Surah Saba - Turkish Translation by Suat Yildirim
ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ ٱلَّذِي لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَهُ ٱلۡحَمۡدُ فِي ٱلۡأٓخِرَةِۚ وَهُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡخَبِيرُ
Butun hamdler, guzel ovguler gercek ilah olan Allah'a mahsustur ki goklerde ve yerde olan her sey O’nundur.Ahirette de hamdler O’na mahsustur.O hakimdir, habirdir (tam hukum ve hikmet sahibidir, her seyden hakkıyla haberdardır)
Surah Saba, Verse 1
يَعۡلَمُ مَا يَلِجُ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا يَخۡرُجُ مِنۡهَا وَمَا يَنزِلُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ وَمَا يَعۡرُجُ فِيهَاۚ وَهُوَ ٱلرَّحِيمُ ٱلۡغَفُورُ
Yere giren ve oradan cıkan, gokten inen ve oraya yukselen ne varsa O, hepsini bilir. O rahimdir, gafurdur (merhamet ve ihsanı boldur, cok affedicidir)
Surah Saba, Verse 2
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَا تَأۡتِينَا ٱلسَّاعَةُۖ قُلۡ بَلَىٰ وَرَبِّي لَتَأۡتِيَنَّكُمۡ عَٰلِمِ ٱلۡغَيۡبِۖ لَا يَعۡزُبُ عَنۡهُ مِثۡقَالُ ذَرَّةٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَلَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَآ أَصۡغَرُ مِن ذَٰلِكَ وَلَآ أَكۡبَرُ إِلَّا فِي كِتَٰبٖ مُّبِينٖ
Kafirler: “Basımıza gelecek kıyamet (dirilme ve durusma) diye bir sey yok!” diye iddia ettiler.De ki: “Hayır! Rabbim hakkı icin o gelecektir! O gaybları bilen oyle bir Zattır ki O'nun ilminden goklerde ve yerde zerre miktarı birsey bile kacamaz.”Zerreden daha kucuk ve daha buyuk hic bir sey yoktur ki her seyi acıklayan kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın
Surah Saba, Verse 3
لِّيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِۚ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُم مَّغۡفِرَةٞ وَرِزۡقٞ كَرِيمٞ
Boylece Allah, iman edip guzel ve makbul isler yapanları odullendirir. Iste onlara bir magfiret ve cok degerli bir nasib vardır
Surah Saba, Verse 4
وَٱلَّذِينَ سَعَوۡ فِيٓ ءَايَٰتِنَا مُعَٰجِزِينَ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ عَذَابٞ مِّن رِّجۡزٍ أَلِيمٞ
Ayetlerimize karsı koymak icin calısanlara, hukmumuzden kurtulacaklarını sananlara, igrenc ve gayet acı bir azap vardır
Surah Saba, Verse 5
وَيَرَى ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ ٱلَّذِيٓ أُنزِلَ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَ هُوَ ٱلۡحَقَّ وَيَهۡدِيٓ إِلَىٰ صِرَٰطِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡحَمِيدِ
Kendilerine ilim nasib edilenler, sana indirilen kitabın, Rabbin tarafından gelen gercegin ta kendisi oldugunu ve o mutlak kudret sahibi, butun guzel ovgulere layık olan Allah'ın yolunu gosterdigini bilirler
Surah Saba, Verse 6
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ هَلۡ نَدُلُّكُمۡ عَلَىٰ رَجُلٖ يُنَبِّئُكُمۡ إِذَا مُزِّقۡتُمۡ كُلَّ مُمَزَّقٍ إِنَّكُمۡ لَفِي خَلۡقٖ جَدِيدٍ
