Surah Ya-Seen - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
يسٓ
Yasin
Surah Ya-Seen, Verse 1
وَٱلۡقُرۡءَانِ ٱلۡحَكِيمِ
O hikmet dolu Kur´ana yemin ederim ki
Surah Ya-Seen, Verse 2
إِنَّكَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Sen (Habibim) hic subhesiz (Hak canibinden) gonderilen (peygamber) lerdensin
Surah Ya-Seen, Verse 3
عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
Dosdogru bir yol uzerindesin
Surah Ya-Seen, Verse 4
تَنزِيلَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ
(Bu Kur´an) yegane gaalib, cok esirgeyici (Allah) in indirdigi (bir kitab) dır
Surah Ya-Seen, Verse 5
لِتُنذِرَ قَوۡمٗا مَّآ أُنذِرَ ءَابَآؤُهُمۡ فَهُمۡ غَٰفِلُونَ
(Bunun) hikmeti de (yakın) ataları azab ile korkutulmamıs, bu yuzden kendileri gaflet icinde kalmıs olan bir kavmi (onunla) korkutmandır
Surah Ya-Seen, Verse 6
لَقَدۡ حَقَّ ٱلۡقَوۡلُ عَلَىٰٓ أَكۡثَرِهِمۡ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
Andolsun ki bunların cogunun uzerine o soz hak olmusdur. Artık bunlar iman etmezler
Surah Ya-Seen, Verse 7
إِنَّا جَعَلۡنَا فِيٓ أَعۡنَٰقِهِمۡ أَغۡلَٰلٗا فَهِيَ إِلَى ٱلۡأَذۡقَانِ فَهُم مُّقۡمَحُونَ
Hakıykat, biz onların boyunlarına oyle laleler gecirdik ki bunlar cenelerine kadar (dayandı). Simdi onlar, kafaları ve burunları yukarı kaldırılmıs haldedirler
Surah Ya-Seen, Verse 8
وَجَعَلۡنَا مِنۢ بَيۡنِ أَيۡدِيهِمۡ سَدّٗا وَمِنۡ خَلۡفِهِمۡ سَدّٗا فَأَغۡشَيۡنَٰهُمۡ فَهُمۡ لَا يُبۡصِرُونَ
Biz hem onlerinden bir sed, hem arkalarından bir sed cektik. Boylece onları sarıverdik. Artık gormezler
Surah Ya-Seen, Verse 9
وَسَوَآءٌ عَلَيۡهِمۡ ءَأَنذَرۡتَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تُنذِرۡهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
Onları (azab ile) ha korkutmussun, ha korkutmamıssın onlarca birdir. Iman etmezler
Surah Ya-Seen, Verse 10
إِنَّمَا تُنذِرُ مَنِ ٱتَّبَعَ ٱلذِّكۡرَ وَخَشِيَ ٱلرَّحۡمَٰنَ بِٱلۡغَيۡبِۖ فَبَشِّرۡهُ بِمَغۡفِرَةٖ وَأَجۡرٖ كَرِيمٍ
Sen ancak o zikre uyan ve cok esirgeyici (Allah) a gaaibane buyuk saygı gosteren kimseleri inzar edeceksin. Iste sen on (lar) ı hemen magfiretle, hem cok serefli mukafatla mujdele
Surah Ya-Seen, Verse 11
إِنَّا نَحۡنُ نُحۡيِ ٱلۡمَوۡتَىٰ وَنَكۡتُبُ مَا قَدَّمُواْ وَءَاثَٰرَهُمۡۚ وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ فِيٓ إِمَامٖ مُّبِينٖ
Hakıykat, oluleri biz diriltiriz biz. Onden gonderdikleri seyleri ve (bırakdıkları) eserleri de biz yazarız. (Zaten) biz her sey´i apacık bir kitabda (yazıb) saymısızdır
Surah Ya-Seen, Verse 12
وَٱضۡرِبۡ لَهُم مَّثَلًا أَصۡحَٰبَ ٱلۡقَرۡيَةِ إِذۡ جَآءَهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ
Onlara o sehir yaranını misal getir. Hani oraya elciler gelmisdi
Surah Ya-Seen, Verse 13
إِذۡ أَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهِمُ ٱثۡنَيۡنِ فَكَذَّبُوهُمَا فَعَزَّزۡنَا بِثَالِثٖ فَقَالُوٓاْ إِنَّآ إِلَيۡكُم مُّرۡسَلُونَ
