Surah As-Saaffat - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
وَٱلصَّـٰٓفَّـٰتِ صَفّٗا
Saflar baglayıb duranlara, sevk (-u idare) ve (men´-u) zecredenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki
Surah As-Saaffat, Verse 1
فَٱلزَّـٰجِرَٰتِ زَجۡرٗا
Saflar baglayıb duranlara, sevk (-u idare) ve (men´-u) zecredenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki
Surah As-Saaffat, Verse 2
فَٱلتَّـٰلِيَٰتِ ذِكۡرًا
Saflar baglayıb duranlara, sevk (-u idare) ve (men´-u) zecredenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki
Surah As-Saaffat, Verse 3
إِنَّ إِلَٰهَكُمۡ لَوَٰحِدٞ
Gercek, sizin Tanrınız hakikaten birdir
Surah As-Saaffat, Verse 4
رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا وَرَبُّ ٱلۡمَشَٰرِقِ
goklerin ve yerin ve bunlar arasında ne varsa hepsinin Rabbidir. Doguların da Rabbidir O
Surah As-Saaffat, Verse 5
إِنَّا زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنۡيَا بِزِينَةٍ ٱلۡكَوَاكِبِ
Hakikat biz (size) en yakın gogu bir zinetle, yıldızlarla (donatıp) susledik
Surah As-Saaffat, Verse 6
وَحِفۡظٗا مِّن كُلِّ شَيۡطَٰنٖ مَّارِدٖ
(Onu itaatden cıkan) her mutemerrid seytandan koruduk
Surah As-Saaffat, Verse 7
لَّا يَسَّمَّعُونَ إِلَى ٱلۡمَلَإِ ٱلۡأَعۡلَىٰ وَيُقۡذَفُونَ مِن كُلِّ جَانِبٖ
Ki onlar «Mele´-i a´la» ya kulak verib dinleyemezler, her yandan kogularak atılırlar. Onlar icin (ahiretde de) ardı arası kesilmez bir azab vardır
Surah As-Saaffat, Verse 8
دُحُورٗاۖ وَلَهُمۡ عَذَابٞ وَاصِبٌ
Ki onlar «Mele´-i a´la» ya kulak verib dinleyemezler, her yandan kogularak atılırlar. Onlar icin (ahiretde de) ardı arası kesilmez bir azab vardır
Surah As-Saaffat, Verse 9
إِلَّا مَنۡ خَطِفَ ٱلۡخَطۡفَةَ فَأَتۡبَعَهُۥ شِهَابٞ ثَاقِبٞ
Meger ki (iclerinden) bir calıb carpan (ı) olsun. Fakat onu da delib gecen bir alev ta´kıyb etmisdir
Surah As-Saaffat, Verse 10
فَٱسۡتَفۡتِهِمۡ أَهُمۡ أَشَدُّ خَلۡقًا أَم مَّنۡ خَلَقۡنَآۚ إِنَّا خَلَقۡنَٰهُم مِّن طِينٖ لَّازِبِۭ
Simdi onlardan haber iste: Yaratılısda kendileri mi daha kuvvetli, yoksa bizim yaratdıklarımız mı? Hakıykat biz onları bir cıvık camurdan yaratdık
Surah As-Saaffat, Verse 11
بَلۡ عَجِبۡتَ وَيَسۡخَرُونَ
Belki sen (Habibim) teaccub etdin. Onlar da (bu teaccubunden dolayı) eglenirler
Surah As-Saaffat, Verse 12
وَإِذَا ذُكِّرُواْ لَا يَذۡكُرُونَ
Kendilerine (Kur´an ile) va´z edilince dusunub de ogut kabul etmezler
Surah As-Saaffat, Verse 13
وَإِذَا رَأَوۡاْ ءَايَةٗ يَسۡتَسۡخِرُونَ
Bir mu´cize gordukleri vakit (onu) eglenceye tutarlar
Surah As-Saaffat, Verse 14
وَقَالُوٓاْ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ مُّبِينٌ
(Nitekim) «Bu, dediler, apacık bir sihirden baskası degildir»
Surah As-Saaffat, Verse 15
أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ
«Biz olub de bir toprak ve bir yıgın kemik oldugumuz vakit mı, saahiden biz mi mutlakaa diriltilmis olacagız»
Surah As-Saaffat, Verse 16
أَوَءَابَآؤُنَا ٱلۡأَوَّلُونَ
«Evvelki atalarımız da mı?»
