Surah Al-Qamar - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
ٱقۡتَرَبَتِ ٱلسَّاعَةُ وَٱنشَقَّ ٱلۡقَمَرُ
Saat yaklastı ve Kamer (Ay) yarıldı
Surah Al-Qamar, Verse 1
وَإِن يَرَوۡاْ ءَايَةٗ يُعۡرِضُواْ وَيَقُولُواْ سِحۡرٞ مُّسۡتَمِرّٞ
Ve onlar, bir mucize gorseler, yuz cevirirler. Ve bu “Surekli bir sihirdir.” derler
Surah Al-Qamar, Verse 2
وَكَذَّبُواْ وَٱتَّبَعُوٓاْ أَهۡوَآءَهُمۡۚ وَكُلُّ أَمۡرٖ مُّسۡتَقِرّٞ
Ve yalanladılar ve de kendi hevalarına tabi oldular. Ve butun isler kararlastırılmıstır
Surah Al-Qamar, Verse 3
وَلَقَدۡ جَآءَهُم مِّنَ ٱلۡأَنۢبَآءِ مَا فِيهِ مُزۡدَجَرٌ
Ve andolsun ki onlara, icinde caydırıcı seyler bulunan haberlerden geldi
Surah Al-Qamar, Verse 4
حِكۡمَةُۢ بَٰلِغَةٞۖ فَمَا تُغۡنِ ٱلنُّذُرُ
(Bu haberler), son derece balig (acık) hikmetlerdir. Buna ragmen uyarıların bir faydası olmadı
Surah Al-Qamar, Verse 5
فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡۘ يَوۡمَ يَدۡعُ ٱلدَّاعِ إِلَىٰ شَيۡءٖ نُّكُرٍ
Artık onlardan yuz cevir. O gun davetci, (onları) korkunc dehsetli bir seye cagıracak
Surah Al-Qamar, Verse 6
خُشَّعًا أَبۡصَٰرُهُمۡ يَخۡرُجُونَ مِنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ كَأَنَّهُمۡ جَرَادٞ مُّنتَشِرٞ
Kabirlerden, gozleri dehsete dusmus olarak cıkarlar. Sanki onlar, etrafa yayılan cekirgeler gibidir
Surah Al-Qamar, Verse 7
مُّهۡطِعِينَ إِلَى ٱلدَّاعِۖ يَقُولُ ٱلۡكَٰفِرُونَ هَٰذَا يَوۡمٌ عَسِرٞ
Davetciye dogru kosan kafirler: “Bu, cok zor bir gun.” diyecekler
Surah Al-Qamar, Verse 8
۞كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ فَكَذَّبُواْ عَبۡدَنَا وَقَالُواْ مَجۡنُونٞ وَٱزۡدُجِرَ
Onlardan once Nuh´un kavmi de yalanladı. Boylece kulumuzu (Hz. Nuh´u) yalanladılar. “O, mecnundur.” dediler. Ve cefa edilerek (tebligden) men edildi
Surah Al-Qamar, Verse 9
فَدَعَا رَبَّهُۥٓ أَنِّي مَغۡلُوبٞ فَٱنتَصِرۡ
Sonunda, Rabbine dua etti: “Muhakkak ki ben, maglup olanım. Oyleyse intikam al.”
