Surah Al-Hashr - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Goklerde ve yerde olanlar Allah´ı tesbih etti (ve etmekte). Ve O; Aziz´dir, Hakim´dir
Surah Al-Hashr, Verse 1
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَخۡرَجَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ مِن دِيَٰرِهِمۡ لِأَوَّلِ ٱلۡحَشۡرِۚ مَا ظَنَنتُمۡ أَن يَخۡرُجُواْۖ وَظَنُّوٓاْ أَنَّهُم مَّانِعَتُهُمۡ حُصُونُهُم مِّنَ ٱللَّهِ فَأَتَىٰهُمُ ٱللَّهُ مِنۡ حَيۡثُ لَمۡ يَحۡتَسِبُواْۖ وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ ٱلرُّعۡبَۚ يُخۡرِبُونَ بُيُوتَهُم بِأَيۡدِيهِمۡ وَأَيۡدِي ٱلۡمُؤۡمِنِينَ فَٱعۡتَبِرُواْ يَـٰٓأُوْلِي ٱلۡأَبۡصَٰرِ
Kitap ehlinden inkar edenleri ilk defa surgun icin diyarlarından cıkaran O´dur. Siz, onların (diyarlarından) cıkacagını zannetmediniz. Ve onlar da, kalelerinin Allah´tan (gelecek bir seye) mani olacagını sandılar. Oysa Allah, onlara hesap etmedikleri bir taraftan geldi ve onların kalplerine korku verdi. Evlerini kendi elleriyle ve mu´minlerin elleriyle harap ediyorlar(dı). Ey basiret sahipleri, artık ibret alın
Surah Al-Hashr, Verse 2
وَلَوۡلَآ أَن كَتَبَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِمُ ٱلۡجَلَآءَ لَعَذَّبَهُمۡ فِي ٱلدُّنۡيَاۖ وَلَهُمۡ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ عَذَابُ ٱلنَّارِ
Ve eger Allah, onların uzerine (topluca) surgun yazmamıs olsaydı, onlara mutlaka dunyada azap ederdi. Ve onlar icin ahirette de atesin azabı vardır
Surah Al-Hashr, Verse 3
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ شَآقُّواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥۖ وَمَن يُشَآقِّ ٱللَّهَ فَإِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ
Iste bu, onların Allah´a ve O´nun Resul´une muhalefet etmeleri sebebiyledir. Ve kim Allah´a muhalefet ederse, o taktirde muhakkak ki Allah, ikabı (cezası) siddetli olandır
Surah Al-Hashr, Verse 4
مَا قَطَعۡتُم مِّن لِّينَةٍ أَوۡ تَرَكۡتُمُوهَا قَآئِمَةً عَلَىٰٓ أُصُولِهَا فَبِإِذۡنِ ٱللَّهِ وَلِيُخۡزِيَ ٱلۡفَٰسِقِينَ
Hurma agaclarından kestikleriniz veya kokleri uzerinde kaim kılarak (dikili olarak) bıraktıklarınız da ancak Allah´ın izniyledir ve bu, fasıkların perisan olmaları icindir
Surah Al-Hashr, Verse 5
وَمَآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ مِنۡهُمۡ فَمَآ أَوۡجَفۡتُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ خَيۡلٖ وَلَا رِكَابٖ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يُسَلِّطُ رُسُلَهُۥ عَلَىٰ مَن يَشَآءُۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ
Ve onlardan (onların mallarından), Allah´ın Resul´une fey olarak verdigi sey (savassız elde edilen ganimet) icin, o zaman, onların uzerine at ve deve kosturmadınız (savasmadınız). Ve lakin Allah, resullerini dilediklerine musallat eder. Ve Allah, herseye kaadirdir
Surah Al-Hashr, Verse 6
مَّآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ مِنۡ أَهۡلِ ٱلۡقُرَىٰ فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَٱلۡيَتَٰمَىٰ وَٱلۡمَسَٰكِينِ وَٱبۡنِ ٱلسَّبِيلِ كَيۡ لَا يَكُونَ دُولَةَۢ بَيۡنَ ٱلۡأَغۡنِيَآءِ مِنكُمۡۚ وَمَآ ءَاتَىٰكُمُ ٱلرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَىٰكُمۡ عَنۡهُ فَٱنتَهُواْۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۖ إِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ
Allah´ın o sehir halkının (malından), resulune fey olarak verdigi sey (savassız elde edilen ganimet), artık Allah´ın, peygamberinin, ona yakınlıgı olanların, yetimlerin ve yoksulların ve yolcularındır. (Bu) icinizden zengin olanların arasında elden ele dolasan bir mal (servet) olmaması icindir. Ve resul, size ne verdiyse o zaman onu alın. Ve o, sizi neden nehyetti ise o taktirde ondan vazgecin. Allah´a karsı takva sahibi olun. Muhakkak ki Allah, ikabı (azabı) siddetli olandır
Surah Al-Hashr, Verse 7
لِلۡفُقَرَآءِ ٱلۡمُهَٰجِرِينَ ٱلَّذِينَ أُخۡرِجُواْ مِن دِيَٰرِهِمۡ وَأَمۡوَٰلِهِمۡ يَبۡتَغُونَ فَضۡلٗا مِّنَ ٱللَّهِ وَرِضۡوَٰنٗا وَيَنصُرُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓۚ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلصَّـٰدِقُونَ
(Fey), hicret eden fakirler icindir ki onlar, yurtlarından cıkarıldılar ve mallarından uzaklastırıldılar. Onlar, Allah´tan fazl ve rıza ararlar. Ve Allah´a ve O´nun Resul´une yardım ederler. Iste onlar, onlar sadıklardır
Surah Al-Hashr, Verse 8
وَٱلَّذِينَ تَبَوَّءُو ٱلدَّارَ وَٱلۡإِيمَٰنَ مِن قَبۡلِهِمۡ يُحِبُّونَ مَنۡ هَاجَرَ إِلَيۡهِمۡ وَلَا يَجِدُونَ فِي صُدُورِهِمۡ حَاجَةٗ مِّمَّآ أُوتُواْ وَيُؤۡثِرُونَ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمۡ وَلَوۡ كَانَ بِهِمۡ خَصَاصَةٞۚ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفۡسِهِۦ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ
Ve onlardan once (Medine´yi) yurt edinmis olup kalplerinde iman yerlesmis olanlar, kendilerine hicret eden kimseleri severler. Ve onlara verilenlerden (dagıtılan ganimetlerden) dolayı, kendileri onlara muhtac olsa bile, gonullerinde bir hacet (kaygı, haset) bulunmaz. Ve onları kendi nefslerine tercih ederler (ustun tutarlar). Ve kim nefsini cimrilikten korursa, o taktirde iste onlar, onlar felaha (kurtulusa) erenlerdir
Surah Al-Hashr, Verse 9
وَٱلَّذِينَ جَآءُو مِنۢ بَعۡدِهِمۡ يَقُولُونَ رَبَّنَا ٱغۡفِرۡ لَنَا وَلِإِخۡوَٰنِنَا ٱلَّذِينَ سَبَقُونَا بِٱلۡإِيمَٰنِ وَلَا تَجۡعَلۡ فِي قُلُوبِنَا غِلّٗا لِّلَّذِينَ ءَامَنُواْ رَبَّنَآ إِنَّكَ رَءُوفٞ رَّحِيمٌ
Ve onlardan sonra gelenler: “Rabbimiz bizi ve bizden once iman ile gecmis (goc etmis) olan kardeslerimizi magfiret et. Ve kalplerimizde amenu olanlara karsı kin bırakma. Rabbimiz, muhakkak ki Sen; Rauf´sun, Rahim´sin.” derler
Surah Al-Hashr, Verse 10