Surah As-Saaffat, Verse 17
قُلۡ نَعَمۡ وَأَنتُمۡ دَٰخِرُونَ
Sen de ki: «Evet (diriltileceksiniz). Hem siz (hepiniz) hor ve hakıyr olarak»
Surah As-Saaffat, Verse 18
فَإِنَّمَا هِيَ زَجۡرَةٞ وَٰحِدَةٞ فَإِذَا هُمۡ يَنظُرُونَ
Iste o, ancak birtek sayhadan ibaretdir ki onların birden bire gozleri acılıverecekdir
Surah As-Saaffat, Verse 19
وَقَالُواْ يَٰوَيۡلَنَا هَٰذَا يَوۡمُ ٱلدِّينِ
«Eyvah bize, derler, bu, ceza ve hesab gunudur»
Surah As-Saaffat, Verse 20
هَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِ ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
(Evet), bu, sizin tekzib eder oldugunuz ayırdetme gunudur
Surah As-Saaffat, Verse 21
۞ٱحۡشُرُواْ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ وَأَزۡوَٰجَهُمۡ وَمَا كَانُواْ يَعۡبُدُونَ
(Meleklere:) «O zulmedenleri, onlara es olanları, Allahı bırakıb tapmakda ısraar etdikleri seyleri bir araya toplayın da cehennem yoluna goturun» (dediler)
Surah As-Saaffat, Verse 22
مِن دُونِ ٱللَّهِ فَٱهۡدُوهُمۡ إِلَىٰ صِرَٰطِ ٱلۡجَحِيمِ
(Meleklere:) «O zulmedenleri, onlara es olanları, Allahı bırakıb tapmakda ısraar etdikleri seyleri bir araya toplayın da cehennem yoluna goturun» (dediler)
Surah As-Saaffat, Verse 23
وَقِفُوهُمۡۖ إِنَّهُم مَّسۡـُٔولُونَ
«Onları habsedin. Cunku onlar mes´uldurler»
Surah As-Saaffat, Verse 24
مَا لَكُمۡ لَا تَنَاصَرُونَ
«Size ne oldu? Birbirinize yardım etmiyorsunuz ya»
Surah As-Saaffat, Verse 25
بَلۡ هُمُ ٱلۡيَوۡمَ مُسۡتَسۡلِمُونَ
Hayır, bugun onlar (zilletle) boyun egmislerdir
Surah As-Saaffat, Verse 26
وَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَسَآءَلُونَ
Onlardan kimi kimine yonelib birbirini mes´ul tutmıya kalkısırlar
Surah As-Saaffat, Verse 27
قَالُوٓاْ إِنَّكُمۡ كُنتُمۡ تَأۡتُونَنَا عَنِ ٱلۡيَمِينِ
«Hakıykat siz, derler, biz sagdan (suret-i hakdan) gelirdiniz»
Surah As-Saaffat, Verse 28
قَالُواْ بَل لَّمۡ تَكُونُواْ مُؤۡمِنِينَ
(Metbu´ları da:) «Hayır, siz (esasen) iman ediciler degildiniz», derler
Surah As-Saaffat, Verse 29
وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيۡكُم مِّن سُلۡطَٰنِۭۖ بَلۡ كُنتُمۡ قَوۡمٗا طَٰغِينَ
«Ve bizim size karsı bir haakimiyyetimiz de yokdu. Bil´akis siz (de bizim gibi) azgınlar guruhu idiniz»
Surah As-Saaffat, Verse 30
فَحَقَّ عَلَيۡنَا قَوۡلُ رَبِّنَآۖ إِنَّا لَذَآئِقُونَ
«Onun icin Rabbimizin sozu (azabı) ustumuze hak olmusdur. Subhesiz (azabımızı) tadıcılarız (tadacagız)
Surah As-Saaffat, Verse 31
فَأَغۡوَيۡنَٰكُمۡ إِنَّا كُنَّا غَٰوِينَ
«Cunku biz de sizi (busbutun) basdan cıkardık. Zira biz de azgın kimselerdik»
Surah As-Saaffat, Verse 32
فَإِنَّهُمۡ يَوۡمَئِذٖ فِي ٱلۡعَذَابِ مُشۡتَرِكُونَ
Artık subhe yok ki bunlar o gun azabda ortakdırlar
Surah As-Saaffat, Verse 33
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَفۡعَلُ بِٱلۡمُجۡرِمِينَ
Biz (diger) gunahkarlara (da) muhakkak boyle yapacagız
Surah As-Saaffat, Verse 34
إِنَّهُمۡ كَانُوٓاْ إِذَا قِيلَ لَهُمۡ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّهُ يَسۡتَكۡبِرُونَ
Cunku onlar «Allahdan baska hicbir Tanrı yok» denildigi vakit buyukluk taslarlardı
Surah As-Saaffat, Verse 35
وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوٓاْ ءَالِهَتِنَا لِشَاعِرٖ مَّجۡنُونِۭ
«Biz mecnun bir sair icin ma´budlarımızdan vaz mı gececekmisiz?» derler (di)
Surah As-Saaffat, Verse 36
بَلۡ جَآءَ بِٱلۡحَقِّ وَصَدَّقَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Hayır, o, hak (ve hakıykat) ı getirmis, butun peygamberleri de tasdıyk etmisdir
