Surah Ya-Seen - Turkish Translation by Muhammed Esed
يسٓ
Sen ey insanoglu
Surah Ya-Seen, Verse 1
وَٱلۡقُرۡءَانِ ٱلۡحَكِيمِ
Dusun bu hikmetle dolu Kuran´ı
Surah Ya-Seen, Verse 2
إِنَّكَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Gercek su ki, sen Allah´ın elcilerinden birisin
Surah Ya-Seen, Verse 3
عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
dosdogru bir yol uzeresin
Surah Ya-Seen, Verse 4
تَنزِيلَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ
Kudret Sahibi ve Rahmet Kaynagı´ndan indirilmis olan(ın sayesinde)
Surah Ya-Seen, Verse 5
لِتُنذِرَ قَوۡمٗا مَّآ أُنذِرَ ءَابَآؤُهُمۡ فَهُمۡ غَٰفِلُونَ
ataları uyarılmamıs ve bu nedenle kendileri (dogru ile egrinin ne oldugundan) habersiz kalmıs bulunan insanları uyarasın diye (sana indirilmis olanın) (sayesinde)
Surah Ya-Seen, Verse 6
لَقَدۡ حَقَّ ٱلۡقَوۡلُ عَلَىٰٓ أَكۡثَرِهِمۡ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
Onların coguna karsı (Allah´ın gazap) sozu mutlaka gerceklesecektir; cunku onlar iman etmezler
Surah Ya-Seen, Verse 7
إِنَّا جَعَلۡنَا فِيٓ أَعۡنَٰقِهِمۡ أَغۡلَٰلٗا فَهِيَ إِلَى ٱلۡأَذۡقَانِ فَهُم مُّقۡمَحُونَ
Onların boyunlarına cenelerine kadar uzayan demir halkalar gecirdik ki kafalarını dik tutmak zorunda kalsınlar
Surah Ya-Seen, Verse 8
وَجَعَلۡنَا مِنۢ بَيۡنِ أَيۡدِيهِمۡ سَدّٗا وَمِنۡ خَلۡفِهِمۡ سَدّٗا فَأَغۡشَيۡنَٰهُمۡ فَهُمۡ لَا يُبۡصِرُونَ
onlerine ve arkalarına setler cektik ve goremesinler diye uzerlerine perdeler gecirdik
Surah Ya-Seen, Verse 9
وَسَوَآءٌ عَلَيۡهِمۡ ءَأَنذَرۡتَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تُنذِرۡهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
artık onları uyarsan da uyarmasan da onlarca birdir, inanmazlar
Surah Ya-Seen, Verse 10
إِنَّمَا تُنذِرُ مَنِ ٱتَّبَعَ ٱلذِّكۡرَ وَخَشِيَ ٱلرَّحۡمَٰنَ بِٱلۡغَيۡبِۖ فَبَشِّرۡهُ بِمَغۡفِرَةٖ وَأَجۡرٖ كَرِيمٍ
Sen ancak (ilahi) uyarıyı can kulagıyla dinleyen ve insan kavrayısının otesinde bulunmasına ragmen Rahman´dan korkan kisiyi uyarabilirsin, iste boylelerine (Allah´ın) magfiretini ve en guzel odulu mujdele
Surah Ya-Seen, Verse 11
إِنَّا نَحۡنُ نُحۡيِ ٱلۡمَوۡتَىٰ وَنَكۡتُبُ مَا قَدَّمُواْ وَءَاثَٰرَهُمۡۚ وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ فِيٓ إِمَامٖ مُّبِينٖ
Gercek su ki Biz, oluyu yeniden hayata dondurecegiz ve onların gelecek icin yaptıkları her turlu (eylemi) ve geride bıraktıkları butun (iyi ve kotu) izleri kayda gecirecegiz. Zira biz, her seyin apacık kaydını tutarız
Surah Ya-Seen, Verse 12
