UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Maryam - Turkish Translation by Elmal L Sadelestirilmis


كٓهيعٓصٓ

Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad
Surah Maryam, Verse 1


ذِكۡرُ رَحۡمَتِ رَبِّكَ عَبۡدَهُۥ زَكَرِيَّآ

Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya´ya olan rahmetini anmadır
Surah Maryam, Verse 2


إِذۡ نَادَىٰ رَبَّهُۥ نِدَآءً خَفِيّٗا

Bir zamanlar o, Rabbine gizlice (icinden) yalvarmıstı
Surah Maryam, Verse 3


قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ ٱلۡعَظۡمُ مِنِّي وَٱشۡتَعَلَ ٱلرَّأۡسُ شَيۡبٗا وَلَمۡ أَكُنۢ بِدُعَآئِكَ رَبِّ شَقِيّٗا

Soyle demisti: «Ey Rabbim! Suphesiz (artık oyle bir durumdayım ki) benim kemigim zayıflayıp gevsedi ve basım(ın sacı) bembeyaz alev gibi tutustu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hicbir zaman bedbaht olmadım.»
Surah Maryam, Verse 4


وَإِنِّي خِفۡتُ ٱلۡمَوَٰلِيَ مِن وَرَآءِي وَكَانَتِ ٱمۡرَأَتِي عَاقِرٗا فَهَبۡ لِي مِن لَّدُنكَ وَلِيّٗا

«Gercekten ben, arkamdan yerime gececek varislerden endisedeyim. Karım da kısır bulunuyor. Onun icin katından bana bir cocuk ihsan et.»
Surah Maryam, Verse 5


يَرِثُنِي وَيَرِثُ مِنۡ ءَالِ يَعۡقُوبَۖ وَٱجۡعَلۡهُ رَبِّ رَضِيّٗا

«Ki bana da mirascı olsun, Yakub ailesine de mirascı olsun. Rabbim, onu sen rızana kavustur.»
Surah Maryam, Verse 6


يَٰزَكَرِيَّآ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَٰمٍ ٱسۡمُهُۥ يَحۡيَىٰ لَمۡ نَجۡعَل لَّهُۥ مِن قَبۡلُ سَمِيّٗا

(Allah soyle buyurdu): «Ey Zekeriyya! Suphesiz biz sana Yahya isminde bir oglanı mujdeliyoruz. Bundan once ona hicbir adas yapmadık.»
Surah Maryam, Verse 7


قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَٰمٞ وَكَانَتِ ٱمۡرَأَتِي عَاقِرٗا وَقَدۡ بَلَغۡتُ مِنَ ٱلۡكِبَرِ عِتِيّٗا

Zekeriyya: «Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamısken nasıl oglum olabilir?» dedi
Surah Maryam, Verse 8


قَالَ كَذَٰلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٞ وَقَدۡ خَلَقۡتُكَ مِن قَبۡلُ وَلَمۡ تَكُ شَيۡـٔٗا

(Allah yahut Cebrail ona soyle) dedi: «Dedigin gibidir, (fakat) Rabbin buyurdu ki, bu isi yapmak bana kolaydır. Nitekim bundan once seni yarattım. Halbuki sen hicbir sey degildin.»
Surah Maryam, Verse 9


قَالَ رَبِّ ٱجۡعَل لِّيٓ ءَايَةٗۖ قَالَ ءَايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ ٱلنَّاسَ ثَلَٰثَ لَيَالٖ سَوِيّٗا

Zekeriyya soyle dedi: «Rabbim! Bana alamet ver.» Allah: «Senin alametin, sapasaglam oldugun halde, uc gun, uc gece insanlarla konusamaz hale gelmendir.» buyurdu
Surah Maryam, Verse 10


فَخَرَجَ عَلَىٰ قَوۡمِهِۦ مِنَ ٱلۡمِحۡرَابِ فَأَوۡحَىٰٓ إِلَيۡهِمۡ أَن سَبِّحُواْ بُكۡرَةٗ وَعَشِيّٗا

Nihayet (birgun konusamayınca) mihrabdan kavmine karsı cıktı da onlara «Sabah ve aksam (Rabbinizi) tesbih edin» diye isaret etti
Surah Maryam, Verse 11


يَٰيَحۡيَىٰ خُذِ ٱلۡكِتَٰبَ بِقُوَّةٖۖ وَءَاتَيۡنَٰهُ ٱلۡحُكۡمَ صَبِيّٗا

«Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl» (dedik) ve daha cocukken ona hikmet verdik
Surah Maryam, Verse 12


