Surah Nooh - Turkish Translation by Celal Y Ld R M
إِنَّآ أَرۡسَلۡنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوۡمِهِۦٓ أَنۡ أَنذِرۡ قَوۡمَكَ مِن قَبۡلِ أَن يَأۡتِيَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
Suphesiz ki biz, Nuh´u kendi milletine peygamber olarak gonderdik de, elem verici bir azab gelmeden once onları uyar, (dedik)
Surah Nooh, Verse 1
قَالَ يَٰقَوۡمِ إِنِّي لَكُمۡ نَذِيرٞ مُّبِينٌ
O da: «Ey milletim!» dedi. «Hakikaten ben size gonderilen acık bir uyarıcıyım
Surah Nooh, Verse 2
أَنِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ وَٱتَّقُوهُ وَأَطِيعُونِ
Allah´a kulluk edin; O´ndan korkup (inkar ve azgınlıktan) sakının ve bana itaat edin ki; Allah sizin gunahlarınızı bagıslasın ve sizi belirlenmis bir vakte kadar da geciktirsin. Suphesiz ki Allah´ın belirledigi vakit gelince artık o geriye bırakılmaz. Bunu keske bir bilseniz!.»
Surah Nooh, Verse 3
يَغۡفِرۡ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمۡ وَيُؤَخِّرۡكُمۡ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمًّىۚ إِنَّ أَجَلَ ٱللَّهِ إِذَا جَآءَ لَا يُؤَخَّرُۚ لَوۡ كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Allah´a kulluk edin; O´ndan korkup (inkar ve azgınlıktan) sakının ve bana itaat edin ki; Allah sizin gunahlarınızı bagıslasın ve sizi belirlenmis bir vakte kadar da geciktirsin. Suphesiz ki Allah´ın belirledigi vakit gelince artık o geriye bırakılmaz. Bunu keske bir bilseniz!.»
Surah Nooh, Verse 4
قَالَ رَبِّ إِنِّي دَعَوۡتُ قَوۡمِي لَيۡلٗا وَنَهَارٗا
Nuh dedi ki: Rabbim! Suphesiz ki ben, milletimi gece gunduz (uyarıp sana, senin dinine) davet ettim, ama benim bu davetim ancak onların (nefretine sebep olup) kacmalarını arttırdı
Surah Nooh, Verse 5
فَلَمۡ يَزِدۡهُمۡ دُعَآءِيٓ إِلَّا فِرَارٗا
Nuh dedi ki: Rabbim! Suphesiz ki ben, milletimi gece gunduz (uyarıp sana, senin dinine) davet ettim, ama benim bu davetim ancak onların (nefretine sebep olup) kacmalarını arttırdı
Surah Nooh, Verse 6
وَإِنِّي كُلَّمَا دَعَوۡتُهُمۡ لِتَغۡفِرَ لَهُمۡ جَعَلُوٓاْ أَصَٰبِعَهُمۡ فِيٓ ءَاذَانِهِمۡ وَٱسۡتَغۡشَوۡاْ ثِيَابَهُمۡ وَأَصَرُّواْ وَٱسۡتَكۡبَرُواْ ٱسۡتِكۡبَارٗا
Hakikat ben, onları bagıslaman icin ne kadar ,davet ettimse parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine ortunup duymazlıktan geldiler ; (inkarda) Israr edip buyukluk tasladıkca, tasladılar
Surah Nooh, Verse 7
ثُمَّ إِنِّي دَعَوۡتُهُمۡ جِهَارٗا
Sonra gercekten ben onları acıkca (hakk´a, dogru yola) cagırdım
Surah Nooh, Verse 8
ثُمَّ إِنِّيٓ أَعۡلَنتُ لَهُمۡ وَأَسۡرَرۡتُ لَهُمۡ إِسۡرَارٗا
Sonra yine ben, acıktan duyuruda bulundum ve gizli gizli gorusmeler de yaptım
Surah Nooh, Verse 9
فَقُلۡتُ ٱسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّكُمۡ إِنَّهُۥ كَانَ غَفَّارٗا
Rabbınızdan bagıslanma dileyin, cunku mutlaka O, cok bagıslayandır, dedim
Surah Nooh, Verse 10
يُرۡسِلِ ٱلسَّمَآءَ عَلَيۡكُم مِّدۡرَارٗا
Gokten uzerinize faydalı yagmur gonderir
Surah Nooh, Verse 11
وَيُمۡدِدۡكُم بِأَمۡوَٰلٖ وَبَنِينَ وَيَجۡعَل لَّكُمۡ جَنَّـٰتٖ وَيَجۡعَل لَّكُمۡ أَنۡهَٰرٗا
Sizi, mallar ve ogullarla destekleyip guclendirir. Size Cennet misali bahceler verir ve ırmaklar akıtır
Surah Nooh, Verse 12
مَّا لَكُمۡ لَا تَرۡجُونَ لِلَّهِ وَقَارٗا
Size ne oluyor ki, Allah´a buyukluk ve ululugu, ta´zim ve saygıyı yakıstıramıyorsunuz!?. O´ndan vakar ve seref ummuyorsunuz
Surah Nooh, Verse 13
وَقَدۡ خَلَقَكُمۡ أَطۡوَارًا
Halbuki O, sizi kademeli tavırlardan gecirip yaratmıstır
Surah Nooh, Verse 14
أَلَمۡ تَرَوۡاْ كَيۡفَ خَلَقَ ٱللَّهُ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖ طِبَاقٗا
Allah´ın tıpatıp uyum halinde yedi gogu nasıl yarattıgını gormez misiniz
Surah Nooh, Verse 15
وَجَعَلَ ٱلۡقَمَرَ فِيهِنَّ نُورٗا وَجَعَلَ ٱلشَّمۡسَ سِرَاجٗا
Orada Ay´ı bir ısık, Gunes´i ise bir kandil yapmıstır
Surah Nooh, Verse 16
وَٱللَّهُ أَنۢبَتَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ نَبَاتٗا
Allah sizi yerden bir bitki (gibi) bitirmistir
Surah Nooh, Verse 17
ثُمَّ يُعِيدُكُمۡ فِيهَا وَيُخۡرِجُكُمۡ إِخۡرَاجٗا
Sonra sizi oraya cevirecek ve sizi (tekrar diriltip) bir cıkısla cıkaracaktır
Surah Nooh, Verse 18
وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ بِسَاطٗا
Allah, yeryuzunu size bir yaygı yaptı ki
Surah Nooh, Verse 19
لِّتَسۡلُكُواْ مِنۡهَا سُبُلٗا فِجَاجٗا
Orada genis genis yollarda yuruyesiniz
Surah Nooh, Verse 20
قَالَ نُوحٞ رَّبِّ إِنَّهُمۡ عَصَوۡنِي وَٱتَّبَعُواْ مَن لَّمۡ يَزِدۡهُ مَالُهُۥ وَوَلَدُهُۥٓ إِلَّا خَسَارٗا
Nuh dedi ki: Rabbim I Dogrusu onlar bana karsı geldiler; malı ve evladı kendisine zarardan baska birsey artırmayan kimseye uydular
Surah Nooh, Verse 21
وَمَكَرُواْ مَكۡرٗا كُبَّارٗا
Buyuk hileler ve duzenler kurdular
Surah Nooh, Verse 22
وَقَالُواْ لَا تَذَرُنَّ ءَالِهَتَكُمۡ وَلَا تَذَرُنَّ وَدّٗا وَلَا سُوَاعٗا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسۡرٗا
Ve sakın sakın tanrılarınızı terketmeyin ; ozellikle Vedd´i, Suva´ı, Yagus´u, Yauk´u ve Nesr´i bırakmayın, dediler
Surah Nooh, Verse 23
وَقَدۡ أَضَلُّواْ كَثِيرٗاۖ وَلَا تَزِدِ ٱلظَّـٰلِمِينَ إِلَّا ضَلَٰلٗا
Bunlar cidden bircoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Bu zalimlerin ancak sapıklık ve saskınlıgını artır
Surah Nooh, Verse 24
مِّمَّا خَطِيٓـَٰٔتِهِمۡ أُغۡرِقُواْ فَأُدۡخِلُواْ نَارٗا فَلَمۡ يَجِدُواْ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ أَنصَارٗا
Gunah ve azgınlıkları sebebiyle boguldular da Cehennem´e atıldılar. Kendilerine Allah´tan baska yardımcılar da bulamadılar
Surah Nooh, Verse 25
وَقَالَ نُوحٞ رَّبِّ لَا تَذَرۡ عَلَى ٱلۡأَرۡضِ مِنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ دَيَّارًا
Nuh dedi ki: Rabbim! Yeryuzunde kafirlerden dolasıp yurt edinen bir kimse bırakma
Surah Nooh, Verse 26
إِنَّكَ إِن تَذَرۡهُمۡ يُضِلُّواْ عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُوٓاْ إِلَّا فَاجِرٗا كَفَّارٗا
Eger onları bırakırsan senin kullarını saptırırlar ve sadece ilahi sınırları cigneyen cok nankor, aynı zamanda ahlaksız evlat dogurup yetistirirler
Surah Nooh, Verse 27
رَّبِّ ٱغۡفِرۡ لِي وَلِوَٰلِدَيَّ وَلِمَن دَخَلَ بَيۡتِيَ مُؤۡمِنٗا وَلِلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِۖ وَلَا تَزِدِ ٱلظَّـٰلِمِينَ إِلَّا تَبَارَۢا
Rabbim! Beni, ana-babamı, evime mu´min olarak gideni; butun mu´min erkekleri ve mu´min kadınları bagısla. Zalimlerin ise sadece yok olmalarını artır
Surah Nooh, Verse 28