Biz o zaman kendilerine iki (elci) gondermisdik de onları tekzib etmislerdi. Biz de bir ucuncu ile (bunları) takviye etmisdik de «Hakikat, biz size gonderilmis elcileriz» demislerdi
Surah Ya-Seen, Verse 14
قَالُواْ مَآ أَنتُمۡ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُنَا وَمَآ أَنزَلَ ٱلرَّحۡمَٰنُ مِن شَيۡءٍ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا تَكۡذِبُونَ
Onlar: «Siz, dediler, bizim gibi insandan baska (kimseler) degilsiniz. Hem Rahman hicbir sey indirmemisdir?. Siz yalan soyler (kimse) lerden baskası degilsiniz
Surah Ya-Seen, Verse 15
قَالُواْ رَبُّنَا يَعۡلَمُ إِنَّآ إِلَيۡكُمۡ لَمُرۡسَلُونَ
(Elciler soyle) dediler: «Rabbimiz biliyor ki biz hakıykaten size gonderilmis elcileriz»
Surah Ya-Seen, Verse 16
وَمَا عَلَيۡنَآ إِلَّا ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ
«Bizim uzerimize (dusen vazife) apacık tebligden baskası degildir»
Surah Ya-Seen, Verse 17
قَالُوٓاْ إِنَّا تَطَيَّرۡنَا بِكُمۡۖ لَئِن لَّمۡ تَنتَهُواْ لَنَرۡجُمَنَّكُمۡ وَلَيَمَسَّنَّكُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٞ
Dediler: «Dogrusu biz sizin yuzunuzden ugursuzlandık. Eger vaz gecmezseniz, andolsun, sizi mutlak taslarız. Bizden size muhakkak acıklı bir iskence de dokunur»
Surah Ya-Seen, Verse 18
قَالُواْ طَـٰٓئِرُكُم مَّعَكُمۡ أَئِن ذُكِّرۡتُمۚ بَلۡ أَنتُمۡ قَوۡمٞ مُّسۡرِفُونَ
(Onlar da): «Sizin ugursuzlugunuz, dediler, kendi beraberinizdedir. Size nasıyhat edilirse mi? Hayır, siz haddi asıb tasanlar guruhusunuz»
Surah Ya-Seen, Verse 19
وَجَآءَ مِنۡ أَقۡصَا ٱلۡمَدِينَةِ رَجُلٞ يَسۡعَىٰ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱتَّبِعُواْ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
O sehrin en uc (kenar) ından kosarak bir adam geldi. «Ey kavmim, dedi, uyun o gonderilmis olanlara»
Surah Ya-Seen, Verse 20
ٱتَّبِعُواْ مَن لَّا يَسۡـَٔلُكُمۡ أَجۡرٗا وَهُم مُّهۡتَدُونَ
«Uyun sizden hicbir ucret istemeyen o kimselere. Onlar hidayete ermis (zatler) dir»
Surah Ya-Seen, Verse 21
وَمَالِيَ لَآ أَعۡبُدُ ٱلَّذِي فَطَرَنِي وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
«Ben, beni yaratana neden kulluk etmeyecekmisim? Siz (hepiniz) ancak Ona donduru (lub goturu) leceksiniz»
Surah Ya-Seen, Verse 22
ءَأَتَّخِذُ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةً إِن يُرِدۡنِ ٱلرَّحۡمَٰنُ بِضُرّٖ لَّا تُغۡنِ عَنِّي شَفَٰعَتُهُمۡ شَيۡـٔٗا وَلَا يُنقِذُونِ
«Ben Ondan baska Tanrılar edinir miyim? Eger O cok esirgeyici (Allah) bana bir zarar (yapmak) dilerse onların (iddia etdiginiz) sefaati bana hicbir seyle faide vermez. Onlar beni asla kurtaramazlar»
Surah Ya-Seen, Verse 23
إِنِّيٓ إِذٗا لَّفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ
«Subhesiz ben o takdirde mutlak apacık bir sapıklık icindeyim (demek) dir»
Surah Ya-Seen, Verse 24
