Surah As-Saaffat - Turkish Translation by Muhammed Esed
وَٱلصَّـٰٓفَّـٰتِ صَفّٗا
Dusun sıra sıra dizilmis bu (mesajlar)ı
Surah As-Saaffat, Verse 1
فَٱلزَّـٰجِرَٰتِ زَجۡرٗا
ve bir vazgecme cagrısı ile (kotuluklerden) alıkoymasını
Surah As-Saaffat, Verse 2
فَٱلتَّـٰلِيَٰتِ ذِكۡرًا
ve (butun dunyaya) bir ogut ve uyarıda bulunmasını
Surah As-Saaffat, Verse 3
إِنَّ إِلَٰهَكُمۡ لَوَٰحِدٞ
Suphe yok ki sizin Ilahınız Tek´tir
Surah As-Saaffat, Verse 4
رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا وَرَبُّ ٱلۡمَشَٰرِقِ
goklerin ve yerin ve ikisi arasında bulunan her seyin Rabbi; butun gundogumu noktalarının Rabbi
Surah As-Saaffat, Verse 5
إِنَّا زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنۡيَا بِزِينَةٍ ٱلۡكَوَاكِبِ
Biz yeryuzune en yakın gokleri yıldızların guzelligiyle susledik
Surah As-Saaffat, Verse 6
وَحِفۡظٗا مِّن كُلِّ شَيۡطَٰنٖ مَّارِدٖ
ve onları her turlu bozguncu, seytani guce karsı emin kıldık
Surah As-Saaffat, Verse 7
لَّا يَسَّمَّعُونَ إِلَى ٱلۡمَلَإِ ٱلۡأَعۡلَىٰ وَيُقۡذَفُونَ مِن كُلِّ جَانِبٖ
(ki) onlar, (o bilinmeyeni bilmek isteyenler,) yuce sakinler topluluguna kulak veremesinler ve her taraftan kovulup surulsunler
Surah As-Saaffat, Verse 8
دُحُورٗاۖ وَلَهُمۡ عَذَابٞ وَاصِبٌ
(rahmetten) yoksun kalsınlar ve (oteki dunyada) kendilerini bekleyen ebedi azaba ducar olsunlar
Surah As-Saaffat, Verse 9
إِلَّا مَنۡ خَطِفَ ٱلۡخَطۡفَةَ فَأَتۡبَعَهُۥ شِهَابٞ ثَاقِبٞ
ama eger birisi (bu bilgiden) bir kırıntı koparmayı basarırsa, (bundan dolayı) yakıcı bir alevin pencesine dussun
Surah As-Saaffat, Verse 10
فَٱسۡتَفۡتِهِمۡ أَهُمۡ أَشَدُّ خَلۡقًا أَم مَّنۡ خَلَقۡنَآۚ إِنَّا خَلَقۡنَٰهُم مِّن طِينٖ لَّازِبِۭ
Ve simdi, o (hakikati inkar ede)nlerden sana cevap vermelerini iste: Onları yaratmak, Bizim yarattıgımız bu (sayısız mucizelerden) daha mı zordur? Nitekim Biz onları (basit) bir balcıktan yarattık
Surah As-Saaffat, Verse 11
بَلۡ عَجِبۡتَ وَيَسۡخَرُونَ
Hayır, sen hayranlık ve saskınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler
Surah As-Saaffat, Verse 12
وَإِذَا ذُكِّرُواْ لَا يَذۡكُرُونَ
ve (hakikat) kendilerine hatırlatıldıgında onu kavramaya yanasmazlar
Surah As-Saaffat, Verse 13
وَإِذَا رَأَوۡاْ ءَايَةٗ يَسۡتَسۡخِرُونَ
ve bir (ilahi) mesajla muhatab olduklarında onu kucumserler
Surah As-Saaffat, Verse 14
وَقَالُوٓاْ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ مُّبِينٌ
ve "Bu, bir (beserin) buyulu sozlerinden baska bir sey degildir!" derler
Surah As-Saaffat, Verse 15
أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ
Ne? Olup toprak ve kemik yıgını haline geldikten sonra sahiden yeniden dirilecek miyiz
Surah As-Saaffat, Verse 16
أَوَءَابَآؤُنَا ٱلۡأَوَّلُونَ
Yani eski atalarımız da mı
Surah As-Saaffat, Verse 17
قُلۡ نَعَمۡ وَأَنتُمۡ دَٰخِرُونَ
De ki: "Elbette, hem de en perisan ve zavallı sekilde
Surah As-Saaffat, Verse 18
فَإِنَّمَا هِيَ زَجۡرَةٞ وَٰحِدَةٞ فَإِذَا هُمۡ يَنظُرُونَ
Cunku o (alay ettikleri yeniden dirilme,) bir itham cıglıgı seklinde (aniden onların tepesinde patlayacak.) Iste o zaman (hakikati) anlamaya baslayacaklar
Surah As-Saaffat, Verse 19
وَقَالُواْ يَٰوَيۡلَنَا هَٰذَا يَوۡمُ ٱلدِّينِ
ve "Eyvah!" diyecekler, "Iste Hesap Gunu bugundur
Surah As-Saaffat, Verse 20
هَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِ ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
(Ve onlara soyle denilecek:) "Bu, yalanlamıs oldugunuz (gundur, sasmaz hakikat ile sahte ve yalan arasında) ayrım gunudur
Surah As-Saaffat, Verse 21
۞ٱحۡشُرُواْ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ وَأَزۡوَٰجَهُمۡ وَمَا كَانُواْ يَعۡبُدُونَ
