Surah An-Najm - Turkish Translation by Abdulbaki Golpinarli
وَٱلنَّجۡمِ إِذَا هَوَىٰ
Andolsun yıldıza, inerken
Surah An-Najm, Verse 1
مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمۡ وَمَا غَوَىٰ
Arkadasınız, gercekten ne saptı, ne ayrıldı
Surah An-Najm, Verse 2
وَمَا يَنطِقُ عَنِ ٱلۡهَوَىٰٓ
Ve kendi dilegiyle soz de soylemedi
Surah An-Najm, Verse 3
إِنۡ هُوَ إِلَّا وَحۡيٞ يُوحَىٰ
Sozu, ancak vahyedilen seyden ibaret
Surah An-Najm, Verse 4
عَلَّمَهُۥ شَدِيدُ ٱلۡقُوَىٰ
Ona ogretti kuvvetleri cok cetin
Surah An-Najm, Verse 5
ذُو مِرَّةٖ فَٱسۡتَوَىٰ
Kuvvetli biri; sonra dogruldu
Surah An-Najm, Verse 6
وَهُوَ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡأَعۡلَىٰ
Ve o, en yuce tanyerindeydi
Surah An-Najm, Verse 7
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ
Sonra yaklastı, yakınlastı
Surah An-Najm, Verse 8
فَكَانَ قَابَ قَوۡسَيۡنِ أَوۡ أَدۡنَىٰ
Iki yay kadar kaldı araları, yahut daha da yakın
Surah An-Najm, Verse 9
فَأَوۡحَىٰٓ إِلَىٰ عَبۡدِهِۦ مَآ أَوۡحَىٰ
Derken kuluna vahyetti, ne vahyettiyse
Surah An-Najm, Verse 10
مَا كَذَبَ ٱلۡفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ
Gonlu, gordugunu yalanlamadı
Surah An-Najm, Verse 11
أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ
Hala munakasa mı edersiniz gordugu seyleri
Surah An-Najm, Verse 12
وَلَقَدۡ رَءَاهُ نَزۡلَةً أُخۡرَىٰ
Ve andolsun ki onu, inerken bir kere daha gordu
Surah An-Najm, Verse 13
عِندَ سِدۡرَةِ ٱلۡمُنتَهَىٰ
En son sidrenin yanında
Surah An-Najm, Verse 14
عِندَهَا جَنَّةُ ٱلۡمَأۡوَىٰٓ
Mev'a cenneti de yanındaydı
Surah An-Najm, Verse 15
إِذۡ يَغۡشَى ٱلسِّدۡرَةَ مَا يَغۡشَىٰ
Sidreyi, o sırada neler burumus, kaplamıstı, neler
Surah An-Najm, Verse 16
مَا زَاغَ ٱلۡبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ
Gozu, ne kaydı, ne haddini astı
Surah An-Najm, Verse 17
لَقَدۡ رَأَىٰ مِنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ
Andolsun ki Rabbinin pek buyuk delillerinden bir kısmını gordu
Surah An-Najm, Verse 18
أَفَرَءَيۡتُمُ ٱللَّـٰتَ وَٱلۡعُزَّىٰ
Siz de gordunuz mu, Lat'ı ve Uzza'yı
Surah An-Najm, Verse 19
وَمَنَوٰةَ ٱلثَّالِثَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰٓ
Ve ucuncu obur putu, Menat'ı
Surah An-Najm, Verse 20
أَلَكُمُ ٱلذَّكَرُ وَلَهُ ٱلۡأُنثَىٰ
Erkek evlatlar sizin de kızlar onun mu
Surah An-Najm, Verse 21
تِلۡكَ إِذٗا قِسۡمَةٞ ضِيزَىٰٓ
Bu, pek insafsızca bir pay simdi
Surah An-Najm, Verse 22
إِنۡ هِيَ إِلَّآ أَسۡمَآءٞ سَمَّيۡتُمُوهَآ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلۡطَٰنٍۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَمَا تَهۡوَى ٱلۡأَنفُسُۖ وَلَقَدۡ جَآءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ ٱلۡهُدَىٰٓ
Bunlar, ancak sizin taktıgınız, atalarınızın taktıgı adlardan baska bir sey degil, Allah, onlara ait kesin bir delil indirmemistir, ancak zanna ve nefislerinin dilegine kapılmıstır onlar ve andolsun ki Rablerinden dogru yolu gosteren de gelmistir
Surah An-Najm, Verse 23
أَمۡ لِلۡإِنسَٰنِ مَا تَمَنَّىٰ
Yoksa insan, her umdugunu elde eder mi
Surah An-Najm, Verse 24
فَلِلَّهِ ٱلۡأٓخِرَةُ وَٱلۡأُولَىٰ
Gercekten de ahiret de Allah'ındır, dunya da
Surah An-Najm, Verse 25