وَٱضۡرِبۡ لَهُم مَّثَلًا أَصۡحَٰبَ ٱلۡقَرۡيَةِ إِذۡ جَآءَهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ
Onlara, elcilerimizi gonderdigimiz o sehir halkı(nın hikayesin)i ornek olarak anlat
Surah Ya-Seen, Verse 13
إِذۡ أَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهِمُ ٱثۡنَيۡنِ فَكَذَّبُوهُمَا فَعَزَّزۡنَا بِثَالِثٖ فَقَالُوٓاْ إِنَّآ إِلَيۡكُم مُّرۡسَلُونَ
Biz onlara iki (elci) gonderdik, ikisini de yalanladılar; bunun uzerine (onları), ucuncu biri ile destekledik; ve bu (elci)ler, "Bakın, biz (Allah tarafından) size gonderildik!" dediler
Surah Ya-Seen, Verse 14
قَالُواْ مَآ أَنتُمۡ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُنَا وَمَآ أَنزَلَ ٱلرَّحۡمَٰنُ مِن شَيۡءٍ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا تَكۡذِبُونَ
(Berikiler): "Siz de bizim gibi olumlu insanlarsınız!" diye cevap verdiler, "Ayrıca Rahman, herhangi bir (vahiy) de gondermis degil. Siz sadece yalan soyluyorsunuz
Surah Ya-Seen, Verse 15
قَالُواْ رَبُّنَا يَعۡلَمُ إِنَّآ إِلَيۡكُمۡ لَمُرۡسَلُونَ
(Elciler,) "Rabbimiz bilir ki" dediler, "biz gercekten size gonderilmis elcileriz
Surah Ya-Seen, Verse 16
وَمَا عَلَيۡنَآ إِلَّا ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ
Fakat (bize emanet edilen) mesajı size acıkca teblig etmekten baska bir sey ile yukumlu degiliz
Surah Ya-Seen, Verse 17
قَالُوٓاْ إِنَّا تَطَيَّرۡنَا بِكُمۡۖ لَئِن لَّمۡ تَنتَهُواْ لَنَرۡجُمَنَّكُمۡ وَلَيَمَسَّنَّكُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٞ
(Otekiler,) "Dogrusu," dediler, "bize ugursuzluk getirdiniz! Eger bundan vazgecmezseniz sizi mutlaka taslayacak ve basınıza bir bela saracagız
Surah Ya-Seen, Verse 18
قَالُواْ طَـٰٓئِرُكُم مَّعَكُمۡ أَئِن ذُكِّرۡتُمۚ بَلۡ أَنتُمۡ قَوۡمٞ مُّسۡرِفُونَ
(Elciler) soyle cevap verdiler: "Kaderiniz, iyi de kotu de olsa, sizinle birlikte (olacak)tır! (Hakikati) can kulagıyla dinlemeniz isteniyorsa (bu sizce kotu bir sey mi?) Hayır, fakat siz kendinize yazık etmis bir toplumsunuz
Surah Ya-Seen, Verse 19
وَجَآءَ مِنۡ أَقۡصَا ٱلۡمَدِينَةِ رَجُلٞ يَسۡعَىٰ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱتَّبِعُواْ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Kentin en uzak ucundan bir adam kosarak geldi (ve) "Ey kavmim!" dedi, "Bu elcilere uyun
Surah Ya-Seen, Verse 20
ٱتَّبِعُواْ مَن لَّا يَسۡـَٔلُكُمۡ أَجۡرٗا وَهُم مُّهۡتَدُونَ
Sizden hicbir karsılık beklemeyen ve kendileri dogru yolda olan bu kimselere uyun
Surah Ya-Seen, Verse 21
وَمَالِيَ لَآ أَعۡبُدُ ٱلَّذِي فَطَرَنِي وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
