Surah Al-Ala - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
سَبِّحِ ٱسۡمَ رَبِّكَ ٱلۡأَعۡلَى
(Ey Rasulum), Rabbinin cok yuce adını tesbih et; (Subhane Rabbiye’l-A’la, de)
Surah Al-Ala, Verse 1
ٱلَّذِي خَلَقَ فَسَوَّىٰ
O Rabbin ki (her seyi) yarattı da duzenine koydu
Surah Al-Ala, Verse 2
وَٱلَّذِي قَدَّرَ فَهَدَىٰ
O Rabbin ki, (esyanın cins ve nevilerini) takdir etti de dogru yolu gosterdi
Surah Al-Ala, Verse 3
وَٱلَّذِيٓ أَخۡرَجَ ٱلۡمَرۡعَىٰ
O Rabbin ki, (yemyesil) otlakları cıkardı
Surah Al-Ala, Verse 4
فَجَعَلَهُۥ غُثَآءً أَحۡوَىٰ
Sonra da onu, kurumus, kararmıs bir hale cevirdi
Surah Al-Ala, Verse 5
سَنُقۡرِئُكَ فَلَا تَنسَىٰٓ
Bundan boyle, sana (Cebrail’in ogretecegi uzere) Kur’an okutacagız da unutmıyacaksın
Surah Al-Ala, Verse 6
إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ يَعۡلَمُ ٱلۡجَهۡرَ وَمَا يَخۡفَىٰ
Ancak Allah’ın (nesh edip de unutulmasını) diledigi mustesna... Cunku O, asikarı da bilir, gizliyi de
Surah Al-Ala, Verse 7
وَنُيَسِّرُكَ لِلۡيُسۡرَىٰ
Hem seni, (vahy ezberlemek, seriatı teblig etmek hususunda) en kolay yola muvaffak kılacagız
Surah Al-Ala, Verse 8
فَذَكِّرۡ إِن نَّفَعَتِ ٱلذِّكۡرَىٰ
O halde, fayda versin (yahud fayda vermesin), sen Kur’an ile ogud ver; (teblig vazifeni yap)
Surah Al-Ala, Verse 9
سَيَذَّكَّرُ مَن يَخۡشَىٰ
Muhakkak ki Allah’dan korkan ogud alacaktır
Surah Al-Ala, Verse 10
وَيَتَجَنَّبُهَا ٱلۡأَشۡقَى
Kafir olan ise, ogud almaktan kacınacaktır
Surah Al-Ala, Verse 11
ٱلَّذِي يَصۡلَى ٱلنَّارَ ٱلۡكُبۡرَىٰ
Ki o, en buyuk atese girecek
Surah Al-Ala, Verse 12
ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحۡيَىٰ
Sonra orada ne olecek, ne de hayat bulacaktır
Surah Al-Ala, Verse 13
قَدۡ أَفۡلَحَ مَن تَزَكَّىٰ
Gercekten kurtulmustur, (kufur ve masiyyetten) temizlenen
Surah Al-Ala, Verse 14
وَذَكَرَ ٱسۡمَ رَبِّهِۦ فَصَلَّىٰ
Ve Rabbinin ismini anıp da namaz kılan
Surah Al-Ala, Verse 15
بَلۡ تُؤۡثِرُونَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
Fakat (ey kafirler!) siz dunya hayatını (ahirete) tercih ediyorsunuz
Surah Al-Ala, Verse 16
وَٱلۡأٓخِرَةُ خَيۡرٞ وَأَبۡقَىٰٓ
Halbuki ahiret, daha hayırlı ve daha devamlıdır
Surah Al-Ala, Verse 17
إِنَّ هَٰذَا لَفِي ٱلصُّحُفِ ٱلۡأُولَىٰ
Dogrusu bu, (on dorduncu ayetten itibaren olan hukumler) evvelkilerin kitaplarında vardır
Surah Al-Ala, Verse 18
صُحُفِ إِبۡرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ
Ibrahim’in ve Musa’nın kitaplarında
Surah Al-Ala, Verse 19