Surah Luqman - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
الٓمٓ
Elif, Lam, Mim
Surah Luqman, Verse 1
تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡحَكِيمِ
Iste bunlar, o hikmet dolu kitabın ayetleridir
Surah Luqman, Verse 2
هُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّلۡمُحۡسِنِينَ
Ki (her biri) ihsan erbabı icin bir hidayet ve bir rahmetdir
Surah Luqman, Verse 3
ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤۡتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُم بِٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ يُوقِنُونَ
(O ihsan erbabı) ki onlar dosdogru namazı kılanlar, zekatı verenlerdir. Onlar ahirete yakıyn (ya´ni kati insan) haasıl edenlerin de ta kendileridir
Surah Luqman, Verse 4
أُوْلَـٰٓئِكَ عَلَىٰ هُدٗى مِّن رَّبِّهِمۡۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ
Iste onlar Rablerinden bir hidayet uzerindedirler ve iste onlar, (evet) onlar felaha erenlerdir
Surah Luqman, Verse 5
وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَشۡتَرِي لَهۡوَ ٱلۡحَدِيثِ لِيُضِلَّ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ بِغَيۡرِ عِلۡمٖ وَيَتَّخِذَهَا هُزُوًاۚ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ عَذَابٞ مُّهِينٞ
Insanlar icinde, bilgisizce, Allah yolundan sapdırmak, o (yolu) bir eglence edinmek icin (icad edilmis) bos lafa musteri cıkan (nice) adam vardır. Iste onların, (evet) onların (hakkı) horlayıcı bir azabdır
Surah Luqman, Verse 6
وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ءَايَٰتُنَا وَلَّىٰ مُسۡتَكۡبِرٗا كَأَن لَّمۡ يَسۡمَعۡهَا كَأَنَّ فِيٓ أُذُنَيۡهِ وَقۡرٗاۖ فَبَشِّرۡهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ
Ona ayetlerimiz okundugu zaman sanki bunları isitmemis, sanki iki kulagında bir sagırlık varmıs gibi buyukluk taslayarak yuz cevirir, iste onu cok acıklı bir azab ile mujdele
Surah Luqman, Verse 7
إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ لَهُمۡ جَنَّـٰتُ ٱلنَّعِيمِ
Hakıykat, iman edib de guzel guzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (yok mu?) Naıym cennetleri — kendileri iclerinde ebedi kalıcı olmak uzere — onlarındır. Bu, Allahın gercek va´didir. O, yegane gaalib, yegane hukum ve hikmet saahibidir
Surah Luqman, Verse 8
خَٰلِدِينَ فِيهَاۖ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٗاۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Hakıykat, iman edib de guzel guzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (yok mu?) Naıym cennetleri — kendileri iclerinde ebedi kalıcı olmak uzere — onlarındır. Bu, Allahın gercek va´didir. O, yegane gaalib, yegane hukum ve hikmet saahibidir
Surah Luqman, Verse 9
خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ بِغَيۡرِ عَمَدٖ تَرَوۡنَهَاۖ وَأَلۡقَىٰ فِي ٱلۡأَرۡضِ رَوَٰسِيَ أَن تَمِيدَ بِكُمۡ وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٖۚ وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوۡجٖ كَرِيمٍ
O, (su) gorub durdugunuz gokleri direksiz yaratdı. Yere, sizi sarsar diye, agır baskılar koydu. Orada (yerde) her bir canlıdan (nice cesidler) yaydı. Biz gokden de su indirdik de (yerde) her sınıf (dan) guzel nebatlar yetisdirdik
Surah Luqman, Verse 10
هَٰذَا خَلۡقُ ٱللَّهِ فَأَرُونِي مَاذَا خَلَقَ ٱلَّذِينَ مِن دُونِهِۦۚ بَلِ ٱلظَّـٰلِمُونَ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
