Surah Sad - Turkish Translation by Muhammed Esed
صٓۚ وَٱلۡقُرۡءَانِ ذِي ٱلذِّكۡرِ
Sad. Dusun ogut ve uyarılarla dolu olan bu Kuran´ı
Surah Sad, Verse 1
بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي عِزَّةٖ وَشِقَاقٖ
Ama hakikati inkara sartlanmıs olanlar, bos gurura kapılmıs ve (bu sebeple) (dogru yolu bırakıp) yanlıs ve egri yollara sapmıslardır
Surah Sad, Verse 2
كَمۡ أَهۡلَكۡنَا مِن قَبۡلِهِم مِّن قَرۡنٖ فَنَادَواْ وَّلَاتَ حِينَ مَنَاصٖ
Onlardan once kac nesli (bu gunahlarından dolayı) yok ettik! Ve artık kacmalarının mumkun olmadıgını anladıklarında (nasıl) yalvarıyorlardı (Bize)
Surah Sad, Verse 3
وَعَجِبُوٓاْ أَن جَآءَهُم مُّنذِرٞ مِّنۡهُمۡۖ وَقَالَ ٱلۡكَٰفِرُونَ هَٰذَا سَٰحِرٞ كَذَّابٌ
Simdi bu (insanlar) aralarından bir uyarıcının cıkmasına sasmaktadırlar; ve hakikati inkar edenler soyle diyorlar: "O (sadece) bir buyucu, bir yalancıdır
Surah Sad, Verse 4
أَجَعَلَ ٱلۡأٓلِهَةَ إِلَٰهٗا وَٰحِدًاۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٌ عُجَابٞ
O, butun ilahları (reddedip) bir (tek) ilah oldugunu mu iddia ediyor? Dogrusu, bu cok tuhaf bir seydir
Surah Sad, Verse 5
وَٱنطَلَقَ ٱلۡمَلَأُ مِنۡهُمۡ أَنِ ٱمۡشُواْ وَٱصۡبِرُواْ عَلَىٰٓ ءَالِهَتِكُمۡۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٞ يُرَادُ
Liderleri one atılır: "Pes etmeyin ve ilahlarınıza sımsıkı sarılmaya devam edin: yapılacak tek sey budur
Surah Sad, Verse 6
مَا سَمِعۡنَا بِهَٰذَا فِي ٱلۡمِلَّةِ ٱلۡأٓخِرَةِ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا ٱخۡتِلَٰقٌ
Biz, yeni itikatların hic birinde boyle (bir iddia) duymadık! Bu, (fani bir insanın) uydurmasından baska bir sey degildir
Surah Sad, Verse 7
أَءُنزِلَ عَلَيۡهِ ٱلذِّكۡرُ مِنۢ بَيۡنِنَاۚ بَلۡ هُمۡ فِي شَكّٖ مِّن ذِكۡرِيۚ بَل لَّمَّا يَذُوقُواْ عَذَابِ
Ne yani! (Ilahi) uyarı, icimizden bir tek o´na mı indirildi?" Evet, onlar yalnız Benim uyarıma karsı suphe icindeler. Evet, onlar henuz Benim azabımı tatmadılar
Surah Sad, Verse 8
أَمۡ عِندَهُمۡ خَزَآئِنُ رَحۡمَةِ رَبِّكَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡوَهَّابِ
Yoksa onlar, kudret ve lutuf sahibi olan Rabbinin rahmet hazinelerine sahip (olduklarını mı zanneder)ler
Surah Sad, Verse 9
أَمۡ لَهُم مُّلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَاۖ فَلۡيَرۡتَقُواْ فِي ٱلۡأَسۡبَٰبِ
Yoksa, goklerin ve yerin ve ikisi arasında bulunan her seyin hukumranlıgı onlara mı aittir? Oyleyse (akıllarına gelebilecek) her turlu vasıta ile (benzer ilahi bir makama) ulasmayı denesinler (bakalım)
