Surah Al-Fajr - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
وَٱلۡفَجۡرِ
Fecr vaktine andolsun
Surah Al-Fajr, Verse 1
وَلَيَالٍ عَشۡرٖ
Ve on geceye
Surah Al-Fajr, Verse 2
وَٱلشَّفۡعِ وَٱلۡوَتۡرِ
Ve çift olana ve tek olana
Surah Al-Fajr, Verse 3
وَٱلَّيۡلِ إِذَا يَسۡرِ
Ve geçip gideceği zaman geceye (andolsun)
Surah Al-Fajr, Verse 4
هَلۡ فِي ذَٰلِكَ قَسَمٞ لِّذِي حِجۡرٍ
Bunlarda akıl sahipleri için bir kasem yok mu
Surah Al-Fajr, Verse 5
أَلَمۡ تَرَ كَيۡفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ
Rabbinin Ad kavmini nasıl yaptığını görmedin mi
Surah Al-Fajr, Verse 6
إِرَمَ ذَاتِ ٱلۡعِمَادِ
Sütunlara sahip İrem Şehri´ne
Surah Al-Fajr, Verse 7
ٱلَّتِي لَمۡ يُخۡلَقۡ مِثۡلُهَا فِي ٱلۡبِلَٰدِ
O (İrem Şehri) ki, beldeler (ülkeler) içinde onun bir eşi yaratılmadı
Surah Al-Fajr, Verse 8
وَثَمُودَ ٱلَّذِينَ جَابُواْ ٱلصَّخۡرَ بِٱلۡوَادِ
Ve vadilerde kayaları oyan Semud´a (kavmine)
Surah Al-Fajr, Verse 9
وَفِرۡعَوۡنَ ذِي ٱلۡأَوۡتَادِ
Ve kazıklar sahibi firavuna (neler yaptı)
Surah Al-Fajr, Verse 10
ٱلَّذِينَ طَغَوۡاْ فِي ٱلۡبِلَٰدِ
Onlar ki beldelerde (ülkelerde) azgınlık yaptılar
Surah Al-Fajr, Verse 11
فَأَكۡثَرُواْ فِيهَا ٱلۡفَسَادَ
Böylece orada fesadı çoğalttılar
Surah Al-Fajr, Verse 12
فَصَبَّ عَلَيۡهِمۡ رَبُّكَ سَوۡطَ عَذَابٍ
Bundan dolayı Rabbin onları azap kamçısı ile kamçıladı
Surah Al-Fajr, Verse 13
إِنَّ رَبَّكَ لَبِٱلۡمِرۡصَادِ
Muhakkak ki senin Rabbin elbette gözleyendir
Surah Al-Fajr, Verse 14
فَأَمَّا ٱلۡإِنسَٰنُ إِذَا مَا ٱبۡتَلَىٰهُ رَبُّهُۥ فَأَكۡرَمَهُۥ وَنَعَّمَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّيٓ أَكۡرَمَنِ
Fakat insan, ne zaman Rabbi onu imtihan edip, böylece ona ikram eder ve onu ni´metlendirirse, o zaman: “Rabbim bana ikram etti.” der
Surah Al-Fajr, Verse 15
وَأَمَّآ إِذَا مَا ٱبۡتَلَىٰهُ فَقَدَرَ عَلَيۡهِ رِزۡقَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّيٓ أَهَٰنَنِ
Ve fakat, ne zaman onu imtihan edip, böylece onun rızkını ölçülü verirse (daraltırsa), o zaman: “Rabbim bana ihanet etti.” der
Surah Al-Fajr, Verse 16
كَلَّاۖ بَل لَّا تُكۡرِمُونَ ٱلۡيَتِيمَ
Hayır, bilâkis siz yetime ikram etmiyorsunuz
Surah Al-Fajr, Verse 17
وَلَا تَحَـٰٓضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلۡمِسۡكِينِ
Ve yoksulları doyurma konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz
Surah Al-Fajr, Verse 18
وَتَأۡكُلُونَ ٱلتُّرَاثَ أَكۡلٗا لَّمّٗا
Ve size bırakılan mirası hırslı bir yeyişle yiyorsunuz
Surah Al-Fajr, Verse 19
وَتُحِبُّونَ ٱلۡمَالَ حُبّٗا جَمّٗا
Ve malı aşırı bir sevgiyle seviyorsunuz
Surah Al-Fajr, Verse 20
كَلَّآۖ إِذَا دُكَّتِ ٱلۡأَرۡضُ دَكّٗا دَكّٗا
Hayır, arz, paramparça parçalanıp dağıldığı zaman
Surah Al-Fajr, Verse 21
وَجَآءَ رَبُّكَ وَٱلۡمَلَكُ صَفّٗا صَفّٗا
Ve Rabbin geldiği ve melekler saf saf olduğu zaman
Surah Al-Fajr, Verse 22
وَجِاْيٓءَ يَوۡمَئِذِۭ بِجَهَنَّمَۚ يَوۡمَئِذٖ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ وَأَنَّىٰ لَهُ ٱلذِّكۡرَىٰ
Ve o gün (izin günü) cehennem getirilmiştir. İnsan o gün (izin günü) tezekkür eder (düşünüp, hatırlar) ve bu zikrin (bu hatırlamanın) ona nasıl (faydası) olur ki
Surah Al-Fajr, Verse 23
يَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي قَدَّمۡتُ لِحَيَاتِي
“Keşke ben hayatım için (yaşarken güzel ameller) takdim etseydim.” der
Surah Al-Fajr, Verse 24
فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُۥٓ أَحَدٞ
Artık o izin günü, kimse O´nun (Allah´ın) azabı gibi azaplandıramaz
Surah Al-Fajr, Verse 25
وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُۥٓ أَحَدٞ
Ve kimse O´nun bağladığı gibi bağlayamaz
Surah Al-Fajr, Verse 26
يَـٰٓأَيَّتُهَا ٱلنَّفۡسُ ٱلۡمُطۡمَئِنَّةُ
Ey mutmain olan nefs
Surah Al-Fajr, Verse 27
ٱرۡجِعِيٓ إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةٗ مَّرۡضِيَّةٗ
Rabbine dön (Allah´tan) razı olarak ve Allah´ın rızasını kazanmış olarak
Surah Al-Fajr, Verse 28
فَٱدۡخُلِي فِي عِبَٰدِي
(Ey fizik vücut!) O zaman, (nefsini tezkiye ettiğin ve ruhunu Allah´a ulaştırdığın zaman Bana kul olursun) kullarımın arasına gir
Surah Al-Fajr, Verse 29
وَٱدۡخُلِي جَنَّتِي
Ve cennetime gir
Surah Al-Fajr, Verse 30