Surah Maryam - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
كٓهيعٓصٓ
Kaf, Ha, Ya, Ayn, Saad
Surah Maryam, Verse 1
ذِكۡرُ رَحۡمَتِ رَبِّكَ عَبۡدَهُۥ زَكَرِيَّآ
(Bu), kulu Zekeriyyaye Rabbinin rahmetini anısdır
Surah Maryam, Verse 2
إِذۡ نَادَىٰ رَبَّهُۥ نِدَآءً خَفِيّٗا
O, Rabbine gizlice niyaz etdigi zaman
Surah Maryam, Verse 3
قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ ٱلۡعَظۡمُ مِنِّي وَٱشۡتَعَلَ ٱلرَّأۡسُ شَيۡبٗا وَلَمۡ أَكُنۢ بِدُعَآئِكَ رَبِّ شَقِيّٗا
Demisdi ki: «Ey Rabbim, hakıykat ben... Benim kemigim yıpradı. Basımın sacı tutusdu. Ey Rabbim, ben Sana dua etme (m neticesinde) etmissem bedbaht (ve mahrum) olmadım»
Surah Maryam, Verse 4
وَإِنِّي خِفۡتُ ٱلۡمَوَٰلِيَ مِن وَرَآءِي وَكَانَتِ ٱمۡرَأَتِي عَاقِرٗا فَهَبۡ لِي مِن لَّدُنكَ وَلِيّٗا
«Hakıykat ben, arkamdan (yerime gelecek) akrabamdan endiseye dusdum. Karım da kısırdır. Binaen´aleyh bana tarafından (ve kendi sulbumden) bir veli, ogul ihsan et»
Surah Maryam, Verse 5
يَرِثُنِي وَيَرِثُ مِنۡ ءَالِ يَعۡقُوبَۖ وَٱجۡعَلۡهُ رَبِّ رَضِيّٗا
«Ki bana da mirascı olsun, Ya´kub haanedanına da mirascı olsun. Rabbim Sen onu cok rıza saahibi kıl»
Surah Maryam, Verse 6
يَٰزَكَرِيَّآ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَٰمٍ ٱسۡمُهُۥ يَحۡيَىٰ لَمۡ نَجۡعَل لَّهُۥ مِن قَبۡلُ سَمِيّٗا
(Allah buyurdu:) «Ey Zekeriyya, hakıykaten biz sana Yahya adında bir ogul mujdeleriz ki bundan evvel biz ona hic bir (kimseyi) adas yapmamısdık»
Surah Maryam, Verse 7
قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَٰمٞ وَكَانَتِ ٱمۡرَأَتِي عَاقِرٗا وَقَدۡ بَلَغۡتُ مِنَ ٱلۡكِبَرِ عِتِيّٗا
Dedi: «Rabbim, benim nasıl oglum olur ki? Karım bir kısırdır. Ben ise ihtiyarlıgın son haddine vermisimdir»
Surah Maryam, Verse 8
قَالَ كَذَٰلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٞ وَقَدۡ خَلَقۡتُكَ مِن قَبۡلُ وَلَمۡ تَكُ شَيۡـٔٗا
(Melek) dedi: «Oyledir. (Fakat) Rabbin buyurdu ki: — o, bana gore pek kolay. Daha evvel sen bir sey degilken seni yaratmısımdır»
Surah Maryam, Verse 9
قَالَ رَبِّ ٱجۡعَل لِّيٓ ءَايَةٗۖ قَالَ ءَايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ ٱلنَّاسَ ثَلَٰثَ لَيَالٖ سَوِيّٗا
Dedi: «Rabbim, bana (bu hususda) bir nisan ver». Buyurdu: «Senin nisanın sapasaglam oldugun halde uc gece insanlarla konusamamandır»
Surah Maryam, Verse 10
فَخَرَجَ عَلَىٰ قَوۡمِهِۦ مِنَ ٱلۡمِحۡرَابِ فَأَوۡحَىٰٓ إِلَيۡهِمۡ أَن سَبِّحُواْ بُكۡرَةٗ وَعَشِيّٗا
Derken (Zekeriyya) mescidinden kavminin karsısına cıkıb onlara: «Sabah aksam tesbihde bulunun» diye isaret verdi
Surah Maryam, Verse 11
يَٰيَحۡيَىٰ خُذِ ٱلۡكِتَٰبَ بِقُوَّةٖۖ وَءَاتَيۡنَٰهُ ٱلۡحُكۡمَ صَبِيّٗا
(Yahyayi ihsan etdik ve ona cocuklugunda:) «Ey Yahya, kitabı kuvvetle tut» (dedik). Henuz sabi iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan (ona) bir kalb yumusaklıgı ve (gunahlardan) temizlik (verdik). O, cok muttekıy idi. Anasına, babasına da itaatkardı. Bir serkes ve aasi degildi
Surah Maryam, Verse 12
وَحَنَانٗا مِّن لَّدُنَّا وَزَكَوٰةٗۖ وَكَانَ تَقِيّٗا
(Yahyayi ihsan etdik ve ona cocuklugunda:) «Ey Yahya, kitabı kuvvetle tut» (dedik). Henuz sabi iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan (ona) bir kalb yumusaklıgı ve (gunahlardan) temizlik (verdik). O, cok muttekıy idi. Anasına, babasına da itaatkardı. Bir serkes ve aasi degildi