Boyle iken kafirler kendi aralarında soyle dediler:“Siz olup de tamamen parcalandıktan ve curudukten sonra size yeniden yaratılacagınızı soyleyerek peygamberlik iddia eden bir adam gosterelim mi
Surah Saba, Verse 7
أَفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَم بِهِۦ جِنَّةُۢۗ بَلِ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ فِي ٱلۡعَذَابِ وَٱلضَّلَٰلِ ٱلۡبَعِيدِ
Yalan uydurup onu Allah'a mı mal ediyor; yoksa kendisinde delilik mi var, bir turlu anlayamadık.”Hayır, oyle degil, ahirete inanmayanlar azap ve derin bir sapıklık icindedirler
Surah Saba, Verse 8
أَفَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَىٰ مَا بَيۡنَ أَيۡدِيهِمۡ وَمَا خَلۡفَهُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلۡأَرۡضِۚ إِن نَّشَأۡ نَخۡسِفۡ بِهِمُ ٱلۡأَرۡضَ أَوۡ نُسۡقِطۡ عَلَيۡهِمۡ كِسَفٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّكُلِّ عَبۡدٖ مُّنِيبٖ
Onlar gokte ve yerde onlerinde ne var, arkalarında ne var bakmadılar mı? Eger dilersek onları yerin dibine geciririz, yahut uzerlerine gokten parcalar dusururuz. Elbette bunda Rabbine yonelen her kul icin ibret vardır
Surah Saba, Verse 9
۞وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا دَاوُۥدَ مِنَّا فَضۡلٗاۖ يَٰجِبَالُ أَوِّبِي مَعَهُۥ وَٱلطَّيۡرَۖ وَأَلَنَّا لَهُ ٱلۡحَدِيدَ
Biz Davud'a tarafımızdan bir imtiyaz verdik: “Ey daglar! Ey kuslar! Onunla beraber tesbih edin, sevke gelip Allah’ın yuceligini terennum edin.” dedik.Ayrıca demiri ona yumusattık (demiri sekillendirme kudreti verdik) “Butun bedeni ortecek uzun zırhlar yap, onları dokumada intizama dikkat et ve siz de ey Davud ailesi! Hepiniz faydalı ve makbul isler yapınız, cunku Ben yaptıklarınızı goruyorum.” buyurduk. [21,80] {KM, Mezmurlar}
Surah Saba, Verse 10
أَنِ ٱعۡمَلۡ سَٰبِغَٰتٖ وَقَدِّرۡ فِي ٱلسَّرۡدِۖ وَٱعۡمَلُواْ صَٰلِحًاۖ إِنِّي بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٞ
Biz Davud'a tarafımızdan bir imtiyaz verdik: “Ey daglar! Ey kuslar! Onunla beraber tesbih edin, sevke gelip Allah’ın yuceligini terennum edin.” dedik.Ayrıca demiri ona yumusattık (demiri sekillendirme kudreti verdik) “Butun bedeni ortecek uzun zırhlar yap, onları dokumada intizama dikkat et ve siz de ey Davud ailesi! Hepiniz faydalı ve makbul isler yapınız, cunku Ben yaptıklarınızı goruyorum.” buyurduk. [21,80] {KM, Mezmurlar}
Surah Saba, Verse 11
وَلِسُلَيۡمَٰنَ ٱلرِّيحَ غُدُوُّهَا شَهۡرٞ وَرَوَاحُهَا شَهۡرٞۖ وَأَسَلۡنَا لَهُۥ عَيۡنَ ٱلۡقِطۡرِۖ وَمِنَ ٱلۡجِنِّ مَن يَعۡمَلُ بَيۡنَ يَدَيۡهِ بِإِذۡنِ رَبِّهِۦۖ وَمَن يَزِغۡ مِنۡهُمۡ عَنۡ أَمۡرِنَا نُذِقۡهُ مِنۡ عَذَابِ ٱلسَّعِيرِ
Suleyman'ın emrine de ruzgarı verdik. Onun sabah gidisi bir aylık mesafe, aksam donusu de bir aylık mesafe idi. Onun istifadesi icin, erimis bakırı kaynagından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun onunde calısırlardı. Onlardan kim emrimizden saparsa, ona ates azabı tattırırdık. [21,81] {KM, I Krallar 7. bolum; II Tarihler}
