Surah Sad - Turkish Translation by Suat Yildirim
صٓۚ وَٱلۡقُرۡءَانِ ذِي ٱلذِّكۡرِ
Sad. Bu sanlı serefli Kur'an hakkı icin
Surah Sad, Verse 1
بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي عِزَّةٖ وَشِقَاقٖ
(Kafirler) Bu Kur'an’ı onda supheye yer verecek herhangi bir taraf oldugundan degil, ama asıl kendileri Allah’a karsı kibir ve muhalefet tasıdıkları icin inkar ediyorlar
Surah Sad, Verse 2
كَمۡ أَهۡلَكۡنَا مِن قَبۡلِهِم مِّن قَرۡنٖ فَنَادَواْ وَّلَاتَ حِينَ مَنَاصٖ
Biz onlardan once nice nesilleri silip supurduk. O zaman ne cıglıklar, ne feryatlar kopardılar! Ama kurtulus zamanı coktan gecmisti
Surah Sad, Verse 3
وَعَجِبُوٓاْ أَن جَآءَهُم مُّنذِرٞ مِّنۡهُمۡۖ وَقَالَ ٱلۡكَٰفِرُونَ هَٰذَا سَٰحِرٞ كَذَّابٌ
Iclerinden kendilerini uyarıp irsad edecek birinin gelmesine her nedense sasırdılar ve o kafirler: “Bu bir sihirbaz, bir yalancı! Iste tutmus bunca ilahı bir tek ilah yapmıs! Bu gercekten sasılacak, cok tuhaf bir sey!” dediler
Surah Sad, Verse 4
أَجَعَلَ ٱلۡأٓلِهَةَ إِلَٰهٗا وَٰحِدًاۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٌ عُجَابٞ
Iclerinden kendilerini uyarıp irsad edecek birinin gelmesine her nedense sasırdılar ve o kafirler: “Bu bir sihirbaz, bir yalancı! Iste tutmus bunca ilahı bir tek ilah yapmıs! Bu gercekten sasılacak, cok tuhaf bir sey!” dediler
Surah Sad, Verse 5
وَٱنطَلَقَ ٱلۡمَلَأُ مِنۡهُمۡ أَنِ ٱمۡشُواْ وَٱصۡبِرُواْ عَلَىٰٓ ءَالِهَتِكُمۡۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٞ يُرَادُ
Iclerinden onde gelen esraf takımı derhal harekete gecip “Hala mı duruyorsunuz, kalkın yuruyup gosteri yapın ve ilahlarınız konusunda direnip dayanacagınızı ilan edin! Bu, cidden yapılması gerken bir seydir!” dediler
Surah Sad, Verse 6
مَا سَمِعۡنَا بِهَٰذَا فِي ٱلۡمِلَّةِ ٱلۡأٓخِرَةِ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا ٱخۡتِلَٰقٌ
“Dogrusu biz bu tevhid inancını son dinde de gormedik. Bu sırf bir uydurma!”
