UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Al-Mumenoon - Turkish Translation by Muhammed Esed


قَدۡ أَفۡلَحَ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ

Kesin olan sudur ki, inananlar kurtulusa eriseceklerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 1


ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي صَلَاتِهِمۡ خَٰشِعُونَ

onlar ki, salatlarında alcak gonullu bir duyarlık icindedirler
Surah Al-Mumenoon, Verse 2


وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَنِ ٱللَّغۡوِ مُعۡرِضُونَ

onlar ki, bos ve anlamsız seylerden yuz cevirirler
Surah Al-Mumenoon, Verse 3


وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِلزَّكَوٰةِ فَٰعِلُونَ

arınmak icin yapılması gerekeni yaparlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 4


وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِفُرُوجِهِمۡ حَٰفِظُونَ

Ve onlar ki, iffetlerini korurlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 5


إِلَّا عَلَىٰٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ أَوۡ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَإِنَّهُمۡ غَيۡرُ مَلُومِينَ

esleri -yani, (evlilik yoluyla) mesru olarak sahip oldukları insanlar- dısında (kimsede arzularına doyum aramazlar): cunku onlar (esleriyle olan iliskilerinden dolayı) kınanmazlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 6


فَمَنِ ٱبۡتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡعَادُونَ

ama bu (sınırı) asmak isteyenler, iste haddi asanlar boyleleridir
Surah Al-Mumenoon, Verse 7


وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِأَمَٰنَٰتِهِمۡ وَعَهۡدِهِمۡ رَٰعُونَ

ve onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine sadakat gosterirler
Surah Al-Mumenoon, Verse 8


وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَوَٰتِهِمۡ يُحَافِظُونَ

salatlarını (tum dunyevi kaygılardan) uzak tutarlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 9


أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡوَٰرِثُونَ

Iste varis olacak olanlar boyleleridir
Surah Al-Mumenoon, Verse 10


ٱلَّذِينَ يَرِثُونَ ٱلۡفِرۡدَوۡسَ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Cennete varis olacak ve orada sonsuza kadar kalacak olanlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 11


وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِن سُلَٰلَةٖ مِّن طِينٖ

Imdi, gercek su ki, Biz insanı balcıgın ozunden yaratıyoruz
Surah Al-Mumenoon, Verse 12


ثُمَّ جَعَلۡنَٰهُ نُطۡفَةٗ فِي قَرَارٖ مَّكِينٖ

ve sonra onu dol suyu damlası halinde (rahimde) ozel bir koruma altında tutuyoruz
Surah Al-Mumenoon, Verse 13


ثُمَّ خَلَقۡنَا ٱلنُّطۡفَةَ عَلَقَةٗ فَخَلَقۡنَا ٱلۡعَلَقَةَ مُضۡغَةٗ فَخَلَقۡنَا ٱلۡمُضۡغَةَ عِظَٰمٗا فَكَسَوۡنَا ٱلۡعِظَٰمَ لَحۡمٗا ثُمَّ أَنشَأۡنَٰهُ خَلۡقًا ءَاخَرَۚ فَتَبَارَكَ ٱللَّهُ أَحۡسَنُ ٱلۡخَٰلِقِينَ

sonra bu dol suyu damlasından dollenmis hucreyi yaratıyoruz; sonra bu dollenmis hucreden de cenini ve ceninden kemikleri yaratıyoruz; ve sonra da kemiklere et giydirip onu yepyeni bir yaratık halinde var edip ortaya cıkarıyoruz: oyleyse, yaratanların en iyisi, en ustası olarak Allah ne yucedir
Surah Al-Mumenoon, Verse 14


ثُمَّ إِنَّكُم بَعۡدَ ذَٰلِكَ لَمَيِّتُونَ

Ve butun bunlardan sonra, kacınılmaz olarak (hepiniz) olumu tadıyorsunuz
Surah Al-Mumenoon, Verse 15


ثُمَّ إِنَّكُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ تُبۡعَثُونَ

ve en sonunda da, Kıyamet Gunu, suphesiz, diriltileceksiniz
Surah Al-Mumenoon, Verse 16


وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعَ طَرَآئِقَ وَمَا كُنَّا عَنِ ٱلۡخَلۡقِ غَٰفِلِينَ

Yine, gercek su ki, Biz sizin uzerinizde yedi (semavi) yorunge yarattık; ve suphesiz, Biz yarattıgımız alemden hicbir sekilde habersiz degiliz
Surah Al-Mumenoon, Verse 17


وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءَۢ بِقَدَرٖ فَأَسۡكَنَّـٰهُ فِي ٱلۡأَرۡضِۖ وَإِنَّا عَلَىٰ ذَهَابِۭ بِهِۦ لَقَٰدِرُونَ

Ve Biz suyu gokten (belirledigimiz) bir olcuye gore indiriyor, sonra da onu yeryuzunde tutuyoruz; ama, hic suphesiz, bu (nimeti) geri almaya da kadiriz
Surah Al-Mumenoon, Verse 18


فَأَنشَأۡنَا لَكُم بِهِۦ جَنَّـٰتٖ مِّن نَّخِيلٖ وَأَعۡنَٰبٖ لَّكُمۡ فِيهَا فَوَٰكِهُ كَثِيرَةٞ وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ

Ve onunla sizin icin, icinde yediginiz pek cok meyvenin bulundugu hurma ve uzum bahceleri meydana getiriyoruz
Surah Al-Mumenoon, Verse 19