(Bana gelince,) neden beni yaratmıs olan ve hepinizin donup varacagı Allah´a kulluk etmeyeyim
Surah Ya-Seen, Verse 22
ءَأَتَّخِذُ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةً إِن يُرِدۡنِ ٱلرَّحۡمَٰنُ بِضُرّٖ لَّا تُغۡنِ عَنِّي شَفَٰعَتُهُمۡ شَيۡـٔٗا وَلَا يُنقِذُونِ
(Neden) O´ndan baska ilahlar edineyim? (O zaman) Rahman bana bir zarar vermek isterse ne onların sefaati zerre kadar fayda getirir, ne de (bizzat kendileri) beni koruyabilirler
Surah Ya-Seen, Verse 23
إِنِّيٓ إِذٗا لَّفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ
iste o zaman ben apacık bir sapıklıga dusmus olurum
Surah Ya-Seen, Verse 24
إِنِّيٓ ءَامَنتُ بِرَبِّكُمۡ فَٱسۡمَعُونِ
(Ey kavmim,) ben sizin Rabbinize iman ediyorum, oyleyse bana kulak verin
Surah Ya-Seen, Verse 25
قِيلَ ٱدۡخُلِ ٱلۡجَنَّةَۖ قَالَ يَٰلَيۡتَ قَوۡمِي يَعۡلَمُونَ
(Ve) ona: "Cennete gir(eceksin)!" denildiginde "Keske" dedi, "kavmim bilseydi
Surah Ya-Seen, Verse 26
بِمَا غَفَرَ لِي رَبِّي وَجَعَلَنِي مِنَ ٱلۡمُكۡرَمِينَ
Rabbimin beni(m gecmisteki gunahlarımı) bagısladıgını ve beni saygın kisiler arasına dahil ettigini
Surah Ya-Seen, Verse 27
۞وَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَىٰ قَوۡمِهِۦ مِنۢ بَعۡدِهِۦ مِن جُندٖ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَمَا كُنَّا مُنزِلِينَ
Ve ondan sonra biz kavminin uzerine gokten bir ordu indirmedik, indirme geregi de duymadık
Surah Ya-Seen, Verse 28
إِن كَانَتۡ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ فَإِذَا هُمۡ خَٰمِدُونَ
hicbir sey (gerekmiyordu), bir (ceza) cıglıgından baska! Ve sonunda sessiz ve hareketsiz bir kul yıgınına donuverdiler
Surah Ya-Seen, Verse 29
يَٰحَسۡرَةً عَلَى ٱلۡعِبَادِۚ مَا يَأۡتِيهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Ah! Yazık su insanlar(ın cogun)a! Kendilerine hangi elci geldiyse onu alaya aldılar
Surah Ya-Seen, Verse 30
أَلَمۡ يَرَوۡاْ كَمۡ أَهۡلَكۡنَا قَبۡلَهُم مِّنَ ٱلۡقُرُونِ أَنَّهُمۡ إِلَيۡهِمۡ لَا يَرۡجِعُونَ
Kendilerinden once kac nesli yok ettigimizi; (ve) bu (yok olup gide)nlerin bir daha onlara donup gelemeyeceklerini gormuyorlar mı
Surah Ya-Seen, Verse 31
وَإِن كُلّٞ لَّمَّا جَمِيعٞ لَّدَيۡنَا مُحۡضَرُونَ
Ve (sonunda) hep birlikte huzurumuzda toplanacaklarını
Surah Ya-Seen, Verse 32
وَءَايَةٞ لَّهُمُ ٱلۡأَرۡضُ ٱلۡمَيۡتَةُ أَحۡيَيۡنَٰهَا وَأَخۡرَجۡنَا مِنۡهَا حَبّٗا فَمِنۡهُ يَأۡكُلُونَ
Onlar, olu topraga can vermemizde ve beslenmeleri icin topraktan urunler cıkarmamızda (yaratma ve diriltme gucumuzun) isaretini gorurler
Surah Ya-Seen, Verse 33
وَجَعَلۡنَا فِيهَا جَنَّـٰتٖ مِّن نَّخِيلٖ وَأَعۡنَٰبٖ وَفَجَّرۡنَا فِيهَا مِنَ ٱلۡعُيُونِ
