Surah At-Taubah Verse 42 - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
Surah At-Taubahلَوۡ كَانَ عَرَضٗا قَرِيبٗا وَسَفَرٗا قَاصِدٗا لَّٱتَّبَعُوكَ وَلَٰكِنۢ بَعُدَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلشُّقَّةُۚ وَسَيَحۡلِفُونَ بِٱللَّهِ لَوِ ٱسۡتَطَعۡنَا لَخَرَجۡنَا مَعَكُمۡ يُهۡلِكُونَ أَنفُسَهُمۡ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ إِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Eger yakın olan bir dunya malı (ganimet) ve rahat bir sefer olsaydı, elbette sana tabi olurlardı ve lakin mesakkatli (sefer) onlara uzak geldi. “Sayet gucumuz yetseydi elbette sizinle beraber cıkardık” diye Allah´a yemin edeceklerdir. Kendilerini (nefslerini) helak ediyorlar. Ve Allah, onların gercekten yalancılar oldugunu bilir