Surah An-Najm - Turkish Translation by Muhammed Esed
وَٱلنَّجۡمِ إِذَا هَوَىٰ
Dusun yucelerden inen (Allah´ın mesajının) gozler onune serdigini
Surah An-Najm, Verse 1
مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمۡ وَمَا غَوَىٰ
Sizin bu arkadasınız ne sapmıs, ne de aldatılmıstır
Surah An-Najm, Verse 2
وَمَا يَنطِقُ عَنِ ٱلۡهَوَىٰٓ
ve ne de kendi arzu ve heveslerine gore konusmaktadır
Surah An-Najm, Verse 3
إِنۡ هُوَ إِلَّا وَحۡيٞ يُوحَىٰ
bu (size ilettigi), kendisine indirilen (ilahi) vahiyden baska bir sey degildir
Surah An-Najm, Verse 4
عَلَّمَهُۥ شَدِيدُ ٱلۡقُوَىٰ
son derece kudretli birinin ona ogrettigi (bir vahiy)
Surah An-Najm, Verse 5
ذُو مِرَّةٖ فَٱسۡتَوَىٰ
(o,) fevkalade bir gucle donatılmıs (bir melektir) ki o an geldiginde kendini gercek sekli ve huviyeti ile gosterdi
Surah An-Najm, Verse 6
وَهُوَ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡأَعۡلَىٰ
ufkun en uc noktasında gorunerek
Surah An-Najm, Verse 7
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ
ve sonra yaklasarak yanına geldi
Surah An-Najm, Verse 8
فَكَانَ قَابَ قَوۡسَيۡنِ أَوۡ أَدۡنَىٰ
aralarında iki yay mesafesi kalıncaya kadar, hatta daha da yakınına
Surah An-Najm, Verse 9
فَأَوۡحَىٰٓ إِلَىٰ عَبۡدِهِۦ مَآ أَوۡحَىٰ
Boylece (Allah), vahyedilmesini uygun gordugu her seyi kuluna vahyetmis oldu
Surah An-Najm, Verse 10
مَا كَذَبَ ٱلۡفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ
(Kulunun) kalbi gordugunu yalanlamadı
Surah An-Najm, Verse 11
أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ
Peki siz, ne gordugu konusunda o´nunla tartısmaya mı giriyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 12
وَلَقَدۡ رَءَاهُ نَزۡلَةً أُخۡرَىٰ
Ve onu bir kez daha gordu
Surah An-Najm, Verse 13
عِندَ سِدۡرَةِ ٱلۡمُنتَهَىٰ
en uzak noktadaki sidre agacının yanında
Surah An-Najm, Verse 14
عِندَهَا جَنَّةُ ٱلۡمَأۡوَىٰٓ
vaad edilen bahcenin yakınında
Surah An-Najm, Verse 15
إِذۡ يَغۡشَى ٱلسِّدۡرَةَ مَا يَغۡشَىٰ
mechul bir parlaklıgın cevresini sarıp kusattıgı sidre agacının basında
Surah An-Najm, Verse 16
مَا زَاغَ ٱلۡبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ
(Dikkat edin,) goz ne kaydı, ne de (baska yone) cevrildi
Surah An-Najm, Verse 17
لَقَدۡ رَأَىٰ مِنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ
ve o, gercekten de Rabbinin en muhtesem sembollerinden bir kısmını gordu
Surah An-Najm, Verse 18
أَفَرَءَيۡتُمُ ٱللَّـٰتَ وَٱلۡعُزَّىٰ
Hic dusundunuz mu (neden taptıgınızı) Lat ve ´Uzza´ya
Surah An-Najm, Verse 19
وَمَنَوٰةَ ٱلثَّالِثَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰٓ
Ve (uclunun) ucuncusu ve sonuncusu olan Menat(a)
Surah An-Najm, Verse 20
أَلَكُمُ ٱلذَّكَرُ وَلَهُ ٱلۡأُنثَىٰ
Neden kendiniz icin (yalnız) erkek cocuklar (istersiniz de) O´na kız cocuklar (isnad edersiniz)
Surah An-Najm, Verse 21
تِلۡكَ إِذٗا قِسۡمَةٞ ضِيزَىٰٓ
Bakın, bu kesinlikle haksız bir taksimdir
Surah An-Najm, Verse 22
إِنۡ هِيَ إِلَّآ أَسۡمَآءٞ سَمَّيۡتُمُوهَآ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلۡطَٰنٍۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَمَا تَهۡوَى ٱلۡأَنفُسُۖ وَلَقَدۡ جَآءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ ٱلۡهُدَىٰٓ
Bu (sozde ilahi varlık)lar sizin ve atalarınızın uydurdugu bos isimlerden baska seyler degildir; (ve) Allah onlara hicbir yetki vermemistir. Onlar, (o putlara tapanlar,) sadece zannın ve kuruntuların pesine takılıyorlar; halbuki simdi onlara Rablerinden bir yol gosterici gelmistir
Surah An-Najm, Verse 23
أَمۡ لِلۡإِنسَٰنِ مَا تَمَنَّىٰ
