Surah Qaf - Turkish Translation by Muslim Shahin
قٓۚ وَٱلۡقُرۡءَانِ ٱلۡمَجِيدِ
Kaf. Serefli Kur’an'a andolsun
Surah Qaf, Verse 1
بَلۡ عَجِبُوٓاْ أَن جَآءَهُم مُّنذِرٞ مِّنۡهُمۡ فَقَالَ ٱلۡكَٰفِرُونَ هَٰذَا شَيۡءٌ عَجِيبٌ
Aralarından bir uyarıcının gelmesine sastılar da, kafirler soyle dediler: «Bu sasılacak bir seydir.»
Surah Qaf, Verse 2
أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗاۖ ذَٰلِكَ رَجۡعُۢ بَعِيدٞ
«Biz oldugumuz ve toprak oldugumuz zaman mı (dirilecegiz)? Bu, akla uzak bir donustur »
Surah Qaf, Verse 3
قَدۡ عَلِمۡنَا مَا تَنقُصُ ٱلۡأَرۡضُ مِنۡهُمۡۖ وَعِندَنَا كِتَٰبٌ حَفِيظُۢ
Biz, topragın onlardan neleri eksilttigini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır
Surah Qaf, Verse 4
بَلۡ كَذَّبُواْ بِٱلۡحَقِّ لَمَّا جَآءَهُمۡ فَهُمۡ فِيٓ أَمۡرٖ مَّرِيجٍ
Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Simdi onlar sasırmıs bir haldedirler
Surah Qaf, Verse 5
أَفَلَمۡ يَنظُرُوٓاْ إِلَى ٱلسَّمَآءِ فَوۡقَهُمۡ كَيۡفَ بَنَيۡنَٰهَا وَزَيَّنَّـٰهَا وَمَا لَهَا مِن فُرُوجٖ
Ustlerindeki goge bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmis ve nasıl donatmısız! Onda hicbir catlak da yok
Surah Qaf, Verse 6
وَٱلۡأَرۡضَ مَدَدۡنَٰهَا وَأَلۡقَيۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ وَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوۡجِۭ بَهِيجٖ
Yeryuzunu de dosedik ve ona sabit daglar koyduk. Orada gonul acan her turden (bitkiler) yetistirdik
Surah Qaf, Verse 7
تَبۡصِرَةٗ وَذِكۡرَىٰ لِكُلِّ عَبۡدٖ مُّنِيبٖ
Allah'a yonelen her kula gonul gozunu acmak ve ibret vermek icin (butun bunları yaptık)
Surah Qaf, Verse 8
وَنَزَّلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ مُّبَٰرَكٗا فَأَنۢبَتۡنَا بِهِۦ جَنَّـٰتٖ وَحَبَّ ٱلۡحَصِيدِ
Gokten bereketli bir su indirdik, onunla bahceler ve bicilecek daneler bitirdik
Surah Qaf, Verse 9
وَٱلنَّخۡلَ بَاسِقَٰتٖ لَّهَا طَلۡعٞ نَّضِيدٞ
Birbirine girmis, kume kume tomurcukları olan uzun boylu hurma agacları yetistirdik
Surah Qaf, Verse 10
رِّزۡقٗا لِّلۡعِبَادِۖ وَأَحۡيَيۡنَا بِهِۦ بَلۡدَةٗ مَّيۡتٗاۚ كَذَٰلِكَ ٱلۡخُرُوجُ
Kullara rızık olması icin. Ve o su ile olu topraga can verdik. Iste hayata yeniden cıkıs da boyledir
Surah Qaf, Verse 11
كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ وَأَصۡحَٰبُ ٱلرَّسِّ وَثَمُودُ
Onlardan once Nuh kavmi, Res halkı ve Semud da yalanlamıstı
Surah Qaf, Verse 12
وَعَادٞ وَفِرۡعَوۡنُ وَإِخۡوَٰنُ لُوطٖ
Ad ve Firavun ile Lut’un kardesleri de (yalanladılar)
Surah Qaf, Verse 13
وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡأَيۡكَةِ وَقَوۡمُ تُبَّعٖۚ كُلّٞ كَذَّبَ ٱلرُّسُلَ فَحَقَّ وَعِيدِ
Eyke halkı ve Tubba' kavmi de. Butun bunlar peygamberleri yalanladılar da tehdidim gerceklesti
Surah Qaf, Verse 14
أَفَعَيِينَا بِٱلۡخَلۡقِ ٱلۡأَوَّلِۚ بَلۡ هُمۡ فِي لَبۡسٖ مِّنۡ خَلۡقٖ جَدِيدٖ
Ilk yaratmada acizlik mi gosterdik? Hayır, onlar yeni bir yaratma hususunda suphe icindedirler
Surah Qaf, Verse 15
وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ وَنَعۡلَمُ مَا تُوَسۡوِسُ بِهِۦ نَفۡسُهُۥۖ وَنَحۡنُ أَقۡرَبُ إِلَيۡهِ مِنۡ حَبۡلِ ٱلۡوَرِيدِ
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona sah damarından daha yakınız
Surah Qaf, Verse 16
إِذۡ يَتَلَقَّى ٱلۡمُتَلَقِّيَانِ عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ قَعِيدٞ
Iki melek (insanın) sagında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar
Surah Qaf, Verse 17
مَّا يَلۡفِظُ مِن قَوۡلٍ إِلَّا لَدَيۡهِ رَقِيبٌ عَتِيدٞ
Insan hicbir soz soylemez ki, yanında gozetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın
Surah Qaf, Verse 18
وَجَآءَتۡ سَكۡرَةُ ٱلۡمَوۡتِ بِٱلۡحَقِّۖ ذَٰلِكَ مَا كُنتَ مِنۡهُ تَحِيدُ
Olum sarhoslugu gercekten gelir de: Iste (ey insan) bu, senin oteden beri kactıgın seydir, denir
Surah Qaf, Verse 19
وَنُفِخَ فِي ٱلصُّورِۚ ذَٰلِكَ يَوۡمُ ٱلۡوَعِيدِ
Sur'a ufurulur; iste bu, gelecegi vadedilen gundur
Surah Qaf, Verse 20
وَجَآءَتۡ كُلُّ نَفۡسٖ مَّعَهَا سَآئِقٞ وَشَهِيدٞ
Herkes, yanında bir surucu ve bir de sahitle beraber gelir
Surah Qaf, Verse 21
لَّقَدۡ كُنتَ فِي غَفۡلَةٖ مِّنۡ هَٰذَا فَكَشَفۡنَا عَنكَ غِطَآءَكَ فَبَصَرُكَ ٱلۡيَوۡمَ حَدِيدٞ
Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugun artık gozun keskindir (denir)
Surah Qaf, Verse 22
وَقَالَ قَرِينُهُۥ هَٰذَا مَا لَدَيَّ عَتِيدٌ
Yanındaki arkadası: «Iste yanımdaki hazır, der
Surah Qaf, Verse 23
أَلۡقِيَا فِي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَنِيدٖ
(Iki melege su emir verilir:) Haydi ikiniz her inatcı kafiri, cehenneme atın
Surah Qaf, Verse 24
مَّنَّاعٖ لِّلۡخَيۡرِ مُعۡتَدٖ مُّرِيبٍ
hayra butun gucuyle engel olanı, azgın supheciyi
Surah Qaf, Verse 25
ٱلَّذِي جَعَلَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَأَلۡقِيَاهُ فِي ٱلۡعَذَابِ ٱلشَّدِيدِ
Allah ile beraber baska ilah edineni, siddetli azaba birlikte atın
Surah Qaf, Verse 26
۞قَالَ قَرِينُهُۥ رَبَّنَا مَآ أَطۡغَيۡتُهُۥ وَلَٰكِن كَانَ فِي ضَلَٰلِۭ بَعِيدٖ
Musrikin arkadası (seytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık icindeydi
Surah Qaf, Verse 27
قَالَ لَا تَخۡتَصِمُواْ لَدَيَّ وَقَدۡ قَدَّمۡتُ إِلَيۡكُم بِٱلۡوَعِيدِ
O esnada (Allah) buyurur: Huzurumda cekismeyin! Ben size daha once uyarı gondermistim
Surah Qaf, Verse 28
مَا يُبَدَّلُ ٱلۡقَوۡلُ لَدَيَّ وَمَآ أَنَا۠ بِظَلَّـٰمٖ لِّلۡعَبِيدِ
Benim huzurumda soz degistirilmez ve ben kullara asla zulmedici degilim
Surah Qaf, Verse 29
يَوۡمَ نَقُولُ لِجَهَنَّمَ هَلِ ٱمۡتَلَأۡتِ وَتَقُولُ هَلۡ مِن مَّزِيدٖ
O gun cehenneme «Doldun mu?» deriz. O da «Daha var mı?» der
Surah Qaf, Verse 30
وَأُزۡلِفَتِ ٱلۡجَنَّةُ لِلۡمُتَّقِينَ غَيۡرَ بَعِيدٍ
Cennet de takva sahiplerine yaklastırılır; (onlardan) uzakta olmayacaktır
Surah Qaf, Verse 31
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ أَوَّابٍ حَفِيظٖ
Iste size vadedilen cennet! Ki o, Allaha yonelen emirlerine riayet eden
Surah Qaf, Verse 32
مَّنۡ خَشِيَ ٱلرَّحۡمَٰنَ بِٱلۡغَيۡبِ وَجَآءَ بِقَلۡبٖ مُّنِيبٍ
gormedigi halde yonelmis bir kalp ile gelen kimselere mahsustur
Surah Qaf, Verse 33
ٱدۡخُلُوهَا بِسَلَٰمٖۖ ذَٰلِكَ يَوۡمُ ٱلۡخُلُودِ
Oraya selametle girin. Iste bu, ebedi yasamanın basladıgı gundur
Surah Qaf, Verse 34
لَهُم مَّا يَشَآءُونَ فِيهَا وَلَدَيۡنَا مَزِيدٞ
Orada kendileri icin diledikleri her sey vardır. Katımızda dahası da vardır
Surah Qaf, Verse 35
وَكَمۡ أَهۡلَكۡنَا قَبۡلَهُم مِّن قَرۡنٍ هُمۡ أَشَدُّ مِنۡهُم بَطۡشٗا فَنَقَّبُواْ فِي ٱلۡبِلَٰدِ هَلۡ مِن مَّحِيصٍ
Biz, onlardan once kendilerinden daha guclu olan, diyar diyar dolasan nice nesilleri helak etmisizdir. Kurtulus var mı
Surah Qaf, Verse 36
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَذِكۡرَىٰ لِمَن كَانَ لَهُۥ قَلۡبٌ أَوۡ أَلۡقَى ٱلسَّمۡعَ وَهُوَ شَهِيدٞ
Suphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler icin bir ogut vardır
Surah Qaf, Verse 37
وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٖ وَمَا مَسَّنَا مِن لُّغُوبٖ
Andolsun biz, gokleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı gunde yarattık. Bize hicbir yorgunluk cokmedi
Surah Qaf, Verse 38
فَٱصۡبِرۡ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحۡ بِحَمۡدِ رَبِّكَ قَبۡلَ طُلُوعِ ٱلشَّمۡسِ وَقَبۡلَ ٱلۡغُرُوبِ
(Rasulum!) Onların dediklerine sabret. Gunesin dogusundan once de, batısından once de Rabbini hamd ile tesbih et
Surah Qaf, Verse 39
وَمِنَ ٱلَّيۡلِ فَسَبِّحۡهُ وَأَدۡبَٰرَ ٱلسُّجُودِ
Gecenin bir bolumunde ve secdelerin ardından da O'nu tesbih et
Surah Qaf, Verse 40
وَٱسۡتَمِعۡ يَوۡمَ يُنَادِ ٱلۡمُنَادِ مِن مَّكَانٖ قَرِيبٖ
Seslenenin yakın bir yerden seslenecegi gune kulak ver
Surah Qaf, Verse 41
يَوۡمَ يَسۡمَعُونَ ٱلصَّيۡحَةَ بِٱلۡحَقِّۚ ذَٰلِكَ يَوۡمُ ٱلۡخُرُوجِ
O gun insanlar bu sesi gercekten isiteceklerdir. Iste bu, cıkıs gunudur
Surah Qaf, Verse 42
إِنَّا نَحۡنُ نُحۡيِۦ وَنُمِيتُ وَإِلَيۡنَا ٱلۡمَصِيرُ
Suphesiz biz diriltir ve oldururuz. Donus de ancak bizedir
Surah Qaf, Verse 43
يَوۡمَ تَشَقَّقُ ٱلۡأَرۡضُ عَنۡهُمۡ سِرَاعٗاۚ ذَٰلِكَ حَشۡرٌ عَلَيۡنَا يَسِيرٞ
O gun yer yarılır, onların uzerinden suratle yarılıp acılır. Bu, bize gore kolay olan bir hasirdir
Surah Qaf, Verse 44
نَّحۡنُ أَعۡلَمُ بِمَا يَقُولُونَۖ وَمَآ أَنتَ عَلَيۡهِم بِجَبَّارٖۖ فَذَكِّرۡ بِٱلۡقُرۡءَانِ مَن يَخَافُ وَعِيدِ
Biz onların dediklerini cok iyi biliriz. Sen onların uzerinde bir zorlayıcı degilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an'la ogut ver
Surah Qaf, Verse 45