(Ve Allah soyle buyuracaktır:) "Toplayın butun o zalimleri, kendileri gibi olanlarla ve butun o Allah´tan baska taptıkları (ile) birlikte
Surah As-Saaffat, Verse 22
مِن دُونِ ٱللَّهِ فَٱهۡدُوهُمۡ إِلَىٰ صِرَٰطِ ٱلۡجَحِيمِ
ve hepsini yakıcı atesin yoluna surun
Surah As-Saaffat, Verse 23
وَقِفُوهُمۡۖ إِنَّهُم مَّسۡـُٔولُونَ
ve onları (orada) tutun!" (O zaman) boylelerine sorulacak
Surah As-Saaffat, Verse 24
مَا لَكُمۡ لَا تَنَاصَرُونَ
Size ne oldu ki (simdi) birbirinize yardım etmiyorsunuz
Surah As-Saaffat, Verse 25
بَلۡ هُمُ ٱلۡيَوۡمَ مُسۡتَسۡلِمُونَ
Hayır, onlar o Gun isteyerek (Allah´a) teslim olacaklar
Surah As-Saaffat, Verse 26
وَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَسَآءَلُونَ
fakat (cok gec kaldıklarından) birbirlerine donup bakacaklar ve birbirlerinden (gecmis gunahlarının yukunu hafifletmelerini) isteyecekler
Surah As-Saaffat, Verse 27
قَالُوٓاْ إِنَّكُمۡ كُنتُمۡ تَأۡتُونَنَا عَنِ ٱلۡيَمِينِ
(Onların) bir kısmı: "Bakın" diyecek, "Siz bize (ayartma niyetiyle) sagdan yaklasırdınız
Surah As-Saaffat, Verse 28
قَالُواْ بَل لَّمۡ تَكُونُواْ مُؤۡمِنِينَ
Otekiler, "Hayır" diyecekler, "aslında siz kendiniz imandan zerre kadar nasip almamıstınız
Surah As-Saaffat, Verse 29
وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيۡكُم مِّن سُلۡطَٰنِۭۖ بَلۡ كُنتُمۡ قَوۡمٗا طَٰغِينَ
Ustelik sizi zorlayacak bir gucumuz yoktu, bilakis, siz kustahca bir kibire kapılmıstınız
Surah As-Saaffat, Verse 30
فَحَقَّ عَلَيۡنَا قَوۡلُ رَبِّنَآۖ إِنَّا لَذَآئِقُونَ
Fakat simdi Rabbimizin sozu bizim (de) aleyhimize cıktı, biz (gunahlarımızın acı meyvesini) mutlaka tadacagız
Surah As-Saaffat, Verse 31
فَأَغۡوَيۡنَٰكُمۡ إِنَّا كُنَّا غَٰوِينَ
O halde, sizi derin bir sapıklıga ittig(imiz eger dogruysa), o zaman biz de vahim bir sapıklıga dusmusuzdur
Surah As-Saaffat, Verse 32
فَإِنَّهُمۡ يَوۡمَئِذٖ فِي ٱلۡعَذَابِ مُشۡتَرِكُونَ
O Gun onların hepsi ortak azaplarını paylasacaklar
Surah As-Saaffat, Verse 33
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَفۡعَلُ بِٱلۡمُجۡرِمِينَ
Gunaha batmıs olanlara iste boyle davranacagız
Surah As-Saaffat, Verse 34
إِنَّهُمۡ كَانُوٓاْ إِذَا قِيلَ لَهُمۡ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّهُ يَسۡتَكۡبِرُونَ
cunku bakın, ne zaman onlara "Allah´tan baska ilah yoktur!" denilse kustahca boburlenirlerdi
Surah As-Saaffat, Verse 35
وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوٓاْ ءَالِهَتِنَا لِشَاعِرٖ مَّجۡنُونِۭ
ve "Mecnun bir sairin sozuyle biz ilahlarımızı mı terk edecegiz?" derlerdi
Surah As-Saaffat, Verse 36
بَلۡ جَآءَ بِٱلۡحَقِّ وَصَدَّقَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Hayır, asla! (Sizin deli sair dediginiz) o kisi hakikati getirmistir; ve o, (Allah´ın onceki) elcilerinin (bildirdikleri) hakikati tasdik etmektedir
Surah As-Saaffat, Verse 37
إِنَّكُمۡ لَذَآئِقُواْ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡأَلِيمِ
Bakın siz, (oteki dunyada) acıklı azabı tadacaksınız
Surah As-Saaffat, Verse 38
وَمَا تُجۡزَوۡنَ إِلَّا مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
ama yapmıs oldugunuzdan baska bir seyle cezalandırılmayacaksınız
Surah As-Saaffat, Verse 39
إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Ancak Allah´ın halis kullarına boyle davranılmayacak
Surah As-Saaffat, Verse 40
أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ رِزۡقٞ مَّعۡلُومٞ
(oteki dunyada) onlar icin, yabancısı olmadıkları bir rızık hazırlanacaktır
Surah As-Saaffat, Verse 41
فَوَٰكِهُ وَهُم مُّكۡرَمُونَ
(yeryuzundeki hayatlarının) urunu olarak; ve onlar agırlanacaklardır
Surah As-Saaffat, Verse 42
