Surah Al-Fath - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
إِنَّا فَتَحۡنَا لَكَ فَتۡحٗا مُّبِينٗا
Biz hakıykat sana (Hudeybiyye musaalehası ile) apasikar bir feth (-u zafer yolu) acdık
Surah Al-Fath, Verse 1
لِّيَغۡفِرَ لَكَ ٱللَّهُ مَا تَقَدَّمَ مِن ذَنۢبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ وَيُتِمَّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَيۡكَ وَيَهۡدِيَكَ صِرَٰطٗا مُّسۡتَقِيمٗا
(Bu), gecmis ve gelecek gunahını Allahın yarlıgaması, senin uzerindeki ni´metini tamamlaması, seni (bu sayede) dogru yola iletmesi icindir
Surah Al-Fath, Verse 2
وَيَنصُرَكَ ٱللَّهُ نَصۡرًا عَزِيزًا
Ve Allahın sana cok serefli bir muzafferiyyetle yardım etmesi icin (dir)
Surah Al-Fath, Verse 3
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَنزَلَ ٱلسَّكِينَةَ فِي قُلُوبِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ لِيَزۡدَادُوٓاْ إِيمَٰنٗا مَّعَ إِيمَٰنِهِمۡۗ وَلِلَّهِ جُنُودُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمٗا
O, mu´minlerin yureklerine — imanlarını katmerli bir iman ile artırmaları icin— sekineti (kuvve-i ma´neviyyeyi) indirendir. Goklerin ve yerin orduları Allahındır. Allah her sey´i hakkıyle bilendir, yegane hukum ve hikmet saahibidir
Surah Al-Fath, Verse 4
لِّيُدۡخِلَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَا وَيُكَفِّرَ عَنۡهُمۡ سَيِّـَٔاتِهِمۡۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عِندَ ٱللَّهِ فَوۡزًا عَظِيمٗا
(Butun bu lutuflar) erkek mu´minlerle kadın mu´minleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere —iclerinde ebedi ve sermedi olarak — sokmak, onların gunahlarını yarlıgamak icindir. Iste bu, Allah indinde (sizin) en buyuk kurtulus (unuz) ve seadet (iniz) dir
Surah Al-Fath, Verse 5
وَيُعَذِّبَ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ وَٱلۡمُنَٰفِقَٰتِ وَٱلۡمُشۡرِكِينَ وَٱلۡمُشۡرِكَٰتِ ٱلظَّآنِّينَ بِٱللَّهِ ظَنَّ ٱلسَّوۡءِۚ عَلَيۡهِمۡ دَآئِرَةُ ٱلسَّوۡءِۖ وَغَضِبَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِمۡ وَلَعَنَهُمۡ وَأَعَدَّ لَهُمۡ جَهَنَّمَۖ وَسَآءَتۡ مَصِيرٗا
(Bir de bu fazl-u keremler) Allaha kotu zanda bulunan erkek munafıklarla kadın munafıkları ve erkek musriklerle kadın musrikleri — ki kotu hezimet baslarına gelsin — (bir cok sekil ve nev´ilerde) azablandtrmak icin (dir). Allah onlara karsı gazablanmıs, onları rahmetinden kogmusdur. Onlara cehennemi de hazırlamısdır ki varacakları (bu) yer ne kotudur
Surah Al-Fath, Verse 6
وَلِلَّهِ جُنُودُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا
Goklerin ve yerin (azab) orduları (da rahmet ve nusret orduları gibi) Allahındır. Allah mutlak kaadirdir, yegane hukum ve hikmet saahibidir
Surah Al-Fath, Verse 7
إِنَّآ أَرۡسَلۡنَٰكَ شَٰهِدٗا وَمُبَشِّرٗا وَنَذِيرٗا
Hakikat biz, seni bir sahid, bir mujdeleyici, bir korkutucu olarak gonderdik
Surah Al-Fath, Verse 8
لِّتُؤۡمِنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُۚ وَتُسَبِّحُوهُ بُكۡرَةٗ وَأَصِيلًا
ki (hepiniz ey insanlar) Allaha ve peygamberine iman edesiniz, ona yardım edesiniz, onu buyuk tanıyasınız, sabah ve aksam O´nu (Allahı) tesbih (ve tenzih)´ edesiniz
Surah Al-Fath, Verse 9
إِنَّ ٱلَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ ٱللَّهَ يَدُ ٱللَّهِ فَوۡقَ أَيۡدِيهِمۡۚ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦۖ وَمَنۡ أَوۡفَىٰ بِمَا عَٰهَدَ عَلَيۡهُ ٱللَّهَ فَسَيُؤۡتِيهِ أَجۡرًا عَظِيمٗا
Gercek, sana biat edenler ancak Allaha biat etmis olurlar. Allahın eli onların elleri ustundedir. Su halde kim (bu bagı) cozerse kendi aleyhine cozmus olur. Kim de Allah ile sozlesdigi sey´e vefa (onun hukmunu ifa) ederse O da ona buyuk bir ecir verecekdir
Surah Al-Fath, Verse 10
سَيَقُولُ لَكَ ٱلۡمُخَلَّفُونَ مِنَ ٱلۡأَعۡرَابِ شَغَلَتۡنَآ أَمۡوَٰلُنَا وَأَهۡلُونَا فَٱسۡتَغۡفِرۡ لَنَاۚ يَقُولُونَ بِأَلۡسِنَتِهِم مَّا لَيۡسَ فِي قُلُوبِهِمۡۚ قُلۡ فَمَن يَمۡلِكُ لَكُم مِّنَ ٱللَّهِ شَيۡـًٔا إِنۡ أَرَادَ بِكُمۡ ضَرًّا أَوۡ أَرَادَ بِكُمۡ نَفۡعَۢاۚ بَلۡ كَانَ ٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرَۢا
Bedevilerden geri bırakılanlar yakında sana «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Onun icin bizim yarlıganmamızı isteyiver» diyecekler. Onlar kalblerinde olmayan sey´i dilleriyle soylerler. Sen de ki: «Allah size bir zarar diler, yahud size bir faide dilerse Allah (ın mesiyyetinden ve kazaasından) her hangi bir seyle sizi kim men´edebilir? Hayır, Allah yapmakda oldugunuz her seyden hakkıyle haberdardır»
Surah Al-Fath, Verse 11
بَلۡ ظَنَنتُمۡ أَن لَّن يَنقَلِبَ ٱلرَّسُولُ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ إِلَىٰٓ أَهۡلِيهِمۡ أَبَدٗا وَزُيِّنَ ذَٰلِكَ فِي قُلُوبِكُمۡ وَظَنَنتُمۡ ظَنَّ ٱلسَّوۡءِ وَكُنتُمۡ قَوۡمَۢا بُورٗا
Daha dogrusu siz peygamberin de, mu´minlerin de ailelerine temelli donemeyeceklerini sandınız. Bu, sizin kalblerinizde suslen (ib kokles) di. Kotu zanda bulundunuz. (Bu yuzden Allah indinde) helake mahkum bir kavm oldunuz
Surah Al-Fath, Verse 12
وَمَن لَّمۡ يُؤۡمِنۢ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ فَإِنَّآ أَعۡتَدۡنَا لِلۡكَٰفِرِينَ سَعِيرٗا
Kim Allaha ve peygamberine iman etmezse muhakkak (bilsin) ki biz o kafirler icin cılgın bir ates hazırlamısızdır
Surah Al-Fath, Verse 13
وَلِلَّهِ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ يَغۡفِرُ لِمَن يَشَآءُ وَيُعَذِّبُ مَن يَشَآءُۚ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمٗا
Goklerin ve yerin mulk (-u tasarruf) u Allahındır. Kimi dilerse yarlıgar, kimi dilerse azablandırır. Allah cok yarlıgayıcı, cok esirgeyicidir
Surah Al-Fath, Verse 14
سَيَقُولُ ٱلۡمُخَلَّفُونَ إِذَا ٱنطَلَقۡتُمۡ إِلَىٰ مَغَانِمَ لِتَأۡخُذُوهَا ذَرُونَا نَتَّبِعۡكُمۡۖ يُرِيدُونَ أَن يُبَدِّلُواْ كَلَٰمَ ٱللَّهِۚ قُل لَّن تَتَّبِعُونَا كَذَٰلِكُمۡ قَالَ ٱللَّهُ مِن قَبۡلُۖ فَسَيَقُولُونَ بَلۡ تَحۡسُدُونَنَاۚ بَلۡ كَانُواْ لَا يَفۡقَهُونَ إِلَّا قَلِيلٗا