orada (nasıl) hurmalıklar ve uzum bagları (yetistirmis) ve iclerinden (nasıl) pınarlar fıskırtmıstık
Surah Ya-Seen, Verse 34
لِيَأۡكُلُواْ مِن ثَمَرِهِۦ وَمَا عَمِلَتۡهُ أَيۡدِيهِمۡۚ أَفَلَا يَشۡكُرُونَ
ki onları meydana getiren kendileri olmadıgı halde meyvelerini yiyebilsinler. Buna ragmen hala sukretmeyecekler mi
Surah Ya-Seen, Verse 35
سُبۡحَٰنَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلۡأَزۡوَٰجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنۢبِتُ ٱلۡأَرۡضُ وَمِنۡ أَنفُسِهِمۡ وَمِمَّا لَا يَعۡلَمُونَ
Topragın verdigi her turlu urunu, insanların bizzat kendilerini ve hakkında (henuz) bilgi sahibi olmadıkları seyleri cift cift yaratan Allah ne yucedir
Surah Ya-Seen, Verse 36
وَءَايَةٞ لَّهُمُ ٱلَّيۡلُ نَسۡلَخُ مِنۡهُ ٱلنَّهَارَ فَإِذَا هُم مُّظۡلِمُونَ
Ve (butun evren uzerindeki hakimiyetimizin bir parcası olan) gecede de onlar icin bir isaret vardır: Biz ondan gun (ısıgı)nı cekip alırız; ve birden karanlıkta kalıverirler
Surah Ya-Seen, Verse 37
وَٱلشَّمۡسُ تَجۡرِي لِمُسۡتَقَرّٖ لَّهَاۚ ذَٰلِكَ تَقۡدِيرُ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡعَلِيمِ
Ve gunes(te de onlar icin bir isaret vardır): o, kendine ait bir yorungede akıp gider; bu, kudret sahibi ve her seyi bilen (Allah)ın iradesinin bir sonucudur
Surah Ya-Seen, Verse 38
وَٱلۡقَمَرَ قَدَّرۡنَٰهُ مَنَازِلَ حَتَّىٰ عَادَ كَٱلۡعُرۡجُونِ ٱلۡقَدِيمِ
ve ay(da da bir isaret vardır ki) Biz onu, kuru ve egik bir hurma dalını andırır hale gelinceye kadar cesitli safhalardan gecirdik
Surah Ya-Seen, Verse 39
لَا ٱلشَّمۡسُ يَنۢبَغِي لَهَآ أَن تُدۡرِكَ ٱلۡقَمَرَ وَلَا ٱلَّيۡلُ سَابِقُ ٱلنَّهَارِۚ وَكُلّٞ فِي فَلَكٖ يَسۡبَحُونَ
ne gunes aya erisebilir, ne de gece gunduzu yok edebilir, cunku hepsi uzayda (yasalarımız dogrultusunda) hareket ederler
Surah Ya-Seen, Verse 40
وَءَايَةٞ لَّهُمۡ أَنَّا حَمَلۡنَا ذُرِّيَّتَهُمۡ فِي ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ
Onlar icin bir isaret de, soylarını/hemcinslerini dolu gemilerle (denizlerde) tasımamızda
Surah Ya-Seen, Verse 41
وَخَلَقۡنَا لَهُم مِّن مِّثۡلِهِۦ مَا يَرۡكَبُونَ
ve (yolculuklarında) binek olarak kullanabilecekleri benzer araclar yaratmamız da (bulunmakta)dır
Surah Ya-Seen, Verse 42
وَإِن نَّشَأۡ نُغۡرِقۡهُمۡ فَلَا صَرِيخَ لَهُمۡ وَلَا هُمۡ يُنقَذُونَ
dilersek onları suda bogabiliriz, kimse de yardımlarına gelemez, iste (o zaman) onlar icin bir kurtulus yoktur
Surah Ya-Seen, Verse 43
إِلَّا رَحۡمَةٗ مِّنَّا وَمَتَٰعًا إِلَىٰ حِينٖ
meger ki Biz onlara katımızdan bir rahmet ve (biraz daha fazla) hayat bagıslayalım
Surah Ya-Seen, Verse 44
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱتَّقُواْ مَا بَيۡنَ أَيۡدِيكُمۡ وَمَا خَلۡفَكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تُرۡحَمُونَ
Onlara: "Gozlerinizin onunde olan ve sizden gizli tutulan (her seyin Allah´ın bilgisi dahilinde oldugu gercegini unutmadan) dikkat edin ki Allah´ın rahmetine nail olabilesiniz!" denildiginde (cogu duymazlıktan gelir)
Surah Ya-Seen, Verse 45
وَمَا تَأۡتِيهِم مِّنۡ ءَايَةٖ مِّنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِمۡ إِلَّا كَانُواْ عَنۡهَا مُعۡرِضِينَ
ve onlara Rablerinden hicbir mesaj ulasmamıstır ki ondan yuz cevirmis olmasınlar
Surah Ya-Seen, Verse 46
وَإِذَا قِيلَ لَهُمۡ أَنفِقُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ قَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لِلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَنُطۡعِمُ مَن لَّوۡ يَشَآءُ ٱللَّهُ أَطۡعَمَهُۥٓ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
Kendilerine, "Allah´ın size verdigi rızıktan baskaları icin harcayın!" denildiginde, hakikati inkara sartlanmıs olanlar, inananlara, "Rabb(iniz) dileseydi (Kendisinin) besleyebilecegi kimseleri biz mi besleyelim? Dogrusu siz acık bir yanılgı icindesiniz!" derler
Surah Ya-Seen, Verse 47
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلۡوَعۡدُ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
ve soyle devam ederler: "Bu (yeniden dirilme) vaadi ne zaman gerceklesecek? Eger dogru soyluyorsanız (buna cevap verin)
Surah Ya-Seen, Verse 48
مَا يَنظُرُونَ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ تَأۡخُذُهُمۡ وَهُمۡ يَخِصِّمُونَ
(Ve bilmezler ki) (yeniden dirilmeye) itiraz edip dururlarken, (ceza olarak) kendilerini sarsıp yok edecek bir tek patlama sesi onlara yeter
Surah Ya-Seen, Verse 49
فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ تَوۡصِيَةٗ وَلَآ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِمۡ يَرۡجِعُونَ
Ve (akibetleri oyle ani olacaktır ki) ne bir vasiyette bulunabilirler, ne de yakınlarına sıgınabilirler
Surah Ya-Seen, Verse 50
وَنُفِخَ فِي ٱلصُّورِ فَإِذَا هُم مِّنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ إِلَىٰ رَبِّهِمۡ يَنسِلُونَ
Ve (sonra yeniden dirilis) suru uflenecek; iste o zaman tumu kabirlerinden cıkarak Rablerine dogru kosacaklar
Surah Ya-Seen, Verse 51
قَالُواْ يَٰوَيۡلَنَا مَنۢ بَعَثَنَا مِن مَّرۡقَدِنَاۜۗ هَٰذَا مَا وَعَدَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَصَدَقَ ٱلۡمُرۡسَلُونَ
Eyvah!" diyecekler, "Kim bizi (olum) uykumuzdan uyandırdı?" (Bunun uzerine onlara soyle denecek:) "Iste Rahman´ın vaad ettigi budur! Demek ki O´nun elcileri dogru soylemislerdi
Surah Ya-Seen, Verse 52
إِن كَانَتۡ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ فَإِذَا هُمۡ جَمِيعٞ لَّدَيۡنَا مُحۡضَرُونَ
Yalnızca bir tek patlama olur ve derken tumu onumuzde sıralanırlar (ve onlara soyle denir)
Surah Ya-Seen, Verse 53
فَٱلۡيَوۡمَ لَا تُظۡلَمُ نَفۡسٞ شَيۡـٔٗا وَلَا تُجۡزَوۡنَ إِلَّا مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Bugun hic kimseye en kucuk bir haksızlık yapılmayacak ve (yeryuzunde) yaptıklarınız dısında hicbir seyden sorumlu tutulmayacaksınız
Surah Ya-Seen, Verse 54
إِنَّ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ ٱلۡيَوۡمَ فِي شُغُلٖ فَٰكِهُونَ
Kuskusuz cenneti hak edenler bugun yaptıkları her seyden hosnut olacaklardır
Surah Ya-Seen, Verse 55
هُمۡ وَأَزۡوَٰجُهُمۡ فِي ظِلَٰلٍ عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِ مُتَّكِـُٔونَ
onlar ve esleri sedirler uzerinde mutlu bir sekilde yatıp uzanacaklar
Surah Ya-Seen, Verse 56
لَهُمۡ فِيهَا فَٰكِهَةٞ وَلَهُم مَّا يَدَّعُونَ
orada (yalnızca) sevinc ve mutlulugu tadacaklar ve istedikleri her sey onların olacak
Surah Ya-Seen, Verse 57
سَلَٰمٞ قَوۡلٗا مِّن رَّبّٖ رَّحِيمٖ
rahmet sacıcı Rabbin sozuyle gelen katıksız bir huzur ve rahatlık icinde
Surah Ya-Seen, Verse 58
وَٱمۡتَٰزُواْ ٱلۡيَوۡمَ أَيُّهَا ٱلۡمُجۡرِمُونَ
Ey suclular, siz bugun soyle ayrılın
Surah Ya-Seen, Verse 59
۞أَلَمۡ أَعۡهَدۡ إِلَيۡكُمۡ يَٰبَنِيٓ ءَادَمَ أَن لَّا تَعۡبُدُواْ ٱلشَّيۡطَٰنَۖ إِنَّهُۥ لَكُمۡ عَدُوّٞ مُّبِينٞ
Siz ey Ademogulları, size demedim mi?: Seytan´a tapmayın, o sizin apacık dusmanınızdır
Surah Ya-Seen, Verse 60
وَأَنِ ٱعۡبُدُونِيۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ
Ve (yalnız Bana ibadet edin!) Dosdogru yol budur
Surah Ya-Seen, Verse 61
وَلَقَدۡ أَضَلَّ مِنكُمۡ جِبِلّٗا كَثِيرًاۖ أَفَلَمۡ تَكُونُواْ تَعۡقِلُونَ
(Seytana gelince,) o bir cogunuzu saptırmıstır; neden aklınızı kullanmıyorsunuz
Surah Ya-Seen, Verse 62
هَٰذِهِۦ جَهَنَّمُ ٱلَّتِي كُنتُمۡ تُوعَدُونَ
Iste tekrar tekrar uyarıldıgınız cehennem
Surah Ya-Seen, Verse 63
ٱصۡلَوۡهَا ٱلۡيَوۡمَ بِمَا كُنتُمۡ تَكۡفُرُونَ
hakkı ısrarla inkar etmenizin sonucu olarak bugun oraya girin
Surah Ya-Seen, Verse 64
ٱلۡيَوۡمَ نَخۡتِمُ عَلَىٰٓ أَفۡوَٰهِهِمۡ وَتُكَلِّمُنَآ أَيۡدِيهِمۡ وَتَشۡهَدُ أَرۡجُلُهُم بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
O gun agızlarına muhur vuracagız, fakat elleri dile gelecek ve ayakları (hayatta iken) yapmıs oldukları her seye tanıklık edecektir