Surah Maryam, Verse 13
وَبَرَّۢا بِوَٰلِدَيۡهِ وَلَمۡ يَكُن جَبَّارًا عَصِيّٗا
(Yahyayi ihsan etdik ve ona cocuklugunda:) «Ey Yahya, kitabı kuvvetle tut» (dedik). Henuz sabi iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan (ona) bir kalb yumusaklıgı ve (gunahlardan) temizlik (verdik). O, cok muttekıy idi. Anasına, babasına da itaatkardı. Bir serkes ve aasi degildi
Surah Maryam, Verse 14
وَسَلَٰمٌ عَلَيۡهِ يَوۡمَ وُلِدَ وَيَوۡمَ يَمُوتُ وَيَوۡمَ يُبۡعَثُ حَيّٗا
Dunyaye getirildigi gun de, olecegi gun de, diri olarak (kabrinden) kaldırılacagı gun de ona selam olsun
Surah Maryam, Verse 15
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَرۡيَمَ إِذِ ٱنتَبَذَتۡ مِنۡ أَهۡلِهَا مَكَانٗا شَرۡقِيّٗا
Kitabda Meryem (kıssasını) da an. Hani o, aailesinden ayrılıb sark tarafında bir yere cekilmisdi
Surah Maryam, Verse 16
فَٱتَّخَذَتۡ مِن دُونِهِمۡ حِجَابٗا فَأَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرٗا سَوِيّٗا
Sonra onların onunde bir perde edinmis (cekmis) di. Derken biz ona ruuhumuzu gondermisdik de o, kendisine hilkati tam bir beser seklinde gorunmusdu
Surah Maryam, Verse 17
قَالَتۡ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِٱلرَّحۡمَٰنِ مِنكَ إِن كُنتَ تَقِيّٗا
(Meryem ona) dedi ki: «Dogrusu ben senden esirgeyici (Allaha) sıgınırım. Eger sen fenalıkdan bihakkın sakınan (bir insan) isen (cekil yanımdan)
Surah Maryam, Verse 18
قَالَ إِنَّمَآ أَنَا۠ رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَٰمٗا زَكِيّٗا
(Ruuh da): «Ben ancak sana (gunahlardan) pak bir oglan verme (ye vesile olmak) icin (o istiaaze etdigin) Rabbinin elcisiyim» dedi
Surah Maryam, Verse 19
قَالَتۡ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَٰمٞ وَلَمۡ يَمۡسَسۡنِي بَشَرٞ وَلَمۡ أَكُ بَغِيّٗا
O: «Benim nasıl bir oglum olacakmıs, dedi, (evlenib de) bana bir beser dokunmamısdır. Ben bir iffetsiz de degilim.»
Surah Maryam, Verse 20
قَالَ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٞۖ وَلِنَجۡعَلَهُۥٓ ءَايَةٗ لِّلنَّاسِ وَرَحۡمَةٗ مِّنَّاۚ وَكَانَ أَمۡرٗا مَّقۡضِيّٗا
(Ruuh) dedi: (Evet) oyledir. (Fakat) Rabbin buyurdu ki: — O, bana gore pek kolay. Cunku biz onu insanlara bir ayet ve bizden bir rahmet kılacagız. Zaten is olub bitmisdir
Surah Maryam, Verse 21
۞فَحَمَلَتۡهُ فَٱنتَبَذَتۡ بِهِۦ مَكَانٗا قَصِيّٗا
Nihayet ona (isaya) gebe kaldıkda bununla (karnındaki bu cocugu ile ailesinden) uzak bir yere cekildi
Surah Maryam, Verse 22
فَأَجَآءَهَا ٱلۡمَخَاضُ إِلَىٰ جِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ قَالَتۡ يَٰلَيۡتَنِي مِتُّ قَبۡلَ هَٰذَا وَكُنتُ نَسۡيٗا مَّنسِيّٗا
Derken dogum sancısı onu bir hurma agacına (dayanmıya) sevk etdi. «Keski, dedi, bundan evvel oleydim, unutulub gideydim»
Surah Maryam, Verse 23
فَنَادَىٰهَا مِن تَحۡتِهَآ أَلَّا تَحۡزَنِي قَدۡ جَعَلَ رَبُّكِ تَحۡتَكِ سَرِيّٗا
Asagısından ona su nida geldi: «Tasalanma, Rabbin senin alt (yan) ında bir su arkı vucuda getirmisdir. Hurma agacını kendine dogru silk, ustune derilmis taze hurma dokulecekdir. Artık ye, ic. Goz (un) aydın olsun. Eger beserden her hangi birini gorursen «ben, de, o cok esirgeyici (Allaha) oruc adadım. Onun icin bu gun hic bir kimseye kat´iyyen soz soylemeyecegim.»