وَحَنَانٗا مِّن لَّدُنَّا وَزَكَوٰةٗۖ وَكَانَ تَقِيّٗا

Hem de katımızdan bir merhamet ve (gunahlardan) paklık verdik, o cok takva sahibi idi
Surah Maryam, Verse 13


وَبَرَّۢا بِوَٰلِدَيۡهِ وَلَمۡ يَكُن جَبَّارًا عَصِيّٗا

Anne ve babasına karsı iyi davranan bir kimse idi, zorba ve isyankar degildi
Surah Maryam, Verse 14


وَسَلَٰمٌ عَلَيۡهِ يَوۡمَ وُلِدَ وَيَوۡمَ يَمُوتُ وَيَوۡمَ يُبۡعَثُ حَيّٗا

Dogdugu gun, olecegi gun ve dirilecegi gun ona selam olsun
Surah Maryam, Verse 15


وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَرۡيَمَ إِذِ ٱنتَبَذَتۡ مِنۡ أَهۡلِهَا مَكَانٗا شَرۡقِيّٗا

(Ey Muhammed!) Kur´an´daki Meryem kıssasını da an (insanlara anlat). Hani o, ailesinden ayrılarak (evinin veya mescidin) dogu tarafında bir yere cekilmisti
Surah Maryam, Verse 16


فَٱتَّخَذَتۡ مِن دُونِهِمۡ حِجَابٗا فَأَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرٗا سَوِيّٗا

Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymustu. Biz ona melegimiz (Cebrail)i gonderdik de ona tam bir insan seklinde gorundu
Surah Maryam, Verse 17


قَالَتۡ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِٱلرَّحۡمَٰنِ مِنكَ إِن كُنتَ تَقِيّٗا

Meryem: «Ben senden Rahman (olan Allah)´a sıgınırım. Eger Allah´dan korkuyorsan (dokunma bana)» dedi
Surah Maryam, Verse 18


قَالَ إِنَّمَآ أَنَا۠ رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَٰمٗا زَكِيّٗا

Melek: «Ben, sana temiz bir oglan bagıslamak icin, Rabbinin gonderdigi bir elciyim» dedi
Surah Maryam, Verse 19


قَالَتۡ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَٰمٞ وَلَمۡ يَمۡسَسۡنِي بَشَرٞ وَلَمۡ أَكُ بَغِيّٗا

Meryem: «Benim nasıl cocugum olabilir? Bana hicbir insan dokunmamıstır. Ben iffetsiz de degilim» dedi
Surah Maryam, Verse 20


قَالَ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٞۖ وَلِنَجۡعَلَهُۥٓ ءَايَةٗ لِّلنَّاسِ وَرَحۡمَةٗ مِّنَّاۚ وَكَانَ أَمۡرٗا مَّقۡضِيّٗا

Melek: «Bu, dedigin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasız cocuk vermek), bana pek kolaydır. Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kılacagız. Hem, bu onceden (ezelde) kararlastırılmıs bir istir.» dedi
Surah Maryam, Verse 21


۞فَحَمَلَتۡهُ فَٱنتَبَذَتۡ بِهِۦ مَكَانٗا قَصِيّٗا

Nihayet (Allah´ın emri gerceklesti) Meryem Isa´ya gebe kaldı ve o haliyle uzak bir yere cekildi
Surah Maryam, Verse 22


فَأَجَآءَهَا ٱلۡمَخَاضُ إِلَىٰ جِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ قَالَتۡ يَٰلَيۡتَنِي مِتُّ قَبۡلَ هَٰذَا وَكُنتُ نَسۡيٗا مَّنسِيّٗا

Sonra dogum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı. «Keske bundan once olseydim de unutulup gitseydim» dedi
Surah Maryam, Verse 23


فَنَادَىٰهَا مِن تَحۡتِهَآ أَلَّا تَحۡزَنِي قَدۡ جَعَلَ رَبُّكِ تَحۡتَكِ سَرِيّٗا

Melek, Meryem´e, asagı tarafından soyle seslendi. «Sakın uzulme, Rabbin alt tarafında bir ırmak akıttı.»
Surah Maryam, Verse 24


وَهُزِّيٓ إِلَيۡكِ بِجِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ تُسَٰقِطۡ عَلَيۡكِ رُطَبٗا جَنِيّٗا

«Hurma dalını kendine dogru silkele, uzerine devsirilmis taze hurmalar dokulsun.»
Surah Maryam, Verse 25