Surah Sad, Verse 10
جُندٞ مَّا هُنَالِكَ مَهۡزُومٞ مِّنَ ٱلۡأَحۡزَابِ
(Fakat) iste butun insanlar, ne kadar (sıkı sekilde) bir araya gelmis olsalar da (hakikati kabule yanasmazlarsa) yenilmeye mahkum olurlar
Surah Sad, Verse 11
كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ وَعَادٞ وَفِرۡعَوۡنُ ذُو ٱلۡأَوۡتَادِ
Daha once Nuh kavmi, ´Ad (kavmi) ve (sayısız) direkler ustunde duran cadırların sahibi Firavun (toplumu) da hakikati yalanladılar
Surah Sad, Verse 12
وَثَمُودُ وَقَوۡمُ لُوطٖ وَأَصۡحَٰبُ لۡـَٔيۡكَةِۚ أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلۡأَحۡزَابُ
Semud (kabilesi) ve Lut kavmi ve (Medyen´in) yemyesil vadilerinin sakinleri (de aynı sekilde hakikati yalanlamıslardı): Onların tumu (inkarda) birlestiler
Surah Sad, Verse 13
إِن كُلٌّ إِلَّا كَذَّبَ ٱلرُّسُلَ فَحَقَّ عِقَابِ
Hepsi de elcileri yalanladılar; ve bu nedenle cezamızı hak ettiler
Surah Sad, Verse 14
وَمَا يَنظُرُ هَـٰٓؤُلَآءِ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ مَّا لَهَا مِن فَوَاقٖ
Ve onları, (simdi hakikati inkar edenleri,) tek bir (bela) cıglıgı beklemektedir. O, bir an bile gecikmeyecektir
Surah Sad, Verse 15
وَقَالُواْ رَبَّنَا عَجِّل لَّنَا قِطَّنَا قَبۡلَ يَوۡمِ ٱلۡحِسَابِ
Onlar (alaylı bir sekilde): "Ey Rabbimiz!" derler, "Hesap Gunu´nden once payımıza dusen (cezayı) hemen ver bize
Surah Sad, Verse 16
ٱصۡبِرۡ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَٱذۡكُرۡ عَبۡدَنَا دَاوُۥدَ ذَا ٱلۡأَيۡدِۖ إِنَّهُۥٓ أَوَّابٌ
(Ama sen, yine,) onların soyledikleri her seye sabırla katlan ve guclu bir iradeye sahip bulunan kulumuz Davud´u hatırla! O, her zaman Bize yonelirdi
Surah Sad, Verse 17
إِنَّا سَخَّرۡنَا ٱلۡجِبَالَ مَعَهُۥ يُسَبِّحۡنَ بِٱلۡعَشِيِّ وَٱلۡإِشۡرَاقِ
(ve bunun icin,) her sabah ve her aksam sınırsız kudret ve egemenligimizi anarken dagları o´na eslik ettirirdik
Surah Sad, Verse 18
وَٱلطَّيۡرَ مَحۡشُورَةٗۖ كُلّٞ لَّهُۥٓ أَوَّابٞ
ve (aynı sekilde) boluk boluk kusları da. Bunlar (hep birlikte) O´na, (kendilerini yaratmıs olana,) tekrar tekrar yonelirlerdi
Surah Sad, Verse 19
وَشَدَدۡنَا مُلۡكَهُۥ وَءَاتَيۡنَٰهُ ٱلۡحِكۡمَةَ وَفَصۡلَ ٱلۡخِطَابِ
Biz de (buna karsılık) o´nun otoritesini guclendirmis ve kararlarında hikmet ve basiret uzere olmasını saglamıstık
Surah Sad, Verse 20
۞وَهَلۡ أَتَىٰكَ نَبَؤُاْ ٱلۡخَصۡمِ إِذۡ تَسَوَّرُواْ ٱلۡمِحۡرَابَ
Davacıların kıssasından haberin oldu mu? (Davud´un ibadet ettigi) mabedin duvarlarına tırmanan (iki kisinin kıssasından)
Surah Sad, Verse 21