Surah As-Saaffat, Verse 37
إِنَّكُمۡ لَذَآئِقُواْ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡأَلِيمِ
Elbette siz o acıklı azabı tadıcısınız
Surah As-Saaffat, Verse 38
وَمَا تُجۡزَوۡنَ إِلَّا مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Yapmakda idiginiz seylerden baskasiyle de cezalandırılmayacaksınız
Surah As-Saaffat, Verse 39
إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Allahın ihlasa (ve samimiyyete) erdirilmis kulları mustesna
Surah As-Saaffat, Verse 40
أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ رِزۡقٞ مَّعۡلُومٞ
Onlar boyle. Onlar icin (haassaları) ma´lum bir rızık vardır
Surah As-Saaffat, Verse 41
فَوَٰكِهُ وَهُم مُّكۡرَمُونَ
Turlu meyveler. Onlar (izzet ve) ikram edilmis kimselerdir
Surah As-Saaffat, Verse 42
فِي جَنَّـٰتِ ٱلنَّعِيمِ
Naıym cennetlerinde
Surah As-Saaffat, Verse 43
عَلَىٰ سُرُرٖ مُّتَقَٰبِلِينَ
Birbiriyle karsılıklı tahtlar uzerinde
Surah As-Saaffat, Verse 44
يُطَافُ عَلَيۡهِم بِكَأۡسٖ مِّن مَّعِينِۭ
Onların her biri (serab-ı) maıynden turlu kadehlerle tavaf (ve ziyaret edilir (ler)
Surah As-Saaffat, Verse 45
بَيۡضَآءَ لَذَّةٖ لِّلشَّـٰرِبِينَ
Bembeyaz. Icenlere bir lezzet
Surah As-Saaffat, Verse 46
لَا فِيهَا غَوۡلٞ وَلَا هُمۡ عَنۡهَا يُنزَفُونَ
Orada bir humar (bas agrısı) da yok, onların bundan bihus olacakları da yok
Surah As-Saaffat, Verse 47
وَعِندَهُمۡ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرۡفِ عِينٞ
Yanlarında da nazarlarını yalınız zevclerine atfetmis iri (sahin) gozlu kadınlar vardır
Surah As-Saaffat, Verse 48
كَأَنَّهُنَّ بَيۡضٞ مَّكۡنُونٞ
ki bunlar (kus tuyleriyle) ortulub saklanmıs yumurtalar gibidir
Surah As-Saaffat, Verse 49
فَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَسَآءَلُونَ
(Ehl-i cennetden) kimi kimine donub sorarlar
Surah As-Saaffat, Verse 50
قَالَ قَآئِلٞ مِّنۡهُمۡ إِنِّي كَانَ لِي قَرِينٞ
Iclerinden bir sozcu der ki : «Hakıykat, benim (dunyada) bir arkadasım vardı
Surah As-Saaffat, Verse 51
يَقُولُ أَءِنَّكَ لَمِنَ ٱلۡمُصَدِّقِينَ
(Bana:) «Gercek sen de (tekrar dirilmiye) kat´i inananlardan mısın?» derdi
Surah As-Saaffat, Verse 52
أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَدِينُونَ
«Biz oldugumuz ve bir toprak, bir yıgın kemik oldugumuz zaman mı, hakikaten biz mi cezalanmıs olacagız»
Surah As-Saaffat, Verse 53
قَالَ هَلۡ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ
(O sozu soyleyen zat, ihvanına) der ki: «Siz (onun ic yuzune) vaakıf olucular mısınız?»
Surah As-Saaffat, Verse 54
فَٱطَّلَعَ فَرَءَاهُ فِي سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ
Derken o (bizzat) bakıb bunu o cılgın atesin ta ortasında gordu
Surah As-Saaffat, Verse 55
قَالَ تَٱللَّهِ إِن كِدتَّ لَتُرۡدِينِ
(Ve ona) dedi ki: «Allaha yemin ederim, sen az kaldı beni de muhakkak helak edecekdin»
Surah As-Saaffat, Verse 56
وَلَوۡلَا نِعۡمَةُ رَبِّي لَكُنتُ مِنَ ٱلۡمُحۡضَرِينَ
«Eger Rabbimin ni´meti olmasaydı ben de (seninle beraber cehennemde) haazır bulundurulanlardan olacakdım»
Surah As-Saaffat, Verse 57
أَفَمَا نَحۡنُ بِمَيِّتِينَ
«(Bak), biz ilk olumumuzden baska bir daha olmeyecek, biz azaba da ugratılmayacak degil miymisiz?»
Surah As-Saaffat, Verse 58
إِلَّا مَوۡتَتَنَا ٱلۡأُولَىٰ وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ
«(Bak), biz ilk olumumuzden baska bir daha olmeyecek, biz azaba da ugratılmayacak degil miymisiz?»