وَشَجَرَةٗ تَخۡرُجُ مِن طُورِ سَيۡنَآءَ تَنۢبُتُ بِٱلدُّهۡنِ وَصِبۡغٖ لِّلۡأٓكِلِينَ

ve (yine onunla sizin icin) Tur-i Sina (cevresindeki topraklar)da yetisen, urununden yag elde edilen ve yiyenlere hos kokulu, lezzetli bir katık saglayan agacı (cıkarıyoruz)
Surah Al-Mumenoon, Verse 20


وَإِنَّ لَكُمۡ فِي ٱلۡأَنۡعَٰمِ لَعِبۡرَةٗۖ نُّسۡقِيكُم مِّمَّا فِي بُطُونِهَا وَلَكُمۡ فِيهَا مَنَٰفِعُ كَثِيرَةٞ وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ

Ve evcil hayvanlarda (da) sizin icin, suphesiz, cıkarılacak bir ders vardır: onların karınlarındaki (sut)ten size iciriyoruz; onlardan, baska pek cok bakımlardan yararlanıyorsunuz: (sozgelimi,) onların etiyle besleniyorsunuz
Surah Al-Mumenoon, Verse 21


وَعَلَيۡهَا وَعَلَى ٱلۡفُلۡكِ تُحۡمَلُونَ

onlarla -(deniz uzerinde) gemiler(le tasındıgınız) gibi- tasınıyorsunuz
Surah Al-Mumenoon, Verse 22


وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوۡمِهِۦ فَقَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥٓۚ أَفَلَا تَتَّقُونَ

Ve yine, gercek su ki, Nuh´u kendi kavmine gonderdik; onlara: "Ey kavmim!" dedi, "(yalnızca) Allah´a kulluk edin, cunku sizin O´ndan baska tanrınız yok! Hal boyleyken, yine de, O´na karsı sorumluluk duymayacak mısınız
Surah Al-Mumenoon, Verse 23


فَقَالَ ٱلۡمَلَؤُاْ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن قَوۡمِهِۦ مَا هَٰذَآ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُكُمۡ يُرِيدُ أَن يَتَفَضَّلَ عَلَيۡكُمۡ وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ لَأَنزَلَ مَلَـٰٓئِكَةٗ مَّا سَمِعۡنَا بِهَٰذَا فِيٓ ءَابَآئِنَا ٱلۡأَوَّلِينَ

Ama o´nun kavmi icinde hakkı kabule yanasmayan seckinler cevresi: "Bu (adam) kendine sizin ustunuzde bir yer saglamak isteyen, sizin gibi olumlu bir kisiden baska biri degil ki!" dediler, "Cunku, Allah (bize bir mesaj ulastırmak) isteseydi, herhalde melekleri gonderirdi; (ustelik,) biz atalarımızdan asla bu(na benzer herhangi bir) sey isitmedik
Surah Al-Mumenoon, Verse 24


إِنۡ هُوَ إِلَّا رَجُلُۢ بِهِۦ جِنَّةٞ فَتَرَبَّصُواْ بِهِۦ حَتَّىٰ حِينٖ

Kacık bir adamdan baska biri degil o; bunun icin, siz o´nu bir sure gozaltında tutun
Surah Al-Mumenoon, Verse 25


قَالَ رَبِّ ٱنصُرۡنِي بِمَا كَذَّبُونِ

(Nuh:) "Ey Rabbim!" dedi, "Onların (bu) yalanlamalarına karsı bana yardım et
Surah Al-Mumenoon, Verse 26


فَأَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡهِ أَنِ ٱصۡنَعِ ٱلۡفُلۡكَ بِأَعۡيُنِنَا وَوَحۡيِنَا فَإِذَا جَآءَ أَمۡرُنَا وَفَارَ ٱلتَّنُّورُ فَٱسۡلُكۡ فِيهَا مِن كُلّٖ زَوۡجَيۡنِ ٱثۡنَيۡنِ وَأَهۡلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيۡهِ ٱلۡقَوۡلُ مِنۡهُمۡۖ وَلَا تُخَٰطِبۡنِي فِي ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓاْ إِنَّهُم مُّغۡرَقُونَ

Bunun uzerine, Biz de o´na: "Bizim gozetimimiz altında ve (sana) vahyettigimiz yontemlerle (seni ve seninle beraber olanları kurtaracak olan) gemiyi yap;" diye vahyettik, "ve hukmumuz gerceklesip de seller halinde yeryuzunu sular kapladıgı zaman her cins (hayvandan) bir ciftle birlikte -haklarında ceza hukmu verilmis olanlar dısında- aileni bu (gemiye) bindir; ve sakın, o haksızlık yapmıs olanlar icin Bana basvurma, cunku onlar kacınılmaz olarak bogulacaklar
Surah Al-Mumenoon, Verse 27


فَإِذَا ٱسۡتَوَيۡتَ أَنتَ وَمَن مَّعَكَ عَلَى ٱلۡفُلۡكِ فَقُلِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ ٱلَّذِي نَجَّىٰنَا مِنَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Sen ve seninle beraber olanlar gemiye yerlesir yerlesmez de ki: ´Butun ovguler, bizi bu zalimler toplulugundan kurtaran Allah´a aittir
Surah Al-Mumenoon, Verse 28


وَقُل رَّبِّ أَنزِلۡنِي مُنزَلٗا مُّبَارَكٗا وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلۡمُنزِلِينَ

De ki: ´Ey Rabbim! (Senin tarafından) kutlanmıs, guvenli kılınmıs bir yere eristir beni; cunku, insana erismesi gereken yere nasıl erisecegini en iyi gosteren Sensin
Surah Al-Mumenoon, Verse 29


إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ وَإِن كُنَّا لَمُبۡتَلِينَ

Bu (kıssa)da, muhakkak ki, (dusunen insanlar icin cıkarılacak) dersler vardır; ve suphesiz, Biz (insanı) sınavdan gecirmekteyiz
Surah Al-Mumenoon, Verse 30