۞وَكَم مِّن مَّلَكٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ لَا تُغۡنِي شَفَٰعَتُهُمۡ شَيۡـًٔا إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ أَن يَأۡذَنَ ٱللَّهُ لِمَن يَشَآءُ وَيَرۡضَىٰٓ
Ve goklerde nice melekler vardır ki Allah, diledigine ve razı olduguna sefaat etmeleri icin izin vermedikce sefaatleri, hicbir seye yaramaz
Surah An-Najm, Verse 26
إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ لَيُسَمُّونَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ تَسۡمِيَةَ ٱلۡأُنثَىٰ
Suphe yok ki ahirete inanmayanlar, meleklere disi adları takıp duruyorlar
Surah An-Najm, Verse 27
وَمَا لَهُم بِهِۦ مِنۡ عِلۡمٍۖ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّۖ وَإِنَّ ٱلظَّنَّ لَا يُغۡنِي مِنَ ٱلۡحَقِّ شَيۡـٔٗا
Onların, bu hususta hicbir bilgisi yok, ancak zanna kapılıyorlar ve suphe yok ki zan, gercege karsı hicbir seye yaramaz
Surah An-Najm, Verse 28
فَأَعۡرِضۡ عَن مَّن تَوَلَّىٰ عَن ذِكۡرِنَا وَلَمۡ يُرِدۡ إِلَّا ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
Artık yuz cevir, bizi anmadan yuz cevirenden ve ancak dunya yasayısını isteyenden
Surah An-Najm, Verse 29
ذَٰلِكَ مَبۡلَغُهُم مِّنَ ٱلۡعِلۡمِۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱهۡتَدَىٰ
Iste bilgide ulasabildikleri sey bu; suphe yok ki Rabbin, kendi yolundan cıkıp sapanı daha iyi bilir ve odur dogru yola gireni daha iyi bilen
Surah An-Najm, Verse 30
وَلِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ لِيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ أَسَـٰٓـُٔواْ بِمَا عَمِلُواْ وَيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ أَحۡسَنُواْ بِٱلۡحُسۡنَى
Ve Allah'ındır ne varsa goklerde ve ne varsa yeryuzunde kotuluk edenleri, yaptıklarına karsılık elbette cezalandırır ve iyilik edenlereyse yaptıklarından daha da iyi mukafat verir
Surah An-Najm, Verse 31
ٱلَّذِينَ يَجۡتَنِبُونَ كَبَـٰٓئِرَ ٱلۡإِثۡمِ وَٱلۡفَوَٰحِشَ إِلَّا ٱللَّمَمَۚ إِنَّ رَبَّكَ وَٰسِعُ ٱلۡمَغۡفِرَةِۚ هُوَ أَعۡلَمُ بِكُمۡ إِذۡ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ وَإِذۡ أَنتُمۡ أَجِنَّةٞ فِي بُطُونِ أُمَّهَٰتِكُمۡۖ فَلَا تُزَكُّوٓاْ أَنفُسَكُمۡۖ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱتَّقَىٰٓ
Israr etmemek sartıyle kucuk gunahlardan baska sucların buyuklerinden ve cirkin seylerden sakınanlara gelince: Suphe yok ki Rabbinin yarlıgaması pek genistir. O, sizi yeryuzunden yaratıp meydana getirdigi zaman ve siz, analarınızın karnında birer dolken de bilir; artık siz, kendinizi temize cıkarmaya kalkısmayın, o, kim cekinmededir, daha iyi bilir
Surah An-Najm, Verse 32
أَفَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي تَوَلَّىٰ
Gordun mu artık yuz cevireni
Surah An-Najm, Verse 33
وَأَعۡطَىٰ قَلِيلٗا وَأَكۡدَىٰٓ
Ve az bir sey verip sonra kısanı, nekeslik edeni
Surah An-Najm, Verse 34
أَعِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلۡغَيۡبِ فَهُوَ يَرَىٰٓ
Gizli seylere ait bilgi, onun katında mı da gormede
Surah An-Najm, Verse 35
أَمۡ لَمۡ يُنَبَّأۡ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ
Yoksa Musa'nın sahifelerindeki sey bildirilmedi mi ona
Surah An-Najm, Verse 36
وَإِبۡرَٰهِيمَ ٱلَّذِي وَفَّىٰٓ
Ve Ibrahim'in sahifelerindeki, o Ibrahim ki ahdine iyiden iyiye vefa etmisti
Surah An-Najm, Verse 37
أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰ
Hicbir suclu, bir baskasının sucunu yuklenemez
Surah An-Najm, Verse 38
وَأَن لَّيۡسَ لِلۡإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ
Ve gercekten de insan, ancak calıstıgını elde eder
Surah An-Najm, Verse 39
وَأَنَّ سَعۡيَهُۥ سَوۡفَ يُرَىٰ
Ve suphe yok ki calıstıgının karsılıgı da gosterilir ona
Surah An-Najm, Verse 40
ثُمَّ يُجۡزَىٰهُ ٱلۡجَزَآءَ ٱلۡأَوۡفَىٰ
Sonra da ona, en degerli mukafat verilir
Surah An-Najm, Verse 41
وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلۡمُنتَهَىٰ
Ve suphe yok ki son varılacak tapı, Rabbinin tapısıdır
Surah An-Najm, Verse 42
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضۡحَكَ وَأَبۡكَىٰ
Ve suphe yok ki odur adamakıllı gulduren ve aglatan
Surah An-Najm, Verse 43
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحۡيَا
Ve suphe yok ki odur olduren ve dirilten
Surah An-Najm, Verse 44
وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰ
Ve suphe yok ki o halk etmistir erkegi ve disiyi
Surah An-Najm, Verse 45
مِن نُّطۡفَةٍ إِذَا تُمۡنَىٰ
Bir katre sudan, o suyu cıkardıgı zaman
Surah An-Najm, Verse 46
وَأَنَّ عَلَيۡهِ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰ
Ve suphe yok ki ikinci defa yaratıs da ona aittir
Surah An-Najm, Verse 47
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ
Ve suphe yok ki odur zengin eden ve sermaye veren
Surah An-Najm, Verse 48
وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعۡرَىٰ
Ve suphe yok ki odur Si'ra yıldızının Rabbi
Surah An-Najm, Verse 49
وَأَنَّهُۥٓ أَهۡلَكَ عَادًا ٱلۡأُولَىٰ
Ve suphe yok ki odur onceden gelip gecen Ad'ı helak eden
Surah An-Najm, Verse 50
وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ
Ve Semud'u da bırakmayan
Surah An-Najm, Verse 51
وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ
Ve onlardan onceki Nuh kavmini de; suphe yok ki onlar, daha da zalimdi ve daha da azgın
Surah An-Najm, Verse 52
وَٱلۡمُؤۡتَفِكَةَ أَهۡوَىٰ
Lut kavminin sehirlerini de altust edip yerle yeksan etti
Surah An-Najm, Verse 53
فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ
Derken o sehirleri, orten orttu gitti
Surah An-Najm, Verse 54
فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ
Artık Rabbinin hangi nimetinden suphe etmedesin
Surah An-Najm, Verse 55
هَٰذَا نَذِيرٞ مِّنَ ٱلنُّذُرِ ٱلۡأُولَىٰٓ
Bu Peygamber, gelip gecen korkutuculardan bir korkutucu
Surah An-Najm, Verse 56
أَزِفَتِ ٱلۡأٓزِفَةُ
Yaklasacak, yaklastı
Surah An-Najm, Verse 57
لَيۡسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ كَاشِفَةٌ
Allah'tan baskası, ceviremez onu geri
Surah An-Najm, Verse 58
أَفَمِنۡ هَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ تَعۡجَبُونَ
Bu soze mi sastınız siz
Surah An-Najm, Verse 59
وَتَضۡحَكُونَ وَلَا تَبۡكُونَ
Ve guluyorsunuz ve aglamıyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 60
وَأَنتُمۡ سَٰمِدُونَ
Ve siz oyalanıyorsunuz, gaflet ediyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 61
فَٱسۡجُدُواْۤ لِلَّهِۤ وَٱعۡبُدُواْ۩
Artık secde edin Allah'a ve kullukta bulunun
Surah An-Najm, Verse 62