Surah An-Najm - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
وَٱلنَّجۡمِ إِذَا هَوَىٰ
Kayboldugu zaman yıldıza andolsun
Surah An-Najm, Verse 1
مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمۡ وَمَا غَوَىٰ
Sahibiniz dalalete dusmedi ve azmadı
Surah An-Najm, Verse 2
وَمَا يَنطِقُ عَنِ ٱلۡهَوَىٰٓ
Ve o, hevasından (kendiliginden) konusmaz
Surah An-Najm, Verse 3
إِنۡ هُوَ إِلَّا وَحۡيٞ يُوحَىٰ
(O´nun soyledikleri), sadece O´na vahyolunan vahiydir
Surah An-Najm, Verse 4
عَلَّمَهُۥ شَدِيدُ ٱلۡقُوَىٰ
O´na cok siddetli ve kudretli olan (Cebrail A.S) ogretti
Surah An-Najm, Verse 5
ذُو مِرَّةٖ فَٱسۡتَوَىٰ
O (Cebrail A.S), kuvvet ve azamet sahibidir. Oylece istiva etti (yoneldi)
Surah An-Najm, Verse 6
وَهُوَ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡأَعۡلَىٰ
Ve o, ufkun en yuksek yerinde (gozuktu)
Surah An-Najm, Verse 7
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ
Sonra yaklastı ve boylece indi
Surah An-Najm, Verse 8
فَكَانَ قَابَ قَوۡسَيۡنِ أَوۡ أَدۡنَىٰ
Boylece iki yay mesafesi kadar, (hatta) daha yakın oldu
Surah An-Najm, Verse 9
فَأَوۡحَىٰٓ إِلَىٰ عَبۡدِهِۦ مَآ أَوۡحَىٰ
Boylece O´nun kuluna vahyedecegi seyi vahyetti
Surah An-Najm, Verse 10
مَا كَذَبَ ٱلۡفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ
Kalbindeki fuad (gonul gozu gormesi), gordugu (ruhun gozlerinin gordugu) seyi tekzip etmedi
Surah An-Najm, Verse 11
أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ
Yoksa siz, onunla gordugu sey hakkında mı tartısıyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 12
وَلَقَدۡ رَءَاهُ نَزۡلَةً أُخۡرَىٰ
Ve andolsun ki, onu baska bir inisinde de gordu
Surah An-Najm, Verse 13
عِندَ سِدۡرَةِ ٱلۡمُنتَهَىٰ
Sidretul Munteha´nın yanında
Surah An-Najm, Verse 14
عِندَهَا جَنَّةُ ٱلۡمَأۡوَىٰٓ
O´nun (Sidretul Munteha´nın) yanında Meva Cenneti (vardır)
Surah An-Najm, Verse 15
إِذۡ يَغۡشَى ٱلسِّدۡرَةَ مَا يَغۡشَىٰ
Sidre´yi buruyen sey buruyordu
Surah An-Najm, Verse 16
مَا زَاغَ ٱلۡبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ
Bakıs kaymadı ve haddi asmadı
Surah An-Najm, Verse 17
لَقَدۡ رَأَىٰ مِنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ
Andolsun ki o, Rabbinin buyuk ayetlerinden (bir kısmını) gordu
Surah An-Najm, Verse 18
أَفَرَءَيۡتُمُ ٱللَّـٰتَ وَٱلۡعُزَّىٰ
Siz, Lat ve Uzza´yı gordunuz mu
Surah An-Najm, Verse 19
وَمَنَوٰةَ ٱلثَّالِثَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰٓ
Ve digerini, ucuncusu Menat´ı (gordunuz mu)
Surah An-Najm, Verse 20
أَلَكُمُ ٱلذَّكَرُ وَلَهُ ٱلۡأُنثَىٰ
Erkek (cocuklar) sizin ve kız (cocuklar) O´nun mu
Surah An-Najm, Verse 21
تِلۡكَ إِذٗا قِسۡمَةٞ ضِيزَىٰٓ
Eger boyle ise bu, insafsız (haksız) bir taksimdir
Surah An-Najm, Verse 22
إِنۡ هِيَ إِلَّآ أَسۡمَآءٞ سَمَّيۡتُمُوهَآ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلۡطَٰنٍۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَمَا تَهۡوَى ٱلۡأَنفُسُۖ وَلَقَدۡ جَآءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ ٱلۡهُدَىٰٓ
Onlar (bu isimler) ancak sizin ve babalarınızın onları isimlendirdiginiz isimlerdir. Allah onlara hicbir sultan (delil indirmedi). Onlar sadece zanna ve nefslerinin arzuladıgı seylere tabi oluyorlar. Ve andolsun ki, onlara Rab´lerinden hidayet geldi
Surah An-Najm, Verse 23
أَمۡ لِلۡإِنسَٰنِ مَا تَمَنَّىٰ
Yoksa insan icin sadece temenni ettigi (istedigi) sey mi var
Surah An-Najm, Verse 24
فَلِلَّهِ ٱلۡأٓخِرَةُ وَٱلۡأُولَىٰ
Fakat evvel de, ahir de Allah´ındır (dunya da, ahiret de Allah´ındır)
Surah An-Najm, Verse 25
۞وَكَم مِّن مَّلَكٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ لَا تُغۡنِي شَفَٰعَتُهُمۡ شَيۡـًٔا إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ أَن يَأۡذَنَ ٱللَّهُ لِمَن يَشَآءُ وَيَرۡضَىٰٓ
Ve goklerde nice melekler vardır ki, onların sefaatleri (hic)bir seyle (hicbir sekilde) fayda vermez. Allah´ın diledigi ve razı oldugu (tasarruf rızasına sahip) kimseye (devrin imamına) izin vermesinden sonrası haric
Surah An-Najm, Verse 26
إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ لَيُسَمُّونَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ تَسۡمِيَةَ ٱلۡأُنثَىٰ
Muhakkak ki ahirete (Allah´a ruhunu ulastırmaya ve kıyamet gunune) inanmayanlar, melekleri mutlaka disi isimlerle isimlendiriyorlar
Surah An-Najm, Verse 27
وَمَا لَهُم بِهِۦ مِنۡ عِلۡمٍۖ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّۖ وَإِنَّ ٱلظَّنَّ لَا يُغۡنِي مِنَ ٱلۡحَقِّ شَيۡـٔٗا
Ve onların (melekler konusunda) bir ilmi yoktur. Onlar sadece zanna tabi olurlar. Ve muhakkak ki zan, Hak´tan yana hicbir seye fayda saglamaz
Surah An-Najm, Verse 28
فَأَعۡرِضۡ عَن مَّن تَوَلَّىٰ عَن ذِكۡرِنَا وَلَمۡ يُرِدۡ إِلَّا ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
Artık zikrimizden donen ve dunya hayatından baska bir sey istemeyenlerden yuz cevir
Surah An-Najm, Verse 29
ذَٰلِكَ مَبۡلَغُهُم مِّنَ ٱلۡعِلۡمِۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱهۡتَدَىٰ
Onların ilimden ulasabildikleri (sadece) budur. Muhakkak ki senin Rabbin ki; O, kimin Kendi yolundan saptıgını en iyi bilir ve O, kimin hidayete erdigini en iyi bilir
Surah An-Najm, Verse 30
وَلِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ لِيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ أَسَـٰٓـُٔواْ بِمَا عَمِلُواْ وَيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ أَحۡسَنُواْ بِٱلۡحُسۡنَى
Ve goklerde ve yerde olan seyler Allah icindir. Kotuluk yapanları, yaptıkları sebebiyle cezalandırsın ve ahsen davrananları daha guzeli ile mukafatlandırsın diye
Surah An-Najm, Verse 31
ٱلَّذِينَ يَجۡتَنِبُونَ كَبَـٰٓئِرَ ٱلۡإِثۡمِ وَٱلۡفَوَٰحِشَ إِلَّا ٱللَّمَمَۚ إِنَّ رَبَّكَ وَٰسِعُ ٱلۡمَغۡفِرَةِۚ هُوَ أَعۡلَمُ بِكُمۡ إِذۡ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ وَإِذۡ أَنتُمۡ أَجِنَّةٞ فِي بُطُونِ أُمَّهَٰتِكُمۡۖ فَلَا تُزَكُّوٓاْ أَنفُسَكُمۡۖ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱتَّقَىٰٓ
Onlar ki, kucuk gunahlar haric, buyuk gunahlardan ve fuhustan ictinap ederler (sakınırlar). Muhakkak ki Rabbin, magfireti genis olandır. O, sizi daha iyi bilendir. O, sizi topraktan yaratmıstı. Ve siz, annelerinizin karnında cenin idiniz. Oyleyse nefslerinizi temize cıkarmayın (nefslerinizi tezkiye ettiginizi iddia etmeyin). O (Allah), kimin takva sahibi oldugunu daha iyi bilendir
Surah An-Najm, Verse 32
أَفَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي تَوَلَّىٰ
(Allah´tan) yuz cevireni gordun mu
Surah An-Najm, Verse 33
وَأَعۡطَىٰ قَلِيلٗا وَأَكۡدَىٰٓ
Ve o, pek az verdi, kalanını kesti (vazgecti, vermedi)
Surah An-Najm, Verse 34
أَعِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلۡغَيۡبِ فَهُوَ يَرَىٰٓ
Gaybın ilmi onun yanında mı? Boylece o mu goruyor
Surah An-Najm, Verse 35
أَمۡ لَمۡ يُنَبَّأۡ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ
Yoksa Hz. Musa´nın sayfalarında olan seylerden ona haber verilmedi mi
Surah An-Najm, Verse 36
وَإِبۡرَٰهِيمَ ٱلَّذِي وَفَّىٰٓ
Ve Hz. Ibrahim ki, o vefa etti (Allah´ın emirlerini ifa etti)
Surah An-Najm, Verse 37
أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰ
Gercekten (hic)bir gunahkar, bir baskasının yukunu (gunahını) yuklenmez
Surah An-Najm, Verse 38
وَأَن لَّيۡسَ لِلۡإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ
Ve insan icin, calısmasından baska bir sey yoktur
Surah An-Najm, Verse 39
وَأَنَّ سَعۡيَهُۥ سَوۡفَ يُرَىٰ
Ve onun yaptıgı calısma (amel), yakında gorulecektir
Surah An-Najm, Verse 40
ثُمَّ يُجۡزَىٰهُ ٱلۡجَزَآءَ ٱلۡأَوۡفَىٰ
Sonra onun karsılıgı eksiksiz olarak odenecektir
Surah An-Najm, Verse 41
وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلۡمُنتَهَىٰ
Ve munteha (sonunda donus), mutlaka Rabbinedir
Surah An-Najm, Verse 42
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضۡحَكَ وَأَبۡكَىٰ
Ve muhakkak ki, gulduren ve aglatan O´dur
Surah An-Najm, Verse 43
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحۡيَا
Ve muhakkak ki, olduren ve dirilten O´dur
Surah An-Najm, Verse 44
وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰ
Ve muhakkak ki O, erkek ve disi ciftler yarattı
Surah An-Najm, Verse 45
مِن نُّطۡفَةٍ إِذَا تُمۡنَىٰ
Meni akıtıldıgı zaman, bir nutfeden (bir damladan)
Surah An-Najm, Verse 46
وَأَنَّ عَلَيۡهِ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰ
Ve muhakkak ki, bundan sonraki nes´et (ikinci dirilme) O´na aittir
Surah An-Najm, Verse 47
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ
Ve muhakkak ki O, zengin eden ve varlıklı kılan O´dur
Surah An-Najm, Verse 48
وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعۡرَىٰ
Ve muhakkak ki, Sira´nın (Sira Yıldızı´nın) Rabbi O´dur
Surah An-Najm, Verse 49
وَأَنَّهُۥٓ أَهۡلَكَ عَادًا ٱلۡأُولَىٰ
Ve muhakkak ki, evvelki Ad (halkını) helak etti
Surah An-Najm, Verse 50
وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ
Ve Semud´u (da helak etti). Boylece (onları) baki kılmadı (geriye kimseyi bırakmadı)
Surah An-Najm, Verse 51
وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ
Ve daha once de Nuh (A.S)´ın kavmini (helak etti). Muhakkak ki onlar, daha zalim ve daha azgındılar
Surah An-Najm, Verse 52
وَٱلۡمُؤۡتَفِكَةَ أَهۡوَىٰ
Ve alt ust edilen beldeyi, (Cebrail (A.S) goge kaldırıp) yerin dibine gecirdi
Surah An-Najm, Verse 53
فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ
Artık onu (o kavmi) kaplayan (azap) kapladı ama ne kaplama
Surah An-Najm, Verse 54
فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ
O halde Rabbinin hangi ni´metlerinden suphe ediyorsun
Surah An-Najm, Verse 55
هَٰذَا نَذِيرٞ مِّنَ ٱلنُّذُرِ ٱلۡأُولَىٰٓ
Bu nezir, evvelki nezirlerden bir nezirdir
Surah An-Najm, Verse 56
أَزِفَتِ ٱلۡأٓزِفَةُ
Yaklasan, yaklastı
Surah An-Najm, Verse 57
لَيۡسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ كَاشِفَةٌ
Onu, Allah´tan baska kesfedecek yoktur
Surah An-Najm, Verse 58
أَفَمِنۡ هَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ تَعۡجَبُونَ
Yoksa bu soz size acayip mi geldi
Surah An-Najm, Verse 59
وَتَضۡحَكُونَ وَلَا تَبۡكُونَ
Ve siz guluyorsunuz ve aglamıyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 60
وَأَنتُمۡ سَٰمِدُونَ
Ve siz, gafletle eglenceye dalanlarsınız
Surah An-Najm, Verse 61
فَٱسۡجُدُواْۤ لِلَّهِۤ وَٱعۡبُدُواْ۩
Artık Allah´a secde edin ve (O´na) kul olun
Surah An-Najm, Verse 62