إِذۡ دَخَلُواْ عَلَىٰ دَاوُۥدَ فَفَزِعَ مِنۡهُمۡۖ قَالُواْ لَا تَخَفۡۖ خَصۡمَانِ بَغَىٰ بَعۡضُنَا عَلَىٰ بَعۡضٖ فَٱحۡكُم بَيۡنَنَا بِٱلۡحَقِّ وَلَا تُشۡطِطۡ وَٱهۡدِنَآ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلصِّرَٰطِ
Davud, onları yanında gorunce telaslanıp korktu; bunun uzerine: "Korkma!" dediler, "Biz (sadece) iki davacıyız. Birimiz otekinin hakkına tecavuz etti, simdi aramızda adaletle karar ver, dogrudan ayrılma ve (ikimize) durustluk yolunu goster
Surah Sad, Verse 22
إِنَّ هَٰذَآ أَخِي لَهُۥ تِسۡعٞ وَتِسۡعُونَ نَعۡجَةٗ وَلِيَ نَعۡجَةٞ وَٰحِدَةٞ فَقَالَ أَكۡفِلۡنِيهَا وَعَزَّنِي فِي ٱلۡخِطَابِ
Bu benim kardesim: Onun doksandokuz koyunu var, benimse (sadece) bir koyunum; buna ragmen, ´onu bana ver´ dedi ve bu tartısmada bana zorla dedigini yaptırdı
Surah Sad, Verse 23
قَالَ لَقَدۡ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعۡجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِۦۖ وَإِنَّ كَثِيرٗا مِّنَ ٱلۡخُلَطَآءِ لَيَبۡغِي بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٍ إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ وَقَلِيلٞ مَّا هُمۡۗ وَظَنَّ دَاوُۥدُ أَنَّمَا فَتَنَّـٰهُ فَٱسۡتَغۡفَرَ رَبَّهُۥ وَخَرَّۤ رَاكِعٗاۤ وَأَنَابَ۩
(Davud) dedi ki: "Bu (adam) senin koyununu kendininkiler arasına katmayı istemekle sana haksızlık yapmıs! Zaten yakınların cogu birbirlerine aynı seyi yaparlar, (Allah´a) inanıp dogru ve yararlı isler yapanlar haric. Boylesi de ne kadar az!" Davud, (bunları soylerken) Bizim kendisini sınadıgımızı (birden) anladı; bunun uzerine Rabbinden gunahını bagıslamasını diledi, secdeye kapandı ve tevbe ederek O´na yoneldi
Surah Sad, Verse 24
فَغَفَرۡنَا لَهُۥ ذَٰلِكَۖ وَإِنَّ لَهُۥ عِندَنَا لَزُلۡفَىٰ وَحُسۡنَ مَـَٔابٖ
Biz de bu (gunahı)nı bagısladık, (oteki dunyada) o´nu Bizim yakınlıgımız ve menzillerin en guzeli beklemektedir
Surah Sad, Verse 25
يَٰدَاوُۥدُ إِنَّا جَعَلۡنَٰكَ خَلِيفَةٗ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَٱحۡكُم بَيۡنَ ٱلنَّاسِ بِٱلۡحَقِّ وَلَا تَتَّبِعِ ٱلۡهَوَىٰ فَيُضِلَّكَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَضِلُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ لَهُمۡ عَذَابٞ شَدِيدُۢ بِمَا نَسُواْ يَوۡمَ ٱلۡحِسَابِ
(Ve soyle dedik:) "Ey Davud! Seni (bir Peygamber ve boylece) yeryuzundeki halifemiz kıldık: oyleyse insanlar arasında adaletle hukmet, bos arzu ve heveslere uyma, sonra onlar seni Allah yolundan saptırır. Allah yolundan sapanları ise, Hesap Gunu´nu unuttuklarından dolayı siddetli bir azap bekler
Surah Sad, Verse 26
