UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Al-Furqan - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay


تَبَارَكَ ٱلَّذِي نَزَّلَ ٱلۡفُرۡقَانَ عَلَىٰ عَبۡدِهِۦ لِيَكُونَ لِلۡعَٰلَمِينَ نَذِيرًا

Furkaanı, aalemlerin (ilahi azab ile) bir korkutucusu olsun diye, kuluna indiren (Allahın sanı) ne yucedir
Surah Al-Furqan, Verse 1


ٱلَّذِي لَهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَلَمۡ يَتَّخِذۡ وَلَدٗا وَلَمۡ يَكُن لَّهُۥ شَرِيكٞ فِي ٱلۡمُلۡكِ وَخَلَقَ كُلَّ شَيۡءٖ فَقَدَّرَهُۥ تَقۡدِيرٗا

(O Allah) ki goklerin ve yerin mulk (-u tasarruf) u Onundur. Hicbir evlad edinmemisdir O. Mulkunde Onun bir ortagı da yokdur. O, her sey´i yaratıb ona bir nizam vermis, onun mukadderaatını ta´yin etmisdir
Surah Al-Furqan, Verse 2


وَٱتَّخَذُواْ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةٗ لَّا يَخۡلُقُونَ شَيۡـٔٗا وَهُمۡ يُخۡلَقُونَ وَلَا يَمۡلِكُونَ لِأَنفُسِهِمۡ ضَرّٗا وَلَا نَفۡعٗا وَلَا يَمۡلِكُونَ مَوۡتٗا وَلَا حَيَوٰةٗ وَلَا نُشُورٗا

(Kafirler) Onu bırakıb da bir takım Tanrılar edindiler ki bunlar hicbir sey yaratmazlar. (Bil´akis) kendileri yaratılıb durmakdadırlar. Onlar nefisleri icin bile ne bir zarar (ı gidermiye), ne de bir faide (yi celbe) muktedir olamazlar. Oldurmiye, diriltmiye, olenleri yeniden diriltib kabirden cıkarmıya ise hic guceri yetmez
Surah Al-Furqan, Verse 3


وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّآ إِفۡكٌ ٱفۡتَرَىٰهُ وَأَعَانَهُۥ عَلَيۡهِ قَوۡمٌ ءَاخَرُونَۖ فَقَدۡ جَآءُو ظُلۡمٗا وَزُورٗا

O kafirler: «Bu (Kur´an) onun uydurdugu yalandan baska (bir sey) degildir. Bu hususda diger bir zumre de ona yardım etmisdir.» dediler de muhakkak bir haksızlık ve tezvir (meydana) getirdiler
Surah Al-Furqan, Verse 4


وَقَالُوٓاْ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٱكۡتَتَبَهَا فَهِيَ تُمۡلَىٰ عَلَيۡهِ بُكۡرَةٗ وَأَصِيلٗا

(Soyle) dediler: «(Bu ayetler) onun baskasına yazdırıb da kendisine sabah aksam okunmakda olan, evvelkilere aaid masallardır»
Surah Al-Furqan, Verse 5


قُلۡ أَنزَلَهُ ٱلَّذِي يَعۡلَمُ ٱلسِّرَّ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ إِنَّهُۥ كَانَ غَفُورٗا رَّحِيمٗا

(Onlara) de ki: «Onu goklerde ve yerdeki gaybı bilen (Allah) indirdi.» Subhesiz ki O, (bilhassa mu´minleri) cok yarlıgayıcı, cok esirgeyicidir
Surah Al-Furqan, Verse 6


وَقَالُواْ مَالِ هَٰذَا ٱلرَّسُولِ يَأۡكُلُ ٱلطَّعَامَ وَيَمۡشِي فِي ٱلۡأَسۡوَاقِ لَوۡلَآ أُنزِلَ إِلَيۡهِ مَلَكٞ فَيَكُونَ مَعَهُۥ نَذِيرًا

(Yine) dediler: «Bu, nasıl peygamber? (Bizim gibi) yemek yiyor, carsılarda yuruyor! Ona bir melek indirilib de (bu suretle) maiyyetinde (kendisini tasdıyk eden) bir inzarcı (yasakcı) bulunmalı degil miydi»
Surah Al-Furqan, Verse 7


أَوۡ يُلۡقَىٰٓ إِلَيۡهِ كَنزٌ أَوۡ تَكُونُ لَهُۥ جَنَّةٞ يَأۡكُلُ مِنۡهَاۚ وَقَالَ ٱلظَّـٰلِمُونَ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلٗا مَّسۡحُورًا

