Surah Adh-Dhariyat - Turkish Translation by Diyanet Isleri
وَٱلذَّـٰرِيَٰتِ ذَرۡوٗا
Esip savuran ruzgarlara, yagmur yuklu bulutlara, kolayca suzulen gemiler ve isleri yoneten meleklere and olsun ki, size soz verilen kıyametin kopması suphesiz gercektir. Odesme gunu gelecektir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 1
فَٱلۡحَٰمِلَٰتِ وِقۡرٗا
Esip savuran ruzgarlara, yagmur yuklu bulutlara, kolayca suzulen gemiler ve isleri yoneten meleklere and olsun ki, size soz verilen kıyametin kopması suphesiz gercektir. Odesme gunu gelecektir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 2
فَٱلۡجَٰرِيَٰتِ يُسۡرٗا
Esip savuran ruzgarlara, yagmur yuklu bulutlara, kolayca suzulen gemiler ve isleri yoneten meleklere and olsun ki, size soz verilen kıyametin kopması suphesiz gercektir. Odesme gunu gelecektir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 3
فَٱلۡمُقَسِّمَٰتِ أَمۡرًا
Esip savuran ruzgarlara, yagmur yuklu bulutlara, kolayca suzulen gemiler ve isleri yoneten meleklere and olsun ki, size soz verilen kıyametin kopması suphesiz gercektir. Odesme gunu gelecektir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 4
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٞ
Esip savuran ruzgarlara, yagmur yuklu bulutlara, kolayca suzulen gemiler ve isleri yoneten meleklere and olsun ki, size soz verilen kıyametin kopması suphesiz gercektir. Odesme gunu gelecektir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 5
وَإِنَّ ٱلدِّينَ لَوَٰقِعٞ
Esip savuran ruzgarlara, yagmur yuklu bulutlara, kolayca suzulen gemiler ve isleri yoneten meleklere and olsun ki, size soz verilen kıyametin kopması suphesiz gercektir. Odesme gunu gelecektir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 6
وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلۡحُبُكِ
Icinde yorungeler bulunan goge and olsun ki, ey inkarcılar, siz, suphesiz aykırı gorustesiniz
Surah Adh-Dhariyat, Verse 7
إِنَّكُمۡ لَفِي قَوۡلٖ مُّخۡتَلِفٖ
Icinde yorungeler bulunan goge and olsun ki, ey inkarcılar, siz, suphesiz aykırı gorustesiniz
Surah Adh-Dhariyat, Verse 8
يُؤۡفَكُ عَنۡهُ مَنۡ أُفِكَ
Bundan, donebilecek kimseler dondurulur
Surah Adh-Dhariyat, Verse 9
قُتِلَ ٱلۡخَرَّـٰصُونَ
Yalancılıgı itiyat edinenlerin, bilgisizlige saplanıp kalanların canları cıksın
Surah Adh-Dhariyat, Verse 10
ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي غَمۡرَةٖ سَاهُونَ
Yalancılıgı itiyat edinenlerin, bilgisizlige saplanıp kalanların canları cıksın
Surah Adh-Dhariyat, Verse 11
يَسۡـَٔلُونَ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلدِّينِ
Islerin karsılık gorecegi gunun zamanını sorarlar
Surah Adh-Dhariyat, Verse 12
يَوۡمَ هُمۡ عَلَى ٱلنَّارِ يُفۡتَنُونَ
O, kendilerinin ateste azap gorecekleri gundur
Surah Adh-Dhariyat, Verse 13
ذُوقُواْ فِتۡنَتَكُمۡ هَٰذَا ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تَسۡتَعۡجِلُونَ
Onlara: "Azabınızı tadın; iste acele beklediginiz bu idi" denir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 14
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّـٰتٖ وَعُيُونٍ
Dogrusu, Allah'a karsı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdigini almıs olarak bahcelerde ve pınar baslarındadırlar. Cunku onlar, bundan once iyi davrananlardı
Surah Adh-Dhariyat, Verse 15
ءَاخِذِينَ مَآ ءَاتَىٰهُمۡ رَبُّهُمۡۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَبۡلَ ذَٰلِكَ مُحۡسِنِينَ
Dogrusu, Allah'a karsı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdigini almıs olarak bahcelerde ve pınar baslarındadırlar. Cunku onlar, bundan once iyi davrananlardı
Surah Adh-Dhariyat, Verse 16
كَانُواْ قَلِيلٗا مِّنَ ٱلَّيۡلِ مَا يَهۡجَعُونَ
Onlar, geceleri az uyuyanlardı
Surah Adh-Dhariyat, Verse 17
وَبِٱلۡأَسۡحَارِ هُمۡ يَسۡتَغۡفِرُونَ
Seher vakitlerinde bagıslanma dilerlerdi
Surah Adh-Dhariyat, Verse 18
وَفِيٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ حَقّٞ لِّلسَّآئِلِ وَٱلۡمَحۡرُومِ
Onların mallarında muhtac ve yoksullar icin bir hak vardı, onu verirlerdi
Surah Adh-Dhariyat, Verse 19
وَفِي ٱلۡأَرۡضِ ءَايَٰتٞ لِّلۡمُوقِنِينَ
Kesin olarak inananlara, yeryuzunde ve kendi icinizde Allah'ın varlıgına nice deliller vardır; gormez misiniz
Surah Adh-Dhariyat, Verse 20
وَفِيٓ أَنفُسِكُمۡۚ أَفَلَا تُبۡصِرُونَ
Kesin olarak inananlara, yeryuzunde ve kendi icinizde Allah'ın varlıgına nice deliller vardır; gormez misiniz
Surah Adh-Dhariyat, Verse 21
وَفِي ٱلسَّمَآءِ رِزۡقُكُمۡ وَمَا تُوعَدُونَ
Rızkınız da, size soz verilen azap da yukarıdan gelir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 22
فَوَرَبِّ ٱلسَّمَآءِ وَٱلۡأَرۡضِ إِنَّهُۥ لَحَقّٞ مِّثۡلَ مَآ أَنَّكُمۡ تَنطِقُونَ
Gogun ve yerin Rabbine and olsun ki bu, sizin konusmanız kadar kesin ve gercektir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 23
هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ضَيۡفِ إِبۡرَٰهِيمَ ٱلۡمُكۡرَمِينَ
Ibrahim'in ikram edilmis konuklarının haberi sana geldi mi
Surah Adh-Dhariyat, Verse 24
إِذۡ دَخَلُواْ عَلَيۡهِ فَقَالُواْ سَلَٰمٗاۖ قَالَ سَلَٰمٞ قَوۡمٞ مُّنكَرُونَ
Onlar, Ibrahim'in yanına girip: "Selam sana" demislerdi, Ibrahim de: "Selam size" demisti; icinden de, onların "tanınmamıs bir topluluk" oldugunu gecirmisti
Surah Adh-Dhariyat, Verse 25
فَرَاغَ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِۦ فَجَآءَ بِعِجۡلٖ سَمِينٖ
Hemen ailesine giderek semiz bir buzagı getirmis, onların onune surup: "Yemez misiniz?" demisti
Surah Adh-Dhariyat, Verse 26
فَقَرَّبَهُۥٓ إِلَيۡهِمۡ قَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ
Hemen ailesine giderek semiz bir buzagı getirmis, onların onune surup: "Yemez misiniz?" demisti
Surah Adh-Dhariyat, Verse 27
فَأَوۡجَسَ مِنۡهُمۡ خِيفَةٗۖ قَالُواْ لَا تَخَفۡۖ وَبَشَّرُوهُ بِغُلَٰمٍ عَلِيمٖ
(Yemediklerini gorunce) onlardan endiseye dustu; "Korkma" dediler ve ona bilgin bir ogul sahibi olacagını mujdelediler
Surah Adh-Dhariyat, Verse 28
فَأَقۡبَلَتِ ٱمۡرَأَتُهُۥ فِي صَرَّةٖ فَصَكَّتۡ وَجۡهَهَا وَقَالَتۡ عَجُوزٌ عَقِيمٞ
Bunun uzerine karısı hayretle seslenerek geldi, elleriyle yuzunu kapayarak: "kısır bir kocakarı!" dedi
Surah Adh-Dhariyat, Verse 29
قَالُواْ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡعَلِيمُ
Melekler: "Bu boyledir, Rabbin soylemistir; dogrusu O, Hakim olandır, bilendir" dediler
Surah Adh-Dhariyat, Verse 30
۞قَالَ فَمَا خَطۡبُكُمۡ أَيُّهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ
Ibrahim: "Ey Elciler! Goreviniz nedir?" dedi
Surah Adh-Dhariyat, Verse 31
قَالُوٓاْ إِنَّآ أُرۡسِلۡنَآ إِلَىٰ قَوۡمٖ مُّجۡرِمِينَ
Elciler: "Suclu bir milletin uzerine, Rabbinin katından isaretli olarak, asırı gidenlere mahsus sert taslar gondermekle gorevlendirildik" dediler
Surah Adh-Dhariyat, Verse 32
لِنُرۡسِلَ عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن طِينٖ
Elciler: "Suclu bir milletin uzerine, Rabbinin katından isaretli olarak, asırı gidenlere mahsus sert taslar gondermekle gorevlendirildik" dediler
Surah Adh-Dhariyat, Verse 33
مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَ لِلۡمُسۡرِفِينَ
Elciler: "Suclu bir milletin uzerine, Rabbinin katından isaretli olarak, asırı gidenlere mahsus sert taslar gondermekle gorevlendirildik" dediler
Surah Adh-Dhariyat, Verse 34
فَأَخۡرَجۡنَا مَن كَانَ فِيهَا مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Bunun uzerine, suclu milletin arasında bulunan muminleri cıkardık
Surah Adh-Dhariyat, Verse 35
فَمَا وَجَدۡنَا فِيهَا غَيۡرَ بَيۡتٖ مِّنَ ٱلۡمُسۡلِمِينَ
Zaten orada, kendini Allah'a vermis sadece bir tek ev halkı bulduk
Surah Adh-Dhariyat, Verse 36
وَتَرَكۡنَا فِيهَآ ءَايَةٗ لِّلَّذِينَ يَخَافُونَ ٱلۡعَذَابَ ٱلۡأَلِيمَ
Can yakıcı azabdan korkanlar icin, o beldede bir isaret, bir kalıntı bıraktık
Surah Adh-Dhariyat, Verse 37
وَفِي مُوسَىٰٓ إِذۡ أَرۡسَلۡنَٰهُ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ بِسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٖ
Musa'nın basından gecenlerde de ibret vardır: Onu apacık delille Firavun'a gonderdik
Surah Adh-Dhariyat, Verse 38
فَتَوَلَّىٰ بِرُكۡنِهِۦ وَقَالَ سَٰحِرٌ أَوۡ مَجۡنُونٞ
Firavun, erkaniyle birlikte hakdan yuz cevirdi; "sihirbazdır veya delidir" dedi
Surah Adh-Dhariyat, Verse 39
فَأَخَذۡنَٰهُ وَجُنُودَهُۥ فَنَبَذۡنَٰهُمۡ فِي ٱلۡيَمِّ وَهُوَ مُلِيمٞ
Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmisti
Surah Adh-Dhariyat, Verse 40
وَفِي عَادٍ إِذۡ أَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمُ ٱلرِّيحَ ٱلۡعَقِيمَ
Ad milletinin basından gecende de ibret vardır: Onların uzerine, ugradıgı her seyi bırakmayıp toza ceviren kuru bir ruzgar gonderdik
Surah Adh-Dhariyat, Verse 41
مَا تَذَرُ مِن شَيۡءٍ أَتَتۡ عَلَيۡهِ إِلَّا جَعَلَتۡهُ كَٱلرَّمِيمِ
Ad milletinin basından gecende de ibret vardır: Onların uzerine, ugradıgı her seyi bırakmayıp toza ceviren kuru bir ruzgar gonderdik
Surah Adh-Dhariyat, Verse 42
وَفِي ثَمُودَ إِذۡ قِيلَ لَهُمۡ تَمَتَّعُواْ حَتَّىٰ حِينٖ
Semud milletinin basına gelende de ibret vardır: Onlara, "Bir sureye kadar zevklenin" denmisti
Surah Adh-Dhariyat, Verse 43
فَعَتَوۡاْ عَنۡ أَمۡرِ رَبِّهِمۡ فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّـٰعِقَةُ وَهُمۡ يَنظُرُونَ
Onlar Rablerinin buyrugundan cıkmıslardı; bunun uzerine kendilerini gozleri gore gore yıldırım carptı
Surah Adh-Dhariyat, Verse 44
فَمَا ٱسۡتَطَٰعُواْ مِن قِيَامٖ وَمَا كَانُواْ مُنتَصِرِينَ
Ayaga kalkacak gucleri kalmadı, yardım da gormediler
Surah Adh-Dhariyat, Verse 45
وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَوۡمٗا فَٰسِقِينَ
Daha once de Nuh milletini cezalandırmıstık. Cunku onlar da yoldan cıkmıs bir milletti
Surah Adh-Dhariyat, Verse 46
وَٱلسَّمَآءَ بَنَيۡنَٰهَا بِأَيۡيْدٖ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ
Gogu, gucumuzle Biz kurduk; suphesiz biz onu genisleticiyiz
Surah Adh-Dhariyat, Verse 47
وَٱلۡأَرۡضَ فَرَشۡنَٰهَا فَنِعۡمَ ٱلۡمَٰهِدُونَ
Yeryuzunu biz yayıp dosedik: Ne guzel doseyiciyiz
Surah Adh-Dhariyat, Verse 48
وَمِن كُلِّ شَيۡءٍ خَلَقۡنَا زَوۡجَيۡنِ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ
Ibret alasınız diye her seyi cift cift yaratmısızdır
Surah Adh-Dhariyat, Verse 49
فَفِرُّوٓاْ إِلَى ٱللَّهِۖ إِنِّي لَكُم مِّنۡهُ نَذِيرٞ مُّبِينٞ
De ki: "Oyleyse Allah'a kosusun; dogrusu ben sizi O'nun azabı ile acıkca uyaranım
Surah Adh-Dhariyat, Verse 50
وَلَا تَجۡعَلُواْ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَۖ إِنِّي لَكُم مِّنۡهُ نَذِيرٞ مُّبِينٞ
Allah'ın yanında baskasını tanrı kılmayın; dogrusu ben sizi O'nun azabı ile acıkca uyaranım
Surah Adh-Dhariyat, Verse 51
كَذَٰلِكَ مَآ أَتَى ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا قَالُواْ سَاحِرٌ أَوۡ مَجۡنُونٌ
Onlardan oncekilere, herhangi bir peygamber gelince: "sihirbazdır" veya "Delidir" derlerdi
Surah Adh-Dhariyat, Verse 52
أَتَوَاصَوۡاْ بِهِۦۚ بَلۡ هُمۡ قَوۡمٞ طَاغُونَ
Oncekiler sonrakilere boyle mi vasiyet ettiler? Hayır; bunlar azgın bir millettir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 53
فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ فَمَآ أَنتَ بِمَلُومٖ
Onlardan yuz cevir; sen kınanacak degilsin
Surah Adh-Dhariyat, Verse 54
وَذَكِّرۡ فَإِنَّ ٱلذِّكۡرَىٰ تَنفَعُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Ogut ver; dogrusu ogut inananlara fayda verir
Surah Adh-Dhariyat, Verse 55
وَمَا خَلَقۡتُ ٱلۡجِنَّ وَٱلۡإِنسَ إِلَّا لِيَعۡبُدُونِ
Cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etmeleri icin yaratmısımdır
Surah Adh-Dhariyat, Verse 56
مَآ أُرِيدُ مِنۡهُم مِّن رِّزۡقٖ وَمَآ أُرِيدُ أَن يُطۡعِمُونِ
Onlardan bir rızık istemem; Beni doyurmalarını da istemem
Surah Adh-Dhariyat, Verse 57
إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلرَّزَّاقُ ذُو ٱلۡقُوَّةِ ٱلۡمَتِينُ
Suphesiz rızıklandıran da, guc ve kuvvet sahibi olan da Allah'tır
Surah Adh-Dhariyat, Verse 58
فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ ذَنُوبٗا مِّثۡلَ ذَنُوبِ أَصۡحَٰبِهِمۡ فَلَا يَسۡتَعۡجِلُونِ
Zulmedenlerin, gecmis arkadaslarının suclarına benzer sucları vardır; cezalarını Benden acele istemesinler
Surah Adh-Dhariyat, Verse 59
فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن يَوۡمِهِمُ ٱلَّذِي يُوعَدُونَ
Soz verilen gunun azabından vay o inkar edenlere
Surah Adh-Dhariyat, Verse 60