Surah Ghafir - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
حمٓ
Haa, Mim
Surah Ghafir, Verse 1
تَنزِيلُ ٱلۡكِتَٰبِ مِنَ ٱللَّهِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡعَلِيمِ
(Bu) kitabın indirilmesi; O mutlak gaalib, O (her sey´i) hakkıyle bilen, (mu´minlerin) gunahı (nı) yarlıgayan, tevbesini kabul eden, (kafirler ve muhaalifler icin) azabı cetin, (ariflere) fazl (-u kerem) saahibi olan Allahdandır. Ondan baska hicbir Tanrı yokdur. Donus ancak Onadır
Surah Ghafir, Verse 2
غَافِرِ ٱلذَّنۢبِ وَقَابِلِ ٱلتَّوۡبِ شَدِيدِ ٱلۡعِقَابِ ذِي ٱلطَّوۡلِۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ إِلَيۡهِ ٱلۡمَصِيرُ
(Bu) kitabın indirilmesi; O mutlak gaalib, O (her sey´i) hakkıyle bilen, (mu´minlerin) gunahı (nı) yarlıgayan, tevbesini kabul eden, (kafirler ve muhaalifler icin) azabı cetin, (ariflere) fazl (-u kerem) saahibi olan Allahdandır. Ondan baska hicbir Tanrı yokdur. Donus ancak Onadır
Surah Ghafir, Verse 3
مَا يُجَٰدِلُ فِيٓ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ إِلَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فَلَا يَغۡرُرۡكَ تَقَلُّبُهُمۡ فِي ٱلۡبِلَٰدِ
Allahın ayetleri hakkında kufur (ve inkar) edenlerden baskası mucadele etmez. Simdilik (Habibim) onların sehirler icinde donub dolasması seni aldatmasın
Surah Ghafir, Verse 4
كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ وَٱلۡأَحۡزَابُ مِنۢ بَعۡدِهِمۡۖ وَهَمَّتۡ كُلُّ أُمَّةِۭ بِرَسُولِهِمۡ لِيَأۡخُذُوهُۖ وَجَٰدَلُواْ بِٱلۡبَٰطِلِ لِيُدۡحِضُواْ بِهِ ٱلۡحَقَّ فَأَخَذۡتُهُمۡۖ فَكَيۡفَ كَانَ عِقَابِ
Onlardan evvel Nuuh kavmi de, bunlardan sonraki suru suru fırkalar da (peygamberlerini) yalan saydı (lar). (Bunlardan) her ummet, kendi peygamberlerini yakalamayı kasdetdi. Hakıykatı olmayan (seyler) le hakkı yok edebilmeleri icin savasıb durdular. Neticede ben de onları tutub yakaladım. Iste (bak) benim azabım nice imis
Surah Ghafir, Verse 5
وَكَذَٰلِكَ حَقَّتۡ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَنَّهُمۡ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ
Kafirlere karsı Rabbinin, onları muhakkak ates yaranı oldukları (na aid bulunan), sozu iste boyle tahakkuk etmisdir
Surah Ghafir, Verse 6
ٱلَّذِينَ يَحۡمِلُونَ ٱلۡعَرۡشَ وَمَنۡ حَوۡلَهُۥ يُسَبِّحُونَ بِحَمۡدِ رَبِّهِمۡ وَيُؤۡمِنُونَ بِهِۦ وَيَسۡتَغۡفِرُونَ لِلَّذِينَ ءَامَنُواْۖ رَبَّنَا وَسِعۡتَ كُلَّ شَيۡءٖ رَّحۡمَةٗ وَعِلۡمٗا فَٱغۡفِرۡ لِلَّذِينَ تَابُواْ وَٱتَّبَعُواْ سَبِيلَكَ وَقِهِمۡ عَذَابَ ٱلۡجَحِيمِ
Arsı yuklenen, bir de onun etrafında bulunan (melekler) Rablerini hamd ile (tenzih ve) tesbih ederler. Ona iman ederler. Mu´minlerin de yarlıganmasını (soylece) isterler: «Ey Rabbimiz, Senin rahmetin ve ilmin hersey´i kusatmısdır. O halde tevbe edenleri, senin yoluna uyub gidenleri yarlıga, onları cehennem azabından koru»
Surah Ghafir, Verse 7
رَبَّنَا وَأَدۡخِلۡهُمۡ جَنَّـٰتِ عَدۡنٍ ٱلَّتِي وَعَدتَّهُمۡ وَمَن صَلَحَ مِنۡ ءَابَآئِهِمۡ وَأَزۡوَٰجِهِمۡ وَذُرِّيَّـٰتِهِمۡۚ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
«Ey Rabbimiz, onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden saalih olanları da — kendilerine va´d etdigin — Adn cennetlerine sok. Yegane gaalib, hukum ve hikmet saahibi olan subhesiz ki Sensin Sen»
Surah Ghafir, Verse 8
وَقِهِمُ ٱلسَّيِّـَٔاتِۚ وَمَن تَقِ ٱلسَّيِّـَٔاتِ يَوۡمَئِذٖ فَقَدۡ رَحِمۡتَهُۥۚ وَذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
«Bir de onları (bu dunyada) her turlu fenalıklardan koru. Sen kimi kotuluklerden korursan o gun muhakkak ki onu rahmet (ine mazhar) etmissindir». Bu, en buyuk necat ve seadetin ta kendisidir
Surah Ghafir, Verse 9
إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يُنَادَوۡنَ لَمَقۡتُ ٱللَّهِ أَكۡبَرُ مِن مَّقۡتِكُمۡ أَنفُسَكُمۡ إِذۡ تُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلۡإِيمَٰنِ فَتَكۡفُرُونَ
Kufredenlere (melekler tarafından) nida edilir: «Allahın bugzu, sizin kendinize olan bugzunuzdan elbet daha buyukdur. Cunku siz (dunyada) imana da´vet olunuyordunuz da kufur (de ısraar) ediyordunuz»
Surah Ghafir, Verse 10
