Surah Al-Jumua - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ ٱلۡمَلِكِ ٱلۡقُدُّوسِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡحَكِيمِ
Goklerde ve yerde olanlar, Allah´ı tespih eder ki; (O) Malik´tir (mulkun sahibidir), Kuddus´tur (mukaddestir), Aziz´dir (ustundur), Hakim´dir (hukum ve hikmet sahibidir)
Surah Al-Jumua, Verse 1
هُوَ ٱلَّذِي بَعَثَ فِي ٱلۡأُمِّيِّـۧنَ رَسُولٗا مِّنۡهُمۡ يَتۡلُواْ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتِهِۦ وَيُزَكِّيهِمۡ وَيُعَلِّمُهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَإِن كَانُواْ مِن قَبۡلُ لَفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
Ummiler arasında, kendilerinden bir resul beas eden (gorevlendiren) O´dur. Onlara, O´nun (Allah´ın) ayetlerini okur, onları tezkiye eder (nefslerini temizler), onlara Kitab´ı (Kur´an-ı Kerim´i) ve hikmeti ogretir. Ve daha once (resule tabi olmadan evvel) elbette onlar, sadece acık bir dalalet icinde idiler
Surah Al-Jumua, Verse 2
وَءَاخَرِينَ مِنۡهُمۡ لَمَّا يَلۡحَقُواْ بِهِمۡۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Ve henuz kendilerine ilhak olmamıs (katılmamıs) olan, onlardan sonrakilere de... Ve O; Aziz´dir (ustundur), Hakim´dir (hukum ve hikmet sahibidir)
Surah Al-Jumua, Verse 3
ذَٰلِكَ فَضۡلُ ٱللَّهِ يُؤۡتِيهِ مَن يَشَآءُۚ وَٱللَّهُ ذُو ٱلۡفَضۡلِ ٱلۡعَظِيمِ
Iste bu, Allah´ın fazlıdır. Onu diledigi kisiye verir. Ve Allah, buyuk fazl sahibidir
Surah Al-Jumua, Verse 4
مَثَلُ ٱلَّذِينَ حُمِّلُواْ ٱلتَّوۡرَىٰةَ ثُمَّ لَمۡ يَحۡمِلُوهَا كَمَثَلِ ٱلۡحِمَارِ يَحۡمِلُ أَسۡفَارَۢاۚ بِئۡسَ مَثَلُ ٱلۡقَوۡمِ ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِۚ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Kendilerine Tevrat yuklenip de (Tevrat´ın farzları okunup da), sonra O´nu tasımayanların (onunla amel etmeyenlerin) hali, ciltlerle kitap tasıyan merkebin hali gibidir. Allah´ın ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kotu. Ve Allah, zalimler kavmini hidayete erdirmez
Surah Al-Jumua, Verse 5
قُلۡ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ هَادُوٓاْ إِن زَعَمۡتُمۡ أَنَّكُمۡ أَوۡلِيَآءُ لِلَّهِ مِن دُونِ ٱلنَّاسِ فَتَمَنَّوُاْ ٱلۡمَوۡتَ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
De ki: “Ey yahudiler! Eger siz, insanlardan ayrı olarak, (yalnız) kendinizin Allah´ın dostu oldugunuzu zannettiyseniz, sayet siz dogru soyleyen kimseler iseniz, olumu temenni edin.”
Surah Al-Jumua, Verse 6
وَلَا يَتَمَنَّوۡنَهُۥٓ أَبَدَۢا بِمَا قَدَّمَتۡ أَيۡدِيهِمۡۚ وَٱللَّهُ عَلِيمُۢ بِٱلظَّـٰلِمِينَ
Ve ebediyyen onu (olumu) temenni edemezler, elleriyle takdim ettikleri (yaptıkları) seyler sebebiyle. Ve Allah, zalimleri en iyi bilendir
Surah Al-Jumua, Verse 7
قُلۡ إِنَّ ٱلۡمَوۡتَ ٱلَّذِي تَفِرُّونَ مِنۡهُ فَإِنَّهُۥ مُلَٰقِيكُمۡۖ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَٰلِمِ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
De ki: “Muhakkak ki o, sizin kendisinden kactıgınız olum, iste o mutlaka size mulaki olacak (siz olumle karsılasacaksınız). Sonra gorunmeyeni ve goruneni bilen (Allah´a) donduruleceksiniz. O zaman (Allah), yapmıs olduklarınızı size haber verecek.”
Surah Al-Jumua, Verse 8
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا نُودِيَ لِلصَّلَوٰةِ مِن يَوۡمِ ٱلۡجُمُعَةِ فَٱسۡعَوۡاْ إِلَىٰ ذِكۡرِ ٱللَّهِ وَذَرُواْ ٱلۡبَيۡعَۚ ذَٰلِكُمۡ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Ey amenu olanlar (olmeden once Allah´a ulasmayı dileyenler)! Cuma gunu namaza nida olundugu zaman (cagrıldıgınız zaman) hemen Allah´ın zikrine kosun ve alısverisi bırakın. Iste bu, sizin icin daha hayırlıdır, keske bilseniz
Surah Al-Jumua, Verse 9
فَإِذَا قُضِيَتِ ٱلصَّلَوٰةُ فَٱنتَشِرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَٱبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِ ٱللَّهِ وَٱذۡكُرُواْ ٱللَّهَ كَثِيرٗا لَّعَلَّكُمۡ تُفۡلِحُونَ
Artık namazı kaza ettiginiz (kılıp bitirdiginiz) zaman yeryuzune yayılın ve Allah´ın fazlından isteyin ve Allah´ı cok zikredin. Umulur ki, boylece siz felaha (kurtulusa) erersiniz
Surah Al-Jumua, Verse 10
وَإِذَا رَأَوۡاْ تِجَٰرَةً أَوۡ لَهۡوًا ٱنفَضُّوٓاْ إِلَيۡهَا وَتَرَكُوكَ قَآئِمٗاۚ قُلۡ مَا عِندَ ٱللَّهِ خَيۡرٞ مِّنَ ٱللَّهۡوِ وَمِنَ ٱلتِّجَٰرَةِۚ وَٱللَّهُ خَيۡرُ ٱلرَّـٰزِقِينَ
Ve ticaret veya eglenceyi gorunce ona yonelip dagıldılar ve seni ayakta bırakıp gittiler. De ki: “Allah´ın katında olan seyler, eglence ve ticaretten daha hayırlıdır ve Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
Surah Al-Jumua, Verse 11