Surah Sad, Verse 7
أَءُنزِلَ عَلَيۡهِ ٱلذِّكۡرُ مِنۢ بَيۡنِنَاۚ بَلۡ هُمۡ فِي شَكّٖ مِّن ذِكۡرِيۚ بَل لَّمَّا يَذُوقُواْ عَذَابِ
Biz bu kadar esraf dururken, kitap gonderilecek bir o mu kalmıs!” Hayır, hayır! Onlar Benim buyruklarım hakkında tam bir suphe icindedirler, dogrusu onlar azabımı henuz tatmadılar
Surah Sad, Verse 8
أَمۡ عِندَهُمۡ خَزَآئِنُ رَحۡمَةِ رَبِّكَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡوَهَّابِ
O mutlak galip, her nimeti ve ozellikle peygamberligi diledigine ihsan eden Rabbinin rahmet hazineleri yoksa onların mı yanında
Surah Sad, Verse 9
أَمۡ لَهُم مُّلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَاۖ فَلۡيَرۡتَقُواْ فِي ٱلۡأَسۡبَٰبِ
Yoksa goklerin, yerin ve ikisi arasında olan varlıkların hakimiyet ve yonetimi onlara mı ait? Haydi, ellerinden geliyorsa sebep ve vasıtalarını temin etsinler de goge cıksınlar (alemi oradan yonetsin, vahyi de isteklerine gore indirsinler)
Surah Sad, Verse 10
جُندٞ مَّا هُنَالِكَ مَهۡزُومٞ مِّنَ ٱلۡأَحۡزَابِ
Bunu yapmaları soyle dursun, onlar birtakım dokuntu boluklerden olusup buracıkta bozguna ugratılacak bozuk bir ordu
Surah Sad, Verse 11
كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ وَعَادٞ وَفِرۡعَوۡنُ ذُو ٱلۡأَوۡتَادِ
Onlardan once Nuh, Ad toplumları ve ordular sahibi Firavun toplumu da Peygamberleri yalancı saydılar.Semud ve Lut toplumları, Eykeliler de oyle yaptılar. Iste bunlar, peygamberlere karsı toplanan hiziplerdi
Surah Sad, Verse 12
وَثَمُودُ وَقَوۡمُ لُوطٖ وَأَصۡحَٰبُ لۡـَٔيۡكَةِۚ أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلۡأَحۡزَابُ
Onlardan once Nuh, Ad toplumları ve ordular sahibi Firavun toplumu da Peygamberleri yalancı saydılar.Semud ve Lut toplumları, Eykeliler de oyle yaptılar. Iste bunlar, peygamberlere karsı toplanan hiziplerdi
Surah Sad, Verse 13
إِن كُلٌّ إِلَّا كَذَّبَ ٱلرُّسُلَ فَحَقَّ عِقَابِ
Bunların her biri peygamberlere yalancı demis ve cezalarını hak etmislerdi
Surah Sad, Verse 14
وَمَا يَنظُرُ هَـٰٓؤُلَآءِ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ مَّا لَهَا مِن فَوَاقٖ
Onların kabirlerden dirilmeleri sadece bir tek cagrıya bakar. Ses yayılır yayılmaz hemen kalkarlar
Surah Sad, Verse 15
وَقَالُواْ رَبَّنَا عَجِّل لَّنَا قِطَّنَا قَبۡلَ يَوۡمِ ٱلۡحِسَابِ
Bir de o kafirler alayla soyle dediler: “Ey bizim Rabbimiz, bizim azap payımızı hesap gunu gelmeden cabuklastır.”
Surah Sad, Verse 16
ٱصۡبِرۡ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَٱذۡكُرۡ عَبۡدَنَا دَاوُۥدَ ذَا ٱلۡأَيۡدِۖ إِنَّهُۥٓ أَوَّابٌ
Onlar ne derlerse desinler sen sabret ve guclu kuvvetli bir kulumuz olan Davud'u hatırla. Cunku o daima Allah’a yonelirdi
Surah Sad, Verse 17
إِنَّا سَخَّرۡنَا ٱلۡجِبَالَ مَعَهُۥ يُسَبِّحۡنَ بِٱلۡعَشِيِّ وَٱلۡإِشۡرَاقِ
Biz sabah aksam kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri icin dagları, toplu haldeki kusları onun hizmetine vermistik. Her biri onun ahengine katılır, beraber zikrederlerdi
Surah Sad, Verse 18
وَٱلطَّيۡرَ مَحۡشُورَةٗۖ كُلّٞ لَّهُۥٓ أَوَّابٞ