Surah Maryam, Verse 24
وَهُزِّيٓ إِلَيۡكِ بِجِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ تُسَٰقِطۡ عَلَيۡكِ رُطَبٗا جَنِيّٗا
Asagısından ona su nida geldi: «Tasalanma, Rabbin senin alt (yan) ında bir su arkı vucuda getirmisdir. Hurma agacını kendine dogru silk, ustune derilmis taze hurma dokulecekdir. Artık ye, ic. Goz (un) aydın olsun. Eger beserden her hangi birini gorursen «ben, de, o cok esirgeyici (Allaha) oruc adadım. Onun icin bu gun hic bir kimseye kat´iyyen soz soylemeyecegim.»
Surah Maryam, Verse 25
فَكُلِي وَٱشۡرَبِي وَقَرِّي عَيۡنٗاۖ فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ ٱلۡبَشَرِ أَحَدٗا فَقُولِيٓ إِنِّي نَذَرۡتُ لِلرَّحۡمَٰنِ صَوۡمٗا فَلَنۡ أُكَلِّمَ ٱلۡيَوۡمَ إِنسِيّٗا
Asagısından ona su nida geldi: «Tasalanma, Rabbin senin alt (yan) ında bir su arkı vucuda getirmisdir. Hurma agacını kendine dogru silk, ustune derilmis taze hurma dokulecekdir. Artık ye, ic. Goz (un) aydın olsun. Eger beserden her hangi birini gorursen «ben, de, o cok esirgeyici (Allaha) oruc adadım. Onun icin bu gun hic bir kimseye kat´iyyen soz soylemeyecegim.»
Surah Maryam, Verse 26
فَأَتَتۡ بِهِۦ قَوۡمَهَا تَحۡمِلُهُۥۖ قَالُواْ يَٰمَرۡيَمُ لَقَدۡ جِئۡتِ شَيۡـٔٗا فَرِيّٗا
Derken onu yuklenerek kavmine getirdi. Dediler: «Hey Meryem, andolsun sen acaib bir sey yapmıssın»
Surah Maryam, Verse 27
يَـٰٓأُخۡتَ هَٰرُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ ٱمۡرَأَ سَوۡءٖ وَمَا كَانَتۡ أُمُّكِ بَغِيّٗا
«Ey Haruunun kız kardesi, senin baban kotu bir adam degildi. Anan da iffetsiz bir kadın degildi»
Surah Maryam, Verse 28
فَأَشَارَتۡ إِلَيۡهِۖ قَالُواْ كَيۡفَ نُكَلِّمُ مَن كَانَ فِي ٱلۡمَهۡدِ صَبِيّٗا
Bunun uzerine (Meryem) ona (isaya) isaret etdi. «Biz, dediler, henuz besikde bulunan bir sabi ile nasıl konusuruz»
Surah Maryam, Verse 29
قَالَ إِنِّي عَبۡدُ ٱللَّهِ ءَاتَىٰنِيَ ٱلۡكِتَٰبَ وَجَعَلَنِي نَبِيّٗا
(Isa dile gelib) dedi ki: «Ben hakıykat Allahın kuluyum. O, bana kitab verdi. Beni peygamber yapdı»
Surah Maryam, Verse 30
وَجَعَلَنِي مُبَارَكًا أَيۡنَ مَا كُنتُ وَأَوۡصَٰنِي بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ مَا دُمۡتُ حَيّٗا
«Beni her nerede olursam mubarek kıldı. Bana, hayatda bulundugum muddetce namaz (kılmam) ı, zekat (vermem) i emretdi»
Surah Maryam, Verse 31
وَبَرَّۢا بِوَٰلِدَتِي وَلَمۡ يَجۡعَلۡنِي جَبَّارٗا شَقِيّٗا
«Beni anneme hurmetkar kıldı. Beni bir zorba, bir bedbaht yapmadı»
Surah Maryam, Verse 32
وَٱلسَّلَٰمُ عَلَيَّ يَوۡمَ وُلِدتُّ وَيَوۡمَ أَمُوتُ وَيَوۡمَ أُبۡعَثُ حَيّٗا
«Dogdugum gun de, olecegim gun de, diri olarak (kabrimden) kaldırılacagım gun de selam (ve selamet) benim uzerimdedir»
Surah Maryam, Verse 33
ذَٰلِكَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَۖ قَوۡلَ ٱلۡحَقِّ ٱلَّذِي فِيهِ يَمۡتَرُونَ
Iste hakkında sek (ve ihtilaf) etmekde oldukları Meryem oglu isa Hak kavlince budur
Surah Maryam, Verse 34
مَا كَانَ لِلَّهِ أَن يَتَّخِذَ مِن وَلَدٖۖ سُبۡحَٰنَهُۥٓۚ إِذَا قَضَىٰٓ أَمۡرٗا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ
Allahın evlad edinmesi (Hic bir zaman) olmus (sey) degildir. O, munezzehdir. O, bir isi (n olmasını) dileyince ona «Ol» der, o da oluverir
Surah Maryam, Verse 35