قَالُواْ رَبَّنَآ أَمَتَّنَا ٱثۡنَتَيۡنِ وَأَحۡيَيۡتَنَا ٱثۡنَتَيۡنِ فَٱعۡتَرَفۡنَا بِذُنُوبِنَا فَهَلۡ إِلَىٰ خُرُوجٖ مِّن سَبِيلٖ
Dediler: «Ey Rabbimiz, bizi iki (defa) oldurdun. Iki (defa) da diriltdin. Iste gunahlarımızı (bilib) i´tiraaf etdik. Fakat (soyle) bir cıkmıya bir yol var mı»
Surah Ghafir, Verse 11
ذَٰلِكُم بِأَنَّهُۥٓ إِذَا دُعِيَ ٱللَّهُ وَحۡدَهُۥ كَفَرۡتُمۡ وَإِن يُشۡرَكۡ بِهِۦ تُؤۡمِنُواْۚ فَٱلۡحُكۡمُ لِلَّهِ ٱلۡعَلِيِّ ٱلۡكَبِيرِ
Bunun sebebi sudur: Bir olarak Allaha dua edildigi zaman siz kufretdiniz. Eger Ona es katılırsa tasdıyk ediyordunuz. Artık hukum, O cok yuce, O cok buyuk Allahındır
Surah Ghafir, Verse 12
هُوَ ٱلَّذِي يُرِيكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ وَيُنَزِّلُ لَكُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ رِزۡقٗاۚ وَمَا يَتَذَكَّرُ إِلَّا مَن يُنِيبُ
Ki O, ayetlerini size gostermekde, sizin icin gokden rızık indirmekde olandır. (Sirkden tevbe ile imana) donecek kimseden baskası (ayatı Hakdan) ibret almaz
Surah Ghafir, Verse 13
فَٱدۡعُواْ ٱللَّهَ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡكَٰفِرُونَ
Haydi (ey mu´minler), kafirlerin hosuna gitmese de, Allaha, Onun dininde ıhlas (ve samimiyyet) erbabı olarak, ibadet edin
Surah Ghafir, Verse 14
رَفِيعُ ٱلدَّرَجَٰتِ ذُو ٱلۡعَرۡشِ يُلۡقِي ٱلرُّوحَ مِنۡ أَمۡرِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦ لِيُنذِرَ يَوۡمَ ٱلتَّلَاقِ
Sıfatları yuce, arsın saahibi (Allah, insanları) o kavusma gunu ile korkutmak icin, kendi emrinden olan vahyi kullarından kimi dilerse ona ilkaa eder
Surah Ghafir, Verse 15
يَوۡمَ هُم بَٰرِزُونَۖ لَا يَخۡفَىٰ عَلَى ٱللَّهِ مِنۡهُمۡ شَيۡءٞۚ لِّمَنِ ٱلۡمُلۡكُ ٱلۡيَوۡمَۖ لِلَّهِ ٱلۡوَٰحِدِ ٱلۡقَهَّارِ
O (kavusma) gun (u) onlar (kabirlerinden fırlayıb) cıkarlar Onlardan (saadır olan) hicbir sey Allaha gizli kalmaz. (Allah buyurur:) «Bugun mulk kimindir»? (Yine kendisi cevab verir:) «Bir olan, (her sey´e haakim ve) kahhar olan Allahındır»
Surah Ghafir, Verse 16
ٱلۡيَوۡمَ تُجۡزَىٰ كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡۚ لَا ظُلۡمَ ٱلۡيَوۡمَۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَرِيعُ ٱلۡحِسَابِ
Bugun herkes ne kazandıysa onunla karsılanacak. Bugun haksızlık yok. Subhesiz ki Allah, hesabı carcabuk gorendir
Surah Ghafir, Verse 17
وَأَنذِرۡهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡأٓزِفَةِ إِذِ ٱلۡقُلُوبُ لَدَى ٱلۡحَنَاجِرِ كَٰظِمِينَۚ مَا لِلظَّـٰلِمِينَ مِنۡ حَمِيمٖ وَلَا شَفِيعٖ يُطَاعُ
Onlara o yakın gunun tehlikesini anlat. O zaman yurekleri — gamla dolu ve herkes ebsem olarak — ta gırtlakların yanındadır. Zaalimlerin ne musfik bir yakın, ne de (sefaati) dinlenebilecek bir aracısı yokdur
Surah Ghafir, Verse 18
يَعۡلَمُ خَآئِنَةَ ٱلۡأَعۡيُنِ وَمَا تُخۡفِي ٱلصُّدُورُ
(Allah) gozlerin haain bakısını, goguslerin gizleyecegi hersey´i bilir
Surah Ghafir, Verse 19
وَٱللَّهُ يَقۡضِي بِٱلۡحَقِّۖ وَٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِهِۦ لَا يَقۡضُونَ بِشَيۡءٍۗ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡبَصِيرُ
Allah, hak (ve adalet) le hukmeder. Onu bırakıb tapdıkları ise hicbir sey´e hukm etmezler. Subhesiz Allah, O, (bunların sozlerini) hakkıyla isiden, (yapdıklarını) kemaliyle gorendir
Surah Ghafir, Verse 20
۞أَوَلَمۡ يَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَيَنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ كَانُواْ مِن قَبۡلِهِمۡۚ كَانُواْ هُمۡ أَشَدَّ مِنۡهُمۡ قُوَّةٗ وَءَاثَارٗا فِي ٱلۡأَرۡضِ فَأَخَذَهُمُ ٱللَّهُ بِذُنُوبِهِمۡ وَمَا كَانَ لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن وَاقٖ
Onlar yer (yuzun) de gezib dolasmadılar mı ki kendilerinden evvelkilerin akıbetinin nice olduguna baksınlar? Onlar kuvvet ve yer (yuzun) deki eserleri i´tibariyle bunlardan daha ustundu. Boyle iken Allah onları gunahları yuzunden yakaladı. Onları Allah (ın azabın) dan bir koruyan da olmadı
Surah Ghafir, Verse 21
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ كَانَت تَّأۡتِيهِمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَكَفَرُواْ فَأَخَذَهُمُ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ قَوِيّٞ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ
Bunun sebebi su idi: (Cunku) peygamberleri kendilerine apacık mu´cizeler getire dursun, onlar kufretdiler. Allah da kendilerini tutub yakalayıverdi. Cunku O, hersey´e kaadirdir, azabı pek cetindir
Surah Ghafir, Verse 22
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا مُوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَا وَسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٍ
Andolsun ki biz Musayı mucizelerimizle ve apacık bir huccetle Fir´avna, Hamane ve Kaaruna gonderdik de (ona) «Cok yalancı bir sihirbaz» dediler
Surah Ghafir, Verse 23
إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ وَهَٰمَٰنَ وَقَٰرُونَ فَقَالُواْ سَٰحِرٞ كَذَّابٞ
Andolsun ki biz Musayı mucizelerimizle ve apacık bir huccetle Fir´avna, Hamane ve Kaaruna gonderdik de (ona) «Cok yalancı bir sihirbaz» dediler
Surah Ghafir, Verse 24
فَلَمَّا جَآءَهُم بِٱلۡحَقِّ مِنۡ عِندِنَا قَالُواْ ٱقۡتُلُوٓاْ أَبۡنَآءَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ وَٱسۡتَحۡيُواْ نِسَآءَهُمۡۚ وَمَا كَيۡدُ ٱلۡكَٰفِرِينَ إِلَّا فِي ضَلَٰلٖ
Iste o, tarafımızdan kendilerine hakkı getirince: «Onunla beraber iman edenlerin ogullarını oldurun. (Yalnız) kadınları diri bırakın» dediler. Kafirlerin duzeni heder olmakdan baska (bir sey´e mahkum) degildir
Surah Ghafir, Verse 25
وَقَالَ فِرۡعَوۡنُ ذَرُونِيٓ أَقۡتُلۡ مُوسَىٰ وَلۡيَدۡعُ رَبَّهُۥٓۖ إِنِّيٓ أَخَافُ أَن يُبَدِّلَ دِينَكُمۡ أَوۡ أَن يُظۡهِرَ فِي ٱلۡأَرۡضِ ٱلۡفَسَادَ
Fir´avn «Bırakın beni, dedi, Musa´yi oldureyim. (Varsın) Rabbine yalvarsın! Cunku ben onun, dininizi degisdireceginden, yahud yer (yuzun) de fesad cıkaracagından korkuyorum»
Surah Ghafir, Verse 26
وَقَالَ مُوسَىٰٓ إِنِّي عُذۡتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُم مِّن كُلِّ مُتَكَبِّرٖ لَّا يُؤۡمِنُ بِيَوۡمِ ٱلۡحِسَابِ
Musa da «Ben, hesab gunune inanmayan her kibirli (insandan benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz (olan — Allah) a sıgındım» dedi
Surah Ghafir, Verse 27
وَقَالَ رَجُلٞ مُّؤۡمِنٞ مِّنۡ ءَالِ فِرۡعَوۡنَ يَكۡتُمُ إِيمَٰنَهُۥٓ أَتَقۡتُلُونَ رَجُلًا أَن يَقُولَ رَبِّيَ ٱللَّهُ وَقَدۡ جَآءَكُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ مِن رَّبِّكُمۡۖ وَإِن يَكُ كَٰذِبٗا فَعَلَيۡهِ كَذِبُهُۥۖ وَإِن يَكُ صَادِقٗا يُصِبۡكُم بَعۡضُ ٱلَّذِي يَعِدُكُمۡۖ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي مَنۡ هُوَ مُسۡرِفٞ كَذَّابٞ
Fir´avn ailesinden olub imanını gizlemekde bulunan bir mu´min (soyle) dedi: «Siz bir adamı, Rabbin Allahdır demesiyle oldurur musunuz? Halbuki o, size Rabbinizden apacık mu´cizeler de getirmisdir. Bununla beraber, eger o, bir yalancı ise yalanı kendisine. Eger dogrucu ise sizi tehdid edegeldigi (azab) ın bir kısmı olsun (gelir) sizi carpar. Subhesiz Allah, haddi asan, (iddiasında) cok yalancı olan kimseyi muvaffak etmez»
Surah Ghafir, Verse 28
يَٰقَوۡمِ لَكُمُ ٱلۡمُلۡكُ ٱلۡيَوۡمَ ظَٰهِرِينَ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَمَن يَنصُرُنَا مِنۢ بَأۡسِ ٱللَّهِ إِن جَآءَنَاۚ قَالَ فِرۡعَوۡنُ مَآ أُرِيكُمۡ إِلَّا مَآ أَرَىٰ وَمَآ أَهۡدِيكُمۡ إِلَّا سَبِيلَ ٱلرَّشَادِ
«Ey kavmim, bugun bu yerde, siz gaalib (kimse) ler olmak uzere, mulk sizindir. Fakat Allahın hısmı bize gelib catarsa kim bize yardım eder»? Fir´avn dedi ki: «Ben size hangi re´yde bulunuyorsam ondan baskasını isaret etmiyorum. Size dogru yolun hilafını da gostermiyorum»
Surah Ghafir, Verse 29
وَقَالَ ٱلَّذِيٓ ءَامَنَ يَٰقَوۡمِ إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُم مِّثۡلَ يَوۡمِ ٱلۡأَحۡزَابِ
Mu´min olan (o zat) dedi ki: «Ey kavmim, hakıykat ben o surusuru fırkaların gunune misal (vermeniz) den, Nuuh kavminin, Aad´in, Semudun ve daha sonrakilerin haali gibi (bir maceraye sapıb felakete ugramanızdan) korkuyorum. (Yoksa) Allah kullarına bir zulum dileyecek degildir»
Surah Ghafir, Verse 30
مِثۡلَ دَأۡبِ قَوۡمِ نُوحٖ وَعَادٖ وَثَمُودَ وَٱلَّذِينَ مِنۢ بَعۡدِهِمۡۚ وَمَا ٱللَّهُ يُرِيدُ ظُلۡمٗا لِّلۡعِبَادِ
Mu´min olan (o zat) dedi ki: «Ey kavmim, hakıykat ben o surusuru fırkaların gunune misal (vermeniz) den, Nuuh kavminin, Aad´in, Semudun ve daha sonrakilerin haali gibi (bir maceraye sapıb felakete ugramanızdan) korkuyorum. (Yoksa) Allah kullarına bir zulum dileyecek degildir»
Surah Ghafir, Verse 31
وَيَٰقَوۡمِ إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ يَوۡمَ ٱلتَّنَادِ
«Ey kavmim, hakıykat ben size karsı o bagrısıb cagırısma gununden endise etmekdeyim»
Surah Ghafir, Verse 32
يَوۡمَ تُوَلُّونَ مُدۡبِرِينَ مَا لَكُم مِّنَ ٱللَّهِ مِنۡ عَاصِمٖۗ وَمَن يُضۡلِلِ ٱللَّهُ فَمَا لَهُۥ مِنۡ هَادٖ
«(O gun, hesab yerini) arkanızda bırakıb (cehenneme) doneceginiz gundur. (O gun) sizi Allah (ın azabın) dan hicbir kurtarıcı yokdur. Allah kimi sasırtırsa onun yolunu bir dogrultucu da yokdur»
Surah Ghafir, Verse 33
وَلَقَدۡ جَآءَكُمۡ يُوسُفُ مِن قَبۡلُ بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَمَا زِلۡتُمۡ فِي شَكّٖ مِّمَّا جَآءَكُم بِهِۦۖ حَتَّىٰٓ إِذَا هَلَكَ قُلۡتُمۡ لَن يَبۡعَثَ ٱللَّهُ مِنۢ بَعۡدِهِۦ رَسُولٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَنۡ هُوَ مُسۡرِفٞ مُّرۡتَابٌ
«Andolsun, (Musadan) evvel Yusuf da size apacık burhanlar getirmisdi. O vakit da onun size getirdigi seyler hakkında subhe edib durmusdunuz. Hatta o vefat edince de dediniz ki: «Bundan sonra Allah asla bir peygamber gondermez». Iste Allah, o haddi asan subheci kimseleri boyle sasırtır
Surah Ghafir, Verse 34
ٱلَّذِينَ يُجَٰدِلُونَ فِيٓ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ بِغَيۡرِ سُلۡطَٰنٍ أَتَىٰهُمۡۖ كَبُرَ مَقۡتًا عِندَ ٱللَّهِ وَعِندَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْۚ كَذَٰلِكَ يَطۡبَعُ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ قَلۡبِ مُتَكَبِّرٖ جَبَّارٖ
«Onlar, kendilerine gelmis hicbir huccet olmadıgı halde Allahın ayetleri hakkında mucadele edenlerdir. Gerek Allah indinde, gerek iman edenler katında (buna) bugz buyumusdur. Allah, buyukluk taslayan her zorbanın kalbini iste boyle muhurler»
Surah Ghafir, Verse 35
وَقَالَ فِرۡعَوۡنُ يَٰهَٰمَٰنُ ٱبۡنِ لِي صَرۡحٗا لَّعَلِّيٓ أَبۡلُغُ ٱلۡأَسۡبَٰبَ
Fir´avn (soyle) dedi: «Ey Hakan, benim icin yuksek bir kule yap. Olur ki ben o yollara, goklerin yollarına ulasırım da Musanın Tanrısına yukselib cıkarım! Ben onu mutlak bir yalancı sanıyorum a». Iste bu suretle Fir´avnın kotu amel (ve hareket) i suslendirildi. O, yoldan sapdırıldı. Fir´avnın duzeni, baska degil ancak husranda idi
Surah Ghafir, Verse 36
أَسۡبَٰبَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ فَأَطَّلِعَ إِلَىٰٓ إِلَٰهِ مُوسَىٰ وَإِنِّي لَأَظُنُّهُۥ كَٰذِبٗاۚ وَكَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِفِرۡعَوۡنَ سُوٓءُ عَمَلِهِۦ وَصُدَّ عَنِ ٱلسَّبِيلِۚ وَمَا كَيۡدُ فِرۡعَوۡنَ إِلَّا فِي تَبَابٖ
Fir´avn (soyle) dedi: «Ey Hakan, benim icin yuksek bir kule yap. Olur ki ben o yollara, goklerin yollarına ulasırım da Musanın Tanrısına yukselib cıkarım! Ben onu mutlak bir yalancı sanıyorum a». Iste bu suretle Fir´avnın kotu amel (ve hareket) i suslendirildi. O, yoldan sapdırıldı. Fir´avnın duzeni, baska degil ancak husranda idi
Surah Ghafir, Verse 37
وَقَالَ ٱلَّذِيٓ ءَامَنَ يَٰقَوۡمِ ٱتَّبِعُونِ أَهۡدِكُمۡ سَبِيلَ ٱلرَّشَادِ
Iman eden o (zat): «Ey kavmim, dedi, siz bana uyun, size dogru yolu gosterecegim»
Surah Ghafir, Verse 38
يَٰقَوۡمِ إِنَّمَا هَٰذِهِ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَا مَتَٰعٞ وَإِنَّ ٱلۡأٓخِرَةَ هِيَ دَارُ ٱلۡقَرَارِ
«Ey kavmim, bu dunya hayaatı ancak fani bir eglencedir. Ahiret ise O, asıl durulacak yurdun ta kendisidir»
Surah Ghafir, Verse 39
مَنۡ عَمِلَ سَيِّئَةٗ فَلَا يُجۡزَىٰٓ إِلَّا مِثۡلَهَاۖ وَمَنۡ عَمِلَ صَٰلِحٗا مِّن ذَكَرٍ أَوۡ أُنثَىٰ وَهُوَ مُؤۡمِنٞ فَأُوْلَـٰٓئِكَ يَدۡخُلُونَ ٱلۡجَنَّةَ يُرۡزَقُونَ فِيهَا بِغَيۡرِ حِسَابٖ
«Kim bir kotuluk islerse onun bunun benzerinden baskasıyle karsılık yapılmaz. Kim de — erkek olsun, kadın olsun, (fakat) o mu´min olarak — iyi amel (ve hareket) de bulunursa iste onlar, kinde hesabsız rızıklara kavusdurulmak uzere, cenete girerler»
Surah Ghafir, Verse 40
۞وَيَٰقَوۡمِ مَا لِيٓ أَدۡعُوكُمۡ إِلَى ٱلنَّجَوٰةِ وَتَدۡعُونَنِيٓ إِلَى ٱلنَّارِ
«Ey kavmim, benim (karsılasdıgım) bu hal nedir? (Cunku) ben sizi kurtulusa da´vet ediyorum, siz beni atese cagırıyorsunuz»
Surah Ghafir, Verse 41
تَدۡعُونَنِي لِأَكۡفُرَ بِٱللَّهِ وَأُشۡرِكَ بِهِۦ مَا لَيۡسَ لِي بِهِۦ عِلۡمٞ وَأَنَا۠ أَدۡعُوكُمۡ إِلَى ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡغَفَّـٰرِ
«Siz beni Allaha kufredeyim, (rububiyyetini) hicbir suretle tanımadıgım nesneleri Ona ortak tutayım diye cagırıyorsunuz. Ben ise sizi O mutlak Kaadire, O cok Yarlıgayıcıya da´vet ediyorum»
Surah Ghafir, Verse 42
لَا جَرَمَ أَنَّمَا تَدۡعُونَنِيٓ إِلَيۡهِ لَيۡسَ لَهُۥ دَعۡوَةٞ فِي ٱلدُّنۡيَا وَلَا فِي ٱلۡأٓخِرَةِ وَأَنَّ مَرَدَّنَآ إِلَى ٱللَّهِ وَأَنَّ ٱلۡمُسۡرِفِينَ هُمۡ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ
«Sizin beni mutlakaa (tapmıya) da´vet etdiginizin dunyada da, ahiretde de hakkaa ki hicbir da´vet (e salahiyyet) i yokdur. Hakıykatda hepimizin donub gidisimiz Allahadır. Haddi asanlar ates yaranının ta kendileridir»
Surah Ghafir, Verse 43
فَسَتَذۡكُرُونَ مَآ أَقُولُ لَكُمۡۚ وَأُفَوِّضُ أَمۡرِيٓ إِلَى ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ بَصِيرُۢ بِٱلۡعِبَادِ
«Size soylemekde olduklarımı yakında hatırlayacaksınız. Ben isimi Allaha ısmarlıyorum. Cunku Allah kulları (nı) cok iyi gorendir»
Surah Ghafir, Verse 44
فَوَقَىٰهُ ٱللَّهُ سَيِّـَٔاتِ مَا مَكَرُواْۖ وَحَاقَ بِـَٔالِ فِرۡعَوۡنَ سُوٓءُ ٱلۡعَذَابِ
Nihayet, Allah onların kurdukları tuzakların fenalıklarından bu (zati) korudu. Fir´avnın kavmini ise kotu azab kusatıverdi
Surah Ghafir, Verse 45
ٱلنَّارُ يُعۡرَضُونَ عَلَيۡهَا غُدُوّٗا وَعَشِيّٗاۚ وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ أَدۡخِلُوٓاْ ءَالَ فِرۡعَوۡنَ أَشَدَّ ٱلۡعَذَابِ
(Azabdan biri de) atesdir ki onlar buna sabah, aksam arzolunacaklar, kıyametin kopacagı gun de «Fir´avn haanedanını azabın en cetinine sokun» (denilecek)
Surah Ghafir, Verse 46
وَإِذۡ يَتَحَآجُّونَ فِي ٱلنَّارِ فَيَقُولُ ٱلضُّعَفَـٰٓؤُاْ لِلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُوٓاْ إِنَّا كُنَّا لَكُمۡ تَبَعٗا فَهَلۡ أَنتُم مُّغۡنُونَ عَنَّا نَصِيبٗا مِّنَ ٱلنَّارِ
(Kafirler) atesin icinde birbiriyle huccetler goster (erek cekis) irlerken zaif olanlar o buyukluk taslayanlara «Biz, sizin tebeanızdık. Simdi siz atesden bir cuz´unu olsun bizden savabilir misiniz?» der(ler)
Surah Ghafir, Verse 47
قَالَ ٱلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُوٓاْ إِنَّا كُلّٞ فِيهَآ إِنَّ ٱللَّهَ قَدۡ حَكَمَ بَيۡنَ ٱلۡعِبَادِ
O buyukluk satanlar (soyle) dediler (diyecekler): «biz (de, siz de) hepimiz bunun icindeyiz. Subhe yok ki Allah kulları arasında (verecegi) hukmu verdi»
Surah Ghafir, Verse 48
وَقَالَ ٱلَّذِينَ فِي ٱلنَّارِ لِخَزَنَةِ جَهَنَّمَ ٱدۡعُواْ رَبَّكُمۡ يُخَفِّفۡ عَنَّا يَوۡمٗا مِّنَ ٱلۡعَذَابِ
Atesde bulunanlar cehennem bekcilerine: «Rabbinize dua edin, bizden birgun olsun azabı hafifletsin» dedi (ler - diyecekler)
Surah Ghafir, Verse 49
قَالُوٓاْ أَوَلَمۡ تَكُ تَأۡتِيكُمۡ رُسُلُكُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِۖ قَالُواْ بَلَىٰۚ قَالُواْ فَٱدۡعُواْۗ وَمَا دُعَـٰٓؤُاْ ٱلۡكَٰفِرِينَ إِلَّا فِي ضَلَٰلٍ
(Bekciler soyle) soylediler (soylerler): «Size peygamberleriniz acık acık burhanlar (mu´cizeler) getirmedi miydi»? (Oburleri) «Evet (getirdi) dediler (derler). (Bekciler de) «O halde (kendiniz) yalvarın!» dediler (derler). Halbuki kafirlerin duası hedef olmakdan baska (bir degeri haaiz) degildir
Surah Ghafir, Verse 50
إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَيَوۡمَ يَقُومُ ٱلۡأَشۡهَٰدُ
Subhesiz biz peygamberlerimize ve iman edenlere hem dunya hayatında, hem sahidlerin dikilecegi gun herhalde yardım edecegiz
Surah Ghafir, Verse 51
يَوۡمَ لَا يَنفَعُ ٱلظَّـٰلِمِينَ مَعۡذِرَتُهُمۡۖ وَلَهُمُ ٱللَّعۡنَةُ وَلَهُمۡ سُوٓءُ ٱلدَّارِ
O gun ozur dilemeleri zalimlere asla faide etmeyecekdir. La´net onların, fena yurd da onlarındır
Surah Ghafir, Verse 52
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡهُدَىٰ وَأَوۡرَثۡنَا بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ ٱلۡكِتَٰبَ
Andolsun ki biz Musaya hidayeti verdik. (Kendisinden sonra) Israil ogullarına da — hem dogru yolun rehberi, hem temiz akıl saahibleri icin bir ogud olmak uzere — kitabı miras bırakdık
Surah Ghafir, Verse 53
هُدٗى وَذِكۡرَىٰ لِأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ
Andolsun ki biz Musaya hidayeti verdik. (Kendisinden sonra) Israil ogullarına da — hem dogru yolun rehberi, hem temiz akıl saahibleri icin bir ogud olmak uzere — kitabı miras bırakdık
Surah Ghafir, Verse 54
فَٱصۡبِرۡ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞ وَٱسۡتَغۡفِرۡ لِذَنۢبِكَ وَسَبِّحۡ بِحَمۡدِ رَبِّكَ بِٱلۡعَشِيِّ وَٱلۡإِبۡكَٰرِ
Simdi sen (Habibim) sabret. Cunku Allahın va´di gercekdir. Gunahının yarlıganmasını iste. Aksam, sabah Rabbini hamd ile (tenzih ve) tesbih et
Surah Ghafir, Verse 55
إِنَّ ٱلَّذِينَ يُجَٰدِلُونَ فِيٓ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ بِغَيۡرِ سُلۡطَٰنٍ أَتَىٰهُمۡ إِن فِي صُدُورِهِمۡ إِلَّا كِبۡرٞ مَّا هُم بِبَٰلِغِيهِۚ فَٱسۡتَعِذۡ بِٱللَّهِۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡبَصِيرُ
Kendilerine gelmis kat´i bir delil (ve salahiyyet) olmaksızın (koru korune) Allahın ayetleri hakkında mucadele edenlerin goguslerinde, hic subhe yok ki, asla yetisemeyecekleri bir buyukluk (hevesin) den baska bir sey yokdur. Hemen sen (onların serrinden) Allaha sıgın. Cunku O, (dediklerini) bizzat isiden, (yapdıklarını) hakkıyle gorendir
Surah Ghafir, Verse 56
لَخَلۡقُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ أَكۡبَرُ مِنۡ خَلۡقِ ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
Goklerin ve yerin (ibtida) yaratılısı insanların (ikinci) yaratılısından elbet daha buyukdur. Fakat insanların cogu bilmezler
Surah Ghafir, Verse 57
وَمَا يَسۡتَوِي ٱلۡأَعۡمَىٰ وَٱلۡبَصِيرُ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ وَلَا ٱلۡمُسِيٓءُۚ قَلِيلٗا مَّا تَتَذَكَّرُونَ
Kor olanla goren, iman edib de iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunanlarla kotuluk yapan bir olmaz. Ne az dusunuyorsunuz
Surah Ghafir, Verse 58
إِنَّ ٱلسَّاعَةَ لَأٓتِيَةٞ لَّا رَيۡبَ فِيهَا وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يُؤۡمِنُونَ
O saat muhakkak ve mutlak gelecekdir. Onda hicbir subhe yokdur. Ancak insanların cogu (buna) inanmazlar
Surah Ghafir, Verse 59
وَقَالَ رَبُّكُمُ ٱدۡعُونِيٓ أَسۡتَجِبۡ لَكُمۡۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَسۡتَكۡبِرُونَ عَنۡ عِبَادَتِي سَيَدۡخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ
Rabbiniz (soyle) buyurdu: «Bana dua edin. Size icabet (ve duanızı kabul) edeyim. Cunku bana ibadetden buyukluk taslay (ıb uzaklas) anlar hor ve hakıyr cehenneme gireceklerdir»
Surah Ghafir, Verse 60
ٱللَّهُ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ لِتَسۡكُنُواْ فِيهِ وَٱلنَّهَارَ مُبۡصِرًاۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَذُو فَضۡلٍ عَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَشۡكُرُونَ
Allah, sizin icin, icinde dinlenesiniz diye geceyi, gor (ub islenmeniz (e vaasıta) olarak gunduzu yaratandır. Subhesiz ki Allah insanlar uzerinde lutf-u inayet saahibidir. Fakat insanların cogu sukretmezler
Surah Ghafir, Verse 61
ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمۡ خَٰلِقُ كُلِّ شَيۡءٖ لَّآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ فَأَنَّىٰ تُؤۡفَكُونَ
Iste Rabbiniz olan, her sey´i yaratan Allah budur. Ondan baska hicbir Tanrı yokdur. O halde nasıl olub da donduruluyorsunuz
Surah Ghafir, Verse 62
كَذَٰلِكَ يُؤۡفَكُ ٱلَّذِينَ كَانُواْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ يَجۡحَدُونَ
Allahın ayetlerini bilerek inkar edegelenler iste boyle dondurulur
Surah Ghafir, Verse 63
ٱللَّهُ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ قَرَارٗا وَٱلسَّمَآءَ بِنَآءٗ وَصَوَّرَكُمۡ فَأَحۡسَنَ صُوَرَكُمۡ وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِۚ ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمۡۖ فَتَبَارَكَ ٱللَّهُ رَبُّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Allah, sizin (faideniz) icin yeri bir karar (gah), gogu bir bina (kubbe) yapan, size suret veren,. sonra suretlerinizi guzellestiren, en temiz ve guzel seylerden sizi rızıklandırandır. Iste Rabbiniz olan Allah budur. Demek, alemlerin Rabbi ne yucedir
Surah Ghafir, Verse 64
هُوَ ٱلۡحَيُّ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَٱدۡعُوهُ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَۗ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
O, daima yasayandır. Ondan baska hicbir Tanrı yokdur. O halde Ona, dininde ihlas (ve samimiyyet) erbabı olarak, «Hamd olsun, kainatın Rabbi olan Allaha» (diyerek) dua edin
Surah Ghafir, Verse 65
۞قُلۡ إِنِّي نُهِيتُ أَنۡ أَعۡبُدَ ٱلَّذِينَ تَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ لَمَّا جَآءَنِيَ ٱلۡبَيِّنَٰتُ مِن رَّبِّي وَأُمِرۡتُ أَنۡ أُسۡلِمَ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
(Habibim) de ki: Bana Rabbimden (akli delilleri takviye eden o) apacık (ilahi) deliller gelince o sizin Allahı bırakıb tapdıklarınıza kulluk etmekligimden (te´kiden ve) kat´i olarak, men´edildim. Alemlerin Rabbine teslim olmaklıgım emrini aldım»
Surah Ghafir, Verse 66
هُوَ ٱلَّذِي خَلَقَكُم مِّن تُرَابٖ ثُمَّ مِن نُّطۡفَةٖ ثُمَّ مِنۡ عَلَقَةٖ ثُمَّ يُخۡرِجُكُمۡ طِفۡلٗا ثُمَّ لِتَبۡلُغُوٓاْ أَشُدَّكُمۡ ثُمَّ لِتَكُونُواْ شُيُوخٗاۚ وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّىٰ مِن قَبۡلُۖ وَلِتَبۡلُغُوٓاْ أَجَلٗا مُّسَمّٗى وَلَعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ
Ki, O sizi bir toprakdan, sonra bir meniden, sonra bir kan pıhtısından yaratıb sonra bebek olarak cıkaran, sonra sizi gudu kuvvetli bir caga erismeniz icin, sonra da ihtiyarlar olmanız icin yasatan dır. Icinizde kimi de daha evvel oldurulmekdedir. (Allah, yasatmayı) muayyen bir vakta (ecele) ulasmanız ve, olur ki, aklınızı kullanmanız icin (yapar)
Surah Ghafir, Verse 67
هُوَ ٱلَّذِي يُحۡيِۦ وَيُمِيتُۖ فَإِذَا قَضَىٰٓ أَمۡرٗا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ
O, hem dirilten, hem oldurendir. (Oyle ki) O, her hangi bir istin olmasını) diledigi zaman yalınız «Ol» der, o da oluverir
Surah Ghafir, Verse 68
أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ يُجَٰدِلُونَ فِيٓ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ أَنَّىٰ يُصۡرَفُونَ
(Habibim) Allahın ayetleri hakkında cekisenlere bakmadın mı, nasıl (onları tasdıykden) donduruluyorlar
Surah Ghafir, Verse 69
ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِٱلۡكِتَٰبِ وَبِمَآ أَرۡسَلۡنَا بِهِۦ رُسُلَنَاۖ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Onlar, kitabı ve peygamberlerimizle gonderdigimiz seyleri tekzib edenlerdir. Artık bilecekler
Surah Ghafir, Verse 70
إِذِ ٱلۡأَغۡلَٰلُ فِيٓ أَعۡنَٰقِهِمۡ وَٱلسَّلَٰسِلُ يُسۡحَبُونَ
Boyunlarında laleler, zincirler bulundugu zaman ki onlar (bu vaz´iyyetde evvela) sıcak suyun icinde suruklenecekler, sonra atesde yakılacaklar
Surah Ghafir, Verse 71
فِي ٱلۡحَمِيمِ ثُمَّ فِي ٱلنَّارِ يُسۡجَرُونَ
Boyunlarında laleler, zincirler bulundugu zaman ki onlar (bu vaz´iyyetde evvela) sıcak suyun icinde suruklenecekler, sonra atesde yakılacaklar
Surah Ghafir, Verse 72
ثُمَّ قِيلَ لَهُمۡ أَيۡنَ مَا كُنتُمۡ تُشۡرِكُونَ
Sonra onlara «Allahı bırakıb da (Ona) ortak tutageldiginiz (putlar) nerede?» denilecek. Onlar da «Bizden uzaklasıb gaaib oldular. Daha dogrusu biz bundan evvel zaten hicbir sey´e tapmazdık» diyecekler. Iste Allah, kafirleri boyle sasırtır
Surah Ghafir, Verse 73
مِن دُونِ ٱللَّهِۖ قَالُواْ ضَلُّواْ عَنَّا بَل لَّمۡ نَكُن نَّدۡعُواْ مِن قَبۡلُ شَيۡـٔٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ ٱلۡكَٰفِرِينَ
Sonra onlara «Allahı bırakıb da (Ona) ortak tutageldiginiz (putlar) nerede?» denilecek. Onlar da «Bizden uzaklasıb gaaib oldular. Daha dogrusu biz bundan evvel zaten hicbir sey´e tapmazdık» diyecekler. Iste Allah, kafirleri boyle sasırtır
Surah Ghafir, Verse 74
ذَٰلِكُم بِمَا كُنتُمۡ تَفۡرَحُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ بِغَيۡرِ ٱلۡحَقِّ وَبِمَا كُنتُمۡ تَمۡرَحُونَ
Size olan bu (azab) sunlardır: (Cunku) siz yer (yuzun) de haksız yere sımarıklık ediyor, (ahırdan cıkmıs hayvanlar gibi cılgınca) taskınlık gosteriyordunuz
Surah Ghafir, Verse 75
ٱدۡخُلُوٓاْ أَبۡوَٰبَ جَهَنَّمَ خَٰلِدِينَ فِيهَاۖ فَبِئۡسَ مَثۡوَى ٱلۡمُتَكَبِّرِينَ
Cehennem kapılarından, icinde ebedi kalıcı olarak, girin. (Bak), o kibirlenenlerin donub gidecekleri yer, ne cirkindir
Surah Ghafir, Verse 76
فَٱصۡبِرۡ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞۚ فَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعۡضَ ٱلَّذِي نَعِدُهُمۡ أَوۡ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيۡنَا يُرۡجَعُونَ
Onun icin sen (Habibim) sabret. Subhesiz Allahın va´di bir gercekdir. Binnetice ya onlara etmekde oldugumuz tehdidi (n tehakkukunu) kısmen sana gosterecegiz, yahud seni kendimize alacagız. Nihayet onlar ancak bize dondurulub getirileceklerdir
Surah Ghafir, Verse 77
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا رُسُلٗا مِّن قَبۡلِكَ مِنۡهُم مَّن قَصَصۡنَا عَلَيۡكَ وَمِنۡهُم مَّن لَّمۡ نَقۡصُصۡ عَلَيۡكَۗ وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَن يَأۡتِيَ بِـَٔايَةٍ إِلَّا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۚ فَإِذَا جَآءَ أَمۡرُ ٱللَّهِ قُضِيَ بِٱلۡحَقِّ وَخَسِرَ هُنَالِكَ ٱلۡمُبۡطِلُونَ
Andolsun ki senden evvel de peygamberler gonderdik. Onların icinden sana kıssalarını anlatdıgımız kimseler de var, sana bildirmedigimiz kimseler de var. Hicbir peygamber, Allahın izni olmaksızın, herhangi bir ayeti kendiliginden getiremez. Allahın emri gelince de hak (ve adalet) le hukmolunur. Bihude laf soyleyenler iste burada husrana dusmusdur
Surah Ghafir, Verse 78
ٱللَّهُ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَنۡعَٰمَ لِتَرۡكَبُواْ مِنۡهَا وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ
Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye, sizin icin davarlar yaratandır
Surah Ghafir, Verse 79
وَلَكُمۡ فِيهَا مَنَٰفِعُ وَلِتَبۡلُغُواْ عَلَيۡهَا حَاجَةٗ فِي صُدُورِكُمۡ وَعَلَيۡهَا وَعَلَى ٱلۡفُلۡكِ تُحۡمَلُونَ
Onlarda size (daha baska) faideler (de) vardır. Goguslerinizdeki bir haacete ermeniz icin onların ustune biniyorsunuz. (Karada) onların uzerinde, (denizde) gemilerin ustunde tasınıyorsunuz
Surah Ghafir, Verse 80
وَيُرِيكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ فَأَيَّ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ تُنكِرُونَ
(Allah) size ayetlerini gosteriyor. Siz Allahın ayetlerinden hangisini inkar edersiniz
Surah Ghafir, Verse 81
أَفَلَمۡ يَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَيَنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ كَانُوٓاْ أَكۡثَرَ مِنۡهُمۡ وَأَشَدَّ قُوَّةٗ وَءَاثَارٗا فِي ٱلۡأَرۡضِ فَمَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Ya onlar yer (yuzun) de gezib dolasmadılar mı ki kendilerinden evvelkilerin akıbeti nice olmusdur, baksınlar? Hem onlar bunlardan daha cokdu. Kuvvetce ve yer (yuzun) deki eserlerce de daha guclu ve satvetli idi (ler). Fakat kazanır oldukları seyler kendilerine asla faide vermedi
Surah Ghafir, Verse 82
فَلَمَّا جَآءَتۡهُمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَرِحُواْ بِمَا عِندَهُم مِّنَ ٱلۡعِلۡمِ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Oyle ya, kendilerine peygamberleri apacık mu´cizeler getirince onların nezdindeki ilme karsı (eglenerek) sımarıklık gosterdiler de hakkında istihza edegeldikleri sey kendilerini cepcevre kusatıverdi
Surah Ghafir, Verse 83
فَلَمَّا رَأَوۡاْ بَأۡسَنَا قَالُوٓاْ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَحۡدَهُۥ وَكَفَرۡنَا بِمَا كُنَّا بِهِۦ مُشۡرِكِينَ
Artık, vaktaki o cetin azabımızı gorduler. «Allaha, bir olarak inandık. Ona es tutmakda oldugumuz seyleri inkar etdik» dediler
Surah Ghafir, Verse 84
فَلَمۡ يَكُ يَنفَعُهُمۡ إِيمَٰنُهُمۡ لَمَّا رَأَوۡاْ بَأۡسَنَاۖ سُنَّتَ ٱللَّهِ ٱلَّتِي قَدۡ خَلَتۡ فِي عِبَادِهِۦۖ وَخَسِرَ هُنَالِكَ ٱلۡكَٰفِرُونَ
Fakat hısmımızı gordukleri zaman imanları faide verecek degildi. Allahın, kulları hakkında cari olagelen adeti (budup). Iste kafirler burada husrana ugradı
Surah Ghafir, Verse 85