Surah Maryam - Turkish Translation by Suat Yildirim
كٓهيعٓصٓ
Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad
Surah Maryam, Verse 1
ذِكۡرُ رَحۡمَتِ رَبِّكَ عَبۡدَهُۥ زَكَرِيَّآ
Bu, Senin Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan lutuf ve ihsanının anlatımıdır. [3,38-41] {KM, Luka}
Surah Maryam, Verse 2
إِذۡ نَادَىٰ رَبَّهُۥ نِدَآءً خَفِيّٗا
O Rabbine gizlice seslenip soyle niyaz etmisti
Surah Maryam, Verse 3
قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ ٱلۡعَظۡمُ مِنِّي وَٱشۡتَعَلَ ٱلرَّأۡسُ شَيۡبٗا وَلَمۡ أَكُنۢ بِدُعَآئِكَ رَبِّ شَقِيّٗا
“Ya Rabbi, iyice yaslandım, kemiklerim zayıfladı, eridi, basımdaki saclarım agardı, beyaz alevler gibi tutustu. Ya Rabbi, Sana her ne icin yalvardıysam, asla mahrum kalmadım.”
Surah Maryam, Verse 4
وَإِنِّي خِفۡتُ ٱلۡمَوَٰلِيَ مِن وَرَآءِي وَكَانَتِ ٱمۡرَأَتِي عَاقِرٗا فَهَبۡ لِي مِن لَّدُنكَ وَلِيّٗا
Dogrusu ben arkamdan yerime gececek akrabamdan oturu endiseliyim. Esim de kısır! Bana lutf-u kereminden oyle bir varis nasib et ki bana da, Yakub hanedanına da varis olsun. Onu, razı olacagın bir insan eyle ya Rabbi!”
Surah Maryam, Verse 5
يَرِثُنِي وَيَرِثُ مِنۡ ءَالِ يَعۡقُوبَۖ وَٱجۡعَلۡهُ رَبِّ رَضِيّٗا
Dogrusu ben arkamdan yerime gececek akrabamdan oturu endiseliyim. Esim de kısır! Bana lutf-u kereminden oyle bir varis nasib et ki bana da, Yakub hanedanına da varis olsun. Onu, razı olacagın bir insan eyle ya Rabbi!”
Surah Maryam, Verse 6
يَٰزَكَرِيَّآ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَٰمٍ ٱسۡمُهُۥ يَحۡيَىٰ لَمۡ نَجۡعَل لَّهُۥ مِن قَبۡلُ سَمِيّٗا
“Zekeriyya!” buyurdu Allah. “Biz, sana adı Yahya olacak bir ogul mujdeliyoruz. Daha once, kimseyi ona adas yapmadık (Bu adı alan olmadı).”
Surah Maryam, Verse 7
قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَٰمٞ وَكَانَتِ ٱمۡرَأَتِي عَاقِرٗا وَقَدۡ بَلَغۡتُ مِنَ ٱلۡكِبَرِ عِتِيّٗا
“Ya Rabbi, dedi, nasıl benim cocugum olabilir ki esim kısır, ben ise bir pir-i faniyim!”
Surah Maryam, Verse 8
قَالَ كَذَٰلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٞ وَقَدۡ خَلَقۡتُكَ مِن قَبۡلُ وَلَمۡ تَكُ شَيۡـٔٗا
Melek dedi: “Oyledir, fakat Rabbin buyurdu ki: Bunu yapmak bana pek kolay! Nitekim seni yoktan var eden de Ben degil miyim?”
