UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Al-Furqan - Turkish Translation by Edip Yuksel


تَبَارَكَ ٱلَّذِي نَزَّلَ ٱلۡفُرۡقَانَ عَلَىٰ عَبۡدِهِۦ لِيَكُونَ لِلۡعَٰلَمِينَ نَذِيرًا

Tüm dünyaya bir uyarı olarak, Yasalar Kitabını kuluna indiren çok Yücedir
Surah Al-Furqan, Verse 1


ٱلَّذِي لَهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَلَمۡ يَتَّخِذۡ وَلَدٗا وَلَمۡ يَكُن لَّهُۥ شَرِيكٞ فِي ٱلۡمُلۡكِ وَخَلَقَ كُلَّ شَيۡءٖ فَقَدَّرَهُۥ تَقۡدِيرٗا

Göklerin ve yerin yönetimi O'na aittir. Çocuk edinmemiştir, yönetiminde de kendisinin ortağı yoktur. Her şeyi yaratmış ve en ayrıntılı ölçülerle ona düzen vermiştir
Surah Al-Furqan, Verse 2


وَٱتَّخَذُواْ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةٗ لَّا يَخۡلُقُونَ شَيۡـٔٗا وَهُمۡ يُخۡلَقُونَ وَلَا يَمۡلِكُونَ لِأَنفُسِهِمۡ ضَرّٗا وَلَا نَفۡعٗا وَلَا يَمۡلِكُونَ مَوۡتٗا وَلَا حَيَوٰةٗ وَلَا نُشُورٗا

Buna rağmen O'nun yanında, bir şey yaratamıyan, kendileri yaratılan, kendilerine bile yarar ve zarar veremiyen, öldüremiyen, yaşatamıyan ve diriltemiyen bir takım tanrılar edindiler
Surah Al-Furqan, Verse 3


وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّآ إِفۡكٌ ٱفۡتَرَىٰهُ وَأَعَانَهُۥ عَلَيۡهِ قَوۡمٌ ءَاخَرُونَۖ فَقَدۡ جَآءُو ظُلۡمٗا وَزُورٗا

İnkar edenler, "Bu, başkalarının yardımıyla onun uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir," diyerek haksız ve asılsız bir tez ortaya koydular
Surah Al-Furqan, Verse 4


وَقَالُوٓاْ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٱكۡتَتَبَهَا فَهِيَ تُمۡلَىٰ عَلَيۡهِ بُكۡرَةٗ وَأَصِيلٗا

Dediler, "Yazıp durduğu şey evvelkilerin masallarıdır; gece gündüz kendisine dikte edilmektedir
Surah Al-Furqan, Verse 5


قُلۡ أَنزَلَهُ ٱلَّذِي يَعۡلَمُ ٱلسِّرَّ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ إِنَّهُۥ كَانَ غَفُورٗا رَّحِيمٗا

De ki, "Onu, göklerin ve yerin gizliliklerini bilen indirmiştir. O, Bağışlayandır, Rahimdir
Surah Al-Furqan, Verse 6


وَقَالُواْ مَالِ هَٰذَا ٱلرَّسُولِ يَأۡكُلُ ٱلطَّعَامَ وَيَمۡشِي فِي ٱلۡأَسۡوَاقِ لَوۡلَآ أُنزِلَ إِلَيۡهِ مَلَكٞ فَيَكُونَ مَعَهُۥ نَذِيرًا

Ve dediler, "Nasıl olur da bu elçi yemek yiyor ve çarşılarda dolaşıyor? Kendisiyle birlikte uyarıcı olarak bir melek inseydi ya
Surah Al-Furqan, Verse 7


أَوۡ يُلۡقَىٰٓ إِلَيۡهِ كَنزٌ أَوۡ تَكُونُ لَهُۥ جَنَّةٞ يَأۡكُلُ مِنۡهَاۚ وَقَالَ ٱلظَّـٰلِمُونَ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلٗا مَّسۡحُورًا

