Surah Al-Jathiya - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
حمٓ
Haa, Mim
Surah Al-Jathiya, Verse 1
تَنزِيلُ ٱلۡكِتَٰبِ مِنَ ٱللَّهِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡحَكِيمِ
(Bu) kitabın indirilisi mutlak kaadir, yegane hukum ve hikmet saahibi Allahdandır
Surah Al-Jathiya, Verse 2
إِنَّ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ
Subhe yok ki goklerde ve yerde mu´minler icin kat´i ayetler (delaletler, ibretler) vardır
Surah Al-Jathiya, Verse 3
وَفِي خَلۡقِكُمۡ وَمَا يَبُثُّ مِن دَآبَّةٍ ءَايَٰتٞ لِّقَوۡمٖ يُوقِنُونَ
(Allahın) sizi yaratmasında ve yer yuzune yayıb uretmekde oldugu herbir canlıda da saglam bilgi edinecek bir zumre icin ayetler (delaletler, ibretler) vardır
Surah Al-Jathiya, Verse 4
وَٱخۡتِلَٰفِ ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن رِّزۡقٖ فَأَحۡيَا بِهِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَا وَتَصۡرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ ءَايَٰتٞ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Gece ile gunduzun birbiri ardınca gelmesinde, Allahın gokden rızık indirib onunla yere, olumunden sonra, can vermesinde, ruzgarları (o halden bu haale) evirib cevirmesinde de akıllarını kullanacak bir kavm icin ayetler (delaletler, ibretler) vardır
Surah Al-Jathiya, Verse 5
تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱللَّهِ نَتۡلُوهَا عَلَيۡكَ بِٱلۡحَقِّۖ فَبِأَيِّ حَدِيثِۭ بَعۡدَ ٱللَّهِ وَءَايَٰتِهِۦ يُؤۡمِنُونَ
Iste bunlar Allahın ayetleridir ki sana bunları hak olarak okuyoruz. Artık onlar Allahın ayetlerinden sonra hangi bir soze inanırlar
Surah Al-Jathiya, Verse 6
وَيۡلٞ لِّكُلِّ أَفَّاكٍ أَثِيمٖ
Yalana, gunaha dadanan her (kimsen) in vay haaline
Surah Al-Jathiya, Verse 7
يَسۡمَعُ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ثُمَّ يُصِرُّ مُسۡتَكۡبِرٗا كَأَن لَّمۡ يَسۡمَعۡهَاۖ فَبَشِّرۡهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٖ
Ki kendisine karsı Allahın ayetleri okunurken isidir de sonra buyukluk taslayıcı olarak bunları hic isitmemis gibi (kufrunde) ısraar eder. Iste onu cok elem verici bir azab ile mujdele
Surah Al-Jathiya, Verse 8
وَإِذَا عَلِمَ مِنۡ ءَايَٰتِنَا شَيۡـًٔا ٱتَّخَذَهَا هُزُوًاۚ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ عَذَابٞ مُّهِينٞ
Ayetlerimizden bir sey´e muttali´ oldugu zaman o, bunu eglenti edinir, iste onlar boyle. Onlar icin zillet verici bir azab vardır
Surah Al-Jathiya, Verse 9
مِّن وَرَآئِهِمۡ جَهَنَّمُۖ وَلَا يُغۡنِي عَنۡهُم مَّا كَسَبُواْ شَيۡـٔٗا وَلَا مَا ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ أَوۡلِيَآءَۖ وَلَهُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٌ
onlerinde cehennem. Onların ne kazandıkları seyler, ne de Allahı bırakıb da dostlar edindikleri nesneler kendilerinden hicbir sey´i def´edemez. Onların hakkı buyuk bir azabdır
Surah Al-Jathiya, Verse 10
هَٰذَا هُدٗىۖ وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ لَهُمۡ عَذَابٞ مِّن رِّجۡزٍ أَلِيمٌ
Bu (Kur´an) bir hidayetdir. Rablerinin ayetlerine kufredenler (e gelince:) Onlar icin oyle bir azab vardır (ki bu) cok elem verici bir azab (nev´in) den (dir)
Surah Al-Jathiya, Verse 11