وَإِنَّ ٱللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمۡ فَٱعۡبُدُوهُۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ
«Subhesiz ki Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. O halde Ona kulluk edin. Iste biricik dogru yol budur»
Surah Maryam, Verse 36
فَٱخۡتَلَفَ ٱلۡأَحۡزَابُ مِنۢ بَيۡنِهِمۡۖ فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن مَّشۡهَدِ يَوۡمٍ عَظِيمٍ
Sonra fıkralar kendi aralarında ihtilaf etdi. Artık gorecekleri buyuk bir gunun cetin azabı o kafirlerindir
Surah Maryam, Verse 37
أَسۡمِعۡ بِهِمۡ وَأَبۡصِرۡ يَوۡمَ يَأۡتُونَنَا لَٰكِنِ ٱلظَّـٰلِمُونَ ٱلۡيَوۡمَ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
Onlar bize gelecekleri gun neler isidecekler, neler gorecekler! Fakat o zaalimler (buna ragmen) bugun (haala) apacık sapıklık icindedirler
Surah Maryam, Verse 38
وَأَنذِرۡهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡحَسۡرَةِ إِذۡ قُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ وَهُمۡ فِي غَفۡلَةٖ وَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
(Habibim) sen onları bulacagı vakt ile, emr (-i ilahi) nin yerini hasret (ve nedamet) gunu ile korkut. Onlar gaflet icindedirler, onlar haala iman etmiyorlar
Surah Maryam, Verse 39
إِنَّا نَحۡنُ نَرِثُ ٱلۡأَرۡضَ وَمَنۡ عَلَيۡهَا وَإِلَيۡنَا يُرۡجَعُونَ
Subhe yok ki (butun) arza ve onun uzerinde bulunan kimselere biz varis olacagız biz. Onlar (nihayet) ancak bize donduruleceklerdir
Surah Maryam, Verse 40
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ إِبۡرَٰهِيمَۚ إِنَّهُۥ كَانَ صِدِّيقٗا نَّبِيًّا
Kitabda Ibrahimi de an. Cunku o, sıdkı butun bir peygamberdi
Surah Maryam, Verse 41
إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ يَـٰٓأَبَتِ لِمَ تَعۡبُدُ مَا لَا يَسۡمَعُ وَلَا يُبۡصِرُ وَلَا يُغۡنِي عَنكَ شَيۡـٔٗا
Bir vakit o, babasına (soyle) demisdi: «Ey babam, isitmez, gormez, sana hic bir faidesi olmaz seylere neye tapıyorsun»
Surah Maryam, Verse 42
يَـٰٓأَبَتِ إِنِّي قَدۡ جَآءَنِي مِنَ ٱلۡعِلۡمِ مَا لَمۡ يَأۡتِكَ فَٱتَّبِعۡنِيٓ أَهۡدِكَ صِرَٰطٗا سَوِيّٗا
«Ey atam, bana muhakkak ki sana gelmeyen bir ilim gelmisdir. O halde bana uy da seni dumduz bir yola cıkarayım»
Surah Maryam, Verse 43
يَـٰٓأَبَتِ لَا تَعۡبُدِ ٱلشَّيۡطَٰنَۖ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ كَانَ لِلرَّحۡمَٰنِ عَصِيّٗا
«Ey babam, seytana tapma. Cunku seytan, hakkıyle esirgeyen (Allah) a cok aasi olmusdur»
Surah Maryam, Verse 44
يَـٰٓأَبَتِ إِنِّيٓ أَخَافُ أَن يَمَسَّكَ عَذَابٞ مِّنَ ٱلرَّحۡمَٰنِ فَتَكُونَ لِلشَّيۡطَٰنِ وَلِيّٗا
«Ey babam, hakıykaten korkuyorum ki cok esirgeyen (Allahdan sana bir azab gelib catar da seytana yar olmus olursun»)
Surah Maryam, Verse 45
قَالَ أَرَاغِبٌ أَنتَ عَنۡ ءَالِهَتِي يَـٰٓإِبۡرَٰهِيمُۖ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ لَأَرۡجُمَنَّكَۖ وَٱهۡجُرۡنِي مَلِيّٗا
(Babası) dedi ki: «Ey Ibrahim, sen benim Tanrılarımdan yuz mu ceviricisin? Andolsun ki vaz gecmezsen seni muhakkak taslarım. Uzun bir muddet benden ayrıl, git»
Surah Maryam, Verse 46
قَالَ سَلَٰمٌ عَلَيۡكَۖ سَأَسۡتَغۡفِرُ لَكَ رَبِّيٓۖ إِنَّهُۥ كَانَ بِي حَفِيّٗا
(Ibrahim soyle) dedi: «Ustune selamet. Senin icin Rabbime istigfar edecegim. Cunku O, bana cok lutufkardır»
Surah Maryam, Verse 47
