Surah Al-Hujraat - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تُقَدِّمُواْ بَيۡنَ يَدَيِ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦۖ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٞ
Ey iman edenler; (soz ve hareketlerinizle ileri varıb da) Allah’ın ve Rasulunun onune gecmeyin; Allah’dan korkun. Cunku Allah Semi’dir= her seyi isitir, Alim’dir= her seyi bilir
Surah Al-Hujraat, Verse 1
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَرۡفَعُوٓاْ أَصۡوَٰتَكُمۡ فَوۡقَ صَوۡتِ ٱلنَّبِيِّ وَلَا تَجۡهَرُواْ لَهُۥ بِٱلۡقَوۡلِ كَجَهۡرِ بَعۡضِكُمۡ لِبَعۡضٍ أَن تَحۡبَطَ أَعۡمَٰلُكُمۡ وَأَنتُمۡ لَا تَشۡعُرُونَ
Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinden yuksek cıkarmayın ve birbirinize bagırır gibi, O’na bagırmayın; haberiniz olmadan amelleriniz bosa cıkıverir
Surah Al-Hujraat, Verse 2
إِنَّ ٱلَّذِينَ يَغُضُّونَ أَصۡوَٰتَهُمۡ عِندَ رَسُولِ ٱللَّهِ أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱمۡتَحَنَ ٱللَّهُ قُلُوبَهُمۡ لِلتَّقۡوَىٰۚ لَهُم مَّغۡفِرَةٞ وَأَجۡرٌ عَظِيمٌ
Gercekten Allah’ın Peygamberi yanında seslerini kısanlar, bunlar o kimselerdir ki, Allah kalblerini takva icin imtihan etmistir. Onlara bir magfiret ve buyuk bir mukafat vardır
Surah Al-Hujraat, Verse 3
إِنَّ ٱلَّذِينَ يُنَادُونَكَ مِن وَرَآءِ ٱلۡحُجُرَٰتِ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡقِلُونَ
Hucrelerin (Peygambere ait odaların) onunden seni cagıranlar (var ya), onların cogu aklı ermiyenlerdir
Surah Al-Hujraat, Verse 4
وَلَوۡ أَنَّهُمۡ صَبَرُواْ حَتَّىٰ تَخۡرُجَ إِلَيۡهِمۡ لَكَانَ خَيۡرٗا لَّهُمۡۚ وَٱللَّهُ غَفُورٞ رَّحِيمٞ
Eger onlar, sen kendilerine cıkıncaya kadar sabretselerdi, muhakkak ki haklarında hayırlı olurdu. Bununla beraber Allah Gafur’dur= magfireti boldur, Rahim’dir= merhameti genistir
Surah Al-Hujraat, Verse 5
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِن جَآءَكُمۡ فَاسِقُۢ بِنَبَإٖ فَتَبَيَّنُوٓاْ أَن تُصِيبُواْ قَوۡمَۢا بِجَهَٰلَةٖ فَتُصۡبِحُواْ عَلَىٰ مَا فَعَلۡتُمۡ نَٰدِمِينَ
Ey iman edenler! Eger size bir fasık, bir haber getirirse, onu arastırın (dogrulugunu anlayıncaya kadar tahkik edin). Degilse bilmiyerek bir kavme satasırsınız da yaptıgınıza pisman olursunuz
Surah Al-Hujraat, Verse 6
وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ فِيكُمۡ رَسُولَ ٱللَّهِۚ لَوۡ يُطِيعُكُمۡ فِي كَثِيرٖ مِّنَ ٱلۡأَمۡرِ لَعَنِتُّمۡ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ حَبَّبَ إِلَيۡكُمُ ٱلۡإِيمَٰنَ وَزَيَّنَهُۥ فِي قُلُوبِكُمۡ وَكَرَّهَ إِلَيۡكُمُ ٱلۡكُفۡرَ وَٱلۡفُسُوقَ وَٱلۡعِصۡيَانَۚ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلرَّـٰشِدُونَ
(Ey muminler), biliniz ki, aranızda Allah’ın Peygamberi var. Eger O, bircok islerde size uysaydı, muhakkak darlıga duserdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi; ve onu kalblerinizde guzellestirdi. Kufru, nifakı ve isyanı ise, size igrenc kıldı. Iste bu vasıfta olanlar, hidayete erenlerdir
Surah Al-Hujraat, Verse 7
فَضۡلٗا مِّنَ ٱللَّهِ وَنِعۡمَةٗۚ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٞ
Bu, Allah’dan bir fazilet ve bir nimettir. Allah Alim’dir= her seyi noksansız bilir, Hakim’dir= butun islerde hikmet sahibidir
Surah Al-Hujraat, Verse 8
وَإِن طَآئِفَتَانِ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٱقۡتَتَلُواْ فَأَصۡلِحُواْ بَيۡنَهُمَاۖ فَإِنۢ بَغَتۡ إِحۡدَىٰهُمَا عَلَى ٱلۡأُخۡرَىٰ فَقَٰتِلُواْ ٱلَّتِي تَبۡغِي حَتَّىٰ تَفِيٓءَ إِلَىٰٓ أَمۡرِ ٱللَّهِۚ فَإِن فَآءَتۡ فَأَصۡلِحُواْ بَيۡنَهُمَا بِٱلۡعَدۡلِ وَأَقۡسِطُوٓاْۖ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلۡمُقۡسِطِينَ
Eger muminlerden iki birlik carpısırlarsa, hemen aralarını duzelterek barıstırın. Eger onlardan biri (Allah’ın hukmune razı olmıyarak) tecavuz ediyorsa, o vakit tecavuz edenle, Allah’ın emrine donunceye kadar savasın. (Sonunda teslim olur Allah’ın emrine) donerse, yine adaletle aralarını duzeltin ve hep adaletle is gorun; cunku Allah adalet yapanları sever
Surah Al-Hujraat, Verse 9
إِنَّمَا ٱلۡمُؤۡمِنُونَ إِخۡوَةٞ فَأَصۡلِحُواْ بَيۡنَ أَخَوَيۡكُمۡۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ لَعَلَّكُمۡ تُرۡحَمُونَ
Muminler (dinde) ancak kardestirler. Onun icin (ihtilaf ettikleri zaman) iki kardesinizin aralarını duzeltin ve (Allah’ın emrine muhalefet etmekten) sakının ki, merhamet olunasınız
Surah Al-Hujraat, Verse 10
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا يَسۡخَرۡ قَوۡمٞ مِّن قَوۡمٍ عَسَىٰٓ أَن يَكُونُواْ خَيۡرٗا مِّنۡهُمۡ وَلَا نِسَآءٞ مِّن نِّسَآءٍ عَسَىٰٓ أَن يَكُنَّ خَيۡرٗا مِّنۡهُنَّۖ وَلَا تَلۡمِزُوٓاْ أَنفُسَكُمۡ وَلَا تَنَابَزُواْ بِٱلۡأَلۡقَٰبِۖ بِئۡسَ ٱلِٱسۡمُ ٱلۡفُسُوقُ بَعۡدَ ٱلۡإِيمَٰنِۚ وَمَن لَّمۡ يَتُبۡ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّـٰلِمُونَ
Ey iman edenler! Bir kavim, diger bir kavimle alay etmesin; olur ki, alay edilenler kendilerinden daha hayırlı bulunurlar. Bir takım kadınlar da diger kadınlarla eglenmesin; olur ki eglenceye alınanlar kendilerinden daha hayırlı olurlar. Hem birbirinizi ayıblamayın ve kotu lakablarla atısmayın. Imandan sonra fasıklıkla adlanmak ne kotu isimdir!... Kim de tevbe etmezse, iste onlar kendilerine zulmedenlerdir
Surah Al-Hujraat, Verse 11
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱجۡتَنِبُواْ كَثِيرٗا مِّنَ ٱلظَّنِّ إِنَّ بَعۡضَ ٱلظَّنِّ إِثۡمٞۖ وَلَا تَجَسَّسُواْ وَلَا يَغۡتَب بَّعۡضُكُم بَعۡضًاۚ أَيُحِبُّ أَحَدُكُمۡ أَن يَأۡكُلَ لَحۡمَ أَخِيهِ مَيۡتٗا فَكَرِهۡتُمُوهُۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ تَوَّابٞ رَّحِيمٞ
Ey iman edenler! Zannın bir cogundan sakının; cunku zannın bir kısmı gunahtır. (Muslumanların ayıb ve kusurlarını) arastırmayın; bir kısmınız bir kısmınızı (arkasında hoslanmıyacagı sozle) cekistirmesin. Hic sizden biriniz olu kardesinizin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz (degil mi)? O halde (gıybet etmekte) Allah’dan korkun. Muhakkak ki Allah Tevvab’dır = tevbeleri kabul edendir, Rahim’dir= cok merhametlidir
Surah Al-Hujraat, Verse 12
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِنَّا خَلَقۡنَٰكُم مِّن ذَكَرٖ وَأُنثَىٰ وَجَعَلۡنَٰكُمۡ شُعُوبٗا وَقَبَآئِلَ لِتَعَارَفُوٓاْۚ إِنَّ أَكۡرَمَكُمۡ عِندَ ٱللَّهِ أَتۡقَىٰكُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٞ
Ey insanlar! Sizi, bir erkekle bir disiden (Adem ile Havva’dan) yarattık. Hem de sizi soylara ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız, (kim oldugunuz sorulunca, baglı bulundugunuz soy veya milletinizin adını soyleyesiniz). Biliniz ki, Allah katında en iyiniz, takvası en ziyade olanınızdır. (Seref, soy ve neseble degildir). Suphe yok ki Allah Alim’dir= her seyi bilendir, Habir’dir = her seyden haberdardır
Surah Al-Hujraat, Verse 13
۞قَالَتِ ٱلۡأَعۡرَابُ ءَامَنَّاۖ قُل لَّمۡ تُؤۡمِنُواْ وَلَٰكِن قُولُوٓاْ أَسۡلَمۡنَا وَلَمَّا يَدۡخُلِ ٱلۡإِيمَٰنُ فِي قُلُوبِكُمۡۖ وَإِن تُطِيعُواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ لَا يَلِتۡكُم مِّنۡ أَعۡمَٰلِكُمۡ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٌ
(Ganimet hevesi ile gorunuste Islam’ı kabul eden bazı) Bedevi’ler: “- Biz, gercekten iman ettik.” dediler. (Ey Rasulum, onlara) de ki: “-Siz kalblerinizle iman etmediniz. Ancak biz (kılıc korkusundan ve Islam nimetinden faydalanmak icin) musluman gozuktuk” deyin. Henuz iman kalblerinize girmemistir. Eger Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, sizin amellerinizden (Allah) hic bir sey eksiltmez. Cunku Allah Gafur’dur= magfireti boldur, Rahim’dir= cok merhametlidir
Surah Al-Hujraat, Verse 14
إِنَّمَا ٱلۡمُؤۡمِنُونَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ ثُمَّ لَمۡ يَرۡتَابُواْ وَجَٰهَدُواْ بِأَمۡوَٰلِهِمۡ وَأَنفُسِهِمۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِۚ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلصَّـٰدِقُونَ
Muminler ancak o kimselerdir ki, Allah’a ve Peygamberine iman etmislerdir; sonra (imanlarında) supheye dusmemisler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savasmıslardır. Iste boyle kimseler, imanlarında sadık olanlardır
Surah Al-Hujraat, Verse 15
قُلۡ أَتُعَلِّمُونَ ٱللَّهَ بِدِينِكُمۡ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٞ
(Ey Rasulum, o Bedevi’lere) de ki: “- Siz dininizi Allah’a mı ogretiyorsunuz? (sadece inandık demekle mumin mi oluyorsunuz?) Allah ise, goklerdekileri ve yerdekileri bilir. Allah her seyi bilendir
Surah Al-Hujraat, Verse 16
يَمُنُّونَ عَلَيۡكَ أَنۡ أَسۡلَمُواْۖ قُل لَّا تَمُنُّواْ عَلَيَّ إِسۡلَٰمَكُمۖ بَلِ ٱللَّهُ يَمُنُّ عَلَيۡكُمۡ أَنۡ هَدَىٰكُمۡ لِلۡإِيمَٰنِ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
(Bedevi’ler= Beni esed kabilesi, biz musluman olduk; bize ikram et; bize yiyecek ver diye) Islam’a girdiklerini senin basına kakıyorlar. (Ey Rasulum, onlara) de ki: “-Islam olusunuzu benim basıma kakmayın. Dogrusu sizi imana hidayet buyurdugundan, Allah sizin basınıza kakar; eger (imanınızda) sadık kimselerseniz
Surah Al-Hujraat, Verse 17
إِنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ غَيۡبَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَٱللَّهُ بَصِيرُۢ بِمَا تَعۡمَلُونَ
Muhakkak ki Allah, goklerin ve yerin gaybını bilir. Allah, butun yaptıklarınızı da gorur
Surah Al-Hujraat, Verse 18