ثُمَّ أَنشَأۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِمۡ قَرۡنًا ءَاخَرِينَ

Bu (ilk toplumlar)ın ardından yeni nesiller dunyaya getirdik
Surah Al-Mumenoon, Verse 31


فَأَرۡسَلۡنَا فِيهِمۡ رَسُولٗا مِّنۡهُمۡ أَنِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥٓۚ أَفَلَا تَتَّقُونَ

Onlara kendi iclerinden elci gonderdik; (bu elci de onlara aynı seyi soyledi:) "(yalnızca) Allah´a kulluk edin; cunku sizin O´ndan baska tanrınız yok. Buna ragmen, yine de O´na karsı sorumluluk duymayacak mısınız
Surah Al-Mumenoon, Verse 32


وَقَالَ ٱلۡمَلَأُ مِن قَوۡمِهِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِلِقَآءِ ٱلۡأٓخِرَةِ وَأَتۡرَفۡنَٰهُمۡ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا مَا هَٰذَآ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُكُمۡ يَأۡكُلُ مِمَّا تَأۡكُلُونَ مِنۡهُ وَيَشۡرَبُ مِمَّا تَشۡرَبُونَ

Ve (yine) toplumun -(sırf) kendilerine dunya hayatında bolluk ve genislik bahsettik diye, bununla kurumlanıp hakkı kabule yanasmayan, ahiret gercegini yalanlayan seckinler cevresi (her defasında): "Bu (adam) yediginizden yiyen, ictiginizden icen, sizin gibi bir olumluden baska bir sey degil" dediler
Surah Al-Mumenoon, Verse 33


وَلَئِنۡ أَطَعۡتُم بَشَرٗا مِّثۡلَكُمۡ إِنَّكُمۡ إِذٗا لَّخَٰسِرُونَ

ve tıpkı sizin (simdi yaptıgınız) gibi bir olumluye itibar edecek olursanız, bilin ki, sonunda kaybeden mutlaka siz olacaksınız
Surah Al-Mumenoon, Verse 34


أَيَعِدُكُمۡ أَنَّكُمۡ إِذَا مِتُّمۡ وَكُنتُمۡ تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَنَّكُم مُّخۡرَجُونَ

Bu (adam) size olup de toza topraga ve kemige donustukten sonra (yeni bir hayata) kavusturulacagınızı mı vaad ediyor
Surah Al-Mumenoon, Verse 35


۞هَيۡهَاتَ هَيۡهَاتَ لِمَا تُوعَدُونَ

Cok uzak, gercekten cok uzak bu vaad edildiginiz sey
Surah Al-Mumenoon, Verse 36


إِنۡ هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا ٱلدُّنۡيَا نَمُوتُ وَنَحۡيَا وَمَا نَحۡنُ بِمَبۡعُوثِينَ

Bu dunyada yasadıgınız hayattan baska hayat yok; oluruz ve (ancak bir kere) yasarız; ve bir daha asla diriltilmeyiz
Surah Al-Mumenoon, Verse 37


إِنۡ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبٗا وَمَا نَحۡنُ لَهُۥ بِمُؤۡمِنِينَ

Bu adam kendi uydurdugu yalanları Allah´a yakıstıran bir yalancıdan baska biri degil; ve dolayısıyla, biz asla o´na inanacak degiliz
Surah Al-Mumenoon, Verse 38


قَالَ رَبِّ ٱنصُرۡنِي بِمَا كَذَّبُونِ

(Bunun uzerine peygamber:) "Ey Rabbim!" der, "Bunların (bu) yalanlamalarına karsı bana destek ol
Surah Al-Mumenoon, Verse 39


قَالَ عَمَّا قَلِيلٖ لَّيُصۡبِحُنَّ نَٰدِمِينَ

(Allah da o´na:) "Cok gecmeden, carpılmıscasına pisman oluverecekler!" diye karsılık verir
Surah Al-Mumenoon, Verse 40


فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ بِٱلۡحَقِّ فَجَعَلۡنَٰهُمۡ غُثَآءٗۚ فَبُعۡدٗا لِّلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Ve ani bir darbe seklinde gelen (cezamız) tam yerinde ve kacınılmaz olarak onları kıskıvrak yakalayıverir; ve boylece onları sel onunde suruklenen cercop ve kopuge ceviririz: uzak olsun, boyle bir zalimler toplumu
Surah Al-Mumenoon, Verse 41


ثُمَّ أَنشَأۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِمۡ قُرُونًا ءَاخَرِينَ

Ve onların ardından da yine yeni nesiller ortaya cıkardık
Surah Al-Mumenoon, Verse 42


مَا تَسۡبِقُ مِنۡ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ

cunku hicbir ummet kendi suresini ne one alabilir; ve ne de geciktirebilir
Surah Al-Mumenoon, Verse 43


ثُمَّ أَرۡسَلۡنَا رُسُلَنَا تَتۡرَاۖ كُلَّ مَا جَآءَ أُمَّةٗ رَّسُولُهَا كَذَّبُوهُۖ فَأَتۡبَعۡنَا بَعۡضَهُم بَعۡضٗا وَجَعَلۡنَٰهُمۡ أَحَادِيثَۚ فَبُعۡدٗا لِّقَوۡمٖ لَّا يُؤۡمِنُونَ

Ve sonra birbiri ardından elcilerimizi gonderdik; (oyle ki,) bir ummete kendi peygamberi gelmeye gorsun, o´nu hemen yalanladılar; ve bu yuzden Biz de onları birbiri pesinden yok edip hepsini efsaneye cevirdik. Uzak olsun, inanmayanlar toplumu
Surah Al-Mumenoon, Verse 44