Siz ganimetler almak icin gitdiginiz vakit o geri bırakılanlar diyecek (ler) ki: «Bırakın biz de arkanıza duselim». Onlar (bununla) Allahın sozunu degisdirmelerini isterler. De ki: «Bizim arkamıza asla dusemezsiniz siz. Allah, daha evvel boyle buyurmusdur». Bunun uzerine de «Hayır, siz bizi cekemiyorsunuz» diyeceklerdir. Bil´akis onlar (baska degil) pek az anlar kimselerdir
Surah Al-Fath, Verse 15
قُل لِّلۡمُخَلَّفِينَ مِنَ ٱلۡأَعۡرَابِ سَتُدۡعَوۡنَ إِلَىٰ قَوۡمٍ أُوْلِي بَأۡسٖ شَدِيدٖ تُقَٰتِلُونَهُمۡ أَوۡ يُسۡلِمُونَۖ فَإِن تُطِيعُواْ يُؤۡتِكُمُ ٱللَّهُ أَجۡرًا حَسَنٗاۖ وَإِن تَتَوَلَّوۡاْ كَمَا تَوَلَّيۡتُم مِّن قَبۡلُ يُعَذِّبۡكُمۡ عَذَابًا أَلِيمٗا
Bedevilerden o geri bırakılanlara de ki: «Siz yakında cetin bir harb ehli olan bir kavme, siz kendileriyle muhaarebe etmek, yahut (muhaarebesiz) onlar (ın) musluman ol (malarını sagla) mak uzere da´vet olunacaksınız. Binaen´aleyh (onlarla dogusmek hususunda) itaat ederseniz Allah size guzel bir mukafat verir, eger evvelce dondugunuz gibi donerseniz sizi elem verici bir azab ile azablandırır.»
Surah Al-Fath, Verse 16
لَّيۡسَ عَلَى ٱلۡأَعۡمَىٰ حَرَجٞ وَلَا عَلَى ٱلۡأَعۡرَجِ حَرَجٞ وَلَا عَلَى ٱلۡمَرِيضِ حَرَجٞۗ وَمَن يُطِعِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ يُدۡخِلۡهُ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۖ وَمَن يَتَوَلَّ يُعَذِّبۡهُ عَذَابًا أَلِيمٗا
A´maaya (muhaarebeden geri kalmak hususunda) vebal yok. Topala vebal yok. Hastaya vebal yok. Kim Allaha ve resulune itaat ederse (Allah) onu altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim geri kalırsa onu da elem verici bir azab ile azablandırır
Surah Al-Fath, Verse 17
۞لَّقَدۡ رَضِيَ ٱللَّهُ عَنِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ إِذۡ يُبَايِعُونَكَ تَحۡتَ ٱلشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا فِي قُلُوبِهِمۡ فَأَنزَلَ ٱلسَّكِينَةَ عَلَيۡهِمۡ وَأَثَٰبَهُمۡ فَتۡحٗا قَرِيبٗا
Andolsun ki Allah mu´minlerden —seninle o agacın altında biat ederlerken— raazi olmusdur da kalblerindeki bilerek uzerlerine kuvve-i ma´neviyyeyi indirmis ve onları yakın bir feth ile ve alacakları bir cok ganimetlerle mukafatlandırmadır. Allah mutlak gaalibdir, yegane hukum ve hikmet saahibidir
Surah Al-Fath, Verse 18
وَمَغَانِمَ كَثِيرَةٗ يَأۡخُذُونَهَاۗ وَكَانَ ٱللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمٗا
Andolsun ki Allah mu´minlerden —seninle o agacın altında biat ederlerken— raazi olmusdur da kalblerindeki bilerek uzerlerine kuvve-i ma´neviyyeyi indirmis ve onları yakın bir feth ile ve alacakları bir cok ganimetlerle mukafatlandırmadır. Allah mutlak gaalibdir, yegane hukum ve hikmet saahibidir
Surah Al-Fath, Verse 19
وَعَدَكُمُ ٱللَّهُ مَغَانِمَ كَثِيرَةٗ تَأۡخُذُونَهَا فَعَجَّلَ لَكُمۡ هَٰذِهِۦ وَكَفَّ أَيۡدِيَ ٱلنَّاسِ عَنكُمۡ وَلِتَكُونَ ءَايَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ وَيَهۡدِيَكُمۡ صِرَٰطٗا مُّسۡتَقِيمٗا
Allah size alacagınız daha bircok ganimetler de va´detmis, simdilik bunu size pesin vermis, insanların ellerini sizden cekmisdir. (Bunun) hikmeti de mu´minlere bir ayet olması ve sizi (Allahın) dogru bir yola iletmesidir
Surah Al-Fath, Verse 20
وَأُخۡرَىٰ لَمۡ تَقۡدِرُواْ عَلَيۡهَا قَدۡ أَحَاطَ ٱللَّهُ بِهَاۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٗا
Size henuz guc yetiremediginiz daha diger (ganimet) ler de (vermisdir). Allah butun onları (ilmiyle) hakıykaten kusatmısdır, Allah her sey´e hakkıyle kaadirdir
Surah Al-Fath, Verse 21
وَلَوۡ قَٰتَلَكُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوَلَّوُاْ ٱلۡأَدۡبَٰرَ ثُمَّ لَا يَجِدُونَ وَلِيّٗا وَلَا نَصِيرٗا
Eger o kufredenler sizinle carpıssalardı mutlak arkalarına doneceklerdi. Sonra da ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulamayacaklardı
Surah Al-Fath, Verse 22
سُنَّةَ ٱللَّهِ ٱلَّتِي قَدۡ خَلَتۡ مِن قَبۡلُۖ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ ٱللَّهِ تَبۡدِيلٗا
Allahın oteden beri cari olagelen sunneti (adeti budur). Allahın sunnetinde asla degisiklik bulamazsın
Surah Al-Fath, Verse 23
وَهُوَ ٱلَّذِي كَفَّ أَيۡدِيَهُمۡ عَنكُمۡ وَأَيۡدِيَكُمۡ عَنۡهُم بِبَطۡنِ مَكَّةَ مِنۢ بَعۡدِ أَنۡ أَظۡفَرَكُمۡ عَلَيۡهِمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرًا
O, sizi Mekkenin karnında onlara karsı muzaffer kıldıkdan sonra onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan cekendi. Allah ne yaparsanız hakkıyle gorucudur
Surah Al-Fath, Verse 24
هُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّوكُمۡ عَنِ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِ وَٱلۡهَدۡيَ مَعۡكُوفًا أَن يَبۡلُغَ مَحِلَّهُۥۚ وَلَوۡلَا رِجَالٞ مُّؤۡمِنُونَ وَنِسَآءٞ مُّؤۡمِنَٰتٞ لَّمۡ تَعۡلَمُوهُمۡ أَن تَطَـُٔوهُمۡ فَتُصِيبَكُم مِّنۡهُم مَّعَرَّةُۢ بِغَيۡرِ عِلۡمٖۖ لِّيُدۡخِلَ ٱللَّهُ فِي رَحۡمَتِهِۦ مَن يَشَآءُۚ لَوۡ تَزَيَّلُواْ لَعَذَّبۡنَا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡهُمۡ عَذَابًا أَلِيمًا
Onlar, kufreden, sizi Mescid-i haramdan ve alıkonulmus hediyyelerin mahalline ulasmasından men´ edenlerdir. Eger (Mekkede) kendilerini henuz tanımadıgınız mu´min erkeklerle mu´min kadınları bilmeyerek cigneyib de o yuzden size bir vebal isaabet edecek olmasaydı (Allah size feth icin elbette izin verirdi). (Bunu) kimi dilerse onu rahmetine kavusdurmak icin (yapdı). Eger onlar secilib ayrılmıs olsalardı biz onlardan kufredenleri muhakkak elem verici bir azaba giriftar etmisdik bile
Surah Al-Fath, Verse 25
إِذۡ جَعَلَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي قُلُوبِهِمُ ٱلۡحَمِيَّةَ حَمِيَّةَ ٱلۡجَٰهِلِيَّةِ فَأَنزَلَ ٱللَّهُ سَكِينَتَهُۥ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ وَعَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَأَلۡزَمَهُمۡ كَلِمَةَ ٱلتَّقۡوَىٰ وَكَانُوٓاْ أَحَقَّ بِهَا وَأَهۡلَهَاۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٗا
O kufredenler kalblerine o taassubu, o cahillik taassubunu yerlesdirdigi sırada idi ki hemen Allah, resulunun ve mu´minlerin uzerine kuvve-i ma´neviyyesini indirdi, onları takva sozu uzerinde durdurdu. Onlar da buna cok layık ve buna ehil idiler. Allah her sey´i hakkıyle bilendir
Surah Al-Fath, Verse 26
لَّقَدۡ صَدَقَ ٱللَّهُ رَسُولَهُ ٱلرُّءۡيَا بِٱلۡحَقِّۖ لَتَدۡخُلُنَّ ٱلۡمَسۡجِدَ ٱلۡحَرَامَ إِن شَآءَ ٱللَّهُ ءَامِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُءُوسَكُمۡ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَۖ فَعَلِمَ مَا لَمۡ تَعۡلَمُواْ فَجَعَلَ مِن دُونِ ذَٰلِكَ فَتۡحٗا قَرِيبًا
Andolsun ki Allah, resulunun gordugu ru´yanın hak oldugunu tasdıyk etmisdir. Insaallah (hepiniz) —emniyyet icinde, (kiminiz) baslarınızı tıras etdirerek, (kiminiz saclarınızı) kısaltarak— korkusuzca mutlakaa Mescid-i haraama gireceksiniz. Fakat (Allah) sizin bilmediginizi bildi de ondan once yakın bir feth yapdı
Surah Al-Fath, Verse 27
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَرۡسَلَ رَسُولَهُۥ بِٱلۡهُدَىٰ وَدِينِ ٱلۡحَقِّ لِيُظۡهِرَهُۥ عَلَى ٱلدِّينِ كُلِّهِۦۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدٗا
O, peygamberini hidayetle ve hak din ile gonderendir. (Bu da) onu (o hak dini) diger butun din (ler) e gaalib kılmak icin (dir). (Senin bu suretle gonderildigine) tam sahid olarak da Allah yeter
Surah Al-Fath, Verse 28
مُّحَمَّدٞ رَّسُولُ ٱللَّهِۚ وَٱلَّذِينَ مَعَهُۥٓ أَشِدَّآءُ عَلَى ٱلۡكُفَّارِ رُحَمَآءُ بَيۡنَهُمۡۖ تَرَىٰهُمۡ رُكَّعٗا سُجَّدٗا يَبۡتَغُونَ فَضۡلٗا مِّنَ ٱللَّهِ وَرِضۡوَٰنٗاۖ سِيمَاهُمۡ فِي وُجُوهِهِم مِّنۡ أَثَرِ ٱلسُّجُودِۚ ذَٰلِكَ مَثَلُهُمۡ فِي ٱلتَّوۡرَىٰةِۚ وَمَثَلُهُمۡ فِي ٱلۡإِنجِيلِ كَزَرۡعٍ أَخۡرَجَ شَطۡـَٔهُۥ فَـَٔازَرَهُۥ فَٱسۡتَغۡلَظَ فَٱسۡتَوَىٰ عَلَىٰ سُوقِهِۦ يُعۡجِبُ ٱلزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ ٱلۡكُفَّارَۗ وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ مِنۡهُم مَّغۡفِرَةٗ وَأَجۡرًا عَظِيمَۢا
Muhammed Allahın resuludur. Onun maiyyetinde bulunanlar da kafirlere karsı cetin (ve metin), kendi aralarında merhametlidirler. Onları ruku´ ediciler, secde ediciler olarak gorursun. Onlar Allahdan (daima) fazl (-u kerem) ve rızaa isterler. Secde izinden (meydana gelen) nisanları yuzlerindedir. Iste onların Tevratdaki vasıfları budur. Indideki vasıfları da (soyledir: Onlar) filizini yarıb cıkarmıs, gitgide onu kuvvetlendirmis, kalınlasmıs, sakları uzerine dogrulub kalkmıs bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hosuna gider. (Ashab hakkındaki bu tesbih) onunla kafirleri ofkelendirmek icin (dir). Iclerinden iman edib de iyi iyi amel (ve hareket) de bulunanlara Allah hem magfiret, hem buyuk mukafat va´d etmisdir
Surah Al-Fath, Verse 29