فَكُلِي وَٱشۡرَبِي وَقَرِّي عَيۡنٗاۖ فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ ٱلۡبَشَرِ أَحَدٗا فَقُولِيٓ إِنِّي نَذَرۡتُ لِلرَّحۡمَٰنِ صَوۡمٗا فَلَنۡ أُكَلِّمَ ٱلۡيَوۡمَ إِنسِيّٗا

«Ye, ic, gozun aydın olsun. Eger insanlardan birini gorursen, ben Rahman (olan Allah)a bir oruc (susmak) adadım. Onun icin bugun hicbir kimseyle konusmayacagım» de
Surah Maryam, Verse 26


فَأَتَتۡ بِهِۦ قَوۡمَهَا تَحۡمِلُهُۥۖ قَالُواْ يَٰمَرۡيَمُ لَقَدۡ جِئۡتِ شَيۡـٔٗا فَرِيّٗا

Sonra Meryem onu (Isa´yı) yuklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler icinde soyle) dediler: «Ey Meryem! dogrusu sen gorulmemis bir sey yaptın.»
Surah Maryam, Verse 27


يَـٰٓأُخۡتَ هَٰرُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ ٱمۡرَأَ سَوۡءٖ وَمَا كَانَتۡ أُمُّكِ بَغِيّٗا

«Ey Harun´un kızkardesi! Senin baban kotu bir adam degildi, annen de iffetsiz bir kadın degildi.»
Surah Maryam, Verse 28


فَأَشَارَتۡ إِلَيۡهِۖ قَالُواْ كَيۡفَ نُكَلِّمُ مَن كَانَ فِي ٱلۡمَهۡدِ صَبِيّٗا

Bunun uzerine Meryem cocugu gosterdi. Onlar; «Biz besikteki bir cocukla nasıl konusuruz?» dediler
Surah Maryam, Verse 29


قَالَ إِنِّي عَبۡدُ ٱللَّهِ ءَاتَىٰنِيَ ٱلۡكِتَٰبَ وَجَعَلَنِي نَبِيّٗا

(Allah´ın bir mucizesi olarak Isa soyle) dedi: «Suphesiz ben Allah´ın kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yaptı.»
Surah Maryam, Verse 30


وَجَعَلَنِي مُبَارَكًا أَيۡنَ مَا كُنتُ وَأَوۡصَٰنِي بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ مَا دُمۡتُ حَيّٗا

«Beni, nerede olursam olayım mubarek kıldı. Hayatta bulundugum muddetce namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti.»
Surah Maryam, Verse 31


وَبَرَّۢا بِوَٰلِدَتِي وَلَمۡ يَجۡعَلۡنِي جَبَّارٗا شَقِيّٗا

«Beni anneme hurmetkar kıldı. Beni zorba ve isyankar yapmadı.»
Surah Maryam, Verse 32


وَٱلسَّلَٰمُ عَلَيَّ يَوۡمَ وُلِدتُّ وَيَوۡمَ أَمُوتُ وَيَوۡمَ أُبۡعَثُ حَيّٗا

«Dogdugum gun, olecegim gun ve dirilecegim gun selam ve emniyet benim uzerimedir.»
Surah Maryam, Verse 33


ذَٰلِكَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَۖ قَوۡلَ ٱلۡحَقِّ ٱلَّذِي فِيهِ يَمۡتَرُونَ

Iste hakkında (yahudilerle hıristiyanların) ihtilaf edip durdukları Meryemoglu Isa´ya dair Allah´ın sozu budur
Surah Maryam, Verse 34


مَا كَانَ لِلَّهِ أَن يَتَّخِذَ مِن وَلَدٖۖ سُبۡحَٰنَهُۥٓۚ إِذَا قَضَىٰٓ أَمۡرٗا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ

Cocuk edinmek asla Allah´ın sanına yakısmaz. O bundan munezzehtir. O, bir seyin olmasını dilerse, ona sadece «ol» der, o da oluverir
Surah Maryam, Verse 35


وَإِنَّ ٱللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمۡ فَٱعۡبُدُوهُۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ

«Suphesiz benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah´tır. O halde ona ibadet edin, iste dosdogru yol budur.»
Surah Maryam, Verse 36


فَٱخۡتَلَفَ ٱلۡأَحۡزَابُ مِنۢ بَيۡنِهِمۡۖ فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن مَّشۡهَدِ يَوۡمٍ عَظِيمٍ

Ne var ki, fırkalar (yahudi ve hıristiyanlar) kendi aralarında ihtilafa dustuler. O buyuk (dehsetli) gunu gorecek kafirlerin vay haline
Surah Maryam, Verse 37