فِي جَنَّـٰتِ ٱلنَّعِيمِ
nimet bahcelerinde
Surah As-Saaffat, Verse 43
عَلَىٰ سُرُرٖ مُّتَقَٰبِلِينَ
mutluluk tahtları uzerinde birbirlerine (sevgi ile) bakısarak
Surah As-Saaffat, Verse 44
يُطَافُ عَلَيۡهِم بِكَأۡسٖ مِّن مَّعِينِۭ
Aralarında dupduru pınarlardan (icecekle doldurulmus) bir kase dolastırılacak
Surah As-Saaffat, Verse 45
بَيۡضَآءَ لَذَّةٖ لِّلشَّـٰرِبِينَ
berrak ve icenlere tat veren (bir icecek)
Surah As-Saaffat, Verse 46
لَا فِيهَا غَوۡلٞ وَلَا هُمۡ عَنۡهَا يُنزَفُونَ
carpmayan ve sarhosluk vermeyen
Surah As-Saaffat, Verse 47
وَعِندَهُمۡ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرۡفِ عِينٞ
Ve yanlarında yumusak bakıslı, guzel gozlu esler olacak
Surah As-Saaffat, Verse 48
كَأَنَّهُنَّ بَيۡضٞ مَّكۡنُونٞ
gizlenmis (deve kusu) yumurtaları gibi (kusursuz) esler
Surah As-Saaffat, Verse 49
فَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَسَآءَلُونَ
Hepsi donup (gecmis hayatları hakkında) birbirlerine sorular soracaklar
Surah As-Saaffat, Verse 50
قَالَ قَآئِلٞ مِّنۡهُمۡ إِنِّي كَانَ لِي قَرِينٞ
Iclerinden biri soyle diyecek: "Bakın, benim (yeryuzunde) bir arkadasım vardı
Surah As-Saaffat, Verse 51
يَقُولُ أَءِنَّكَ لَمِنَ ٱلۡمُصَدِّقِينَ
(bana) derdi ki, ´Ne? Sen onun dogru olduguna gercekten inananlardan mısın
Surah As-Saaffat, Verse 52
أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَدِينُونَ
olup toz ve kemik yıgını haline geldikten sonra yargılanacagımıza
Surah As-Saaffat, Verse 53
قَالَ هَلۡ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ
(Ve) ekleyecek: "Bakmak (ve onu gormek) ister misiniz
Surah As-Saaffat, Verse 54
فَٱطَّلَعَ فَرَءَاهُ فِي سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ
Bunun uzerine donup bakar ve o (arkadası)nı yanan atesin ortasında gorur
Surah As-Saaffat, Verse 55
قَالَ تَٱللَّهِ إِن كِدتَّ لَتُرۡدِينِ
ve "Aman Allahım!" der, "(Ey eski arkadasım), neredeyse (beni de) mahvedecektin
Surah As-Saaffat, Verse 56
وَلَوۡلَا نِعۡمَةُ رَبِّي لَكُنتُ مِنَ ٱلۡمُحۡضَرِينَ
Eger Rabbimin lutfu olmasaydı ben de (simdi) (azaba) ugratılanlar arasında olurdum
Surah As-Saaffat, Verse 57
أَفَمَا نَحۡنُ بِمَيِّتِينَ
Ama sonra, (ey cennetteki arkadaslarım,) biz gercekten (bir daha) olmeyecegiz
Surah As-Saaffat, Verse 58
إِلَّا مَوۡتَتَنَا ٱلۡأُولَىٰ وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ
onceki olumumuz dısında ve (bir daha) azaba ugratılmayacagız, degil mi
Surah As-Saaffat, Verse 59
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
Iste bu; bu, gercekten muthis bir mazhariyettir
Surah As-Saaffat, Verse 60
لِمِثۡلِ هَٰذَا فَلۡيَعۡمَلِ ٱلۡعَٰمِلُونَ
(Allah yolunda) calısanlar, demek ki boyle bir sey icin calısırlar
Surah As-Saaffat, Verse 61
أَذَٰلِكَ خَيۡرٞ نُّزُلًا أَمۡ شَجَرَةُ ٱلزَّقُّومِ
Boyle (bir cennet) mi daha iyi bir agırlanmadır, yoksa (cehennemin) olumcul meyve agacı mı
Surah As-Saaffat, Verse 62
إِنَّا جَعَلۡنَٰهَا فِتۡنَةٗ لِّلظَّـٰلِمِينَ
Gercek su ki, biz o (agac)ı zalimler icin bir sınama aracı yaptık
Surah As-Saaffat, Verse 63
إِنَّهَا شَجَرَةٞ تَخۡرُجُ فِيٓ أَصۡلِ ٱلۡجَحِيمِ
zira o, (cehennemin) yakıcı atesinin ortasında buyuyen bir agactır
Surah As-Saaffat, Verse 64
طَلۡعُهَا كَأَنَّهُۥ رُءُوسُ ٱلشَّيَٰطِينِ
meyvesi seytanların kellesi gibi (tiksindirici)dir
Surah As-Saaffat, Verse 65
فَإِنَّهُمۡ لَأٓكِلُونَ مِنۡهَا فَمَالِـُٔونَ مِنۡهَا ٱلۡبُطُونَ
ve (zalim)ler ondan yemeye ve karınlarını onunla doldurmaya mahkumdurlar
Surah As-Saaffat, Verse 66
ثُمَّ إِنَّ لَهُمۡ عَلَيۡهَا لَشَوۡبٗا مِّنۡ حَمِيمٖ
Bunun da uzerinde, onlar korkunc bir umitsizlik (cezası)na carpılacaklardır
Surah As-Saaffat, Verse 67
ثُمَّ إِنَّ مَرۡجِعَهُمۡ لَإِلَى ٱلۡجَحِيمِ
Ve bir kez daha (soyleyelim): yakıcı ates onların nihai duragı olacaktır
Surah As-Saaffat, Verse 68
إِنَّهُمۡ أَلۡفَوۡاْ ءَابَآءَهُمۡ ضَآلِّينَ
cunku onlar atalarını egri bir yol uzerinde buldular
Surah As-Saaffat, Verse 69
فَهُمۡ عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِمۡ يُهۡرَعُونَ
ve (simdi) atalarının izinden gitmeye can atıyorlar
Surah As-Saaffat, Verse 70
وَلَقَدۡ ضَلَّ قَبۡلَهُمۡ أَكۡثَرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Onlardan once gelip gecmis eski toplumların cogu yollarını sasırmıstı
Surah As-Saaffat, Verse 71
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا فِيهِم مُّنذِرِينَ
halbuki kendilerine uyarıcılar gondermistik
Surah As-Saaffat, Verse 72
فَٱنظُرۡ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُنذَرِينَ
Bak su uyarılmıs olanların haline
Surah As-Saaffat, Verse 73
إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Allah´ın halis kulları haric, (insanların cogu sapkınlıga mutemayildir)
Surah As-Saaffat, Verse 74
وَلَقَدۡ نَادَىٰنَا نُوحٞ فَلَنِعۡمَ ٱلۡمُجِيبُونَ
Nuh (iste bu sebeple) Bize yalvarmıstı ve Bizim cevabımız ne guzeldi
Surah As-Saaffat, Verse 75
وَنَجَّيۡنَٰهُ وَأَهۡلَهُۥ مِنَ ٱلۡكَرۡبِ ٱلۡعَظِيمِ
cunku onu ve ailesini o korkunc felaketten kurtardık
Surah As-Saaffat, Verse 76
وَجَعَلۡنَا ذُرِّيَّتَهُۥ هُمُ ٱلۡبَاقِينَ
soyunu (yeryuzunde) kalıcı yaptık
Surah As-Saaffat, Verse 77
وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ
ve boylece onun sonraki kusaklar arasında yasayıp anılmasını sagladık
Surah As-Saaffat, Verse 78
سَلَٰمٌ عَلَىٰ نُوحٖ فِي ٱلۡعَٰلَمِينَ
Butun alemlerde Nuh´a selam olsun
Surah As-Saaffat, Verse 79
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Iste Biz guzel isler yapanları boyle odullendiririz
Surah As-Saaffat, Verse 80
إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
cunku o, Bizim gercekten inanmıs kullarımızdandı
Surah As-Saaffat, Verse 81
ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ
(boylece o´nu ve kendisini izleyenleri kurtardık) ve sonra otekileri suda bogduk
Surah As-Saaffat, Verse 82
۞وَإِنَّ مِن شِيعَتِهِۦ لَإِبۡرَٰهِيمَ
Dogrusu Ibrahim de onun yolundan gidenlerdendi
Surah As-Saaffat, Verse 83
إِذۡ جَآءَ رَبَّهُۥ بِقَلۡبٖ سَلِيمٍ
Rabbine tertemiz bir kalp ile yonelmisti
Surah As-Saaffat, Verse 84
إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَاذَا تَعۡبُدُونَ
babasına ve halkına soyle seslenmisti: "Siz neye tapıyorsunuz
Surah As-Saaffat, Verse 85
أَئِفۡكًا ءَالِهَةٗ دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ
Bir yalan(a) -Allah´tan baska gucler(e)- (boyun egmek) mi istiyorsunuz
Surah As-Saaffat, Verse 86
فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Oyleyse alemlerin Rabbi hakkındaki gorusunuz nedir
Surah As-Saaffat, Verse 87
فَنَظَرَ نَظۡرَةٗ فِي ٱلنُّجُومِ
Sonra yıldızlara gozunu dikti
Surah As-Saaffat, Verse 88
فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٞ
ve "Ben kesinlikle (gonlumden) rahatsızım!" dedi
Surah As-Saaffat, Verse 89
فَتَوَلَّوۡاْ عَنۡهُ مُدۡبِرِينَ
bunun uzerine onlar ona arkalarını donduler ve uzaklasıp gittiler
Surah As-Saaffat, Verse 90
فَرَاغَ إِلَىٰٓ ءَالِهَتِهِمۡ فَقَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ
O da onların tanrılarına gizlice yaklastı ve "Ne o! (Onunuze konulmus nimetlerden) yemiyor musunuz
Surah As-Saaffat, Verse 91
مَا لَكُمۡ لَا تَنطِقُونَ
Neyiniz var ki konusmuyorsunuz?" dedi
Surah As-Saaffat, Verse 92
فَرَاغَ عَلَيۡهِمۡ ضَرۡبَۢا بِٱلۡيَمِينِ
Sonra uzerlerine yuruyup onlara sag eliyle vurdu
Surah As-Saaffat, Verse 93
فَأَقۡبَلُوٓاْ إِلَيۡهِ يَزِفُّونَ
Bunun uzerine digerleri kosarak o´na dogru geldiler (ve yaptıgından dolayı o´nu sucladılar)
Surah As-Saaffat, Verse 94
قَالَ أَتَعۡبُدُونَ مَا تَنۡحِتُونَ
O, "Siz" dedi, "kendi ellerinizle yonttuklarınıza mı tapıyorsunuz
Surah As-Saaffat, Verse 95
وَٱللَّهُ خَلَقَكُمۡ وَمَا تَعۡمَلُونَ
Oysa sizi de, sizin yonttuklarınızı da yaratan Allah´tır
Surah As-Saaffat, Verse 96
قَالُواْ ٱبۡنُواْ لَهُۥ بُنۡيَٰنٗا فَأَلۡقُوهُ فِي ٱلۡجَحِيمِ
Onlar, "Bir odun yıgını hazırlayın ve o´nu yanan atesin icine atın!" diye bagırdılar
Surah As-Saaffat, Verse 97
فَأَرَادُواْ بِهِۦ كَيۡدٗا فَجَعَلۡنَٰهُمُ ٱلۡأَسۡفَلِينَ
Ona kotuluk yapmak istediler, ama Biz (onların planlarını bozduk ve boylece) onları kucuk dusurduk
Surah As-Saaffat, Verse 98
وَقَالَ إِنِّي ذَاهِبٌ إِلَىٰ رَبِّي سَيَهۡدِينِ
(Ibrahim,) "Ben" dedi, "(bu toprakları terk edecegim ve) Rabbim beni ne tarafa sevk ederse oraya gidecegim
Surah As-Saaffat, Verse 99
رَبِّ هَبۡ لِي مِنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
(Ve soyle yalvardı:) "Ey Rabbim! Bana durust ve erdemli (olacak bir erkek cocuk) bagısla
Surah As-Saaffat, Verse 100
فَبَشَّرۡنَٰهُ بِغُلَٰمٍ حَلِيمٖ
Bunun uzerine ona (kendisi gibi) yumusak huylu bir erkek cocuk mujdeledik
Surah As-Saaffat, Verse 101
فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ ٱلسَّعۡيَ قَالَ يَٰبُنَيَّ إِنِّيٓ أَرَىٰ فِي ٱلۡمَنَامِ أَنِّيٓ أَذۡبَحُكَ فَٱنظُرۡ مَاذَا تَرَىٰۚ قَالَ يَـٰٓأَبَتِ ٱفۡعَلۡ مَا تُؤۡمَرُۖ سَتَجِدُنِيٓ إِن شَآءَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلصَّـٰبِرِينَ
Ve (bir gun, cocuk, babasının) tutum ve davranıslarını anlayıp paylasacak olgunluga eristiginde babası soyle dedi: "Ey yavrucugum! Ruyamda seni kurban ettigimi gordum, bir dusun, ne dersin?" (Ismail): "Ey babacıgım" dedi, "sana emredilen neyse onu yap! Insallah beni sıkıntıya gogus gerenler arasında bulacaksın
Surah As-Saaffat, Verse 102
فَلَمَّآ أَسۡلَمَا وَتَلَّهُۥ لِلۡجَبِينِ
Fakat ikisi Allah´ın emri (olarak gordukleri)ne kendilerini teslim edince ve (Ibrahim) onu yuzustu yatırınca
Surah As-Saaffat, Verse 103
وَنَٰدَيۡنَٰهُ أَن يَـٰٓإِبۡرَٰهِيمُ
kendisine seslendik: "Ey Ibrahim
Surah As-Saaffat, Verse 104
قَدۡ صَدَّقۡتَ ٱلرُّءۡيَآۚ إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
sen simdiden o ruya(nın amacı)nı yerine getirmis oldun!" Iste iyilik yapanları Biz boyle odullendiririz
Surah As-Saaffat, Verse 105
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ ٱلۡبَلَـٰٓؤُاْ ٱلۡمُبِينُ
cunku bu, gercekten apacık bir sınama idi
Surah As-Saaffat, Verse 106
وَفَدَيۡنَٰهُ بِذِبۡحٍ عَظِيمٖ
Ve fidye olarak o´na buyuk bir kurban verdik
Surah As-Saaffat, Verse 107
وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ
boylece o´nun sonraki kusaklar tarafından soyle hatırlanmasını sagladık
Surah As-Saaffat, Verse 108
سَلَٰمٌ عَلَىٰٓ إِبۡرَٰهِيمَ
Ibrahim´e selam olsun
Surah As-Saaffat, Verse 109
كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Biz iyileri boyle odullendiririz
Surah As-Saaffat, Verse 110
إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
cunku o Bizim gercekten inanmıs kullarımızdandı
Surah As-Saaffat, Verse 111
وَبَشَّرۡنَٰهُ بِإِسۡحَٰقَ نَبِيّٗا مِّنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
Ve (zamanı geldiginde) ona, (kendisi de) bir peygamber (olan) durust ve erdemli birini, Ishak´ı mujdeledik
Surah As-Saaffat, Verse 112
وَبَٰرَكۡنَا عَلَيۡهِ وَعَلَىٰٓ إِسۡحَٰقَۚ وَمِن ذُرِّيَّتِهِمَا مُحۡسِنٞ وَظَالِمٞ لِّنَفۡسِهِۦ مُبِينٞ
onu ve Ishak´ı kutsadık ama onların soyundan iyi isler yapan da cıkacak, kendisine acıkca zulmeden de
Surah As-Saaffat, Verse 113
وَلَقَدۡ مَنَنَّا عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ
Biz, Musaya ve Harun´a da lutufta bulunduk
Surah As-Saaffat, Verse 114
وَنَجَّيۡنَٰهُمَا وَقَوۡمَهُمَا مِنَ ٱلۡكَرۡبِ ٱلۡعَظِيمِ
onları ve kavimlerini buyuk bir (kolelik) felaket(in)den kurtardık
Surah As-Saaffat, Verse 115
وَنَصَرۡنَٰهُمۡ فَكَانُواْ هُمُ ٱلۡغَٰلِبِينَ
ve kendilerine yardım ettik de (sonunda) zafer kazanan onlar oldu
Surah As-Saaffat, Verse 116
وَءَاتَيۡنَٰهُمَا ٱلۡكِتَٰبَ ٱلۡمُسۡتَبِينَ
Onlara (dogru ile egriyi) ayırd eden ilahi kelamı verdik
Surah As-Saaffat, Verse 117
وَهَدَيۡنَٰهُمَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلۡمُسۡتَقِيمَ
ve onları dogru yola ilettik
Surah As-Saaffat, Verse 118
وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِمَا فِي ٱلۡأٓخِرِينَ
ve sonraki kusaklar arasında yasayıp anılmalarını sagladık
Surah As-Saaffat, Verse 119
سَلَٰمٌ عَلَىٰ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ
Musa´ya ve Harun´a selam olsun
Surah As-Saaffat, Verse 120
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Iyileri iste boyle odullendiririz
Surah As-Saaffat, Verse 121
إِنَّهُمَا مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
cunku onların ikisi de gercekten inanmıs kullarımızdandı
Surah As-Saaffat, Verse 122
وَإِنَّ إِلۡيَاسَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Kuskusuz, Ilyas (da) elcilerimizden biriydi
Surah As-Saaffat, Verse 123
إِذۡ قَالَ لِقَوۡمِهِۦٓ أَلَا تَتَّقُونَ
ve kavmine soyle seslenmisti: "Allah´a karsı sorumlulugunuzu idrak etmez misiniz
Surah As-Saaffat, Verse 124
أَتَدۡعُونَ بَعۡلٗا وَتَذَرُونَ أَحۡسَنَ ٱلۡخَٰلِقِينَ
Ba´l´e yalvarıp sanatkarların en guzelini, (Allah´ı) bırakır mısınız
Surah As-Saaffat, Verse 125
ٱللَّهَ رَبَّكُمۡ وَرَبَّ ءَابَآئِكُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Allah´ı, sizin ve evvelki atalarınızın Rabbini
Surah As-Saaffat, Verse 126
فَكَذَّبُوهُ فَإِنَّهُمۡ لَمُحۡضَرُونَ
Fakat onlar (Ilyas´ı) yalanladılar: bu nedenle (Hesap Gunu) kesinlikle yargılanacaklardır
Surah As-Saaffat, Verse 127
إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
yalnız Allah´ın halis kulları haric
Surah As-Saaffat, Verse 128
وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ
ve o´nun sonraki nesiller arasında yasayıp anılmasını sagladık
Surah As-Saaffat, Verse 129
سَلَٰمٌ عَلَىٰٓ إِلۡ يَاسِينَ
Ilyas´a ve o´nun yolundan gidenlere selam olsun
Surah As-Saaffat, Verse 130
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Iyileri iste boyle odullendiririz
Surah As-Saaffat, Verse 131
إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
cunku o, gercekten inanmıs kullarımızdan biriydi
Surah As-Saaffat, Verse 132
وَإِنَّ لُوطٗا لَّمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Suphesiz, Lut da elcilerimizden biriydi
Surah As-Saaffat, Verse 133
إِذۡ نَجَّيۡنَٰهُ وَأَهۡلَهُۥٓ أَجۡمَعِينَ
(dolayısıyla, o´nun gunahkar ulkesini cezalandırırken) kendisini ve aile efradını kurtardık
Surah As-Saaffat, Verse 134
إِلَّا عَجُوزٗا فِي ٱلۡغَٰبِرِينَ
geride kalanlar arasında bulunan yaslı bir kadın dısında
Surah As-Saaffat, Verse 135
ثُمَّ دَمَّرۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ
ve sonra digerlerini tamamen yok ettik
Surah As-Saaffat, Verse 136
وَإِنَّكُمۡ لَتَمُرُّونَ عَلَيۡهِم مُّصۡبِحِينَ
siz (bugune kadar) onların yurtlarından gelip gecmektesiniz her sabah
Surah As-Saaffat, Verse 137
وَبِٱلَّيۡلِۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ
ve her aksam. O halde (bakıp da) aklınızı kullanmıyor musunuz