إِنِّيٓ ءَامَنتُ بِرَبِّكُمۡ فَٱسۡمَعُونِ
«Gercek, ben Rabbinize iman etdim. Iste bunu benden duyun»
Surah Ya-Seen, Verse 25
قِيلَ ٱدۡخُلِ ٱلۡجَنَّةَۖ قَالَ يَٰلَيۡتَ قَوۡمِي يَعۡلَمُونَ
(Ona): «gir cennete denildi. (O da) «Nolurdu, dedi, kavmim bilselerdi»
Surah Ya-Seen, Verse 26
بِمَا غَفَرَ لِي رَبِّي وَجَعَلَنِي مِنَ ٱلۡمُكۡرَمِينَ
«Rabbimin beni yarlıgadıgını, beni (cennetle) ikram edilenlerden kıldıgını»
Surah Ya-Seen, Verse 27
۞وَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَىٰ قَوۡمِهِۦ مِنۢ بَعۡدِهِۦ مِن جُندٖ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَمَا كُنَّا مُنزِلِينَ
Ondan sonra kavminin uzerine gokden hicbir ordu indirmedik, indiriciler de degildik
Surah Ya-Seen, Verse 28
إِن كَانَتۡ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ فَإِذَا هُمۡ خَٰمِدُونَ
(Onların yakalanması, yahud ukuubeti) birtek sayhadan baska (bir seyle) degildi. Artık hemen sonu (b gidi) verenler (oldular)
Surah Ya-Seen, Verse 29
يَٰحَسۡرَةً عَلَى ٱلۡعِبَادِۚ مَا يَأۡتِيهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Ey kulların uzerine (coken buyuk) hasret (ve nedamet, hazır ol! Cunku) onlar kendilerine herhangi bir peygamber (ve elci) gelmeye dursun, ille onunla istihza ederlerdi
Surah Ya-Seen, Verse 30
أَلَمۡ يَرَوۡاْ كَمۡ أَهۡلَكۡنَا قَبۡلَهُم مِّنَ ٱلۡقُرُونِ أَنَّهُمۡ إِلَيۡهِمۡ لَا يَرۡجِعُونَ
Kendilerinden evvel nice nesilleri helak etdigimiz, bunların birdaha onlara donmez (ummet) ler olduklarını (musrikler) gor (ur gibi bil) mediler mi
Surah Ya-Seen, Verse 31
وَإِن كُلّٞ لَّمَّا جَمِيعٞ لَّدَيۡنَا مُحۡضَرُونَ
(Onların) hepsi de, muhakkak, toptan bizim karsımıza ihzaaren getirilmislerdir (getirileceklerdir)
Surah Ya-Seen, Verse 32
وَءَايَةٞ لَّهُمُ ٱلۡأَرۡضُ ٱلۡمَيۡتَةُ أَحۡيَيۡنَٰهَا وَأَخۡرَجۡنَا مِنۡهَا حَبّٗا فَمِنۡهُ يَأۡكُلُونَ
Olu toprak — ki biz onu canlandırdık. Icinden dane (ler) cıkardık da ondan yeyip duruyorlar — onlar icin bir ibret (bir delil) dir
Surah Ya-Seen, Verse 33
وَجَعَلۡنَا فِيهَا جَنَّـٰتٖ مِّن نَّخِيلٖ وَأَعۡنَٰبٖ وَفَجَّرۡنَا فِيهَا مِنَ ٱلۡعُيُونِ
Biz orada hurmalıklardan, uzum baglarından nice bostanlar yapdık. Iclerinde pınarlardan (nicesini) fıskırtdık
Surah Ya-Seen, Verse 34
لِيَأۡكُلُواْ مِن ثَمَرِهِۦ وَمَا عَمِلَتۡهُ أَيۡدِيهِمۡۚ أَفَلَا يَشۡكُرُونَ
(Allahın yaratdıgı) mahsulden ve kendi ellerinin yapdıklarından yemeleri icin. Haala sukretmeyecekler mi
Surah Ya-Seen, Verse 35
سُبۡحَٰنَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلۡأَزۡوَٰجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنۢبِتُ ٱلۡأَرۡضُ وَمِنۡ أَنفُسِهِمۡ وَمِمَّا لَا يَعۡلَمُونَ
Yerin bitirmekde oldugu seylerden, (insanların) kendilerinden ve daha bilemeyecekleri nice seylerden butun ciftleri yaratan (Allahın sanı ne kadar yucedir,) munezzehdir
Surah Ya-Seen, Verse 36
وَءَايَةٞ لَّهُمُ ٱلَّيۡلُ نَسۡلَخُ مِنۡهُ ٱلنَّهَارَ فَإِذَا هُم مُّظۡلِمُونَ
