Surah Al-Ala - Turkish Translation by Celal Y Ld R M
سَبِّحِ ٱسۡمَ رَبِّكَ ٱلۡأَعۡلَى
O cok Yuce Rabbin ismini tesbih et
Surah Al-Ala, Verse 1
ٱلَّذِي خَلَقَ فَسَوَّىٰ
O ki yarattı, duzene koydu
Surah Al-Ala, Verse 2
وَٱلَّذِي قَدَّرَ فَهَدَىٰ
O ki (yarattıgını) belli olcuye gore ortaya cıkardı ve (ona gore de) yolunu gosterdi
Surah Al-Ala, Verse 3
وَٱلَّذِيٓ أَخۡرَجَ ٱلۡمَرۡعَىٰ
O ki, yesilligi (butun guzelligiyle ve yararlarıyla) cıkardı
Surah Al-Ala, Verse 4
فَجَعَلَهُۥ غُثَآءً أَحۡوَىٰ
Sonra da onu kupkuru komure cevirdi
Surah Al-Ala, Verse 5
سَنُقۡرِئُكَ فَلَا تَنسَىٰٓ
(Kur´an´ı) sana okuyacagız ve sen de unutmayacaksın
Surah Al-Ala, Verse 6
إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ يَعۡلَمُ ٱلۡجَهۡرَ وَمَا يَخۡفَىٰ
Ancak Allah´ın diledigi mustesna.. Cunku O elbette acıgı da bilir, gizli olanı da bilir
Surah Al-Ala, Verse 7
وَنُيَسِّرُكَ لِلۡيُسۡرَىٰ
Kolay olana seni iletip basarılı kılacagız
Surah Al-Ala, Verse 8
فَذَكِّرۡ إِن نَّفَعَتِ ٱلذِّكۡرَىٰ
O halde ogut fayda verirse ona devam et
Surah Al-Ala, Verse 9
سَيَذَّكَّرُ مَن يَخۡشَىٰ
(Allah´tan) saygı ile korkup egilen ogut alacaktır
Surah Al-Ala, Verse 10
وَيَتَجَنَّبُهَا ٱلۡأَشۡقَى
Sapıtmıs asi gunahkar ise ondan uzak duracaktır
Surah Al-Ala, Verse 11
ٱلَّذِي يَصۡلَى ٱلنَّارَ ٱلۡكُبۡرَىٰ
O en buyuk atese varıp girecektir
Surah Al-Ala, Verse 12
ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحۡيَىٰ
Sonra da orada ne olecek, ne de yasayacaktır
Surah Al-Ala, Verse 13
قَدۡ أَفۡلَحَ مَن تَزَكَّىٰ
Kendini (inkar, inad ve kotuluklerden) arındıran, Rabbinin adını anıp namaz kılan kimse, cidden korktugundan kurtulup umduguna kavusmustur
Surah Al-Ala, Verse 14
وَذَكَرَ ٱسۡمَ رَبِّهِۦ فَصَلَّىٰ
Kendini (inkar, inad ve kotuluklerden) arındıran, Rabbinin adını anıp namaz kılan kimse, cidden korktugundan kurtulup umduguna kavusmustur
Surah Al-Ala, Verse 15
بَلۡ تُؤۡثِرُونَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
Ama siz Dunya hayatını (Ahiret´e) tercih ediyorsunuz
Surah Al-Ala, Verse 16
وَٱلۡأٓخِرَةُ خَيۡرٞ وَأَبۡقَىٰٓ
Halbuki Ahiret, hem daha hayırlı, hem devamlı ve sonsuzdur
Surah Al-Ala, Verse 17
إِنَّ هَٰذَا لَفِي ٱلصُّحُفِ ٱلۡأُولَىٰ
Supheniz olmasın ki, bu (ogutler) onceki sahifelerde, Ibrahim ve Musa´nın sahifelerinde de vardı
Surah Al-Ala, Verse 18
صُحُفِ إِبۡرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ
Supheniz olmasın ki, bu (ogutler) onceki sahifelerde, Ibrahim ve Musa´nın sahifelerinde de vardı
Surah Al-Ala, Verse 19