Surah As-Saaffat, Verse 59
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
Muhakkak ki bu, buyuk kurtulusun ta kendisidir
Surah As-Saaffat, Verse 60
لِمِثۡلِ هَٰذَا فَلۡيَعۡمَلِ ٱلۡعَٰمِلُونَ
Artık calısanlar da bunun gibi (bir murad icin) calısmalıdır
Surah As-Saaffat, Verse 61
أَذَٰلِكَ خَيۡرٞ نُّزُلًا أَمۡ شَجَرَةُ ٱلزَّقُّومِ
Boyle (bir ni´mete) konmak mı hayırlı, yoksa zakkum agacı mı
Surah As-Saaffat, Verse 62
إِنَّا جَعَلۡنَٰهَا فِتۡنَةٗ لِّلظَّـٰلِمِينَ
Hakıykat, biz onu zaalimler (kafirler) icin bir fitne (imtihan) yapdık
Surah As-Saaffat, Verse 63
إِنَّهَا شَجَرَةٞ تَخۡرُجُ فِيٓ أَصۡلِ ٱلۡجَحِيمِ
Subhesiz ki o, cılgın atesin dibinde (bitib) cıkacakdır
Surah As-Saaffat, Verse 64
طَلۡعُهَا كَأَنَّهُۥ رُءُوسُ ٱلشَّيَٰطِينِ
Ki tomurcukları seytanların basları gibidir
Surah As-Saaffat, Verse 65
فَإِنَّهُمۡ لَأٓكِلُونَ مِنۡهَا فَمَالِـُٔونَ مِنۡهَا ٱلۡبُطُونَ
Iste hakıykat onlar bundan yiyecekler, bu suretle karınlarını bundan dolduracaklar
Surah As-Saaffat, Verse 66
ثُمَّ إِنَّ لَهُمۡ عَلَيۡهَا لَشَوۡبٗا مِّنۡ حَمِيمٖ
Sonra uzerine de onlar icin cok sıcak bir su ile karısdırılmıs (sarab) vardır
Surah As-Saaffat, Verse 67
ثُمَّ إِنَّ مَرۡجِعَهُمۡ لَإِلَى ٱلۡجَحِيمِ
Sonra donub gidecekleri yer, subhesiz yine cehennemdir
Surah As-Saaffat, Verse 68
إِنَّهُمۡ أَلۡفَوۡاْ ءَابَآءَهُمۡ ضَآلِّينَ
Cunku onlar atalarını sapkın kimseler bulmuslardı da
Surah As-Saaffat, Verse 69
فَهُمۡ عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِمۡ يُهۡرَعُونَ
Kendileri de onların izleri uzerinde (birbirini itib) kosduruluyorlardı
Surah As-Saaffat, Verse 70
وَلَقَدۡ ضَلَّ قَبۡلَهُمۡ أَكۡثَرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Andolsun ki onlardan evvel gecenlerin cogu da sapmısdı
Surah As-Saaffat, Verse 71
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا فِيهِم مُّنذِرِينَ
Yemin ederim ki biz iclerinde (kotu hareketlerinin encamından) korkutucu (peygamberler) de gondermisizdir
Surah As-Saaffat, Verse 72
فَٱنظُرۡ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُنذَرِينَ
Bak, o korkutulanların akıbeti nice oldu
Surah As-Saaffat, Verse 73
إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Allahın ihlasa erdirilmis (samirni) kulları mustesna
Surah As-Saaffat, Verse 74
وَلَقَدۡ نَادَىٰنَا نُوحٞ فَلَنِعۡمَ ٱلۡمُجِيبُونَ
Andolsun ki Nuuh bize niyaz etmisdi de ne guzel icabet (ve kabul) eylemisdik
Surah As-Saaffat, Verse 75
وَنَجَّيۡنَٰهُ وَأَهۡلَهُۥ مِنَ ٱلۡكَرۡبِ ٱلۡعَظِيمِ
Biz hem onu, hem ehlini o buyuk sıkıntıdan kurtardık
Surah As-Saaffat, Verse 76
وَجَعَلۡنَا ذُرِّيَّتَهُۥ هُمُ ٱلۡبَاقِينَ
Zurriyyetini (yer yuzunde) devamlı kalanların ta kendileri kıldık
Surah As-Saaffat, Verse 77
وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ
Sonra gelen (peygamberler ve ummet) ler arasında da ona (iyi bir nam) bırakdık
Surah As-Saaffat, Verse 78
سَلَٰمٌ عَلَىٰ نُوحٖ فِي ٱلۡعَٰلَمِينَ
(Butun) alemler icinde (bizden) Nuuha selam
Surah As-Saaffat, Verse 79
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Subhesiz biz iyi hareket edenleri boyle mukafatlandırırız
Surah As-Saaffat, Verse 80
إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Hakıykat o, bizim mu´min kullarımızdandı
Surah As-Saaffat, Verse 81
ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ
Nihayet otekilerini (suda) bogduk
Surah As-Saaffat, Verse 82
۞وَإِنَّ مِن شِيعَتِهِۦ لَإِبۡرَٰهِيمَ
Subhesiz Ibrahim de onun fırkasındandı
Surah As-Saaffat, Verse 83
إِذۡ جَآءَ رَبَّهُۥ بِقَلۡبٖ سَلِيمٍ
Cunku o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmisdi
Surah As-Saaffat, Verse 84
إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَاذَا تَعۡبُدُونَ
O zaman babasına ve kavmine demisdi ki: «Siz nelere tapıyorsunuz»
Surah As-Saaffat, Verse 85