ثُمَّ أَرۡسَلۡنَا مُوسَىٰ وَأَخَاهُ هَٰرُونَ بِـَٔايَٰتِنَا وَسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٍ

Ve sonra, Musa ve kardesi Harun´u, mesajlarımızla ve apacık bir yetkiyle
Surah Al-Mumenoon, Verse 45


إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ وَمَلَإِيْهِۦ فَٱسۡتَكۡبَرُواْ وَكَانُواْ قَوۡمًا عَالِينَ

Firavun ve onun seckinler cevresine gonderdik; fakat bunlar buyukluk tasladılar; zaten (oldum olası) kendilerini buyuk goren bir toplumdu bunlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 46


فَقَالُوٓاْ أَنُؤۡمِنُ لِبَشَرَيۡنِ مِثۡلِنَا وَقَوۡمُهُمَا لَنَا عَٰبِدُونَ

Nitekim soyle dediler: "Soydasları bizim kolelerimiz oldugu halde, bizim gibi olumlu olan bu iki insana mı inanacagız yani
Surah Al-Mumenoon, Verse 47


فَكَذَّبُوهُمَا فَكَانُواْ مِنَ ٱلۡمُهۡلَكِينَ

Iste boyle (diyerek) bu iki (elciyi) yalanladılar ve boylece helak edilenlerin arasındaki yerlerini aldılar
Surah Al-Mumenoon, Verse 48


وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ لَعَلَّهُمۡ يَهۡتَدُونَ

Oysa, belki dogru yolu tutarlar diye Musa´ya kitap vermistik
Surah Al-Mumenoon, Verse 49


وَجَعَلۡنَا ٱبۡنَ مَرۡيَمَ وَأُمَّهُۥٓ ءَايَةٗ وَءَاوَيۡنَٰهُمَآ إِلَىٰ رَبۡوَةٖ ذَاتِ قَرَارٖ وَمَعِينٖ

Ve (Musa´yı nasıl onurlandırdıysak) Meryem oglunu ve anasını da (rahmetimiz icin) bir sembol kıldık: Ve o´nların her ikisini de ebedi esenligin, berrak cesmelerin bulundugu yuce bir makama eristirdik
Surah Al-Mumenoon, Verse 50


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلرُّسُلُ كُلُواْ مِنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ وَٱعۡمَلُواْ صَٰلِحًاۖ إِنِّي بِمَا تَعۡمَلُونَ عَلِيمٞ

Siz ey elciler! Dunya hayatının temiz ve mesru nimetlerinden payınızı alın; ve durust ve erdemli davranıslar ortaya koyun; ve bilin ki, yaptıgınız her seyi eksiksiz biliyorum
Surah Al-Mumenoon, Verse 51


وَإِنَّ هَٰذِهِۦٓ أُمَّتُكُمۡ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗ وَأَنَا۠ رَبُّكُمۡ فَٱتَّقُونِ

Muhakkak ki, bu sizin ummetiniz bir tek ummettir; cunku hepinizin Rabbi Benim; oyleyse Bana karsı sorumlulugunuzun bilincinde olun
Surah Al-Mumenoon, Verse 52


فَتَقَطَّعُوٓاْ أَمۡرَهُم بَيۡنَهُمۡ زُبُرٗاۖ كُلُّ حِزۡبِۭ بِمَا لَدَيۡهِمۡ فَرِحُونَ

Ama (sizi izlediklerini soyleyen toplumlar) aralarındaki bu birligi bozup parca parca oldular; her hizip (ancak) kendi benimsedigi (ogretinin dar ve katı kalıpları) icinde rahat soluk alır oldu
Surah Al-Mumenoon, Verse 53


فَذَرۡهُمۡ فِي غَمۡرَتِهِمۡ حَتَّىٰ حِينٍ

Fakat onları bir vakte kadar, kendi cehaletlerine gomulmus olarak, kendi hallerine bırak
Surah Al-Mumenoon, Verse 54


أَيَحۡسَبُونَ أَنَّمَا نُمِدُّهُم بِهِۦ مِن مَّالٖ وَبَنِينَ

Kendilerine mal mulk ve cocuklar vermekle, sanıyorlar mı ki
Surah Al-Mumenoon, Verse 55


نُسَارِعُ لَهُمۡ فِي ٱلۡخَيۡرَٰتِۚ بَل لَّا يَشۡعُرُونَ

onları (kendi anlayıslarına gore) iyi ve yararlı (bildikleri) seylerde yarıstırmak (istiyoruz)? Hayır, onlar (yanıldıklarının) farkında degiller
Surah Al-Mumenoon, Verse 56


إِنَّ ٱلَّذِينَ هُم مِّنۡ خَشۡيَةِ رَبِّهِم مُّشۡفِقُونَ

Ama, Rablerinden korkarak kendilerini saygı ve duyarlık icinde tutanlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 57


وَٱلَّذِينَ هُم بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ يُؤۡمِنُونَ

Rablerinin mesajlarına inananlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 58


وَٱلَّذِينَ هُم بِرَبِّهِمۡ لَا يُشۡرِكُونَ

Rablerinden baska hicbir varlıga tanrısal nitelikler yakıstırmayanlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 59


وَٱلَّذِينَ يُؤۡتُونَ مَآ ءَاتَواْ وَّقُلُوبُهُمۡ وَجِلَةٌ أَنَّهُمۡ إِلَىٰ رَبِّهِمۡ رَٰجِعُونَ

sonunda Rablerine donecekleri dusuncesi icinde kalpleri titreyerek vermeleri gerekeni verenler
Surah Al-Mumenoon, Verse 60