Yahut kendisine bir hazine atılsaydı, veya kendisinin bir bahçesi olsaydı ve ondan yeseydi!" Hatta zalimler, "Siz, büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz," dediler
Surah Al-Furqan, Verse 8


ٱنظُرۡ كَيۡفَ ضَرَبُواْ لَكَ ٱلۡأَمۡثَٰلَ فَضَلُّواْ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ سَبِيلٗا

Bak, senin için ne örnekler verdiler de saptılar, yolu asla bulamıyacaklardır
Surah Al-Furqan, Verse 9


تَبَارَكَ ٱلَّذِيٓ إِن شَآءَ جَعَلَ لَكَ خَيۡرٗا مِّن ذَٰلِكَ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ وَيَجۡعَل لَّكَ قُصُورَۢا

Dilerse sana, bunlardan daha iyi olan, içlerinden ırmaklar akan cennetler (bahçeler) ve köşkler verebilen O çok yücedir
Surah Al-Furqan, Verse 10


بَلۡ كَذَّبُواْ بِٱلسَّاعَةِۖ وَأَعۡتَدۡنَا لِمَن كَذَّبَ بِٱلسَّاعَةِ سَعِيرًا

Doğrusu, onlar Saati (dünyanın sonunu) yalanladılar. Saati yalanlayanlara alevli cehennemi hazırladık
Surah Al-Furqan, Verse 11


إِذَا رَأَتۡهُم مِّن مَّكَانِۭ بَعِيدٖ سَمِعُواْ لَهَا تَغَيُّظٗا وَزَفِيرٗا

Cehennem onları uzaktan görünce, onun öfkesini ve uğultusunu işitirler
Surah Al-Furqan, Verse 12


وَإِذَآ أُلۡقُواْ مِنۡهَا مَكَانٗا ضَيِّقٗا مُّقَرَّنِينَ دَعَوۡاْ هُنَالِكَ ثُبُورٗا

Zincirlenmiş olarak onun dar bir yerinden atıldıkları zaman ölümü çağırırlar
Surah Al-Furqan, Verse 13


لَّا تَدۡعُواْ ٱلۡيَوۡمَ ثُبُورٗا وَٰحِدٗا وَٱدۡعُواْ ثُبُورٗا كَثِيرٗا

Bu gün bir ölüm değil, birçok ölüm çağırın
Surah Al-Furqan, Verse 14


قُلۡ أَذَٰلِكَ خَيۡرٌ أَمۡ جَنَّةُ ٱلۡخُلۡدِ ٱلَّتِي وُعِدَ ٱلۡمُتَّقُونَۚ كَانَتۡ لَهُمۡ جَزَآءٗ وَمَصِيرٗا

De ki, "Bu mu, yoksa erdemlilere bir karşılık ve dönüş yeri olarak söz verilmiş ebedi cennet mi daha iyi
Surah Al-Furqan, Verse 15


لَّهُمۡ فِيهَا مَا يَشَآءُونَ خَٰلِدِينَۚ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ وَعۡدٗا مَّسۡـُٔولٗا

Onlar orada ebedi olarak dilediklerini elde ederler. Bu, Rabbin'in mutlak surette gerçekleşecek sözüdür
Surah Al-Furqan, Verse 16


وَيَوۡمَ يَحۡشُرُهُمۡ وَمَا يَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ فَيَقُولُ ءَأَنتُمۡ أَضۡلَلۡتُمۡ عِبَادِي هَـٰٓؤُلَآءِ أَمۡ هُمۡ ضَلُّواْ ٱلسَّبِيلَ

Onları ve onların ALLAH'tan başka taptıklarını topladığı gün, "Bu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa onlar mı yolu saptılar?" der
Surah Al-Furqan, Verse 17


قَالُواْ سُبۡحَٰنَكَ مَا كَانَ يَنۢبَغِي لَنَآ أَن نَّتَّخِذَ مِن دُونِكَ مِنۡ أَوۡلِيَآءَ وَلَٰكِن مَّتَّعۡتَهُمۡ وَءَابَآءَهُمۡ حَتَّىٰ نَسُواْ ٱلذِّكۡرَ وَكَانُواْ قَوۡمَۢا بُورٗا

Sen yücesin, senin yanında kimseyi veliler kabul etmek bize yakışmaz. Fakat, sen onlara ve atalarına nimetler bağışladın. Nihayet, onlar mesajı unutup yozlaşan bir toplum oldular," diye karşılık verdiler
Surah Al-Furqan, Verse 18


فَقَدۡ كَذَّبُوكُم بِمَا تَقُولُونَ فَمَا تَسۡتَطِيعُونَ صَرۡفٗا وَلَا نَصۡرٗاۚ وَمَن يَظۡلِم مِّنكُمۡ نُذِقۡهُ عَذَابٗا كَبِيرٗا

Onlar sizin bu söylediklerinizi yalanlamış bulunuyorlar. Siz ne veto edebilir, ne de yardım edebilirsiniz. Hatta sizden zulmeden olursa ona da büyük bir azap tattırırız
Surah Al-Furqan, Verse 19


وَمَآ أَرۡسَلۡنَا قَبۡلَكَ مِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ إِلَّآ إِنَّهُمۡ لَيَأۡكُلُونَ ٱلطَّعَامَ وَيَمۡشُونَ فِي ٱلۡأَسۡوَاقِۗ وَجَعَلۡنَا بَعۡضَكُمۡ لِبَعۡضٖ فِتۡنَةً أَتَصۡبِرُونَۗ وَكَانَ رَبُّكَ بَصِيرٗا

Senden önce gönderdiğimiz tüm elçiler de yemek yerler, çarşılarda dolaşırlardı. Sizi birbiriniz için bir sınav yaptık; dayanabilecek misiniz? Rabbin Görendir
Surah Al-Furqan, Verse 20


۞وَقَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ لِقَآءَنَا لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡنَا ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ أَوۡ نَرَىٰ رَبَّنَاۗ لَقَدِ ٱسۡتَكۡبَرُواْ فِيٓ أَنفُسِهِمۡ وَعَتَوۡ عُتُوّٗا كَبِيرٗا

Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, "Bize ya melekler inmeli, yahut Rabbimizi görmeliyiz!," dediler. Kendi kendilerine büyüklük taslamışlar ve azgınlıkta pek ileri gitmişlerdi
Surah Al-Furqan, Verse 21


يَوۡمَ يَرَوۡنَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ لَا بُشۡرَىٰ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُجۡرِمِينَ وَيَقُولُونَ حِجۡرٗا مَّحۡجُورٗا

Melekleri gördükleri gün, suçlular için iç açıcı bir gün olmayacaktır. "Tümüyle kuşatıldık," derler
Surah Al-Furqan, Verse 22


وَقَدِمۡنَآ إِلَىٰ مَا عَمِلُواْ مِنۡ عَمَلٖ فَجَعَلۡنَٰهُ هَبَآءٗ مَّنثُورًا

Yapmış oldukları işlere bakar ve onları tamamıyla etkisiz hale getiririz
Surah Al-Furqan, Verse 23


أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِ يَوۡمَئِذٍ خَيۡرٞ مُّسۡتَقَرّٗا وَأَحۡسَنُ مَقِيلٗا

O gün cennet halkının kalacağı yer çok daha iyi olup daha güzel haberler işiteceklerdir
Surah Al-Furqan, Verse 24


وَيَوۡمَ تَشَقَّقُ ٱلسَّمَآءُ بِٱلۡغَمَٰمِ وَنُزِّلَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ تَنزِيلًا

Göğün bulut kütleleri halinde parçalanacağı ve meleklerin topluca indirildiği gün
Surah Al-Furqan, Verse 25


ٱلۡمُلۡكُ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡحَقُّ لِلرَّحۡمَٰنِۚ وَكَانَ يَوۡمًا عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ عَسِيرٗا

İşte o gün, yönetim tümüyle ve mutlak olarak Rahman'ındır. İnkarcılar için zor bir gün olacaktır
Surah Al-Furqan, Verse 26


وَيَوۡمَ يَعَضُّ ٱلظَّالِمُ عَلَىٰ يَدَيۡهِ يَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي ٱتَّخَذۡتُ مَعَ ٱلرَّسُولِ سَبِيلٗا

O gün zalim kimse (üzüntüden) elini ısırıp şöyle der: "Keşke, elçi ile birlikte aynı yolu tutsaydım
Surah Al-Furqan, Verse 27


يَٰوَيۡلَتَىٰ لَيۡتَنِي لَمۡ أَتَّخِذۡ فُلَانًا خَلِيلٗا

Vay bana, keşke falancayı arkadaş edinmeseydim
Surah Al-Furqan, Verse 28


لَّقَدۡ أَضَلَّنِي عَنِ ٱلذِّكۡرِ بَعۡدَ إِذۡ جَآءَنِيۗ وَكَانَ ٱلشَّيۡطَٰنُ لِلۡإِنسَٰنِ خَذُولٗا

Beni, bana ulaşan mesajdan saptırdı. Gerçekten, şeytan insanı yarı yolda bırakır
Surah Al-Furqan, Verse 29


وَقَالَ ٱلرَّسُولُ يَٰرَبِّ إِنَّ قَوۡمِي ٱتَّخَذُواْ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ مَهۡجُورٗا

Elçi de, "Rabbim, halkım Kuran'ı terketti," der
Surah Al-Furqan, Verse 30


وَكَذَٰلِكَ جَعَلۡنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوّٗا مِّنَ ٱلۡمُجۡرِمِينَۗ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ هَادِيٗا وَنَصِيرٗا

Biz ayrıca her peygambere suçlulardan bir düşman var ettik. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter
Surah Al-Furqan, Verse 31


وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوۡلَا نُزِّلَ عَلَيۡهِ ٱلۡقُرۡءَانُ جُمۡلَةٗ وَٰحِدَةٗۚ كَذَٰلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِۦ فُؤَادَكَۖ وَرَتَّلۡنَٰهُ تَرۡتِيلٗا

İnkarcılar, "Kuran, ona neden bir defada indirilmedi," dediler. Biz böylece onu belleğine yerleştirmekte ve onu belirlenmiş bir dizilişe göre okumaktayız
Surah Al-Furqan, Verse 32


وَلَا يَأۡتُونَكَ بِمَثَلٍ إِلَّا جِئۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ وَأَحۡسَنَ تَفۡسِيرًا

Onların sana yönelttikleri her teze karşı, biz sana gerçeği ve en güzel açıklamayı getiririz
Surah Al-Furqan, Verse 33


ٱلَّذِينَ يُحۡشَرُونَ عَلَىٰ وُجُوهِهِمۡ إِلَىٰ جَهَنَّمَ أُوْلَـٰٓئِكَ شَرّٞ مَّكَانٗا وَأَضَلُّ سَبِيلٗا

Cehenneme zorla sürülenler, en kötü yere ve en çarpık yola sahip olanlardır
Surah Al-Furqan, Verse 34


وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ وَجَعَلۡنَا مَعَهُۥٓ أَخَاهُ هَٰرُونَ وَزِيرٗا

Biz Musa'ya kitabı vermiş ve kardeşi Harun'u da kendisine yardımcı olarak atamıştık
Surah Al-Furqan, Verse 35


فَقُلۡنَا ٱذۡهَبَآ إِلَى ٱلۡقَوۡمِ ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا فَدَمَّرۡنَٰهُمۡ تَدۡمِيرٗا

Siz ikiniz, ayetlerimizi yalanlayan şu topluma gidin," dedik. Bunun ardından onları yakıp yok ettik
Surah Al-Furqan, Verse 36


وَقَوۡمَ نُوحٖ لَّمَّا كَذَّبُواْ ٱلرُّسُلَ أَغۡرَقۡنَٰهُمۡ وَجَعَلۡنَٰهُمۡ لِلنَّاسِ ءَايَةٗۖ وَأَعۡتَدۡنَا لِلظَّـٰلِمِينَ عَذَابًا أَلِيمٗا

Benzer şekilde, Nuh'un toplumu da elçileri yalanlayınca, halk için bir ders olsun diye onları boğduk. Zalimler için acı bir ceza hazırlamışızdır
Surah Al-Furqan, Verse 37


وَعَادٗا وَثَمُودَاْ وَأَصۡحَٰبَ ٱلرَّسِّ وَقُرُونَۢا بَيۡنَ ذَٰلِكَ كَثِيرٗا

Ad, Semud, Res halkı ve bunların arasında bir çok nesilleri de
Surah Al-Furqan, Verse 38


وَكُلّٗا ضَرَبۡنَا لَهُ ٱلۡأَمۡثَٰلَۖ وَكُلّٗا تَبَّرۡنَا تَتۡبِيرٗا

Hepsine yeterli örnekler vermiştik, sonunda hepsini kırdık geçirdik
Surah Al-Furqan, Verse 39


وَلَقَدۡ أَتَوۡاْ عَلَى ٱلۡقَرۡيَةِ ٱلَّتِيٓ أُمۡطِرَتۡ مَطَرَ ٱلسَّوۡءِۚ أَفَلَمۡ يَكُونُواْ يَرَوۡنَهَاۚ بَلۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ نُشُورٗا

Felaket yağmuruna tutulmuş bulunan ülkenin (Sodom) yanından geçmiş bulunuyorlar. Onu görmediler mi? Aslında onlar yeniden dirilmeye inanmıyorlardı
Surah Al-Furqan, Verse 40


وَإِذَا رَأَوۡكَ إِن يَتَّخِذُونَكَ إِلَّا هُزُوًا أَهَٰذَا ٱلَّذِي بَعَثَ ٱللَّهُ رَسُولًا

Seni her gördüklerinde seni alaya alırlar: "ALLAH'ın elçi olarak gönderdiği kişi bu mu
Surah Al-Furqan, Verse 41


إِن كَادَ لَيُضِلُّنَا عَنۡ ءَالِهَتِنَا لَوۡلَآ أَن صَبَرۡنَا عَلَيۡهَاۚ وَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ حِينَ يَرَوۡنَ ٱلۡعَذَابَ مَنۡ أَضَلُّ سَبِيلًا

Direnmeseydik, neredeyse bizi tanrılarımızdan saptırıp ayıracaktı." Azabı gördüklerinde kimin gerçekten sapık yolda olduğunu öğreneceklerdir
Surah Al-Furqan, Verse 42


أَرَءَيۡتَ مَنِ ٱتَّخَذَ إِلَٰهَهُۥ هَوَىٰهُ أَفَأَنتَ تَكُونُ عَلَيۡهِ وَكِيلًا

Egosunu tanrı edinen kişiyi gördün mü? Sen mi ona avukatlık edeceksin
Surah Al-Furqan, Verse 43


أَمۡ تَحۡسَبُ أَنَّ أَكۡثَرَهُمۡ يَسۡمَعُونَ أَوۡ يَعۡقِلُونَۚ إِنۡ هُمۡ إِلَّا كَٱلۡأَنۡعَٰمِ بَلۡ هُمۡ أَضَلُّ سَبِيلًا

Onların çoğunun gerçekten işittiklerini yahut anladıklarını mı sanıyorsun? Onlar sadece çiftlik hayvanları gibidir; hayır, yolca daha da sapıktırlar
Surah Al-Furqan, Verse 44


أَلَمۡ تَرَ إِلَىٰ رَبِّكَ كَيۡفَ مَدَّ ٱلظِّلَّ وَلَوۡ شَآءَ لَجَعَلَهُۥ سَاكِنٗا ثُمَّ جَعَلۡنَا ٱلشَّمۡسَ عَلَيۡهِ دَلِيلٗا

Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığına dikkat ettin mi? Nitekim dileseydi onu hareketsiz de yapardı. Nitekim, güneşi ona delil kıldık (gölgenin varlığını ışığa bağlı kıldık)
Surah Al-Furqan, Verse 45