«Yahud ona (gokden) bir hazine atılmalı, yahud onun, (meyvelerinden) yiyecegi bir bostanı bulunmalı degil miydi»? O zaalimler (kafirler, mu´minlere) dedi ki: «Siz buyulenmis bir adamdan baskasına tabi´ olmuyorsunuz»
Surah Al-Furqan, Verse 8


ٱنظُرۡ كَيۡفَ ضَرَبُواْ لَكَ ٱلۡأَمۡثَٰلَ فَضَلُّواْ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ سَبِيلٗا

Bak, senin icin ne misaller (kıyaslar) getirip sapdılar. Artık onlar (hidayete) hicbir yol bulamazlar
Surah Al-Furqan, Verse 9


تَبَارَكَ ٱلَّذِيٓ إِن شَآءَ جَعَلَ لَكَ خَيۡرٗا مِّن ذَٰلِكَ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ وَيَجۡعَل لَّكَ قُصُورَۢا

(Allahın sanı) ne yucedir ki O, dilerse sana bunlardan daha hayırlı olmak uzere (bu dunyada dahi) altından ırmaklar akıb duran cennetler verir, senin icin saraylar yapar
Surah Al-Furqan, Verse 10


بَلۡ كَذَّبُواْ بِٱلسَّاعَةِۖ وَأَعۡتَدۡنَا لِمَن كَذَّبَ بِٱلسَّاعَةِ سَعِيرًا

Onlar (yalınız o sozleri soylemekle kalmadılar) bil´akis o saati de yalan saydılar. Biz o saati tekzib edenlere oyle cılgın bir ates hazırladık ki
Surah Al-Furqan, Verse 11


إِذَا رَأَتۡهُم مِّن مَّكَانِۭ بَعِيدٖ سَمِعُواْ لَهَا تَغَيُّظٗا وَزَفِيرٗا

O, kendilerini uzak bir yerden gordugu zaman onlar bunun o mudhis gazablanısını ve ugultusunu duyacaklardır
Surah Al-Furqan, Verse 12


وَإِذَآ أُلۡقُواْ مِنۡهَا مَكَانٗا ضَيِّقٗا مُّقَرَّنِينَ دَعَوۡاْ هُنَالِكَ ثُبُورٗا

Elleri boyunlarına baglı olarak onun en dar yerine atıldıkları vakit orada (Yetis ey) helak (diye) bagırırlar
Surah Al-Furqan, Verse 13


لَّا تَدۡعُواْ ٱلۡيَوۡمَ ثُبُورٗا وَٰحِدٗا وَٱدۡعُواْ ثُبُورٗا كَثِيرٗا

(Onlara denilir ki:) «Bu gun bir (kerre) helale (olmayı) cagırmayın, bircok (defalar) helak (olmayı) cagırın»
Surah Al-Furqan, Verse 14


قُلۡ أَذَٰلِكَ خَيۡرٌ أَمۡ جَنَّةُ ٱلۡخُلۡدِ ٱلَّتِي وُعِدَ ٱلۡمُتَّقُونَۚ كَانَتۡ لَهُمۡ جَزَآءٗ وَمَصِيرٗا

De ki: «Bu mu hayırlı, yoksa muttakıylere va´d olunan ebedilik cenneti mi? Ki bu, onlar icin bir mukafat, bir merci´dir
Surah Al-Furqan, Verse 15


لَّهُمۡ فِيهَا مَا يَشَآءُونَ خَٰلِدِينَۚ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ وَعۡدٗا مَّسۡـُٔولٗا

Orada ne dilerlerse, kendileri de muhalled olarak, onların. Bu, Rabbinin uzerinde (incazı) istenen (beklenen) bir va´ddir
Surah Al-Furqan, Verse 16


وَيَوۡمَ يَحۡشُرُهُمۡ وَمَا يَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ فَيَقُولُ ءَأَنتُمۡ أَضۡلَلۡتُمۡ عِبَادِي هَـٰٓؤُلَآءِ أَمۡ هُمۡ ضَلُّواْ ٱلسَّبِيلَ

(Rabbin) onları da, Allahdan gayri tapdıklarını da (mahserde) bir araya toplayıb da: «Siz mi su kullarımı sapdırdınız, yoksa kendileri mi yolu sapıtdılar?» diyecegi gun
Surah Al-Furqan, Verse 17


قَالُواْ سُبۡحَٰنَكَ مَا كَانَ يَنۢبَغِي لَنَآ أَن نَّتَّخِذَ مِن دُونِكَ مِنۡ أَوۡلِيَآءَ وَلَٰكِن مَّتَّعۡتَهُمۡ وَءَابَآءَهُمۡ حَتَّىٰ نَسُواْ ٱلذِّكۡرَ وَكَانُواْ قَوۡمَۢا بُورٗا