۞أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ نَافَقُواْ يَقُولُونَ لِإِخۡوَٰنِهِمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ لَئِنۡ أُخۡرِجۡتُمۡ لَنَخۡرُجَنَّ مَعَكُمۡ وَلَا نُطِيعُ فِيكُمۡ أَحَدًا أَبَدٗا وَإِن قُوتِلۡتُمۡ لَنَنصُرَنَّكُمۡ وَٱللَّهُ يَشۡهَدُ إِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Nifak cıkaranları (munafıklık yapanları) gormuyor musun? Kitap ehlinden, inkar eden kardeslerine: “Eger siz gercekten (yurdunuzdan) cıkarılırsanız, biz de mutlaka sizinle beraber cıkarız. Sizin aranızdaki, size karsı olan bir kimseye hicbir zaman itaat etmeyiz. Ve eger sizinle savasırlarsa, mutlaka size yardım ederiz.” derler. Ve Allah, onların gercekten yalancı olduklarına sahadet eder
Surah Al-Hashr, Verse 11
لَئِنۡ أُخۡرِجُواْ لَا يَخۡرُجُونَ مَعَهُمۡ وَلَئِن قُوتِلُواْ لَا يَنصُرُونَهُمۡ وَلَئِن نَّصَرُوهُمۡ لَيُوَلُّنَّ ٱلۡأَدۡبَٰرَ ثُمَّ لَا يُنصَرُونَ
Eger gercekten (yurtlarından) cıkarılsalar, onlarla beraber cıkmazlar. Ve eger gercekten savassalar, onlara yardım etmezler. Ve gercekten onlara yardım etseler bile, mutlaka arkalarını donerler (savastan kacarlar). Sonra onlar yardım olunmazlar
Surah Al-Hashr, Verse 12
لَأَنتُمۡ أَشَدُّ رَهۡبَةٗ فِي صُدُورِهِم مِّنَ ٱللَّهِۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ قَوۡمٞ لَّا يَفۡقَهُونَ
Siz, gercekten, onların yureklerinde korku bakımından daha siddetlisiniz (Allah´tan cok sizden korkuyorlar). Bu, onların (Allah´ın azametini, kudretini) fıkıh edemeyen bir kavim olmaları sebebiyledir
Surah Al-Hashr, Verse 13
لَا يُقَٰتِلُونَكُمۡ جَمِيعًا إِلَّا فِي قُرٗى مُّحَصَّنَةٍ أَوۡ مِن وَرَآءِ جُدُرِۭۚ بَأۡسُهُم بَيۡنَهُمۡ شَدِيدٞۚ تَحۡسَبُهُمۡ جَمِيعٗا وَقُلُوبُهُمۡ شَتَّىٰۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ قَوۡمٞ لَّا يَعۡقِلُونَ
Onlar, korunmus sehir icinde veya duvarlar arkasında (surlar icinde) olmadıkca, sizinle toplu olarak savasamazlar. Onların kendi aralarındaki carpısmaları siddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, (oysa) onların kalpleri dagınıktır. Bu, onların akıl etmez bir kavim olmaları sebebiyledir
Surah Al-Hashr, Verse 14
كَمَثَلِ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ قَرِيبٗاۖ ذَاقُواْ وَبَالَ أَمۡرِهِمۡ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
(Onların durumu) kendilerinden yakın zaman once, yaptıkları islerin sonucunu tatmıs olanların durumu gibidir. Ve onlar icin acı bir azap vardır
Surah Al-Hashr, Verse 15
كَمَثَلِ ٱلشَّيۡطَٰنِ إِذۡ قَالَ لِلۡإِنسَٰنِ ٱكۡفُرۡ فَلَمَّا كَفَرَ قَالَ إِنِّي بَرِيٓءٞ مِّنكَ إِنِّيٓ أَخَافُ ٱللَّهَ رَبَّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
(Munafıkların size vaadleri), seytanın (vaadlerinin) durumu gibidir. Insana: “Inkar et (kafir ol).” demisti. Fakat, inkar ettigi zaman: “Muhakkak ki ben senden uzagım, elbette ben, alemlerin Rabbi Allah´tan korkarım.” dedi
Surah Al-Hashr, Verse 16
فَكَانَ عَٰقِبَتَهُمَآ أَنَّهُمَا فِي ٱلنَّارِ خَٰلِدَيۡنِ فِيهَاۚ وَذَٰلِكَ جَزَـٰٓؤُاْ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Boylece ikisinin (munafıkların ve seytanın) akıbeti orada, atesin icinde ebediyyen kalmak oldu. Ve iste bu, zalimlerin cezasıdır
Surah Al-Hashr, Verse 17
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلۡتَنظُرۡ نَفۡسٞ مَّا قَدَّمَتۡ لِغَدٖۖ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ خَبِيرُۢ بِمَا تَعۡمَلُونَ
Ey amenu olanlar (olmeden once Allah´a ulasmayı dileyenler), Allah´a karsı takva sahibi olun! Ve her nefs, yarın icin ne takdim ettigine baksın! Ve Allah´a karsı takva sahibi olun. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır
Surah Al-Hashr, Verse 18
وَلَا تَكُونُواْ كَٱلَّذِينَ نَسُواْ ٱللَّهَ فَأَنسَىٰهُمۡ أَنفُسَهُمۡۚ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡفَٰسِقُونَ
Allah´ı unutan kimseler gibi olmayın! Boylece (Allah da) onlara, kendi nefslerini unutturdu. Iste onlar, onlar fasık olanlardır
Surah Al-Hashr, Verse 19
لَا يَسۡتَوِيٓ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِۚ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِ هُمُ ٱلۡفَآئِزُونَ
Ates ehli ile cennet ehli bir (esit) degildir. Cennet ehli; onlar, kurtulusa erenlerdir
Surah Al-Hashr, Verse 20
لَوۡ أَنزَلۡنَا هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ عَلَىٰ جَبَلٖ لَّرَأَيۡتَهُۥ خَٰشِعٗا مُّتَصَدِّعٗا مِّنۡ خَشۡيَةِ ٱللَّهِۚ وَتِلۡكَ ٱلۡأَمۡثَٰلُ نَضۡرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَتَفَكَّرُونَ
Eger Biz, bu Kur´an´ı, daga indirseydik, O´nu mutlaka, Allah´ın korkusundan husu ile boynunu bukmus, parca parca olmus gorurdun. Ve insanlar icin bu misalleri veriyoruz. Umulur ki, boylece onlar tefekkur ederler
Surah Al-Hashr, Verse 21
هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِي لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ عَٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِۖ هُوَ ٱلرَّحۡمَٰنُ ٱلرَّحِيمُ
O Allah ki, O´ndan baska Ilah yoktur. Gaybı (gorunmeyeni) ve goruneni de O bilir. O; Rahman´dır, Rahim´dir
Surah Al-Hashr, Verse 22
هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِي لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلۡمَلِكُ ٱلۡقُدُّوسُ ٱلسَّلَٰمُ ٱلۡمُؤۡمِنُ ٱلۡمُهَيۡمِنُ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡجَبَّارُ ٱلۡمُتَكَبِّرُۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
O Allah ki; O´ndan baska Ilah yoktur, Melik´tir (hukumrandır), Kuddus´tur (mukaddestir), Selam´dır (selamete erdirendir), Mu´mindir (emniyet verendir), Muheymin´dir (koruyup gozetendir), Aziz´dir (yucedir), Cabbar´dır (cebredendir), Mutekebbir´dir (pek buyuk olandır). Allah, sirk kosulan seylerden munezzehtir (uzaktır)
Surah Al-Hashr, Verse 23
هُوَ ٱللَّهُ ٱلۡخَٰلِقُ ٱلۡبَارِئُ ٱلۡمُصَوِّرُۖ لَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ يُسَبِّحُ لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
O Allah ki; Yaratan´dır, Bari´dir (yokken var eden), Musavvir´dir (sekil verendir), guzel isimler O´nundur. Goklerde ve yerde olanlar O´nu tespih eder. Ve O; Aziz´dir (yucedir), Hakim´dir (hukum ve hikmet sahibidir)
Surah Al-Hashr, Verse 24