وَأَعۡتَزِلُكُمۡ وَمَا تَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَأَدۡعُواْ رَبِّي عَسَىٰٓ أَلَّآ أَكُونَ بِدُعَآءِ رَبِّي شَقِيّٗا
«Sizi ve Allahdan baska tapdıklarınızı bırakıb cekiliyorum. Rabbime dua ediyorum. Umulur ki Rabbime dua sayesinde (sizin gibi) bedbaht olmam»
Surah Maryam, Verse 48
فَلَمَّا ٱعۡتَزَلَهُمۡ وَمَا يَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَهَبۡنَا لَهُۥٓ إِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَۖ وَكُلّٗا جَعَلۡنَا نَبِيّٗا
Iste (Ibrahim) onları ve Allahdan baska tapdıklarını bırakıb cekilince biz ona Ishaakı ve Ya´kubu ihsan etdik ve her birini peygamber yapdık
Surah Maryam, Verse 49
وَوَهَبۡنَا لَهُم مِّن رَّحۡمَتِنَا وَجَعَلۡنَا لَهُمۡ لِسَانَ صِدۡقٍ عَلِيّٗا
Bunlara rahmetimizden (peygamberlik, mal ve evlad) lutfetdik. Onlar icin cok yuce sadakat dili de verdik
Surah Maryam, Verse 50
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مُوسَىٰٓۚ إِنَّهُۥ كَانَ مُخۡلَصٗا وَكَانَ رَسُولٗا نَّبِيّٗا
Kitabda Musayi da an. Cunku o, ihlasa erdirilmis (bir zat) di. Resul bir peygamberdi
Surah Maryam, Verse 51
وَنَٰدَيۡنَٰهُ مِن جَانِبِ ٱلطُّورِ ٱلۡأَيۡمَنِ وَقَرَّبۡنَٰهُ نَجِيّٗا
Biz onu «Tuur» un sag yanından nida etdik. Onu cok munacat eden bir kimse olarak yaklasdırdık
Surah Maryam, Verse 52
وَوَهَبۡنَا لَهُۥ مِن رَّحۡمَتِنَآ أَخَاهُ هَٰرُونَ نَبِيّٗا
Onu, rahmetimiz cumlesinden, biraderi Harunu da bir peygamber olarak ihsan etdik
Surah Maryam, Verse 53
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ إِسۡمَٰعِيلَۚ إِنَّهُۥ كَانَ صَادِقَ ٱلۡوَعۡدِ وَكَانَ رَسُولٗا نَّبِيّٗا
Kitabda Ismaili de yadet. Cunku o, va´dinde saadıkdı, resul bir peygamberdi
Surah Maryam, Verse 54
وَكَانَ يَأۡمُرُ أَهۡلَهُۥ بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ وَكَانَ عِندَ رَبِّهِۦ مَرۡضِيّٗا
Kavmine namaz (kılmayı), zekat (vermeyi) emr ederdi. Rabbi nezdinde rızaya ermisdi o
Surah Maryam, Verse 55
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ إِدۡرِيسَۚ إِنَّهُۥ كَانَ صِدِّيقٗا نَّبِيّٗا
Kitabda Idrisi de an. Cunku o cok saadık bir peygamberdi
Surah Maryam, Verse 56
وَرَفَعۡنَٰهُ مَكَانًا عَلِيًّا
Biz onu pek yuce bir yere yukseltdik
Surah Maryam, Verse 57
أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ أَنۡعَمَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِم مِّنَ ٱلنَّبِيِّـۧنَ مِن ذُرِّيَّةِ ءَادَمَ وَمِمَّنۡ حَمَلۡنَا مَعَ نُوحٖ وَمِن ذُرِّيَّةِ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡرَـٰٓءِيلَ وَمِمَّنۡ هَدَيۡنَا وَٱجۡتَبَيۡنَآۚ إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُ ٱلرَّحۡمَٰنِ خَرُّواْۤ سُجَّدٗاۤ وَبُكِيّٗا۩
Iste bunlar, Allahın kendilerine ni´metler verdikleri peygamberlerden, Ademin zurriyetinden, Nuuh ile beraber tasıdıklarımızdan, Ibrahim ile Israilin neslinden, hidayete erdirdigimiz ve secdigimiz kimselerdendir. Onlar cok esirgeyici (Allahın) ayetleri okundugu zaman aglayarak secdeye kapanırlardı
Surah Maryam, Verse 58
۞فَخَلَفَ مِنۢ بَعۡدِهِمۡ خَلۡفٌ أَضَاعُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱتَّبَعُواْ ٱلشَّهَوَٰتِۖ فَسَوۡفَ يَلۡقَوۡنَ غَيًّا
Sonra, arkalarından oyle kotu bir nesil geldi ki namazı bırakdılar, sehvetlerine uydular. Iste bunlar da azgınlıklarının cezasına ugrayacaklardır
Surah Maryam, Verse 59
إِلَّا مَن تَابَ وَءَامَنَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَأُوْلَـٰٓئِكَ يَدۡخُلُونَ ٱلۡجَنَّةَ وَلَا يُظۡلَمُونَ شَيۡـٔٗا
Tevbe edenler ve iyi amel ve hareketde bulunanlar oyle degil. Cunku bunlar hicbir seyle haksızlıga ugratılmayarak cennete
Surah Maryam, Verse 60
جَنَّـٰتِ عَدۡنٍ ٱلَّتِي وَعَدَ ٱلرَّحۡمَٰنُ عِبَادَهُۥ بِٱلۡغَيۡبِۚ إِنَّهُۥ كَانَ وَعۡدُهُۥ مَأۡتِيّٗا
Cok esirgeyici (Allahın) kullarına gıyaben va´d buyurdugu Adn cennetlerine gireceklerdir. Onun va´di subhesiz yerini bulacakdır
Surah Maryam, Verse 61
لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوًا إِلَّا سَلَٰمٗاۖ وَلَهُمۡ رِزۡقُهُمۡ فِيهَا بُكۡرَةٗ وَعَشِيّٗا
Orada selamdan baska hos bir soz isitmeyeceklerdir. Orada sabah, aksam rızıkları da (ayaklarına gelecekdir)
Surah Maryam, Verse 62
تِلۡكَ ٱلۡجَنَّةُ ٱلَّتِي نُورِثُ مِنۡ عِبَادِنَا مَن كَانَ تَقِيّٗا
O, oyle cennetdir ki biz ona kullarımızdan gercekden muttakıy olan kisileri vaaris kılacagız
Surah Maryam, Verse 63
وَمَا نَتَنَزَّلُ إِلَّا بِأَمۡرِ رَبِّكَۖ لَهُۥ مَا بَيۡنَ أَيۡدِينَا وَمَا خَلۡفَنَا وَمَا بَيۡنَ ذَٰلِكَۚ وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيّٗا
Biz (elciler) senin Rabbinin emri olmadıkca inmeyiz. Onumuzde, ardımızda ve ikisinin arasında ne varsa Onundur. Senin Rabbin unutgan degildir
Surah Maryam, Verse 64
رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا فَٱعۡبُدۡهُ وَٱصۡطَبِرۡ لِعِبَٰدَتِهِۦۚ هَلۡ تَعۡلَمُ لَهُۥ سَمِيّٗا
goklerin, yerin ve onların arasında bulunan seylerin Rabbidir. O halde sen Ona kulluk et ve kullugunda da iyice sebat et. Onun bir adası oldugunu bilir misin? (Hayır, yokdur)
Surah Maryam, Verse 65
وَيَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَءِذَا مَا مِتُّ لَسَوۡفَ أُخۡرَجُ حَيًّا
Insan der ki: «Ben oldugum zaman mı, her halde diri olarak cıkarılacagım»
Surah Maryam, Verse 66
أَوَلَا يَذۡكُرُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَنَّا خَلَقۡنَٰهُ مِن قَبۡلُ وَلَمۡ يَكُ شَيۡـٔٗا
Insan dusunmez mi ki onu daha evvel ve O, bir sey degilken kendisini hakıykaten biz yaratdık
Surah Maryam, Verse 67
فَوَرَبِّكَ لَنَحۡشُرَنَّهُمۡ وَٱلشَّيَٰطِينَ ثُمَّ لَنُحۡضِرَنَّهُمۡ حَوۡلَ جَهَنَّمَ جِثِيّٗا
Binaen´aleyh Rabbine andolsun ki biz onları da, seytanları da elbette ve elbette mahserde toplayacagız. Sonra onları behemehal cehennemin etrafında diz ustu haazır tutacagız
Surah Maryam, Verse 68
ثُمَّ لَنَنزِعَنَّ مِن كُلِّ شِيعَةٍ أَيُّهُمۡ أَشَدُّ عَلَى ٱلرَّحۡمَٰنِ عِتِيّٗا
Sonra her ummetden hangisi rahman olan (Allaha) karsı daha ziyade aasi ve cur´etkar olmussa muhakkak ve muhakkak (evvela onu) ayırıb atacagız
Surah Maryam, Verse 69
ثُمَّ لَنَحۡنُ أَعۡلَمُ بِٱلَّذِينَ هُمۡ أَوۡلَىٰ بِهَا صِلِيّٗا
Sonra biz ona (cehenneme) girib yanmıya daha cok layık olanları da elbet pek iyi bileniz
Surah Maryam, Verse 70
وَإِن مِّنكُمۡ إِلَّا وَارِدُهَاۚ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ حَتۡمٗا مَّقۡضِيّٗا
Sizden hic biriniz mustesna olmamak uzere ille oraya (cehenneme) ugrıyacakdır. Bu, Rabbinin uzerine kat´i olarak aldıgı, kazaa etdigi (bir sey) dir
Surah Maryam, Verse 71
ثُمَّ نُنَجِّي ٱلَّذِينَ ٱتَّقَواْ وَّنَذَرُ ٱلظَّـٰلِمِينَ فِيهَا جِثِيّٗا
Sonra takvaaya erenleri kurtaracagız. Zaalimleri ise orada diz ustu dusmus bir halde bırakacagız
Surah Maryam, Verse 72
وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُنَا بَيِّنَٰتٖ قَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لِلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَيُّ ٱلۡفَرِيقَيۡنِ خَيۡرٞ مَّقَامٗا وَأَحۡسَنُ نَدِيّٗا
Kendilerine acık acık ayetlerimiz okundugu zaman kufr (-u inkar) eden o adamlar mu´minlere: «Iki zumreden hangisi ikaametgah i´tibariyle daha hayırlı, meclis ve topluluk bakımından daha guzeldir?» dediler
Surah Maryam, Verse 73
وَكَمۡ أَهۡلَكۡنَا قَبۡلَهُم مِّن قَرۡنٍ هُمۡ أَحۡسَنُ أَثَٰثٗا وَرِءۡيٗا
Biz onlardan evvel nice asır (lar halkını) helak etdik ki onlar mal ve meta´ca da, gosterisce de daha guzeldiler
Surah Maryam, Verse 74
قُلۡ مَن كَانَ فِي ٱلضَّلَٰلَةِ فَلۡيَمۡدُدۡ لَهُ ٱلرَّحۡمَٰنُ مَدًّاۚ حَتَّىٰٓ إِذَا رَأَوۡاْ مَا يُوعَدُونَ إِمَّا ٱلۡعَذَابَ وَإِمَّا ٱلسَّاعَةَ فَسَيَعۡلَمُونَ مَنۡ هُوَ شَرّٞ مَّكَانٗا وَأَضۡعَفُ جُندٗا
De ki: «Kim sapıklık icinde ise cok esirgeyici (Allah), onu (n dunyalıgını ve ipini) uzatdıkca uzatır. Nihayet va´d olunageldikleri seyleri — ya azabı, yahud kıyameti — gordukleri zaman artık kimin yeri daha kotu, kimin cemaati (ve yardımcıları) daha zaif imis, bileceklerdir
Surah Maryam, Verse 75
وَيَزِيدُ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ٱهۡتَدَوۡاْ هُدٗىۗ وَٱلۡبَٰقِيَٰتُ ٱلصَّـٰلِحَٰتُ خَيۡرٌ عِندَ رَبِّكَ ثَوَابٗا وَخَيۡرٞ مَّرَدًّا
Allah, hidayeti kabul edenlerin feyzini artırır. Bekaa bulacak iyi ameller Rabbinin nezdinde sevabca da hayırlıdır, aakıbetce de hayırlıdır
Surah Maryam, Verse 76
أَفَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي كَفَرَ بِـَٔايَٰتِنَا وَقَالَ لَأُوتَيَنَّ مَالٗا وَوَلَدًا
(Su) ayetlerimizi (inkar ile) kafir olan ve «Bana elbette mal ve evlad verilecekdir» diyen adamı gordun mu
Surah Maryam, Verse 77
أَطَّلَعَ ٱلۡغَيۡبَ أَمِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا
O, gayba mı vaakıf, yoksa cok esirgeyici (Allah) nezdinde bir ahid mi edinmis
Surah Maryam, Verse 78
كَلَّاۚ سَنَكۡتُبُ مَا يَقُولُ وَنَمُدُّ لَهُۥ مِنَ ٱلۡعَذَابِ مَدّٗا
Hayır, oyle degil. Biz onun soyleyegeldigi (sozu) yazar, azabını da uzatdıkca uzatırız
Surah Maryam, Verse 79
وَنَرِثُهُۥ مَا يَقُولُ وَيَأۡتِينَا فَرۡدٗا
Onun soyler olduguna biz mirascı olacagız ve o, bize tek basına gelecekdir
Surah Maryam, Verse 80
وَٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ ءَالِهَةٗ لِّيَكُونُواْ لَهُمۡ عِزّٗا
Onlar kendileri icin bir izzet (ve kuvvet kaynagı) olsunlar diye Allahdan baska (duzme) Tanrılar edindiler
Surah Maryam, Verse 81
كَلَّاۚ سَيَكۡفُرُونَ بِعِبَادَتِهِمۡ وَيَكُونُونَ عَلَيۡهِمۡ ضِدًّا
Hayır, oyle degil. O (Tanrıları) onların tapmalarına kufredecekler, onların aleyhine (yardımcı ve) dusman olacaklar
Surah Maryam, Verse 82
أَلَمۡ تَرَ أَنَّآ أَرۡسَلۡنَا ٱلشَّيَٰطِينَ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ تَؤُزُّهُمۡ أَزّٗا
Gormedin mi biz kafirlerin basına, kendilerini alabildigine (gunaha tahrik ve) tehyic eden, seytanları gonderdik
Surah Maryam, Verse 83
فَلَا تَعۡجَلۡ عَلَيۡهِمۡۖ إِنَّمَا نَعُدُّ لَهُمۡ عَدّٗا