(gorursun ki) onlar (soyle) demislerdir: «Seni tenzih ederiz. Seni bırakıb da baska veliler edinmemiz bize yakısmaz. Fakat (gerek) onları (n) ve (gerek) ataları (nın azab muddetlerini) kendin uzatdın da nihayet zikri unutdular ve helak (e mahkum) bir kavm oldular»
Surah Al-Furqan, Verse 18


فَقَدۡ كَذَّبُوكُم بِمَا تَقُولُونَ فَمَا تَسۡتَطِيعُونَ صَرۡفٗا وَلَا نَصۡرٗاۚ وَمَن يَظۡلِم مِّنكُمۡ نُذِقۡهُ عَذَابٗا كَبِيرٗا

Iste (tapdıklarınız) sizi, dedikleriniz hakkında, kat´i suretde yalancı cıkarmıslardır. O halde ne (azabınızı) dondurmiye, ne de (bu hususda) herhangi bir yardıma asla muktedir olamayacaksınız. Sizden kim zulmederse ona buyuk bir azab tatdırırız
Surah Al-Furqan, Verse 19


وَمَآ أَرۡسَلۡنَا قَبۡلَكَ مِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ إِلَّآ إِنَّهُمۡ لَيَأۡكُلُونَ ٱلطَّعَامَ وَيَمۡشُونَ فِي ٱلۡأَسۡوَاقِۗ وَجَعَلۡنَا بَعۡضَكُمۡ لِبَعۡضٖ فِتۡنَةً أَتَصۡبِرُونَۗ وَكَانَ رَبُّكَ بَصِيرٗا

Biz senden evvel hicbir peygamber gondermedik (ve hic biri haaric degildi ki) muhakkak onlar da yemek yerlerdi, carsılarda yururlerdi. Sizin bir kısmınızı diger bir kısım icin bir ibtila (ve imtihan mevzuu) yapdık, sabredecek misiniz (diye). Rabbin (her sey´i) hakkıyle gorendir
Surah Al-Furqan, Verse 20


۞وَقَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ لِقَآءَنَا لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡنَا ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ أَوۡ نَرَىٰ رَبَّنَاۗ لَقَدِ ٱسۡتَكۡبَرُواْ فِيٓ أَنفُسِهِمۡ وَعَتَوۡ عُتُوّٗا كَبِيرٗا

Bize kavusmayı umid etmeyenler dedi (ler) ki: «Bizim uzerimize melekler indirmeli degil miydi, yahud Rabbimizi gormeli (degil mi) ydik»? Andolsun ki onlar nefislerinden kibir (ve azamet) saklamıslar, buyuk bir azgınlıkla haddi asmıslar (kustahlıga kalkısmıslar) dır
Surah Al-Furqan, Verse 21


يَوۡمَ يَرَوۡنَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ لَا بُشۡرَىٰ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُجۡرِمِينَ وَيَقُولُونَ حِجۡرٗا مَّحۡجُورٗا

(Azab) melekleri (ni) gorecekleri gun, (evet) o gun gunahkarlara hicbir sevinc haberi yokdur. (Melekler onlara: «Size) mujde yasak edilmisdir, yasak!» diyeceklerdir
Surah Al-Furqan, Verse 22


وَقَدِمۡنَآ إِلَىٰ مَا عَمِلُواْ مِنۡ عَمَلٖ فَجَعَلۡنَٰهُ هَبَآءٗ مَّنثُورًا

Biz onların herhangi bir amel (ve hareket) yapdılarsa (hepsinin) onune gecdik de bunları sacılmıs (ve hicbir degeri olmayan) zerreler yapdık
Surah Al-Furqan, Verse 23


أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِ يَوۡمَئِذٍ خَيۡرٞ مُّسۡتَقَرّٗا وَأَحۡسَنُ مَقِيلٗا

O gun cennet yaranının eglenib duracakları yer cok hayırlı, dinlenecekleri yer cok guzeldir
Surah Al-Furqan, Verse 24


وَيَوۡمَ تَشَقَّقُ ٱلسَّمَآءُ بِٱلۡغَمَٰمِ وَنُزِّلَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ تَنزِيلًا

O gun sema, bulutlar (cıkıb), parcalanacak, melekler (ellerinde amel defterleri bulundugu halde hesab icin) indirilecek, indirilecek
Surah Al-Furqan, Verse 25


ٱلۡمُلۡكُ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡحَقُّ لِلرَّحۡمَٰنِۚ وَكَانَ يَوۡمًا عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ عَسِيرٗا

O gun hak (ve sabit olan) mulk cok esirgeyen (Rabbin) dir. Kafirler icin ise o, pek yaman bir gun olmusdur
Surah Al-Furqan, Verse 26


وَيَوۡمَ يَعَضُّ ٱلظَّالِمُ عَلَىٰ يَدَيۡهِ يَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي ٱتَّخَذۡتُ مَعَ ٱلرَّسُولِ سَبِيلٗا

O gun (her) zaalim (nedametle) iki elini ısırıb: «Ne olurdu, ben o peygamberin maiyyetinde (Allaha) bir yol edineyim» diyecekdir
Surah Al-Furqan, Verse 27


يَٰوَيۡلَتَىٰ لَيۡتَنِي لَمۡ أَتَّخِذۡ فُلَانًا خَلِيلٗا

«Ne yazık bana! Keski fulanı dost tutmayaydım»
Surah Al-Furqan, Verse 28


لَّقَدۡ أَضَلَّنِي عَنِ ٱلذِّكۡرِ بَعۡدَ إِذۡ جَآءَنِيۗ وَكَانَ ٱلشَّيۡطَٰنُ لِلۡإِنسَٰنِ خَذُولٗا

«Andolsun ki beni zikirden, hem o (bir devlet gibi) bana (Allah tarafından) geldikden sonra, o sapdırdı. Seytan insanı (basına bir bela gelince) yapayalınız ve yardımsız bırakandır»
Surah Al-Furqan, Verse 29


وَقَالَ ٱلرَّسُولُ يَٰرَبِّ إِنَّ قَوۡمِي ٱتَّخَذُواْ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ مَهۡجُورٗا

Peygamber dedi ki «Ey Rabbim, kavmim hakıykat su Kur´anı metruk (bir sey) edindiler»
Surah Al-Furqan, Verse 30


وَكَذَٰلِكَ جَعَلۡنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوّٗا مِّنَ ٱلۡمُجۡرِمِينَۗ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ هَادِيٗا وَنَصِيرٗا

Biz her peygambere gunahkarlardan boyle dusman (lar) peyda etdik. Hidayet verici olarak da, hakıyki yardımcı olarak da senin Rabbin yeter
Surah Al-Furqan, Verse 31


وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوۡلَا نُزِّلَ عَلَيۡهِ ٱلۡقُرۡءَانُ جُمۡلَةٗ وَٰحِدَةٗۚ كَذَٰلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِۦ فُؤَادَكَۖ وَرَتَّلۡنَٰهُ تَرۡتِيلٗا

O kufredenler (soyle) dedi (ler): «Ona Kur´an bir (hamlede), toplu bir halde indirilmeli degil miydi»? Biz onu senin kalbine iyice yerlesdirmek icin boyle (yapdık). Onu (cok guzel bir nizaam ile) ayet ayet ayırdık (ve aheste aheste bildirdik)
Surah Al-Furqan, Verse 32


وَلَا يَأۡتُونَكَ بِمَثَلٍ إِلَّا جِئۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ وَأَحۡسَنَ تَفۡسِيرًا

Onlar sana bir misal getirmeye dursunlar, biz sana hakkı ve tefsirin daha guzelini getirdik
Surah Al-Furqan, Verse 33


ٱلَّذِينَ يُحۡشَرُونَ عَلَىٰ وُجُوهِهِمۡ إِلَىٰ جَهَنَّمَ أُوْلَـٰٓئِكَ شَرّٞ مَّكَانٗا وَأَضَلُّ سَبِيلٗا

O yuzleri ustu cehenneme (surulub) toplanacaklar (yok mu?) Onların yeri cok kotu, yolu cok sapıkdır
Surah Al-Furqan, Verse 34


وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ وَجَعَلۡنَا مَعَهُۥٓ أَخَاهُ هَٰرُونَ وَزِيرٗا

Andolsun biz Musaya o kitabı verdik. Biraderi Harunu da maiyyetine vezir yapdık
Surah Al-Furqan, Verse 35


فَقُلۡنَا ٱذۡهَبَآ إِلَى ٱلۡقَوۡمِ ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا فَدَمَّرۡنَٰهُمۡ تَدۡمِيرٗا

«(Haydi) ayetlerimizi yalan sayan o kavme gidin» dedik, neticede onları tam bir helak ile imhaa etdik (edecegiz)
Surah Al-Furqan, Verse 36


وَقَوۡمَ نُوحٖ لَّمَّا كَذَّبُواْ ٱلرُّسُلَ أَغۡرَقۡنَٰهُمۡ وَجَعَلۡنَٰهُمۡ لِلنَّاسِ ءَايَةٗۖ وَأَعۡتَدۡنَا لِلظَّـٰلِمِينَ عَذَابًا أَلِيمٗا

Nuuh kavmini de, (evet) peygamberleri tekzib etdikleri vakit biz onları da (tufan ile) bogduk ve kendilerini insanlara bir ibret yapdık. Biz zaalimler icin (daima) acıklı bir azab hazırladık
Surah Al-Furqan, Verse 37


وَعَادٗا وَثَمُودَاْ وَأَصۡحَٰبَ ٱلرَّسِّ وَقُرُونَۢا بَيۡنَ ذَٰلِكَ كَثِيرٗا

«Aad» i de, «Semuud» u da, «Ress ashaabı» nı da ve bunların arasında (gecen) bir cok (nesilleri) de (helak etdik)
Surah Al-Furqan, Verse 38


وَكُلّٗا ضَرَبۡنَا لَهُ ٱلۡأَمۡثَٰلَۖ وَكُلّٗا تَبَّرۡنَا تَتۡبِيرٗا

Biz (onlardan) her birine (gecmislerden) misaller irad etdik. (Fakat peygamberlerini tekzib etdikleri icin) hepsini tam bir helak ile imhaa eyledik
Surah Al-Furqan, Verse 39


وَلَقَدۡ أَتَوۡاْ عَلَى ٱلۡقَرۡيَةِ ٱلَّتِيٓ أُمۡطِرَتۡ مَطَرَ ٱلسَّوۡءِۚ أَفَلَمۡ يَكُونُواْ يَرَوۡنَهَاۚ بَلۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ نُشُورٗا

Andolsun ki onlar (Mekkeliler) bela (ve felaket) yagmuruna tutulan o beldeye ugramıslardır. (Peki) onu da gormuyorlar mıydı? Hayır, onlar (oldukden sonra tekrar) dirilmeyi ummazlar
Surah Al-Furqan, Verse 40


وَإِذَا رَأَوۡكَ إِن يَتَّخِذُونَكَ إِلَّا هُزُوًا أَهَٰذَا ٱلَّذِي بَعَثَ ٱللَّهُ رَسُولًا

Seni gordukleri vakit «Bu mu Allahın peygamber olarak gonderdigi?» (derler), seni bir eglenceden baska bir sey edinmezler
Surah Al-Furqan, Verse 41


إِن كَادَ لَيُضِلُّنَا عَنۡ ءَالِهَتِنَا لَوۡلَآ أَن صَبَرۡنَا عَلَيۡهَاۚ وَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ حِينَ يَرَوۡنَ ٱلۡعَذَابَ مَنۡ أَضَلُّ سَبِيلًا

(Soyle derler): «Hakıykat, eger uzerlerine (dusub) sebat gostermeseydik bizi az kaldı Tanrılarımızdan sapdıracakdı o». Onlar azabı gorecekleri vakit kim yolca daha sapıkdır, yakında bilecekler
Surah Al-Furqan, Verse 42


أَرَءَيۡتَ مَنِ ٱتَّخَذَ إِلَٰهَهُۥ هَوَىٰهُ أَفَأَنتَ تَكُونُ عَلَيۡهِ وَكِيلًا

Gordun mu o heva (ve heves) ini Tanrı edinen kimseyi? Simdi onun uzerine (Habibim) sen mi bekci olacaksın
Surah Al-Furqan, Verse 43


أَمۡ تَحۡسَبُ أَنَّ أَكۡثَرَهُمۡ يَسۡمَعُونَ أَوۡ يَعۡقِلُونَۚ إِنۡ هُمۡ إِلَّا كَٱلۡأَنۡعَٰمِ بَلۡ هُمۡ أَضَلُّ سَبِيلًا

Yoksa onların cogunu hakıykaten (soz) dinlerler, yahud akıllanırlar mı sanıyorsun? Onlar, baska degil, dort ayaklı hayvanlar gibidir. Belki yolca daha sapıkdır
Surah Al-Furqan, Verse 44


أَلَمۡ تَرَ إِلَىٰ رَبِّكَ كَيۡفَ مَدَّ ٱلظِّلَّ وَلَوۡ شَآءَ لَجَعَلَهُۥ سَاكِنٗا ثُمَّ جَعَلۡنَا ٱلشَّمۡسَ عَلَيۡهِ دَلِيلٗا

Rabbin (in sun´un) a bir bakmadın mı? Golgeyi nasıl uzat (ıb yay) mısdır O? Eger dileseydi onu elbet sakin de kılardı. Sonra biz gunesi ona bir delil yapmısızdır
Surah Al-Furqan, Verse 45


ثُمَّ قَبَضۡنَٰهُ إِلَيۡنَا قَبۡضٗا يَسِيرٗا

Sonra onu (uzanan o golgeyi nasıl) azar azar alıb kendimize cekdik
Surah Al-Furqan, Verse 46


وَهُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ لِبَاسٗا وَٱلنَّوۡمَ سُبَاتٗا وَجَعَلَ ٱلنَّهَارَ نُشُورٗا

O, geceyi sizin icin (ortunecek) bir libas, uykuyu bir dinlenme, gunduzu de yeni bir hayaat (fa´aliyyet) yapandır
Surah Al-Furqan, Verse 47


وَهُوَ ٱلَّذِيٓ أَرۡسَلَ ٱلرِّيَٰحَ بُشۡرَۢا بَيۡنَ يَدَيۡ رَحۡمَتِهِۦۚ وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ طَهُورٗا

O, rahmetinin onunde ruzgarları bir mujde (ci) olarak gonderendir. Biz gokden tertemiz su indirdik
Surah Al-Furqan, Verse 48


لِّنُحۡـِۧيَ بِهِۦ بَلۡدَةٗ مَّيۡتٗا وَنُسۡقِيَهُۥ مِمَّا خَلَقۡنَآ أَنۡعَٰمٗا وَأَنَاسِيَّ كَثِيرٗا

Onunla olu bir topraga can verelim, yaratdıgımız hayvanları ve bir cok insanları onunla sıvaralım diye
Surah Al-Furqan, Verse 49


وَلَقَدۡ صَرَّفۡنَٰهُ بَيۡنَهُمۡ لِيَذَّكَّرُواْ فَأَبَىٰٓ أَكۡثَرُ ٱلنَّاسِ إِلَّا كُفُورٗا

Andolsun bunu, (insanların) ibret almaları icin, aralarında cesid cesid suretlerde anlatmısızdır (yahud bu suyu evirib cevirmisizdir). Fakat insanların cogu, ille nankorluk olmak uzere, dayardılar (inadlarından donmediler)
Surah Al-Furqan, Verse 50


وَلَوۡ شِئۡنَا لَبَعَثۡنَا فِي كُلِّ قَرۡيَةٖ نَّذِيرٗا

Eger dileseydik muhakkak ki her kasabaya (fenalıkların aakıbetinden) korkutucu birer (peygamber) gonderirdik
Surah Al-Furqan, Verse 51


فَلَا تُطِعِ ٱلۡكَٰفِرِينَ وَجَٰهِدۡهُم بِهِۦ جِهَادٗا كَبِيرٗا

(Vazife yalınız senin uzerindedir). O halde kafirlere boyun egme de bununla (bu Kur´an ile) onlara karsı olanca savasınla buyuk bir mucahede yap
Surah Al-Furqan, Verse 52


۞وَهُوَ ٱلَّذِي مَرَجَ ٱلۡبَحۡرَيۡنِ هَٰذَا عَذۡبٞ فُرَاتٞ وَهَٰذَا مِلۡحٌ أُجَاجٞ وَجَعَلَ بَيۡنَهُمَا بَرۡزَخٗا وَحِجۡرٗا مَّحۡجُورٗا

O, iki denizi (birbirine) salıb katandır. Su tatlı ve susuzlugu gidericidir. Bu ise tuzlu ve acıdır. (Allah) aralarına bir perde, (ihtilafları) memnu olmak uzere bir sınır koymusdur
Surah Al-Furqan, Verse 53


وَهُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ مِنَ ٱلۡمَآءِ بَشَرٗا فَجَعَلَهُۥ نَسَبٗا وَصِهۡرٗاۗ وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرٗا

O, sudan bir beser yaratıb da onu soy sop yapandır. Rabbin (her sey´e) kemaliyle kaadirdir
Surah Al-Furqan, Verse 54


وَيَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَنفَعُهُمۡ وَلَا يَضُرُّهُمۡۗ وَكَانَ ٱلۡكَافِرُ عَلَىٰ رَبِّهِۦ ظَهِيرٗا

(Boyle iken kafirler) Allahı bırakırlar da kendilerine ne faide, ne zarar yapmayacak olan seylere taparlar. Kafir, Rabbinin aleyhine (seytana) yardımcıdır
Surah Al-Furqan, Verse 55


وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ إِلَّا مُبَشِّرٗا وَنَذِيرٗا

Biz seni (muminlerin) bir mujdeci (si), (kafirlerin) bir korkutucu (su) olmakdan baska (bir sıfatla) gondermedik
Surah Al-Furqan, Verse 56


قُلۡ مَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍ إِلَّا مَن شَآءَ أَن يَتَّخِذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ سَبِيلٗا

De ki: «Ben bu (tebligıma) karsı sizden hicbir ucret istemiyorum. Ancak Rabbine (dogru) bir yol tutmayı dileyen adamlar (istiyorum)
Surah Al-Furqan, Verse 57


وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱلۡحَيِّ ٱلَّذِي لَا يَمُوتُ وَسَبِّحۡ بِحَمۡدِهِۦۚ وَكَفَىٰ بِهِۦ بِذُنُوبِ عِبَادِهِۦ خَبِيرًا

Olmek sanından olmayan O Baakıy (Teala) ya guvenib dayan, Ona hamd ite tesbih (ve Onu tenzih) et. Onun kullarının gunahlarından hakkıyle haberdar olması yeter
Surah Al-Furqan, Verse 58


ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٖ ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰ عَلَى ٱلۡعَرۡشِۖ ٱلرَّحۡمَٰنُ فَسۡـَٔلۡ بِهِۦ خَبِيرٗا

O, gokleri ve yeri aralarında olan seyleri altı gunde yaratan, sonra (emri) ars uzerinde hukumran olandır. Rahmandır (rahmeti umumidir). Bunu (Onun sıfatlarından) haberdar olana sor
Surah Al-Furqan, Verse 59


وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱسۡجُدُواْۤ لِلرَّحۡمَٰنِ قَالُواْ وَمَا ٱلرَّحۡمَٰنُ أَنَسۡجُدُ لِمَا تَأۡمُرُنَا وَزَادَهُمۡ نُفُورٗا۩

Onlara: «Rahmana secde edin» denildigi zaman «Rahman da neymis? Senin bize emr edegeldigine mi secde edecegiz?» dediler ve (bu secde emri) onların (busbutun imandan) urkub uzaklasmalarını artırdı
Surah Al-Furqan, Verse 60


تَبَارَكَ ٱلَّذِي جَعَلَ فِي ٱلسَّمَآءِ بُرُوجٗا وَجَعَلَ فِيهَا سِرَٰجٗا وَقَمَرٗا مُّنِيرٗا

Gokde burclar yaratan, onların icinde bir cerag ve nurlu bir ay barındıran (Allah) ın sanı ne yucedir
Surah Al-Furqan, Verse 61


وَهُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ ٱلَّيۡلَ وَٱلنَّهَارَ خِلۡفَةٗ لِّمَنۡ أَرَادَ أَن يَذَّكَّرَ أَوۡ أَرَادَ شُكُورٗا

O, iyice dusunub ibret almak arzusunda bulunan kimseler, yahut sukretmek dileyenler icin gece ile gunduzu birbiri ardınca getirendir
Surah Al-Furqan, Verse 62


وَعِبَادُ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلَّذِينَ يَمۡشُونَ عَلَى ٱلۡأَرۡضِ هَوۡنٗا وَإِذَا خَاطَبَهُمُ ٱلۡجَٰهِلُونَ قَالُواْ سَلَٰمٗا

O cok esirgeyen (Allah´ın haas) kulları, ki onlar yer (yuzun) de vekaar ve tevazu ile yururler, kendilerine beyinsizler (hosa gitmeyecek) laflar atdıgı zaman «Selam (etle» de (yib gece) rler
Surah Al-Furqan, Verse 63


وَٱلَّذِينَ يَبِيتُونَ لِرَبِّهِمۡ سُجَّدٗا وَقِيَٰمٗا

Onlar ki gecelerini Rableri icin secdekarlar ve kaaimler olarak gecirirler
Surah Al-Furqan, Verse 64


وَٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا ٱصۡرِفۡ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَۖ إِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا

Onlar ki: «Ey Rabbimiz, derler, bizden cehennem azabını sav. Gercek onun azabı daimi bir helaledir»
Surah Al-Furqan, Verse 65


إِنَّهَا سَآءَتۡ مُسۡتَقَرّٗا وَمُقَامٗا

«Hakıykat o, ne kotu bir karargah ve ikaametgahdır»
Surah Al-Furqan, Verse 66


وَٱلَّذِينَ إِذَآ أَنفَقُواْ لَمۡ يُسۡرِفُواْ وَلَمۡ يَقۡتُرُواْ وَكَانَ بَيۡنَ ذَٰلِكَ قَوَامٗا

Onlar ki harcadıkları vakit ne israf, ne de sıkılık yapmazlar; (harcamaları) ikisi arası ortalama olur
Surah Al-Furqan, Verse 67


وَٱلَّذِينَ لَا يَدۡعُونَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ وَلَا يَقۡتُلُونَ ٱلنَّفۡسَ ٱلَّتِي حَرَّمَ ٱللَّهُ إِلَّا بِٱلۡحَقِّ وَلَا يَزۡنُونَۚ وَمَن يَفۡعَلۡ ذَٰلِكَ يَلۡقَ أَثَامٗا