Iste bu (nlar) Allahın yaratıgıdır. Ondan baskasının ne yaratdıgını haydi gosterin bana! Hayır, o zaalimler apacık bir sapıklık icindedirler
Surah Luqman, Verse 11
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا لُقۡمَٰنَ ٱلۡحِكۡمَةَ أَنِ ٱشۡكُرۡ لِلَّهِۚ وَمَن يَشۡكُرۡ فَإِنَّمَا يَشۡكُرُ لِنَفۡسِهِۦۖ وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَنِيٌّ حَمِيدٞ
Andolsun ki biz Lukman´a, Allaha sukret diye (rek), hikmet verdik. Kim sukrederse ancak kendi faidesi icin sukreder. Kim de nankorluk ederse hic suphe yok ki Allah ganidir (mustagnidir), her hamde o layıkdır
Surah Luqman, Verse 12
وَإِذۡ قَالَ لُقۡمَٰنُ لِٱبۡنِهِۦ وَهُوَ يَعِظُهُۥ يَٰبُنَيَّ لَا تُشۡرِكۡ بِٱللَّهِۖ إِنَّ ٱلشِّرۡكَ لَظُلۡمٌ عَظِيمٞ
Hani Lukman, ogluna — o ona ogud verirken — (soyle) demisdi: «Ogulcagızım, Allaha ortak kosma. Cunku sirk elbette buyuk bir zulumdur»
Surah Luqman, Verse 13
وَوَصَّيۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ بِوَٰلِدَيۡهِ حَمَلَتۡهُ أُمُّهُۥ وَهۡنًا عَلَىٰ وَهۡنٖ وَفِصَٰلُهُۥ فِي عَامَيۡنِ أَنِ ٱشۡكُرۡ لِي وَلِوَٰلِدَيۡكَ إِلَيَّ ٱلۡمَصِيرُ
Biz insana ana ve babasını tavsiye etdik. Onun anası kendisini za´f ustune za´f ile tasımısdır. Sutden ayrılması da iki yıl (surmusdur). «Bana ve ana ve babana sukret. Donusun ancak banadır» (dedik)
Surah Luqman, Verse 14
وَإِن جَٰهَدَاكَ عَلَىٰٓ أَن تُشۡرِكَ بِي مَا لَيۡسَ لَكَ بِهِۦ عِلۡمٞ فَلَا تُطِعۡهُمَاۖ وَصَاحِبۡهُمَا فِي ٱلدُّنۡيَا مَعۡرُوفٗاۖ وَٱتَّبِعۡ سَبِيلَ مَنۡ أَنَابَ إِلَيَّۚ ثُمَّ إِلَيَّ مَرۡجِعُكُمۡ فَأُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Eger onlar sence ilimde (yeri) olmadık her hangi bir sey´i bana es tutman uzerinde seni zorlarlarsa kendilerine itaat etme. Onlarla dunyada iyi gecin. Bana donenlerin yoluna uy. Nihayet donusunuz ancak banadır. (O vakit) ben de size ne yapıyordunuz, haber veririm
Surah Luqman, Verse 15
يَٰبُنَيَّ إِنَّهَآ إِن تَكُ مِثۡقَالَ حَبَّةٖ مِّنۡ خَرۡدَلٖ فَتَكُن فِي صَخۡرَةٍ أَوۡ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ أَوۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ يَأۡتِ بِهَا ٱللَّهُۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَطِيفٌ خَبِيرٞ
«Ogulcagızım, hakıykat (yapdıgın iyilik veya kotuluk) bir hardal tanesi kadar olsa dahi, bir kaya icinde, ya goklerde, yahud yerin icinde (gizlenmis) olsa bile Allah onu getirir, (meydana cıkarır ve hesabını gorur). Cunku Allah latıyfdir, hakkıyle haberdardır»
Surah Luqman, Verse 16
يَٰبُنَيَّ أَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ وَأۡمُرۡ بِٱلۡمَعۡرُوفِ وَٱنۡهَ عَنِ ٱلۡمُنكَرِ وَٱصۡبِرۡ عَلَىٰ مَآ أَصَابَكَۖ إِنَّ ذَٰلِكَ مِنۡ عَزۡمِ ٱلۡأُمُورِ
«Ogulcagızım, namazı dosdogru kıl. Iyiligi emret. Kotulukten vaz gecirmiye calıs. Sana (bu emir ve nehiy sebebiyle) isaabet eden seylere katlan. Cunku bunlar kat´i suretde farzedilen umurdandır»
Surah Luqman, Verse 17
وَلَا تُصَعِّرۡ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمۡشِ فِي ٱلۡأَرۡضِ مَرَحًاۖ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخۡتَالٖ فَخُورٖ
«Insanlardan (kibirlenib) yuzunu cevirme. Yer (yuzun) de sımarık yurume. Zira Allah her kibir taslayanı, kendini begenib oguneni sevmez»
Surah Luqman, Verse 18
وَٱقۡصِدۡ فِي مَشۡيِكَ وَٱغۡضُضۡ مِن صَوۡتِكَۚ إِنَّ أَنكَرَ ٱلۡأَصۡوَٰتِ لَصَوۡتُ ٱلۡحَمِيرِ
«Yuruyusunde mu´tedil ol. Sesini alcalt. Seslerin en cirkini, hakıykat, eseklerin anırısıdır»