Gece de onlar icin bir ayetdir. Biz ondan gunduzu sıyırıb cıkarırız. Bir de bakarlar ki karanlıga girmislerdir onlar
Surah Ya-Seen, Verse 37
وَٱلشَّمۡسُ تَجۡرِي لِمُسۡتَقَرّٖ لَّهَاۚ ذَٰلِكَ تَقۡدِيرُ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡعَلِيمِ
Gunes de (ilahi bir ayetdir ki) kendi karargahında (mahrekinde aleddevam seyr ve) cereyan etmekdedir. Bu, mutlak gaalib, (her sey´i) hakkıyle bilen (Allah) ın takdiridir
Surah Ya-Seen, Verse 38
وَٱلۡقَمَرَ قَدَّرۡنَٰهُ مَنَازِلَ حَتَّىٰ عَادَ كَٱلۡعُرۡجُونِ ٱلۡقَدِيمِ
Ay (a gelince:) Biz ona da menzil menzil mıkdarlar ta´yin etdik. Nihayet o, eski hurma salkımının egri copu gibi bir haale donmusdur (doner)
Surah Ya-Seen, Verse 39
لَا ٱلشَّمۡسُ يَنۢبَغِي لَهَآ أَن تُدۡرِكَ ٱلۡقَمَرَ وَلَا ٱلَّيۡلُ سَابِقُ ٱلنَّهَارِۚ وَكُلّٞ فِي فَلَكٖ يَسۡبَحُونَ
Ne gunesin aya erisib catması, ne de gecenin gunduzu gecmis olması gerekmez. (Ecramdan) hepsi de (ayrı ayrı) birer felekde yuzerler
Surah Ya-Seen, Verse 40
وَءَايَةٞ لَّهُمۡ أَنَّا حَمَلۡنَا ذُرِّيَّتَهُمۡ فِي ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ
Onlar icin bir ayet (ve ibret) de bizim, onların zurriyyetlerini o dopdolu gemilerde tasımıs olmamız
Surah Ya-Seen, Verse 41
وَخَلَقۡنَا لَهُم مِّن مِّثۡلِهِۦ مَا يَرۡكَبُونَ
Ve kendilerine bunun gibi binecekleri (nice) seyleri yaratmıs bulunmamızdır
Surah Ya-Seen, Verse 42
وَإِن نَّشَأۡ نُغۡرِقۡهُمۡ فَلَا صَرِيخَ لَهُمۡ وَلَا هُمۡ يُنقَذُونَ
Eger dilersek onları (suda) bogarız. O suretde kendileri icin bir imdadcı da yokdur, onlar kurtarılamazlar da
Surah Ya-Seen, Verse 43
إِلَّا رَحۡمَةٗ مِّنَّا وَمَتَٰعًا إِلَىٰ حِينٖ
Meger ki bizden bir esirgeme ve daha bir zamana kadar yasatma (mukadder) ola
Surah Ya-Seen, Verse 44
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱتَّقُواْ مَا بَيۡنَ أَيۡدِيكُمۡ وَمَا خَلۡفَكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تُرۡحَمُونَ
Onlara : «Onumuzdekinden de, arkanızdakinden de sakının. Taki esirgerlesiniz» denildigi zaman (yuz cevirdiler)
Surah Ya-Seen, Verse 45
وَمَا تَأۡتِيهِم مِّنۡ ءَايَةٖ مِّنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِمۡ إِلَّا كَانُواْ عَنۡهَا مُعۡرِضِينَ
Onlara Rablerinin ayetlerinden herhangi bir ayet gelmeye dursun, ille ondan yuz ceviricidirler
Surah Ya-Seen, Verse 46
وَإِذَا قِيلَ لَهُمۡ أَنفِقُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ قَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لِلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَنُطۡعِمُ مَن لَّوۡ يَشَآءُ ٱللَّهُ أَطۡعَمَهُۥٓ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
Onlara : «Allahın sizi rızıklandırdıgı seylerden (hayra) harc edin» denilince o kufredenler, iman edenlere (soyle) dedi (ler): «Allahın, dileseydi, yedirecegi kimseye biz mi yedirecek misiz? Siz apacık bir sapıklıkda bulunanlardan baskaları degilsiniz»