Biz sabah aksam kendisiyle zikir ve ibadet etmeleri icin dagları, toplu haldeki kusları onun hizmetine vermistik. Her biri onun ahengine katılır, beraber zikrederlerdi
Surah Sad, Verse 19
وَشَدَدۡنَا مُلۡكَهُۥ وَءَاتَيۡنَٰهُ ٱلۡحِكۡمَةَ وَفَصۡلَ ٱلۡخِطَابِ
Biz onun hakimiyetini guclendirdik, ona hikmet, nubuvvet, isabetli karar verme ve meramını guzelce ifade etme kabiliyeti verdik
Surah Sad, Verse 20
۞وَهَلۡ أَتَىٰكَ نَبَؤُاْ ٱلۡخَصۡمِ إِذۡ تَسَوَّرُواْ ٱلۡمِحۡرَابَ
O mahkemelesen hasımların olayından haberin oldu mu? Onlar mabedin duvarına tırmanıp Davud'un yanına birden girince o, onlardan urktu. Onlar da “Korkma! dediler, biz sadece birbirimize hakkı gecen iki davalıyız.Senden dilegimiz: Aramızda adaletle hukmet, haktan uzaklasma ve bize tam dogruyu goster.” {KM, II Samuel 11; Mezmurlar}
Surah Sad, Verse 21
إِذۡ دَخَلُواْ عَلَىٰ دَاوُۥدَ فَفَزِعَ مِنۡهُمۡۖ قَالُواْ لَا تَخَفۡۖ خَصۡمَانِ بَغَىٰ بَعۡضُنَا عَلَىٰ بَعۡضٖ فَٱحۡكُم بَيۡنَنَا بِٱلۡحَقِّ وَلَا تُشۡطِطۡ وَٱهۡدِنَآ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلصِّرَٰطِ
O mahkemelesen hasımların olayından haberin oldu mu? Onlar mabedin duvarına tırmanıp Davud'un yanına birden girince o, onlardan urktu. Onlar da “Korkma! dediler, biz sadece birbirimize hakkı gecen iki davalıyız.Senden dilegimiz: Aramızda adaletle hukmet, haktan uzaklasma ve bize tam dogruyu goster.” {KM, II Samuel 11; Mezmurlar}
Surah Sad, Verse 22
إِنَّ هَٰذَآ أَخِي لَهُۥ تِسۡعٞ وَتِسۡعُونَ نَعۡجَةٗ وَلِيَ نَعۡجَةٞ وَٰحِدَةٞ فَقَالَ أَكۡفِلۡنِيهَا وَعَزَّنِي فِي ٱلۡخِطَابِ
“Benim su (din) kardesimin doksan dokuz koyunu var, benimse bir tek koyunum! Boyle iken “onu da bana bırak!” dedi ve cenesiyle beni bastırdı.”
Surah Sad, Verse 23
قَالَ لَقَدۡ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعۡجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِۦۖ وَإِنَّ كَثِيرٗا مِّنَ ٱلۡخُلَطَآءِ لَيَبۡغِي بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٍ إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ وَقَلِيلٞ مَّا هُمۡۗ وَظَنَّ دَاوُۥدُ أَنَّمَا فَتَنَّـٰهُ فَٱسۡتَغۡفَرَ رَبَّهُۥ وَخَرَّۤ رَاكِعٗاۤ وَأَنَابَ۩
Davud: “Dogrusu, senin tek koyununu, kendi koyunlarına katmak istemekle o sana haksızlık etmistir. Zaten malda ortak olanların cogu birbirlerine haksızlık ederler. Ancak gercekten iman edip makbul ve guzel davranıslarda bulunanlar boyle yapmazlar. Onlar da o kadar azdır ki!”Davud kendisini imtihan ettigimizi anladı, derhal Rabbinden magfiret diledi, egilip secdeye kapandı ve Allah'a yoneldi
Surah Sad, Verse 24
فَغَفَرۡنَا لَهُۥ ذَٰلِكَۖ وَإِنَّ لَهُۥ عِندَنَا لَزُلۡفَىٰ وَحُسۡنَ مَـَٔابٖ
Onun bu hatasını bagısladık. Muhakkak ki onun Bize yakınlıgı ve guzel bir akıbeti vardır
Surah Sad, Verse 25
يَٰدَاوُۥدُ إِنَّا جَعَلۡنَٰكَ خَلِيفَةٗ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَٱحۡكُم بَيۡنَ ٱلنَّاسِ بِٱلۡحَقِّ وَلَا تَتَّبِعِ ٱلۡهَوَىٰ فَيُضِلَّكَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَضِلُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ لَهُمۡ عَذَابٞ شَدِيدُۢ بِمَا نَسُواْ يَوۡمَ ٱلۡحِسَابِ