أُوْلَـٰٓئِكَ يُسَٰرِعُونَ فِي ٱلۡخَيۡرَٰتِ وَهُمۡ لَهَا سَٰبِقُونَ

iste boyleleridir, hayırlarda yarısan kimseler ve (bu konuda baska herkesi) gececek olanlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 61


وَلَا نُكَلِّفُ نَفۡسًا إِلَّا وُسۡعَهَاۚ وَلَدَيۡنَا كِتَٰبٞ يَنطِقُ بِٱلۡحَقِّ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ

Biz hic kimseye gucunun ustunde yuk yuklemeyiz; ve katımızda (insanların ne yaptıgı, ne yapabilecegi konusunda) gercegi soyleyen bir kitap bulunmaktadır; binaenaleyh, kimseye haksızlık yapılmayacaktır
Surah Al-Mumenoon, Verse 62


بَلۡ قُلُوبُهُمۡ فِي غَمۡرَةٖ مِّنۡ هَٰذَا وَلَهُمۡ أَعۡمَٰلٞ مِّن دُونِ ذَٰلِكَ هُمۡ لَهَا عَٰمِلُونَ

Ama, (din ve inanc birligini bozanlara gelince,) onların kalpleri butun bu gerceklerden yana aymazlık icindedir! Fakat, onların (iclerinde) bu (bozgunculuk egiliminden) baska (daha kotu) eylemlere kalkısma (egilimleri) de var; ve onlar bu tur eylemlere devam edip gidecekler
Surah Al-Mumenoon, Verse 63


حَتَّىٰٓ إِذَآ أَخَذۡنَا مُتۡرَفِيهِم بِٱلۡعَذَابِ إِذَا هُمۡ يَجۡـَٔرُونَ

oyle ki, sonunda, onların arasından bolluk, genislik icinde dalıp gitmis olanları azapla kıskıvrak yakaladıgımız zaman yalvarıp yakarmaya baslayacaklar
Surah Al-Mumenoon, Verse 64


لَا تَجۡـَٔرُواْ ٱلۡيَوۡمَۖ إِنَّكُم مِّنَّا لَا تُنصَرُونَ

(Fakat onlara:) "Bosuna yalvarıp yakarmayın bugun; cunku, Bizden asla yardım gorecek degilsiniz!" (denecektir)
Surah Al-Mumenoon, Verse 65


قَدۡ كَانَتۡ ءَايَٰتِي تُتۡلَىٰ عَلَيۡكُمۡ فَكُنتُمۡ عَلَىٰٓ أَعۡقَٰبِكُمۡ تَنكِصُونَ

Size mesajlarım tekrar tekrar okundugunda, siz (her defasında) okcelerinizin uzerinde donuveriyor
Surah Al-Mumenoon, Verse 66


مُسۡتَكۡبِرِينَ بِهِۦ سَٰمِرٗا تَهۡجُرُونَ

(ve) buyukluk taslayaraktan gecelerinizi olur olmaz seyler konusarak geciriyordunuz
Surah Al-Mumenoon, Verse 67


أَفَلَمۡ يَدَّبَّرُواْ ٱلۡقَوۡلَ أَمۡ جَآءَهُم مَّا لَمۡ يَأۡتِ ءَابَآءَهُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ

Peki, onlar (Allah´ın bu) sozunu anlamaya hic calısmadılar mı? Yahut gecip gitmis atalarına hic gelmeyen bir sey mi geldi onlara
Surah Al-Mumenoon, Verse 68


أَمۡ لَمۡ يَعۡرِفُواْ رَسُولَهُمۡ فَهُمۡ لَهُۥ مُنكِرُونَ

Yoksa bunlar kendi elcilerini tanımıyorlar da, onun icin mi o´nu inkar ediyorlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 69


أَمۡ يَقُولُونَ بِهِۦ جِنَّةُۢۚ بَلۡ جَآءَهُم بِٱلۡحَقِّ وَأَكۡثَرُهُمۡ لِلۡحَقِّ كَٰرِهُونَ

Yahut "Onda delilik var!" mı diyorlar? Oysa, o onlara gercegin ta kendisini getirdi ama gercek onlardan cogunun isine gelmez
Surah Al-Mumenoon, Verse 70


وَلَوِ ٱتَّبَعَ ٱلۡحَقُّ أَهۡوَآءَهُمۡ لَفَسَدَتِ ٱلسَّمَٰوَٰتُ وَٱلۡأَرۡضُ وَمَن فِيهِنَّۚ بَلۡ أَتَيۡنَٰهُم بِذِكۡرِهِمۡ فَهُمۡ عَن ذِكۡرِهِم مُّعۡرِضُونَ

Fakat, gercek onların arzu ve emellerine uyacak olsaydı, suphesiz gokler ve yer icindekilerle beraber yıkılır giderdi! Oysa, Biz (bu ilahi mesajda) onlara akılda tutmaları gereken her seyi ulastırdık; ne var ki, kendilerine bahsedilen bu hatırlatıcı mesajdan (umursamazlıkla) yuz cevirdiler
Surah Al-Mumenoon, Verse 71


أَمۡ تَسۡـَٔلُهُمۡ خَرۡجٗا فَخَرَاجُ رَبِّكَ خَيۡرٞۖ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلرَّـٰزِقِينَ

(Ey Muhammed,) yoksa onlardan dunyevi bir karsılık mı istiyorsun? Fakat (bilmelidirler ki) Rabbinin verecegi karsılık en iyisidir; cunku rızık verenlerin en iyisi O´dur
Surah Al-Mumenoon, Verse 72


