Surah At-Taubah Verse 42 - Turkish Translation by Suat Yildirim
Surah At-Taubahلَوۡ كَانَ عَرَضٗا قَرِيبٗا وَسَفَرٗا قَاصِدٗا لَّٱتَّبَعُوكَ وَلَٰكِنۢ بَعُدَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلشُّقَّةُۚ وَسَيَحۡلِفُونَ بِٱللَّهِ لَوِ ٱسۡتَطَعۡنَا لَخَرَجۡنَا مَعَكُمۡ يُهۡلِكُونَ أَنفُسَهُمۡ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ إِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Eger davet olundukları seferde pesin bir ganimet bulunsa ve orta yollu bir mesafe olsaydı, mutlaka senin pesinden gelirlerdi; fakat mesakkatli yol onlara pek uzak geldi.Bununla beraber “Eger gucumuz yetseydi muhakkak sizinle beraber sefere cıkardık.” diye yemin edeceklerdir.Onlar bu yalanlarıyla kendilerini mahvediyorlar. Cunku Allah onların yalancı olduklarını kesinlikle bilmektedir