Surah An-Najm - Turkish Translation by Celal Y Ld R M
وَٱلنَّجۡمِ إِذَا هَوَىٰ
Battıgı zaman yıldıza and olsun ki
Surah An-Najm, Verse 1
مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمۡ وَمَا غَوَىٰ
Arkadasınız (Muhammed) ne sapıttı, ne de azıttı
Surah An-Najm, Verse 2
وَمَا يَنطِقُ عَنِ ٱلۡهَوَىٰٓ
O, kendi hevesine de uyarak soz soylemez
Surah An-Najm, Verse 3
إِنۡ هُوَ إِلَّا وَحۡيٞ يُوحَىٰ
O, ancak kendisine vahyolunan bir vahiydir
Surah An-Najm, Verse 4
عَلَّمَهُۥ شَدِيدُ ٱلۡقُوَىٰ
Onu O´na, cok cetin guce sahip olan Melek (Cebrail) ogretti ki, o guzel bir gorunumdedir ve en yuksek ufukta iken dogruldu
Surah An-Najm, Verse 5
ذُو مِرَّةٖ فَٱسۡتَوَىٰ
Onu O´na, cok cetin guce sahip olan Melek (Cebrail) ogretti ki, o guzel bir gorunumdedir ve en yuksek ufukta iken dogruldu
Surah An-Najm, Verse 6
وَهُوَ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡأَعۡلَىٰ
Onu O´na, cok cetin guce sahip olan Melek (Cebrail) ogretti ki, o guzel bir gorunumdedir ve en yuksek ufukta iken dogruldu
Surah An-Najm, Verse 7
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ
Sonra yaklastı ve sarktıkca sarktı
Surah An-Najm, Verse 8
فَكَانَ قَابَ قَوۡسَيۡنِ أَوۡ أَدۡنَىٰ
O kadar ki (aralarında) iki yay boyu veya daha az bir mesafe kaldı
Surah An-Najm, Verse 9
فَأَوۡحَىٰٓ إِلَىٰ عَبۡدِهِۦ مَآ أَوۡحَىٰ
Kuluna vahyettigini etti
Surah An-Najm, Verse 10
مَا كَذَبَ ٱلۡفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ
Gozunun gordugunu kalbi yalanlamadı
Surah An-Najm, Verse 11
أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ
O´nu gordugu, (gorup gormedigi) hakkında kendisiyle hala tartısmak mı istiyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 12
وَلَقَدۡ رَءَاهُ نَزۡلَةً أُخۡرَىٰ
And olsun ki, O´nun bir baska inisini Sidretu´i-munteha´nın yanında gormustu
Surah An-Najm, Verse 13
عِندَ سِدۡرَةِ ٱلۡمُنتَهَىٰ
And olsun ki, O´nun bir baska inisini Sidretu´i-munteha´nın yanında gormustu
Surah An-Najm, Verse 14
عِندَهَا جَنَّةُ ٱلۡمَأۡوَىٰٓ
Me´va Cennet´i onun yanındadır
Surah An-Najm, Verse 15
إِذۡ يَغۡشَى ٱلسِّدۡرَةَ مَا يَغۡشَىٰ
Sidre´yi buruyenler buruyordu o demde
Surah An-Najm, Verse 16
مَا زَاغَ ٱلۡبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ
Goz, ne kaydı, ne de sastı
Surah An-Najm, Verse 17
لَقَدۡ رَأَىٰ مِنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ
And olsun ki, O, Rabbının en buyuk ayetlerini gordu
Surah An-Najm, Verse 18
أَفَرَءَيۡتُمُ ٱللَّـٰتَ وَٱلۡعُزَّىٰ
(Siz ey putperestler !) Ne dersiniz Lat ve Uzza´ya, diger ucuncusu Menat´a
Surah An-Najm, Verse 19
وَمَنَوٰةَ ٱلثَّالِثَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰٓ
(Siz ey putperestler !) Ne dersiniz Lat ve Uzza´ya, diger ucuncusu Menat´a
Surah An-Najm, Verse 20
أَلَكُمُ ٱلذَّكَرُ وَلَهُ ٱلۡأُنثَىٰ
Erkek sizin, disi Allah´ın oyle mi
Surah An-Najm, Verse 21
تِلۡكَ إِذٗا قِسۡمَةٞ ضِيزَىٰٓ
O takdirde bu haksızca bir taksim
Surah An-Najm, Verse 22
إِنۡ هِيَ إِلَّآ أَسۡمَآءٞ سَمَّيۡتُمُوهَآ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلۡطَٰنٍۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَمَا تَهۡوَى ٱلۡأَنفُسُۖ وَلَقَدۡ جَآءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ ٱلۡهُدَىٰٓ
Bunlar, sizin ve babalarınızın taktıkları adlardan baskası degildir. Allah, bu hususta hicbir belge ve delil indirmemistir. Onlar, ancak zanna ve nefslerinin heveslendigine uyarlar. Oysa, and olsun ki, Rablarından onlara dogru yolu gosteren gelmistir
Surah An-Najm, Verse 23
أَمۡ لِلۡإِنسَٰنِ مَا تَمَنَّىٰ
Yoksa insana her temenni ettigi mi var
Surah An-Najm, Verse 24
فَلِلَّهِ ٱلۡأٓخِرَةُ وَٱلۡأُولَىٰ
Ahiret de, Dunya da Allah´ındır
Surah An-Najm, Verse 25
۞وَكَم مِّن مَّلَكٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ لَا تُغۡنِي شَفَٰعَتُهُمۡ شَيۡـًٔا إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ أَن يَأۡذَنَ ٱللَّهُ لِمَن يَشَآءُ وَيَرۡضَىٰٓ
Goklerde nice melekler vardır ki, sefaatleri hicbir fayda vermez ; meger ki Allah´ın diledigine, razı olduguna izin verdikten sonra sefaat etmis olsunlar
Surah An-Najm, Verse 26
إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ لَيُسَمُّونَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ تَسۡمِيَةَ ٱلۡأُنثَىٰ
Suphesiz, Ahiret´e inanmayanlar, melekleri disi diye adlandırırlar
Surah An-Najm, Verse 27
وَمَا لَهُم بِهِۦ مِنۡ عِلۡمٍۖ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّۖ وَإِنَّ ٱلظَّنَّ لَا يُغۡنِي مِنَ ٱلۡحَقِّ شَيۡـٔٗا
Onların bu hususta hicbir bilgisi yoktur; sadece oyle sanırlar da uyup giderler. Zann ise haktan yana hicbir sey ifade etmez
Surah An-Najm, Verse 28
فَأَعۡرِضۡ عَن مَّن تَوَلَّىٰ عَن ذِكۡرِنَا وَلَمۡ يُرِدۡ إِلَّا ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
O halde bizi anmaktan yuzcevirenden ve ancak Dunya hayatını arzu edip durandan sen de yuzcevir
Surah An-Najm, Verse 29
ذَٰلِكَ مَبۡلَغُهُم مِّنَ ٱلۡعِلۡمِۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱهۡتَدَىٰ
Onların ilimden erisebildikleri iste budur. Suphesiz ki, senin Rabbin, yolundan sapanı cok iyi bilir ve dogru yolda yuruyeni de daha iyi bilir
Surah An-Najm, Verse 30
وَلِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ لِيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ أَسَـٰٓـُٔواْ بِمَا عَمِلُواْ وَيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ أَحۡسَنُواْ بِٱلۡحُسۡنَى
Goklerde ne varsa, yerde ne varsa, hepsi Allah´ındır. Yaptıklarıyla kotuluk isleyenlere ceza verir; iyilik edenlere de daha iyisiyle karsılık verir
Surah An-Najm, Verse 31
ٱلَّذِينَ يَجۡتَنِبُونَ كَبَـٰٓئِرَ ٱلۡإِثۡمِ وَٱلۡفَوَٰحِشَ إِلَّا ٱللَّمَمَۚ إِنَّ رَبَّكَ وَٰسِعُ ٱلۡمَغۡفِرَةِۚ هُوَ أَعۡلَمُ بِكُمۡ إِذۡ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ وَإِذۡ أَنتُمۡ أَجِنَّةٞ فِي بُطُونِ أُمَّهَٰتِكُمۡۖ فَلَا تُزَكُّوٓاْ أَنفُسَكُمۡۖ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱتَّقَىٰٓ
O iyilik isleyenler ki, ufak captaki kusur ve gunahlar dısında gunahın buyuklerinden ve her turlu ahlak ve terbiye dısı soz ve davranıslardan kacınırlar. Suphesiz ki Rabbin bagıslaması genistir. Sizi topraktan (elde edilen urunlerle) olusturup yetisme alanına getirdigi anlarda ve siz, analarınızın karınlarında ceninler halinde bulundugunuz zamanda sizi en iyi bilen O´dur. Artık kendinizi temize cıkarmaya kalkısmayın. O, korkup sakınanları daha iyi bilir
Surah An-Najm, Verse 32
أَفَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي تَوَلَّىٰ
Arkasını doneni, az sey verip gerisini yanında tutup direneni gordun mu
Surah An-Najm, Verse 33
وَأَعۡطَىٰ قَلِيلٗا وَأَكۡدَىٰٓ
Arkasını doneni, az sey verip gerisini yanında tutup direneni gordun mu
Surah An-Najm, Verse 34
أَعِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلۡغَيۡبِ فَهُوَ يَرَىٰٓ
Gaybın ilmi, onun yanındadır da onu o mu goruyor
Surah An-Najm, Verse 35
أَمۡ لَمۡ يُنَبَّأۡ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ
Yoksa Musa´nın ve ahde vefa eden Ibrahim´in sahifelerindeki hususlar ona bildirilmedi mi
Surah An-Najm, Verse 36
وَإِبۡرَٰهِيمَ ٱلَّذِي وَفَّىٰٓ
Yoksa Musa´nın ve ahde vefa eden Ibrahim´in sahifelerindeki hususlar ona bildirilmedi mi
Surah An-Najm, Verse 37
أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰ
Gunah yuku ceken hicbir gunahkar, baskasının gunah yukunu cekmez
Surah An-Najm, Verse 38
وَأَن لَّيۡسَ لِلۡإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ
Ve insana ancak calısıp cabaladıgı vardır
Surah An-Najm, Verse 39
وَأَنَّ سَعۡيَهُۥ سَوۡفَ يُرَىٰ
Ve onun calısıp cabalaması da ileride gorulecek
Surah An-Najm, Verse 40
ثُمَّ يُجۡزَىٰهُ ٱلۡجَزَآءَ ٱلۡأَوۡفَىٰ
Sonra da ona, karsılıgı tastamam verilecektir
Surah An-Najm, Verse 41
وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلۡمُنتَهَىٰ
Ve elbette son varıs Rabbınadır
Surah An-Najm, Verse 42
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضۡحَكَ وَأَبۡكَىٰ
Suphesiz ki, O, hem guldurur, hem aglatır
Surah An-Najm, Verse 43
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحۡيَا
Ve elbette O, hem oldurun, hem diriltir
Surah An-Najm, Verse 44
وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰ
Ve gercekten O´dur, nutfeden atıldıgında (ana rahmine intikal ettiginde) erkegi disiyi cift yaratan
Surah An-Najm, Verse 45
مِن نُّطۡفَةٍ إِذَا تُمۡنَىٰ
Ve gercekten O´dur, nutfeden atıldıgında (ana rahmine intikal ettiginde) erkegi disiyi cift yaratan
Surah An-Najm, Verse 46
وَأَنَّ عَلَيۡهِ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰ
Sonradan olusturup yaratma da O´na aittir
Surah An-Najm, Verse 47
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ
Ve suphesiz O, hem zengin edendir, hem anasermaye verendir
Surah An-Najm, Verse 48
وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعۡرَىٰ
Ve elbette ki O, Si´ra yıldızı´nın da Rabbıdır
Surah An-Najm, Verse 49
وَأَنَّهُۥٓ أَهۡلَكَ عَادًا ٱلۡأُولَىٰ
Ve gercekten O, ilk Ad´ı ve Semud´u yok edip geriye bırakmayandır
Surah An-Najm, Verse 50
وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ
Ve gercekten O, ilk Ad´ı ve Semud´u yok edip geriye bırakmayandır
Surah An-Najm, Verse 51
وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ
Daha once Nuh milletini de yok edendir. Cunku onlar, hem cok zalim, hem cok azgın idiler
Surah An-Najm, Verse 52
وَٱلۡمُؤۡتَفِكَةَ أَهۡوَىٰ
Yerlebir edilecek kasabaların, O, altını ustune getirdi de
Surah An-Najm, Verse 53
فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ
Onları ortecek seyler orttu de orttu
Surah An-Najm, Verse 54
فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ
Artık Rabbının hangi nimetinde suphe edersin
Surah An-Najm, Verse 55
هَٰذَا نَذِيرٞ مِّنَ ٱلنُّذُرِ ٱلۡأُولَىٰٓ
Bu (Muhammed) ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır
Surah An-Najm, Verse 56
أَزِفَتِ ٱلۡأٓزِفَةُ
Yaklasan yaklasıyor (kurtulus yok)
Surah An-Najm, Verse 57
لَيۡسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ كَاشِفَةٌ
Onu Allah´tan baska acıp ortaya koyacak yok
Surah An-Najm, Verse 58
أَفَمِنۡ هَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ تَعۡجَبُونَ
Yoksa bu soze mi sasıyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 59
وَتَضۡحَكُونَ وَلَا تَبۡكُونَ
Guluyorsunuz ve (fakat) aglamıyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 60
وَأَنتُمۡ سَٰمِدُونَ
Ve siz gaflet icinde diretiyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 61
فَٱسۡجُدُواْۤ لِلَّهِۤ وَٱعۡبُدُواْ۩
Artık Allah´a secde edip O´na kulluk edin
Surah An-Najm, Verse 62