Surah At-Taubah Verse 42 - Turkish Translation by Suleyman Ates
Surah At-Taubahلَوۡ كَانَ عَرَضٗا قَرِيبٗا وَسَفَرٗا قَاصِدٗا لَّٱتَّبَعُوكَ وَلَٰكِنۢ بَعُدَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلشُّقَّةُۚ وَسَيَحۡلِفُونَ بِٱللَّهِ لَوِ ٱسۡتَطَعۡنَا لَخَرَجۡنَا مَعَكُمۡ يُهۡلِكُونَ أَنفُسَهُمۡ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ إِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Yakın bir dunya menfaati ve orta bir yolculuk olsaydı (savasa katılmayan o munafıklar), elbette sana tabi olurlardı. Fakat guc asılacak mesafe, kendilerine uzak geldi. Bir de "Gucumuz yetseydi, sizinle beraber cıkardık!"diye Allah'a yemin edecekler. Bosuna kendilerini mahvediyorlar. Allah, onların yalancı olduklarını biliyor