Insan, her diledigini elde etme hakkına sahip oldugunu mu sanır
Surah An-Najm, Verse 24
فَلِلَّهِ ٱلۡأٓخِرَةُ وَٱلۡأُولَىٰ
Halbuki hem otekisi, hem de bu dunya, (yalnız) Allah´a aittir
Surah An-Najm, Verse 25
۞وَكَم مِّن مَّلَكٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ لَا تُغۡنِي شَفَٰعَتُهُمۡ شَيۡـًٔا إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ أَن يَأۡذَنَ ٱللَّهُ لِمَن يَشَآءُ وَيَرۡضَىٰٓ
Cunku, goklerde ne kadar cok melek olsa da, onların sefaati (hic kimseye) en ufak bir fayda saglamayacaktır; meger ki Allah diledigi ve razı oldugu kimse icin (sefaat) izni vermis olsun
Surah An-Najm, Verse 26
إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ لَيُسَمُّونَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ تَسۡمِيَةَ ٱلۡأُنثَىٰ
Bakın, (ancak) oteki dunyaya (samimiyetle) inanmayanlar, melekleri disi varlıklar olarak gorurler
Surah An-Najm, Verse 27
وَمَا لَهُم بِهِۦ مِنۡ عِلۡمٍۖ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّۖ وَإِنَّ ٱلظَّنَّ لَا يُغۡنِي مِنَ ٱلۡحَقِّ شَيۡـٔٗا
ve onların bu konuda hicbir bilgileri olmadıgından yalnızca zannın ardından giderler ama zan, hicbir zaman gercegin yerini tutmaz
Surah An-Najm, Verse 28
فَأَعۡرِضۡ عَن مَّن تَوَلَّىٰ عَن ذِكۡرِنَا وَلَمۡ يُرِدۡ إِلَّا ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
O halde, Bizi anmaktan uzak duran ve bu dunya hayatından baska bir seye onem vermeyenlere mani ol
Surah An-Najm, Verse 29
ذَٰلِكَ مَبۡلَغُهُم مِّنَ ٱلۡعِلۡمِۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱهۡتَدَىٰ
ki bu onlar icin bilinmeye deger tek seydir. Suphe yok ki Rabbin, kimin O´nun yolundan saptıgını ve kimin O´nun rehberligine uydugunu hakkıyla bilir
Surah An-Najm, Verse 30
وَلِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ لِيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ أَسَـٰٓـُٔواْ بِمَا عَمِلُواْ وَيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ أَحۡسَنُواْ بِٱلۡحُسۡنَى
Goklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´a aittir: O, kotuluk yapanlara yaptıklarının karsılıgını verecek ve iyilik yapanları da katıksız iyilikle odullendirecektir
Surah An-Najm, Verse 31
ٱلَّذِينَ يَجۡتَنِبُونَ كَبَـٰٓئِرَ ٱلۡإِثۡمِ وَٱلۡفَوَٰحِشَ إِلَّا ٱللَّمَمَۚ إِنَّ رَبَّكَ وَٰسِعُ ٱلۡمَغۡفِرَةِۚ هُوَ أَعۡلَمُ بِكُمۡ إِذۡ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ وَإِذۡ أَنتُمۡ أَجِنَّةٞ فِي بُطُونِ أُمَّهَٰتِكُمۡۖ فَلَا تُزَكُّوٓاْ أَنفُسَكُمۡۖ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَنِ ٱتَّقَىٰٓ
Buyuk gunahlardan ve cirkin fiillerden kacınanlara gelince, onlar arada bir hataya dusseler de (bilsinler ki) Rabbin bagıslamada comerttir. O, sizi toz topraktan var ederken de, annelerinizin rahminde saklı bulundugunuzda da sizinle ilgili her bilgiye sahiptir. O halde kendinizi saf ve temiz gormeyin; (cunku) O, kimin Kendisine karsı sorumluluk bilinci tasıdıgını en iyi bilendir
Surah An-Najm, Verse 32
أَفَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي تَوَلَّىٰ
Peki, hic dusundun mu (Bizi hatırlamaktan) uzak duranı (ve bu dunya hayatından baska seye deger vermeyeni)
Surah An-Najm, Verse 33
وَأَعۡطَىٰ قَلِيلٗا وَأَكۡدَىٰٓ
ve (kendi ruhunun temizligi icin kendisinden) bu kadar az ve bu kadar gonulsuzce vereni
Surah An-Najm, Verse 34
أَعِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلۡغَيۡبِ فَهُوَ يَرَىٰٓ
O, insan kavrayısının otesindeki seyin bilgisine sahip (oldugunu) ve boylece (onu acıkca) gorebil(digini mi iddia ed)iyor
Surah An-Najm, Verse 35
أَمۡ لَمۡ يُنَبَّأۡ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ
Yoksa henuz kendisine bildirilmedi mi Musa´ya gelen vahiylerde ne vardı
Surah An-Najm, Verse 36
وَإِبۡرَٰهِيمَ ٱلَّذِي وَفَّىٰٓ
ve her turlu guvene layık olan Ibrahim´e
Surah An-Najm, Verse 37
أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰ
ve hic kimse, kimsenin yukunu tasıyacak degildir
Surah An-Najm, Verse 38
وَأَن لَّيۡسَ لِلۡإِنسَٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ
ve insana ugrunda caba gosterdigi dısında bir sey verilmeyecektir
Surah An-Najm, Verse 39
وَأَنَّ سَعۡيَهُۥ سَوۡفَ يُرَىٰ
ve zamanı geldiginde kendisine cabası(nın gercek anlamı) gosterilecek
Surah An-Najm, Verse 40
ثُمَّ يُجۡزَىٰهُ ٱلۡجَزَآءَ ٱلۡأَوۡفَىٰ
ve sonra ona tam karsılıgı verilecektir
Surah An-Najm, Verse 41
وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلۡمُنتَهَىٰ
ve (butun mevcudatın) bası ve sonu Rabbinin katındadır
Surah An-Najm, Verse 42
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضۡحَكَ وَأَبۡكَىٰ
(sizi) gulduren ve aglatan yalnız O´dur
Surah An-Najm, Verse 43
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحۡيَا
olumu getiren ve hayatı bagıslayan yalnız O´dur
Surah An-Najm, Verse 44
وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰ
ve O´dur iki cinsi -erkegi ve disiyi- yaratan
Surah An-Najm, Verse 45
مِن نُّطۡفَةٍ إِذَا تُمۡنَىٰ
(sadece) bir sperm damlasından
Surah An-Najm, Verse 46
وَأَنَّ عَلَيۡهِ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُخۡرَىٰ
ve O´nun kudretindedir ikinci bir hayatı da var etmek
Surah An-Najm, Verse 47
وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ
isteklerden arındıran ve mulk sahibi kılan yalnız O´dur
Surah An-Najm, Verse 48
وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعۡرَىٰ
ve yalnız O´dur en parlak yıldıza destek veren
Surah An-Najm, Verse 49
وَأَنَّهُۥٓ أَهۡلَكَ عَادًا ٱلۡأُولَىٰ
ve O´dur yok eden kadim (kabileler) ´Ad
Surah An-Najm, Verse 50
وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ
ve Semud´u, hicbir iz bırakmayacak sekilde
Surah An-Najm, Verse 51
وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ
ve onlardan once Nuh kavmini -(cunku,) hepsi de kotulukte cok istahlı ve cok azgın olmuslardı
Surah An-Najm, Verse 52
وَٱلۡمُؤۡتَفِكَةَ أَهۡوَىٰ
(iste Rabbin onları yok etti,) tıpkı yıkılıp altust olan oteki sehirleri yok olmaya terk ettigi
Surah An-Najm, Verse 53
فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ
ve sonra ebediyyen gorunmez hale getirdigi (gibi)
Surah An-Najm, Verse 54
فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ
O halde Rabbinin hangi nimet ve kudretinden (hala) suphe duyabilirsin
Surah An-Najm, Verse 55
هَٰذَا نَذِيرٞ مِّنَ ٱلنُّذُرِ ٱلۡأُولَىٰٓ
Bu, onceki uyarılar gibi bir uyarıdır
Surah An-Najm, Verse 56
أَزِفَتِ ٱلۡأٓزِفَةُ
Yakın olan su (Son Saat) daha da yaklasıyor
Surah An-Najm, Verse 57
لَيۡسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ كَاشِفَةٌ
(Ama) onu Allah´tan baska kimse acıga cıkaramaz
Surah An-Najm, Verse 58
أَفَمِنۡ هَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ تَعۡجَبُونَ
Siz bu haberleri tuhaf mı buluyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 59
وَتَضۡحَكُونَ وَلَا تَبۡكُونَ
Aglayacagınıza guluyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 60
وَأَنتُمۡ سَٰمِدُونَ
ve eglenip duruyorsunuz
Surah An-Najm, Verse 61
فَٱسۡجُدُواْۤ لِلَّهِۤ وَٱعۡبُدُواْ۩
(Ama artık) Allah´a secde edin ve (yalnız O´na) kulluk yapın
Surah An-Najm, Verse 62