Surah Al-Hashr - Turkish Translation by Elmalili Hamdi Yazir
سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Goklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir, O ustundur, hikmet sahibidir
Surah Al-Hashr, Verse 1
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَخۡرَجَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ مِن دِيَٰرِهِمۡ لِأَوَّلِ ٱلۡحَشۡرِۚ مَا ظَنَنتُمۡ أَن يَخۡرُجُواْۖ وَظَنُّوٓاْ أَنَّهُم مَّانِعَتُهُمۡ حُصُونُهُم مِّنَ ٱللَّهِ فَأَتَىٰهُمُ ٱللَّهُ مِنۡ حَيۡثُ لَمۡ يَحۡتَسِبُواْۖ وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ ٱلرُّعۡبَۚ يُخۡرِبُونَ بُيُوتَهُم بِأَيۡدِيهِمۡ وَأَيۡدِي ٱلۡمُؤۡمِنِينَ فَٱعۡتَبِرُواْ يَـٰٓأُوْلِي ٱلۡأَبۡصَٰرِ
Ehli kitaptan inkar edenleri, ilk surgunleri yurtlarından cıkaran O'dur. Siz onların cıkacaklarını sanmamıstınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacagını sanmıslardı. Ama Allah'ın azabı, onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yureklerine korku dusurdu; oyle ki evlerini hem kendi elleriyle, hem de muminlerin elleriyle harap ediyorlardı. Ey akıl sahipleri! Ibret alın
Surah Al-Hashr, Verse 2
وَلَوۡلَآ أَن كَتَبَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِمُ ٱلۡجَلَآءَ لَعَذَّبَهُمۡ فِي ٱلدُّنۡيَاۖ وَلَهُمۡ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ عَذَابُ ٱلنَّارِ
Eger Allah onlara surgunu yazmamıs olsaydı, elbette, onları dunyada baska sekilde cezalandıracaktı. Ahirette de onlar icin ates azabı vardır
Surah Al-Hashr, Verse 3
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ شَآقُّواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥۖ وَمَن يُشَآقِّ ٱللَّهَ فَإِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ
Bunun sebebi sudur: Onlar Allah'a ve Resulune karsı geldiler; Kim Allah'a karsı gelirse Allah'ın azabı siddetlidir
Surah Al-Hashr, Verse 4
مَا قَطَعۡتُم مِّن لِّينَةٍ أَوۡ تَرَكۡتُمُوهَا قَآئِمَةً عَلَىٰٓ أُصُولِهَا فَبِإِذۡنِ ٱللَّهِ وَلِيُخۡزِيَ ٱلۡفَٰسِقِينَ
Hurma agaclarından her hangi bir sey kesmeniz veya kokleri uzerinde bırakmanız hep Allah'ın izniyle ve O'nun, yoldan cıkanları cezalandırması icindir
Surah Al-Hashr, Verse 5
وَمَآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ مِنۡهُمۡ فَمَآ أَوۡجَفۡتُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ خَيۡلٖ وَلَا رِكَابٖ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يُسَلِّطُ رُسُلَهُۥ عَلَىٰ مَن يَشَآءُۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ
Allah'ın, onlardan peygamberine verdigi ganimetlere gelince siz onun uzerine ne at, ne de deve surmediniz. Fakat Allah peygamberini, diledigi kimselerin uzerine salar. Allah her seye kadirdir
Surah Al-Hashr, Verse 6
مَّآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ مِنۡ أَهۡلِ ٱلۡقُرَىٰ فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَٱلۡيَتَٰمَىٰ وَٱلۡمَسَٰكِينِ وَٱبۡنِ ٱلسَّبِيلِ كَيۡ لَا يَكُونَ دُولَةَۢ بَيۡنَ ٱلۡأَغۡنِيَآءِ مِنكُمۡۚ وَمَآ ءَاتَىٰكُمُ ٱلرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَىٰكُمۡ عَنۡهُ فَٱنتَهُواْۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۖ إِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ
Allah'ın o kent halkından, Resulune verdigi ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabalıgı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki icinizden yalnız zenginler arasında dolasan bir sey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın. Sizeneyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Cunku Allah'ın azabı siddetlidir
Surah Al-Hashr, Verse 7
لِلۡفُقَرَآءِ ٱلۡمُهَٰجِرِينَ ٱلَّذِينَ أُخۡرِجُواْ مِن دِيَٰرِهِمۡ وَأَمۡوَٰلِهِمۡ يَبۡتَغُونَ فَضۡلٗا مِّنَ ٱللَّهِ وَرِضۡوَٰنٗا وَيَنصُرُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓۚ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلصَّـٰدِقُونَ
Bir de goc eden fakirlere aittir ki yurtlarından ve mallarından cıkarılmıslardır, Allah'ın lutuf ve rızasını ararlar; Allah'a ve Resulune yardım ederler. Iste dogru olanlar onlardır
Surah Al-Hashr, Verse 8
وَٱلَّذِينَ تَبَوَّءُو ٱلدَّارَ وَٱلۡإِيمَٰنَ مِن قَبۡلِهِمۡ يُحِبُّونَ مَنۡ هَاجَرَ إِلَيۡهِمۡ وَلَا يَجِدُونَ فِي صُدُورِهِمۡ حَاجَةٗ مِّمَّآ أُوتُواْ وَيُؤۡثِرُونَ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمۡ وَلَوۡ كَانَ بِهِمۡ خَصَاصَةٞۚ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفۡسِهِۦ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ
Ve onlardan once o yurda yerlesen imana sarılanlar kendilerine goc edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden oturu goguslerinde bir ihtiyac duymazlar. Kendilerinin ihtiyacları olsa dahi, onları oz canlarına tercih ederler. Kim nefsinin cimriliginden korunursa, iste onlar umduklarına erenlerdir
Surah Al-Hashr, Verse 9
وَٱلَّذِينَ جَآءُو مِنۢ بَعۡدِهِمۡ يَقُولُونَ رَبَّنَا ٱغۡفِرۡ لَنَا وَلِإِخۡوَٰنِنَا ٱلَّذِينَ سَبَقُونَا بِٱلۡإِيمَٰنِ وَلَا تَجۡعَلۡ فِي قُلُوبِنَا غِلّٗا لِّلَّذِينَ ءَامَنُواْ رَبَّنَآ إِنَّكَ رَءُوفٞ رَّحِيمٌ
Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden once inanan kardeslerimizi bagısla, kalplerimizde inananlara karsı bir kin bırakma! Rabbimiz! Sen cok sefkatli, cok merhametlisin
Surah Al-Hashr, Verse 10
۞أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ نَافَقُواْ يَقُولُونَ لِإِخۡوَٰنِهِمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ لَئِنۡ أُخۡرِجۡتُمۡ لَنَخۡرُجَنَّ مَعَكُمۡ وَلَا نُطِيعُ فِيكُمۡ أَحَدًا أَبَدٗا وَإِن قُوتِلۡتُمۡ لَنَنصُرَنَّكُمۡ وَٱللَّهُ يَشۡهَدُ إِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Munafıkların, kitap ehlinden inkar eden dostlarına "Eger siz yurdunuzdan cıkarılırsanız, mutlaka biz de sizinle beraber cıkarız sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız. Eger savasa tutusursanız, mutlaka yardım ederiz." dediklerini gormedin mi? Allah, onların yalancı olduklarına sahitlik eder
Surah Al-Hashr, Verse 11
لَئِنۡ أُخۡرِجُواْ لَا يَخۡرُجُونَ مَعَهُمۡ وَلَئِن قُوتِلُواْ لَا يَنصُرُونَهُمۡ وَلَئِن نَّصَرُوهُمۡ لَيُوَلُّنَّ ٱلۡأَدۡبَٰرَ ثُمَّ لَا يُنصَرُونَ
Andolsun eger onlar, cıkarılırsalar, onlarla beraber cıkmazlar; savasa tutusmus olsalar, onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalarını donup kacarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez
Surah Al-Hashr, Verse 12
لَأَنتُمۡ أَشَدُّ رَهۡبَةٗ فِي صُدُورِهِم مِّنَ ٱللَّهِۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ قَوۡمٞ لَّا يَفۡقَهُونَ
Onların kalblerinde sizin korkunuz, Allah'ın korkusundan fazladır. Boyledir, cunku onlar anlamayan bir topluluktur
Surah Al-Hashr, Verse 13
لَا يُقَٰتِلُونَكُمۡ جَمِيعًا إِلَّا فِي قُرٗى مُّحَصَّنَةٍ أَوۡ مِن وَرَآءِ جُدُرِۭۚ بَأۡسُهُم بَيۡنَهُمۡ شَدِيدٞۚ تَحۡسَبُهُمۡ جَمِيعٗا وَقُلُوبُهُمۡ شَتَّىٰۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ قَوۡمٞ لَّا يَعۡقِلُونَ
Onlar toplu olarak sizinle savasamazlar, ancak, mustahkem sehirlerde yahut duvarların ardından (sizinle savasmak isterler). Kendi aralarındaki cekismeleri siddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalbleri dagınıktır. Boyledir, cunku onlar aklını kullanmayan bir topluluktur
Surah Al-Hashr, Verse 14
كَمَثَلِ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ قَرِيبٗاۖ ذَاقُواْ وَبَالَ أَمۡرِهِمۡ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