Surah Maryam, Verse 9
قَالَ رَبِّ ٱجۡعَل لِّيٓ ءَايَةٗۖ قَالَ ءَايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ ٱلنَّاسَ ثَلَٰثَ لَيَالٖ سَوِيّٗا
“Bana bir alamet goster ya Rabbi!”, dedi. Allah buyurdu: “Senin alametin, saglıgın yerinde olmasına ragmen uc gun insanlarla konusamamandır”
Surah Maryam, Verse 10
فَخَرَجَ عَلَىٰ قَوۡمِهِۦ مِنَ ٱلۡمِحۡرَابِ فَأَوۡحَىٰٓ إِلَيۡهِمۡ أَن سَبِّحُواْ بُكۡرَةٗ وَعَشِيّٗا
Derken, mabeddeki bolmesinden halkının karsısına cıkıp “Sabah aksam Rabbinizi tenzih ve O'na ibadet edin!” diye isarette bulundu. [Mihrab icin bkz]
Surah Maryam, Verse 11
يَٰيَحۡيَىٰ خُذِ ٱلۡكِتَٰبَ بِقُوَّةٖۖ وَءَاتَيۡنَٰهُ ٱلۡحُكۡمَ صَبِيّٗا
“Yahya! Kitaba var kuvvetinle sarıl!” dedik ve henuz cocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gonul de ihsan ettik.O, Allah'ı sayıp gunahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla zorba ve isyankar biri degildi
Surah Maryam, Verse 12
وَحَنَانٗا مِّن لَّدُنَّا وَزَكَوٰةٗۖ وَكَانَ تَقِيّٗا
“Yahya! Kitaba var kuvvetinle sarıl!” dedik ve henuz cocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gonul de ihsan ettik.O, Allah'ı sayıp gunahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla zorba ve isyankar biri degildi
Surah Maryam, Verse 13
وَبَرَّۢا بِوَٰلِدَيۡهِ وَلَمۡ يَكُن جَبَّارًا عَصِيّٗا
“Yahya! Kitaba var kuvvetinle sarıl!” dedik ve henuz cocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gonul de ihsan ettik.O, Allah'ı sayıp gunahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla zorba ve isyankar biri degildi
Surah Maryam, Verse 14
وَسَلَٰمٌ عَلَيۡهِ يَوۡمَ وُلِدَ وَيَوۡمَ يَمُوتُ وَيَوۡمَ يُبۡعَثُ حَيّٗا
Dogdugu gun de, vefat ettigi gun de, diriltilip kabirden kalkacagı gun de selam olsun ona
Surah Maryam, Verse 15
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَرۡيَمَ إِذِ ٱنتَبَذَتۡ مِنۡ أَهۡلِهَا مَكَانٗا شَرۡقِيّٗا
Kitapta Meryem'i de an! Hani o, ailesinden ayrılıp dogu tarafında bir yere cekiliverdi
Surah Maryam, Verse 16
فَٱتَّخَذَتۡ مِن دُونِهِمۡ حِجَابٗا فَأَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرٗا سَوِيّٗا
Onlarla kendisi arasına bir perde gerdi. Biz de ona Ruhumuzu gonderdik de, ona kusursuz, mukemmel bir insan seklinde gorunuverdi
Surah Maryam, Verse 17
قَالَتۡ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِٱلرَّحۡمَٰنِ مِنكَ إِن كُنتَ تَقِيّٗا
Meryem irkildi ve “Ben” dedi, “Rahmana sıgındım senden.Eger Allah'ı sayıp gunahtan sakınan bir kimse isen cekil yanımdan!”
Surah Maryam, Verse 18
قَالَ إِنَّمَآ أَنَا۠ رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَٰمٗا زَكِيّٗا
Ruh: “Ben” dedi, “Rabbinden sana gelen bir elciyim.Sana tertemiz bir erkek cocuk hediye edeyim diye geldim.”
Surah Maryam, Verse 19
قَالَتۡ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَٰمٞ وَلَمۡ يَمۡسَسۡنِي بَشَرٞ وَلَمۡ أَكُ بَغِيّٗا
Meryem: “Nasıl oglum olabilir ki bana eli degen bir tek erkek bile olmamıstır. Iffetsiz bir kadın da degilim!”
Surah Maryam, Verse 20
قَالَ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٞۖ وَلِنَجۡعَلَهُۥٓ ءَايَةٗ لِّلنَّاسِ وَرَحۡمَةٗ مِّنَّاۚ وَكَانَ أَمۡرٗا مَّقۡضِيّٗا
Ruh: “Oyledir, ama Rabbin: “Bu is bana pek kolaydır. Cunku biz onu insanlara kudretimimzin bir alameti ve tarafımızdan bir rahmet kılacagız ve artık bu, hukme baglanmıs, olup bitmis bir istir.” dedi.”
Surah Maryam, Verse 21
۞فَحَمَلَتۡهُ فَٱنتَبَذَتۡ بِهِۦ مَكَانٗا قَصِيّٗا
Sonra cocuguna hamile kaldı ve bu haliyle uzakca bir yere cekildi
Surah Maryam, Verse 22
فَأَجَآءَهَا ٱلۡمَخَاضُ إِلَىٰ جِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ قَالَتۡ يَٰلَيۡتَنِي مِتُّ قَبۡلَ هَٰذَا وَكُنتُ نَسۡيٗا مَّنسِيّٗا
Derken dogum sancısı onu bir hurma agacına dayanmaya zorladı. “Ay!” dedi, “n'olaydım, keske bu is basıma gelmeden oleydim, adı sanı unutulup gitmis biri olaydım!”
Surah Maryam, Verse 23
فَنَادَىٰهَا مِن تَحۡتِهَآ أَلَّا تَحۡزَنِي قَدۡ جَعَلَ رَبُّكِ تَحۡتَكِ سَرِيّٗا
Derken, Ruh, ona asagıdan soyle seslendi: “Sakın uzulme!” dedi, “Rabbin senin alt yanında bir su arkı meydana getirdi
Surah Maryam, Verse 24
وَهُزِّيٓ إِلَيۡكِ بِجِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ تُسَٰقِطۡ عَلَيۡكِ رُطَبٗا جَنِيّٗا
“Haydi, hurma dalını kendine dogru silkele, uzerine taze hurmalar dokulsun.”