أَسۡمِعۡ بِهِمۡ وَأَبۡصِرۡ يَوۡمَ يَأۡتُونَنَا لَٰكِنِ ٱلظَّـٰلِمُونَ ٱلۡيَوۡمَ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ

Bize gelecekleri gun, neler isitecekler, neler gorecekler! Fakat o zalimler bugun apacık bir sapıklık icindedirler
Surah Maryam, Verse 38


وَأَنذِرۡهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡحَسۡرَةِ إِذۡ قُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ وَهُمۡ فِي غَفۡلَةٖ وَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ

(Ey Muhammed!) Insanların pismanlık duyacagı ve isin bitmis olacagı (kıyamet) gunu ile onları uyar. Onlar hala gaflet icindedirler, onlar iman etmezler
Surah Maryam, Verse 39


إِنَّا نَحۡنُ نَرِثُ ٱلۡأَرۡضَ وَمَنۡ عَلَيۡهَا وَإِلَيۡنَا يُرۡجَعُونَ

Suphesiz biz butun yeryuzune ve uzerindekilere varis olacagız. Ve onlar da mutlaka bize donduruleceklerdir
Surah Maryam, Verse 40


وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ إِبۡرَٰهِيمَۚ إِنَّهُۥ كَانَ صِدِّيقٗا نَّبِيًّا

Kur´an´da Ibrahim´i(n kıssasını da) an. Suphesiz ki o, sıddık (ozu, sozu dogru) bir peygamberdi
Surah Maryam, Verse 41


إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ يَـٰٓأَبَتِ لِمَ تَعۡبُدُ مَا لَا يَسۡمَعُ وَلَا يُبۡصِرُ وَلَا يُغۡنِي عَنكَ شَيۡـٔٗا

O, bir zaman babasına soyle demisti: «Babacıgım! Isitmeyen, gormeyen ve sana hicbir faydası olmayan seylere nicin tapıyorsun?»
Surah Maryam, Verse 42


يَـٰٓأَبَتِ إِنِّي قَدۡ جَآءَنِي مِنَ ٱلۡعِلۡمِ مَا لَمۡ يَأۡتِكَ فَٱتَّبِعۡنِيٓ أَهۡدِكَ صِرَٰطٗا سَوِيّٗا

«Babacıgım! Dogrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy da, seni dogru bir yola eristireyim.»
Surah Maryam, Verse 43


يَـٰٓأَبَتِ لَا تَعۡبُدِ ٱلشَّيۡطَٰنَۖ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ كَانَ لِلرَّحۡمَٰنِ عَصِيّٗا

«Babacıgım! Seytana tapma, cunku seytan Rahman (olan Allah)a asi oldu.»
Surah Maryam, Verse 44


يَـٰٓأَبَتِ إِنِّيٓ أَخَافُ أَن يَمَسَّكَ عَذَابٞ مِّنَ ٱلرَّحۡمَٰنِ فَتَكُونَ لِلشَّيۡطَٰنِ وَلِيّٗا

«Babacıgım! Dogrusu ben korkarım ki, sana Rahman´dan bir azab dokunur da seytana (cehennemde arkadas) olursun.»
Surah Maryam, Verse 45


قَالَ أَرَاغِبٌ أَنتَ عَنۡ ءَالِهَتِي يَـٰٓإِبۡرَٰهِيمُۖ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ لَأَرۡجُمَنَّكَۖ وَٱهۡجُرۡنِي مَلِيّٗا

Babası «Ey Ibrahim! Sen benim ilahlarımdan yuz mu ceviriyorsun? Yemin ederim ki, eger (onları kotulemekten) vazgecmezsen, seni muhakkak taslarım. (gercekten veya soz ile sana tas atarım). Haydi uzun bir muddet benden uzak ol» dedi
Surah Maryam, Verse 46


قَالَ سَلَٰمٌ عَلَيۡكَۖ سَأَسۡتَغۡفِرُ لَكَ رَبِّيٓۖ إِنَّهُۥ كَانَ بِي حَفِيّٗا

Ibrahim soyle dedi: «Selam sana olsun, senin icin Rabbimden magfiret dileyecegim. Cunku o, bana cok lutufkardır.»
Surah Maryam, Verse 47


وَأَعۡتَزِلُكُمۡ وَمَا تَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَأَدۡعُواْ رَبِّي عَسَىٰٓ أَلَّآ أَكُونَ بِدُعَآءِ رَبِّي شَقِيّٗا

«Ben, sizden ve Allah´tan baska taptıgınız seylerden cekilip ayrılırım da Rabbime dua (ibadet) ederim. Rabbime yalvarısımda mahrum kalmayacagımı umarım.»
Surah Maryam, Verse 48


فَلَمَّا ٱعۡتَزَلَهُمۡ وَمَا يَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَهَبۡنَا لَهُۥٓ إِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَۖ وَكُلّٗا جَعَلۡنَا نَبِيّٗا

Ibrahim, kavminden ve onların Allah´tan baska ibadet ettikleri seylerden uzaklasınca, biz ona Ishak´ı ve (Ishak´ın oglu) Yakub´u ihsan ettik. Ve hepsini de peygamber yaptık
Surah Maryam, Verse 49


وَوَهَبۡنَا لَهُم مِّن رَّحۡمَتِنَا وَجَعَلۡنَا لَهُمۡ لِسَانَ صِدۡقٍ عَلِيّٗا

Biz onlara rahmetimizden lutuflarda bulunduk. Hepsine de dillerde guzel ve yuksek bir ovgu verdik
Surah Maryam, Verse 50


وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مُوسَىٰٓۚ إِنَّهُۥ كَانَ مُخۡلَصٗا وَكَانَ رَسُولٗا نَّبِيّٗا

Kur´an´da Musa´yı da an; Suphesiz ki o, ihlaslı bir kuldu ve gonderilmis bir peygamberdi
Surah Maryam, Verse 51


وَنَٰدَيۡنَٰهُ مِن جَانِبِ ٱلطُّورِ ٱلۡأَيۡمَنِ وَقَرَّبۡنَٰهُ نَجِيّٗا

Biz ona Tur dagının sag yanından seslendik ve onu hususi bir konusmada bulunmak uzere kendimize yaklastırdık
Surah Maryam, Verse 52


وَوَهَبۡنَا لَهُۥ مِن رَّحۡمَتِنَآ أَخَاهُ هَٰرُونَ نَبِيّٗا

Rahmetimizden de ona, kardesi Harun´u bir peygamber olarak ihsan eyledik
Surah Maryam, Verse 53


وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ إِسۡمَٰعِيلَۚ إِنَّهُۥ كَانَ صَادِقَ ٱلۡوَعۡدِ وَكَانَ رَسُولٗا نَّبِيّٗا

Kur´an´da Ismail´i de an; cunku o, vaadine sadık bir kuldu ve gonderilmis bir peygamberdi
Surah Maryam, Verse 54


وَكَانَ يَأۡمُرُ أَهۡلَهُۥ بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ وَكَانَ عِندَ رَبِّهِۦ مَرۡضِيّٗا

Ailesine ve cevresine namaz kılmayı ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabbinin katında hosnutluga ermisti
Surah Maryam, Verse 55


وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ إِدۡرِيسَۚ إِنَّهُۥ كَانَ صِدِّيقٗا نَّبِيّٗا

Kitapta Idris´i de an; cunku o, cok sadık (ozu, sozu pek dogru) bir peygamberdi
Surah Maryam, Verse 56


وَرَفَعۡنَٰهُ مَكَانًا عَلِيًّا

Biz onu yuce bir yere yukselttik
Surah Maryam, Verse 57


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ أَنۡعَمَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِم مِّنَ ٱلنَّبِيِّـۧنَ مِن ذُرِّيَّةِ ءَادَمَ وَمِمَّنۡ حَمَلۡنَا مَعَ نُوحٖ وَمِن ذُرِّيَّةِ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡرَـٰٓءِيلَ وَمِمَّنۡ هَدَيۡنَا وَٱجۡتَبَيۡنَآۚ إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُ ٱلرَّحۡمَٰنِ خَرُّواْۤ سُجَّدٗاۤ وَبُكِيّٗا۩

Iste bunlar, Allah´ın kendilerine nimetler verdigi peygamberlerden, Adem´in soyundan ve gemide Nuh ile beraber tasıdıklarımızın neslinden, Ibrahim ve Israil´in soyundan, hidayete erdirdigimiz ve sectigimiz kimselerdir. Kendilerine Rahman (olan Allah)ın ayetleri okundugu zaman aglayarak secdeye kapanırlardı
Surah Maryam, Verse 58


۞فَخَلَفَ مِنۢ بَعۡدِهِمۡ خَلۡفٌ أَضَاعُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱتَّبَعُواْ ٱلشَّهَوَٰتِۖ فَسَوۡفَ يَلۡقَوۡنَ غَيًّا

Sonra bunların ardından oyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taskınlıklarının karsılıgını mutlaka goreceklerdir. (Cehennemdeki «Gayya» vadisini boylayacaklardır)
Surah Maryam, Verse 59