Surah Ya-Seen, Verse 47
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلۡوَعۡدُ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
«Siz dogru soyleyenlerseniz bu tehdid (in tehakkuku) ne zaman (soyleyin)?» derler
Surah Ya-Seen, Verse 48
مَا يَنظُرُونَ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ تَأۡخُذُهُمۡ وَهُمۡ يَخِصِّمُونَ
Onlar birbiriyle itisib dururlarken kendilerini yakalayacak bir tek sayhadan baskasını gozetmezler
Surah Ya-Seen, Verse 49
فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ تَوۡصِيَةٗ وَلَآ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِمۡ يَرۡجِعُونَ
(Iste o zaman) bunlar bir vasıyyetde bile bulunamazlar. (Hatta o vakit) ailelerine dahi donecek (halde) degildirler
Surah Ya-Seen, Verse 50
وَنُفِخَ فِي ٱلصُّورِ فَإِذَا هُم مِّنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ إِلَىٰ رَبِّهِمۡ يَنسِلُونَ
«Suur» a ufurulmusdur. Artık bakarsın ki onlar kabirlerinden (kalkıp) Rablerine dogru kosup gidiyorlar
Surah Ya-Seen, Verse 51
قَالُواْ يَٰوَيۡلَنَا مَنۢ بَعَثَنَا مِن مَّرۡقَدِنَاۜۗ هَٰذَا مَا وَعَدَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَصَدَقَ ٱلۡمُرۡسَلُونَ
(O zaman soyle) demislerdir: «Eyvah bize! Uyudugumuz yerden bizi kim kaldırdı? Bu (Ba´s) cok esirgeyici (Allah) ın va´d etdigi sey. Gonderilen (peygamber) ler (meger) dogru soylemis»
Surah Ya-Seen, Verse 52
إِن كَانَتۡ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ فَإِذَا هُمۡ جَمِيعٞ لَّدَيۡنَا مُحۡضَرُونَ
(Bu), birtek sayhadan baskası degildir. Artık onlar topdan (ve) derhal izhaaren onumuze getirilmislerdir
Surah Ya-Seen, Verse 53
فَٱلۡيَوۡمَ لَا تُظۡلَمُ نَفۡسٞ شَيۡـٔٗا وَلَا تُجۡزَوۡنَ إِلَّا مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Iste bugun kimseye hicbir seyle haksızlık edilmez. Siz de yapar oldugunuzdan baskasiyle mukaabele gormezsiniz
Surah Ya-Seen, Verse 54
إِنَّ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ ٱلۡيَوۡمَ فِي شُغُلٖ فَٰكِهُونَ
Subhe yok ki bugun cennet yaranı mesruru handan bir zevk ve eglence icindedirler
Surah Ya-Seen, Verse 55
هُمۡ وَأَزۡوَٰجُهُمۡ فِي ظِلَٰلٍ عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِ مُتَّكِـُٔونَ
Kendileri de, zevceleri de (cennet) golgeler (in) dedirler. Tahtların ustune kurulub dayanmıslardır
Surah Ya-Seen, Verse 56
لَهُمۡ فِيهَا فَٰكِهَةٞ وَلَهُم مَّا يَدَّعُونَ
Orada taze yemis (ler) onların, temenni edecekleri hersey onlarındır
Surah Ya-Seen, Verse 57
سَلَٰمٞ قَوۡلٗا مِّن رَّبّٖ رَّحِيمٖ
Cok esirgeyici Rab (lerin) den bir de selam (var) dır
Surah Ya-Seen, Verse 58
وَٱمۡتَٰزُواْ ٱلۡيَوۡمَ أَيُّهَا ٱلۡمُجۡرِمُونَ
«Ey gunahkarlar, bugun siz (bir tarafa) ayrılın»
Surah Ya-Seen, Verse 59
۞أَلَمۡ أَعۡهَدۡ إِلَيۡكُمۡ يَٰبَنِيٓ ءَادَمَ أَن لَّا تَعۡبُدُواْ ٱلشَّيۡطَٰنَۖ إِنَّهُۥ لَكُمۡ عَدُوّٞ مُّبِينٞ
Ey Adem ogulları, «Seytana tapmayın. Cunku o, sizin icin (Rabbinizden) ayıran bir dusmandır, Bana ibadet edin. iste dosdogru yo! budur» diye size emr etmedim mi? (buyuracak)
Surah Ya-Seen, Verse 60
وَأَنِ ٱعۡبُدُونِيۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ
Ey Adem ogulları, «Seytana tapmayın. Cunku o, sizin icin (Rabbinizden) ayıran bir dusmandır, Bana ibadet edin. iste dosdogru yo! budur» diye size emr etmedim mi? (buyuracak)
Surah Ya-Seen, Verse 61
وَلَقَدۡ أَضَلَّ مِنكُمۡ جِبِلّٗا كَثِيرًاۖ أَفَلَمۡ تَكُونُواْ تَعۡقِلُونَ
Andolsun ki (seytan) sizden bircok halkı sapdırmadı. O vakit neye akıl etmiyordunuz
Surah Ya-Seen, Verse 62
هَٰذِهِۦ جَهَنَّمُ ٱلَّتِي كُنتُمۡ تُوعَدُونَ
Iste bu, (oteden beri) tehdid edegeldiginiz cehennemdir
Surah Ya-Seen, Verse 63
ٱصۡلَوۡهَا ٱلۡيَوۡمَ بِمَا كُنتُمۡ تَكۡفُرُونَ
Kufur (ve inkarda ısrar) edisinize mukaabil girin oraya
Surah Ya-Seen, Verse 64
ٱلۡيَوۡمَ نَخۡتِمُ عَلَىٰٓ أَفۡوَٰهِهِمۡ وَتُكَلِّمُنَآ أَيۡدِيهِمۡ وَتَشۡهَدُ أَرۡجُلُهُم بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
O gun agızlarının ustune muhur basarız. Ne irtikab ediyor idiyseler bize elleri soyler, ayakları (ve diger uzuvları) da sahidlik eder
Surah Ya-Seen, Verse 65
وَلَوۡ نَشَآءُ لَطَمَسۡنَا عَلَىٰٓ أَعۡيُنِهِمۡ فَٱسۡتَبَقُواْ ٱلصِّرَٰطَ فَأَنَّىٰ يُبۡصِرُونَ
Eger dileseydik onları gozlerinin uzerinden silme kor yapardık da yolda kosusub (didisib) kalırlardı. Artık nasıl goreceklerdi
Surah Ya-Seen, Verse 66
وَلَوۡ نَشَآءُ لَمَسَخۡنَٰهُمۡ عَلَىٰ مَكَانَتِهِمۡ فَمَا ٱسۡتَطَٰعُواْ مُضِيّٗا وَلَا يَرۡجِعُونَ
Yine dileseydik onları oldukları yerde suratlarını degisdirib bambaska cirkin bir mahiyyete getirirdik de ne ileri gitmiye, ne geri donub gelmiye gucleri yetmezdi
Surah Ya-Seen, Verse 67
وَمَن نُّعَمِّرۡهُ نُنَكِّسۡهُ فِي ٱلۡخَلۡقِۚ أَفَلَا يَعۡقِلُونَ
Kime uzun omur veriyorsak onun yaratılısını bas asagı ediyoruz. (Buna da) akılları ermiyor mu
Surah Ya-Seen, Verse 68
وَمَا عَلَّمۡنَٰهُ ٱلشِّعۡرَ وَمَا يَنۢبَغِي لَهُۥٓۚ إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ وَقُرۡءَانٞ مُّبِينٞ
Biz ona siir ogretmedik. (Bu) ona yakısmaz da. O (nun getirdigi kitab) bir ogutden ve (hukumleri) acıklayan bir Kur´andan baskası degildir
Surah Ya-Seen, Verse 69
لِّيُنذِرَ مَن كَانَ حَيّٗا وَيَحِقَّ ٱلۡقَوۡلُ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ
(Bu da) hayatı olan kimselere (gelecek tehlikeleri) haber vermek ve kafirlere o soz hak olmak icin (dir)
Surah Ya-Seen, Verse 70
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّا خَلَقۡنَا لَهُم مِّمَّا عَمِلَتۡ أَيۡدِينَآ أَنۡعَٰمٗا فَهُمۡ لَهَا مَٰلِكُونَ
Ellerimizin isleyib yapdıklarından kendileri icin bunca davarlar yaratdıgımızı, bu sayede onlara malik olmus bulunduklarını da gormediler mi
Surah Ya-Seen, Verse 71
وَذَلَّلۡنَٰهَا لَهُمۡ فَمِنۡهَا رَكُوبُهُمۡ وَمِنۡهَا يَأۡكُلُونَ
Biz onları kendilerine musahhar kıldık. Iste binecekleri bunlardan, yiyecekleri bunlardandır
Surah Ya-Seen, Verse 72
وَلَهُمۡ فِيهَا مَنَٰفِعُ وَمَشَارِبُۚ أَفَلَا يَشۡكُرُونَ
Bunlarda kendileri icin daha nice menfeatler ve icecekler vardır. Haala sukr etmezler mi
Surah Ya-Seen, Verse 73
وَٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ ءَالِهَةٗ لَّعَلَّهُمۡ يُنصَرُونَ
Onlar Allahı bırakıb (guya) kendileri yardım (a mazhar) edilecekler umidiyle (baska) ma´budlar edindiler
Surah Ya-Seen, Verse 74
لَا يَسۡتَطِيعُونَ نَصۡرَهُمۡ وَهُمۡ لَهُمۡ جُندٞ مُّحۡضَرُونَ
Ki bunlar onlara asla yardım edemezler (Bil´akis) kendileri bunlar icin hazırlanmıs (bir suru) avenedir
Surah Ya-Seen, Verse 75
فَلَا يَحۡزُنكَ قَوۡلُهُمۡۘ إِنَّا نَعۡلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعۡلِنُونَ
O halde (habibim) onların lafı seni gamnak etmesin. Subhe yok ki biz onların neler gizlemekde olduklarını, neler acıklaya geldiklerini biliyoruz
Surah Ya-Seen, Verse 76
أَوَلَمۡ يَرَ ٱلۡإِنسَٰنُ أَنَّا خَلَقۡنَٰهُ مِن نُّطۡفَةٖ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٞ مُّبِينٞ
Insan, kendisini bir nutfeden yaratdıgımızı gor (ur gibi bilmedi mi ki simdi o, acıkdan acıga mufrit bir muhaasım (kesilmekde) dir
Surah Ya-Seen, Verse 77
وَضَرَبَ لَنَا مَثَلٗا وَنَسِيَ خَلۡقَهُۥۖ قَالَ مَن يُحۡيِ ٱلۡعِظَٰمَ وَهِيَ رَمِيمٞ
O, kendi yaratılısını unutarak bize bir misal getirdi: «Bu curumus kemiklere kim can verecekmis?» dedi
Surah Ya-Seen, Verse 78
قُلۡ يُحۡيِيهَا ٱلَّذِيٓ أَنشَأَهَآ أَوَّلَ مَرَّةٖۖ وَهُوَ بِكُلِّ خَلۡقٍ عَلِيمٌ
(Habibim) de ki: «Onları ilk defa yaratan diriltecek. O, her yaratmayı hakkıyle bilendir»
Surah Ya-Seen, Verse 79
ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُم مِّنَ ٱلشَّجَرِ ٱلۡأَخۡضَرِ نَارٗا فَإِذَآ أَنتُم مِّنۡهُ تُوقِدُونَ
O, yemyesil agacdan sizin icin bir ates cıkarandır. Iste bakın (atesi) ondan (cakıb) alıyorsunuz
Surah Ya-Seen, Verse 80
أَوَلَيۡسَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِقَٰدِرٍ عَلَىٰٓ أَن يَخۡلُقَ مِثۡلَهُمۚ بَلَىٰ وَهُوَ ٱلۡخَلَّـٰقُ ٱلۡعَلِيمُ
Gokleri ve yeri yaratan (Allah), onlar gibisini yaratmıya kaadir degil midir? Elbette (kaadirdir). O, (butun kainatı) yaratandır, (her sey´i) hakkıyle, bilendir
Surah Ya-Seen, Verse 81
إِنَّمَآ أَمۡرُهُۥٓ إِذَآ أَرَادَ شَيۡـًٔا أَن يَقُولَ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ
Onun emri, bir sey´i diledigi zaman, ona ancak «Ol» demesinden ibaretdir. O da oluverir
Surah Ya-Seen, Verse 82
فَسُبۡحَٰنَ ٱلَّذِي بِيَدِهِۦ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيۡءٖ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
Demek her sey´in mulk-u tesarrufu (ve kudreti) kendi elinde bulunan (Allah) ın sanı ne kadar yucedir, munezzehdir! Siz ancak Ona dondurul (ub goturul) eceksiniz
Surah Ya-Seen, Verse 83