Surah Maryam, Verse 25
فَكُلِي وَٱشۡرَبِي وَقَرِّي عَيۡنٗاۖ فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ ٱلۡبَشَرِ أَحَدٗا فَقُولِيٓ إِنِّي نَذَرۡتُ لِلرَّحۡمَٰنِ صَوۡمٗا فَلَنۡ أُكَلِّمَ ٱلۡيَوۡمَ إِنسِيّٗا
“Artık ye, ic, gozun aydın olsun!Eger herhangi bir insana rastlarsan: “Ben Rahman'a oruc adamıstım, de, o sebeple bugun hic kimseyle konusmayacagım”
Surah Maryam, Verse 26
فَأَتَتۡ بِهِۦ قَوۡمَهَا تَحۡمِلُهُۥۖ قَالُواْ يَٰمَرۡيَمُ لَقَدۡ جِئۡتِ شَيۡـٔٗا فَرِيّٗا
Onu kucagına alıp akrabalarına getirdi. “Kız Meryem! dediler, sen ne tuhaf bir sey yapmıssın oyle!”
Surah Maryam, Verse 27
يَـٰٓأُخۡتَ هَٰرُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ ٱمۡرَأَ سَوۡءٖ وَمَا كَانَتۡ أُمُّكِ بَغِيّٗا
“Ey Harun'un kardesi! Baban kotu bir insan degildi. Annen de iffetsiz bir kadın degildi!”
Surah Maryam, Verse 28
فَأَشَارَتۡ إِلَيۡهِۖ قَالُواْ كَيۡفَ نُكَلِّمُ مَن كَانَ فِي ٱلۡمَهۡدِ صَبِيّٗا
Meryem, (bana degil, cocuga sorun dercesine) cocugu gosterdi: “Nasıl olur da, dediler, besikteki bebekle konusuruz?”
Surah Maryam, Verse 29
قَالَ إِنِّي عَبۡدُ ٱللَّهِ ءَاتَىٰنِيَ ٱلۡكِتَٰبَ وَجَعَلَنِي نَبِيّٗا
Derken bebek: “Ben Allah'ın kuluyum, dedi, O bana kitap verdi, beni peygamber olarak gorevlendirdi.Hz.Isa (a.s.)’ın bu sozu Incil’de de yer alır (KM, Matta)
Surah Maryam, Verse 30
وَجَعَلَنِي مُبَارَكًا أَيۡنَ مَا كُنتُ وَأَوۡصَٰنِي بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ مَا دُمۡتُ حَيّٗا
“Nerede olursam olayım beni kutlu, mubarek kıldı. Yasadıgım muddetce bana namazı ve zekatı farz kıldı.”
Surah Maryam, Verse 31
وَبَرَّۢا بِوَٰلِدَتِي وَلَمۡ يَجۡعَلۡنِي جَبَّارٗا شَقِيّٗا
“Anneme saygılı, hayırlı evlat kılıp, asla zorba, bedbaht ve hayırsız biri yapmadı”
Surah Maryam, Verse 32
وَٱلسَّلَٰمُ عَلَيَّ يَوۡمَ وُلِدتُّ وَيَوۡمَ أَمُوتُ وَيَوۡمَ أُبۡعَثُ حَيّٗا
Dogdugum gun de, olecegim gun de, kabirden kalkıp dirilecegim gun de selam uzerime olsun!”
Surah Maryam, Verse 33
ذَٰلِكَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَۖ قَوۡلَ ٱلۡحَقِّ ٱلَّذِي فِيهِ يَمۡتَرُونَ
Iste hakkında suphe ve tartısmalara girdikleri Meryem oglu Isa konusunda gercegin ta kendisi olan Allah'ın sozu budur
Surah Maryam, Verse 34
مَا كَانَ لِلَّهِ أَن يَتَّخِذَ مِن وَلَدٖۖ سُبۡحَٰنَهُۥٓۚ إِذَا قَضَىٰٓ أَمۡرٗا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ
Allah'ın evlat edinmesi olacak is degildir. O bundan munezzehtir! Bir isi yapmak istedi mi, “soyle olsun” demesi kafidir
Surah Maryam, Verse 35
وَإِنَّ ٱللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمۡ فَٱعۡبُدُوهُۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ
“Iyi bilin ki Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Oyleyse yalnız O'na ibadet ediniz. Dogru yol budur”
Surah Maryam, Verse 36
فَٱخۡتَلَفَ ٱلۡأَحۡزَابُ مِنۢ بَيۡنِهِمۡۖ فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن مَّشۡهَدِ يَوۡمٍ عَظِيمٍ
Sonra onun hakkında birtakım gruplar kendi aralarında ayrılıga dustuler. Artık gercegin meydana cıkacagı o muhim gunun durusmasında vay o kafirlerin basına geleceklere
Surah Maryam, Verse 37
أَسۡمِعۡ بِهِمۡ وَأَبۡصِرۡ يَوۡمَ يَأۡتُونَنَا لَٰكِنِ ٱلظَّـٰلِمُونَ ٱلۡيَوۡمَ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
Neler isitecek, neler gorecekler onlar, huzurumuza gelecekleri gun! Gercegi pek guzel anlayacaklar o gun. Ama zalimler o gun tam bir saskınlık icindedirler
Surah Maryam, Verse 38
وَأَنذِرۡهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡحَسۡرَةِ إِذۡ قُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ وَهُمۡ فِي غَفۡلَةٖ وَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
Sen o hasret ve pismanlık gununu, o haklarında ilahi hukmun yerini bulacagı gunu anlatarak uyar onları! Ama onlar gaflet icindeler, hala iman etmiyorlar onlar
Surah Maryam, Verse 39
إِنَّا نَحۡنُ نَرِثُ ٱلۡأَرۡضَ وَمَنۡ عَلَيۡهَا وَإِلَيۡنَا يُرۡجَعُونَ
Su kesin bir gercektir ki butun dunyaya ve dunyada yasayan butun insanlara Biz varis olacagız (onlar sona erip baki Allah kalacak) ve olumden sonra hepsi diriltilip Bizim huzurumuza getirileceklerdir
Surah Maryam, Verse 40
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ إِبۡرَٰهِيمَۚ إِنَّهُۥ كَانَ صِدِّيقٗا نَّبِيًّا
Kitapta Ibrahim'i de an. O gercekten ozu sozu dogru biri idi, yani bir peygamberdi
Surah Maryam, Verse 41
إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ يَـٰٓأَبَتِ لِمَ تَعۡبُدُ مَا لَا يَسۡمَعُ وَلَا يُبۡصِرُ وَلَا يُغۡنِي عَنكَ شَيۡـٔٗا
Zamanı geldi, babasına: “Babacıgım, dedi, nicin isitmeyen, gormeyen ve sana hicbir fayda saglamayan bu putlara tapıyorsun?” [21,52-67] {KM, Mezmurlar}
Surah Maryam, Verse 42
يَـٰٓأَبَتِ إِنِّي قَدۡ جَآءَنِي مِنَ ٱلۡعِلۡمِ مَا لَمۡ يَأۡتِكَ فَٱتَّبِعۡنِيٓ أَهۡدِكَ صِرَٰطٗا سَوِيّٗا
“Babacıgım, sana ulasmayan bir ilim, geldi bana, ne olur bana tabi ol da seni dumduz bir yola cıkarayım”
Surah Maryam, Verse 43
يَـٰٓأَبَتِ لَا تَعۡبُدِ ٱلشَّيۡطَٰنَۖ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ كَانَ لِلرَّحۡمَٰنِ عَصِيّٗا
“Babacıgım, sakın seytana ibadet etme! Cunku seytan Rahman'a isyan icindedir
Surah Maryam, Verse 44
يَـٰٓأَبَتِ إِنِّيٓ أَخَافُ أَن يَمَسَّكَ عَذَابٞ مِّنَ ٱلرَّحۡمَٰنِ فَتَكُونَ لِلشَّيۡطَٰنِ وَلِيّٗا
Babacıgım, bu gidisle o Rahman'dan bile bir azabın gelip sana dokunacagından ve senin seytana hemdem olacagından ciddi endise icindeyim
Surah Maryam, Verse 45
قَالَ أَرَاغِبٌ أَنتَ عَنۡ ءَالِهَتِي يَـٰٓإِبۡرَٰهِيمُۖ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ لَأَرۡجُمَنَّكَۖ وَٱهۡجُرۡنِي مَلِيّٗا
Babası: “Ibrahim, ne o, yoksa sen benim tanrılarıma sırtını mı donuyorsun?Bu isten vazgecmezsen mutlaka tasa tutarım seni. Soyle bir uzun muddet benden uzak dur. Gozum gormesin seni buralarda!”
Surah Maryam, Verse 46
قَالَ سَلَٰمٌ عَلَيۡكَۖ سَأَسۡتَغۡفِرُ لَكَ رَبِّيٓۖ إِنَّهُۥ كَانَ بِي حَفِيّٗا
Ibrahim: “Selamet, esenlik icinde kal, dedi. Rabbimden senin icin af dileyecegim. O gercekten bana karsı cok lutufkardır. [25,63; 2]
Surah Maryam, Verse 47
وَأَعۡتَزِلُكُمۡ وَمَا تَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَأَدۡعُواْ رَبِّي عَسَىٰٓ أَلَّآ أَكُونَ بِدُعَآءِ رَبِّي شَقِيّٗا
“Iste sizi de, sizin Allah'tan baska ibadet ve dua ettiginiz tanrılarınızı da terkediyorum.Rabbime niyaz edip yalvarıyorum.Rabbime niyaz etmem sayesinde mahrum ve perisan olmayacagımı umuyorum
Surah Maryam, Verse 48
فَلَمَّا ٱعۡتَزَلَهُمۡ وَمَا يَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَهَبۡنَا لَهُۥٓ إِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَۖ وَكُلّٗا جَعَلۡنَا نَبِيّٗا
Onları ve onların Allah'tan baska taptıkları putları terk edip (Sam’a yerlesince) Biz O’na Ishak ile Yakub’u hediye ettik.Onların her birine peygamberlik verdik
Surah Maryam, Verse 49
وَوَهَبۡنَا لَهُم مِّن رَّحۡمَتِنَا وَجَعَلۡنَا لَهُمۡ لِسَانَ صِدۡقٍ عَلِيّٗا
Onlara rahmetimizden ihsanlarda bulunduk. Onlara dillerde ve dinlerde yuksek ve guzel bir nam bıraktık
Surah Maryam, Verse 50
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مُوسَىٰٓۚ إِنَّهُۥ كَانَ مُخۡلَصٗا وَكَانَ رَسُولٗا نَّبِيّٗا
Kitapta Musa'yı da an. Gercekten O Allah tarafından ihlasa erdirilen bir kul idi, resul ve nebi idi
Surah Maryam, Verse 51
وَنَٰدَيۡنَٰهُ مِن جَانِبِ ٱلطُّورِ ٱلۡأَيۡمَنِ وَقَرَّبۡنَٰهُ نَجِيّٗا
Hani ona Tur'un sag tarafından seslenmis ve ozel konusma icin onu huzurumuza almıstık. [28,30] {KM, Cıkıs}
Surah Maryam, Verse 52
وَوَهَبۡنَا لَهُۥ مِن رَّحۡمَتِنَآ أَخَاهُ هَٰرُونَ نَبِيّٗا
Ve rahmet ve keremimizden, kardesi Harun'u da nebi olarak ona ihsan etmistik. [28,34; 20,31; 26,13] {KM, Cıkıs}
Surah Maryam, Verse 53
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ إِسۡمَٰعِيلَۚ إِنَّهُۥ كَانَ صَادِقَ ٱلۡوَعۡدِ وَكَانَ رَسُولٗا نَّبِيّٗا
Kitapta Ismail'i de an. Gercekten o, verdigi sozu yerine getiren biri idi. Resul ve nebi idi
Surah Maryam, Verse 54
وَكَانَ يَأۡمُرُ أَهۡلَهُۥ بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ وَكَانَ عِندَ رَبِّهِۦ مَرۡضِيّٗا
Halkına namazı ve zekatı tavsiye ederdi. Rabbinin razı oldugu biri idi
Surah Maryam, Verse 55
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ إِدۡرِيسَۚ إِنَّهُۥ كَانَ صِدِّيقٗا نَّبِيّٗا
Kitapta Idris'i de an. Gercekten o da dogrulugun timsali biri idi, bir nebi idi. [21,85] {KM, Tekvin}
Surah Maryam, Verse 56
وَرَفَعۡنَٰهُ مَكَانًا عَلِيًّا
Biz onu ustun bir makama yucelttik
Surah Maryam, Verse 57
أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ أَنۡعَمَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِم مِّنَ ٱلنَّبِيِّـۧنَ مِن ذُرِّيَّةِ ءَادَمَ وَمِمَّنۡ حَمَلۡنَا مَعَ نُوحٖ وَمِن ذُرِّيَّةِ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡرَـٰٓءِيلَ وَمِمَّنۡ هَدَيۡنَا وَٱجۡتَبَيۡنَآۚ إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُ ٱلرَّحۡمَٰنِ خَرُّواْۤ سُجَّدٗاۤ وَبُكِيّٗا۩
Iste bunlar, Allah'ın nimetine mazhar olmus olan bu zatlar, Adem neslinden, Nuh ile beraber gemide tasıdıklarımızın evlatlarından, Ibrahim ve Israilin nesillerinden ve hidayete erdirip sectigimiz kimselerdendir. Onlar Rahman’ın ayetleri okundugunda aglayarak secdeye kapanırlardı
Surah Maryam, Verse 58
۞فَخَلَفَ مِنۢ بَعۡدِهِمۡ خَلۡفٌ أَضَاعُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱتَّبَعُواْ ٱلشَّهَوَٰتِۖ فَسَوۡفَ يَلۡقَوۡنَ غَيًّا
Kendilerinden sonra yerlerine oyle bir nesil geldi ki namazı zayi ettiler, sehvetlerinin pesine dustuler. Iste bunlar da azgınlıklarının cezasını bulacaklardır
Surah Maryam, Verse 59
إِلَّا مَن تَابَ وَءَامَنَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَأُوْلَـٰٓئِكَ يَدۡخُلُونَ ٱلۡجَنَّةَ وَلَا يُظۡلَمُونَ شَيۡـٔٗا
Ancak tovbe eden, iman edip makbul ve guzel isler yapanlar cennete girecekler ve asla haksızlıga ugramayacaklardır
Surah Maryam, Verse 60
جَنَّـٰتِ عَدۡنٍ ٱلَّتِي وَعَدَ ٱلرَّحۡمَٰنُ عِبَادَهُۥ بِٱلۡغَيۡبِۚ إِنَّهُۥ كَانَ وَعۡدُهُۥ مَأۡتِيّٗا
Evet, onlar Rahman'ın kullarına gıyabi olarak vad ettigi, dunyada iken gormeksizin inandıkları Adn cennetlerine gireceklerdir. Allah’ın vadi muhakkak ki yerini bulacaktır
Surah Maryam, Verse 61
لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوًا إِلَّا سَلَٰمٗاۖ وَلَهُمۡ رِزۡقُهُمۡ فِيهَا بُكۡرَةٗ وَعَشِيّٗا
Orada onlar bos ve anlamsız soz isitmezler, sadece selam ve selamet sozleri duyarlar. Orada ziyafetleri sabah aksam kendilerine sunulacaktır
Surah Maryam, Verse 62
تِلۡكَ ٱلۡجَنَّةُ ٱلَّتِي نُورِثُ مِنۡ عِبَادِنَا مَن كَانَ تَقِيّٗا
Iste bu cennetlere kullarımızdan, Allah'ı sayıp gunahtan sakınanları varis kılacagız
Surah Maryam, Verse 63
وَمَا نَتَنَزَّلُ إِلَّا بِأَمۡرِ رَبِّكَۖ لَهُۥ مَا بَيۡنَ أَيۡدِينَا وَمَا خَلۡفَنَا وَمَا بَيۡنَ ذَٰلِكَۚ وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيّٗا
Rabbinin emri olmadıkca biz (meleklerden olan elciler) inmeyiz. Onumuzde ve arkamızdaki butun gecmis ve gelecek seyler ve bunların arasındakiler hep O'na aittir. Senin Rabbin, hicbir seyi unutmaz
Surah Maryam, Verse 64
رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا فَٱعۡبُدۡهُ وَٱصۡطَبِرۡ لِعِبَٰدَتِهِۦۚ هَلۡ تَعۡلَمُ لَهُۥ سَمِيّٗا
O goklerin, yerin ve o ikisinin arasında olan her seyin Rabbidir. Oyleyse yalnız O'na kulluk et. O’na ibadetinde sabır ve sebat goster. Ona denk ve adas olacak hic kimse bilir misin
Surah Maryam, Verse 65
وَيَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَءِذَا مَا مِتُّ لَسَوۡفَ أُخۡرَجُ حَيًّا
Boyle iken kafir insan: “Sahi, ben oldukten sonra diriltilip kabrimden cıkarılacak mıyım?” der
Surah Maryam, Verse 66
أَوَلَا يَذۡكُرُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَنَّا خَلَقۡنَٰهُ مِن قَبۡلُ وَلَمۡ يَكُ شَيۡـٔٗا
O insan hic dusunmuyor mu ki, o hicbir sey degilken Biz onu yaratıp var ettik
Surah Maryam, Verse 67
فَوَرَبِّكَ لَنَحۡشُرَنَّهُمۡ وَٱلشَّيَٰطِينَ ثُمَّ لَنُحۡضِرَنَّهُمۡ حَوۡلَ جَهَنَّمَ جِثِيّٗا
Senin Rabbine yemin olsun ki Biz onları da, seytanları da diriltip huzurumuza toplayacagız, sonra da cehennemin cevresinde dizustu cokmus vaziyette oraya getirecegiz
Surah Maryam, Verse 68
ثُمَّ لَنَنزِعَنَّ مِن كُلِّ شِيعَةٍ أَيُّهُمۡ أَشَدُّ عَلَى ٱلرَّحۡمَٰنِ عِتِيّٗا
Sonra da her topluluktan, Rahman'a isyan etmede asırılık edenleri cekip ayıracagız
Surah Maryam, Verse 69
ثُمَّ لَنَحۡنُ أَعۡلَمُ بِٱلَّذِينَ هُمۡ أَوۡلَىٰ بِهَا صِلِيّٗا
Sonra o cehennemi boylamaya daha cok mustahak olanları elbette Biz pek iyi biliriz
Surah Maryam, Verse 70
وَإِن مِّنكُمۡ إِلَّا وَارِدُهَاۚ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ حَتۡمٗا مَّقۡضِيّٗا
Sizden hic kimse yoktur ki cehenneme varmasın. Bu Rabbinin katında kesinlesmis bir hukumdur
Surah Maryam, Verse 71
ثُمَّ نُنَجِّي ٱلَّذِينَ ٱتَّقَواْ وَّنَذَرُ ٱلظَّـٰلِمِينَ فِيهَا جِثِيّٗا
Sonra Allah'ı sayıp gunahlardan sakınan muttakileri kurtararak zalimleri dizustu cokmus vaziyette orada bırakacagız
Surah Maryam, Verse 72
وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُنَا بَيِّنَٰتٖ قَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لِلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَيُّ ٱلۡفَرِيقَيۡنِ خَيۡرٞ مَّقَامٗا وَأَحۡسَنُ نَدِيّٗا
Ayetlerimiz kendilerine acık acık okundugu zaman o kafirler iman edenlere dediler ki: (Bu uhrevi ve manevi halleri bir tarafa bırakalım, dunya hayatının realitesine bakalım) “Bu iki zumreden, mumin ve kafirlerden hangisinin makamı daha ustun, grup ve toplulugu daha muteberdir?”