إِلَّا مَن تَابَ وَءَامَنَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَأُوْلَـٰٓئِكَ يَدۡخُلُونَ ٱلۡجَنَّةَ وَلَا يُظۡلَمُونَ شَيۡـٔٗا

Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel isleyen bunun dısındadır. Bunlar cennete girecekler ve hicbir haksızlıga ugratılmayacaklardır
Surah Maryam, Verse 60


جَنَّـٰتِ عَدۡنٍ ٱلَّتِي وَعَدَ ٱلرَّحۡمَٰنُ عِبَادَهُۥ بِٱلۡغَيۡبِۚ إِنَّهُۥ كَانَ وَعۡدُهُۥ مَأۡتِيّٗا

O cennet, Rahman (olan Allah)ın kullarına gormedikleri halde vadettigi «Adn» cennetleridir. Suphesiz O´nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır
Surah Maryam, Verse 61


لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوًا إِلَّا سَلَٰمٗاۖ وَلَهُمۡ رِزۡقُهُمۡ فِيهَا بُكۡرَةٗ وَعَشِيّٗا

Onlar orada bos bir soz isitmezler. Ancak «Selam» isitirler. Orada sabah aksam rızıkları da hazırdır
Surah Maryam, Verse 62


تِلۡكَ ٱلۡجَنَّةُ ٱلَّتِي نُورِثُ مِنۡ عِبَادِنَا مَن كَانَ تَقِيّٗا

Iste kullarımızdan takva sahibi olanlara verecegimiz cennet budur
Surah Maryam, Verse 63


وَمَا نَتَنَزَّلُ إِلَّا بِأَمۡرِ رَبِّكَۖ لَهُۥ مَا بَيۡنَ أَيۡدِينَا وَمَا خَلۡفَنَا وَمَا بَيۡنَ ذَٰلِكَۚ وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيّٗا

«(Cebrail dedi ki: Ey Muhammed!) «Biz senin Rabbinin emri olmadıkca inmeyiz. Onumuzdeki ve ardımızdaki (butun gecmis ve gelecek seyler) ve bunların arasındakiler hep O´nundur. Rabbin de (seni) unutmus degildir?»
Surah Maryam, Verse 64


رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا فَٱعۡبُدۡهُ وَٱصۡطَبِرۡ لِعِبَٰدَتِهِۦۚ هَلۡ تَعۡلَمُ لَهُۥ سَمِيّٗا

O, goklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir. O halde, O´na ibadet et ve O´na ibadet etmekte sabırlı ol. Hic sen Allah´ın ismini tasıyan baska birini bilir misin
Surah Maryam, Verse 65


وَيَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَءِذَا مَا مِتُّ لَسَوۡفَ أُخۡرَجُ حَيًّا

Halbuki insan soyle der: «Ben oldugum zaman, ileride gercekten diri olarak (mezardan) cıkarılacak mıyım?»
Surah Maryam, Verse 66


أَوَلَا يَذۡكُرُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَنَّا خَلَقۡنَٰهُ مِن قَبۡلُ وَلَمۡ يَكُ شَيۡـٔٗا

O insan, daha once hicbir sey degilken kendisini yoktan var ettigimizi hatırlamaz mı
Surah Maryam, Verse 67


فَوَرَبِّكَ لَنَحۡشُرَنَّهُمۡ وَٱلشَّيَٰطِينَ ثُمَّ لَنُحۡضِرَنَّهُمۡ حَوۡلَ جَهَنَّمَ جِثِيّٗا

Rabbine andolsun ki biz onları (oldukten sonra dirilmeyi inkar eden kafirleri) seytanları ile beraber elbette ve elbette mahserde toplayacagız. Sonra onları muhakkak cehennemin etrafında dizleri ustu hazır bulunduracagız (ki cennetlikleri gorup hasret ceksinler)
Surah Maryam, Verse 68


ثُمَّ لَنَنزِعَنَّ مِن كُلِّ شِيعَةٍ أَيُّهُمۡ أَشَدُّ عَلَى ٱلرَّحۡمَٰنِ عِتِيّٗا

Sonra her zumreden Rahman´a karsı en ziyade isyankar hangileri ise, muhakkak ayırıp atacagız
Surah Maryam, Verse 69


ثُمَّ لَنَحۡنُ أَعۡلَمُ بِٱلَّذِينَ هُمۡ أَوۡلَىٰ بِهَا صِلِيّٗا

Sonra o cehenneme atılmaya layık olanların kimler bulundugunu elbette biz daha iyi biliriz
Surah Maryam, Verse 70