أَئِفۡكًا ءَالِهَةٗ دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ
«Yalancılık etmek icin mi Allahı bırakıb duzme Tanrılar diliyorsunuz»
Surah As-Saaffat, Verse 86
فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
«Alemlerin Rabbine zannınız nedir (boyle)»
Surah As-Saaffat, Verse 87
فَنَظَرَ نَظۡرَةٗ فِي ٱلنُّجُومِ
Derken yıldızlara bir nazar atfetdi de
Surah As-Saaffat, Verse 88
فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٞ
«Ben hakıykat hastayım» dedi
Surah As-Saaffat, Verse 89
فَتَوَلَّوۡاْ عَنۡهُ مُدۡبِرِينَ
O vakit ona arkalarını donub uzaklasdılar
Surah As-Saaffat, Verse 90
فَرَاغَ إِلَىٰٓ ءَالِهَتِهِمۡ فَقَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ
Bunun uzerine o da kurnazca onların duzme Tanrılarına varıb dedi ki: «Hani yemek yemiyorsunuz»
Surah As-Saaffat, Verse 91
مَا لَكُمۡ لَا تَنطِقُونَ
«Ne oluyor size konusmuyorsunuz»
Surah As-Saaffat, Verse 92
فَرَاغَ عَلَيۡهِمۡ ضَرۡبَۢا بِٱلۡيَمِينِ
Nihayet gizlice onları sag eliyle bir vur (ub kır) dı
Surah As-Saaffat, Verse 93
فَأَقۡبَلُوٓاْ إِلَيۡهِ يَزِفُّونَ
Derken (kavmi) kosarak onun onune cıkdı (lar)
Surah As-Saaffat, Verse 94
قَالَ أَتَعۡبُدُونَ مَا تَنۡحِتُونَ
(Ibrahim) dedi ki: «Kendi (elinizle) yontmakda oldugunuz seylere mi tapıyorsunuz»
Surah As-Saaffat, Verse 95
وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ وَمَا تَعۡمَلُونَ
«Halbuki siz de, (elinizle) yapageldiginiz seyleri de Allah yaratmısdır»
Surah As-Saaffat, Verse 96
قَالُواْ ٱبۡنُواْ لَهُۥ بُنۡيَٰنٗا فَأَلۡقُوهُ فِي ٱلۡجَحِيمِ
Dediler: «Onun icin bir bina yapın da alevli atese atın onu»
Surah As-Saaffat, Verse 97
فَأَرَادُواْ بِهِۦ كَيۡدٗا فَجَعَلۡنَٰهُمُ ٱلۡأَسۡفَلِينَ
Bunun uzerine ona bir tuzak kurmak arzu etdiler. Biz ise (Bil´akis) kendilerini (zeliller ve) sefiller etdik
Surah As-Saaffat, Verse 98
وَقَالَ إِنِّي ذَاهِبٌ إِلَىٰ رَبِّي سَيَهۡدِينِ
(Ibrahim): «Ben, dedi, dogrusu Rabbime gidiciyim. O, bana yol gosterir»
Surah As-Saaffat, Verse 99
رَبِّ هَبۡ لِي مِنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
«Ey Rabbim, bana saalihlerden (bir ogul) ihsanet» (diye dua etdi)
Surah As-Saaffat, Verse 100
فَبَشَّرۡنَٰهُ بِغُلَٰمٍ حَلِيمٖ
Biz de ona cok uysal bir ogul mujdesini verdik
Surah As-Saaffat, Verse 101
فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ ٱلسَّعۡيَ قَالَ يَٰبُنَيَّ إِنِّيٓ أَرَىٰ فِي ٱلۡمَنَامِ أَنِّيٓ أَذۡبَحُكَ فَٱنظُرۡ مَاذَا تَرَىٰۚ قَالَ يَـٰٓأَبَتِ ٱفۡعَلۡ مَا تُؤۡمَرُۖ سَتَجِدُنِيٓ إِن شَآءَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلصَّـٰبِرِينَ
Artık o (ogul Ibrahimin) yanında kosmak cagına erince (babası) «Ogulcagızım, dedi, ben seni ru´yamda bogazlıyorum goruyorum. Bak artık ne dusunursun». (Oglu) dedi: «Babacıgım, sana edilen emir ne ise yap. Insaallah beni sabredenlerden bulacaksın»
Surah As-Saaffat, Verse 102
فَلَمَّآ أَسۡلَمَا وَتَلَّهُۥ لِلۡجَبِينِ
Vaktaki bu suretle ikisi de (Allahın emrine) ram oldular, (Ibrahim) onu alnı uzere yıkdı
Surah As-Saaffat, Verse 103
وَنَٰدَيۡنَٰهُ أَن يَـٰٓإِبۡرَٰهِيمُ
Biz ona: «Ya Ibrahim, ru´yana sadakat gosterdin. Subhesiz ki biz iyi hareket edenleri boyle mukafatlandırırız» diye nida etdik
Surah As-Saaffat, Verse 104
قَدۡ صَدَّقۡتَ ٱلرُّءۡيَآۚ إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Biz ona: «Ya Ibrahim, ru´yana sadakat gosterdin. Subhesiz ki biz iyi hareket edenleri boyle mukafatlandırırız» diye nida etdik
Surah As-Saaffat, Verse 105
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلۡبَلَـٰٓؤُاْ ٱلۡمُبِينُ
Hakıykat, bu, apacık ve kat´i bir imtihandı
Surah As-Saaffat, Verse 106
وَفَدَيۡنَٰهُ بِذِبۡحٍ عَظِيمٖ
Ona buyuk bir kurbanlık fidye verdik
Surah As-Saaffat, Verse 107
وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ
Sonra gelen (peygamberler ve ummet) ler arasında ona (iyi bir nam) bırakdık