Surah Saba, Verse 12
يَعۡمَلُونَ لَهُۥ مَا يَشَآءُ مِن مَّحَٰرِيبَ وَتَمَٰثِيلَ وَجِفَانٖ كَٱلۡجَوَابِ وَقُدُورٖ رَّاسِيَٰتٍۚ ٱعۡمَلُوٓاْ ءَالَ دَاوُۥدَ شُكۡرٗاۚ وَقَلِيلٞ مِّنۡ عِبَادِيَ ٱلشَّكُورُ
O cinler ona kaleler, heykeller, havuz buyuklugunde canak ve legenler, sabit kazanlar gibi istedigi seyleri yaparlardı.Ey Davud hanedanı, sukur gayreti icinde olun. Kullarımdan geregi gibi sukredenler cok azdır
Surah Saba, Verse 13
فَلَمَّا قَضَيۡنَا عَلَيۡهِ ٱلۡمَوۡتَ مَا دَلَّهُمۡ عَلَىٰ مَوۡتِهِۦٓ إِلَّا دَآبَّةُ ٱلۡأَرۡضِ تَأۡكُلُ مِنسَأَتَهُۥۖ فَلَمَّا خَرَّ تَبَيَّنَتِ ٱلۡجِنُّ أَن لَّوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ ٱلۡغَيۡبَ مَا لَبِثُواْ فِي ٱلۡعَذَابِ ٱلۡمُهِينِ
Suleyman'ın olum fermanını cıkarmamızdan sonra, cinler ve cevresindekiler onun oldugunu, ancak dayandıgı asasını bir agac kurdunun yemesi sonucunda, kendisinin yere yıkılmasından sonra anlayabildiler.O, yere dusunce cinler kesin olarak anladılar ki sayet gaybı bilmis olsalardı kendilerini zelil ve perisan eden angarya islerde devam edip gitmezlerdi
Surah Saba, Verse 14
لَقَدۡ كَانَ لِسَبَإٖ فِي مَسۡكَنِهِمۡ ءَايَةٞۖ جَنَّتَانِ عَن يَمِينٖ وَشِمَالٖۖ كُلُواْ مِن رِّزۡقِ رَبِّكُمۡ وَٱشۡكُرُواْ لَهُۥۚ بَلۡدَةٞ طَيِّبَةٞ وَرَبٌّ غَفُورٞ
Gercekten Sebe' halkına, oturdukları diyarda bir ibret dersi vardı. Onların meskenleri sagdan soldan iki bahce ile cevrili idi. Peygamberleri kendilerine dedi ki: “Allah’ın nimetlerinden yiyiniz, iciniz, O’na sukrediniz. Ne hos bir diyar! Ne iyi, ne musamahalı ve bagıslayıcı bir Rab!”
Surah Saba, Verse 15
فَأَعۡرَضُواْ فَأَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ سَيۡلَ ٱلۡعَرِمِ وَبَدَّلۡنَٰهُم بِجَنَّتَيۡهِمۡ جَنَّتَيۡنِ ذَوَاتَيۡ أُكُلٍ خَمۡطٖ وَأَثۡلٖ وَشَيۡءٖ مِّن سِدۡرٖ قَلِيلٖ
Fakat onlar bu davete sırtlarını donduler, Biz de onların uzerlerine kukremis, hırcın mı hırcın, bendleri yıkan bir sel gonderdik.O guzelim bahcelerini, icinde sadece buruk yemisli, ılgınlık, biraz da dikeni cok, meyvesi az agaclardan ibaret bozulmus bahcelere cevirdik
Surah Saba, Verse 16
ذَٰلِكَ جَزَيۡنَٰهُم بِمَا كَفَرُواْۖ وَهَلۡ نُجَٰزِيٓ إِلَّا ٱلۡكَفُورَ
Biz inkar ve nankorlukleri sebebiyle onları boylece cezalandırdık. Zaten nankorlukte cok ileri gidenden baskasını cezalandırır mıyız
Surah Saba, Verse 17
وَجَعَلۡنَا بَيۡنَهُمۡ وَبَيۡنَ ٱلۡقُرَى ٱلَّتِي بَٰرَكۡنَا فِيهَا قُرٗى ظَٰهِرَةٗ وَقَدَّرۡنَا فِيهَا ٱلسَّيۡرَۖ سِيرُواْ فِيهَا لَيَالِيَ وَأَيَّامًا ءَامِنِينَ
Onların diyarlarıyla, feyz ve bereket verdigimiz kutlu beldeler arasında sırt sırta vermis, biri birinden gorulebilen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında duzenli ulasım imkanları sagladık.“Oralarda geceler ve gunduzler boyunca, guven icinde gezin dolasın!” dedik
Surah Saba, Verse 18
فَقَالُواْ رَبَّنَا بَٰعِدۡ بَيۡنَ أَسۡفَارِنَا وَظَلَمُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ فَجَعَلۡنَٰهُمۡ أَحَادِيثَ وَمَزَّقۡنَٰهُمۡ كُلَّ مُمَزَّقٍۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّكُلِّ صَبَّارٖ شَكُورٖ
Fakat onlar: “Ya Rabbena, seferlerimizin arasını uzaklastır (sehirlerimiz birbirine cok yakın, bunların arasını uzat, daha uzun mesafelere gidelim, ulkemizi genislet) diye dua ettiler ve boylece kendilerine yazık ettiler.Biz de onları dillere destan olan, hayret ve ibretle bahsedilen masal haline getirdik, baska yerlere goc etmeleri suretiyle darmadagın ettik. Bunda elbette cok sabırlı, cok sukurlu olan kimselerin alacakları hayli ibretler vardır
Surah Saba, Verse 19
وَلَقَدۡ صَدَّقَ عَلَيۡهِمۡ إِبۡلِيسُ ظَنَّهُۥ فَٱتَّبَعُوهُ إِلَّا فَرِيقٗا مِّنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Hakikaten Iblis onlar hakkındaki zan ve temennisini gerceklestirdi, muradına erdi. Muminlerden bir kısmı haric, onun pesine dustuler
Surah Saba, Verse 20
وَمَا كَانَ لَهُۥ عَلَيۡهِم مِّن سُلۡطَٰنٍ إِلَّا لِنَعۡلَمَ مَن يُؤۡمِنُ بِٱلۡأٓخِرَةِ مِمَّنۡ هُوَ مِنۡهَا فِي شَكّٖۗ وَرَبُّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٍ حَفِيظٞ
Aslında seytanın onlar uzerinde bir sultası, zorlayıcı gucu yoktu. Ancak ahirete iman edeni, o konuda suphe eden kimselerden ayırt edip ortaya cıkaralım diye ona bu fırsatı verdik. Rabbin her seyi hakkıyla gozetlemektedir
Surah Saba, Verse 21
قُلِ ٱدۡعُواْ ٱلَّذِينَ زَعَمۡتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ لَا يَمۡلِكُونَ مِثۡقَالَ ذَرَّةٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَلَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا لَهُمۡ فِيهِمَا مِن شِرۡكٖ وَمَا لَهُۥ مِنۡهُم مِّن ظَهِيرٖ
De ki: “Allah'tan baska, tanrılıgını iddia ettiginiz seylere istediginiz kadar yalvarın durun bakalım, ele ne gecireceksiniz? Onların ne goklerde ne yerde, size verecekleri zerre kadar bir fayda yoktur.Onların oralarda en ufak bir ortaklıkları yoktur. Allah’ın onlardan bir yardımcısı da yoktur
Surah Saba, Verse 22
وَلَا تَنفَعُ ٱلشَّفَٰعَةُ عِندَهُۥٓ إِلَّا لِمَنۡ أَذِنَ لَهُۥۚ حَتَّىٰٓ إِذَا فُزِّعَ عَن قُلُوبِهِمۡ قَالُواْ مَاذَا قَالَ رَبُّكُمۡۖ قَالُواْ ٱلۡحَقَّۖ وَهُوَ ٱلۡعَلِيُّ ٱلۡكَبِيرُ
Allah'ın huzurunda, O’nun izin verdiginden baskasının sefaati fayda vermez. Nihayet o kıyamet saati dehsetinden duydukları korku gelince: O dirilenler birbirlerine “Rabbimiz neye hukmetti?” diye sorarlar.Otekiler: “Hak ve adalet neyi gerektiriyorsa o hukmu verdi.” derler. “O, yuceler Yucesi, buyukler Buyugudur.”
Surah Saba, Verse 23
۞قُلۡ مَن يَرۡزُقُكُم مِّنَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ قُلِ ٱللَّهُۖ وَإِنَّآ أَوۡ إِيَّاكُمۡ لَعَلَىٰ هُدًى أَوۡ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
Soyle onlara: “Goklerden, yerden sizi rızıklandıran kimdir? (Onların cevaplarını beklemeden:) “Allah'dır” de! O halde ya biz veya siz, ikimizden biri dogru yol uzerinde veya besbelli bir sapıklıktayız.”