Binaen´aleyh sen onlara karsı (azab istemekde) acele etme. Biz ancak onların (gunlerini ve nefeslerini) sayıyoruz
Surah Maryam, Verse 84
يَوۡمَ نَحۡشُرُ ٱلۡمُتَّقِينَ إِلَى ٱلرَّحۡمَٰنِ وَفۡدٗا
Muttakıyleri O cok esirgeyici (Allahın) huzuruna (suvari elciler gibi) toplayacagımız, gunahkarları ise susuz olarak cehenneme surecegimiz gun
Surah Maryam, Verse 85
وَنَسُوقُ ٱلۡمُجۡرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرۡدٗا
Muttakıyleri O cok esirgeyici (Allahın) huzuruna (suvari elciler gibi) toplayacagımız, gunahkarları ise susuz olarak cehenneme surecegimiz gun
Surah Maryam, Verse 86
لَّا يَمۡلِكُونَ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَنِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا
Cok esirgeyici (Allahın) nezdinde ahd edinmis olanlardan baskaları sefaat (hakkına) malik olmayacaklardır
Surah Maryam, Verse 87
وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَلَدٗا
Dediler ki: «Cok esirgeyici (Allah) bir evlad edindi»
Surah Maryam, Verse 88
لَّقَدۡ جِئۡتُمۡ شَيۡـًٔا إِدّٗا
Andolsun ki siz pek cirkin bir sey soylediniz
Surah Maryam, Verse 89
تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرۡنَ مِنۡهُ وَتَنشَقُّ ٱلۡأَرۡضُ وَتَخِرُّ ٱلۡجِبَالُ هَدًّا
Onlar O cok esirgeyici (Allaha) bir evlad iddia etdiler diye, bu (sozden) dolayı nerdeyse gokler parcalanacak, yer yarılacak, daglar dagılıb cokecekdir
Surah Maryam, Verse 90
أَن دَعَوۡاْ لِلرَّحۡمَٰنِ وَلَدٗا
Onlar O cok esirgeyici (Allaha) bir evlad iddia etdiler diye, bu (sozden) dolayı nerdeyse gokler parcalanacak, yer yarılacak, daglar dagılıb cokecekdir
Surah Maryam, Verse 91
وَمَا يَنۢبَغِي لِلرَّحۡمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا
Halbuki O cok esirgeyen (Allah) icin bir evlad edinmek asla yakısmaz
Surah Maryam, Verse 92
إِن كُلُّ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ إِلَّآ ءَاتِي ٱلرَّحۡمَٰنِ عَبۡدٗا
Goklerde ve yerde olan herkes, mustesna olmamak uzere, O cok esirgeyici (Allaha) mutlakaa kul olarak gelecekdir
Surah Maryam, Verse 93
لَّقَدۡ أَحۡصَىٰهُمۡ وَعَدَّهُمۡ عَدّٗا
Andolsun ki O, bunları cem´iyyet olarak da saymıs, ferdler olarak da saymısdır
Surah Maryam, Verse 94
وَكُلُّهُمۡ ءَاتِيهِ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فَرۡدًا
Onların her biri kıyamet gunu Ona tek basına gelecekdir
Surah Maryam, Verse 95
إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ سَيَجۡعَلُ لَهُمُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وُدّٗا
Hakıykat iman edib de iyi iyi isler yapanlar (yok mu?) cok esirgeyici (Allah) onlar icin (gonullerde) bir sevgi verecekdir
Surah Maryam, Verse 96
فَإِنَّمَا يَسَّرۡنَٰهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ ٱلۡمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِۦ قَوۡمٗا لُّدّٗا
Iste biz onu (Kur´anı) ancak onunla takva saahiblerini mujdeleyesin, (baatılda) mucadele ve inad edenleri korkutasın diye senin dilinle (indirerek) kolaylasdırdık
Surah Maryam, Verse 97
وَكَمۡ أَهۡلَكۡنَا قَبۡلَهُم مِّن قَرۡنٍ هَلۡ تُحِسُّ مِنۡهُم مِّنۡ أَحَدٍ أَوۡ تَسۡمَعُ لَهُمۡ رِكۡزَۢا
Biz onlardan evvel nice asırlar (halkını) helak etdik. (Simdi) bunlardan hic birini hissediyor (goruyor), yahud gizli bir sesini bile isidiyor musun
Surah Maryam, Verse 98