ثُمَّ قَبَضۡنَٰهُ إِلَيۡنَا قَبۡضٗا يَسِيرٗا

Sonra onu yavaş yavaş çekip alırız
Surah Al-Furqan, Verse 46


وَهُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ لِبَاسٗا وَٱلنَّوۡمَ سُبَاتٗا وَجَعَلَ ٱلنَّهَارَ نُشُورٗا

Ve O, geceyi size bir örtü, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de bir dirilme zamanı yapandır
Surah Al-Furqan, Verse 47


وَهُوَ ٱلَّذِيٓ أَرۡسَلَ ٱلرِّيَٰحَ بُشۡرَۢا بَيۡنَ يَدَيۡ رَحۡمَتِهِۦۚ وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ طَهُورٗا

Ve O, rahmetinden önce müjdeleyici olarak rüzgarları gönderendir. Ve biz gökten tertemiz bir su indiririz
Surah Al-Furqan, Verse 48


لِّنُحۡـِۧيَ بِهِۦ بَلۡدَةٗ مَّيۡتٗا وَنُسۡقِيَهُۥ مِمَّا خَلَقۡنَآ أَنۡعَٰمٗا وَأَنَاسِيَّ كَثِيرٗا

Ki onunla ölü bir ülkeyi diriltelim ve yarattığımız nice çiftlik hayvanlarını ve insanları onunla sulayalım
Surah Al-Furqan, Verse 49


وَلَقَدۡ صَرَّفۡنَٰهُ بَيۡنَهُمۡ لِيَذَّكَّرُواْ فَأَبَىٰٓ أَكۡثَرُ ٱلنَّاسِ إِلَّا كُفُورٗا

Öğüt almaları için onu aralarında dağıtıp çevirdik. Ne var ki insanların çoğunluğu nankörlükte diretmektedir
Surah Al-Furqan, Verse 50


وَلَوۡ شِئۡنَا لَبَعَثۡنَا فِي كُلِّ قَرۡيَةٖ نَّذِيرٗا

Dileseydik her kente bir uyarıcı gönderirdik
Surah Al-Furqan, Verse 51


فَلَا تُطِعِ ٱلۡكَٰفِرِينَ وَجَٰهِدۡهُم بِهِۦ جِهَادٗا كَبِيرٗا

Öyleyse, inkarcılara uyma ve bununla (bu Kuran ile) onlara karşı büyük bir cihad ile savaşım ver
Surah Al-Furqan, Verse 52


۞وَهُوَ ٱلَّذِي مَرَجَ ٱلۡبَحۡرَيۡنِ هَٰذَا عَذۡبٞ فُرَاتٞ وَهَٰذَا مِلۡحٌ أُجَاجٞ وَجَعَلَ بَيۡنَهُمَا بَرۡزَخٗا وَحِجۡرٗا مَّحۡجُورٗا

O, iki denizi salmıştır; bu taze ve tatlıdır, şu tuzlu ve acıdır. Her ikisinin arasına, karışmalarını engelleyen sağlam bir engel koymuştur
Surah Al-Furqan, Verse 53


وَهُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ مِنَ ٱلۡمَآءِ بَشَرٗا فَجَعَلَهُۥ نَسَبٗا وَصِهۡرٗاۗ وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرٗا

Ve O, sudan bir insan yarattı ve ona soy sop verdi. Rabbin her şeye gücü yetendir
Surah Al-Furqan, Verse 54


وَيَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَنفَعُهُمۡ وَلَا يَضُرُّهُمۡۗ وَكَانَ ٱلۡكَافِرُ عَلَىٰ رَبِّهِۦ ظَهِيرٗا

ALLAH'ın yanısıra kendilerine ne yarar ve ne de zarar veremiyenlere de kulluk ediyorlar. İnkarcı kimse Rabbine karşı çıkandır
Surah Al-Furqan, Verse 55


وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ إِلَّا مُبَشِّرٗا وَنَذِيرٗا

Biz seni bir müjdeleyici ve uyarıcı olmaktan başka bir görevle göndermedik
Surah Al-Furqan, Verse 56


قُلۡ مَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍ إِلَّا مَن شَآءَ أَن يَتَّخِذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ سَبِيلٗا

De ki, "Ben görevime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Sadece, Rabbine ulaşacak yolu arayanlar olmanızı istiyorum
Surah Al-Furqan, Verse 57


وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱلۡحَيِّ ٱلَّذِي لَا يَمُوتُ وَسَبِّحۡ بِحَمۡدِهِۦۚ وَكَفَىٰ بِهِۦ بِذُنُوبِ عِبَادِهِۦ خَبِيرًا

Ölümsüz ve Diri olana güven; O'nu överek yücelt. Kullarının günahlarını, O'nun bilmesi yeter
Surah Al-Furqan, Verse 58


ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٖ ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰ عَلَى ٱلۡعَرۡشِۖ ٱلرَّحۡمَٰنُ فَسۡـَٔلۡ بِهِۦ خَبِيرٗا

O ki gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattı ve sonra tüm otoritesini kurdu. Rahman'dır; O'nu iyi bilenlere sor
Surah Al-Furqan, Verse 59


وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱسۡجُدُواْۤ لِلرَّحۡمَٰنِ قَالُواْ وَمَا ٱلرَّحۡمَٰنُ أَنَسۡجُدُ لِمَا تَأۡمُرُنَا وَزَادَهُمۡ نُفُورٗا۩

Onlara, "Rahman'a secde edin," dendiği zaman, "Rahman da neymiş? Senin bize karşı savunduğun şeye mi secde edeceğiz?" derler. Ve bu, ancak onların nefretini arttırır
Surah Al-Furqan, Verse 60


تَبَارَكَ ٱلَّذِي جَعَلَ فِي ٱلسَّمَآءِ بُرُوجٗا وَجَعَلَ فِيهَا سِرَٰجٗا وَقَمَرٗا مُّنِيرٗا

Göğe takımyıldızlar vareden ve ona bir lamba ve parlayan bir ay yerleştiren çok yücedir
Surah Al-Furqan, Verse 61


وَهُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ ٱلَّيۡلَ وَٱلنَّهَارَ خِلۡفَةٗ لِّمَنۡ أَرَادَ أَن يَذَّكَّرَ أَوۡ أَرَادَ شُكُورٗا

O, geceyi ve gündüzü birbirini izler yaptı; öğüt almak veya şükretmek isteyenler için
Surah Al-Furqan, Verse 62


وَعِبَادُ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلَّذِينَ يَمۡشُونَ عَلَى ٱلۡأَرۡضِ هَوۡنٗا وَإِذَا خَاطَبَهُمُ ٱلۡجَٰهِلُونَ قَالُواْ سَلَٰمٗا

Rahman'ın kulları öyle kimselerdir ki yeryüzünde gösterişsizce yürürler. Cahiller kendilerine laf atınca da barış önerirler
Surah Al-Furqan, Verse 63


وَٱلَّذِينَ يَبِيتُونَ لِرَبِّهِمۡ سُجَّدٗا وَقِيَٰمٗا

Gecenin yalnızlığında Rab'lerine secde edip düşünceye dalarlar
Surah Al-Furqan, Verse 64


وَٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا ٱصۡرِفۡ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَۖ إِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا

Ve onlar şöyle derler, "Rabbimiz, cehennem cezasını bizden çevir. Onun cezası korkunçtur
Surah Al-Furqan, Verse 65


إِنَّهَا سَآءَتۡ مُسۡتَقَرّٗا وَمُقَامٗا

O kötü bir durak ve kötü bir yerdir
Surah Al-Furqan, Verse 66


وَٱلَّذِينَ إِذَآ أَنفَقُواْ لَمۡ يُسۡرِفُواْ وَلَمۡ يَقۡتُرُواْ وَكَانَ بَيۡنَ ذَٰلِكَ قَوَامٗا

Onlar verirken savurganlık ve cimrilik yapmaz, ikisi arasında dengeli harcarlar
Surah Al-Furqan, Verse 67


وَٱلَّذِينَ لَا يَدۡعُونَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ وَلَا يَقۡتُلُونَ ٱلنَّفۡسَ ٱلَّتِي حَرَّمَ ٱللَّهُ إِلَّا بِٱلۡحَقِّ وَلَا يَزۡنُونَۚ وَمَن يَفۡعَلۡ ذَٰلِكَ يَلۡقَ أَثَامٗا

Onlar, ALLAH ile birlikte başka tanrılar çağırmazlar; ALLAH'ın yasakladığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Bunları işleyen, günahların faturasını öder
Surah Al-Furqan, Verse 68


يُضَٰعَفۡ لَهُ ٱلۡعَذَابُ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَيَخۡلُدۡ فِيهِۦ مُهَانًا

Diriliş günü cezaları katlanır ve horlanmış olarak orada ebedi kalırlar
Surah Al-Furqan, Verse 69


إِلَّا مَن تَابَ وَءَامَنَ وَعَمِلَ عَمَلٗا صَٰلِحٗا فَأُوْلَـٰٓئِكَ يُبَدِّلُ ٱللَّهُ سَيِّـَٔاتِهِمۡ حَسَنَٰتٖۗ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمٗا

Ancak inanıp erdemli bir yaşam sürenler hariç. ALLAH onların günahlarını iyiliklere çevirir. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir
Surah Al-Furqan, Verse 70


وَمَن تَابَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَإِنَّهُۥ يَتُوبُ إِلَى ٱللَّهِ مَتَابٗا

Tevbe edip iyi davrananlar ise ALLAH'a gereği gibi dönmüş olur
Surah Al-Furqan, Verse 71


وَٱلَّذِينَ لَا يَشۡهَدُونَ ٱلزُّورَ وَإِذَا مَرُّواْ بِٱللَّغۡوِ مَرُّواْ كِرَامٗا

Onlar yalan tanıklıkta bulunmazlar. Boş sözlerle karşılaştıklarında önemsemeyip geçerler
Surah Al-Furqan, Verse 72


وَٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ لَمۡ يَخِرُّواْ عَلَيۡهَا صُمّٗا وَعُمۡيَانٗا

Kendilerine Rab'lerinin ayetleri hatırlatıldığında, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar
Surah Al-Furqan, Verse 73


وَٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبۡ لَنَا مِنۡ أَزۡوَٰجِنَا وَذُرِّيَّـٰتِنَا قُرَّةَ أَعۡيُنٖ وَٱجۡعَلۡنَا لِلۡمُتَّقِينَ إِمَامًا

Onlar ki, "Rabbimiz, eşlerimizi, çocuklarımızı bizim için bir mutluluk kaynağı yap ve bizi önde giden erdemlilerden kıl," derler
Surah Al-Furqan, Verse 74


أُوْلَـٰٓئِكَ يُجۡزَوۡنَ ٱلۡغُرۡفَةَ بِمَا صَبَرُواْ وَيُلَقَّوۡنَ فِيهَا تَحِيَّةٗ وَسَلَٰمًا

Bunlar, sabrettiklerinden ötürü cennet odalarıyla ödüllendirilirler; orada mutlu bir yaşam ve barışa kavuşturulurlar
Surah Al-Furqan, Verse 75


خَٰلِدِينَ فِيهَاۚ حَسُنَتۡ مُسۡتَقَرّٗا وَمُقَامٗا

Orada ebedi kalıcıdırlar. Ne güzel bir duraktır, ne güzel bir yerdir
Surah Al-Furqan, Verse 76


قُلۡ مَا يَعۡبَؤُاْ بِكُمۡ رَبِّي لَوۡلَا دُعَآؤُكُمۡۖ فَقَدۡ كَذَّبۡتُمۡ فَسَوۡفَ يَكُونُ لِزَامَۢا

De ki, "Duanız olmasa Rabbimin yanında değeriniz yoktur. Yalanlarsanız sonucuna katlanacaksınız
Surah Al-Furqan, Verse 77


Author: Edip Yuksel


<< Surah 24
>> Surah 26

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai