Surah Al-Fajr - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
وَٱلۡفَجۡرِ
Andolsun fecre
Surah Al-Fajr, Verse 1
وَلَيَالٍ عَشۡرٖ
on geceye
Surah Al-Fajr, Verse 2
وَٱلشَّفۡعِ وَٱلۡوَتۡرِ
hem çifte, hem teke
Surah Al-Fajr, Verse 3
وَٱلَّيۡلِ إِذَا يَسۡرِ
gelib geçeceği dem geceye
Surah Al-Fajr, Verse 4
هَلۡ فِي ذَٰلِكَ قَسَمٞ لِّذِي حِجۡرٍ
(— ki) bunlarda akıl saahibi için birer yemîn (değeri) vardır — (size elbette azaba uğratılacaksınız)
Surah Al-Fajr, Verse 5
أَلَمۡ تَرَ كَيۡفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ
Görmedin mi, Rabbin nice yapdı «Aad» e
Surah Al-Fajr, Verse 6
إِرَمَ ذَاتِ ٱلۡعِمَادِ
(Ya´nî) o direk saahibi «İrem» e
Surah Al-Fajr, Verse 7
ٱلَّتِي لَمۡ يُخۡلَقۡ مِثۡلُهَا فِي ٱلۡبِلَٰدِ
Ki o, şehirlerde bir benzeri yaratılmayandı
Surah Al-Fajr, Verse 8
وَثَمُودَ ٱلَّذِينَ جَابُواْ ٱلصَّخۡرَ بِٱلۡوَادِ
Ve vaadî (ler) de kayaları oyan «Semuud» a
Surah Al-Fajr, Verse 9
وَفِرۡعَوۡنَ ذِي ٱلۡأَوۡتَادِ
o kazıklar saahibi «Fir´avn» e
Surah Al-Fajr, Verse 10
ٱلَّذِينَ طَغَوۡاْ فِي ٱلۡبِلَٰدِ
Ki (bütün) bunlar memleketler (in) de azgınlık edenlerdi
Surah Al-Fajr, Verse 11
فَأَكۡثَرُواْ فِيهَا ٱلۡفَسَادَ
O suretle ki oralarda fesadı çoğaltmışlardı
Surah Al-Fajr, Verse 12
فَصَبَّ عَلَيۡهِمۡ رَبُّكَ سَوۡطَ عَذَابٍ
Bundan dolayı Rabbin de üzerlerine bir azâb kamçısı yağdırıverdi
Surah Al-Fajr, Verse 13
إِنَّ رَبَّكَ لَبِٱلۡمِرۡصَادِ
Çünkü Rabbin şübhesiz ki rasad yerindedir
Surah Al-Fajr, Verse 14
فَأَمَّا ٱلۡإِنسَٰنُ إِذَا مَا ٱبۡتَلَىٰهُ رَبُّهُۥ فَأَكۡرَمَهُۥ وَنَعَّمَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّيٓ أَكۡرَمَنِ
Amma insan, ne zaman Rabbi onu imtihaan edib de kendisine (lütf-ü) kerem (iyle muaamele) eder, ona ni´metler verirse «Rabbim beni şerefli kıldı» der
Surah Al-Fajr, Verse 15
وَأَمَّآ إِذَا مَا ٱبۡتَلَىٰهُ فَقَدَرَ عَلَيۡهِ رِزۡقَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّيٓ أَهَٰنَنِ
Fakat ne vakit da onu deneyerek üzerine rızkını daraltırsa şimdi de« Rabbim bana ihanet etdi» der
Surah Al-Fajr, Verse 16
كَلَّاۖ بَل لَّا تُكۡرِمُونَ ٱلۡيَتِيمَ
Hayır. Siz bil´akis yetime iyilik etmezsiniz
Surah Al-Fajr, Verse 17
وَلَا تَحَـٰٓضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلۡمِسۡكِينِ
Yoksula yedirmek için birbirinizi kandırmazsınız
Surah Al-Fajr, Verse 18
وَتَأۡكُلُونَ ٱلتُّرَاثَ أَكۡلٗا لَّمّٗا
Mirası halâl, haaram demeyib alabildiğinize yersiniz
Surah Al-Fajr, Verse 19
وَتُحِبُّونَ ٱلۡمَالَ حُبّٗا جَمّٗا
Malı pek çok seversiniz
Surah Al-Fajr, Verse 20
كَلَّآۖ إِذَا دُكَّتِ ٱلۡأَرۡضُ دَكّٗا دَكّٗا
Hakkaa ki yer (zelzeleyle) parça parça dağıtıldığı zaman
Surah Al-Fajr, Verse 21
وَجَآءَ رَبُّكَ وَٱلۡمَلَكُ صَفّٗا صَفّٗا
Rabbin (in emri) geldiği, melekler de saf saf (indiği zaman)
Surah Al-Fajr, Verse 22
وَجِاْيٓءَ يَوۡمَئِذِۭ بِجَهَنَّمَۚ يَوۡمَئِذٖ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ وَأَنَّىٰ لَهُ ٱلذِّكۡرَىٰ
ki o gün cehennem de getirilmişdir, insan o gün (herşey´i) hatırlayacak. Fakat hatırlamadan ona ne (fâide)
Surah Al-Fajr, Verse 23
يَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي قَدَّمۡتُ لِحَيَاتِي
«Ah, diyecek, keski hayâtım için önden (saalih ameller) yapsaydım»
Surah Al-Fajr, Verse 24
فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُۥٓ أَحَدٞ
Artık o gün (Allahın) azâbı gibi hiçbir kimse azâb yapamaz
Surah Al-Fajr, Verse 25
وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُۥٓ أَحَدٞ
Onun vurduğu bağ gibi de kimse bağ vuramaz
Surah Al-Fajr, Verse 26
يَـٰٓأَيَّتُهَا ٱلنَّفۡسُ ٱلۡمُطۡمَئِنَّةُ
Ey itmi´nâne ermiş ruuh
Surah Al-Fajr, Verse 27
ٱرۡجِعِيٓ إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةٗ مَّرۡضِيَّةٗ
dön Rabbine, sen Ondan raazî, O senden raazî olarak
Surah Al-Fajr, Verse 28
فَٱدۡخُلِي فِي عِبَٰدِي
Haydi gir kullarımın içine
Surah Al-Fajr, Verse 29
وَٱدۡخُلِي جَنَّتِي
Gir cennetime
Surah Al-Fajr, Verse 30