(Bu yahudilerin durumu) kendilerinden az once, islerinin gunahını tatmıs olan, ahirette de kendileri icin acı bir azab bulunan kimselerin (Bedir'de cezalarını bulan putperestlerin) durumu gibidir
Surah Al-Hashr, Verse 15
كَمَثَلِ ٱلشَّيۡطَٰنِ إِذۡ قَالَ لِلۡإِنسَٰنِ ٱكۡفُرۡ فَلَمَّا كَفَرَ قَالَ إِنِّي بَرِيٓءٞ مِّنكَ إِنِّيٓ أَخَافُ ٱللَّهَ رَبَّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
(Yahudileri kandıran munafıkların durumu da) tıpkı seytanın durumuna benzer ki insana "Inkar et." dedi, (insan) inkar edince de: "Ben senden uzagım, ben alemlerin Rabb'i Allah'tan korkarım!" dedi
Surah Al-Hashr, Verse 16
فَكَانَ عَٰقِبَتَهُمَآ أَنَّهُمَا فِي ٱلنَّارِ خَٰلِدَيۡنِ فِيهَاۚ وَذَٰلِكَ جَزَـٰٓؤُاْ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Nihayet ikisinin sonu, ebedi olarak ateste oldu. Zalimlerin cezası budur
Surah Al-Hashr, Verse 17
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلۡتَنظُرۡ نَفۡسٞ مَّا قَدَّمَتۡ لِغَدٖۖ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ خَبِيرُۢ بِمَا تَعۡمَلُونَ
Ey inananlar, Allah'tan korkun ve kisi, yarın icin ne (yapıp) gonderdigine baksın. Allah'tan korkun; cunku Allah, yaptıklarınızdan haberdardır
Surah Al-Hashr, Verse 18
وَلَا تَكُونُواْ كَٱلَّذِينَ نَسُواْ ٱللَّهَ فَأَنسَىٰهُمۡ أَنفُسَهُمۡۚ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡفَٰسِقُونَ
Allah'ı unutup da Allah'ın da kendilerini unutturdugu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan cıkan kimselerdir
Surah Al-Hashr, Verse 19
لَا يَسۡتَوِيٓ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِۚ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِ هُمُ ٱلۡفَآئِزُونَ
Cehennem ehli ile cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli kurtularak isteklerine erisenlerdir
Surah Al-Hashr, Verse 20
لَوۡ أَنزَلۡنَا هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ عَلَىٰ جَبَلٖ لَّرَأَيۡتَهُۥ خَٰشِعٗا مُّتَصَدِّعٗا مِّنۡ خَشۡيَةِ ٱللَّهِۚ وَتِلۡكَ ٱلۡأَمۡثَٰلُ نَضۡرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَتَفَكَّرُونَ
Biz bu Kur'an'ı bir daga indirseydik, Allah'ın korkusundan onu bas egmis, parca, parca olmus gorurdun. Bu misalleri dusunsunler diye insanlara veriyoruz
Surah Al-Hashr, Verse 21
هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِي لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ عَٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِۖ هُوَ ٱلرَّحۡمَٰنُ ٱلرَّحِيمُ
O, oyle Allah'tır ki O'ndan baska tanrı yoktur. Gorulmeyeni ve goruleni bilendir. O, esirgeyen bagıslayandır
Surah Al-Hashr, Verse 22
هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِي لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلۡمَلِكُ ٱلۡقُدُّوسُ ٱلسَّلَٰمُ ٱلۡمُؤۡمِنُ ٱلۡمُهَيۡمِنُ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡجَبَّارُ ٱلۡمُتَكَبِّرُۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
O, oyle bir Allah'tır ki, kendisinden baska hicbir tanrı yoktur. O, malik ve sahiptir, munezzehtir, selamet verendir, emniyete kavusturandır, gozetip koruyandır, ustundur, istedigini zorla yaptıran, buyuklukte esi olmayandır. Allah puta tapanların ortak kostukları seylerden munezzehtir
Surah Al-Hashr, Verse 23
هُوَ ٱللَّهُ ٱلۡخَٰلِقُ ٱلۡبَارِئُ ٱلۡمُصَوِّرُۖ لَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ يُسَبِّحُ لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
O, yaratan, var eden, varlıklara sekil veren Allah'tır. En guzel isimler O'nundur. Goklerde ve yerde olanlar O'nun sanını yuceltmektedirler. O, galib olan, her seyi hikmeti uyarınca yapandır
Surah Al-Hashr, Verse 24