Onlar ki Allahın yanına baska bir Tanrı daha (katıb) tapmazlar. Allahın haram kıldıgı cana haksız yere kıymazlar, zina etmezler. Kim bunlar (dan birini) yaparsa cezaya carpar
Surah Al-Furqan, Verse 68


يُضَٰعَفۡ لَهُ ٱلۡعَذَابُ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَيَخۡلُدۡ فِيهِۦ مُهَانًا

Kıyamet gunu de azabı katmerlesir ve o (azabın) icinde hor ve hakir ebedi bırakılır
Surah Al-Furqan, Verse 69


إِلَّا مَن تَابَ وَءَامَنَ وَعَمِلَ عَمَلٗا صَٰلِحٗا فَأُوْلَـٰٓئِكَ يُبَدِّلُ ٱللَّهُ سَيِّـَٔاتِهِمۡ حَسَنَٰتٖۗ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمٗا

Meger ki (sirkden) tevbe ve iman edib iyi amel (ve hareket) de bulunan kimseler ola. Iste Allah bunların kotuluklerini iyiliklere cevirir. Allah cok yarlıgayıcı, cok esirgeyicidir
Surah Al-Furqan, Verse 70


وَمَن تَابَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَإِنَّهُۥ يَتُوبُ إِلَى ٱللَّهِ مَتَابٗا

Kim (gunahlardan) tevbe (ve rucu´) eder, guzel amel (ve hareket) de de bulunursa muhakkak o, Allaha — tevbesi makbul ve (Allahın) rızasına erismis olarak — doner
Surah Al-Furqan, Verse 71


وَٱلَّذِينَ لَا يَشۡهَدُونَ ٱلزُّورَ وَإِذَا مَرُّواْ بِٱللَّغۡوِ مَرُّواْ كِرَامٗا

Onlar ki yalan sahidlik etmezler, bos ve kotu lakırdıya rastladıkları vakit serefli (insanlar) olarak (ondan yuz cevirib) gecerler
Surah Al-Furqan, Verse 72


وَٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ لَمۡ يَخِرُّواْ عَلَيۡهَا صُمّٗا وَعُمۡيَانٗا

Onlar ki kendilerine Rabbinin ayetleri okundugu (yahud onlara va´z ve nasıyhat edildigi) zaman bunlara karsı (munafıklar gibi) kor ve sagır (yıkılıb) dusmezler
Surah Al-Furqan, Verse 73


وَٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبۡ لَنَا مِنۡ أَزۡوَٰجِنَا وَذُرِّيَّـٰتِنَا قُرَّةَ أَعۡيُنٖ وَٱجۡعَلۡنَا لِلۡمُتَّقِينَ إِمَامًا

Onlar ki «Ey Rabbimiz, derler bize zevcelerimizden ve nesillerimizden gozler (imizin) bebegi olacak (saalik insanlar) ihsan et. Bizi takvaa saahiblerine rehber kıl»
Surah Al-Furqan, Verse 74


أُوْلَـٰٓئِكَ يُجۡزَوۡنَ ٱلۡغُرۡفَةَ بِمَا صَبَرُواْ وَيُلَقَّوۡنَ فِيهَا تَحِيَّةٗ وَسَلَٰمًا

Iste (butun) onlardır ki zorluklara katlanıb dayanmaları sesebebiyle gurfe (ler) le mukafatlandırılacaklar, orada saglık ve selam ile karsılanacaklardır
Surah Al-Furqan, Verse 75


خَٰلِدِينَ فِيهَاۚ حَسُنَتۡ مُسۡتَقَرّٗا وَمُقَامٗا

Orada ebedi kalıcıdırlar onlar. O, ne guzel bir karargahdır, (ne guzel) bir ikaametgahdır
Surah Al-Furqan, Verse 76


قُلۡ مَا يَعۡبَؤُاْ بِكُمۡ رَبِّي لَوۡلَا دُعَآؤُكُمۡۖ فَقَدۡ كَذَّبۡتُمۡ فَسَوۡفَ يَكُونُ لِزَامَۢا

De ki: «(Sedaid zamanlarında kendisine) dua ve (iltica) nız olmasaydı Rabbim size deger verir miydi? (Fakat madem ki) simdi (Onu da, resulunu de) muhakkak suretde tekzib etdiniz, O halde (bu tekzibinizden dolayı size artık) yakın bir azab lazım oluyor (demekdir)»
Surah Al-Furqan, Verse 77


Author: Hasan Basri Cantay


<< Surah 24
>> Surah 26

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai