Surah An-Najm - Turkish Translation by Gultekin Onan
وَٱلنَّجۡمِ إِذَا هَوَىٰ
Battıgı zaman yıldıza andolsun
Surah An-Najm, Verse 1
مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمۡ وَمَا غَوَىٰ
Arkadasınız (olan peygamber) sapmadı ve azmadı
Surah An-Najm, Verse 2
وَمَا يَنطِقُ عَنِ ٱلۡهَوَىٰٓ
O, hevadan (kendi istek, dusunce ve tutkularına gore) konusmaz
Surah An-Najm, Verse 3
إِنۡ هُوَ إِلَّا وَحۡيٞ يُوحَىٰ
O (soyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir
Surah An-Najm, Verse 4
عَلَّمَهُۥ شَدِيدُ ٱلۡقُوَىٰ
Ona (bu Kuran´ı) ustun (oldukca cetin) bir guc sahibi (Cebrail) ogretmistir
Surah An-Najm, Verse 5
ذُو مِرَّةٖ فَٱسۡتَوَىٰ
(Ki O,) Gorunumuyle carpıcı bir guzellige sahiptir. Hemen dogruldu
Surah An-Najm, Verse 6
وَهُوَ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡأَعۡلَىٰ
O, en yuksek bir ufuktaydı
Surah An-Najm, Verse 7
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ
Sonra yaklastı, derken sarkıverdi
Surah An-Najm, Verse 8
فَكَانَ قَابَ قَوۡسَيۡنِ أَوۡ أَدۡنَىٰ
Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlastı
Surah An-Najm, Verse 9
فَأَوۡحَىٰٓ إِلَىٰ عَبۡدِهِۦ مَآ أَوۡحَىٰ
Boylece O´nun kuluna vahyettigini vahyetti
Surah An-Najm, Verse 10
مَا كَذَبَ ٱلۡفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ
Onun gordugunu yurek (fuadu) yalanlamadı
Surah An-Najm, Verse 11
أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ
Yine de siz gordugu (sey) uzerinde onunla tartısacak mısınız
Surah An-Najm, Verse 12
وَلَقَدۡ رَءَاهُ نَزۡلَةً أُخۡرَىٰ
Andolsun onu bir de diger iniste gormustu
Surah An-Najm, Verse 13
عِندَ سِدۡرَةِ ٱلۡمُنتَهَىٰ
Sidretu´l-Munteha´nın yanında
Surah An-Najm, Verse 14
عِندَهَا جَنَّةُ ٱلۡمَأۡوَىٰٓ
Ki Cennetu´l-Me´va onun yanındadır
Surah An-Najm, Verse 15
إِذۡ يَغۡشَى ٱلسِّدۡرَةَ مَا يَغۡشَىٰ
Sidreyi orten ortmekte iken
Surah An-Najm, Verse 16
مَا زَاغَ ٱلۡبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ
Goz kayıp sasmadı ve (sınırı) asmadı
Surah An-Najm, Verse 17
لَقَدۡ رَأَىٰ مِنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ
Andolsun, o, rabbinin en buyuk ayetlerinden olanı gordu
Surah An-Najm, Verse 18
أَفَرَءَيۡتُمُ ٱللَّـٰتَ وَٱلۡعُزَّىٰ
Gordunuz mu? Haber verin; Lat ve Uzza´yı
Surah An-Najm, Verse 19
وَمَنَوٰةَ ٱلثَّالِثَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰٓ
Ve ucuncu (put) olan Menat´ı(n herhangi bir gucleri var mı)
Surah An-Najm, Verse 20
أَلَكُمُ ٱلذَّكَرُ وَلَهُ ٱلۡأُنثَىٰ
Erkek (evlat) sizin, disi O´nun mu
Surah An-Najm, Verse 21
تِلۡكَ إِذٗا قِسۡمَةٞ ضِيزَىٰٓ
Eger boyleyse, bu, carpık bir paylasma
Surah An-Najm, Verse 22
إِنۡ هِيَ إِلَّآ أَسۡمَآءٞ سَمَّيۡتُمُوهَآ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلۡطَٰنٍۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَمَا تَهۡوَى ٱلۡأَنفُسُۖ وَلَقَدۡ جَآءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ ٱلۡهُدَىٰٓ
Bu (putlar ise,) sizin ve atalarınızın (kendi istek ve ongorunuze gore) isimlendirdiginiz (keyfi) isimlerden baskası degildir. Tanrı, onlarla ilgili ´hicbir delil´ indirmemistir. Onlar, yalnızca zanna ve nefislerinin (alcak) heva (istek ve tutku) olarak arzu ettiklerine uyuyorlar. Oysa, andolsun onlara rablerinden yol gosterici gelmistir
Surah An-Najm, Verse 23
أَمۡ لِلۡإِنسَٰنِ مَا تَمَنَّىٰ
Yoksa insana ´her arzu edip dilekte bulundugu´ sey mi var
Surah An-Najm, Verse 24
فَلِلَّهِ ٱلۡأٓخِرَةُ وَٱلۡأُولَىٰ
Iste son da, ilk de (ahiret ve dunya) Tanrı´nındır
Surah An-Najm, Verse 25
۞وَكَم مِّن مَّلَكٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ لَا تُغۡنِي شَفَٰعَتُهُمۡ شَيۡـًٔا إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ أَن يَأۡذَنَ ٱللَّهُ لِمَن يَشَآءُ وَيَرۡضَىٰٓ
Goklerde nice melekler vardır ki, onların sefaatleri hicbir seyle yarar saglamaz; ancak Tanrı´nın dileyip razı oldugu kimseye izin verdikten sonra baska
Surah An-Najm, Verse 26
إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ لَيُسَمُّونَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ تَسۡمِيَةَ ٱلۡأُنثَىٰ
Gercek su ki, ahirete inanmayanlar melekleri disi isimlerle isimlendiriyorlar
Surah An-Najm, Verse 27
وَمَا لَهُم بِهِۦ مِنۡ عِلۡمٍۖ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّۖ وَإِنَّ ٱلظَّنَّ لَا يُغۡنِي مِنَ ٱلۡحَقِّ شَيۡـٔٗا
Oysa onların bununla ilgili hicbir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gercekte zan, haktan yana hicbir yarar saglamaz
Surah An-Najm, Verse 28
فَأَعۡرِضۡ عَن مَّن تَوَلَّىٰ عَن ذِكۡرِنَا وَلَمۡ يُرِدۡ إِلَّا ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
Su halde sen, bizim zikrimize sırt ceviren ve dunya hayatından baskasını istemeyenden yuz cevir
Surah An-Najm, Verse 29
ذَٰلِكَ مَبۡلَغُهُم مِّنَ ٱلۡعِلۡمِۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱهۡتَدَىٰ
Iste onların ilimden yana ulasabildikleri (son sınır) budur. Suphesiz, senin rabbin; kendi yolundan sapanı en iyi bilen O´dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O´dur
Surah An-Najm, Verse 30
وَلِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ لِيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ أَسَـٰٓـُٔواْ بِمَا عَمِلُواْ وَيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ أَحۡسَنُواْ بِٱلۡحُسۡنَى
Goklerde ve yerde olanlar Tanrı´nındır; oyle ki, kotulukte bulunanları, yaptıkları dolayısıyla cezalandırır, guzel davranısta bulunanları da daha guzeliyle odullendirir
Surah An-Najm, Verse 31
ٱلَّذِينَ يَجۡتَنِبُونَ كَبَـٰٓئِرَ ٱلۡإِثۡمِ وَٱلۡفَوَٰحِشَ إِلَّا ٱللَّمَمَۚ إِنَّ رَبَّكَ وَٰسِعُ ٱلۡمَغۡفِرَةِۚ هُوَ أَعۡلَمُ بِكُمۡ إِذۡ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ وَإِذۡ أَنتُمۡ أَجِنَّةٞ فِي بُطُونِ أُمَّهَٰتِكُمۡۖ فَلَا تُزَكُّوٓاْ أَنفُسَكُمۡۖ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱتَّقَىٰٓ
Ki onlar, ufak tefek gunahlar dısında, gunahın buyuk olanından ve cirkin utanmazlıklardan kacınırlar. Suphesiz senin rabbin, magfireti genis olandır. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan insa ettigi (yarattıgı) ve siz daha annelerinizin karnında cenin halinde bulundugunuz zaman da. Oyleyse kendinizi temize cıkarıp durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir
Surah An-Najm, Verse 32
أَفَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي تَوَلَّىٰ
Simdi, o yuz cevireni gordun mu
Surah An-Najm, Verse 33
وَأَعۡطَىٰ قَلِيلٗا وَأَكۡدَىٰٓ
Azıcık verdi ve gerisini kaya gibi sımsıkı elinde tuttu
Surah An-Najm, Verse 34
أَعِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلۡغَيۡبِ فَهُوَ يَرَىٰٓ
Gaybın ilmi onun yanında da o mu goruyor
Surah An-Najm, Verse 35
أَمۡ لَمۡ يُنَبَّأۡ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ
Yoksa Musa´nın sahifelerinde olan kendisine haber verilmedi mi
Surah An-Najm, Verse 36
وَإِبۡرَٰهِيمَ ٱلَّذِي وَفَّىٰٓ
Ve vefa eden Ibrahim´in (sahifelerinde) olan
Surah An-Najm, Verse 37
أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰ
Dogrusu, hicbir gunahkar, bir baskasının gunah yukunu yuklenmez
Surah An-Najm, Verse 38
وَأَن لَّيۡسَ لِلۡإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ
Suphesiz insana kendi emeginden baskası yoktur
Surah An-Najm, Verse 39
وَأَنَّ سَعۡيَهُۥ سَوۡفَ يُرَىٰ
Suphesiz kendi emegi (veya cabası) gorulecektir
Surah An-Najm, Verse 40
ثُمَّ يُجۡزَىٰهُ ٱلۡجَزَآءَ ٱلۡأَوۡفَىٰ
Sonra ona en eksiksiz karsılık verilecektir
Surah An-Najm, Verse 41
وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلۡمُنتَهَىٰ
Elbette son varıs rabbine olacaktır
Surah An-Najm, Verse 42
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضۡحَكَ وَأَبۡكَىٰ
Dogrusu, gulduren ve aglatan O´dur
Surah An-Najm, Verse 43
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحۡيَا
Dogrusu, olduren ve dirilten O´dur
Surah An-Najm, Verse 44
وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰ
Dogrusu, ciftleri; erkek ve disiyi, yaratan O´dur
Surah An-Najm, Verse 45
مِن نُّطۡفَةٍ إِذَا تُمۡنَىٰ
Bir damla sudan (dol yatagına) meni dokuldugu zaman
Surah An-Najm, Verse 46
وَأَنَّ عَلَيۡهِ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰ
Gercek su ki, diger diriltme (yeniden neset) de O´na aittir
Surah An-Najm, Verse 47
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ
Dogrusu, muhtac olmaktan O kurtardı ve sermaye verip hosnut kıldı
Surah An-Najm, Verse 48
وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعۡرَىٰ
Dogrusu, Si´ra (yıldızı)nın rabbi O´dur
Surah An-Najm, Verse 49
وَأَنَّهُۥٓ أَهۡلَكَ عَادًا ٱلۡأُولَىٰ
Dogrusu, once gelen Ad (halkın)ı O yıkıma ugrattı
Surah An-Najm, Verse 50
وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ
Semud´u da. Boylelikle (o halklardan kimseyi) bırakmadı
Surah An-Najm, Verse 51
وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ
Daha once Nuh kavmini de. Cunku onlar, daha zalim ve daha azgındılar
Surah An-Najm, Verse 52
وَٱلۡمُؤۡتَفِكَةَ أَهۡوَىٰ
Altı ustune gelen (Lut kavminin) sehirlerini de O yerin dibine gecirdi
Surah An-Najm, Verse 53
فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ
Boylece ona (o toplumun basına) sardırdıgını sardırdı
Surah An-Najm, Verse 54
فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ
Oyleyse, rabbinin hangi nimetlerinden suphe ediyorsun
Surah An-Najm, Verse 55
هَٰذَا نَذِيرٞ مِّنَ ٱلنُّذُرِ ٱلۡأُولَىٰٓ
Bu onceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır
Surah An-Najm, Verse 56
أَزِفَتِ ٱلۡأٓزِفَةُ
O yaklasmakta olan yaklastı
Surah An-Najm, Verse 57
لَيۡسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ كَاشِفَةٌ
Onu Tanrı´nın dısında ortaya cıkaracak baska (hicbir guc yoktur)
Surah An-Najm, Verse 58
أَفَمِنۡ هَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ تَعۡجَبُونَ
Simdi siz, bu sozden mi saskınlıga dusuyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 59
وَتَضۡحَكُونَ وَلَا تَبۡكُونَ
(Alayla) Guluyorsunuz ve aglamıyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 60
وَأَنتُمۡ سَٰمِدُونَ
Ve suursuzca bas kaldırıyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 61
فَٱسۡجُدُواْۤ لِلَّهِۤ وَٱعۡبُدُواْ۩
Hemen, Tanrı´ya secde edin ve (yalnızca O´na) kulluk edin
Surah An-Najm, Verse 62