Surah As-Saaffat, Verse 108
سَلَٰمٌ عَلَىٰٓ إِبۡرَٰهِيمَ
(Bizden) selam Ibrahime
Surah As-Saaffat, Verse 109
كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Biz iyi hareket edenleri iste boyle mukafatlandırırız
Surah As-Saaffat, Verse 110
إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Hakıykat o, mu´min kullarımızdandı
Surah As-Saaffat, Verse 111
وَبَشَّرۡنَٰهُ بِإِسۡحَٰقَ نَبِيّٗا مِّنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
Ona saalihlerden bir peygamber olmak uzere de Ishakı mujdeledik
Surah As-Saaffat, Verse 112
وَبَٰرَكۡنَا عَلَيۡهِ وَعَلَىٰٓ إِسۡحَٰقَۚ وَمِن ذُرِّيَّتِهِمَا مُحۡسِنٞ وَظَالِمٞ لِّنَفۡسِهِۦ مُبِينٞ
Hem ona, hem Ishaka (feyz-u) bereketler verdik. Her ikisinin neslinden iyi hareket edeni de vardır, nefsine apacık zulm edeni de
Surah As-Saaffat, Verse 113
وَلَقَدۡ مَنَنَّا عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ
Andolsun biz Muusaya da, Haruuna da nimetler verdik
Surah As-Saaffat, Verse 114
وَنَجَّيۡنَٰهُمَا وَقَوۡمَهُمَا مِنَ ٱلۡكَرۡبِ ٱلۡعَظِيمِ
Hem onlar, hem kavmlerini o buyuk sıkıntıdan kurtardık
Surah As-Saaffat, Verse 115
وَنَصَرۡنَٰهُمۡ فَكَانُواْ هُمُ ٱلۡغَٰلِبِينَ
Kendilerine yardım etdik de galebeyi kazananlar onlar oldular
Surah As-Saaffat, Verse 116
وَءَاتَيۡنَٰهُمَا ٱلۡكِتَٰبَ ٱلۡمُسۡتَبِينَ
Onlara (her hakıykatı) apacık gosteren o kitabı verdik
Surah As-Saaffat, Verse 117
وَهَدَيۡنَٰهُمَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلۡمُسۡتَقِيمَ
Onlara dogru yolu gosterdik
Surah As-Saaffat, Verse 118
وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِمَا فِي ٱلۡأٓخِرِينَ
Sonra gelen (peygamberler ve ummet) ler arasında da onlara (iyi bir nam) bırakdık
Surah As-Saaffat, Verse 119
سَلَٰمٌ عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ
Musaya da, Haruna da (bizden) selam
Surah As-Saaffat, Verse 120
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Subhesiz ki biz iyi hareket edenleri boyle mukafatlandırırız
Surah As-Saaffat, Verse 121
إِنَّهُمَا مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Hakıykat onlar mu´min kullarımızdandı
Surah As-Saaffat, Verse 122
وَإِنَّ إِلۡيَاسَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Ilyas da, subhe yok ki, gonderilmis peygamberlerdendi
Surah As-Saaffat, Verse 123
إِذۡ قَالَ لِقَوۡمِهِۦٓ أَلَا تَتَّقُونَ
O vakit kavmine (soyle) demisdi: «Siz (Allahdan) korkmaz mısınız»
Surah As-Saaffat, Verse 124
أَتَدۡعُونَ بَعۡلٗا وَتَذَرُونَ أَحۡسَنَ ٱلۡخَٰلِقِينَ
«O en guzel Yaradanı, sizin de, evvelki atalarınızın da Rabbi olan Allahı bırakıb da «Ba´l» e mi tapıyorsunuz»
Surah As-Saaffat, Verse 125
ٱللَّهَ رَبَّكُمۡ وَرَبَّ ءَابَآئِكُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ
«O en guzel Yaradanı, sizin de, evvelki atalarınızın da Rabbi olan Allahı bırakıb da «Ba´l» e mi tapıyorsunuz»
Surah As-Saaffat, Verse 126
فَكَذَّبُوهُ فَإِنَّهُمۡ لَمُحۡضَرُونَ
Fakat bunlar onu tekzib etdiler. Subhesiz bunlar da elbette (cehenneme) ihzaaren getirilenlerdir
Surah As-Saaffat, Verse 127
إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Allahın ihlasa erdirilmis kulları (bunlardan) mustesna
Surah As-Saaffat, Verse 128
وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ
Biz ona sonra gelen (peygamberler ve ummet) ler icinde (iyi bir nam) bırakdık
Surah As-Saaffat, Verse 129
سَلَٰمٌ عَلَىٰٓ إِلۡ يَاسِينَ
(Bizden) selam Ilyasa
Surah As-Saaffat, Verse 130
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Subhe yok ki biz iyi hareket edenleri boyle mukafatlandırırız
Surah As-Saaffat, Verse 131
إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Hakıykat o, mu´min kullarımdandı
Surah As-Saaffat, Verse 132
وَإِنَّ لُوطٗا لَّمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Lut da gercek ve subhesiz gonderilmis peygamberlerdendi