وَإِنَّكَ لَتَدۡعُوهُمۡ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ

Ve, dogrusu sen onları gercekten dosdogru bir yola cagırıyorsun
Surah Al-Mumenoon, Verse 73


وَإِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ عَنِ ٱلصِّرَٰطِ لَنَٰكِبُونَ

ama, ahirete inanmamakta direnenler ister istemez bu yoldan sapmaktalar
Surah Al-Mumenoon, Verse 74


۞وَلَوۡ رَحِمۡنَٰهُمۡ وَكَشَفۡنَا مَا بِهِم مِّن ضُرّٖ لَّلَجُّواْ فِي طُغۡيَٰنِهِمۡ يَعۡمَهُونَ

Onlara merhamet edip (bu dunyada) baslarına gelebilecek darlık ve sıkıntıyı giderecek olsak, onlar yine de, o kurumlu azgınlıkları icinde korcesine bocalayıp dururlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 75


وَلَقَدۡ أَخَذۡنَٰهُم بِٱلۡعَذَابِ فَمَا ٱسۡتَكَانُواْ لِرَبِّهِمۡ وَمَا يَتَضَرَّعُونَ

Ve gercek su ki, Biz onları azapla da sınadık, ama onlar yine de Rablerine boyun egmediler; (bundan sonra da bagıslanma icin) yalvarıp yakaracak degiller
Surah Al-Mumenoon, Verse 76


حَتَّىٰٓ إِذَا فَتَحۡنَا عَلَيۡهِم بَابٗا ذَا عَذَابٖ شَدِيدٍ إِذَا هُمۡ فِيهِ مُبۡلِسُونَ

ta ki, Biz onların onunde (ceza gunune has) zorlu bir azabın kapısını acıncaya kadar; iste ancak o zaman butun umitlerini kaybediverirler
Surah Al-Mumenoon, Verse 77


وَهُوَ ٱلَّذِيٓ أَنشَأَ لَكُمُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَٱلۡأَفۡـِٔدَةَۚ قَلِيلٗا مَّا تَشۡكُرُونَ

(Ey Insanlar! Rabbinizin mesajlarına kulak verin,) cunku, sizi isitme duyusuyla, gorme duyusuyla, dusunme, hissetme yetenegiyle donatan O´dur; (yine de) ne kadar az sukrediyorsunuz
Surah Al-Mumenoon, Verse 78


وَهُوَ ٱلَّذِي ذَرَأَكُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَإِلَيۡهِ تُحۡشَرُونَ

Sizi cogaltıp yeryuzune yayan da O´dur; ve sonunda toplanıp O´na donduruleceksiniz
Surah Al-Mumenoon, Verse 79


وَهُوَ ٱلَّذِي يُحۡيِۦ وَيُمِيتُ وَلَهُ ٱخۡتِلَٰفُ ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ

Hayatı bagıslayan ve olume hukmeden O´dur; geceyle gunduzun birbirini kovalaması O´nun buyruguyladır. Oyleyse, artık aklınızı kullanmayacak mısınız
Surah Al-Mumenoon, Verse 80


بَلۡ قَالُواْ مِثۡلَ مَا قَالَ ٱلۡأَوَّلُونَ

Hayır, onlar sadece gecip gitmis insanların soyledigi seyi soylerler
Surah Al-Mumenoon, Verse 81


قَالُوٓاْ أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ

Biz oldukten, toza topraga, kemige donustukten sonra, yeniden diriltilecegiz, oyle mi?" derler
Surah Al-Mumenoon, Verse 82


لَقَدۡ وُعِدۡنَا نَحۡنُ وَءَابَآؤُنَا هَٰذَا مِن قَبۡلُ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ

Gercek su ki, bize de, bizden once atalarımıza da aynı sey vaad edilmisti! Eskilerin masallarından baska bir sey degil bu
Surah Al-Mumenoon, Verse 83


قُل لِّمَنِ ٱلۡأَرۡضُ وَمَن فِيهَآ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

De ki: "Peki, yeryuzu ve orada var olanlar kimin, oyleyse? Biliyorsanız (hadi, soyleyin bana)
Surah Al-Mumenoon, Verse 84


سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Allah´ın!" diye cevap vereceklerdir. De ki: "Peki, (Allah´ın birligini, essiz, ortaksız oldugunu) kendiliginizden hatırlamayacak mısınız artık
Surah Al-Mumenoon, Verse 85


قُلۡ مَن رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ ٱلسَّبۡعِ وَرَبُّ ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡعَظِيمِ

De ki: "Peki, kimdir yedi kat gogu yerinde tutan ve yuce kudret tahtında hukumran olan
Surah Al-Mumenoon, Verse 86


سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ أَفَلَا تَتَّقُونَ

Diyeceklerdir ki: "Allah!" De ki: "Peki, artık O´na karsı sorumluluk bilinci tasımayacak mısınız
Surah Al-Mumenoon, Verse 87


قُلۡ مَنۢ بِيَدِهِۦ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيۡءٖ وَهُوَ يُجِيرُ وَلَا يُجَارُ عَلَيۡهِ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

De ki: "Her seyin yonetimini elinde tutan; koruyup kollayan ama kendisine karsı (kimsenin) korunup kollanamayacagı kimdir? Biliyorsanız, (hadi, soyleyin bana)
Surah Al-Mumenoon, Verse 88


سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ فَأَنَّىٰ تُسۡحَرُونَ

Allah!" diye cevap vereceklerdir. De ki: "Peki, o halde, nasıl boyle aldatılabilirsiniz
Surah Al-Mumenoon, Verse 89


بَلۡ أَتَيۡنَٰهُم بِٱلۡحَقِّ وَإِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ

Hayır, Biz onlara hakkı ulastırdık; buna ragmen onlar yine de yalanı tercih ediyorlar
Surah Al-Mumenoon, Verse 90


مَا ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ مِن وَلَدٖ وَمَا كَانَ مَعَهُۥ مِنۡ إِلَٰهٍۚ إِذٗا لَّذَهَبَ كُلُّ إِلَٰهِۭ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ

Allah asla cocuk edinmemistir, ne de O´nunla beraber baska bir tanrı vardır: (cunku, eger baska herhangi bir tanrı) olsaydı, her tanrı kendi yarattıgı alemi kendinden yana ceker ve suphesiz her biri digerine baskın cıkmaya calısırdı! Sınırsız kudret ve yuceligiyle Allah, onların tasavvur ve tanımlama yoluyla yakıstırdıkları seylerden mutlak olarak uzaktır
Surah Al-Mumenoon, Verse 91


عَٰلِمِ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ فَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ

O kullarının algı ve tasavvurlarının erisemedigi seyleri de, onların akıl ve duyu yoluyla tanıklık edebildikleri seyleri de kunhuyle bilir; ve bunun icindir ki, onların Kendisine yakıstırdıkları her turlu esten ve ortaktan mutlak olarak yucedir
Surah Al-Mumenoon, Verse 92


قُل رَّبِّ إِمَّا تُرِيَنِّي مَا يُوعَدُونَ

De ki: "Ey Rabbim! (Sana bas kaldıranların) vaad edildikleri azabın gerceklesmesine tanık olmamı diliyorsan
Surah Al-Mumenoon, Verse 93


رَبِّ فَلَا تَجۡعَلۡنِي فِي ٱلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Rabbim, o zaman, benim de bu zalim insanlardan biri olmama izin verme
Surah Al-Mumenoon, Verse 94


وَإِنَّا عَلَىٰٓ أَن نُّرِيَكَ مَا نَعِدُهُمۡ لَقَٰدِرُونَ

(Iste boyle dua et) cunku, suphesiz Biz, onlara vaad ettigimiz (azabın, bu dunyada dahi gerceklesmesine) seni tanık kılacak gucteyiz
Surah Al-Mumenoon, Verse 95


ٱدۡفَعۡ بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُ ٱلسَّيِّئَةَۚ نَحۡنُ أَعۡلَمُ بِمَا يَصِفُونَ

(Fakat, onlar ne soylerlerse, ya da ne yaparlarsa yapsınlar, sen yine de onların isledigi) kotulugu, en iyi yol hangisi ise, onunla sav: (cunku) onların (Bize) yakıstırageldikleri seyleri en iyi bilen Biziz
Surah Al-Mumenoon, Verse 96


وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنۡ هَمَزَٰتِ ٱلشَّيَٰطِينِ

Ve de ki: "Ey Rabbim! Tum kotu durtulerin kıskırtmalarına karsı Sana sıgınıyorum
Surah Al-Mumenoon, Verse 97


وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحۡضُرُونِ

Rabbim, onların bana yaklasmalarından da Sana sıgınıyorum
Surah Al-Mumenoon, Verse 98


حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَ أَحَدَهُمُ ٱلۡمَوۡتُ قَالَ رَبِّ ٱرۡجِعُونِ

(Olumden sonraki hayata inanmamakta direnip de kendi kendilerini aldatanlardan) herhangi birine sonunda olum gelip catınca: "Ey Rabbim!" der, "Beni (hayata) geri dondur, izin ver doneyim
Surah Al-Mumenoon, Verse 99


لَعَلِّيٓ أَعۡمَلُ صَٰلِحٗا فِيمَا تَرَكۡتُۚ كَلَّآۚ إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَآئِلُهَاۖ وَمِن وَرَآئِهِم بَرۡزَخٌ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ

de (daha once) gozardı ettigim konularda durust ve erdemli isler goreyim!" Yoo, onun soyledigi, suphesiz, yalnızca (bos ve anlamsız) bir sozden ibarettir; cunku (bir kere dunyayı terk etmis bulunanların) ardında, yeniden diriltilecekleri Gun´e kadar (asılması imkansız) bir (olum) engeli bulunmaktadır
Surah Al-Mumenoon, Verse 100


فَإِذَا نُفِخَ فِي ٱلصُّورِ فَلَآ أَنسَابَ بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَئِذٖ وَلَا يَتَسَآءَلُونَ

Ve sonra, (kıyamet) suru uflendigi zaman, o Gun artık ne aralarındaki kan bagları ise yarayacaktır ne de birbirlerine (olup biten hakkında) soru sorabileceklerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 101


فَمَن ثَقُلَتۡ مَوَٰزِينُهُۥ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ

Ve (o Gun, iyi eylem ve davranısları) tartıda agır gelen kimseler; iste kurtulusa erisecek olanlar boyleleridir
Surah Al-Mumenoon, Verse 102


وَمَنۡ خَفَّتۡ مَوَٰزِينُهُۥ فَأُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ فِي جَهَنَّمَ خَٰلِدُونَ

Ama tartıda hafif cekenlere gelince; iste, cehennemde yerlesip kalmak uzere kendi kendilerine yazık edenler de boyleleridir
Surah Al-Mumenoon, Verse 103


تَلۡفَحُ وُجُوهَهُمُ ٱلنَّارُ وَهُمۡ فِيهَا كَٰلِحُونَ

ates onların yuzlerini kavuracak ve dudakları acıdan carpılmıs olarak orada kalakalacaklar
Surah Al-Mumenoon, Verse 104


أَلَمۡ تَكُنۡ ءَايَٰتِي تُتۡلَىٰ عَلَيۡكُمۡ فَكُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ

(Ve Allah onlara:) "Mesajlarım size ulastırılmamıs mıydı ve siz de onları yalanlayıp durmamıs mıydınız?" (diyecek)
Surah Al-Mumenoon, Verse 105


قَالُواْ رَبَّنَا غَلَبَتۡ عَلَيۡنَا شِقۡوَتُنَا وَكُنَّا قَوۡمٗا ضَآلِّينَ

Ey Rabbimiz!" diye yakaracaklar, "Bize kotu talihimiz galebe caldı ve biz de bu yuzden egri yola saptık
Surah Al-Mumenoon, Verse 106


رَبَّنَآ أَخۡرِجۡنَا مِنۡهَا فَإِنۡ عُدۡنَا فَإِنَّا ظَٰلِمُونَ

Ey Rabbimiz, bizi buradan cıkar, eger tekrar (gunaha) donersek, o zaman, gercekten zalim kimseler oluruz
Surah Al-Mumenoon, Verse 107


قَالَ ٱخۡسَـُٔواْ فِيهَا وَلَا تُكَلِّمُونِ

(Fakat Allah onlara:) "Kalın kaldıgınız yerde (bu bayagılıgınızla)! Ve Benimle bir daha asla konusmayın!" diyecek
Surah Al-Mumenoon, Verse 108


إِنَّهُۥ كَانَ فَرِيقٞ مِّنۡ عِبَادِي يَقُولُونَ رَبَّنَآ ءَامَنَّا فَٱغۡفِرۡ لَنَا وَٱرۡحَمۡنَا وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلرَّـٰحِمِينَ

Bakın, kullarımın arasında, ´Ey Rabbimiz! Biz (Sana) inandık; oyleyse, bizim gunahlarımızı bagısla ve bize acı, cunku gercek acıyan(ımız), esirgeyen(imiz) Sensin! diyenler de vardı
Surah Al-Mumenoon, Verse 109


فَٱتَّخَذۡتُمُوهُمۡ سِخۡرِيًّا حَتَّىٰٓ أَنسَوۡكُمۡ ذِكۡرِي وَكُنتُم مِّنۡهُمۡ تَضۡحَكُونَ

fakat siz onları alay konusu yaptınız; oyle ki, bu sonunda size Beni anmayı busbutun unutturdu; cunku hep gulup durdunuz onlara
Surah Al-Mumenoon, Verse 110


إِنِّي جَزَيۡتُهُمُ ٱلۡيَوۡمَ بِمَا صَبَرُوٓاْ أَنَّهُمۡ هُمُ ٱلۡفَآئِزُونَ

(Ama,) bakın, gucluklere gogus germelerinden oturu bugun onları mukafatlandırdım: iste, bahtiyar olacak olanlar boyleleridir
Surah Al-Mumenoon, Verse 111


قَٰلَ كَمۡ لَبِثۡتُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ عَدَدَ سِنِينَ

(Ve Allah, azaptakilere:) "Yeryuzunde kac yıl kaldınız?" diye soracak
Surah Al-Mumenoon, Verse 112


قَالُواْ لَبِثۡنَا يَوۡمًا أَوۡ بَعۡضَ يَوۡمٖ فَسۡـَٔلِ ٱلۡعَآدِّينَ

Orada bir gun kaldık, yahut bir gunden daha az; bunu (zamanı) saymasını bilenlere sor..." diye cevap verecekler
Surah Al-Mumenoon, Verse 113


قَٰلَ إِن لَّبِثۡتُمۡ إِلَّا قَلِيلٗاۖ لَّوۡ أَنَّكُمۡ كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

(Bunun uzerine, Allah:) "Orada sadece az bir vakit kaldınız; bunu bir bilseydiniz
Surah Al-Mumenoon, Verse 114


أَفَحَسِبۡتُمۡ أَنَّمَا خَلَقۡنَٰكُمۡ عَبَثٗا وَأَنَّكُمۡ إِلَيۡنَا لَا تُرۡجَعُونَ

Sizi bos ve anlamsız bir oyun icin yarattıgımızı ve Bize donmek zorunda olmadıgınızı mı sanıyordunuz
Surah Al-Mumenoon, Verse 115


فَتَعَٰلَى ٱللَّهُ ٱلۡمَلِكُ ٱلۡحَقُّۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ رَبُّ ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡكَرِيمِ

Oyleyse, artık (bilin ki) Allah yuceler yucesidir; mutlak hukum ve egemenlik sahibidir; nihai gercektir; O´ndan baska tanrı yoktur; cok yuce, cok comert hukumranlık makamının sahibi O´dur
Surah Al-Mumenoon, Verse 116


وَمَن يَدۡعُ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ لَا بُرۡهَٰنَ لَهُۥ بِهِۦ فَإِنَّمَا حِسَابُهُۥ عِندَ رَبِّهِۦٓۚ إِنَّهُۥ لَا يُفۡلِحُ ٱلۡكَٰفِرُونَ

Oyleyse artık, kim ki, hakkında hicbir delile sahip olmadıgı halde Allah´la beraber baska bir tanrıya yakarırsa bunun hesabını Rabbinin katında mutlaka verecektir; (ve) suphesiz, hakkı boylece inkar etmis olanlar asla kurtulusa, esenlige erisemeyeceklerdir
Surah Al-Mumenoon, Verse 117


وَقُل رَّبِّ ٱغۡفِرۡ وَٱرۡحَمۡ وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلرَّـٰحِمِينَ

Oyleyse, (ey inanan kisi,) de ki: "Rabbim! (Beni) bagısla, (bana) acı; cunku gercek acıyan, esirgeyen Sensin
Surah Al-Mumenoon, Verse 118


Author: Muhammed Esed


<< Surah 22
>> Surah 24

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai