah Al-Mumenoon, Verse 47


فَكَذَّبُوهُمَا فَكَانُواْ مِنَ ٱلۡمُهۡلَكِينَ

Iste onları tekzib etdiler ve helak edilenlerden oldular
Surah Al-Mumenoon, Verse 48


وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ لَعَلَّهُمۡ يَهۡتَدُونَ

Andolsun ki biz Musaya, (kavmi) belki hidayete kavusurlar diye, o kitabı (Tevratı) verdik
Surah Al-Mumenoon, Verse 49


وَجَعَلۡنَا ٱبۡنَ مَرۡيَمَ وَأُمَّهُۥٓ ءَايَةٗ وَءَاوَيۡنَٰهُمَآ إِلَىٰ رَبۡوَةٖ ذَاتِ قَرَارٖ وَمَعِينٖ

Meryemin oglunu da, anasını da (kudretimize) bir ayet (ibret) kıldık. Onları duz (ya´ni oturmıya yarar) ve akar suya malik bir tepede barındırdık
Surah Al-Mumenoon, Verse 50


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلرُّسُلُ كُلُواْ مِنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ وَٱعۡمَلُواْ صَٰلِحًاۖ إِنِّي بِمَا تَعۡمَلُونَ عَلِيمٞ

Ey Resuller, temiz ve halal olan seylerden yeyin. Guzel amel (ve hareket) lerde bulunun. Cunku ben ne yaparsanız hakkıyle bilenim
Surah Al-Mumenoon, Verse 51


وَإِنَّ هَٰذِهِۦٓ أُمَّتُكُمۡ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗ وَأَنَا۠ رَبُّكُمۡ فَٱتَّقُونِ

Su (insanlar) birtek ummet haalinde sizin ummetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. Benden korkun
Surah Al-Mumenoon, Verse 52


فَتَقَطَّعُوٓاْ أَمۡرَهُم بَيۡنَهُمۡ زُبُرٗاۖ كُلُّ حِزۡبِۭ بِمَا لَدَيۡهِمۡ فَرِحُونَ

Fakat (o kavmler) dinlerde (muhtelif) fırkalara ayrılmak, her fırka kendi ellerindeki (nezdlerindeki din) ile boburlenmek suretiyle parca parca oldular
Surah Al-Mumenoon, Verse 53


فَذَرۡهُمۡ فِي غَمۡرَتِهِمۡ حَتَّىٰ حِينٍ

Simdi sen onları bir vakta kadar sapıklıkları icinde bırak
Surah Al-Mumenoon, Verse 54


أَيَحۡسَبُونَ أَنَّمَا نُمِدُّهُم بِهِۦ مِن مَّالٖ وَبَنِينَ

Onlar kendilerine imdad etdigimiz (verdigimiz) mal ve evlad ile bizim hayırlarına acele etdigimizi mi sanıyorlar? Hayır, onlar (isin) farkına varmıyorlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 55


نُسَارِعُ لَهُمۡ فِي ٱلۡخَيۡرَٰتِۚ بَل لَّا يَشۡعُرُونَ

Onlar kendilerine imdad etdigimiz (verdigimiz) mal ve evlad ile bizim hayırlarına acele etdigimizi mi sanıyorlar? Hayır, onlar (isin) farkına varmıyorlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 56


إِنَّ ٱلَّذِينَ هُم مِّنۡ خَشۡيَةِ رَبِّهِم مُّشۡفِقُونَ

Hakıykaten Rablerini buyuk tanıyıb (Onun korkusuyle) rikkate gelenler, Rablerinin ayetlerine iman etmekde sebat gosterenler, Rablerine es tutmaz olanlar, Rablerinin huzuruna doneceklerinden yurekleri kork (u ile carp) arak vergilerini verenler (yok mu?) Iste bunlardır ki hayırlarda sur´at yarısı yaparlar ve bunlar onun icin ta onde gidenlerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 57


وَٱلَّذِينَ هُم بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ يُؤۡمِنُونَ

Hakıykaten Rablerini buyuk tanıyıb (Onun korkusuyle) rikkate gelenler, Rablerinin ayetlerine iman etmekde sebat gosterenler, Rablerine es tutmaz olanlar, Rablerinin huzuruna doneceklerinden yurekleri kork (u ile carp) arak vergilerini verenler (yok mu?) Iste bunlardır ki hayırlarda sur´at yarısı yaparlar ve bunlar onun icin ta onde gidenlerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 58


وَٱلَّذِينَ هُم بِرَبِّهِمۡ لَا يُشۡرِكُونَ

Hakıykaten Rablerini buyuk tanıyıb (Onun korkusuyle) rikkate gelenler, Rablerinin ayetlerine iman etmekde sebat gosterenler, Rablerine es tutmaz olanlar, Rablerinin huzuruna doneceklerinden yurekleri kork (u ile carp) arak vergilerini verenler (yok mu?) Iste bunlardır ki hayırlarda sur´at yarısı yaparlar ve bunlar onun icin ta onde gidenlerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 59


وَٱلَّذِينَ يُؤۡتُونَ مَآ ءَاتَواْ وَّقُلُوبُهُمۡ وَجِلَةٌ أَنَّهُمۡ إِلَىٰ رَبِّهِمۡ رَٰجِعُونَ

Hakıykaten Rablerini buyuk tanıyıb (Onun korkusuyle) rikkate gelenler, Rablerinin ayetlerine iman etmekde sebat gosterenler, Rablerine es tutmaz olanlar, Rablerinin huzuruna doneceklerinden yurekleri kork (u ile carp) arak vergilerini verenler (yok mu?) Iste bunlardır ki hayırlarda sur´at yarısı yaparlar ve bunlar onun icin ta onde gidenlerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 60


أُوْلَـٰٓئِكَ يُسَٰرِعُونَ فِي ٱلۡخَيۡرَٰتِ وَهُمۡ لَهَا سَٰبِقُونَ

Hakıykaten Rablerini buyuk tanıyıb (Onun korkusuyle) rikkate gelenler, Rablerinin ayetlerine iman etmekde sebat gosterenler, Rablerine es tutmaz olanlar, Rablerinin huzuruna doneceklerinden yurekleri kork (u ile carp) arak vergilerini verenler (yok mu?) Iste bunlardır ki hayırlarda sur´at yarısı yaparlar ve bunlar onun icin ta onde gidenlerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 61


وَلَا نُكَلِّفُ نَفۡسًا إِلَّا وُسۡعَهَاۚ وَلَدَيۡنَا كِتَٰبٞ يَنطِقُ بِٱلۡحَقِّ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ

Biz hicbir kimseye gucunun yeteceginden baskasını teklif etmeyiz. Nezdimizde hakkı soyleyen bir kitab vardır. Onlar asla haksızlıga ugratılmazlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 62


بَلۡ قُلُوبُهُمۡ فِي غَمۡرَةٖ مِّنۡ هَٰذَا وَلَهُمۡ أَعۡمَٰلٞ مِّن دُونِ ذَٰلِكَ هُمۡ لَهَا عَٰمِلُونَ

Hayır, onların (kafirlerin) kalbleri bundan (derin bir) cehalet icindedirler. Hem Onların bundan baska bizzat islemekde oldukları daha nice (kotu) amel (ve hareket) leri de vardır
Surah Al-Mumenoon, Verse 63


حَتَّىٰٓ إِذَآ أَخَذۡنَا مُتۡرَفِيهِم بِٱلۡعَذَابِ إِذَا هُمۡ يَجۡـَٔرُونَ

Nihayet refah icinde olanlarını azab ile yakaladıgımız vakit onlar hemen feryad ve istimdad edeceklerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 64


لَا تَجۡـَٔرُواْ ٱلۡيَوۡمَۖ إِنَّكُم مِّنَّا لَا تُنصَرُونَ

Bu gun (bihude) sızlanmayın. Cunku siz bizden (kurtulmıya) yardım edilmeyeceksiniz
Surah Al-Mumenoon, Verse 65


قَدۡ كَانَتۡ ءَايَٰتِي تُتۡلَىٰ عَلَيۡكُمۡ فَكُنتُمۡ عَلَىٰٓ أَعۡقَٰبِكُمۡ تَنكِصُونَ

Karsınızda ayetlerimiz okunuyordu da siz bunu kibrinize yediremiyerek gerisin geri donuyor, geceleyin de (cemaat halinde ve Beytin etrafında) hezeyanlarda bulunuyordunuz
Surah Al-Mumenoon, Verse 66


مُسۡتَكۡبِرِينَ بِهِۦ سَٰمِرٗا تَهۡجُرُونَ

Karsınızda ayetlerimiz okunuyordu da siz bunu kibrinize yediremiyerek gerisin geri donuyor, geceleyin de (cemaat halinde ve Beytin etrafında) hezeyanlarda bulunuyordunuz
Surah Al-Mumenoon, Verse 67


أَفَلَمۡ يَدَّبَّرُواْ ٱلۡقَوۡلَ أَمۡ جَآءَهُم مَّا لَمۡ يَأۡتِ ءَابَآءَهُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ

Bu (hak) sozu iyice dusunmediler mi hic? Yoksa kendilerine evvelki (atalarına) gelmeyen bir sey (bir kitab ve bir peygamber) mi geldi
Surah Al-Mumenoon, Verse 68


أَمۡ لَمۡ يَعۡرِفُواْ رَسُولَهُمۡ فَهُمۡ لَهُۥ مُنكِرُونَ

Yahud kendi peygamberlerini tanımadılar da simdi onu inkar mı edicilerdir onlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 69


أَمۡ يَقُولُونَ بِهِۦ جِنَّةُۢۚ بَلۡ جَآءَهُم بِٱلۡحَقِّ وَأَكۡثَرُهُمۡ لِلۡحَقِّ كَٰرِهُونَ

Yoksa «Onda bir delilik var» mı diyorlar? Bil´akis o (peygamber) onlara hakkı (Kur´anı) getirmisdir. (Fakat) onların cogu hakkı cirkin gorenlerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 70


وَلَوِ ٱتَّبَعَ ٱلۡحَقُّ أَهۡوَآءَهُمۡ لَفَسَدَتِ ٱلسَّمَٰوَٰتُ وَٱلۡأَرۡضُ وَمَن فِيهِنَّۚ بَلۡ أَتَيۡنَٰهُم بِذِكۡرِهِمۡ فَهُمۡ عَن ذِكۡرِهِم مُّعۡرِضُونَ

Eger Hak onların heva (ve heves) lerine tabi´ olsaydı goklerde, yerde ve bunların icinde bulunan kimseler muhakkak ki fesada ugrar (nizaamından cıkar) dı. Hayır, biz onlara (ancak) zikir (ve seref) lerini getirdik. Onlarsa kendilerinin (bu) zikrinden yuz ceviricidirler
Surah Al-Mumenoon, Verse 71


أَمۡ تَسۡـَٔلُهُمۡ خَرۡجٗا فَخَرَاجُ رَبِّكَ خَيۡرٞۖ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلرَّـٰزِقِينَ

Yoksa sen onlardan bir hare (ucret) mi istiyorsun?! Iste Rabbinin harcı! (O) daha hayırlıdır. O, rızk verenlerin en hayırlısıdır
Surah Al-Mumenoon, Verse 72


وَإِنَّكَ لَتَدۡعُوهُمۡ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ

Hakıykatde sen onları dogru bir yola da´vet ediyorsun
Surah Al-Mumenoon, Verse 73


وَإِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ عَنِ ٱلصِّرَٰطِ لَنَٰكِبُونَ

Ahirete iman etmez olanlar, mutlakaa (dogru) yoldan sapanlardır
Surah Al-Mumenoon, Verse 74


۞وَلَوۡ رَحِمۡنَٰهُمۡ وَكَشَفۡنَا مَا بِهِم مِّن ضُرّٖ لَّلَجُّواْ فِي طُغۡيَٰنِهِمۡ يَعۡمَهُونَ

Eger biz onlara acıyıb da kendilerindeki zararı giderecek olursak yine serseriyane azgınlıklarında muhakkak devam ve inad edeceklerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 75


وَلَقَدۡ أَخَذۡنَٰهُم بِٱلۡعَذَابِ فَمَا ٱسۡتَكَانُواْ لِرَبِّهِمۡ وَمَا يَتَضَرَّعُونَ

Andolsun ki biz onları (evvelce de aclık) azab (ı) ile yakaladık da yine Rablerine bas egmediler. Onlar yalvarıb yakarmazlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 76


حَتَّىٰٓ إِذَا فَتَحۡنَا عَلَيۡهِم بَابٗا ذَا عَذَابٖ شَدِيدٍ إِذَا هُمۡ فِيهِ مُبۡلِسُونَ

Nihayet uzerlerine azabı cetin bir kapı acdıgımız vakit (gorursun ki) onlar bunun icinde umidsizlikle donub kalmıslardır
Surah Al-Mumenoon, Verse 77


وَهُوَ ٱلَّذِيٓ أَنشَأَ لَكُمُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَٱلۡأَفۡـِٔدَةَۚ قَلِيلٗا مَّا تَشۡكُرُونَ

O, sizin icin o kulakları, o gozleri, o gonulleri yaratandır. (Boyle iken) ne az sukredersiniz
Surah Al-Mumenoon, Verse 78


وَهُوَ ٱلَّذِي ذَرَأَكُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَإِلَيۡهِ تُحۡشَرُونَ

O, sizi yer (yuzun) de yaratıb turetendir. Hepiniz ancak Ona (donub) toplanacaksınız
Surah Al-Mumenoon, Verse 79


وَهُوَ ٱلَّذِي يُحۡيِۦ وَيُمِيتُ وَلَهُ ٱخۡتِلَٰفُ ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ

O, hem dirilten, hem oldurendir. Gece ile gunduzun ihtilafı da Onun (eseri) dir. Haala aklınızı kullanmayacak mısınız
Surah Al-Mumenoon, Verse 80


بَلۡ قَالُواْ مِثۡلَ مَا قَالَ ٱلۡأَوَّلُونَ

Hayır, onlar evvelkilerin dedigi gibi dediler
Surah Al-Mumenoon, Verse 81


قَالُوٓاْ أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ

Onlar «Oldugumuz ve bir toprak ve kemik oldugumuz zaman mı, hakıykaten biz mi diriltilib kaldırılacakmısız?» demislerdi
Surah Al-Mumenoon, Verse 82


لَقَدۡ وُعِدۡنَا نَحۡنُ وَءَابَآؤُنَا هَٰذَا مِن قَبۡلُ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ

«Andederiz ki bize de, atalarımıza da daha once bu va´d olunmusdur. Bu, evvelkilerin masallarından baska bir sey degildir»
Surah Al-Mumenoon, Verse 83


قُل لِّمَنِ ٱلۡأَرۡضُ وَمَن فِيهَآ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

(Sen Habibim, onlara) de ki: «Kimindir o yer ve ondaki (butun mahluk) lar, biliyor musunuz»
Surah Al-Mumenoon, Verse 84


سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

«Allahındır» diyecekler. «O halde iyiden iyi dusunub de ibret almaz mısınız siz? de
Surah Al-Mumenoon, Verse 85


قُلۡ مَن رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ ٱلسَّبۡعِ وَرَبُّ ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡعَظِيمِ

(Yine) de ki: «Kim o yedi gogun Rabbi ve o buyuk arsın saahibi»
Surah Al-Mumenoon, Verse 86


سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ أَفَلَا تَتَّقُونَ

(Yine bunlar) «Allahındır» diyecekler. Sen de (soyle) de: «Oyledir de (Allahdan baskasına tapmakdan) sakınmaz mısınız»
Surah Al-Mumenoon, Verse 87


قُلۡ مَنۢ بِيَدِهِۦ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيۡءٖ وَهُوَ يُجِيرُ وَلَا يُجَارُ عَلَيۡهِ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

De ki: «Her sey´in mulk (-u tasarruf) u elinde bulunan kimdir, ki daima O himaaye ediyor, kendisi asla himayeye muhtac olmuyor? (Haydi soyleyin) biliyorsanız»
Surah Al-Mumenoon, Verse 88


سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ فَأَنَّىٰ تُسۡحَرُونَ

(Buna karsı da yine «Hepsi) Allahındır» diyecekler. De ki: «O halde nasıl olub da boyle buyuleniyorsunuz»
Surah Al-Mumenoon, Verse 89


بَلۡ أَتَيۡنَٰهُم بِٱلۡحَقِّ وَإِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ

Hayır, biz onlara hakıykatı getirdik. Onlarsa muhakkak yalancıdırlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 90


مَا ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ مِن وَلَدٖ وَمَا كَانَ مَعَهُۥ مِنۡ إِلَٰهٍۚ إِذٗا لَّذَهَبَ كُلُّ إِلَٰهِۭ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ

Allah hicbir evlad edinmemisdir. Onunla birlikde hicbir Tanrı da yokdur. (Oyle olsaydı) bu takdirde elbette her Tanrı kendi yaratdıgını (surukler) goturur ve elbette kimi kiminin ustune cıkıb (galebe edib) yukselirdi. Allah, onların butun vasf (-u isnad) etdiklerinden munezzehdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 91


عَٰلِمِ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ فَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ

(Oyle Allah ki) gizliyi de, asikarı da bilendir O. Iste O, (kafirlerin kendisine) katdıkları eslerden (munezzehdir), cok yucedir
Surah Al-Mumenoon, Verse 92


قُل رَّبِّ إِمَّا تُرِيَنِّي مَا يُوعَدُونَ

De ki: «Rabbim, eger onların tehdid edilmekde oldukları (azabı) herhalde bana gostereceksen»
Surah Al-Mumenoon, Verse 93


رَبِّ فَلَا تَجۡعَلۡنِي فِي ٱلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ

«O halde, Rabbim, beni zaalimler guruhunun icinde bırakma»
Surah Al-Mumenoon, Verse 94


وَإِنَّا عَلَىٰٓ أَن نُّرِيَكَ مَا نَعِدُهُمۡ لَقَٰدِرُونَ

Hakikat, biz onlara va´d (ve tehdid) etdigimizi sana gostermiye de elbette kaadiriz
Surah Al-Mumenoon, Verse 95


ٱدۡفَعۡ بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُ ٱلسَّيِّئَةَۚ نَحۡنُ أَعۡلَمُ بِمَا يَصِفُونَ

Sen kotulugu en guzel (haslet) le defet. Biz onların neler vasf etmekde olduklarını cok iyi bileniz
Surah Al-Mumenoon, Verse 96


وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنۡ هَمَزَٰتِ ٱلشَّيَٰطِينِ

Ve de ki: «Rabbim, seytanların durtusdurmelerinden (vesveselerinden) sana sıgınırım»
Surah Al-Mumenoon, Verse 97


وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحۡضُرُونِ

«Rabbim, onların huzuurumda bulunmalarından sana sıgınırım»
Surah Al-Mumenoon, Verse 98


حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَ أَحَدَهُمُ ٱلۡمَوۡتُ قَالَ رَبِّ ٱرۡجِعُونِ

Nihayet onlardan her birine olum gelib catınca (tekrar tekrar soyle) diyecekdir: «Rabbim, beni (dunyaye) geri gonder»
Surah Al-Mumenoon, Verse 99


لَعَلِّيٓ أَعۡمَلُ صَٰلِحٗا فِيمَا تَرَكۡتُۚ كَلَّآۚ إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَآئِلُهَاۖ وَمِن وَرَآئِهِم بَرۡزَخٌ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ

Taki ben zaayi´ etdigim (omrum) mukaabilinde iyi amel (ve hareket) de bulunayım». Hayır, onun soyledigi bu soz (hakıykatde) bos lafdan ibaretdir, onlerinde ise diriltilib kaldırılacakları gune kadar (kalmalarına mani) bir engel vardır
Surah Al-Mumenoon, Verse 100


فَإِذَا نُفِخَ فِي ٱلصُّورِ فَلَآ أَنسَابَ بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَئِذٖ وَلَا يَتَسَآءَلُونَ

Suur´a ufuruldugu zaman da artık aralarında o gun (boburlenecekleri) soyları soplar (ı) olmadıgı gibi (birbirinin haalini) de sorusmazlar onlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 101


فَمَن ثَقُلَتۡ مَوَٰزِينُهُۥ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ

Artık kimin (sevab) tartıları agır gelirse onlar korkduklarından emin, umduklarına nail olanların ta kendileridir
Surah Al-Mumenoon, Verse 102


وَمَنۡ خَفَّتۡ مَوَٰزِينُهُۥ فَأُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ فِي جَهَنَّمَ خَٰلِدُونَ

Kimin de tartıları hafif gelirse onlar kendilerine yazık edenlerdir. (Onlar) cehennemde ebedi kalıcıdırlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 103


تَلۡفَحُ وُجُوهَهُمُ ٱلنَّارُ وَهُمۡ فِيهَا كَٰلِحُونَ

(Cehennemin) ates (i) yuzlerine vurub yakacak, orada onlar, disleri sırıtıb, kalacakdır
Surah Al-Mumenoon, Verse 104


أَلَمۡ تَكُنۡ ءَايَٰتِي تُتۡلَىٰ عَلَيۡكُمۡ فَكُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ

(Onlara soyle denilecek:) Karsınızda ayetlerim okunurken onları tekzib eden siz degil miydiniz
Surah Al-Mumenoon, Verse 105


قَالُواْ رَبَّنَا غَلَبَتۡ عَلَيۡنَا شِقۡوَتُنَا وَكُنَّا قَوۡمٗا ضَآلِّينَ

Dediler (diyecekler): «Ey Rabbimiz, bedbahtlıgımız bize galebe etmisdi. Dogru yoldan sapanlar guruhu idik biz»
Surah Al-Mumenoon, Verse 106


رَبَّنَآ أَخۡرِجۡنَا مِنۡهَا فَإِنۡ عُدۡنَا فَإِنَّا ظَٰلِمُونَ

«Ey Rabbimiz, bizi buradan cıkar. Eger (yine kufre) donersek artık hic subhesiz ki biz zaalimlerizdir»
Surah Al-Mumenoon, Verse 107


قَالَ ٱخۡسَـُٔواْ فِيهَا وَلَا تُكَلِّمُونِ

(Soyle) buyurdu (buyuracak): «Yıkılıb gidin icerisine! Bana (bir sey) soylemeyin»
Surah Al-Mumenoon, Verse 108


إِنَّهُۥ كَانَ فَرِيقٞ مِّنۡ عِبَادِي يَقُولُونَ رَبَّنَآ ءَامَنَّا فَٱغۡفِرۡ لَنَا وَٱرۡحَمۡنَا وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلرَّـٰحِمِينَ

Cunku kullarımdan bir zumre vardır ki onlar: «Ey Rabbimiz, iman etdik. Bizi yarlıga, bizi esirge. Sen esirgeyenlerin en hayırlısısın» derlerken
Surah Al-Mumenoon, Verse 109


فَٱتَّخَذۡتُمُوهُمۡ سِخۡرِيًّا حَتَّىٰٓ أَنسَوۡكُمۡ ذِكۡرِي وَكُنتُم مِّنۡهُمۡ تَضۡحَكُونَ

Siz onları eglence edindiniz. Hatta bu, beni hatırlamayı size unutdurdu. Siz onlara (istihza ile) guluyordunuz
Surah Al-Mumenoon, Verse 110


إِنِّي جَزَيۡتُهُمُ ٱلۡيَوۡمَ بِمَا صَبَرُوٓاْ أَنَّهُمۡ هُمُ ٱلۡفَآئِزُونَ

Ben (sizin o istihza ve ezalarınıza) sabr (ve tehammul) etdiklerine mukaabil bugun onları (mu´minleri) mukafatlandırdım. Subhesiz ki onlar muradlarına erenlerin ta kendileridir
Surah Al-Mumenoon, Verse 111


قَٰلَ كَمۡ لَبِثۡتُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ عَدَدَ سِنِينَ

Buyurdu (buyuracak :) «Yerde kac yıl kaldınız»
Surah Al-Mumenoon, Verse 112


قَالُواْ لَبِثۡنَا يَوۡمًا أَوۡ بَعۡضَ يَوۡمٖ فَسۡـَٔلِ ٱلۡعَآدِّينَ

Dediler (diyecekler): «Bir gun, yahud bir gunun bir kısmı (muddetle) kaldık. Sayanlara sor simdi»
Surah Al-Mumenoon, Verse 113


قَٰلَ إِن لَّبِثۡتُمۡ إِلَّا قَلِيلٗاۖ لَّوۡ أَنَّكُمۡ كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

Buyurdu (buyuracak) ki: «Az bir zamandan (fazla) kalmadınız! (Cehennemde kalacagınız ebedi zamanları) hakıykaten bir bilseydiniz»
Surah Al-Mumenoon, Verse 114


أَفَحَسِبۡتُمۡ أَنَّمَا خَلَقۡنَٰكُمۡ عَبَثٗا وَأَنَّكُمۡ إِلَيۡنَا لَا تُرۡجَعُونَ

«Ya sizi ancak bos yere yaratdıgımızı ve sizin hakıykaten bize dondurulmeyeceginizi mi sandınız»
Surah Al-Mumenoon, Verse 115


فَتَعَٰلَى ٱللَّهُ ٱلۡمَلِكُ ٱلۡحَقُّۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ رَبُّ ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡكَرِيمِ

(Kayıdsız sartsız) mulk (ve tasarruf) ancak kendi hakkı olan Allah (boyle abes ve zatine yakısmayacak seylerden) cok yucedir. Ondan baska hicbir Tanrı yokdur. Ars-ı kerimin Rabbidir (O)
Surah Al-Mumenoon, Verse 116


وَمَن يَدۡعُ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ لَا بُرۡهَٰنَ لَهُۥ بِهِۦ فَإِنَّمَا حِسَابُهُۥ عِندَ رَبِّهِۦٓۚ إِنَّهُۥ لَا يُفۡلِحُ ٱلۡكَٰفِرُونَ

Kim Allah ile beraber diger bir Tanrıya, bunu (isbat edecek) hicbir delili olmamasına ragmen, taparsa onun hesabı (cezası) ancak Rabbi nezdindedir. Hakıykat sudur ki kafirler korkduklarından emin, umduklarına nail olamıyacaklardır
Surah Al-Mumenoon, Verse 117


وَقُل رَّبِّ ٱغۡفِرۡ وَٱرۡحَمۡ وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلرَّـٰحِمِينَ

(Habibim) de ki: «Ey Rabbim, (mu´minleri) yarlıga, esirge. Sen acıyanların en hayırlısısın»
Surah Al-Mumenoon, Verse 118


Author: Hasan Basri Cantay


<< Surah 22
>> Surah 24

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai