Surah Saba - Turkish Translation by Muhammed Esed
ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ ٱلَّذِي لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَهُ ٱلۡحَمۡدُ فِي ٱلۡأٓخِرَةِۚ وَهُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡخَبِيرُ
Hamd, goklerde ve yerde ne varsa tumunun gercek maliki olan Allah´a mahsustur; ahirette de hamd O´na mahsus olacaktır. Yalnız O´dur hikmet sahibi, her seyden haberdar olan
Surah Saba, Verse 1
يَعۡلَمُ مَا يَلِجُ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا يَخۡرُجُ مِنۡهَا وَمَا يَنزِلُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ وَمَا يَعۡرُجُ فِيهَاۚ وَهُوَ ٱلرَّحِيمُ ٱلۡغَفُورُ
O, topraga giren ve ondan cıkan her seyi, gokten inen ve ona yukselen her seyi bilir. O, tek basına, rahmet kaynagıdır, magfiret sahibidir
Surah Saba, Verse 2
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَا تَأۡتِينَا ٱلسَّاعَةُۖ قُلۡ بَلَىٰ وَرَبِّي لَتَأۡتِيَنَّكُمۡ عَٰلِمِ ٱلۡغَيۡبِۖ لَا يَعۡزُبُ عَنۡهُ مِثۡقَالُ ذَرَّةٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَلَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَآ أَصۡغَرُ مِن ذَٰلِكَ وَلَآ أَكۡبَرُ إِلَّا فِي كِتَٰبٖ مُّبِينٖ
Ama hakikati inkara sartlanmıs olanlar, "Kıyamet Saati bizi asla bulmaz!" diye dusunurler. De ki: "Hayır, insan kavrayısının otesindeki her seyi bilen Rabbimin hakkı icin o mutlaka sizi bulacaktır!" Goklerde ve yerde zerre kadar bir sey bile O´nun bilgisinden kacamaz; ve bundan daha kucuk veya daha buyuk bir sey yoktur ki (O´nun) apacık fermanında yer almasın
Surah Saba, Verse 3
لِّيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِۚ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُم مَّغۡفِرَةٞ وَرِزۡقٞ كَرِيمٞ
O, boylece, inanan ve iyi isler yapanları odullendirir, onlar icin magfiret ve muhtesem bir rızık vardır
Surah Saba, Verse 4
وَٱلَّذِينَ سَعَوۡ فِيٓ ءَايَٰتِنَا مُعَٰجِزِينَ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ عَذَابٞ مِّن رِّجۡزٍ أَلِيمٞ
mesajlarımıza karsı mucadele ederek onların amacını gecersiz kılmaya calısanlara gelince, (yaptıkları) cirkinliklerin bir sonucu olarak onlar icin acıklı bir azap vardır
Surah Saba, Verse 5
وَيَرَى ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ ٱلَّذِيٓ أُنزِلَ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَ هُوَ ٱلۡحَقَّ وَيَهۡدِيٓ إِلَىٰ صِرَٰطِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡحَمِيدِ
Bilgi ve kavrayıs yetenegi ile donatılmıs olanlar, Rabbinden sana indirilen her seyin hak oldugunu ve kudret Sahibi´nin, her turlu ovguye layık Olan´ın yoluna ilettigini bilirler
Surah Saba, Verse 6
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ هَلۡ نَدُلُّكُمۡ عَلَىٰ رَجُلٖ يُنَبِّئُكُمۡ إِذَا مُزِّقۡتُمۡ كُلَّ مُمَزَّقٍ إِنَّكُمۡ لَفِي خَلۡقٖ جَدِيدٍ
Buna karsılık, hakikati inkara sartlanmıs olanlar, (kendileri ile aynı zihniyette olanlara) soyle derler: "(Olup) sayısız parcalara dagıldıktan sonra yeni bir yaratılısla -evet, dikkat edin, (yeni bir yaratılısla)- (hayata donmus) olacagınızı iddia eden bir adam gosterelim mi size
Surah Saba, Verse 7
أَفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَم بِهِۦ جِنَّةُۢۗ بَلِ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ فِي ٱلۡعَذَابِ وَٱلضَّلَٰلِ ٱلۡبَعِيدِ
O, (bile bile) kendi uydurmalarını mı Allah´a isnad ediyor; yoksa bir deli mi?" Asla! (Peygamber´de hicbir delilik yoktur;) ama ahirete inanmayanlar azaba gark olacak ve buyuk bir sapkınlık icinde bulunacaklardır
Surah Saba, Verse 8
أَفَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَىٰ مَا بَيۡنَ أَيۡدِيهِمۡ وَمَا خَلۡفَهُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلۡأَرۡضِۚ إِن نَّشَأۡ نَخۡسِفۡ بِهِمُ ٱلۡأَرۡضَ أَوۡ نُسۡقِطۡ عَلَيۡهِمۡ كِسَفٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّكُلِّ عَبۡدٖ مُّنِيبٖ
Gogun ve yerin ne kadar az kısmının onlerine serildigini, ne kadarının da gizlendigini anlamazlar mı? (Yine anlamazlar mı ki) Biz dileseydik onları yerin dibine batırır, yahut gogu baslarına gecirirdik? Butun bunlarda, (pismanlık duyarak) O´na yonelen her (Allah´ın) kul(u) icin bir ders vardır
Surah Saba, Verse 9
۞وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا دَاوُۥدَ مِنَّا فَضۡلٗاۖ يَٰجِبَالُ أَوِّبِي مَعَهُۥ وَٱلطَّيۡرَۖ وَأَلَنَّا لَهُ ٱلۡحَدِيدَ
Ve (boylece) Biz Davud´u lutfumuzla onurlandırdık: "Siz ey daglar! Onunla birlik olup Allah´ın yuceligini terennum edin! Ve (siz de) ey kuslar!" Biz o´ndaki butun sertligi ve katılıgı yumusattık
Surah Saba, Verse 10
أَنِ ٱعۡمَلۡ سَٰبِغَٰتٖ وَقَدِّرۡ فِي ٱلسَّرۡدِۖ وَٱعۡمَلُواْ صَٰلِحًاۖ إِنِّي بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٞ
(ve o´na su telkinde bulunduk:) "Guzel isleri cokca, hicbir sınır gozetmeden yap ve onların duzenli akısına derin bir anlam kazandır". Ve (boylece ey muminler, hepiniz) dogru ve yararlı isler yapınız, cunku Ben butun yaptıklarınızı gorurum
Surah Saba, Verse 11
وَلِسُلَيۡمَٰنَ ٱلرِّيحَ غُدُوُّهَا شَهۡرٞ وَرَوَاحُهَا شَهۡرٞۖ وَأَسَلۡنَا لَهُۥ عَيۡنَ ٱلۡقِطۡرِۖ وَمِنَ ٱلۡجِنِّ مَن يَعۡمَلُ بَيۡنَ يَدَيۡهِ بِإِذۡنِ رَبِّهِۦۖ وَمَن يَزِغۡ مِنۡهُمۡ عَنۡ أَمۡرِنَا نُذِقۡهُ مِنۡ عَذَابِ ٱلسَّعِيرِ
Biz ruzgarı Suleyman(ın emrin)e verdik: sabahki hareketi bir aylık yolculuk (mesafesinde), aksamki hareketi de bir aylık (mesafede tamamlanan) ruzgarı. Ve erimis bakır menbaını o´nun buyrugu altında akıttık; gorunmeyen varlıklardan bir kısmı (da) Rablerinin izniyle o´nun icin calıs(maya mecbur kılın)dılar; ve hangisi emrimizden cıktıysa ona yakıcı atesin azabını tattırırdık
Surah Saba, Verse 12
يَعۡمَلُونَ لَهُۥ مَا يَشَآءُ مِن مَّحَٰرِيبَ وَتَمَٰثِيلَ وَجِفَانٖ كَٱلۡجَوَابِ وَقُدُورٖ رَّاسِيَٰتٍۚ ٱعۡمَلُوٓاْ ءَالَ دَاوُۥدَ شُكۡرٗاۚ وَقَلِيلٞ مِّنۡ عِبَادِيَ ٱلشَّكُورُ
o´nun icin istegine gore mabedler, heykeller, buyuk tekneler kadar (genis) havuzlar ve saglamca tesbit edilmis kazanlar yaptılar. (Ve dedik ki:) "Ey Davud kavmi, (Bana karsı) sukur (duygusu) icinde calısın; ve (unutmayın ki) kullarım arasında (bile) hakkıyla sukredenler cok azdır
Surah Saba, Verse 13
فَلَمَّا قَضَيۡنَا عَلَيۡهِ ٱلۡمَوۡتَ مَا دَلَّهُمۡ عَلَىٰ مَوۡتِهِۦٓ إِلَّا دَآبَّةُ ٱلۡأَرۡضِ تَأۡكُلُ مِنسَأَتَهُۥۖ فَلَمَّا خَرَّ تَبَيَّنَتِ ٱلۡجِنُّ أَن لَّوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ ٱلۡغَيۡبَ مَا لَبِثُواْ فِي ٱلۡعَذَابِ ٱلۡمُهِينِ
(Suleyman da olumu elbet tadacaktı; fakat) Biz o´nun olumune hukmettigimiz zaman, asasını kemiren kurttan baska oldugunu gosteren bir isaret yoktu. Ve Suleyman devrilince acıkca ortaya cıktı ki, (o´nun emrindeki) gorunmeyen varlıklar, kavrayıslarının otesindeki gercekligi bilmis olsalardı o asagılayıcı (hizmetcilik) azabı icinde (sıkıntıyla) yasamaya devam etmezlerdi
Surah Saba, Verse 14
لَقَدۡ كَانَ لِسَبَإٖ فِي مَسۡكَنِهِمۡ ءَايَةٞۖ جَنَّتَانِ عَن يَمِينٖ وَشِمَالٖۖ كُلُواْ مِن رِّزۡقِ رَبِّكُمۡ وَٱشۡكُرُواْ لَهُۥۚ بَلۡدَةٞ طَيِّبَةٞ وَرَبٌّ غَفُورٞ
Sebe halkı, (cekici guzellikler icindeki) yurtlarında (Allah´ın rahmetinin) bir isaretine sahiptiler; saga ve sola dogru uzanan iki (genis) bahce, (onlara sanki su cagrıyı yapıyordu:) "Rabbinizin size bahsettigi rızıktan yiyin ve O´na sukredin! Ne guzel topraklar ve ne bagıslayıcı bir Rab
Surah Saba, Verse 15
فَأَعۡرَضُواْ فَأَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ سَيۡلَ ٱلۡعَرِمِ وَبَدَّلۡنَٰهُم بِجَنَّتَيۡهِمۡ جَنَّتَيۡنِ ذَوَاتَيۡ أُكُلٍ خَمۡطٖ وَأَثۡلٖ وَشَيۡءٖ مِّن سِدۡرٖ قَلِيلٖ
Ama onlar (Bizden) yuz cevirip uzaklastılar ve bu yuzden barajlarını yıkıp gecen, sahip oldukları (son derece verimli) iki bahceyi sadece bogurtlen, ılgın ve birkac tane (yabani) sedir agacından ibaret (virane) bir bahceye ceviren bir sel gonderdik
Surah Saba, Verse 16
ذَٰلِكَ جَزَيۡنَٰهُم بِمَا كَفَرُواْۖ وَهَلۡ نُجَٰزِيٓ إِلَّا ٱلۡكَفُورَ
hakikati inkar etmelerinden dolayı onları iste boyle cezalandırdık. Biz, nankorluk yapanlardan baskasını hic cezalandırır mıyız
Surah Saba, Verse 17
وَجَعَلۡنَا بَيۡنَهُمۡ وَبَيۡنَ ٱلۡقُرَى ٱلَّتِي بَٰرَكۡنَا فِيهَا قُرٗى ظَٰهِرَةٗ وَقَدَّرۡنَا فِيهَا ٱلسَّيۡرَۖ سِيرُواْ فِيهَا لَيَالِيَ وَأَيَّامًا ءَامِنِينَ
Biz, (o toplumun cokusunden once,) kutsadıgımız sehirler ile onlar arasına birbirlerinin gorus mesafesinde bulunan (bircok) kasaba yerlestirdik; ve boylece (onlar icin) seyahati kolaylastırdık, (ve adeta) "Bu (topraklarda) hem geceleri hem de gunduzleri guven icinde seyahat edin!" (dedik)
Surah Saba, Verse 18
فَقَالُواْ رَبَّنَا بَٰعِدۡ بَيۡنَ أَسۡفَارِنَا وَظَلَمُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ فَجَعَلۡنَٰهُمۡ أَحَادِيثَ وَمَزَّقۡنَٰهُمۡ كُلَّ مُمَزَّقٍۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّكُلِّ صَبَّارٖ شَكُورٖ
Buna ragmen onlar, "Rabbimiz seyahat menzillerimiz arasındaki mesafeyi uzattı!" dediler. Ve boylece kendi kendilerine zulmetmis oldular. Biz de bunun uzerine onları (gecmisin) efsane(lerinden biri)si haline dondurduk ve darmadagın ettik. Kuskusuz bunda, sıkıntılara gogus geren ve (Allah´a) gonulden sukredenler icin alınacak dersler vardır
Surah Saba, Verse 19
وَلَقَدۡ صَدَّقَ عَلَيۡهِمۡ إِبۡلِيسُ ظَنَّهُۥ فَٱتَّبَعُوهُ إِلَّا فَرِيقٗا مِّنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Dogrusu Iblis, onlar hakkında dogru soylemisti, cunku (iclerindeki) bazı muminler haric, tumu o(nun cagrısı)na uydular
Surah Saba, Verse 20
وَمَا كَانَ لَهُۥ عَلَيۡهِم مِّن سُلۡطَٰنٍ إِلَّا لِنَعۡلَمَ مَن يُؤۡمِنُ بِٱلۡأٓخِرَةِ مِمَّنۡ هُوَ مِنۡهَا فِي شَكّٖۗ وَرَبُّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٍ حَفِيظٞ
Halbuki (Iblis´in) onlar uzerinde hicbir zorlayıcı gucu yoktu. (Zaten Iblis´e insanları bastan cıkarma izni vermissek,) ahiretin varlıgına (gercekten) inananları ona suphe ile bakanlardan kesin bir sekilde ayırd etmek icin (vermisizdir) cunku Rabbin her seyi gorup gozetendir
Surah Saba, Verse 21
قُلِ ٱدۡعُواْ ٱلَّذِينَ زَعَمۡتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ لَا يَمۡلِكُونَ مِثۡقَالَ ذَرَّةٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَلَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا لَهُمۡ فِيهِمَا مِن شِرۡكٖ وَمَا لَهُۥ مِنۡهُم مِّن ظَهِيرٖ
De ki: "Allah´tan baska (ilahi guclere sahip oldugunu) zannettiginiz (varlıkları) cagırın! (Aslında) onların ne yerde ne gokte zerre kadar gucleri yoktur, ne buralar(ın yonetimin)de bir pay sahibidirler, ne de Allah kendisine onlar arasından bir yardımcı (secmistir)
Surah Saba, Verse 22
وَلَا تَنفَعُ ٱلشَّفَٰعَةُ عِندَهُۥٓ إِلَّا لِمَنۡ أَذِنَ لَهُۥۚ حَتَّىٰٓ إِذَا فُزِّعَ عَن قُلُوبِهِمۡ قَالُواْ مَاذَا قَالَ رَبُّكُمۡۖ قَالُواْ ٱلۡحَقَّۖ وَهُوَ ٱلۡعَلِيُّ ٱلۡكَبِيرُ
Allah katında, kendisinin izin verdikleri dısında hic kimsenin sefaati fayda vermez; kalplerinden (Son Saat´in) korkusu atılınca onlar, (o yeniden dirilenler, birbirlerine donup) soracaklar: "Rabbiniz (sizin icin) neye karar verdi?" Otekiler, "Dogru ve hak edilmis olana; O, yucedir ve buyuktur!" diye cevap verecekler
Surah Saba, Verse 23
۞قُلۡ مَن يَرۡزُقُكُم مِّنَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ قُلِ ٱللَّهُۖ وَإِنَّآ أَوۡ إِيَّاكُمۡ لَعَلَىٰ هُدًى أَوۡ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
De ki: "Goklerden ve yerden geciminizi saglayan kimdir?" De ki: "Allah´tır! O halde, ya biz (Allah´a inananlar)dan yahut siz (O´nun birligini inkar edenler)den biri dogru yolda, (digeri ise) acık bir sapıklık icindedir
Surah Saba, Verse 24
قُل لَّا تُسۡـَٔلُونَ عَمَّآ أَجۡرَمۡنَا وَلَا نُسۡـَٔلُ عَمَّا تَعۡمَلُونَ
De ki: "Ne siz bizim isledigimiz suctan dolayı hesaba cekileceksiniz, ne de biz sizin islediklerinizden dolayı
Surah Saba, Verse 25
قُلۡ يَجۡمَعُ بَيۡنَنَا رَبُّنَا ثُمَّ يَفۡتَحُ بَيۡنَنَا بِٱلۡحَقِّ وَهُوَ ٱلۡفَتَّاحُ ٱلۡعَلِيمُ
De ki: "Rabbimiz (Hesap Gunu) hepimizi bir araya toplayacak ve sonra aramızda adaletle hukum verecektir; O, hakikati apacık ortaya koyan, her seyi hakkıyla bilendir
Surah Saba, Verse 26
قُلۡ أَرُونِيَ ٱلَّذِينَ أَلۡحَقۡتُم بِهِۦ شُرَكَآءَۖ كَلَّاۚ بَلۡ هُوَ ٱللَّهُ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
De ki: "(Zihninizde) O´na ortak kostugunuz (varlıklar)ı bana gosterin! Hayır hayır, (yalnız) O´dur kudret ve hikmet Sahibi
Surah Saba, Verse 27
وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ إِلَّا كَآفَّةٗ لِّلنَّاسِ بَشِيرٗا وَنَذِيرٗا وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
(Ey Muhammed, sana gelince,) Biz seni insanlıga ancak bir mujdeci ve uyarıcı olman icin gonderdik; fakat insanların cogu (bunu) anlamazlar
Surah Saba, Verse 28
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلۡوَعۡدُ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
ve bu sebeple sorarlar: "Bu (yeniden dirilme ve yargılanma) vaadi ne zaman gerceklesecek? Eger dogruyu soyluyorsanız (ey muminler, buna cevap verin)
Surah Saba, Verse 29
قُل لَّكُم مِّيعَادُ يَوۡمٖ لَّا تَسۡتَـٔۡخِرُونَ عَنۡهُ سَاعَةٗ وَلَا تَسۡتَقۡدِمُونَ
De ki: "Sizin icin belli bir gun tayin edilmistir, ondan tek bir an ne geri kalabilirsiniz, ne de onu gecebilirsiniz
Surah Saba, Verse 30
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَن نُّؤۡمِنَ بِهَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ وَلَا بِٱلَّذِي بَيۡنَ يَدَيۡهِۗ وَلَوۡ تَرَىٰٓ إِذِ ٱلظَّـٰلِمُونَ مَوۡقُوفُونَ عِندَ رَبِّهِمۡ يَرۡجِعُ بَعۡضُهُمۡ إِلَىٰ بَعۡضٍ ٱلۡقَوۡلَ يَقُولُ ٱلَّذِينَ ٱسۡتُضۡعِفُواْ لِلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُواْ لَوۡلَآ أَنتُمۡ لَكُنَّا مُؤۡمِنِينَ
(Ama) hakikati inkara sartlanmıs olanlar, "Biz ne bu Kuran´a inanırız, ne de onceki vahiylerden bugune kalanlara!" dediler. Sen (Hesap Gunu) Rablerinin huzurunda sucu birbirlerinin uzerine atıp durdukları zaman bu zalimleri(n halini) bir gorseydin! (Yeryuzunde) gucsuz olanlar kustahca boburlenenlere: "Siz olmasaydınız kesinlikle inanmıslardan olurduk!" diyeceklerdir
Surah Saba, Verse 31
قَالَ ٱلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُواْ لِلَّذِينَ ٱسۡتُضۡعِفُوٓاْ أَنَحۡنُ صَدَدۡنَٰكُمۡ عَنِ ٱلۡهُدَىٰ بَعۡدَ إِذۡ جَآءَكُمۖ بَلۡ كُنتُم مُّجۡرِمِينَ
Kustahca boburlenenler ise gucsuzlere: "Nasıl olur? Dogru yol size acıkca gosterildikten sonra biz mi sizi (zorla) ondan alıkoyduk? Hayır, suclu olan sizdiniz!" diyeceklerdir
Surah Saba, Verse 32
وَقَالَ ٱلَّذِينَ ٱسۡتُضۡعِفُواْ لِلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُواْ بَلۡ مَكۡرُ ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ إِذۡ تَأۡمُرُونَنَآ أَن نَّكۡفُرَ بِٱللَّهِ وَنَجۡعَلَ لَهُۥٓ أَندَادٗاۚ وَأَسَرُّواْ ٱلنَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُاْ ٱلۡعَذَابَۚ وَجَعَلۡنَا ٱلۡأَغۡلَٰلَ فِيٓ أَعۡنَاقِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْۖ هَلۡ يُجۡزَوۡنَ إِلَّا مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Ama gucsuzler, kustahca buyukluk taslayanlara: "Hayır!" diyecekler. "(Bizi ondan alıkoyan, sizin) gece gunduz (Allah´ın mesajlarına karsı) yanlıs ve yanıltıcı itirazlar gelistirmenizdi; (tıpkı) Allah´ı tanımamaya ve O´na rakip gucler bulunduguna bizi ikna ettiginiz (gibi)!" diyeceklerdir. Ve onlar (kendilerini bekleyen) azabı gorunce (derin) pismanlıklarını ifade etmeye imkan bulamayacaklar; cunku biz hakikati inkara sartlanmıs olanların boyunlarına halkalar gecirecegiz. Bu, yaptıklarının (adil) bir karsılıgı degil midir
Surah Saba, Verse 33
وَمَآ أَرۡسَلۡنَا فِي قَرۡيَةٖ مِّن نَّذِيرٍ إِلَّا قَالَ مُتۡرَفُوهَآ إِنَّا بِمَآ أُرۡسِلۡتُم بِهِۦ كَٰفِرُونَ
Nitekim, ne zaman bir topluma uyarıcı gonderdiysek, toplumun sefahata dalmıs olan kesimi, "(Sahip oldugunuzu iddia ettiginiz) mesajınızın hak oldugunu inkar ediyoruz!" derler
Surah Saba, Verse 34
وَقَالُواْ نَحۡنُ أَكۡثَرُ أَمۡوَٰلٗا وَأَوۡلَٰدٗا وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ
ve sonra eklerler, "Servet ve soy olarak biz (sizden daha) gucluyuz ve (bu gucumuz sayesinde) azaba ugratılmayacagız
Surah Saba, Verse 35
قُلۡ إِنَّ رَبِّي يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقۡدِرُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
De ki: "Rabbim diledigine bol rızık verir, (diledigine) az. Fakat insanların cogu (Allah´ın yol ve yontemlerini) anlamazlar
Surah Saba, Verse 36
وَمَآ أَمۡوَٰلُكُمۡ وَلَآ أَوۡلَٰدُكُم بِٱلَّتِي تُقَرِّبُكُمۡ عِندَنَا زُلۡفَىٰٓ إِلَّا مَنۡ ءَامَنَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَأُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ جَزَآءُ ٱلضِّعۡفِ بِمَا عَمِلُواْ وَهُمۡ فِي ٱلۡغُرُفَٰتِ ءَامِنُونَ
Sizi Bize yaklastıracak olan, ne zenginliginiz, ne de cocuklarınızdır, yalnızca iman edip dogru ve yararlı isler yapanlar (Bize yakın olabilirler); bu (gibi)leri, yaptıklarından dolayı cesit cesit oduller beklemektedir ve onlar (cennet) koskler(in)de (huzur ve) guven icinde yasayacaklardır
Surah Saba, Verse 37
وَٱلَّذِينَ يَسۡعَوۡنَ فِيٓ ءَايَٰتِنَا مُعَٰجِزِينَ أُوْلَـٰٓئِكَ فِي ٱلۡعَذَابِ مُحۡضَرُونَ
Mesajlarımızı etkisiz kılmak icin caba gosterenler ise azapla yuzyuze geleceklerdir
Surah Saba, Verse 38
قُلۡ إِنَّ رَبِّي يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦ وَيَقۡدِرُ لَهُۥۚ وَمَآ أَنفَقۡتُم مِّن شَيۡءٖ فَهُوَ يُخۡلِفُهُۥۖ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلرَّـٰزِقِينَ
De ki: "Rabbim, kullarından diledigine bol rızık verir, diledigine az ve baskaları icin ne harcarsanız yerini (daima) doldurur: cunku O, rızık verenlerin en hayırlısıdır
Surah Saba, Verse 39
وَيَوۡمَ يَحۡشُرُهُمۡ جَمِيعٗا ثُمَّ يَقُولُ لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ أَهَـٰٓؤُلَآءِ إِيَّاكُمۡ كَانُواْ يَعۡبُدُونَ
(Hakikati inkara sartlanmıs olanlara gelince,) Allah bir gun onların hepsini toplayacak ve meleklere soracaktır: "Bunların ibadet ettikleri siz miydiniz
Surah Saba, Verse 40
قَالُواْ سُبۡحَٰنَكَ أَنتَ وَلِيُّنَا مِن دُونِهِمۖ بَلۡ كَانُواْ يَعۡبُدُونَ ٱلۡجِنَّۖ أَكۡثَرُهُم بِهِم مُّؤۡمِنُونَ
Melekler: "Sen, kudret ve egemenliginde eksiksiz ve kusursuzsun!" derler, "Bize yakın olan (yalnız) Sensin, onlar degil! Hayır, onlar (bize ibadet ettiklerini zannettikleri zaman, aslında) duyuları ile kavrayamadıkları guclere (korcesine) tapıyorlardı; cogu onlara inanmıstı
Surah Saba, Verse 41
فَٱلۡيَوۡمَ لَا يَمۡلِكُ بَعۡضُكُمۡ لِبَعۡضٖ نَّفۡعٗا وَلَا ضَرّٗا وَنَقُولُ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ ذُوقُواْ عَذَابَ ٱلنَّارِ ٱلَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ
Ve (o Gun Allah soyle seslenecektir): "Siz (yaratılmıslar)dan hic biri bugun bir baskasına fayda veya zarar verecek guce sahip degildir!" Ve (o Gun) haksızlık yapanlara: "Yalanladıgınız atesin azabını (simdi) tadın bakalım!" diyecegiz
Surah Saba, Verse 42
وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُنَا بَيِّنَٰتٖ قَالُواْ مَا هَٰذَآ إِلَّا رَجُلٞ يُرِيدُ أَن يَصُدَّكُمۡ عَمَّا كَانَ يَعۡبُدُ ءَابَآؤُكُمۡ وَقَالُواْ مَا هَٰذَآ إِلَّآ إِفۡكٞ مُّفۡتَرٗىۚ وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لِلۡحَقِّ لَمَّا جَآءَهُمۡ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ مُّبِينٞ
Mesajlarımız onlara butun acıklıgıyla aktarıldıgında, (hakikati inkara sartlanmıs olanlar birbirlerine,) "Bu (Muhammed) sizi atalarınızın taptıklarından vazgecirmeye calısan biridir sadece!" derler. Ve "Bu (Kuran, insan tarafından) uydurulmus bir safsatadan baska bir sey degildir!" d(iye ekl)erler. Ve (son olarak,) hakikati inkara kalkısanlar, hakikat kendilerine ulastıgında, onun icin, "Bu, buyuleyici guzel bir sozden baska bir sey degil!" derler
Surah Saba, Verse 43
وَمَآ ءَاتَيۡنَٰهُم مِّن كُتُبٖ يَدۡرُسُونَهَاۖ وَمَآ أَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهِمۡ قَبۡلَكَ مِن نَّذِيرٖ
Oysa (ey Muhammed,) Biz onlara ne basvuracakları vahiyler gondermisizdir, ne de senden once bir uyarıcı
Surah Saba, Verse 44
وَكَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ وَمَا بَلَغُواْ مِعۡشَارَ مَآ ءَاتَيۡنَٰهُمۡ فَكَذَّبُواْ رُسُلِيۖ فَكَيۡفَ كَانَ نَكِيرِ
Onlardan once yasamıs olanlar(ın cogu) da, boylece hakikati yalanlamıslardı; bu (eski toplumlar), (kendilerinden sonraki kusaklara) tevdi ettigimiz (hakikatin kanıtlarının) onda birine bile sahip olmadıkları halde yine de elcilerimizi yalanladıklarında, Benim onları yok saymam ne korkunc oldu
Surah Saba, Verse 45
۞قُلۡ إِنَّمَآ أَعِظُكُم بِوَٰحِدَةٍۖ أَن تَقُومُواْ لِلَّهِ مَثۡنَىٰ وَفُرَٰدَىٰ ثُمَّ تَتَفَكَّرُواْۚ مَا بِصَاحِبِكُم مِّن جِنَّةٍۚ إِنۡ هُوَ إِلَّا نَذِيرٞ لَّكُم بَيۡنَ يَدَيۡ عَذَابٖ شَدِيدٖ
De ki: "Size bir tek ogudum var; ister baskalarıyla birlikte iken ister yalnız, Allah´ın huzurunda (bulundugunuzun bilincinde) olun ve sonra kendi kendinize, (bu elci olarak gorevlendirilen) arkadasınızda bir delilik olmadıgını dusunun! O, yasayacagınız siddetli azaba karsı sizi uyarmaktan baska bir sey yapmıyor
Surah Saba, Verse 46
قُلۡ مَا سَأَلۡتُكُم مِّنۡ أَجۡرٖ فَهُوَ لَكُمۡۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَى ٱللَّهِۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدٞ
De ki: "Sizden herhangi bir karsılık istemis degilim. Benim (hak ettigim) karsılıgı ancak Allah verir ve O her seye sahittir
Surah Saba, Verse 47
قُلۡ إِنَّ رَبِّي يَقۡذِفُ بِٱلۡحَقِّ عَلَّـٰمُ ٱلۡغُيُوبِ
De ki: "Rabbim, kuskusuz, (yalan ve sahte olana karsı) degismez gercegi ortaya koyacaktır; O, yaratılmısların kavramaktan aciz oldukları her seyi hakkıyla bilir
Surah Saba, Verse 48
قُلۡ جَآءَ ٱلۡحَقُّ وَمَا يُبۡدِئُ ٱلۡبَٰطِلُ وَمَا يُعِيدُ
De ki: "Degismez gercek, simdi (butun acıklıgıyla) ortaya cıkmıstır, (yalan ve sahte olan ise sonup gitmeye mahkumdur), cunku sahte ve yalan, ne yeni bir sey getirebilir, ne de (gecip gitmis olanı) geri dondurebilir
Surah Saba, Verse 49
قُلۡ إِن ضَلَلۡتُ فَإِنَّمَآ أَضِلُّ عَلَىٰ نَفۡسِيۖ وَإِنِ ٱهۡتَدَيۡتُ فَبِمَا يُوحِيٓ إِلَيَّ رَبِّيٓۚ إِنَّهُۥ سَمِيعٞ قَرِيبٞ
De ki: "Eger sapkınlıga dusmus olsaydım (kendi yuzumden ve) kendi aleyhime sapmıs olurdum; ama eger dogru yoldaysam, yalnızca Rabbimin bana vahyi sayesindedir, kuskusuz O, en yakın olan, her seyi isitendir
Surah Saba, Verse 50
وَلَوۡ تَرَىٰٓ إِذۡ فَزِعُواْ فَلَا فَوۡتَ وَأُخِذُواْ مِن مَّكَانٖ قَرِيبٖ
Sen, (Kıyamet Gunu, hakikati inkar edenlerin,) -can damarlarından yakalandıkları icin- kacacak bir yer bulamayıp korkuyla buzuldukleri (anki halleri)ni bir gorsen
Surah Saba, Verse 51
وَقَالُوٓاْ ءَامَنَّا بِهِۦ وَأَنَّىٰ لَهُمُ ٱلتَّنَاوُشُ مِن مَّكَانِۭ بَعِيدٖ
ve (gorsen, nasıl) "Biz (simdi) ona inandık!" diye yalvarırlar fakat nasıl bu kadar uzaktan (kurtulusa) ere(ceklerini umit ede)bilirler
Surah Saba, Verse 52
وَقَدۡ كَفَرُواْ بِهِۦ مِن قَبۡلُۖ وَيَقۡذِفُونَ بِٱلۡغَيۡبِ مِن مَّكَانِۭ بَعِيدٖ
Halbuki onceleri hakikati inkara kalkısmıslar ve insan kavrayısının otesindeki bazı seylere uzaktan dil uzatmıslardı
Surah Saba, Verse 53
وَحِيلَ بَيۡنَهُمۡ وَبَيۡنَ مَا يَشۡتَهُونَ كَمَا فُعِلَ بِأَشۡيَاعِهِم مِّن قَبۡلُۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ فِي شَكّٖ مُّرِيبِۭ
Boylece, kendileri ile istek ve ozlemleri arasına bir set cekilecektir, tıpkı onlardan once yasayıp gitmis olanlara yapıldıgı gibi; cunku otekiler (de) supheye varan bir tereddut icinde bogulup gitmislerdi
Surah Saba, Verse 54