“Davud! Biz seni ulkede hukumdar yaptık, sen de insanlar arasında adaletle hukmet, keyfine uyma ki seni Allah yolundan saptırmasın. Allah yolundan sapanlara hesap gununu unuttukları icin, siddetli bir azap vardır
Surah Sad, Verse 26
وَمَا خَلَقۡنَا ٱلسَّمَآءَ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَا بَٰطِلٗاۚ ذَٰلِكَ ظَنُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْۚ فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنَ ٱلنَّارِ
Biz gogu, yeri ve ikisinin arasındaki varlıkları gayesiz, bosuna yaratmadık. Bu sadece kafirlerin bir zannı ve iddiasıdır. Artık o atesten vay haline o kafirlerin
Surah Sad, Verse 27
أَمۡ نَجۡعَلُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ كَٱلۡمُفۡسِدِينَ فِي ٱلۡأَرۡضِ أَمۡ نَجۡعَلُ ٱلۡمُتَّقِينَ كَٱلۡفُجَّارِ
Biz hic, iman edip makbul ve guzel is yapanlara, ulkede fesat cıkararak nizamı bozanlarla aynı muameleleri yapar mıyız? Yahut Allah'ı sayıp kotuluklerden sakınanları, yoldan cıkanlarla bir tutar mıyız
Surah Sad, Verse 28
كِتَٰبٌ أَنزَلۡنَٰهُ إِلَيۡكَ مُبَٰرَكٞ لِّيَدَّبَّرُوٓاْ ءَايَٰتِهِۦ وَلِيَتَذَكَّرَ أُوْلُواْ ٱلۡأَلۡبَٰبِ
Biz sana feyizli ve bereketli bir kitap indirdik ki insanlar onun ayetlerini iyice dusunsunler ve aklı yerinde olanlar ders ve ibret alsınlar
Surah Sad, Verse 29
وَوَهَبۡنَا لِدَاوُۥدَ سُلَيۡمَٰنَۚ نِعۡمَ ٱلۡعَبۡدُ إِنَّهُۥٓ أَوَّابٌ
(Bunları belirttikten sonra tekrar Davud'un kıssasına donelim:) Davud’a evlat olarak Suleyman’ı ihsan ettik. Suleyman ne guzel kuldu! Hep Allah’a yonelirdi
Surah Sad, Verse 30
إِذۡ عُرِضَ عَلَيۡهِ بِٱلۡعَشِيِّ ٱلصَّـٰفِنَٰتُ ٱلۡجِيَادُ
Hani bir gun ikindi vakti ona, durdugunda sakin, kostugu zaman ise suratli safkan kosu atları gosterilmisti
Surah Sad, Verse 31
فَقَالَ إِنِّيٓ أَحۡبَبۡتُ حُبَّ ٱلۡخَيۡرِ عَن ذِكۡرِ رَبِّي حَتَّىٰ تَوَارَتۡ بِٱلۡحِجَابِ
Onlarla ilgilenip “Ben Rabbimi hatırlattıkları icin guzel seyleri severim.” dedi ve onlar gozden kayboluncaya dek onları seyredip durdu. Sonra: “Onları tekrar bana getirin!” deyip bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya basladı
Surah Sad, Verse 32
رُدُّوهَا عَلَيَّۖ فَطَفِقَ مَسۡحَۢا بِٱلسُّوقِ وَٱلۡأَعۡنَاقِ
Onlarla ilgilenip “Ben Rabbimi hatırlattıkları icin guzel seyleri severim.” dedi ve onlar gozden kayboluncaya dek onları seyredip durdu. Sonra: “Onları tekrar bana getirin!” deyip bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya basladı
Surah Sad, Verse 33
وَلَقَدۡ فَتَنَّا سُلَيۡمَٰنَ وَأَلۡقَيۡنَا عَلَىٰ كُرۡسِيِّهِۦ جَسَدٗا ثُمَّ أَنَابَ
Biz Suleyman'ı denemeye tabi tuttuk ve tahtının uzerine bir cesed bıraktık. Sonra o, Allah’a sıgınıp tekrar tahtına dondu
Surah Sad, Verse 34
قَالَ رَبِّ ٱغۡفِرۡ لِي وَهَبۡ لِي مُلۡكٗا لَّا يَنۢبَغِي لِأَحَدٖ مِّنۢ بَعۡدِيٓۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡوَهَّابُ
“Ya Rabbi!” dedi, “affet beni ve bana, benden sonra hic kimseye nasib olmayacak bir hakimiyet lutfet. Cunku Sen, lutufları son derece bol olan vehhabsın!”
Surah Sad, Verse 35
فَسَخَّرۡنَا لَهُ ٱلرِّيحَ تَجۡرِي بِأَمۡرِهِۦ رُخَآءً حَيۡثُ أَصَابَ
Biz ruzgarı onun emrine verdik. Ruzgar, onun emriyle istedigi yere tatlı tatlı eserdi
Surah Sad, Verse 36
وَٱلشَّيَٰطِينَ كُلَّ بَنَّآءٖ وَغَوَّاصٖ
Bina yapan, dalgıclık yapan her seytanı, bukagılarla baglı olan baskalarını da onun hizmetine verdik
Surah Sad, Verse 37
وَءَاخَرِينَ مُقَرَّنِينَ فِي ٱلۡأَصۡفَادِ
Bina yapan, dalgıclık yapan her seytanı, bukagılarla baglı olan baskalarını da onun hizmetine verdik
Surah Sad, Verse 38
هَٰذَا عَطَآؤُنَا فَٱمۡنُنۡ أَوۡ أَمۡسِكۡ بِغَيۡرِ حِسَابٖ
Buyurduk: “Suleyman! Iste bu, sana ihsanımızdır. Ister dagıt, ister yanında tut, bu hesapsızdır.”
Surah Sad, Verse 39
وَإِنَّ لَهُۥ عِندَنَا لَزُلۡفَىٰ وَحُسۡنَ مَـَٔابٖ
Muhakkak ki onun Bize yakınlıgı ve guzel bir akıbeti vardır
Surah Sad, Verse 40
وَٱذۡكُرۡ عَبۡدَنَآ أَيُّوبَ إِذۡ نَادَىٰ رَبَّهُۥٓ أَنِّي مَسَّنِيَ ٱلشَّيۡطَٰنُ بِنُصۡبٖ وَعَذَابٍ
Kulumuz Eyyub'u da hatırla! Hani o Rabbine: “Ya Rabbi, seytan bana bir yorgunluk ve iskence dokundurdu.” diye yalvarmıstı
Surah Sad, Verse 41
ٱرۡكُضۡ بِرِجۡلِكَۖ هَٰذَا مُغۡتَسَلُۢ بَارِدٞ وَشَرَابٞ
Eyyub'a: “Ayagını yere vur! dedik, Iste sana kullanıp yıkanacagın ve icecegin soguk bir su!”
Surah Sad, Verse 42
وَوَهَبۡنَا لَهُۥٓ أَهۡلَهُۥ وَمِثۡلَهُم مَّعَهُمۡ رَحۡمَةٗ مِّنَّا وَذِكۡرَىٰ لِأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ
Nezdimizden bir rahmet ve sagduyu sahiplerine bir ibret olmak uzere ona; ailesini, cevresini ve onların bir mislini lutfettik
Surah Sad, Verse 43
وَخُذۡ بِيَدِكَ ضِغۡثٗا فَٱضۡرِب بِّهِۦ وَلَا تَحۡنَثۡۗ إِنَّا وَجَدۡنَٰهُ صَابِرٗاۚ نِّعۡمَ ٱلۡعَبۡدُ إِنَّهُۥٓ أَوَّابٞ
Bir de ona: “Eline bir demet sap al, onunla vur! Yemininden donen durumuna dusme!” dedik. Dogrusu Biz onu pek sabırlı bulduk. Ne guzel kuldu o! O, gercekten Allah'a yonelirdi. {KM, Eyub}
Surah Sad, Verse 44
وَٱذۡكُرۡ عِبَٰدَنَآ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَ أُوْلِي ٱلۡأَيۡدِي وَٱلۡأَبۡصَٰرِ
(Ey Resulum) Kuvvetli ve basiretli olan o zatları; kullarımız Ibrahim, Ishak ve Yakub'u da an
Surah Sad, Verse 45
إِنَّآ أَخۡلَصۡنَٰهُم بِخَالِصَةٖ ذِكۡرَى ٱلدَّارِ
Biz onları ozellikle ahiret yurdunu dusunen ihlaslı kisiler kıldık
Surah Sad, Verse 46
وَإِنَّهُمۡ عِندَنَا لَمِنَ ٱلۡمُصۡطَفَيۡنَ ٱلۡأَخۡيَارِ
Ustelik onlar Bizim yanımızda seckin ve hayırlı zatlardı
Surah Sad, Verse 47
وَٱذۡكُرۡ إِسۡمَٰعِيلَ وَٱلۡيَسَعَ وَذَا ٱلۡكِفۡلِۖ وَكُلّٞ مِّنَ ٱلۡأَخۡيَارِ