Surah Ya-Seen, Verse 65
وَلَوۡ نَشَآءُ لَطَمَسۡنَا عَلَىٰٓ أَعۡيُنِهِمۡ فَٱسۡتَبَقُواْ ٱلصِّرَٰطَ فَأَنَّىٰ يُبۡصِرُونَ
Eger (insanların dogru ile yanlısı ayırd edememelerini) dilemis olsaydık, onları gorup anlama melekesinden yoksun bırakırdık da (dogru) yoldan hep sasarlardı, ama (oyle olsaydı) onlar (dogruyu) nasıl gorebilirlerdi
Surah Ya-Seen, Verse 66
وَلَوۡ نَشَآءُ لَمَسَخۡنَٰهُمۡ عَلَىٰ مَكَانَتِهِمۡ فَمَا ٱسۡتَطَٰعُواْ مُضِيّٗا وَلَا يَرۡجِعُونَ
Eger (dogru ile yanlıs arasında secim yapma ozgurlugunden yoksun olmalarını) dilemis olsaydık, onları kesinlikle farklı bir tabiatta yaratırdık ve bulundukları yerde (koklestirirdik ki) ne ileri gidebilsinler, ne de geri donebilsinler
Surah Ya-Seen, Verse 67
وَمَن نُّعَمِّرۡهُ نُنَكِّسۡهُ فِي ٱلۡخَلۡقِۚ أَفَلَا يَعۡقِلُونَ
Ama (sunu daima hatırlasınlar ki) Biz bir insanın omrunu uzatırsak, aynı zamanda onun guc ve yeteneklerinde (yaslandıkca) bir azalma meydana getiririz; (buna ragmen) hala akıllarını kullanmazlar mı
Surah Ya-Seen, Verse 68
وَمَا عَلَّمۡنَٰهُ ٱلشِّعۡرَ وَمَا يَنۢبَغِي لَهُۥٓۚ إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ وَقُرۡءَانٞ مُّبِينٞ
Ve (iste boyle:) Biz bu (Peygamber´e) siir (yetenegi) bahsetmedik, zaten (siir) bu (mesaj)a uygun dusmezdi: o yalnızca bir uyarı ve oguttur; ve o ozunde apacık olan ve gercegi dosdogru gosteren bir (ilahi) hitabedir
Surah Ya-Seen, Verse 69
لِّيُنذِرَ مَن كَانَ حَيّٗا وَيَحِقَّ ٱلۡقَوۡلُ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ
ki (kalben) diri olanları uyarabilsin ve (Allah´ın) sozu hakikati inkara sartlanmıs olanlara karsı tanıklık yapabilsin diye
Surah Ya-Seen, Verse 70
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّا خَلَقۡنَا لَهُم مِّمَّا عَمِلَتۡ أَيۡدِينَآ أَنۡعَٰمٗا فَهُمۡ لَهَا مَٰلِكُونَ
Gormezler mi ki, eserlerimizden biri olarak kendileri icin (bugun) kullanıp yararlandıkları evcil hayvanlar yarattık
Surah Ya-Seen, Verse 71
وَذَلَّلۡنَٰهَا لَهُمۡ فَمِنۡهَا رَكُوبُهُمۡ وَمِنۡهَا يَأۡكُلُونَ
Ve onları insanların iradesine tabi kıldık ki bir kısmını binek olarak kullanabilsinler, bir kısmını da yiyebilsinler
Surah Ya-Seen, Verse 72
وَلَهُمۡ فِيهَا مَنَٰفِعُ وَمَشَارِبُۚ أَفَلَا يَشۡكُرُونَ
ve onlardan (baska) faydalar saglayabilsinler ve icecek (sut) alabilsinler! Buna ragmen hala sukretmeyecekler mi
Surah Ya-Seen, Verse 73
وَٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ ءَالِهَةٗ لَّعَلَّهُمۡ يُنصَرُونَ
Ama (tam tersine,) onlar, kendilerine yardım edecekleri (umidiyle) Allah´tan baska ilahlar edindiler, (oysa bilmezler ki)
Surah Ya-Seen, Verse 74
لَا يَسۡتَطِيعُونَ نَصۡرَهُمۡ وَهُمۡ لَهُمۡ جُندٞ مُّحۡضَرُونَ
bunlar baglılarına yardım eli uzatamazlar, hatta onlara (yardım icin) cagrılmıs askerler ol(arak gorun)seler bile
Surah Ya-Seen, Verse 75
فَلَا يَحۡزُنكَ قَوۡلُهُمۡۘ إِنَّا نَعۡلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعۡلِنُونَ
Ama o (hakikati inkar eden)lerin sozlerinden uzuntuye kapılma; suphe yok ki Biz onların gizlediklerini de, acıga vurduklarını da biliriz
Surah Ya-Seen, Verse 76
أَوَلَمۡ يَرَ ٱلۡإِنسَٰنُ أَنَّا خَلَقۡنَٰهُ مِن نُّطۡفَةٖ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٞ مُّبِينٞ
Insan bilmez mi ki, kendisini bir sperm damlasından yaratırız; ve o anda kendisini dusunme ve tartısma yetenegi ile donatılmıs gorur
Surah Ya-Seen, Verse 77
وَضَرَبَ لَنَا مَثَلٗا وَنَسِيَ خَلۡقَهُۥۖ قَالَ مَن يُحۡيِ ٱلۡعِظَٰمَ وَهِيَ رَمِيمٞ
Ama o hem (Bizi tartısmakta ve) Bizim hakkımızda karsılastırmalar yapmakta, hem de bizzat kendisinin nasıl yaratılmıs oldugundan gafil bulunmaktadır! (Ve bunun saskınlıgıyla da) "Kim, curuyup toz olmus kemiklere hayat verebilir?" diye sormaktadır
Surah Ya-Seen, Verse 78
قُلۡ يُحۡيِيهَا ٱلَّذِيٓ أَنشَأَهَآ أَوَّلَ مَرَّةٖۖ وَهُوَ بِكُلِّ خَلۡقٍ عَلِيمٌ
De ki: "Onları yoktan var eden, (yeniden) hayat (da) verir, cunku O, her tur yaratma eyleminin bilgisine sahiptir
Surah Ya-Seen, Verse 79
ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُم مِّنَ ٱلشَّجَرِ ٱلۡأَخۡضَرِ نَارٗا فَإِذَآ أَنتُم مِّنۡهُ تُوقِدُونَ
O, yemyesil agactan sizin icin bir ates cıkarır ve onunla (kendi atesinizi) yakarsınız
Surah Ya-Seen, Verse 80
أَوَلَيۡسَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِقَٰدِرٍ عَلَىٰٓ أَن يَخۡلُقَ مِثۡلَهُمۚ بَلَىٰ وَهُوَ ٱلۡخَلَّـٰقُ ٱلۡعَلِيمُ
Gokleri ve yeri yaratmıs olan Allah, (yok olanların) yerine onlar gibi (yeni)lerini yaratmaya muktedir olamaz mı? Elbette olur! Zaten O her seyin bilgisine sahip olan Yaratıcı´dır
Surah Ya-Seen, Verse 81
إِنَّمَآ أَمۡرُهُۥٓ إِذَآ أَرَادَ شَيۡـًٔا أَن يَقُولَ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ
O, Tek´tir, Biricik´tir, oyle ki bir seyin olmasını istediginde ona sadece "Ol!" der; ve o (sey hemen) oluverir
Surah Ya-Seen, Verse 82
فَسُبۡحَٰنَ ٱلَّذِي بِيَدِهِۦ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيۡءٖ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
Her seyin ustunde tasarruf sahibi olan Allah, ne yucedir; ve hepiniz O´na donduruleceksiniz
Surah Ya-Seen, Verse 83