Surah Saba, Verse 24
قُل لَّا تُسۡـَٔلُونَ عَمَّآ أَجۡرَمۡنَا وَلَا نُسۡـَٔلُ عَمَّا تَعۡمَلُونَ
De ki: “Siz bizim suclarımızdan sorguya cekilecek degilsiniz, biz de sizin yaptıklarınızdan sorgulanacak degiliz.”
Surah Saba, Verse 25
قُلۡ يَجۡمَعُ بَيۡنَنَا رَبُّنَا ثُمَّ يَفۡتَحُ بَيۡنَنَا بِٱلۡحَقِّ وَهُوَ ٱلۡفَتَّاحُ ٱلۡعَلِيمُ
De ki: “Rabbimiz kıyamet gunu hepimizi bir araya toplayacak sonra da aramızdaki hukmu verecektir. O, tam adaletle hukmeden ve her seyi bilen bir hakimdir.”
Surah Saba, Verse 26
قُلۡ أَرُونِيَ ٱلَّذِينَ أَلۡحَقۡتُم بِهِۦ شُرَكَآءَۖ كَلَّاۚ بَلۡ هُوَ ٱللَّهُ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
De ki: “O'na serik saydıklarınızı bana gosterin bakayım! Hayır, oyle sey yok! Dogrusu su ki Allah, aziz ve hakimdir (mutlak galip olup tam hukum ve hikmet sahibidir)
Surah Saba, Verse 27
وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ إِلَّا كَآفَّةٗ لِّلنَّاسِ بَشِيرٗا وَنَذِيرٗا وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
Ey Resulum! Biz seni butun insanlıga rahmetimizin mujdecisi, azabımızın uyarıcısı olarak gonderdik, lakin insanların ekserisi bunu bilmezler.
Surah Saba, Verse 28
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلۡوَعۡدُ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Bir de: “Eger dogru soyluyorsanız vad ettiginiz kıyamet ne zaman gerceklesecek?” derler.De ki: “Sizinle oyle bir bulusma gunumuz var ki ondan ne bir saat ileri gecebilirsiniz, ne de bir saat geri kalabilirsiniz.!”
Surah Saba, Verse 29
قُل لَّكُم مِّيعَادُ يَوۡمٖ لَّا تَسۡتَـٔۡخِرُونَ عَنۡهُ سَاعَةٗ وَلَا تَسۡتَقۡدِمُونَ
Bir de: “Eger dogru soyluyorsanız vad ettiginiz kıyamet ne zaman gerceklesecek?” derler.De ki: “Sizinle oyle bir bulusma gunumuz var ki ondan ne bir saat ileri gecebilirsiniz, ne de bir saat geri kalabilirsiniz.!”
Surah Saba, Verse 30
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَن نُّؤۡمِنَ بِهَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ وَلَا بِٱلَّذِي بَيۡنَ يَدَيۡهِۗ وَلَوۡ تَرَىٰٓ إِذِ ٱلظَّـٰلِمُونَ مَوۡقُوفُونَ عِندَ رَبِّهِمۡ يَرۡجِعُ بَعۡضُهُمۡ إِلَىٰ بَعۡضٍ ٱلۡقَوۡلَ يَقُولُ ٱلَّذِينَ ٱسۡتُضۡعِفُواْ لِلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُواْ لَوۡلَآ أَنتُمۡ لَكُنَّا مُؤۡمِنِينَ
Kafirler: “Biz ne bu Kur'an’a, ne de bundan oncekilere inanırız.” derler. O zalimleri; sen, Rab’lerinin huzuruna durusma icin getirildiklerinde, birbirlerine laf atarken bir gorseydin! Zebun edilen, dunyada gucsuz bırakılanlar o kibirli olan onderlerine: “Ah! Sizin yuzunuzden bu hallere dustuk, siz olmasaydınız biz de iman edecektik!” diyecekler
Surah Saba, Verse 31
قَالَ ٱلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُواْ لِلَّذِينَ ٱسۡتُضۡعِفُوٓاْ أَنَحۡنُ صَدَدۡنَٰكُمۡ عَنِ ٱلۡهُدَىٰ بَعۡدَ إِذۡ جَآءَكُمۖ بَلۡ كُنتُم مُّجۡرِمِينَ
Ote yandan dunyada iken kibirlenenler o zebun edilenlere, ezilenlere:“Size hidayet geldikten sonra, biz mi sizi ondan uzaklastırdık.Bilakis, siz zaten suclu kimselerdiniz!”
Surah Saba, Verse 32
وَقَالَ ٱلَّذِينَ ٱسۡتُضۡعِفُواْ لِلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُواْ بَلۡ مَكۡرُ ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ إِذۡ تَأۡمُرُونَنَآ أَن نَّكۡفُرَ بِٱللَّهِ وَنَجۡعَلَ لَهُۥٓ أَندَادٗاۚ وَأَسَرُّواْ ٱلنَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُاْ ٱلۡعَذَابَۚ وَجَعَلۡنَا ٱلۡأَغۡلَٰلَ فِيٓ أَعۡنَاقِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْۖ هَلۡ يُجۡزَوۡنَ إِلَّا مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Ezilenler de kibirlilere:“Hayır! Isiniz gucunuz, gece gunduz dolap!Siz daima Allah'a nankorluk etmemizi,Ona birtakım serikler uydurmamızı bizden isterdiniz” derler.Ve boyle atısırlarken hepsi, azabı gordukleri o esnada, pismanlıklarını iclerine atarlar...O inkarcıların boyunlarına atesten demir halkalar takarız.Bu, yaptıklarının adil bir karsılıgı degil midir
Surah Saba, Verse 33
وَمَآ أَرۡسَلۡنَا فِي قَرۡيَةٖ مِّن نَّذِيرٍ إِلَّا قَالَ مُتۡرَفُوهَآ إِنَّا بِمَآ أُرۡسِلۡتُم بِهِۦ كَٰفِرُونَ
Uyarmak uzere Peygamber gonderdigimiz hicbir belde yoktur kionların ileri gelen, varlıklı ve sımarık olanları: “Biz sizinle gonderilen seyleri reddediyoruz, bunu boyle bilesiniz!” demis olmasınlar
Surah Saba, Verse 34
وَقَالُواْ نَحۡنُ أَكۡثَرُ أَمۡوَٰلٗا وَأَوۡلَٰدٗا وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ
Ve ilave ettiler: “Bizim malımız da, evladımız da sizinkinden daha fazla, sizden daha gucluyuz.Biz oyle iddia ettiginiz gibi azaba falan da ugrayacak degiliz!” [26,111; 11,27; 6,53-133]
Surah Saba, Verse 35
قُلۡ إِنَّ رَبِّي يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقۡدِرُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
De ki: “Rabbim diledigi kimsenin rızkını, nasibini bollastırır, dilediginin nasibini kısar. Ama insanların ekserisi bu gercegi bilmezler.”
Surah Saba, Verse 36
وَمَآ أَمۡوَٰلُكُمۡ وَلَآ أَوۡلَٰدُكُم بِٱلَّتِي تُقَرِّبُكُمۡ عِندَنَا زُلۡفَىٰٓ إِلَّا مَنۡ ءَامَنَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَأُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ جَزَآءُ ٱلضِّعۡفِ بِمَا عَمِلُواْ وَهُمۡ فِي ٱلۡغُرُفَٰتِ ءَامِنُونَ
Bizim nezdimizde size deger kazandıran sey, ne mallarınızın, ne de evlatlarınızın coklugu degildir.Su var ki, iman edip guzel ve makbul isler yapanlara bu gayretlerinden oturu kat kat mukafat verilecek ve onlar cennetin yuksek kosklerinde guven ve huzur icinde olacaklardır
Surah Saba, Verse 37
وَٱلَّذِينَ يَسۡعَوۡنَ فِيٓ ءَايَٰتِنَا مُعَٰجِزِينَ أُوْلَـٰٓئِكَ فِي ٱلۡعَذَابِ مُحۡضَرُونَ
Ayetlerimize karsı koymak icin Peygamberlerimizle mucadele edenlerve elimizden kacıp kurtulacaklarını zannedenler ise zorla getirilip azabın icine atılacaklardır
Surah Saba, Verse 38
قُلۡ إِنَّ رَبِّي يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦ وَيَقۡدِرُ لَهُۥۚ وَمَآ أَنفَقۡتُم مِّن شَيۡءٖ فَهُوَ يُخۡلِفُهُۥۖ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلرَّـٰزِقِينَ
De ki: “Rabbim diledigi kimsenin nasibini bollastırır, dilediginin nasibini de kısar.Siz hayır yolunda her ne harcarsanız Allah onun yerini doldurur. O rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
Surah Saba, Verse 39
وَيَوۡمَ يَحۡشُرُهُمۡ جَمِيعٗا ثُمَّ يَقُولُ لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ أَهَـٰٓؤُلَآءِ إِيَّاكُمۡ كَانُواْ يَعۡبُدُونَ
Gun gelecek, hepsini mahserde toplayacak, sonra da melaikeye: “Sunlar size mi tapıyorlardı?” diye soracaktır
Surah Saba, Verse 40
قَالُواْ سُبۡحَٰنَكَ أَنتَ وَلِيُّنَا مِن دُونِهِمۖ بَلۡ كَانُواْ يَعۡبُدُونَ ٱلۡجِنَّۖ أَكۡثَرُهُم بِهِم مُّؤۡمِنُونَ
Onlar: “Musriklerin iddialarından Seni tenzih ederiz. Bizim dostumuz, koruyucumuz onlar degil, sadece Sensin!Hayır, onlar bize degil, cinlere tapıyor ve ekserisi onlara inanıyorlardı.” diye cevap verirler
Surah Saba, Verse 41
فَٱلۡيَوۡمَ لَا يَمۡلِكُ بَعۡضُكُمۡ لِبَعۡضٖ نَّفۡعٗا وَلَا ضَرّٗا وَنَقُولُ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ ذُوقُواْ عَذَابَ ٱلنَّارِ ٱلَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ
Iste bugun kiminiz kiminize ne fayda, ne de zarar vermeye guc yetiremezsiniz.O kafirlere de diyecegiz ki: “Yalan saydıgınız o ates azabını tadın da yalan mıymıs gercek miymis soyleyin bakalım!”
Surah Saba, Verse 42
وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُنَا بَيِّنَٰتٖ قَالُواْ مَا هَٰذَآ إِلَّا رَجُلٞ يُرِيدُ أَن يَصُدَّكُمۡ عَمَّا كَانَ يَعۡبُدُ ءَابَآؤُكُمۡ وَقَالُواْ مَا هَٰذَآ إِلَّآ إِفۡكٞ مُّفۡتَرٗىۚ وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لِلۡحَقِّ لَمَّا جَآءَهُمۡ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ مُّبِينٞ
Kendilerine parlak deliller halinde ayetlerimiz okundugunda o zalimler:“Bu, baska degil, sırf sizi atalarınızın ibadet ettigi tanrılarınızdan uzaklastırmak isteyen bir adam!” dediler.Ve yine dediler ki: “Bu Kur'an baska degil, sırf bir iftira!”Ve yine kafirler, gercek kendilerine geldiginde “Bu besbelli bir buyuden baska bir sey degil!” dediler
Surah Saba, Verse 43
وَمَآ ءَاتَيۡنَٰهُم مِّن كُتُبٖ يَدۡرُسُونَهَاۖ وَمَآ أَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهِمۡ قَبۡلَكَ مِن نَّذِيرٖ
Biz onlara Kur'an’dan once, okuyacakları kitaplar vermedik, keza senden once onları uyarmakla gorevli bir peygamber de gondermedik
Surah Saba, Verse 44
وَكَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ وَمَا بَلَغُواْ مِعۡشَارَ مَآ ءَاتَيۡنَٰهُمۡ فَكَذَّبُواْ رُسُلِيۖ فَكَيۡفَ كَانَ نَكِيرِ
Bunlardan, (Mekke musriklerinden) oncekiler de hakkı yalan saymıslardı.Halbuki bunların guc ve kuvveti onlarınkinin onda biri kadar bile degildir. Buna ragmen azabı engelleyemediler. Peygamberlerimi yalan saydılar ama, redlerine karsı Benim reddedisim nasıl olurmus, iyice gorduler
Surah Saba, Verse 45
۞قُلۡ إِنَّمَآ أَعِظُكُم بِوَٰحِدَةٍۖ أَن تَقُومُواْ لِلَّهِ مَثۡنَىٰ وَفُرَٰدَىٰ ثُمَّ تَتَفَكَّرُواْۚ مَا بِصَاحِبِكُم مِّن جِنَّةٍۚ إِنۡ هُوَ إِلَّا نَذِيرٞ لَّكُم بَيۡنَ يَدَيۡ عَذَابٖ شَدِيدٖ
De ki: “Size bir tek nasihat edecegim: Ikiser ikiser veya teker teker Allah hakki icin durup dusunmenizi, hem sonra bu arkadasınızda delilikten eser olmadıgını iyice anlamanızı istiyorum.O, ancak siddetli bir azaptan once sizi sakındırmak icin gelen bir peygamberdir.”