۞ٱللَّهُ ٱلَّذِي سَخَّرَ لَكُمُ ٱلۡبَحۡرَ لِتَجۡرِيَ ٱلۡفُلۡكُ فِيهِ بِأَمۡرِهِۦ وَلِتَبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِهِۦ وَلَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ
Allah, Emir (ve izn) iyle — icinde gemilerin akıb gitmesi icin, fazl (-u kerem) inden (nasıyb) aramanız icin — size denizi musahhar etmis olandır. Gerekdir ki sukredesiniz
Surah Al-Jathiya, Verse 12
وَسَخَّرَ لَكُم مَّا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا مِّنۡهُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
O, goklerde ne var, yerde ne varsa hepsini, kendi (canibi) nden size ram etdi. Subhe yok ki bunda, iyi dusunecek bir kavm icin, kat´i ayetler (delaletler, ibretler) vardır
Surah Al-Jathiya, Verse 13
قُل لِّلَّذِينَ ءَامَنُواْ يَغۡفِرُواْ لِلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ أَيَّامَ ٱللَّهِ لِيَجۡزِيَ قَوۡمَۢا بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
(Habibim) iman edenlere soyle: Allahın gunleri (nin catıb gelecegi) ni umid etmeyenleri (n ezalarına) aldırıs etmesinler. Cunku (Allah) herhangi bir kavme (ancak) kazanmakda olduklarıyle mukaabele eder
Surah Al-Jathiya, Verse 14
مَنۡ عَمِلَ صَٰلِحٗا فَلِنَفۡسِهِۦۖ وَمَنۡ أَسَآءَ فَعَلَيۡهَاۖ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمۡ تُرۡجَعُونَ
Kim iyi amel (ve hareket) ederse bu, kendi lehine, kim de kotuluk ederse bu da kendi aleyhinedir. Nihayet (hepiniz) ancak Rabbinize donduru (lub goturu) leceksiniz
Surah Al-Jathiya, Verse 15
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحُكۡمَ وَٱلنُّبُوَّةَ وَرَزَقۡنَٰهُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ وَفَضَّلۡنَٰهُمۡ عَلَى ٱلۡعَٰلَمِينَ
Andolsun ki biz Israil ogullarına kitab, hukum ve peygamberlik vermis, onlara tertemiz rızıklardar vermis, onları (zamanlarında) alemlerin ustune cıkarmıs idik
Surah Al-Jathiya, Verse 16
وَءَاتَيۡنَٰهُم بَيِّنَٰتٖ مِّنَ ٱلۡأَمۡرِۖ فَمَا ٱخۡتَلَفُوٓاْ إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَهُمُ ٱلۡعِلۡمُ بَغۡيَۢا بَيۡنَهُمۡۚ إِنَّ رَبَّكَ يَقۡضِي بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُواْ فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ
Onlara (din) emr (in) den acık acık deliller de vermisdik. Simdi onların (bu emr hakkında) ihtilafa dusmeleri (baska sebeble degil) ancak kendilerine (hakıykat-ı haale dair) bilgi geldikden sonra aralarındaki ihtirasdan dolayıdır. Subhesiz Rabbin onların ihtilaf etmekde oldukları seyler hakkındaki hukmunu kıyaamet gunu aralarında verecekdir
Surah Al-Jathiya, Verse 17
ثُمَّ جَعَلۡنَٰكَ عَلَىٰ شَرِيعَةٖ مِّنَ ٱلۡأَمۡرِ فَٱتَّبِعۡهَا وَلَا تَتَّبِعۡ أَهۡوَآءَ ٱلَّذِينَ لَا يَعۡلَمُونَ
Sonra (Habibim) seni de (din) emr (in) den bir seriatın ustune me´mur kıldık. O halde sen ona tabi´ ol. Bilmezlerin heva (ve heves) lerine uyma
Surah Al-Jathiya, Verse 18
إِنَّهُمۡ لَن يُغۡنُواْ عَنكَ مِنَ ٱللَّهِ شَيۡـٔٗاۚ وَإِنَّ ٱلظَّـٰلِمِينَ بَعۡضُهُمۡ أَوۡلِيَآءُ بَعۡضٖۖ وَٱللَّهُ وَلِيُّ ٱلۡمُتَّقِينَ
Cunku onlar Allah (ın iradesin) den hicbir sey´i senden kat´iyyen (uzaklasdırıb) def´edemezler. Subhe yok ki zaalimler birbirinin dostlarıdır. Allah ise takva saahiblerinin dostudur
Surah Al-Jathiya, Verse 19
هَٰذَا بَصَـٰٓئِرُ لِلنَّاسِ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٞ لِّقَوۡمٖ يُوقِنُونَ
Su (Kur´an) insanların kalb gozleri (ni acacak bir nuur), saglam bilgi edinecek zumre icin bir hidayet ve rahmetdir
Surah Al-Jathiya, Verse 20
أَمۡ حَسِبَ ٱلَّذِينَ ٱجۡتَرَحُواْ ٱلسَّيِّـَٔاتِ أَن نَّجۡعَلَهُمۡ كَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ سَوَآءٗ مَّحۡيَاهُمۡ وَمَمَاتُهُمۡۚ سَآءَ مَا يَحۡكُمُونَ
Yoksa kotulukleri kazananlar, kendilerini, iman edib de iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunanlar gibi mi yapacagız, dirim ve olumleri bir mi olacak sandı (lar). Hukmedegeldikleri (bu) sey ne fena
Surah Al-Jathiya, Verse 21
وَخَلَقَ ٱللَّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِٱلۡحَقِّ وَلِتُجۡزَىٰ كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ
Allah, gokleri ve yeri hakkın ikaamesine sebeb olarak ve herkesin kazandıgı ne ise, kendilerine asla haksızlık edilmeyerek, onunla mukaabele edilmesi icin yaratmısdır
Surah Al-Jathiya, Verse 22
أَفَرَءَيۡتَ مَنِ ٱتَّخَذَ إِلَٰهَهُۥ هَوَىٰهُ وَأَضَلَّهُ ٱللَّهُ عَلَىٰ عِلۡمٖ وَخَتَمَ عَلَىٰ سَمۡعِهِۦ وَقَلۡبِهِۦ وَجَعَلَ عَلَىٰ بَصَرِهِۦ غِشَٰوَةٗ فَمَن يَهۡدِيهِ مِنۢ بَعۡدِ ٱللَّهِۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Simdi bana haber ver: Hevaa (ve heves) ini Tanrısı edinmis, kendini, bir ilim uzerine, Allah sasırtmıs, kulagını, kalbini muhurlemis, gozune de bir perde germis bir adama Allahdan baska kim hidayet edebilir? Haala iyi dusunmeyecek misiniz
Surah Al-Jathiya, Verse 23
وَقَالُواْ مَا هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا ٱلدُّنۡيَا نَمُوتُ وَنَحۡيَا وَمَا يُهۡلِكُنَآ إِلَّا ٱلدَّهۡرُۚ وَمَا لَهُم بِذَٰلِكَ مِنۡ عِلۡمٍۖ إِنۡ هُمۡ إِلَّا يَظُنُّونَ
Dediler ki: «Bu (hayat) dunya hayatımızdan baska (bir sey) degildir. Oluyoruz, yasıyoruz. Bizi o surekli zamandan baskası helak etmez». Halbuki onların buna dair de hicbir bilgisi yokdur. Onlar (baska degil) sade (oyle) sanıyorlar
Surah Al-Jathiya, Verse 24
وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُنَا بَيِّنَٰتٖ مَّا كَانَ حُجَّتَهُمۡ إِلَّآ أَن قَالُواْ ٱئۡتُواْ بِـَٔابَآئِنَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Karsılarında acık acık ayetlerimiz okundugu zaman onların «Eger (iddianızda) dogrucular iseniz (olmus) atalarımızı (diriltib) getirin» demelerinden baska tutanakları yokdur
Surah Al-Jathiya, Verse 25
قُلِ ٱللَّهُ يُحۡيِيكُمۡ ثُمَّ يُمِيتُكُمۡ ثُمَّ يَجۡمَعُكُمۡ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ لَا رَيۡبَ فِيهِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
De ki: «Sizi Allah diriltiyor. Sonra sizi O olduruyor. Bilahare yine sizi, hakkında hicbir subhe bulunmayan, kıyamet gunune O (getirib) toplayacakdır. Fakat insanların cogu (bunu) bilmezler
Surah Al-Jathiya, Verse 26
وَلِلَّهِ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ يَوۡمَئِذٖ يَخۡسَرُ ٱلۡمُبۡطِلُونَ
Goklerin ve yerin mulk (-u tasarruf) u Allahındır. Baatıla sapanlar kıyametin kopacagı gun, (iste) o gun husrana dusecekdir
Surah Al-Jathiya, Verse 27
وَتَرَىٰ كُلَّ أُمَّةٖ جَاثِيَةٗۚ كُلُّ أُمَّةٖ تُدۡعَىٰٓ إِلَىٰ كِتَٰبِهَا ٱلۡيَوۡمَ تُجۡزَوۡنَ مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Ve sen (Habibim) her ummeti diz cokmus bir halde goreceksin. Her ummet kitabı (nın bası) na cagırılacak (ve onlara soyle denilecekdir:) «Bu gun (dunyada) yapmıs olduklarınızın karsılıgı verilecek»
Surah Al-Jathiya, Verse 28
هَٰذَا كِتَٰبُنَا يَنطِقُ عَلَيۡكُم بِٱلۡحَقِّۚ إِنَّا كُنَّا نَسۡتَنسِخُ مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
«Karsınızda hakkı soyleyib duran bu (kitab), bizim kitabımızdır. Subhe yok ki neler yapıyor idiyseniz biz (hepsini meleklere) yazdırıyorduk»
Surah Al-Jathiya, Verse 29
فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ فَيُدۡخِلُهُمۡ رَبُّهُمۡ فِي رَحۡمَتِهِۦۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡمُبِينُ
Artık iman edib de iyi iyi amel (ve hareket) edenleri Rableri rahmetine sokacakdır. Iste bu, apacık murada erisenin ta kendisidir
Surah Al-Jathiya, Verse 30
وَأَمَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَفَلَمۡ تَكُنۡ ءَايَٰتِي تُتۡلَىٰ عَلَيۡكُمۡ فَٱسۡتَكۡبَرۡتُمۡ وَكُنتُمۡ قَوۡمٗا مُّجۡرِمِينَ
Kufredenlere gelince: (Onlara da soyle denilecek:) «Karsınızda ayetlerim okunurken buyukluk taslayanlar, gunahkarlar guruhu olanlar sizler degil miydiniz»
Surah Al-Jathiya, Verse 31
وَإِذَا قِيلَ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞ وَٱلسَّاعَةُ لَا رَيۡبَ فِيهَا قُلۡتُم مَّا نَدۡرِي مَا ٱلسَّاعَةُ إِن نَّظُنُّ إِلَّا ظَنّٗا وَمَا نَحۡنُ بِمُسۡتَيۡقِنِينَ
(Ey kafirler, size:) «Subhesiz Allahın va´di hakdır. O saattin gelecegin) de asla subhe yokdur» denildigi zaman siz «O saat de neymis, bilmiyoruz. Tereddudden baska bir zamanda bulunmuyoruz. Biz (onun muhakkak gelecegine) kat´i inan ve bilgi besleyenler degiliz» dediniz
Surah Al-Jathiya, Verse 32
وَبَدَا لَهُمۡ سَيِّـَٔاتُ مَا عَمِلُواْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Onların yapdıkları amel (ve hareket) lerin kotulukleri, kendilerine (aid olmak uzere), acıga cıkmıs, istihza edib durdukları sey (azab) onları cepcevre kusatmısdır
Surah Al-Jathiya, Verse 33
وَقِيلَ ٱلۡيَوۡمَ نَنسَىٰكُمۡ كَمَا نَسِيتُمۡ لِقَآءَ يَوۡمِكُمۡ هَٰذَا وَمَأۡوَىٰكُمُ ٱلنَّارُ وَمَا لَكُم مِّن نَّـٰصِرِينَ
(Soyle) denilmisdir: «Siz bu gununuze kavusmayı nasıl unutmus idiyseniz bu gun biz de sizi oylece (azabda) bırakacagız. Yeriniz atesdir. (Dunyadaki) yardımcılar (ınız) dan (bugun) sizi (kurtaracak) hicbir (sey ve kimse de) yokdur»
Surah Al-Jathiya, Verse 34
ذَٰلِكُم بِأَنَّكُمُ ٱتَّخَذۡتُمۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ هُزُوٗا وَغَرَّتۡكُمُ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَاۚ فَٱلۡيَوۡمَ لَا يُخۡرَجُونَ مِنۡهَا وَلَا هُمۡ يُسۡتَعۡتَبُونَ
«Bunun sebebi sudur: Cunku siz Allahın ayetlerini bir eglence edindiniz. Sizi dunya hayatı aldatdı». Iste bugun onlar buradan cıkarılmayacaklar, onların tarziyeleri de kabul edilmeyecekdir
Surah Al-Jathiya, Verse 35
فَلِلَّهِ ٱلۡحَمۡدُ رَبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَرَبِّ ٱلۡأَرۡضِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Demek, (butun) hamd, hem goklerin Rabbi, hem yerin Rabbi, hem alemlerin Rabbi Allahındır
Surah Al-Jathiya, Verse 36
وَلَهُ ٱلۡكِبۡرِيَآءُ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Goklerde de, yerde de buyukluk ancak Ona mahsusdur. O, mutlak kaadirdir, yegane hukum ve hikmet saahibidir
Surah Al-Jathiya, Verse 37