وَمَا خَلَقۡنَا ٱلسَّمَآءَ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَا بَٰطِلٗاۚ ذَٰلِكَ ظَنُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْۚ فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنَ ٱلنَّارِ
Ve Biz, hakikati inkar edenlerin sandıgı gibi, gogu ve yeri ve ikisi arasındaki seyleri bir amac ve anlamdan yoksun yaratmadık. Vay hallerine (cehennem) atesindeki o inkarcıların
Surah Sad, Verse 27
أَمۡ نَجۡعَلُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ كَٱلۡمُفۡسِدِينَ فِي ٱلۡأَرۡضِ أَمۡ نَجۡعَلُ ٱلۡمُتَّقِينَ كَٱلۡفُجَّارِ
(Yoksa,) inanıp dogru ve yararlı isler yapanları yeryuzunde bozgunculuk yapanlarla bir mi tutsaydık? Allah´a karsı sorumluluklarının bilincinde olanları yoldan sapmıslarla bir mi tutsaydık
Surah Sad, Verse 28
كِتَٰبٌ أَنزَلۡنَٰهُ إِلَيۡكَ مُبَٰرَكٞ لِّيَدَّبَّرُوٓاْ ءَايَٰتِهِۦ وَلِيَتَذَكَّرَ أُوْلُواْ ٱلۡأَلۡبَٰبِ
(Ey Muhammed!) Sana indirdigimiz bu kutsal ilahi kelam(da her seyi acıkladık ki) insanlar onun mesajı uzerinde iyice dusunsunler ve akıl iz´an sahipleri ondan ders alsınlar
Surah Sad, Verse 29
وَوَهَبۡنَا لِدَاوُۥدَ سُلَيۡمَٰنَۚ نِعۡمَ ٱلۡعَبۡدُ إِنَّهُۥٓ أَوَّابٌ
Ve biz Davud´a (ogul olarak) Suleyman´ı armagan ettik; o, ne guzel bir kul(umuz oldu)! O, her zaman Bize yonelirdi
Surah Sad, Verse 30
إِذۡ عُرِضَ عَلَيۡهِ بِٱلۡعَشِيِّ ٱلصَّـٰفِنَٰتُ ٱلۡجِيَادُ
(Ve) aksama dogru soylu kosu atları onune getirildiginde (bile)
Surah Sad, Verse 31
فَقَالَ إِنِّيٓ أَحۡبَبۡتُ حُبَّ ٱلۡخَيۡرِ عَن ذِكۡرِ رَبِّي حَتَّىٰ تَوَارَتۡ بِٱلۡحِجَابِ
Ben guzel olan her seyi severim, cunku Rabbimi bana hatırlatır!" derdi; (atlar kosarak uzaklasıp) gozden kayboluncaya kadar (bu sozleri tekrarladı. Daha sonra)
Surah Sad, Verse 32
رُدُّوهَا عَلَيَّۖ فَطَفِقَ مَسۡحَۢا بِٱلسُّوقِ وَٱلۡأَعۡنَاقِ
Onları bana getirin!" (diye emretti) ve bacakları ile boyunlarını (sefkatle) sıvazlamaya basladı
Surah Sad, Verse 33
وَلَقَدۡ فَتَنَّا سُلَيۡمَٰنَ وَأَلۡقَيۡنَا عَلَىٰ كُرۡسِيِّهِۦ جَسَدٗا ثُمَّ أَنَابَ
Fakat (daha once) Suleyman´ı tahtının uzerine bir ceset koymak suretiyle denemistik; bunun uzerine (Bize) yonelmis (ve)
Surah Sad, Verse 34
قَالَ رَبِّ ٱغۡفِرۡ لِي وَهَبۡ لِي مُلۡكٗا لَّا يَنۢبَغِي لِأَحَدٖ مِّنۢ بَعۡدِيٓۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡوَهَّابُ
Rabbim!" demisti, "Gunahlarımı affet, bana benden sonra kimsenin ulasamayacagı bir hukumranlık ver; cunku sen lutuf sahibisin
Surah Sad, Verse 35
فَسَخَّرۡنَا لَهُ ٱلرِّيحَ تَجۡرِي بِأَمۡرِهِۦ رُخَآءً حَيۡثُ أَصَابَ