Surah Saba, Verse 46
قُلۡ مَا سَأَلۡتُكُم مِّنۡ أَجۡرٖ فَهُوَ لَكُمۡۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَى ٱللَّهِۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدٞ
De ki: “Sizden bu hizmetim icin hicbir ucret istemiyorum, (ucret sizin olsun!)Benim ucretim yalnız Allah'a aittir ve O, her seye sahittir.”
Surah Saba, Verse 47
قُلۡ إِنَّ رَبِّي يَقۡذِفُ بِٱلۡحَقِّ عَلَّـٰمُ ٱلۡغُيُوبِ
De ki: “Rabbim hakkı, gercegi, yerli yerine kor. O butun gaybları, butun gizlileri bilir.”
Surah Saba, Verse 48
قُلۡ جَآءَ ٱلۡحَقُّ وَمَا يُبۡدِئُ ٱلۡبَٰطِلُ وَمَا يُعِيدُ
De ki: “Iste gercek geldi, butun acıklıgıyla ortaya cıktı. Yalan ve sahte olan ise sonup gitmeye mahkumdur.”
Surah Saba, Verse 49
قُلۡ إِن ضَلَلۡتُ فَإِنَّمَآ أَضِلُّ عَلَىٰ نَفۡسِيۖ وَإِنِ ٱهۡتَدَيۡتُ فَبِمَا يُوحِيٓ إِلَيَّ رَبِّيٓۚ إِنَّهُۥ سَمِيعٞ قَرِيبٞ
De ki: “Eger ben yoldan saparsam, kendi aleyhime olarak saparım. Sayet dogru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyetmesi sayesindedir. O herseyi isitir, kullarına pek yakındır.”
Surah Saba, Verse 50
وَلَوۡ تَرَىٰٓ إِذۡ فَزِعُواْ فَلَا فَوۡتَ وَأُخِذُواْ مِن مَّكَانٖ قَرِيبٖ
Kıyamet gunu o kafirler can kaygısına dustukleri zaman bir gorsen! Artık kacacak hic bir yerleri yoktur ve cehenneme yakın bir yerde yakalanmıslardır
Surah Saba, Verse 51
وَقَالُوٓاْ ءَامَنَّا بِهِۦ وَأَنَّىٰ لَهُمُ ٱلتَّنَاوُشُ مِن مَّكَانِۭ بَعِيدٖ
Is isten gectikten sonra “Peygambere inandık.” demektedirler; ama uzak yerden, ta dunyadan imanı nasıl alabilsinler
Surah Saba, Verse 52
وَقَدۡ كَفَرُواْ بِهِۦ مِن قَبۡلُۖ وَيَقۡذِفُونَ بِٱلۡغَيۡبِ مِن مَّكَانِۭ بَعِيدٖ
Halbuki daha once onu inkar etmislerdi ve uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı
Surah Saba, Verse 53
وَحِيلَ بَيۡنَهُمۡ وَبَيۡنَ مَا يَشۡتَهُونَ كَمَا فُعِلَ بِأَشۡيَاعِهِم مِّن قَبۡلُۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ فِي شَكّٖ مُّرِيبِۭ
Neticede, tıpkı daha once benzerlerine yapıldıgı gibi, kendileriyle arzu ettikleri sey arasına sed cekilir.Cunku onlar, kıyamet hakkında gercekten insanları kotu zanna dusuren bir suphe icindeydiler
Surah Saba, Verse 54