Ismail, Elyasa ve Zulkifl'i de hatırla. Onların hepsi hayırlı insanlardı
Surah Sad, Verse 48
هَٰذَا ذِكۡرٞۚ وَإِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ لَحُسۡنَ مَـَٔابٖ
Iste bu bir zikirdir, bir hatırlatmadır. Suphesiz Allah'a karsı gelmekten sakınanlara guzel bir akıbet vardır
Surah Sad, Verse 49
جَنَّـٰتِ عَدۡنٖ مُّفَتَّحَةٗ لَّهُمُ ٱلۡأَبۡوَٰبُ
O guzel yer: Kapıları yalnız kendilerine acılmıs olan Adn cennetleridir
Surah Sad, Verse 50
مُتَّكِـِٔينَ فِيهَا يَدۡعُونَ فِيهَا بِفَٰكِهَةٖ كَثِيرَةٖ وَشَرَابٖ
Onlar orada kanepelere dayanarak bircok meyveler ve icecekler isterler
Surah Sad, Verse 51
۞وَعِندَهُمۡ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرۡفِ أَتۡرَابٌ
Onların beraberinde, gozleri kocalarından baskasını gormeyen yumusak bakıslı, aynı yasta guzeller vardır
Surah Sad, Verse 52
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِيَوۡمِ ٱلۡحِسَابِ
Bunlar, hesap gunu icin size vad olunan seylerdir
Surah Sad, Verse 53
إِنَّ هَٰذَا لَرِزۡقُنَا مَا لَهُۥ مِن نَّفَادٍ
Gercekten bu, Bizim ihsan ettigimiz bir nasiptir ki onun asla bitecegi yoktur.
Surah Sad, Verse 54
هَٰذَاۚ وَإِنَّ لِلطَّـٰغِينَ لَشَرَّ مَـَٔابٖ
Iste bu, mutlularadır. Ama azgınlara kotu bir akıbet vardır ki o da girip yanacakları cehennemdir. Ne kotu bir yataktır o
Surah Sad, Verse 55
جَهَنَّمَ يَصۡلَوۡنَهَا فَبِئۡسَ ٱلۡمِهَادُ
Iste bu, mutlularadır. Ama azgınlara kotu bir akıbet vardır ki o da girip yanacakları cehennemdir. Ne kotu bir yataktır o
Surah Sad, Verse 56
هَٰذَا فَلۡيَذُوقُوهُ حَمِيمٞ وَغَسَّاقٞ
Bu boyledir! Iste tatsınlar bakalım o kaynar suları ve irinleri
Surah Sad, Verse 57
وَءَاخَرُ مِن شَكۡلِهِۦٓ أَزۡوَٰجٌ
Bu boyledir! Daha bunlara benzer baska azaplar da vardır
Surah Sad, Verse 58
هَٰذَا فَوۡجٞ مُّقۡتَحِمٞ مَّعَكُمۡ لَا مَرۡحَبَۢا بِهِمۡۚ إِنَّهُمۡ صَالُواْ ٱلنَّارِ
Iste sunlar dunyada koru korune maiyetinizde kosup giden guruhtur!“Merhaba!” olmasın onlara, rahat yuzu gormesin o zalimler!Zira onlar cehenneme gireceklerdir
Surah Sad, Verse 59
قَالُواْ بَلۡ أَنتُمۡ لَا مَرۡحَبَۢا بِكُمۡۖ أَنتُمۡ قَدَّمۡتُمُوهُ لَنَاۖ فَبِئۡسَ ٱلۡقَرَارُ
Tabi olanlar, onlara: “Hayır, asıl size merhaba olmasın, rahat yuzu gormeyin sizler! Bu azabı bize getiren sizsiniz. O ne kotu yerdir!” derler
Surah Sad, Verse 60
قَالُواْ رَبَّنَا مَن قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدۡهُ عَذَابٗا ضِعۡفٗا فِي ٱلنَّارِ
Sonra hep birden dua edip derler ki: “Ya Rabbena, kim bunları onumuze yıgdı ise, Sen onun azabını kat kat artır!”
Surah Sad, Verse 61
وَقَالُواْ مَا لَنَا لَا نَرَىٰ رِجَالٗا كُنَّا نَعُدُّهُم مِّنَ ٱلۡأَشۡرَارِ
Azgınlar: “Neden acaba, derler, dunyada kendilerini degersiz saydıgımız birtakım adamları burada gormuyoruz? Aklımız sıra, onlarla alay ederdik! Yoksa gozlerimiz onlardan kaydı da onun icin mi kendilerini goremiyoruz?”
Surah Sad, Verse 62
أَتَّخَذۡنَٰهُمۡ سِخۡرِيًّا أَمۡ زَاغَتۡ عَنۡهُمُ ٱلۡأَبۡصَٰرُ
Azgınlar: “Neden acaba, derler, dunyada kendilerini degersiz saydıgımız birtakım adamları burada gormuyoruz? Aklımız sıra, onlarla alay ederdik! Yoksa gozlerimiz onlardan kaydı da onun icin mi kendilerini goremiyoruz?”
Surah Sad, Verse 63
إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقّٞ تَخَاصُمُ أَهۡلِ ٱلنَّارِ
Iste bu, yani cehennemliklerin davalasması kesin bir gercektir
Surah Sad, Verse 64
قُلۡ إِنَّمَآ أَنَا۠ مُنذِرٞۖ وَمَا مِنۡ إِلَٰهٍ إِلَّا ٱللَّهُ ٱلۡوَٰحِدُ ٱلۡقَهَّارُ
De ki: “Ben sadece uyaran bir peygamberim. Su kesin bir gercektir ki tek hakim olan Allah'tan baska ilah yoktur
Surah Sad, Verse 65
رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡغَفَّـٰرُ
O goklerin, yerin ve ikisinin arasındaki varlıkların Rabbidir. Mutlak galiptir, cok magfiret edendir
Surah Sad, Verse 66
قُلۡ هُوَ نَبَؤٌاْ عَظِيمٌ
De ki: “Bu Kur'an pek muhim bir mesajdır
Surah Sad, Verse 67
أَنتُمۡ عَنۡهُ مُعۡرِضُونَ
Ama siz ona sırtınızı donuyorsunuz
Surah Sad, Verse 68
مَا كَانَ لِيَ مِنۡ عِلۡمِۭ بِٱلۡمَلَإِ ٱلۡأَعۡلَىٰٓ إِذۡ يَخۡتَصِمُونَ
Mele-i Ala sakinleri tartısırlarken kendi aralarında neler konustuklarına dair bilgim yoktur
Surah Sad, Verse 69
إِن يُوحَىٰٓ إِلَيَّ إِلَّآ أَنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٞ مُّبِينٌ
Su var ki: Bana sadece, acıkca uyarmak icin gonderilen bir elci oldugum vahyolunuyor.”
Surah Sad, Verse 70
إِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِنِّي خَٰلِقُۢ بَشَرٗا مِّن طِينٖ
Bir vakit Rabbin meleklere: “Ben,” dedi, “camurdan bir beser yaratacagım.”
Surah Sad, Verse 71
فَإِذَا سَوَّيۡتُهُۥ وَنَفَخۡتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ
Onu iyice bicimlendirip ona Ruhumdan ufleyince hep birden, secde ediniz.”
Surah Sad, Verse 72
فَسَجَدَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ كُلُّهُمۡ أَجۡمَعُونَ
Meleklerin hepsi secde ettiler
Surah Sad, Verse 73
إِلَّآ إِبۡلِيسَ ٱسۡتَكۡبَرَ وَكَانَ مِنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ
Lakin Iblis secde etmedi. O kibirlendi ve kafirlerden oldu
Surah Sad, Verse 74
قَالَ يَـٰٓإِبۡلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَن تَسۡجُدَ لِمَا خَلَقۡتُ بِيَدَيَّۖ أَسۡتَكۡبَرۡتَ أَمۡ كُنتَ مِنَ ٱلۡعَالِينَ
Allah buyurdu: “Iblis! Benim ellerimle yarattıgım mahlukuma neden secde etmedin? Gururlandın mı, yoksa kendini cok yukseklerde mi goruyorsun? {KM, Mezmurlar}
Surah Sad, Verse 75
قَالَ أَنَا۠ خَيۡرٞ مِّنۡهُ خَلَقۡتَنِي مِن نَّارٖ وَخَلَقۡتَهُۥ مِن طِينٖ
Iblis: “Ben ondan ustunum, cunku beni atesten, onu ise topraktan yarattın.” dedi
Surah Sad, Verse 76
قَالَ فَٱخۡرُجۡ مِنۡهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٞ
Allah: “Defol oradan! Sen artık kovulmus birisin. Lanetim de, hesap gunune kadar senin ustundedir.”
Surah Sad, Verse 77
وَإِنَّ عَلَيۡكَ لَعۡنَتِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلدِّينِ
Allah: “Defol oradan! Sen artık kovulmus birisin. Lanetim de, hesap gunune kadar senin ustundedir.”
Surah Sad, Verse 78
قَالَ رَبِّ فَأَنظِرۡنِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ
“Ya Rabbi, bana insanların dirilecegi gune kadar muhlet verir misin?” dedi
Surah Sad, Verse 79
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلۡمُنظَرِينَ
Allah: “Haydi sana muhlet verildi!”
Surah Sad, Verse 80
إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡوَقۡتِ ٱلۡمَعۡلُومِ
“Sen belirli bir vakte kadar izinlisin.”
Surah Sad, Verse 81
قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغۡوِيَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Iblis: “Oyle ise, senin izzetine yemin ederim ki ben de onların hepsini sasırtacagım. Ancak Senin ihlasa erdirdigin kullar bundan mustesnadır.” dedi
Surah Sad, Verse 82
إِلَّا عِبَادَكَ مِنۡهُمُ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Iblis: “Oyle ise, senin izzetine yemin ederim ki ben de onların hepsini sasırtacagım. Ancak Senin ihlasa erdirdigin kullar bundan mustesnadır.” dedi
Surah Sad, Verse 83
قَالَ فَٱلۡحَقُّ وَٱلۡحَقَّ أَقُولُ
Allah buyurdu: “Iste bu dogru! Ben de su hakikati soyleyeyim ki cehennemi, sen ve sana uyanlarla dolduracagım.”
Surah Sad, Verse 84
لَأَمۡلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنكَ وَمِمَّن تَبِعَكَ مِنۡهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Allah buyurdu: “Iste bu dogru! Ben de su hakikati soyleyeyim ki cehennemi, sen ve sana uyanlarla dolduracagım.”
Surah Sad, Verse 85
قُلۡ مَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٖ وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُتَكَلِّفِينَ
De ki: Ben de irsad ve risalet hizmetinden dolayı sizden bir ucret istemiyorum ve ben size kendiliginden bir iddia icinde bulunan biri de degilim!”
Surah Sad, Verse 86
إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ
Bu Kur'an, ancak butun milletler icin bir derstir
Surah Sad, Verse 87
وَلَتَعۡلَمُنَّ نَبَأَهُۥ بَعۡدَ حِينِۭ
Onun verdigi haberin dogrulugunu bir sure sonra siz de pek iyi ogrenirsiniz
Surah Sad, Verse 88