Surah As-Saaffat, Verse 133
إِذۡ نَجَّيۡنَٰهُ وَأَهۡلَهُۥٓ أَجۡمَعِينَ
Hani biz hem onu, hem ehlini topdan kurtarmısdık
Surah As-Saaffat, Verse 134
إِلَّا عَجُوزٗا فِي ٱلۡغَٰبِرِينَ
(Azabda) kalanlar icinde bırakılan bir koca karı mustesna idi
Surah As-Saaffat, Verse 135
ثُمَّ دَمَّرۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ
Sonra biz digerlerini kokunden helak etdik
Surah As-Saaffat, Verse 136
وَإِنَّكُمۡ لَتَمُرُّونَ عَلَيۡهِم مُّصۡبِحِينَ
Elbet siz de sabah ve aksam onlar (ın yurdların) a ugruyorsunuz. Haala akıllanmayacak mısınız
Surah As-Saaffat, Verse 137
وَبِٱلَّيۡلِۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ
Elbet siz de sabah ve aksam onlar (ın yurdların) a ugruyorsunuz. Haala akıllanmayacak mısınız
Surah As-Saaffat, Verse 138
وَإِنَّ يُونُسَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Yunus da hic subhesiz gonderilen peygamberlerdendi
Surah As-Saaffat, Verse 139
إِذۡ أَبَقَ إِلَى ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ
Hani o, dolu bir gemiye kacmısdı
Surah As-Saaffat, Verse 140
فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ ٱلۡمُدۡحَضِينَ
Derken kur´a cekmis (ler) di de maglublardan olmusdu
Surah As-Saaffat, Verse 141
فَٱلۡتَقَمَهُ ٱلۡحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٞ
O, kınanmıs bir halde iken kendisini hemen balık yutmusdu
Surah As-Saaffat, Verse 142
فَلَوۡلَآ أَنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلۡمُسَبِّحِينَ
Eger cok tesbih edenlerden olmasaydı
Surah As-Saaffat, Verse 143
لَلَبِثَ فِي بَطۡنِهِۦٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ
Her halde (insanların) tekrar dirilecekleri gune kadar onun karnında kalıb gitmisdi
Surah As-Saaffat, Verse 144
۞فَنَبَذۡنَٰهُ بِٱلۡعَرَآءِ وَهُوَ سَقِيمٞ
Iste biz onu, kendisi de hasta olarak, acık bir yere (cıkarıb) bırakdık
Surah As-Saaffat, Verse 145
وَأَنۢبَتۡنَا عَلَيۡهِ شَجَرَةٗ مِّن يَقۡطِينٖ
Uzerine sakı olmayan cinsden (golgelik) bir nebat bitirdik
Surah As-Saaffat, Verse 146
وَأَرۡسَلۡنَٰهُ إِلَىٰ مِاْئَةِ أَلۡفٍ أَوۡ يَزِيدُونَ
Onu yuz bine peygamber gonderdik. Hatta artıyorlardı da
Surah As-Saaffat, Verse 147
فَـَٔامَنُواْ فَمَتَّعۡنَٰهُمۡ إِلَىٰ حِينٖ
Nihayet ona iman etdiler de kendilerini bir zamana kadar gecindirdik
Surah As-Saaffat, Verse 148
فَٱسۡتَفۡتِهِمۡ أَلِرَبِّكَ ٱلۡبَنَاتُ وَلَهُمُ ٱلۡبَنُونَ
Simdi sor (Habibim) onlara: Her halde kızlar Rabbinin de, ogullar onların mı
Surah As-Saaffat, Verse 149
أَمۡ خَلَقۡنَا ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ إِنَٰثٗا وَهُمۡ شَٰهِدُونَ
Yoksa biz melekleri disi yaratdık da onlar (buna) sahid midirler
Surah As-Saaffat, Verse 150
أَلَآ إِنَّهُم مِّنۡ إِفۡكِهِمۡ لَيَقُولُونَ
Haberin olsun ki onlar hakıykaten yalan soyleyerek, her halde, «Allah dogurdu» derler! Onlar elbette yalancıdırlar
Surah As-Saaffat, Verse 151
وَلَدَ ٱللَّهُ وَإِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Haberin olsun ki onlar hakıykaten yalan soyleyerek, her halde, «Allah dogurdu» derler! Onlar elbette yalancıdırlar
Surah As-Saaffat, Verse 152
أَصۡطَفَى ٱلۡبَنَاتِ عَلَى ٱلۡبَنِينَ
Kızları ogullara tercih mi etmis O
Surah As-Saaffat, Verse 153
مَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ
Ne oluyor size? (Buna) nasıl hukmediyorsunuz
Surah As-Saaffat, Verse 154
أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Hic de mi dusunmezsiniz
Surah As-Saaffat, Verse 155
أَمۡ لَكُمۡ سُلۡطَٰنٞ مُّبِينٞ
Yoksa (elinizde) acık bir huccetiniz mi var
Surah As-Saaffat, Verse 156
فَأۡتُواْ بِكِتَٰبِكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Oyle ise, eger (davanızda) dogru soyleyenlerseniz, getirin kitabınızı
Surah As-Saaffat, Verse 157
وَجَعَلُواْ بَيۡنَهُۥ وَبَيۡنَ ٱلۡجِنَّةِ نَسَبٗاۚ وَلَقَدۡ عَلِمَتِ ٱلۡجِنَّةُ إِنَّهُمۡ لَمُحۡضَرُونَ
Bir de Onunla cinler arasında bir hısımlık uydurdular. Andolsun ki bizzat cinler dahi onların behemehal (cehenneme) ihzaaren getirileceklerini (pek iyi) bilmis (ler) dir
Surah As-Saaffat, Verse 158
سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ
Allah, onların isnad edegeldiklerinden yucedir, munezzehdir
Surah As-Saaffat, Verse 159
إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Allahın ihlasa erdirilmis kulları bunlar gibi degil
Surah As-Saaffat, Verse 160
فَإِنَّكُمۡ وَمَا تَعۡبُدُونَ
Ne siz, ne de tapmakda olduklarınız
Surah As-Saaffat, Verse 161
مَآ أَنتُمۡ عَلَيۡهِ بِفَٰتِنِينَ
Siz Onun aleyhinde (hicbir ferdi) fitneye (ve fesada) surukleyecek (bir kudretde) degilsinizdir
Surah As-Saaffat, Verse 162
إِلَّا مَنۡ هُوَ صَالِ ٱلۡجَحِيمِ
Meger ki kendisi cehenneme girecek kimse olsun
Surah As-Saaffat, Verse 163
وَمَامِنَّآ إِلَّا لَهُۥ مَقَامٞ مَّعۡلُومٞ
Bizden kimse mustesna olmamak uzere her biri icin ma´lum birer makam vardır
Surah As-Saaffat, Verse 164
وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلصَّآفُّونَ
Biziz o saf saf dizilenler mutlak biz
Surah As-Saaffat, Verse 165
وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلۡمُسَبِّحُونَ
Biziz o tesbih edenler de mutlak biz
Surah As-Saaffat, Verse 166
وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ
Hakıykat (musrikler evvelce) su kat´i sozu soyluyorlardı
Surah As-Saaffat, Verse 167
لَوۡ أَنَّ عِندَنَا ذِكۡرٗا مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ
«Eger nezdimizde evvelki (ummetlere inen) lerden bir kitab olsaydı»
Surah As-Saaffat, Verse 168
لَكُنَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
«Elbet biz de Allahın ihlasa erdirilmis kullarından olurduk»
Surah As-Saaffat, Verse 169
فَكَفَرُواْ بِهِۦۖ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Simdi ise ona (inanmayıb) kafir oldular, ileride (kufurlerinin akıbetini) bileceklerdir ya
Surah As-Saaffat, Verse 170
وَلَقَدۡ سَبَقَتۡ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Andolsun ki (peygamber olarak) gonderilen kullarımız hakkında bizim gecmis sozumuz (vardır)
Surah As-Saaffat, Verse 171
إِنَّهُمۡ لَهُمُ ٱلۡمَنصُورُونَ
«Muhakkak onlar, behemehal onlar mansur (ve muzafferdirler)
Surah As-Saaffat, Verse 172
وَإِنَّ جُندَنَا لَهُمُ ٱلۡغَٰلِبُونَ
«Muhakkak bizim ordumuz, her halde onlar galebe edicidirler
Surah As-Saaffat, Verse 173
فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ حَتَّىٰ حِينٖ
Onun icin (Habibim) sen bir zamana kadar onlardan yuz cevir
Surah As-Saaffat, Verse 174
وَأَبۡصِرۡهُمۡ فَسَوۡفَ يُبۡصِرُونَ
Gozetle onları. Kendileri de (baslarına gelecegi) yakında goreceklerdir
Surah As-Saaffat, Verse 175
أَفَبِعَذَابِنَا يَسۡتَعۡجِلُونَ
Simdi onlar carcabuk bizim azabımızı mı istiyorlar
Surah As-Saaffat, Verse 176
فَإِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمۡ فَسَآءَ صَبَاحُ ٱلۡمُنذَرِينَ
Fakat bu, onların bolgesine cokunce (gelecek tehlikelerle oteden beri) korkutulan onların sabahı ne kotu (olacak) dır
Surah As-Saaffat, Verse 177
وَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ حَتَّىٰ حِينٖ
Sen (Habibim) bir zamana kadar onlardan yuz cevir
Surah As-Saaffat, Verse 178
وَأَبۡصِرۡ فَسَوۡفَ يُبۡصِرُونَ
Gozetle (onları). Onlar da goreceklerdir
Surah As-Saaffat, Verse 179
سُبۡحَٰنَ رَبِّكَ رَبِّ ٱلۡعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ
Galebe saahibi Rabbin onların isnad etmekde oldukları vasıflardan yucedir, munezzehdir
Surah As-Saaffat, Verse 180
وَسَلَٰمٌ عَلَى ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Gonderilen (butun) peygamberlere selam
Surah As-Saaffat, Verse 181
وَٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Ve alemlerin Rabbi olan Allaha hamdolsun
Surah As-Saaffat, Verse 182