Surah Al-Qamar, Verse 10
فَفَتَحۡنَآ أَبۡوَٰبَ ٱلسَّمَآءِ بِمَآءٖ مُّنۡهَمِرٖ
Bunun uzerine, semanın kapılarını gurul gurul akan suya actık
Surah Al-Qamar, Verse 11
وَفَجَّرۡنَا ٱلۡأَرۡضَ عُيُونٗا فَٱلۡتَقَى ٱلۡمَآءُ عَلَىٰٓ أَمۡرٖ قَدۡ قُدِرَ
Ve yeryuzunu pınarlar halinde fıskırttık. Boylece sular, taktir edilmis olan emir uzerine birlesti
Surah Al-Qamar, Verse 12
وَحَمَلۡنَٰهُ عَلَىٰ ذَاتِ أَلۡوَٰحٖ وَدُسُرٖ
Ve onu, percinlenmis levhalardan olusan (gemi) uzerinde tasıdık
Surah Al-Qamar, Verse 13
تَجۡرِي بِأَعۡيُنِنَا جَزَآءٗ لِّمَن كَانَ كُفِرَ
(Gemi) gozlerimizin onunde yuzerek akıp gidiyordu, inkar edilmis olana (Hz. Nuh´a) bir mukafat olarak
Surah Al-Qamar, Verse 14
وَلَقَد تَّرَكۡنَٰهَآ ءَايَةٗ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Ve andolsun ki Biz, onu (o gemiyi) bir ayet (ibret) olarak bıraktık. Buna ragmen tezekkur eden (ibret alan) var mı
Surah Al-Qamar, Verse 15
فَكَيۡفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Oyleyse inzarım (uyarılarım) ve azabım nasıl oldu
Surah Al-Qamar, Verse 16
وَلَقَدۡ يَسَّرۡنَا ٱلۡقُرۡءَانَ لِلذِّكۡرِ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Ve andolsun ki Biz, Kur´an´ı, zikir icin kolaylastırdık. Buna ragmen tezekkur eden (ibret alan) var mı
Surah Al-Qamar, Verse 17
كَذَّبَتۡ عَادٞ فَكَيۡفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Ad (kavmi) de yalanladı. Oyleyse inzarım (uyarılarım) ve azabım nasıl oldu
Surah Al-Qamar, Verse 18
إِنَّآ أَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ رِيحٗا صَرۡصَرٗا فِي يَوۡمِ نَحۡسٖ مُّسۡتَمِرّٖ
Muhakkak ki Biz, onların uzerine ugursuzlugu (felaketleri), gun boyu devam eden sarsaran ruzgarı (cok siddetli, ugultulu ve cok soguk bir kasırga) gonderdik
Surah Al-Qamar, Verse 19
تَنزِعُ ٱلنَّاسَ كَأَنَّهُمۡ أَعۡجَازُ نَخۡلٖ مُّنقَعِرٖ
(Oyle bir ruzgar ki) insanları, sanki kokunden koparılmıs hurma kutukleri gibi (havaya fırlatıp) atar
Surah Al-Qamar, Verse 20
فَكَيۡفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Oyleyse inzarım (uyarılarım) ve azabım nasıl oldu
Surah Al-Qamar, Verse 21
وَلَقَدۡ يَسَّرۡنَا ٱلۡقُرۡءَانَ لِلذِّكۡرِ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Ve andolsun ki Biz, Kur´an´ı zikir icin kolaylastırdık. Buna ragmen tezekkur eden (ibret alan) var mı
Surah Al-Qamar, Verse 22
كَذَّبَتۡ ثَمُودُ بِٱلنُّذُرِ
Semud (kavmi) de uyarıları yalanladı
Surah Al-Qamar, Verse 23
فَقَالُوٓاْ أَبَشَرٗا مِّنَّا وَٰحِدٗا نَّتَّبِعُهُۥٓ إِنَّآ إِذٗا لَّفِي ضَلَٰلٖ وَسُعُرٍ
O zaman soyle dediler: “Bizden biri olan bir besere mi? Biz, ona mı tabi olacagız? O taktirde muhakkak ki biz, gercekten dalalet ve cılgınlık icinde oluruz.”
Surah Al-Qamar, Verse 24
أَءُلۡقِيَ ٱلذِّكۡرُ عَلَيۡهِ مِنۢ بَيۡنِنَا بَلۡ هُوَ كَذَّابٌ أَشِرٞ
Zikir, aramızdan ona mı ilka edildi (ulastırıldı)? Hayır o, haddini asan bir yalancıdır
Surah Al-Qamar, Verse 25
سَيَعۡلَمُونَ غَدٗا مَّنِ ٱلۡكَذَّابُ ٱلۡأَشِرُ
Haddini asan yalancı kimdir, yarın bilecekler
Surah Al-Qamar, Verse 26
إِنَّا مُرۡسِلُواْ ٱلنَّاقَةِ فِتۡنَةٗ لَّهُمۡ فَٱرۡتَقِبۡهُمۡ وَٱصۡطَبِرۡ
Muhakkak ki, onlara fitne (imtihan) olsun diye o disi deveyi gonderen Biziz. Artık onları gozle (akıbetlerini bekle) ve sabret
Surah Al-Qamar, Verse 27
وَنَبِّئۡهُمۡ أَنَّ ٱلۡمَآءَ قِسۡمَةُۢ بَيۡنَهُمۡۖ كُلُّ شِرۡبٖ مُّحۡتَضَرٞ
(Beldedeki) suyun, (deve ile) onlar arasında taksim edildigini (nobetlese icilecegini) onlara haber ver. Icecek olanların hepsi, sırası gelince hazır olur
Surah Al-Qamar, Verse 28
فَنَادَوۡاْ صَاحِبَهُمۡ فَتَعَاطَىٰ فَعَقَرَ
Bir sure sonra arkadaslarını cagırdılar (deveyi oldurmesini istediler). Bunun uzerine o, ileri atıldı sonra da (onu) kesti
Surah Al-Qamar, Verse 29
فَكَيۡفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Oyleyse inzarım (uyarılarım) ve azabım nasıl oldu
Surah Al-Qamar, Verse 30
إِنَّآ أَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ فَكَانُواْ كَهَشِيمِ ٱلۡمُحۡتَظِرِ
Muhakkak ki Biz, onların uzerine tek bir sayha (korkunc ses dalgası) gonderdik. Boylece onlar, ufalanmıs kuru ot gibi oldular
Surah Al-Qamar, Verse 31
وَلَقَدۡ يَسَّرۡنَا ٱلۡقُرۡءَانَ لِلذِّكۡرِ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Ve andolsun ki Biz, Kur´an´ı zikir icin kolaylastırdık. Buna ragmen tezekkur eden (ibret alan) var mı
Surah Al-Qamar, Verse 32
كَذَّبَتۡ قَوۡمُ لُوطِۭ بِٱلنُّذُرِ
Lut (A.S)´ın kavmi de uyarıları yalanladı
Surah Al-Qamar, Verse 33
إِنَّآ أَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ حَاصِبًا إِلَّآ ءَالَ لُوطٖۖ نَّجَّيۡنَٰهُم بِسَحَرٖ
Muhakkak ki Biz, onların uzerine helak edici bir kasırga gonderdik. Seher vaktinde Lut (A.S)´ın ailesi haric, onları kurtardık
Surah Al-Qamar, Verse 34
نِّعۡمَةٗ مِّنۡ عِندِنَاۚ كَذَٰلِكَ نَجۡزِي مَن شَكَرَ
Katımızdan bir ni´met olarak, sukreden kimseyi iste Biz, boyle mukafatlandırırız
Surah Al-Qamar, Verse 35
وَلَقَدۡ أَنذَرَهُم بَطۡشَتَنَا فَتَمَارَوۡاْ بِٱلنُّذُرِ
Ve andolsun ki, Lut (A.S), onları “siddetli azabımızla yakalamamız” konusunda uyardı. Fakat onlar, bu uyarılardan suphe ettiler
Surah Al-Qamar, Verse 36
وَلَقَدۡ رَٰوَدُوهُ عَن ضَيۡفِهِۦ فَطَمَسۡنَآ أَعۡيُنَهُمۡ فَذُوقُواْ عَذَابِي وَنُذُرِ
Ve andolsun ki, kotu amelleri icin ondan misafirlerini ısrarla istediler. Bunun uzerine onların gozlerini silip yok ettik. Oyleyse inzarımı (uyarılarımı) ve azabımı tadın
Surah Al-Qamar, Verse 37
وَلَقَدۡ صَبَّحَهُم بُكۡرَةً عَذَابٞ مُّسۡتَقِرّٞ
Ve andolsun ki, onları sabahleyin daimi bir azap yakaladı
Surah Al-Qamar, Verse 38
فَذُوقُواْ عَذَابِي وَنُذُرِ
Oyleyse inzarımı (uyarılarımı) ve azabımı tadın
Surah Al-Qamar, Verse 39
وَلَقَدۡ يَسَّرۡنَا ٱلۡقُرۡءَانَ لِلذِّكۡرِ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Ve andolsun ki Biz, Kur´an´ı zikir icin kolaylastırdık. Buna ragmen tezekkur eden (ibret alan) var mı
Surah Al-Qamar, Verse 40
وَلَقَدۡ جَآءَ ءَالَ فِرۡعَوۡنَ ٱلنُّذُرُ
Ve andolsun ki, firavun ailesine de uyarılar geldi
Surah Al-Qamar, Verse 41
كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كُلِّهَا فَأَخَذۡنَٰهُمۡ أَخۡذَ عَزِيزٖ مُّقۡتَدِرٍ
Ayetlerimizin hepsini yalanladılar. Bu sebeple onları ustun kudret sahibinin yakalayısı ile yakalayıp aldık (helak ettik)
Surah Al-Qamar, Verse 42
أَكُفَّارُكُمۡ خَيۡرٞ مِّنۡ أُوْلَـٰٓئِكُمۡ أَمۡ لَكُم بَرَآءَةٞ فِي ٱلزُّبُرِ
(Ey Mekkeliler!) Sizin kafirleriniz, onlardan (yalanlayan kavimlerden) daha mı hayırlı, yoksa sizin icin semavi kitaplarda beraat mı var
Surah Al-Qamar, Verse 43
أَمۡ يَقُولُونَ نَحۡنُ جَمِيعٞ مُّنتَصِرٞ
Yoksa: “Biz, hepimiz yardımlasan (yenilmeyen) bir toplumuz.” mu diyorlar
Surah Al-Qamar, Verse 44
سَيُهۡزَمُ ٱلۡجَمۡعُ وَيُوَلُّونَ ٱلدُّبُرَ
Yakında hepsi hezimete ugratılacak ve arkalarına donecekler (kacacaklar)
Surah Al-Qamar, Verse 45
بَلِ ٱلسَّاعَةُ مَوۡعِدُهُمۡ وَٱلسَّاعَةُ أَدۡهَىٰ وَأَمَرُّ
Hayır, onlara vaadedilen (azap), o saattir (kıyamet vaktidir). Ve o saat, daha korkunc ve daha dehsetlidir
Surah Al-Qamar, Verse 46
إِنَّ ٱلۡمُجۡرِمِينَ فِي ضَلَٰلٖ وَسُعُرٖ
Muhakkak ki mucrimler (suclular), dalalet ve cılgınlık icindedir
Surah Al-Qamar, Verse 47
يَوۡمَ يُسۡحَبُونَ فِي ٱلنَّارِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمۡ ذُوقُواْ مَسَّ سَقَرَ
O gun yuz ustu (surunerek) atese suruklenirler. “Sekarın (alevli atesin) dokunusunu tadın!” (denir)
Surah Al-Qamar, Verse 48
إِنَّا كُلَّ شَيۡءٍ خَلَقۡنَٰهُ بِقَدَرٖ
Muhakkak ki Biz, herseyi, bir kaderle (takdir edilmis olarak) yarattık
Surah Al-Qamar, Verse 49
وَمَآ أَمۡرُنَآ إِلَّا وَٰحِدَةٞ كَلَمۡحِۭ بِٱلۡبَصَرِ
Ve Bizim emrimiz, tek bir emirden baska bir sey degildir, gozun bir anlık bakısı gibidir
Surah Al-Qamar, Verse 50
وَلَقَدۡ أَهۡلَكۡنَآ أَشۡيَاعَكُمۡ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Ve andolsun ki, sizin gibi olanları helak etik. Buna ragmen tezekkur eden (ibret alan) var mı
Surah Al-Qamar, Verse 51
وَكُلُّ شَيۡءٖ فَعَلُوهُ فِي ٱلزُّبُرِ
Ve onların yaptıkları hersey (semavi) kitaplarda vardır
Surah Al-Qamar, Verse 52
وَكُلُّ صَغِيرٖ وَكَبِيرٖ مُّسۡتَطَرٌ
Ve kucuk buyuk hersey yazılmıstır
Surah Al-Qamar, Verse 53
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّـٰتٖ وَنَهَرٖ
Muhakkak ki takva sahipleri, cennetlerde ve nehir kenarlarındadır
Surah Al-Qamar, Verse 54
فِي مَقۡعَدِ صِدۡقٍ عِندَ مَلِيكٖ مُّقۡتَدِرِۭ
Kudret Sahibi Melik´in huzurunda, sadıklar makamındadır
Surah Al-Qamar, Verse 55