Surah Luqman, Verse 19
أَلَمۡ تَرَوۡاْ أَنَّ ٱللَّهَ سَخَّرَ لَكُم مَّا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَأَسۡبَغَ عَلَيۡكُمۡ نِعَمَهُۥ ظَٰهِرَةٗ وَبَاطِنَةٗۗ وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يُجَٰدِلُ فِي ٱللَّهِ بِغَيۡرِ عِلۡمٖ وَلَا هُدٗى وَلَا كِتَٰبٖ مُّنِيرٖ
Goklerde ne var, yerde ne varsa hepsini Allahın, muhakkak sizin icin musahhar kıldıgını, acık ve gizli bir cok ni´metlerini sizin uzerinizde bol bol tamamladıgını gormediniz mi? Insanlar icinde — hicbir ilmi, hicbir rehberi ve tenvir edici hicbir kitabı yokken — haala Allah hakkında mucadele eden kimseler vardır
Surah Luqman, Verse 20
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱتَّبِعُواْ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُواْ بَلۡ نَتَّبِعُ مَا وَجَدۡنَا عَلَيۡهِ ءَابَآءَنَآۚ أَوَلَوۡ كَانَ ٱلشَّيۡطَٰنُ يَدۡعُوهُمۡ إِلَىٰ عَذَابِ ٱلسَّعِيرِ
Onlara: «Allahın indirdigine tabi´ olun» denildigi zaman «Hayır, dediler, biz atalarımızı uzerinde buldugumuz seylere uyarız». Ya seytan onları yalınlı (cehennem) azab (ın) a cagırıyor idiyse
Surah Luqman, Verse 21
۞وَمَن يُسۡلِمۡ وَجۡهَهُۥٓ إِلَى ٱللَّهِ وَهُوَ مُحۡسِنٞ فَقَدِ ٱسۡتَمۡسَكَ بِٱلۡعُرۡوَةِ ٱلۡوُثۡقَىٰۗ وَإِلَى ٱللَّهِ عَٰقِبَةُ ٱلۡأُمُورِ
Kim nefsini (bilkulliyye) Allaha, Onu gorur gibi, teslim ederse muhakkak ki o, en saglam kulpa yapısmıs olur. (Butun) islerin sonu ancak Allaha (dayanır)
Surah Luqman, Verse 22
وَمَن كَفَرَ فَلَا يَحۡزُنكَ كُفۡرُهُۥٓۚ إِلَيۡنَا مَرۡجِعُهُمۡ فَنُنَبِّئُهُم بِمَا عَمِلُوٓاْۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ
Kim kufrederse (Habibim) onun kufru sana huzun vermesin. Onların donusu ancak bizedir. Biz de (o zaman) onların neler yapdıklarını haber veririz. Subhe yok ki Allah sinelerde gizli olan seyleri bile hakkıyle bilendir
Surah Luqman, Verse 23
نُمَتِّعُهُمۡ قَلِيلٗا ثُمَّ نَضۡطَرُّهُمۡ إِلَىٰ عَذَابٍ غَلِيظٖ
Biz onları (dunyada) biraz gecindirib sonra kendilerini agır bir azaba (katlanmıya) mecbur edecegiz
Surah Luqman, Verse 24
وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّنۡ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ لَيَقُولُنَّ ٱللَّهُۚ قُلِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Andolsun ki onlara gokleri ve yeri kimin yaratdıgını sorarsan muhakkak: «Allah» derler. Sen de «Elhamdulillah (= Hamd olsun Allaha)» de. Hayır, onların cogu bilmezler
Surah Luqman, Verse 25
لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلۡغَنِيُّ ٱلۡحَمِيدُ
Goklerde ve yerde ne varsa Allahındır. Subhe yok ki Allah, O, ganidir (mustagnidir), her hamde layıkdır
Surah Luqman, Verse 26
وَلَوۡ أَنَّمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ مِن شَجَرَةٍ أَقۡلَٰمٞ وَٱلۡبَحۡرُ يَمُدُّهُۥ مِنۢ بَعۡدِهِۦ سَبۡعَةُ أَبۡحُرٖ مَّا نَفِدَتۡ كَلِمَٰتُ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٞ
Eger yer (yuzun) deki (herbir) agac kalemler olsa, deniz de, arkasından yedi deniz daha kendisinden yardım ederek (murekkeb) olsa yine Allahın kelimeleri tukenmez. Subhesiz ki Allah yegane gaalibdir, tam bir hukum ve hikmet saahibidir
Surah Luqman, Verse 27
مَّا خَلۡقُكُمۡ وَلَا بَعۡثُكُمۡ إِلَّا كَنَفۡسٖ وَٰحِدَةٍۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَمِيعُۢ بَصِيرٌ
Sizin (topunuzun) yaratılmanız da, tekrar diriltilmeniz de bir tek kisi (yi yaratmak ve diriltmek) gibidir. Hakıykat Allah hersey´i isiden, kemaliyle gorendir
Surah Luqman, Verse 28
أَلَمۡ تَرَ أَنَّ ٱللَّهَ يُولِجُ ٱلَّيۡلَ فِي ٱلنَّهَارِ وَيُولِجُ ٱلنَّهَارَ فِي ٱلَّيۡلِ وَسَخَّرَ ٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَۖ كُلّٞ يَجۡرِيٓ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗى وَأَنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٞ
Gormedin mi, Allah geceyi gunduzun icine, gunduzu de gecenin icine sokuyor. Gunesi, ayı (size) musahhar kılmısdır. Her biri muayyen bir vakta kadar akıb gidecek (vazifesinde devam edecek) dir. Hakıykat, Allah ne yaparsanız hakkıyle haberdardır
Surah Luqman, Verse 29
ذَٰلِكَ بِأَنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلۡحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدۡعُونَ مِن دُونِهِ ٱلۡبَٰطِلُ وَأَنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلۡعَلِيُّ ٱلۡكَبِيرُ
Bu, sundandır: Cunku Allah hakkın ta kendisidir, Ondan baska tapdıklarınız ise hic subhesiz baatıldır. Hakıykat, Allah, O, cok yuce, cok buyukdur
Surah Luqman, Verse 30
أَلَمۡ تَرَ أَنَّ ٱلۡفُلۡكَ تَجۡرِي فِي ٱلۡبَحۡرِ بِنِعۡمَتِ ٱللَّهِ لِيُرِيَكُم مِّنۡ ءَايَٰتِهِۦٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّكُلِّ صَبَّارٖ شَكُورٖ
(Kudret) delillerinden bir kısmını size gostermek icin, Allahın ni´metiyle, denizde gemilerin akıb gitmekde oldugunu gormedin mi? Subhe yok ki bunda cok sabreden, cok sukreden (ler) icin ibretler vardır
Surah Luqman, Verse 31
وَإِذَا غَشِيَهُم مَّوۡجٞ كَٱلظُّلَلِ دَعَوُاْ ٱللَّهَ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ فَلَمَّا نَجَّىٰهُمۡ إِلَى ٱلۡبَرِّ فَمِنۡهُم مُّقۡتَصِدٞۚ وَمَا يَجۡحَدُ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَّا كُلُّ خَتَّارٖ كَفُورٖ
Onları altında golgeler yapan (daglar) gibi dalga sardıgı vakit din (i) yalınız Kendisine (Ya´ni Allaha) tahsıys etmek suretiyle (ve haalis ve) muhlis (insan) lar olarak Allahı cagırırlar. Sonra (Allah) onları selametle karaya cıkardıgı zaman iclerinden bir kısmı orta yolu tutar. Ayetlerimizi gaddar, nankor olan (lar) ın her birinden baskası bilerek inkar etmez
Surah Luqman, Verse 32
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ ٱتَّقُواْ رَبَّكُمۡ وَٱخۡشَوۡاْ يَوۡمٗا لَّا يَجۡزِي وَالِدٌ عَن وَلَدِهِۦ وَلَا مَوۡلُودٌ هُوَ جَازٍ عَن وَالِدِهِۦ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞۖ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُم بِٱللَّهِ ٱلۡغَرُورُ
Ey insanlar, Rabbinizden korkun. Ne babanın evladına, ne de bizzat evladın babasına, hicbir seyle faide veremeyecegi gunden korkun. Subhe yok ki Allahın va´di hakdır. O halde zinhar sizi dunya hayatı aldatmasın, o cok aldatıcı (seytan) zinhar sizi Allah (ın hilmine, imhalin) e guvendirmesin
Surah Luqman, Verse 33
إِنَّ ٱللَّهَ عِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلسَّاعَةِ وَيُنَزِّلُ ٱلۡغَيۡثَ وَيَعۡلَمُ مَا فِي ٱلۡأَرۡحَامِۖ وَمَا تَدۡرِي نَفۡسٞ مَّاذَا تَكۡسِبُ غَدٗاۖ وَمَا تَدۡرِي نَفۡسُۢ بِأَيِّ أَرۡضٖ تَمُوتُۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرُۢ
O saatin (kıyametin) ilmi subhesiz ki Allahın nezdindedir. Yagmuru (mukadder olan vakıtda ve mahalde) O indirir. Rahimlerde olanı O bilir. Hicbir kimse yarın ne kazanacagını bilmez. Hicbir kimse hangi yerde olecegini bilmez. Subhesiz Allah (her sey´i) bilendir. Her seyden haberdardır
Surah Luqman, Verse 34