Surah Al-Fath - Turkish Translation by Suat Yildirim
إِنَّا فَتَحۡنَا لَكَ فَتۡحٗا مُّبِينٗا
Biz sana asikar bir fetih ve zafer ihsan ettik
Surah Al-Fath, Verse 1
لِّيَغۡفِرَ لَكَ ٱللَّهُ مَا تَقَدَّمَ مِن ذَنۢبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ وَيُتِمَّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَيۡكَ وَيَهۡدِيَكَ صِرَٰطٗا مُّسۡتَقِيمٗا
Bu da Allah'ın, senin gecmis ve gelecek kusurlarını bagıslaması, sana yaptıgı ihsan ve in’amı tamamlaması, seni dosdogru yola hidayet etmesi
Surah Al-Fath, Verse 2
وَيَنصُرَكَ ٱللَّهُ نَصۡرًا عَزِيزًا
Ve sana sanlı bir zafer vermesi icindir
Surah Al-Fath, Verse 3
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَنزَلَ ٱلسَّكِينَةَ فِي قُلُوبِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ لِيَزۡدَادُوٓاْ إِيمَٰنٗا مَّعَ إِيمَٰنِهِمۡۗ وَلِلَّهِ جُنُودُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمٗا
Imandaki yakinlerini iyice artırsınlar diye muminlerin kalplerine sekine indiren O'dur. Goklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah her seyi hakkıyla bilir, tam hukum ve hikmet sahibidir
Surah Al-Fath, Verse 4
لِّيُدۡخِلَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَا وَيُكَفِّرَ عَنۡهُمۡ سَيِّـَٔاتِهِمۡۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عِندَ ٱللَّهِ فَوۡزًا عَظِيمٗا
Bu da, Allah'ın mumin erkekleri ve mumin kadınları icinde ebedi kalacakları, icinden ırmaklar akan cennetlere yerlestirmesi, onların gunahlarını bagıslaması icindir. Bu, Allah katında buyuk bir nailiyettir, buyuk bir basarıdır
Surah Al-Fath, Verse 5
وَيُعَذِّبَ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ وَٱلۡمُنَٰفِقَٰتِ وَٱلۡمُشۡرِكِينَ وَٱلۡمُشۡرِكَٰتِ ٱلظَّآنِّينَ بِٱللَّهِ ظَنَّ ٱلسَّوۡءِۚ عَلَيۡهِمۡ دَآئِرَةُ ٱلسَّوۡءِۖ وَغَضِبَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِمۡ وَلَعَنَهُمۡ وَأَعَدَّ لَهُمۡ جَهَنَّمَۖ وَسَآءَتۡ مَصِيرٗا
Ote yandan, Allah hakkında kotu zanda bulunan munafık erkekler ve munafık kadınlar, musrik erkek ve musrik kadınları cezalandırması icindir. Kotuluk, onların baslarına donsun! Allah, onlara gazap etmis, lanetlemis ve onlara cehennemi hazırlamıstır. Ne kotu yerdir orası
Surah Al-Fath, Verse 6
وَلِلَّهِ جُنُودُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا
Goklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah hep aziz ve hakimdir (mutlak galip, tam hukum ve hikmet sahibidir)
Surah Al-Fath, Verse 7
إِنَّآ أَرۡسَلۡنَٰكَ شَٰهِدٗا وَمُبَشِّرٗا وَنَذِيرٗا
Muhakkak ki: Biz, seni bir sahit, bir mujdeci ve uyarıcı olarak gonderdik ki
Surah Al-Fath, Verse 8
لِّتُؤۡمِنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُۚ وَتُسَبِّحُوهُ بُكۡرَةٗ وَأَصِيلًا
Allah'a ve Resulune iman edesiniz, ona destek olup saygı gosteresiniz ve Allah’ı da sabah aksam tesbih ve tenzih edesiniz
Surah Al-Fath, Verse 9
إِنَّ ٱلَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ ٱللَّهَ يَدُ ٱللَّهِ فَوۡقَ أَيۡدِيهِمۡۚ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦۖ وَمَنۡ أَوۡفَىٰ بِمَا عَٰهَدَ عَلَيۡهُ ٱللَّهَ فَسَيُؤۡتِيهِ أَجۡرًا عَظِيمٗا
Sana biat edenler, gercekte Allah'a biat etmektedirler. Allah’ın eli, hepsinin ellerinin ustundedir. Kim sozunden donerse, kendi aleyhine olarak doneklik eder. Ama kim Allah’a verdigi sozunde durursa, Allah ona pek buyuk mukafat verir
Surah Al-Fath, Verse 10
سَيَقُولُ لَكَ ٱلۡمُخَلَّفُونَ مِنَ ٱلۡأَعۡرَابِ شَغَلَتۡنَآ أَمۡوَٰلُنَا وَأَهۡلُونَا فَٱسۡتَغۡفِرۡ لَنَاۚ يَقُولُونَ بِأَلۡسِنَتِهِم مَّا لَيۡسَ فِي قُلُوبِهِمۡۚ قُلۡ فَمَن يَمۡلِكُ لَكُم مِّنَ ٱللَّهِ شَيۡـًٔا إِنۡ أَرَادَ بِكُمۡ ضَرًّا أَوۡ أَرَادَ بِكُمۡ نَفۡعَۢاۚ بَلۡ كَانَ ٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرَۢا
(Hudeybiye seferine katılmayıp) kacak durumda geri kalan bedeviler sana gelip: “Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı da ondan katılamadık. Ne olur bizim icin Allah'tan af dile!” derler.Onlar aslında, dilleriyle, kalplerinde olmayan seyler soylerler. De ki: Simdi hakkınızda Allah bir zarar veya fayda vermek isterse, kim O’na karsı koyup engelleyebilir? Hayır! Is sizin iddia ettiginiz gibi degil. Allah her seyden haberdar oldugu gibi sizin gazaya katılamayısınızın gercek sebebinden de haberdardır
Surah Al-Fath, Verse 11
بَلۡ ظَنَنتُمۡ أَن لَّن يَنقَلِبَ ٱلرَّسُولُ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ إِلَىٰٓ أَهۡلِيهِمۡ أَبَدٗا وَزُيِّنَ ذَٰلِكَ فِي قُلُوبِكُمۡ وَظَنَنتُمۡ ظَنَّ ٱلسَّوۡءِ وَكُنتُمۡ قَوۡمَۢا بُورٗا
Aslında siz Peygamberin ve muminlerin ailelerine artık geri donemeyeceklerini dusundunuz.Bu hayal, gonullerinizde allanıp pullandı ve yerlesti. Kotu zanlara dustunuz ve helaki hak etmis kimseler oldunuz
Surah Al-Fath, Verse 12
وَمَن لَّمۡ يُؤۡمِنۢ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ فَإِنَّآ أَعۡتَدۡنَا لِلۡكَٰفِرِينَ سَعِيرٗا
Kim Allah'a ve Resulune inanmazsa bilsin ki Biz kafirlere alevli atesler hazırladık
Surah Al-Fath, Verse 13
وَلِلَّهِ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ يَغۡفِرُ لِمَن يَشَآءُ وَيُعَذِّبُ مَن يَشَآءُۚ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمٗا
Goklerin ve yerin hakimiyeti Allah'ındır. O, diledigini affeder, diledigini cezalandırır. Allah gafurdur, rahimdir (affı ve ihsanı boldur)
Surah Al-Fath, Verse 14
سَيَقُولُ ٱلۡمُخَلَّفُونَ إِذَا ٱنطَلَقۡتُمۡ إِلَىٰ مَغَانِمَ لِتَأۡخُذُوهَا ذَرُونَا نَتَّبِعۡكُمۡۖ يُرِيدُونَ أَن يُبَدِّلُواْ كَلَٰمَ ٱللَّهِۚ قُل لَّن تَتَّبِعُونَا كَذَٰلِكُمۡ قَالَ ٱللَّهُ مِن قَبۡلُۖ فَسَيَقُولُونَ بَلۡ تَحۡسُدُونَنَاۚ بَلۡ كَانُواْ لَا يَفۡقَهُونَ إِلَّا قَلِيلٗا
Gazaya katılmayanlar, siz ganimetleri almak icin gittiginizde: “Izin verin, biz de size tabi olalım.” derler. Boylece Allah'ın hukmunu degistirmek isterler.De ki: “Siz bizimle gelemezsiniz, zira Allah Teala daha once boyle buyurmustur” Bu defa da: “Hayır!” diyecekler, “siz bizi cekemiyorsunuz” Bilakis kendileri anlayısları kıt olan, cok az anlayan kimselerdir
Surah Al-Fath, Verse 15
قُل لِّلۡمُخَلَّفِينَ مِنَ ٱلۡأَعۡرَابِ سَتُدۡعَوۡنَ إِلَىٰ قَوۡمٍ أُوْلِي بَأۡسٖ شَدِيدٖ تُقَٰتِلُونَهُمۡ أَوۡ يُسۡلِمُونَۖ فَإِن تُطِيعُواْ يُؤۡتِكُمُ ٱللَّهُ أَجۡرًا حَسَنٗاۖ وَإِن تَتَوَلَّوۡاْ كَمَا تَوَلَّيۡتُم مِّن قَبۡلُ يُعَذِّبۡكُمۡ عَذَابًا أَلِيمٗا
O gazaya katılmayıp geri kalan bedevilere de ki: “Siz yakında cok kuvvetli ve savascı bir milletle savasmaya davet edileceksiniz. Onlar teslim olup boyun eginceye kadar onlarla savasacaksınız. Eger bu sefer itaat ederseniz Allah sizi pek guzel bir sekilde odullendirir. Ama daha once yaptıgınız gibi arkanızı doner, cihaddan kacarsanız, O, size gayet acı bir azap verir.”
Surah Al-Fath, Verse 16
لَّيۡسَ عَلَى ٱلۡأَعۡمَىٰ حَرَجٞ وَلَا عَلَى ٱلۡأَعۡرَجِ حَرَجٞ وَلَا عَلَى ٱلۡمَرِيضِ حَرَجٞۗ وَمَن يُطِعِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ يُدۡخِلۡهُ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۖ وَمَن يَتَوَلَّ يُعَذِّبۡهُ عَذَابًا أَلِيمٗا
Gazaya katılmama konusunda amaya sorumluluk yok, topala sorumluluk yok, hastaya sorumluluk yoktur. Kim Allah'a ve Resulune itaat ederse, Allah onu, icinden ırmaklar akan cennetlere yerlestirir. Kim de itaatten yuz cevirirse onu gayet acı sekilde cezalandırır
Surah Al-Fath, Verse 17
۞لَّقَدۡ رَضِيَ ٱللَّهُ عَنِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ إِذۡ يُبَايِعُونَكَ تَحۡتَ ٱلشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا فِي قُلُوبِهِمۡ فَأَنزَلَ ٱلسَّكِينَةَ عَلَيۡهِمۡ وَأَثَٰبَهُمۡ فَتۡحٗا قَرِيبٗا
Gercekten Allah, (Hudeybiye'de) o agacın altında sana biat ettikleri zaman, muminlerden razı oldu. Onların kalplerindeki ihlası bildigi icin uzerlerine sekine, huzur ve guven indirdi. Onları hemen yakında gerceklesen bir zaferle ve alacakları bircok ganimetle mukafatlandırdı.Allah aziz ve hakimdir (mutlak galiptir, tam hukum ve hikmet sahibidir)
Surah Al-Fath, Verse 18
وَمَغَانِمَ كَثِيرَةٗ يَأۡخُذُونَهَاۗ وَكَانَ ٱللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمٗا
Gercekten Allah, (Hudeybiye'de) o agacın altında sana biat ettikleri zaman, muminlerden razı oldu. Onların kalplerindeki ihlası bildigi icin uzerlerine sekine, huzur ve guven indirdi. Onları hemen yakında gerceklesen bir zaferle ve alacakları bircok ganimetle mukafatlandırdı.Allah aziz ve hakimdir (mutlak galiptir, tam hukum ve hikmet sahibidir)
Surah Al-Fath, Verse 19
وَعَدَكُمُ ٱللَّهُ مَغَانِمَ كَثِيرَةٗ تَأۡخُذُونَهَا فَعَجَّلَ لَكُمۡ هَٰذِهِۦ وَكَفَّ أَيۡدِيَ ٱلنَّاسِ عَنكُمۡ وَلِتَكُونَ ءَايَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ وَيَهۡدِيَكُمۡ صِرَٰطٗا مُّسۡتَقِيمٗا
Allah size daha baska bircok ganimet vad etti. Onları ileride alacaksınız. Simdilik size bunu verdi ve insanların ellerini sizden cekti ki muminler icin Allah'ın teyidine bir delil ve ibret olsun ve sizi dosdogru yola eristirsin. Allah size henuz guc yetiremediginiz ama Kendisinin (ilim ve kudretiyle) hazırladıgı baska fetih ve ganimetler de vad etti. Allah her seye hakkıyla kadirdir
Surah Al-Fath, Verse 20
وَأُخۡرَىٰ لَمۡ تَقۡدِرُواْ عَلَيۡهَا قَدۡ أَحَاطَ ٱللَّهُ بِهَاۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٗا
Allah size daha baska bircok ganimet vad etti. Onları ileride alacaksınız. Simdilik size bunu verdi ve insanların ellerini sizden cekti ki muminler icin Allah'ın teyidine bir delil ve ibret olsun ve sizi dosdogru yola eristirsin. Allah size henuz guc yetiremediginiz ama Kendisinin (ilim ve kudretiyle) hazırladıgı baska fetih ve ganimetler de vad etti. Allah her seye hakkıyla kadirdir
Surah Al-Fath, Verse 21
وَلَوۡ قَٰتَلَكُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوَلَّوُاْ ٱلۡأَدۡبَٰرَ ثُمَّ لَا يَجِدُونَ وَلِيّٗا وَلَا نَصِيرٗا
Eger (o Mekkeli) kafirler sizlerle savassalardı, arkalarını donup kacar, sonra da ne kendilerini koruyan, ne de destek olan hic kimse bulamazlardı
Surah Al-Fath, Verse 22
سُنَّةَ ٱللَّهِ ٱلَّتِي قَدۡ خَلَتۡ مِن قَبۡلُۖ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ ٱللَّهِ تَبۡدِيلٗا
Allah'ın oteden beri cari olan kanunu budur. Ve sen Allah’ın nizamında hicbir degisiklik bulamazsın
Surah Al-Fath, Verse 23
وَهُوَ ٱلَّذِي كَفَّ أَيۡدِيَهُمۡ عَنكُمۡ وَأَيۡدِيَكُمۡ عَنۡهُم بِبَطۡنِ مَكَّةَ مِنۢ بَعۡدِ أَنۡ أَظۡفَرَكُمۡ عَلَيۡهِمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرًا
Mekke vadisinde size kafirlere karsı zafer nasib ettikten sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan ceken O'dur. Allah butun yaptıklarınızı gorur
Surah Al-Fath, Verse 24
هُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّوكُمۡ عَنِ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِ وَٱلۡهَدۡيَ مَعۡكُوفًا أَن يَبۡلُغَ مَحِلَّهُۥۚ وَلَوۡلَا رِجَالٞ مُّؤۡمِنُونَ وَنِسَآءٞ مُّؤۡمِنَٰتٞ لَّمۡ تَعۡلَمُوهُمۡ أَن تَطَـُٔوهُمۡ فَتُصِيبَكُم مِّنۡهُم مَّعَرَّةُۢ بِغَيۡرِ عِلۡمٖۖ لِّيُدۡخِلَ ٱللَّهُ فِي رَحۡمَتِهِۦ مَن يَشَآءُۚ لَوۡ تَزَيَّلُواْ لَعَذَّبۡنَا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡهُمۡ عَذَابًا أَلِيمًا
Inkarda ısrar edip sizi Mescid-i Haram'ı ziyaret etmekten ve bekletilmekte olan hediye kurbanlıkları yerine ulastırmaktan geri cevirenler onlardır.Eger orada kendilerini tanımadıgınız icin tepeleyeceginiz ve bilmeyerek tepelemenizden oturu zor durumda kalacagınız mumin erkekler ve mumin kadınlar olmasaydı, Allah ellerinizi birbirinizden cekmez, savasmanıza engel olmazdı. Diledigi kimseleri rahmetine nail etmek icin Allah boyle takdir buyurdu. Sayet onlar birbirlerinden secilip ayrılmıs olsalardı, elbette kafirleri gayet acı bir cezaya carptırırdık
Surah Al-Fath, Verse 25
إِذۡ جَعَلَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي قُلُوبِهِمُ ٱلۡحَمِيَّةَ حَمِيَّةَ ٱلۡجَٰهِلِيَّةِ فَأَنزَلَ ٱللَّهُ سَكِينَتَهُۥ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ وَعَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَأَلۡزَمَهُمۡ كَلِمَةَ ٱلتَّقۡوَىٰ وَكَانُوٓاْ أَحَقَّ بِهَا وَأَهۡلَهَاۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٗا
Kafirlerin kalplerine taassubu, Cahiliye taassup ve tarafgirligini yerlestirdikleri o sırada, Allah da Resulunun ve muminlerin gonullerine huzur ve guven duygusu verdi. Takva kelimesini onlara yoldas etti. Zaten onlar bu soze pek layık ve ehil idiler. Allah her seyi hakkıyla bilir
Surah Al-Fath, Verse 26
لَّقَدۡ صَدَقَ ٱللَّهُ رَسُولَهُ ٱلرُّءۡيَا بِٱلۡحَقِّۖ لَتَدۡخُلُنَّ ٱلۡمَسۡجِدَ ٱلۡحَرَامَ إِن شَآءَ ٱللَّهُ ءَامِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُءُوسَكُمۡ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَۖ فَعَلِمَ مَا لَمۡ تَعۡلَمُواْ فَجَعَلَ مِن دُونِ ذَٰلِكَ فَتۡحٗا قَرِيبًا
Allah, Resulunun ruyasını elbette dogru cıkaracaktır. Insaallah siz kiminiz basını tıras ettirmis, kiminiz saclarını kısaltmıs olarak, Mescid-i Haram'a korkmaksızın tam bir guvenlik icinde gireceksiniz. Ama Allah sizin bilemediginiz seyleri bildiginden ondan once, yakın bir zafer nasib etti
Surah Al-Fath, Verse 27
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَرۡسَلَ رَسُولَهُۥ بِٱلۡهُدَىٰ وَدِينِ ٱلۡحَقِّ لِيُظۡهِرَهُۥ عَلَى ٱلدِّينِ كُلِّهِۦۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدٗا
Butun dinlere ustun kılmak icin Resulunu hidayet ve hak dinle gonderen O'dur. Buna sahit olarak Allah yeter
Surah Al-Fath, Verse 28
مُّحَمَّدٞ رَّسُولُ ٱللَّهِۚ وَٱلَّذِينَ مَعَهُۥٓ أَشِدَّآءُ عَلَى ٱلۡكُفَّارِ رُحَمَآءُ بَيۡنَهُمۡۖ تَرَىٰهُمۡ رُكَّعٗا سُجَّدٗا يَبۡتَغُونَ فَضۡلٗا مِّنَ ٱللَّهِ وَرِضۡوَٰنٗاۖ سِيمَاهُمۡ فِي وُجُوهِهِم مِّنۡ أَثَرِ ٱلسُّجُودِۚ ذَٰلِكَ مَثَلُهُمۡ فِي ٱلتَّوۡرَىٰةِۚ وَمَثَلُهُمۡ فِي ٱلۡإِنجِيلِ كَزَرۡعٍ أَخۡرَجَ شَطۡـَٔهُۥ فَـَٔازَرَهُۥ فَٱسۡتَغۡلَظَ فَٱسۡتَوَىٰ عَلَىٰ سُوقِهِۦ يُعۡجِبُ ٱلزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ ٱلۡكُفَّارَۗ وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ مِنۡهُم مَّغۡفِرَةٗ وَأَجۡرًا عَظِيمَۢا
Muhammed Allah'ın resuludur. Onun beraberindeki muminler de kafirlere karsı siddetli olup kendi aralarında sefkatlidirler. Sen onları ruku ederken, secde ederken, Allah’tan lutuf ve rıza ararken gorursun. Onların alameti, yuzlerindeki secde izi, secde aydınlıgıdır. Bunlar, Tevrat’taki sıfatları olup Incil’deki meselleri ise soyledir: Oyle bir ekin ki filizini cıkarmıs, sonra da onu kuvvetlendirmis, derken kalınlasmıs da artık govdesi uzerinde dogrulmus. Oyle ki ekicilerin hosuna gider, kafirleri de ofkelendirir. Iste boylece Allah, onlar gibi iman edip makbul ve guzel isler yapanlara magfiret ve buyuk bir mukafat hazırlamıstır. [5,54] {KM, Vahiy 14,1; Matta 13, 31-32; Markos 4,26-27; Luka}
Surah Al-Fath, Verse 29