وَإِن مِّنكُمۡ إِلَّا وَارِدُهَاۚ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ حَتۡمٗا مَّقۡضِيّٗا

Icinizden hicbiri istisna edilmemek uzere mutlaka herkes cehenneme varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinlesmis bir hukumdur
Surah Maryam, Verse 71


ثُمَّ نُنَجِّي ٱلَّذِينَ ٱتَّقَواْ وَّنَذَرُ ٱلظَّـٰلِمِينَ فِيهَا جِثِيّٗا

Sonra Allah´dan korkup, sakınanları kurtaracagız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacagız
Surah Maryam, Verse 72


وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُنَا بَيِّنَٰتٖ قَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لِلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَيُّ ٱلۡفَرِيقَيۡنِ خَيۡرٞ مَّقَامٗا وَأَحۡسَنُ نَدِيّٗا

Ayetlerimiz kendilerine apacık okundugu zaman, o inkar edenler, iman edenlere dediler ki : «Bu iki zumreden (Mumin ve kafirlerden) hangisi mevki bakımından daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha guzeldir?»
Surah Maryam, Verse 73


وَكَمۡ أَهۡلَكۡنَا قَبۡلَهُم مِّن قَرۡنٍ هُمۡ أَحۡسَنُ أَثَٰثٗا وَرِءۡيٗا

Halbuki biz, kendilerinden evvel, mal ve gosterisce daha guzel nice asırlar halkını helak etmisizdir
Surah Maryam, Verse 74


قُلۡ مَن كَانَ فِي ٱلضَّلَٰلَةِ فَلۡيَمۡدُدۡ لَهُ ٱلرَّحۡمَٰنُ مَدًّاۚ حَتَّىٰٓ إِذَا رَأَوۡاْ مَا يُوعَدُونَ إِمَّا ٱلۡعَذَابَ وَإِمَّا ٱلسَّاعَةَ فَسَيَعۡلَمُونَ مَنۡ هُوَ شَرّٞ مَّكَانٗا وَأَضۡعَفُ جُندٗا

Onlara de ki: «Kim sapıklık icinde ise, Rahman ona mal ve evlatca ziyadelik ve azgınlıgında muhlet verir. Nihayet kendilerine vaad edilen azabı, yahut kıyamet gunu cehennemi gordukleri vakit, artık bilecekler kimin mevkii daha fena ve yardımcıları daha zayıfmıs
Surah Maryam, Verse 75


وَيَزِيدُ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ٱهۡتَدَوۡاْ هُدٗىۗ وَٱلۡبَٰقِيَٰتُ ٱلصَّـٰلِحَٰتُ خَيۡرٌ عِندَ رَبِّكَ ثَوَابٗا وَخَيۡرٞ مَّرَدًّا

Allah, hidayeti kabul edenlere, daha cok hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır, sonuc bakımından da daha hayırlıdır
Surah Maryam, Verse 76


أَفَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي كَفَرَ بِـَٔايَٰتِنَا وَقَالَ لَأُوتَيَنَّ مَالٗا وَوَلَدًا

Simdi ayetlerimizi inkar eden ve «Elbette bana mal ve evlat verilecektir.» diyen adamı gordun mu
Surah Maryam, Verse 77


أَطَّلَعَ ٱلۡغَيۡبَ أَمِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا

O (kafir), gaybı mı bildi? Yoksa Rahman (olan Allah) katından bir soz mu aldı
Surah Maryam, Verse 78


كَلَّاۚ سَنَكۡتُبُ مَا يَقُولُ وَنَمُدُّ لَهُۥ مِنَ ٱلۡعَذَابِ مَدّٗا

Hayır, asla oyle degil; biz onun soylediklerini yazacagız ve azabını cogalttıkca cogaltacagız
Surah Maryam, Verse 79


وَنَرِثُهُۥ مَا يَقُولُ وَيَأۡتِينَا فَرۡدٗا

O soyledigi (mal ve evlat gibi) seyleri de hep elinden alacagız ve o, tek basına bize gelecektir
Surah Maryam, Verse 80


وَٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ ءَالِهَةٗ لِّيَكُونُواْ لَهُمۡ عِزّٗا

Onlar, kendilerine kuvvet ve seref kazandırsın diye, Allah´dan baska ilah edindiler
Surah Maryam, Verse 81


كَلَّاۚ سَيَكۡفُرُونَ بِعِبَادَتِهِمۡ وَيَكُونُونَ عَلَيۡهِمۡ ضِدًّا

Hayır, (zannettikleri gibi degil) tapındıkları ilahlar onların ibadetlerini inkar edecekler ve aleyhlerine donup dusman olacaklardır
Surah Maryam, Verse 82