Surah As-Saaffat, Verse 138
وَإِنَّ يُونُسَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Suphesiz, Yunus da elcilerimizden biriydi
Surah As-Saaffat, Verse 139
إِذۡ أَبَقَ إِلَى ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ
kacak bir kole gibi, yuklu bir gemiye (binip) kacmıstı
Surah As-Saaffat, Verse 140
فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ ٱلۡمُدۡحَضِينَ
Ve sonra kur´a cekilmis, o, (kur´ada) kaybedenlerden olmustu
Surah As-Saaffat, Verse 141
فَٱلۡتَقَمَهُ ٱلۡحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٞ
(sonra o´nu denize atmıslar ve) denizde buyuk balık tarafından yutulmustu, cunku kınananlardan biriydi
Surah As-Saaffat, Verse 142
فَلَوۡلَآ أَنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلۡمُسَبِّحِينَ
Eger o, (en derin bunalım anlarında bile) Allah´ın sınırsız sanını yuceltenlerden olmasaydı
Surah As-Saaffat, Verse 143
لَلَبِثَ فِي بَطۡنِهِۦٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ
herkesin yeniden dirilecegi gune kadar o (balıgı)n karnında kalmıs olacaktı
Surah As-Saaffat, Verse 144
۞فَنَبَذۡنَٰهُ بِٱلۡعَرَآءِ وَهُوَ سَقِيمٞ
ama biz o´nu manevi cokuntu/ic huzursuzlugu icinde ıssız bir kıyıya cıkarttık
Surah As-Saaffat, Verse 145
وَأَنۢبَتۡنَا عَلَيۡهِ شَجَرَةٗ مِّن يَقۡطِينٖ
ve onun uzerinde (corak toprakta) yetisen bir bodur fidan yeserttik
Surah As-Saaffat, Verse 146
وَأَرۡسَلۡنَٰهُ إِلَىٰ مِاْئَةِ أَلۡفٍ أَوۡ يَزِيدُونَ
Ve onu (bir kez daha kendi halkına,) yuz bin veya daha fazla (kisi)ye gonderdik
Surah As-Saaffat, Verse 147
فَـَٔامَنُواْ فَمَتَّعۡنَٰهُمۡ إِلَىٰ حِينٖ
Onlar, (bu defa ona) inandılar; bunun uzerine Biz, verilen sure zarfında onlara mutlu bir hayat yasattık
Surah As-Saaffat, Verse 148
فَٱسۡتَفۡتِهِمۡ أَلِرَبِّكَ ٱلۡبَنَاتُ وَلَهُمُ ٱلۡبَنُونَ
Simdi onlardan sana cevap vermelerini iste: senin Rabbinin kızları var da onların (yalnız) erkek cocukları mı var
Surah As-Saaffat, Verse 149
أَمۡ خَلَقۡنَا ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ إِنَٰثٗا وَهُمۡ شَٰهِدُونَ
Yoksa melekleri disi yarattık da o (meleklere ilahlık isnad ede)nler bunu gorduler mi
Surah As-Saaffat, Verse 150
أَلَآ إِنَّهُم مِّنۡ إِفۡكِهِمۡ لَيَقُولُونَ
Bazı insanlar tamamen sahte ve yalan(a olan temayullerin)den dolayı
Surah As-Saaffat, Verse 151
وَلَدَ ٱللَّهُ وَإِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Allah (bir erkek cocuk) dogurdu" diyorlar; onlar elbette yalan soyluyorlar
Surah As-Saaffat, Verse 152
أَصۡطَفَى ٱلۡبَنَاتِ عَلَى ٱلۡبَنِينَ
O, kızları oglanlara tercih etmistir!" (sozleri de yalandır)
Surah As-Saaffat, Verse 153
مَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ
Ne oluyor size, ne bicim karar veriyorsunuz
Surah As-Saaffat, Verse 154
أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Hic dusunmuyor musunuz
Surah As-Saaffat, Verse 155
أَمۡ لَكُمۡ سُلۡطَٰنٞ مُّبِينٞ
Yoksa (iddialarınızı dogrulayacak) acık bir deliliniz mi var
Surah As-Saaffat, Verse 156
فَأۡتُواْ بِكِتَٰبِكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Eger dogru soyluyorsanız, kendi kitabınızı getirin
Surah As-Saaffat, Verse 157
وَجَعَلُواْ بَيۡنَهُۥ وَبَيۡنَ ٱلۡجِنَّةِ نَسَبٗاۚ وَلَقَدۡ عَلِمَتِ ٱلۡجِنَّةُ إِنَّهُمۡ لَمُحۡضَرُونَ
Bazıları da Allah ile butun gorunmez varlık turleri arasında bir yakınlık uydurdular; oysa bu gorunmez varlıklar (da) pekala bilir ki, onlar, (bu sekilde Allah´a isnadda bulunanlar,) mutlaka (Hesap Gunu O´nun huzurunda) yargılanacaklardır
Surah As-Saaffat, Verse 158
سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ
(cunku) Allah, insanların gelistirdigi her turlu tasavvurun ustunde, sonsuz yuceliktedir
Surah As-Saaffat, Verse 159
إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Allah´ın halis kulları ise boyle (davranmazlar)
Surah As-Saaffat, Verse 160
فَإِنَّكُمۡ وَمَا تَعۡبُدُونَ
cunku ne siz (Allah´a iftirada bulunan)lar, ne de sizin taptıklarınız
Surah As-Saaffat, Verse 161
مَآ أَنتُمۡ عَلَيۡهِ بِفَٰتِنِينَ
hicbiriniz, kimseyi kendi heves ve ayartmalarınıza boyun egdiremezsiniz
Surah As-Saaffat, Verse 162
إِلَّا مَنۡ هُوَ صَالِ ٱلۡجَحِيمِ
(kendi ayaklarıyla) yakıcı atese kosanlar haric
Surah As-Saaffat, Verse 163
وَمَامِنَّآ إِلَّا لَهُۥ مَقَامٞ مَّعۡلُومٞ
(Butun tabiat gucleri Allah´a hamdeder ve soyle derler:) "Icimizden hic kimse yoktur ki (Allah tarafından) kendisi icin tayin edilmis bir yere sahip olmasın
Surah As-Saaffat, Verse 164
وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلصَّآفُّونَ
biz de (ibadetlerimizde O´nun onunde) saf tutarız
Surah As-Saaffat, Verse 165
وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلۡمُسَبِّحُونَ
ve suphesiz biz de O´nun sınırsız sanını yuceltiriz
Surah As-Saaffat, Verse 166
وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ
Gercek su ki, o (hakikati inkar ede)nler her zaman soyle derler
Surah As-Saaffat, Verse 167
لَوۡ أَنَّ عِندَنَا ذِكۡرٗا مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ
Eger atalarımızdan (bu yonde) bir gelenek devralmıs olsaydık
Surah As-Saaffat, Verse 168
لَكُنَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
kesinlikle Allah´ın halis kulları olurduk
Surah As-Saaffat, Verse 169
فَكَفَرُواْ بِهِۦۖ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Ama (iste bu ilahi kelam onlerine konuldugu halde,) onu kabul etmeye yanasmıyorlar! Ama zamanla (reddettikleri seyin ne oldugunu) ogreneceklerdir
Surah As-Saaffat, Verse 170
وَلَقَدۡ سَبَقَتۡ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا ٱلۡمُرۡسَلِينَ
cunku uzun zaman once kullarımız olan elcilere soz verdik
Surah As-Saaffat, Verse 171
إِنَّهُمۡ لَهُمُ ٱلۡمَنصُورُونَ
kendilerine mutlaka yardım edilecektir
Surah As-Saaffat, Verse 172
وَإِنَّ جُندَنَا لَهُمُ ٱلۡغَٰلِبُونَ
ve (sonunda) galip gelecek olan mutlaka Bizim ordumuz olacaktır
Surah As-Saaffat, Verse 173
فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ حَتَّىٰ حِينٖ
Bu sebeple, o (hakikati inkar ede)nlerden bir sure uzak dur
Surah As-Saaffat, Verse 174
وَأَبۡصِرۡهُمۡ فَسَوۡفَ يُبۡصِرُونَ
ve onları(n kim olduklarını) gor; onlar (da) zaman icinde (simdi gormediklerini) goreceklerdir
Surah As-Saaffat, Verse 175
أَفَبِعَذَابِنَا يَسۡتَعۡجِلُونَ
Onlar azabımızın cabuklastırılmasını acaba (gercekten) istiyorlar mı
Surah As-Saaffat, Verse 176
فَإِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمۡ فَسَآءَ صَبَاحُ ٱلۡمُنذَرِينَ
Eger oyleyse, o (azap) bir kez baslarına geldiginde, uyarılmıs olanların uyanması kotu olacaktır
Surah As-Saaffat, Verse 177
وَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ حَتَّىٰ حِينٖ
Bu sebeple onlardan bir sure uzak dur
Surah As-Saaffat, Verse 178
وَأَبۡصِرۡ فَسَوۡفَ يُبۡصِرُونَ
ve (onların ne olduklarını) gor; zamanla onlar (da simdi gormediklerini) goreceklerdir
Surah As-Saaffat, Verse 179
سُبۡحَٰنَ رَبِّكَ رَبِّ ٱلۡعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ
Kudret ve izzet sahibi Rabbin, insanların her turlu tasavvurunun ustunde (bir yucelige sahip)tir
Surah As-Saaffat, Verse 180
وَسَلَٰمٌ عَلَى ٱلۡمُرۡسَلِينَ
O´nun butun elcilerine selam olsun
Surah As-Saaffat, Verse 181
وَٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Ve hamd, butun alemlerin Rabbi Allah´a mahsustur
Surah As-Saaffat, Verse 182