Surah Maryam, Verse 73
وَكَمۡ أَهۡلَكۡنَا قَبۡلَهُم مِّن قَرۡنٍ هُمۡ أَحۡسَنُ أَثَٰثٗا وَرِءۡيٗا
Halbuki Biz onlardan once, gerek mal ve esyaları, gerek gosterisleri daha guzel durumda olan oyle nesiller helak ettik ki saymaya gelmez
Surah Maryam, Verse 74
قُلۡ مَن كَانَ فِي ٱلضَّلَٰلَةِ فَلۡيَمۡدُدۡ لَهُ ٱلرَّحۡمَٰنُ مَدًّاۚ حَتَّىٰٓ إِذَا رَأَوۡاْ مَا يُوعَدُونَ إِمَّا ٱلۡعَذَابَ وَإِمَّا ٱلسَّاعَةَ فَسَيَعۡلَمُونَ مَنۡ هُوَ شَرّٞ مَّكَانٗا وَأَضۡعَفُ جُندٗا
De ki: Dini inkar edenlere Rahman biraz muhlet versin, bundan ne cıkar? Ama isin sonunda, onlar kendilerine vad olunan azabı veya kıyameti gorunce iste o zaman ogrenecekler: kimmis mevkii daha dusuk ve kimmis asker ve maiyyeti daha zayıf
Surah Maryam, Verse 75
وَيَزِيدُ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ٱهۡتَدَوۡاْ هُدٗىۗ وَٱلۡبَٰقِيَٰتُ ٱلصَّـٰلِحَٰتُ خَيۡرٌ عِندَ رَبِّكَ ثَوَابٗا وَخَيۡرٞ مَّرَدًّا
Allah hidayeti kabul edip dogru yola gelenlerin ise feyizlerini artırır. Baki kalacak durust ve yararlı isler, Rabbinin nazarında hem mukafat bakımından daha ustun, hem de akıbet yonunden daha iyidir
Surah Maryam, Verse 76
أَفَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي كَفَرَ بِـَٔايَٰتِنَا وَقَالَ لَأُوتَيَنَّ مَالٗا وَوَلَدًا
Baksana su ayetlerimizi inkar edip: “Mutlaka malım mulkum de olacak, coluk cocugum da olacak!” diyen adamın haline
Surah Maryam, Verse 77
أَطَّلَعَ ٱلۡغَيۡبَ أَمِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا
Ne o, bu adam gaybı ogrenmenin yolunu mu buldu, yoksa Rahman'dan kesin bir soz mu aldı
Surah Maryam, Verse 78
كَلَّاۚ سَنَكۡتُبُ مَا يَقُولُ وَنَمُدُّ لَهُۥ مِنَ ٱلۡعَذَابِ مَدّٗا
Asla! Iste onun bu sozunu deftere kaydedecegiz ve azabını da artırdıkca artıracagız
Surah Maryam, Verse 79
وَنَرِثُهُۥ مَا يَقُولُ وَيَأۡتِينَا فَرۡدٗا
O sozunu ettigi mal ve evlada Biz varis olacagız, nesi var nesi yoksa Bize kalacak ve o, huzurumuza tek basına (ilk yarattıgımız gibi mal ve mulkten, makam ve mevkiden hatta elbiseden bile soyunmus olarak cırılcıplak) gelecektir
Surah Maryam, Verse 80
وَٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ ءَالِهَةٗ لِّيَكُونُواْ لَهُمۡ عِزّٗا
Kendilerine kalsa izzet ve kuvvet vesilesi olsun diye, Allah'tan baska birtakım tanrılar edindiler
Surah Maryam, Verse 81
كَلَّاۚ سَيَكۡفُرُونَ بِعِبَادَتِهِمۡ وَيَكُونُونَ عَلَيۡهِمۡ ضِدًّا
Hayır, hayır! Taptıkları o nesneler onların ibadetlerini reddedecekler ve kendilerine dusman olacaklardır
Surah Maryam, Verse 82
أَلَمۡ تَرَ أَنَّآ أَرۡسَلۡنَا ٱلشَّيَٰطِينَ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ تَؤُزُّهُمۡ أَزّٗا
Gormuyor musun ki Biz kafirlere seytanları musallat ediyoruz, onları oynatıp duruyorlar
Surah Maryam, Verse 83
فَلَا تَعۡجَلۡ عَلَيۡهِمۡۖ إِنَّمَا نَعُدُّ لَهُمۡ عَدّٗا
O halde onlar hakkında acele etme! Biz onların gunlerini saymaktayız.
Surah Maryam, Verse 84
يَوۡمَ نَحۡشُرُ ٱلۡمُتَّقِينَ إِلَى ٱلرَّحۡمَٰنِ وَفۡدٗا
Gun gelecek, Allah'ı sayıp haramlardan sakınan muttakileri, Rahman tarafından agırlanacak konuk heyet olarak toplayacagız
Surah Maryam, Verse 85
وَنَسُوقُ ٱلۡمُجۡرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرۡدٗا
Sucluları da susuz olarak o yakıcı cehenneme surecegiz
Surah Maryam, Verse 86
لَّا يَمۡلِكُونَ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَنِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا
Rahman'ın huzurunda, soz almıs olanlar dısında hic kimse sefaat edemeyecek
Surah Maryam, Verse 87
وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَلَدٗا
“Rahman evlat edindi.” dediler
Surah Maryam, Verse 88
لَّقَدۡ جِئۡتُمۡ شَيۡـًٔا إِدّٗا
Boyle diyen sizler, pek cirkin bir sey ortaya attınız
Surah Maryam, Verse 89
تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرۡنَ مِنۡهُ وَتَنشَقُّ ٱلۡأَرۡضُ وَتَخِرُّ ٱلۡجِبَالُ هَدًّا
Rahman'a cocuk isnad etmelerinden oturu, nerdeyse gokler catlayacak, yer yarılacak, daglar yıkılıp cokecekti
Surah Maryam, Verse 90
أَن دَعَوۡاْ لِلرَّحۡمَٰنِ وَلَدٗا
Rahman'a cocuk isnad etmelerinden oturu, nerdeyse gokler catlayacak, yer yarılacak, daglar yıkılıp cokecekti
Surah Maryam, Verse 91
وَمَا يَنۢبَغِي لِلرَّحۡمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا
Halbuki evlat edinmek Rahman'ın sanına yakısmaz
Surah Maryam, Verse 92
إِن كُلُّ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ إِلَّآ ءَاتِي ٱلرَّحۡمَٰنِ عَبۡدٗا
Goklerde ve yerde kim varsa, Rahman'ın ancak kulu olabilir
Surah Maryam, Verse 93
لَّقَدۡ أَحۡصَىٰهُمۡ وَعَدَّهُمۡ عَدّٗا
O bunların hepsini ilmi ile ihata etmis, tek tek tesbit etmistir
Surah Maryam, Verse 94
وَكُلُّهُمۡ ءَاتِيهِ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فَرۡدًا
Ve onların hepsi de kıyamet gunu O'nun huzuruna tek basına gelecektir
Surah Maryam, Verse 95
إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ سَيَجۡعَلُ لَهُمُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وُدّٗا
Iman edip, makbul ve guzel isler yapanları Rahman, (hem Allah, hem de mahluklar nezdinde) sevimli kılacaktır
Surah Maryam, Verse 96
فَإِنَّمَا يَسَّرۡنَٰهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ ٱلۡمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِۦ قَوۡمٗا لُّدّٗا
Bizim, Kur'an’ı senin dilinle indirip kolaylastırmamızın baslıca sebebi, senin muttakileri mujdelemen ve inatcı kimseleri de onunla uyarmandır
Surah Maryam, Verse 97
وَكَمۡ أَهۡلَكۡنَا قَبۡلَهُم مِّن قَرۡنٍ هَلۡ تُحِسُّ مِنۡهُم مِّنۡ أَحَدٍ أَوۡ تَسۡمَعُ لَهُمۡ رِكۡزَۢا
Hem Biz onlardan once nice nesiller imha ettik! Onlardan hissedip gordugun yahut sesini isittigin bir tek kisi bile var mıdır
Surah Maryam, Verse 98