Bunun uzerine ruzgarı o´nun emrine verdik ki o´nun direktifi ile istedigi yone dogru kolayca essin
Surah Sad, Verse 36
وَٱلشَّيَٰطِينَ كُلَّ بَنَّآءٖ وَغَوَّاصٖ
butun bozguncu gucleri de (o´nun hizmetine verdik), her tur yapı ustasını ve dalgıcı
Surah Sad, Verse 37
وَءَاخَرِينَ مُقَرَّنِينَ فِي ٱلۡأَصۡفَادِ
ve zincirlerle birbirlerine baglanmıs digerlerini
Surah Sad, Verse 38
هَٰذَا عَطَآؤُنَا فَٱمۡنُنۡ أَوۡ أَمۡسِكۡ بِغَيۡرِ حِسَابٖ
(Ve ona dedik:) "Bu Bizim hediyemizdir, onu hicbir hesap yapmadan baskalarına diledigin gibi vermen yahut elinde tutman sana kalmıstır
Surah Sad, Verse 39
وَإِنَّ لَهُۥ عِندَنَا لَزُلۡفَىٰ وَحُسۡنَ مَـَٔابٖ
Kuskusuz o´nu (oteki dunyada) Bizim yakınlıgımız ve menzillerin en guzeli beklemektedir
Surah Sad, Verse 40
وَٱذۡكُرۡ عَبۡدَنَآ أَيُّوبَ إِذۡ نَادَىٰ رَبَّهُۥٓ أَنِّي مَسَّنِيَ ٱلشَّيۡطَٰنُ بِنُصۡبٖ وَعَذَابٍ
Kulumuz Eyyub´u da hatırla, o´nun Rabbine soyle seslendigini: "Seytan bana (tam bir) bıkkınlık ve azap vermektedir
Surah Sad, Verse 41
ٱرۡكُضۡ بِرِجۡلِكَۖ هَٰذَا مُغۡتَسَلُۢ بَارِدٞ وَشَرَابٞ
(Bunun uzerine kendisine:) "Ayagını (yere) vur: Iste yıkanabilecegin ve icebilecegin bir soguk su!" dedik
Surah Sad, Verse 42
وَوَهَبۡنَا لَهُۥٓ أَهۡلَهُۥ وَمِثۡلَهُم مَّعَهُمۡ رَحۡمَةٗ مِّنَّا وَذِكۡرَىٰ لِأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ
Ona katımızdan bir rahmet ve butun akıl iz´an sahiplerine bir uyarı olmak uzere mevcut nufuslarını iki katına cıkaran yeni bir nesil armagan ettik
Surah Sad, Verse 43
وَخُذۡ بِيَدِكَ ضِغۡثٗا فَٱضۡرِب بِّهِۦ وَلَا تَحۡنَثۡۗ إِنَّا وَجَدۡنَٰهُ صَابِرٗاۚ نِّعۡمَ ٱلۡعَبۡدُ إِنَّهُۥٓ أَوَّابٞ
(Ve sonunda o´na dedik ki:) "Simdi eline bir demet ot al, onunla vur ve yeminini yerine getir!" Gercekten Biz o´nu sıkıntılara karsı sabırlı gorduk. O, ne guzel bir kulumuzdu, daima Bize yonelirdi
Surah Sad, Verse 44
وَٱذۡكُرۡ عِبَٰدَنَآ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَ أُوْلِي ٱلۡأَيۡدِي وَٱلۡأَبۡصَٰرِ
(Hepsi de) guclu bir iradeye ve keskin bir kavrayıs yetenegine sahip olan Ibrahim, Ishak ve Yakub´u hatırla
Surah Sad, Verse 45
إِنَّآ أَخۡلَصۡنَٰهُم بِخَالِصَةٖ ذِكۡرَى ٱلدَّارِ
Biz onları arı duru bir dusunce aracılıgıyla temizledik. Oteki dunyayı gozetme (dusuncesiyle)
Surah Sad, Verse 46
وَإِنَّهُمۡ عِندَنَا لَمِنَ ٱلۡمُصۡطَفَيۡنَ ٱلۡأَخۡيَارِ
Ve Bizim nezdimizde onlar gercekten seckin, hayırlı kimseler arasındaydılar
Surah Sad, Verse 47
وَٱذۡكُرۡ إِسۡمَٰعِيلَ وَٱلۡيَسَعَ وَذَا ٱلۡكِفۡلِۖ وَكُلّٞ مِّنَ ٱلۡأَخۡيَارِ
Ismail´i, Elyesa´yı ve (onlar gibi) kendisini (Bize) adayan herkesi an! Onların tumu hayırlı kimselerdi
Surah Sad, Verse 48
هَٰذَا ذِكۡرٞۚ وَإِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ لَحُسۡنَ مَـَٔابٖ
BU, (Allah´a inananlar icin) bir uyarıdır. Cunku, Allah´a karsı sorumluluk bilinci duyanları butun menzillerin en guzeli beklemektedir
Surah Sad, Verse 49
جَنَّـٰتِ عَدۡنٖ مُّفَتَّحَةٗ لَّهُمُ ٱلۡأَبۡوَٰبُ
Kapıları ardına kadar acık sonsuz mutluluk, esenlik bahceleri
Surah Sad, Verse 50
مُتَّكِـِٔينَ فِيهَا يَدۡعُونَ فِيهَا بِفَٰكِهَةٖ كَثِيرَةٖ وَشَرَابٖ
orada uzanıp dinlenecekler; (ve) her tur meyveyi ve icecegi, (serbestce) isteyebilecekler
Surah Sad, Verse 51
۞وَعِندَهُمۡ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرۡفِ أَتۡرَابٌ
yanıbaslarında yumusak bakıslı, uyumlu esler olacak
Surah Sad, Verse 52
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِيَوۡمِ ٱلۡحِسَابِ
Iste bu, Hesap Gunu icin size verilen sozdur
Surah Sad, Verse 53
إِنَّ هَٰذَا لَرِزۡقُنَا مَا لَهُۥ مِن نَّفَادٍ
Bu, (size) verecegimiz tukenmeyen nimetimizdir
Surah Sad, Verse 54
هَٰذَاۚ وَإِنَّ لِلطَّـٰغِينَ لَشَرَّ مَـَٔابٖ
Bu, (durust ve erdemliler icindir); dogruluk ve durustluk sınırlarını asanları ise en kotu bir akibet beklemektedir
Surah Sad, Verse 55
جَهَنَّمَ يَصۡلَوۡنَهَا فَبِئۡسَ ٱلۡمِهَادُ
Onlar cehennemi tadacaklar, ne feci bir meskendir o
Surah Sad, Verse 56
هَٰذَا فَلۡيَذُوقُوهُ حَمِيمٞ وَغَسَّاقٞ
Bu, (iste boyleleri icindir,) oyleyse bırak tatsınlar: yakıcı bir umitsizlik ve buz gibi bir karanlık
Surah Sad, Verse 57
وَءَاخَرُ مِن شَكۡلِهِۦٓ أَزۡوَٰجٌ
ve aynı cinsten azap ustune azap
Surah Sad, Verse 58
هَٰذَا فَوۡجٞ مُّقۡتَحِمٞ مَّعَكُمۡ لَا مَرۡحَبَۢا بِهِمۡۚ إِنَّهُمۡ صَالُواْ ٱلنَّارِ
(Ve onlar birbirlerine soracaklar: "Gordunuz mu) sizinle birlikte korukorune (gunaha) dalan bu kalabalıgı? Rahat yuzu gormesin onlar! Elbet onlar (da) atesi tadacaklar
Surah Sad, Verse 59
قَالُواْ بَلۡ أَنتُمۡ لَا مَرۡحَبَۢا بِكُمۡۖ أَنتُمۡ قَدَّمۡتُمُوهُ لَنَاۖ فَبِئۡسَ ٱلۡقَرَارُ
(Ve) onlar, (ayartılmıs olanlar,) feryad edecekler: "Hayır, asıl (sorumlu) sizsiniz! Siz rahat yuzu gormeyin! Bunu basımıza getiren sizsiniz: Ne kotu bir yer burası
Surah Sad, Verse 60
قَالُواْ رَبَّنَا مَن قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدۡهُ عَذَابٗا ضِعۡفٗا فِي ٱلنَّارِ
(Ve) "Ey Rabbimiz!" diye yalvaracaklar, "Bunu kim basımıza getirdiyse onun ates icindeki azabını kat kat artır
Surah Sad, Verse 61
وَقَالُواْ مَا لَنَا لَا نَرَىٰ رِجَالٗا كُنَّا نَعُدُّهُم مِّنَ ٱلۡأَشۡرَارِ
Ve ekleyecekler: "Nasıl olur da (dunyada) carpılmıs olanlar arasında saydıklarımızı(n hic birini) burada gormeyiz
Surah Sad, Verse 62
أَتَّخَذۡنَٰهُمۡ سِخۡرِيًّا أَمۡ زَاغَتۡ عَنۡهُمُ ٱلۡأَبۡصَٰرُ
(ve) kendileriyle alay ettiklerimizin? Yoksa (onlar burada da) biz mi goremiyoruz
Surah Sad, Verse 63
إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقّٞ تَخَاصُمُ أَهۡلِ ٱلنَّارِ
Cehennem sakinlerinin karsılıklı cekismeleri (ve saskınlıkları) iste boyle surup gidecek
Surah Sad, Verse 64
قُلۡ إِنَّمَآ أَنَا۠ مُنذِرٞۖ وَمَا مِنۡ إِلَٰهٍ إِلَّا ٱللَّهُ ٱلۡوَٰحِدُ ٱلۡقَهَّارُ
De ki (ey Muhammed): "Ben yalnızca bir uyarıcıyım; butun mevcudat uzerinde mutlak otorite sahibi olan Tek Allah´tan baska ilah yoktur
Surah Sad, Verse 65
رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡغَفَّـٰرُ
goklerin, yerin ve ikisi arasındaki her seyin Rabbi, kudret sahibi ve cok bagıslayıcı
Surah Sad, Verse 66
قُلۡ هُوَ نَبَؤٌاْ عَظِيمٌ
De ki: "Bu, muazzam bir mesajdır
Surah Sad, Verse 67
أَنتُمۡ عَنۡهُ مُعۡرِضُونَ
(nasıl) ondan yuz cevirirsiniz
Surah Sad, Verse 68
مَا كَانَ لِيَ مِنۡ عِلۡمِۭ بِٱلۡمَلَإِ ٱلۡأَعۡلَىٰٓ إِذۡ يَخۡتَصِمُونَ
(De ki ey Muhammed:) "(Insanın yaratılısına) karsı cıktıklarında yuce topluluk(ta neler olup bittigi) hakkında bilgi sahibi degildim
Surah Sad, Verse 69
إِن يُوحَىٰٓ إِلَيَّ إِلَّآ أَنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٞ مُّبِينٌ
o, (Allah) tarafından bana vahyedilmemis olsaydı ben de (size) apacık bir uyarıda bulunamazdım
Surah Sad, Verse 70
إِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِنِّي خَٰلِقُۢ بَشَرٗا مِّن طِينٖ
(Nitekim) o zaman, Rabbin meleklere demisti: "Ben balcıktan bir insan yaratacagım
Surah Sad, Verse 71
فَإِذَا سَوَّيۡتُهُۥ وَنَفَخۡتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ
ona en uygun bicimi verip Kendi ruhumdan kattıgım zaman onun onunde yere kapanın
Surah Sad, Verse 72
فَسَجَدَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ كُلُّهُمۡ أَجۡمَعُونَ
Bunun uzerine butun melekler yere kapandılar
Surah Sad, Verse 73
إِلَّآ إِبۡلِيسَ ٱسۡتَكۡبَرَ وَكَانَ مِنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ
yalnız Iblis kapanmadı: O kustahca boburlendi ve (boylece) hakikati inkar edenlerden oldu
Surah Sad, Verse 74
قَالَ يَـٰٓإِبۡلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَن تَسۡجُدَ لِمَا خَلَقۡتُ بِيَدَيَّۖ أَسۡتَكۡبَرۡتَ أَمۡ كُنتَ مِنَ ٱلۡعَالِينَ