أَلَمۡ تَرَ أَنَّآ أَرۡسَلۡنَا ٱلشَّيَٰطِينَ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ تَؤُزُّهُمۡ أَزّٗا

Gormedin mi? Biz seytanları o kafirler uzerine musallat ettik. Onları (gunaha) kıskırtıp duruyorlar
Surah Maryam, Verse 83


فَلَا تَعۡجَلۡ عَلَيۡهِمۡۖ إِنَّمَا نَعُدُّ لَهُمۡ عَدّٗا

Oyleyse onların hemen azaba ugratılmalarını isteme. Biz onların (ecel) gunlerini sayıyoruz
Surah Maryam, Verse 84


يَوۡمَ نَحۡشُرُ ٱلۡمُتَّقِينَ إِلَى ٱلرَّحۡمَٰنِ وَفۡدٗا

O gun, takva sahiplerini, heyet olarak Rahman´ın huzuruna toplayacagız
Surah Maryam, Verse 85


وَنَسُوقُ ٱلۡمُجۡرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرۡدٗا

Sucluları da susuz olarak cehenneme surecegiz
Surah Maryam, Verse 86


لَّا يَمۡلِكُونَ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَنِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا

(O gun) Rahman (olan Allah)´ın katında bir ahd almıs olan kimseden baskaları sefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır
Surah Maryam, Verse 87


وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَلَدٗا

(Yahudilerle hıristiyanlar) «Rahman, cocuk edindi» dediler
Surah Maryam, Verse 88


لَّقَدۡ جِئۡتُمۡ شَيۡـًٔا إِدّٗا

Yemin olsun ki, siz cok cirkin bir sey soylediniz
Surah Maryam, Verse 89


تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرۡنَ مِنۡهُ وَتَنشَقُّ ٱلۡأَرۡضُ وَتَخِرُّ ٱلۡجِبَالُ هَدًّا

Az kalsın, soyledikleri sozden gokler catlayacak, yer yarılacak ve daglar parcalanıp dagılacaktı
Surah Maryam, Verse 90


أَن دَعَوۡاْ لِلرَّحۡمَٰنِ وَلَدٗا

O Rahman´a cocuk isnad ettiler diye
Surah Maryam, Verse 91


وَمَا يَنۢبَغِي لِلرَّحۡمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا

Halbuki Rahman´a cocuk edinmek yarasmaz
Surah Maryam, Verse 92


إِن كُلُّ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ إِلَّآ ءَاتِي ٱلرَّحۡمَٰنِ عَبۡدٗا

Goklerde ve yerde bulunan hicbir kimse yoktur ki (kıyamet gunu) Rahman´ın huzuruna kul olarak cıkmasın
Surah Maryam, Verse 93


لَّقَدۡ أَحۡصَىٰهُمۡ وَعَدَّهُمۡ عَدّٗا

And olsun ki Allah onların hepsini kusatmıs, kendilerini ve yaptıklarını bir bir saymıstır
Surah Maryam, Verse 94


وَكُلُّهُمۡ ءَاتِيهِ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فَرۡدًا

Kıyamet gunu onların herbiri Allah´ın huzuruna tek basına cıkacaktır
Surah Maryam, Verse 95


إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ سَيَجۡعَلُ لَهُمُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وُدّٗا

Iman edip, salih amel isleyenler var ya, Rahman (olan Allah) onları (gonullere) sevdirecektir
Surah Maryam, Verse 96


فَإِنَّمَا يَسَّرۡنَٰهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ ٱلۡمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِۦ قَوۡمٗا لُّدّٗا

(Ey Muhammed!) Biz Kur´an´ı senin dilin uzere kolaylastırdık ki, onunla Allah´tan korkup sakınanları mujdeleyesin, inat edenleri de korkutasın
Surah Maryam, Verse 97


وَكَمۡ أَهۡلَكۡنَا قَبۡلَهُم مِّن قَرۡنٍ هَلۡ تُحِسُّ مِنۡهُم مِّنۡ أَحَدٍ أَوۡ تَسۡمَعُ لَهُمۡ رِكۡزَۢا

Hem onlardan once nice nesilleri helak ettik. (Simdi) onlardan hicbirini goruyor musun, yahud onların hafif bir sesini isitiyor musun
Surah Maryam, Verse 98


Author: Elmal L Sadelestirilmis


<< Surah 18
>> Surah 20

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai