Surah At-Taubah Verse 40 - Turkish Translation by Muhammed Esed
Surah At-Taubahإِلَّا تَنصُرُوهُ فَقَدۡ نَصَرَهُ ٱللَّهُ إِذۡ أَخۡرَجَهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ ثَانِيَ ٱثۡنَيۡنِ إِذۡ هُمَا فِي ٱلۡغَارِ إِذۡ يَقُولُ لِصَٰحِبِهِۦ لَا تَحۡزَنۡ إِنَّ ٱللَّهَ مَعَنَاۖ فَأَنزَلَ ٱللَّهُ سَكِينَتَهُۥ عَلَيۡهِ وَأَيَّدَهُۥ بِجُنُودٖ لَّمۡ تَرَوۡهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ ٱلسُّفۡلَىٰۗ وَكَلِمَةُ ٱللَّهِ هِيَ ٱلۡعُلۡيَاۗ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
Eger siz Elciye yardım etmezseniz, o zaman (bilin ki) ona (yine) Allah (yardım edecektir, tıpkı,) o hakkı inkara sartlanmıs olan kimseler onu yurdundan surup cıkardıkları zaman yardım etti(gi gibi); (ki o gun) (o yalnızca) iki kisiden biriydi: ve bu iki kisi (saklandıkları) magaradayken Elci arkadasına: "Uzulme" dedi, "Allah bizimle beraberdir". Ve derken Allah ona katından bir sukunet/bir guven duygusu bahsetti, onu sizin goremeyeceginiz guclerle destekledi ve (boylece,) hakkı inkara sartlanmıs olanların davasını butunuyle yere dusurdu, Allahın davası ise (boylece her zamanki gibi) ustun ve yuce kaldı: cunku Allah, kudretce en ustun, hukum ve hikmetce en uludur