(Allah): "Ey Iblis!" dedi, "Kendi ellerimle yarattıgım su (varlıgın onunde) yere kapanmaktan seni alıkoyan nedir? (Baska bir yaratık onunde boyun egmeyecek kadar) kibirli misin, yoksa (yalnız) kendisini ustun gorenlerden misin
Surah Sad, Verse 75
قَالَ أَنَا۠ خَيۡرٞ مِّنۡهُ خَلَقۡتَنِي مِن نَّارٖ وَخَلَقۡتَهُۥ مِن طِينٖ
(Iblis): "Ben ondan daha ustunum!" diye cevap verdi, "Beni atesten, onu ise balcıktan yarattın
Surah Sad, Verse 76
قَالَ فَٱخۡرُجۡ مِنۡهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٞ
(Allah) "Oyleyse" dedi, "bu (meleklik konumu)ndan cık git; cunku sen artık gozden dusmus/kovulmus birisin
Surah Sad, Verse 77
وَإِنَّ عَلَيۡكَ لَعۡنَتِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلدِّينِ
Ve benim lanetim Hesap Gunu´ne kadar senin uzerinde olacaktır
Surah Sad, Verse 78
قَالَ رَبِّ فَأَنظِرۡنِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ
(Iblis) "Ey Rabbim!" dedi, "O halde herkesin dirilecegi Gune kadar bana muhlet ver
Surah Sad, Verse 79
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلۡمُنظَرِينَ
(Allah) "Peki, (oyle olsun)!" dedi, "Sen muhlet verilenlerden oldun
Surah Sad, Verse 80
إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡوَقۡتِ ٱلۡمَعۡلُومِ
zamanı (yalnız Benim tarafımdan) bilinen Gune kadar
Surah Sad, Verse 81
قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغۡوِيَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ
(Bunun uzerine Iblis): "Senin kudretine andolsun ki, onların tumunu siddetli bir sapıklıga surukleyecegim!" dedi
Surah Sad, Verse 82
إِلَّا عِبَادَكَ مِنۡهُمُ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Senin ihlaslı kulların dısında (tumunu)
Surah Sad, Verse 83
قَالَ فَٱلۡحَقُّ وَٱلۡحَقَّ أَقُولُ
(Allah,) "O zaman, gercek sudur!" buyurdu, "ve Ben bu gercegi soyluyorum
Surah Sad, Verse 84
لَأَمۡلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنكَ وَمِمَّن تَبِعَكَ مِنۡهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Cehennemi seninle ve sana uyanlarla dolduracagım
Surah Sad, Verse 85
قُلۡ مَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٖ وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُتَكَلِّفِينَ
De ki (ey Peygamber!): "Bu (mesaj) icin sizden hicbir karsılık istemiyorum; ve ben sahip olmadıgı seyleri iddia edenlerden degilim
Surah Sad, Verse 86
إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ
Bu (ilahi kelam), butun alemler icin ancak bir ogut ve uyarıdır
Surah Sad, Verse 87
وَلَتَعۡلَمُنَّ نَبَأَهُۥ بَعۡدَ حِينِۭ
Ve onun anlamını bir sure sonra mutlaka kavrayacaksınız
Surah Sad, Verse 88