UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Al-Kahf - Turkish Translation by Diyanet Isleri


ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ ٱلَّذِيٓ أَنزَلَ عَلَىٰ عَبۡدِهِ ٱلۡكِتَٰبَ وَلَمۡ يَجۡعَل لَّهُۥ عِوَجَاۜ

Hamd Allah'a mahsustur ki, kendi katından siddetli bir baskını haber vermek ve yararlı is yapan muminlere, icinde temelli kalacakları guzel bir mukafatı mujdelemek ve: "Allah cocuk edindi" diyenleri uyarmak icin kuluna egri bir taraf bırakmadıgı dosdogru Kitap'ı indirmistir
Surah Al-Kahf, Verse 1


قَيِّمٗا لِّيُنذِرَ بَأۡسٗا شَدِيدٗا مِّن لَّدُنۡهُ وَيُبَشِّرَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٱلَّذِينَ يَعۡمَلُونَ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ أَنَّ لَهُمۡ أَجۡرًا حَسَنٗا

Hamd Allah'a mahsustur ki, kendi katından siddetli bir baskını haber vermek ve yararlı is yapan muminlere, icinde temelli kalacakları guzel bir mukafatı mujdelemek ve: "Allah cocuk edindi" diyenleri uyarmak icin kuluna egri bir taraf bırakmadıgı dosdogru Kitap'ı indirmistir
Surah Al-Kahf, Verse 2


مَّـٰكِثِينَ فِيهِ أَبَدٗا

Hamd Allah'a mahsustur ki, kendi katından siddetli bir baskını haber vermek ve yararlı is yapan muminlere, icinde temelli kalacakları guzel bir mukafatı mujdelemek ve: "Allah cocuk edindi" diyenleri uyarmak icin kuluna egri bir taraf bırakmadıgı dosdogru Kitap'ı indirmistir
Surah Al-Kahf, Verse 3


وَيُنذِرَ ٱلَّذِينَ قَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ وَلَدٗا

Hamd Allah'a mahsustur ki, kendi katından siddetli bir baskını haber vermek ve yararlı is yapan muminlere, icinde temelli kalacakları guzel bir mukafatı mujdelemek ve: "Allah cocuk edindi" diyenleri uyarmak icin kuluna egri bir taraf bırakmadıgı dosdogru Kitap'ı indirmistir
Surah Al-Kahf, Verse 4


مَّا لَهُم بِهِۦ مِنۡ عِلۡمٖ وَلَا لِأٓبَآئِهِمۡۚ كَبُرَتۡ كَلِمَةٗ تَخۡرُجُ مِنۡ أَفۡوَٰهِهِمۡۚ إِن يَقُولُونَ إِلَّا كَذِبٗا

Allah'ın cocuk edindigine dair ne kendilerinin ve ne de babalarının bir bilgisi vardır. Agızlarından cıkan soz ne buyuk iftiradır. Onlar yalnız ve yalnız yalan soylerler
Surah Al-Kahf, Verse 5


فَلَعَلَّكَ بَٰخِعٞ نَّفۡسَكَ عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِمۡ إِن لَّمۡ يُؤۡمِنُواْ بِهَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ أَسَفًا

Bu soze inanmayanların ardından uzulerek nerdeyse kendini mahvedeceksin
Surah Al-Kahf, Verse 6


إِنَّا جَعَلۡنَا مَا عَلَى ٱلۡأَرۡضِ زِينَةٗ لَّهَا لِنَبۡلُوَهُمۡ أَيُّهُمۡ أَحۡسَنُ عَمَلٗا

Insanların hangisinin daha iyi is isledigini ortaya koyalım diye, yeryuzunde olan seyleri, yeryuzunun susu yaptık
Surah Al-Kahf, Verse 7


وَإِنَّا لَجَٰعِلُونَ مَا عَلَيۡهَا صَعِيدٗا جُرُزًا

Suphesiz Biz, yeryuzunde olanları kupkuru bir toprak haline getirebiliriz
Surah Al-Kahf, Verse 8


أَمۡ حَسِبۡتَ أَنَّ أَصۡحَٰبَ ٱلۡكَهۡفِ وَٱلرَّقِيمِ كَانُواْ مِنۡ ءَايَٰتِنَا عَجَبًا

Yoksa sen Magara ve Kitap ehlini sasılacak ayetlerimizden mi zannettin
Surah Al-Kahf, Verse 9


إِذۡ أَوَى ٱلۡفِتۡيَةُ إِلَى ٱلۡكَهۡفِ فَقَالُواْ رَبَّنَآ ءَاتِنَا مِن لَّدُنكَ رَحۡمَةٗ وَهَيِّئۡ لَنَا مِنۡ أَمۡرِنَا رَشَدٗا

Birkac genc magaraya sıgınmıs: "Rabbimiz! Katından bize rahmet ver ve isimizde dogruyu goster, bizi basarılı kıl" demislerdi
Surah Al-Kahf, Verse 10


فَضَرَبۡنَا عَلَىٰٓ ءَاذَانِهِمۡ فِي ٱلۡكَهۡفِ سِنِينَ عَدَدٗا

Magaranın icinde onları yıllarca uyuttuk; sonra, iki taraftan hangisinin bekledikleri sonucu iyi hesaplamıs oldugunu belirtmek icin onları uyandırdık
Surah Al-Kahf, Verse 11


ثُمَّ بَعَثۡنَٰهُمۡ لِنَعۡلَمَ أَيُّ ٱلۡحِزۡبَيۡنِ أَحۡصَىٰ لِمَا لَبِثُوٓاْ أَمَدٗا

Magaranın icinde onları yıllarca uyuttuk; sonra, iki taraftan hangisinin bekledikleri sonucu iyi hesaplamıs oldugunu belirtmek icin onları uyandırdık
Surah Al-Kahf, Verse 12


نَّحۡنُ نَقُصُّ عَلَيۡكَ نَبَأَهُم بِٱلۡحَقِّۚ إِنَّهُمۡ فِتۡيَةٌ ءَامَنُواْ بِرَبِّهِمۡ وَزِدۡنَٰهُمۡ هُدٗى

Onların olayını sana Biz gercek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmıs birkac gencti. Onların hidayetlerini artırmıs ve kalblerini pekistirmistik. Durup, soyle demislerdi: "Rabbimiz goklerin ve yerin Rabbidir, O'nu bırakıp baska bir tanrıya yalvarmayız, yoksa and olsun ki, batıl soz soylemis oluruz. Su bizim milletimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan baska tanrılar edindiler. Onların gercek olduguna apacık delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karsı yalan uydurandan daha zalim kimdir
Surah Al-Kahf, Verse 13


وَرَبَطۡنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ إِذۡ قَامُواْ فَقَالُواْ رَبُّنَا رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ لَن نَّدۡعُوَاْ مِن دُونِهِۦٓ إِلَٰهٗاۖ لَّقَدۡ قُلۡنَآ إِذٗا شَطَطًا

Onların olayını sana Biz gercek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmıs birkac gencti. Onların hidayetlerini artırmıs ve kalblerini pekistirmistik. Durup, soyle demislerdi: "Rabbimiz goklerin ve yerin Rabbidir, O'nu bırakıp baska bir tanrıya yalvarmayız, yoksa and olsun ki, batıl soz soylemis oluruz. Su bizim milletimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan baska tanrılar edindiler. Onların gercek olduguna apacık delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karsı yalan uydurandan daha zalim kimdir
Surah Al-Kahf, Verse 14


هَـٰٓؤُلَآءِ قَوۡمُنَا ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةٗۖ لَّوۡلَا يَأۡتُونَ عَلَيۡهِم بِسُلۡطَٰنِۭ بَيِّنٖۖ فَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبٗا

Onların olayını sana Biz gercek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmıs birkac gencti. Onların hidayetlerini artırmıs ve kalblerini pekistirmistik. Durup, soyle demislerdi: "Rabbimiz goklerin ve yerin Rabbidir, O'nu bırakıp baska bir tanrıya yalvarmayız, yoksa and olsun ki, batıl soz soylemis oluruz. Su bizim milletimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan baska tanrılar edindiler. Onların gercek olduguna apacık delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karsı yalan uydurandan daha zalim kimdir
Surah Al-Kahf, Verse 15


وَإِذِ ٱعۡتَزَلۡتُمُوهُمۡ وَمَا يَعۡبُدُونَ إِلَّا ٱللَّهَ فَأۡوُۥٓاْ إِلَى ٱلۡكَهۡفِ يَنشُرۡ لَكُمۡ رَبُّكُم مِّن رَّحۡمَتِهِۦ وَيُهَيِّئۡ لَكُم مِّنۡ أَمۡرِكُم مِّرۡفَقٗا

Onlara: "Siz onlardan ve Allah'tan baska taptıklarından ayrıldınız, bunun icin magaraya girin ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın ve size isinizde kolaylık gostersin" denildi
Surah Al-Kahf, Verse 16


۞وَتَرَى ٱلشَّمۡسَ إِذَا طَلَعَت تَّزَٰوَرُ عَن كَهۡفِهِمۡ ذَاتَ ٱلۡيَمِينِ وَإِذَا غَرَبَت تَّقۡرِضُهُمۡ ذَاتَ ٱلشِّمَالِ وَهُمۡ فِي فَجۡوَةٖ مِّنۡهُۚ ذَٰلِكَ مِنۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِۗ مَن يَهۡدِ ٱللَّهُ فَهُوَ ٱلۡمُهۡتَدِۖ وَمَن يُضۡلِلۡ فَلَن تَجِدَ لَهُۥ وَلِيّٗا مُّرۡشِدٗا

Baksaydın, gunesin magaralarının sag tarafından dogup meylettigini, sol tarafından onlara dokunmadan battıgını, onların da magaranın genisce bir yerinde bulundugunu gorurdun. Bu, Allah'ın mucizelerindendir; Allah'ın dogru yola eristirdigi kimse hak yoldadır. Kimi de saptırırsa artık ona, dogru yola goturecek bir rehber bulamazsın
Surah Al-Kahf, Verse 17


وَتَحۡسَبُهُمۡ أَيۡقَاظٗا وَهُمۡ رُقُودٞۚ وَنُقَلِّبُهُمۡ ذَاتَ ٱلۡيَمِينِ وَذَاتَ ٱلشِّمَالِۖ وَكَلۡبُهُم بَٰسِطٞ ذِرَاعَيۡهِ بِٱلۡوَصِيدِۚ لَوِ ٱطَّلَعۡتَ عَلَيۡهِمۡ لَوَلَّيۡتَ مِنۡهُمۡ فِرَارٗا وَلَمُلِئۡتَ مِنۡهُمۡ رُعۡبٗا

Magara ehli uykuda iken sen onları uyanık sanırdın. Biz onları saga ve sola dondururduk. Kopekleri dirseklerini esige uzatmıstı. Onları gorsen, icin korkuyla dolar, geri donup kacardın
Surah Al-Kahf, Verse 18


وَكَذَٰلِكَ بَعَثۡنَٰهُمۡ لِيَتَسَآءَلُواْ بَيۡنَهُمۡۚ قَالَ قَآئِلٞ مِّنۡهُمۡ كَمۡ لَبِثۡتُمۡۖ قَالُواْ لَبِثۡنَا يَوۡمًا أَوۡ بَعۡضَ يَوۡمٖۚ قَالُواْ رَبُّكُمۡ أَعۡلَمُ بِمَا لَبِثۡتُمۡ فَٱبۡعَثُوٓاْ أَحَدَكُم بِوَرِقِكُمۡ هَٰذِهِۦٓ إِلَى ٱلۡمَدِينَةِ فَلۡيَنظُرۡ أَيُّهَآ أَزۡكَىٰ طَعَامٗا فَلۡيَأۡتِكُم بِرِزۡقٖ مِّنۡهُ وَلۡيَتَلَطَّفۡ وَلَا يُشۡعِرَنَّ بِكُمۡ أَحَدًا

Birbirlerine sorsunlar diye onları uyandırdık. Iclerinden biri: "Ne kadar kaldınız?" dedi. "Bir gun veya daha az bir muddet kaldık" dediler. "Ne kadar kaldıgınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Paranızla birinizi sehre gonderin, sakın sizi kimseye duyurmasın" dediler
Surah Al-Kahf, Verse 19


إِنَّهُمۡ إِن يَظۡهَرُواْ عَلَيۡكُمۡ يَرۡجُمُوكُمۡ أَوۡ يُعِيدُوكُمۡ فِي مِلَّتِهِمۡ وَلَن تُفۡلِحُوٓاْ إِذًا أَبَدٗا

Zira onların sizden haberi olacak olursa, ya taslayarak oldururler veya dinlerine dondururler ve bu takdirde asla kurtulamazsınız
Surah Al-Kahf, Verse 20


وَكَذَٰلِكَ أَعۡثَرۡنَا عَلَيۡهِمۡ لِيَعۡلَمُوٓاْ أَنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞ وَأَنَّ ٱلسَّاعَةَ لَا رَيۡبَ فِيهَآ إِذۡ يَتَنَٰزَعُونَ بَيۡنَهُمۡ أَمۡرَهُمۡۖ فَقَالُواْ ٱبۡنُواْ عَلَيۡهِم بُنۡيَٰنٗاۖ رَّبُّهُمۡ أَعۡلَمُ بِهِمۡۚ قَالَ ٱلَّذِينَ غَلَبُواْ عَلَىٰٓ أَمۡرِهِمۡ لَنَتَّخِذَنَّ عَلَيۡهِم مَّسۡجِدٗا

Boylece, Allah'ın sozunun gercek oldugunu ve kıyametin kopmasından suphe edilemeyecegini bilmeleri icin, insanların onları bulmalarını sagladık. Nitekim halk, bunların hakkında cekisip duruyor: "Onların magaralarının cevresine bir bina kurun" diyorlardı. Oysa, Rableri onları cok iyi bilir. Tartısmayı kazananlar: "Onların magaralarının cevresinde mutlaka bir mescid kuracagız" dediler
Surah Al-Kahf, Verse 21


سَيَقُولُونَ ثَلَٰثَةٞ رَّابِعُهُمۡ كَلۡبُهُمۡ وَيَقُولُونَ خَمۡسَةٞ سَادِسُهُمۡ كَلۡبُهُمۡ رَجۡمَۢا بِٱلۡغَيۡبِۖ وَيَقُولُونَ سَبۡعَةٞ وَثَامِنُهُمۡ كَلۡبُهُمۡۚ قُل رَّبِّيٓ أَعۡلَمُ بِعِدَّتِهِم مَّا يَعۡلَمُهُمۡ إِلَّا قَلِيلٞۗ فَلَا تُمَارِ فِيهِمۡ إِلَّا مِرَآءٗ ظَٰهِرٗا وَلَا تَسۡتَفۡتِ فِيهِم مِّنۡهُمۡ أَحَدٗا

Karanlıga tas atar gibi, "Magara ehli uctur, dordunculeri kopekleridir" derler, yahut, "Bestir, altıncıları kopekleridir" derler, yahut "Yedidir, sekizincileri kopekleridir" derler. De ki: "Onların sayısını en iyi bilen Rabbim'dir. Onları pek az kimseden baskası bilmez." Bunun icin, onlar hakkında, bu kısaca anlatılanın dısında, kimseyle tartısma ve onlar hakkında kimseden bir sey sorma
Surah Al-Kahf, Verse 22


وَلَا تَقُولَنَّ لِشَاْيۡءٍ إِنِّي فَاعِلٞ ذَٰلِكَ غَدًا

Herhangi bir sey icin, Allah'ın dilemesi dısında: "Ben yarın onu yapacagım" deme. Unuttugun zaman Rabbini an ve soyle de: "Umulur ki, Rabbim beni dogruya daha yakın olana eristirir
Surah Al-Kahf, Verse 23


إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ وَٱذۡكُر رَّبَّكَ إِذَا نَسِيتَ وَقُلۡ عَسَىٰٓ أَن يَهۡدِيَنِ رَبِّي لِأَقۡرَبَ مِنۡ هَٰذَا رَشَدٗا

Herhangi bir sey icin, Allah'ın dilemesi dısında: "Ben yarın onu yapacagım" deme. Unuttugun zaman Rabbini an ve soyle de: "Umulur ki, Rabbim beni dogruya daha yakın olana eristirir
Surah Al-Kahf, Verse 24


وَلَبِثُواْ فِي كَهۡفِهِمۡ ثَلَٰثَ مِاْئَةٖ سِنِينَ وَٱزۡدَادُواْ تِسۡعٗا

Onlar magaralarında ucyuz dokuz yıl kaldılar
Surah Al-Kahf, Verse 25


قُلِ ٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا لَبِثُواْۖ لَهُۥ غَيۡبُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ أَبۡصِرۡ بِهِۦ وَأَسۡمِعۡۚ مَا لَهُم مِّن دُونِهِۦ مِن وَلِيّٖ وَلَا يُشۡرِكُ فِي حُكۡمِهِۦٓ أَحَدٗا

De ki: "Onların ne kadar kaldıklarını en iyi Allah bilir. Goklerin ve yerin gaybı O'na aittir. O, ne mukemmel gorendir! O ne mukemmel isitendir! Insanların O'ndan baska dostu yoktur. O, hic kimseyi hukumranlıga ortak kılmaz
Surah Al-Kahf, Verse 26


وَٱتۡلُ مَآ أُوحِيَ إِلَيۡكَ مِن كِتَابِ رَبِّكَۖ لَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَٰتِهِۦ وَلَن تَجِدَ مِن دُونِهِۦ مُلۡتَحَدٗا

Rabbinin Kitap'ından sana vahyolunanı oku; O'nun sozlerini degistirecek yoktur. O'ndan baska bir sıgınılacak da bulamazsın
Surah Al-Kahf, Verse 27


وَٱصۡبِرۡ نَفۡسَكَ مَعَ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ رَبَّهُم بِٱلۡغَدَوٰةِ وَٱلۡعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجۡهَهُۥۖ وَلَا تَعۡدُ عَيۡنَاكَ عَنۡهُمۡ تُرِيدُ زِينَةَ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ وَلَا تُطِعۡ مَنۡ أَغۡفَلۡنَا قَلۡبَهُۥ عَن ذِكۡرِنَا وَٱتَّبَعَ هَوَىٰهُ وَكَانَ أَمۡرُهُۥ فُرُطٗا

Sabah aksam Rablerinin rızasını dileyerek O'na yalvaranlarla beraber sen de sabret. Dunya hayatının guzelliklerini isteyerek gozlerini o kimselerden ayırma. Bizi anmasını kendisine unutturdugumuz ve isinde asırı giderek hevesine uyan kimseye uyma
Surah Al-Kahf, Verse 28


وَقُلِ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكُمۡۖ فَمَن شَآءَ فَلۡيُؤۡمِن وَمَن شَآءَ فَلۡيَكۡفُرۡۚ إِنَّآ أَعۡتَدۡنَا لِلظَّـٰلِمِينَ نَارًا أَحَاطَ بِهِمۡ سُرَادِقُهَاۚ وَإِن يَسۡتَغِيثُواْ يُغَاثُواْ بِمَآءٖ كَٱلۡمُهۡلِ يَشۡوِي ٱلۡوُجُوهَۚ بِئۡسَ ٱلشَّرَابُ وَسَآءَتۡ مُرۡتَفَقًا

De ki: "Gercek Rabbinizdendir." Dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Suphesiz zalimler icin, duvarları cepecevre onları icine alacak bir ates hazırlamısızdır. Onlar yardım istediklerinde, erimis maden gibi yuzleri kavuran bir su kendilerine sunulur. Bu ne kotu bir icecek ve cehennem ne kotu bir duraktır
Surah Al-Kahf, Verse 29


إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجۡرَ مَنۡ أَحۡسَنَ عَمَلًا

Iyi hareket edenin ecrini zayi etmeyiz. Dogrusu, inanıp yararlı is yapanlara, iste onlara, iclerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezikler takınırlar, ince ve kalın ipekliden yesil elbiseler giyerek tahtları uzerinde otururlar. Ne guzel bir mukafat ve ne guzel yaslanacak yer
Surah Al-Kahf, Verse 30


أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ جَنَّـٰتُ عَدۡنٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهِمُ ٱلۡأَنۡهَٰرُ يُحَلَّوۡنَ فِيهَا مِنۡ أَسَاوِرَ مِن ذَهَبٖ وَيَلۡبَسُونَ ثِيَابًا خُضۡرٗا مِّن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَّكِـِٔينَ فِيهَا عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِۚ نِعۡمَ ٱلثَّوَابُ وَحَسُنَتۡ مُرۡتَفَقٗا

Iyi hareket edenin ecrini zayi etmeyiz. Dogrusu, inanıp yararlı is yapanlara, iste onlara, iclerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezikler takınırlar, ince ve kalın ipekliden yesil elbiseler giyerek tahtları uzerinde otururlar. Ne guzel bir mukafat ve ne guzel yaslanacak yer
Surah Al-Kahf, Verse 31


۞وَٱضۡرِبۡ لَهُم مَّثَلٗا رَّجُلَيۡنِ جَعَلۡنَا لِأَحَدِهِمَا جَنَّتَيۡنِ مِنۡ أَعۡنَٰبٖ وَحَفَفۡنَٰهُمَا بِنَخۡلٖ وَجَعَلۡنَا بَيۡنَهُمَا زَرۡعٗا

Onlara iki adamı misal olarak goster: Birine iki uzum bagı verip, etrafını hurmalıklarla cevirmis ve aralarında ekinler bitirmistik
Surah Al-Kahf, Verse 32


كِلۡتَا ٱلۡجَنَّتَيۡنِ ءَاتَتۡ أُكُلَهَا وَلَمۡ تَظۡلِم مِّنۡهُ شَيۡـٔٗاۚ وَفَجَّرۡنَا خِلَٰلَهُمَا نَهَرٗا

Her iki bahce de urunlerini vermislerdi, hicbir seyi de eksik bırakmamıslardı. Ikisinin arasından bir de ırmak akıtmıstık
Surah Al-Kahf, Verse 33


وَكَانَ لَهُۥ ثَمَرٞ فَقَالَ لِصَٰحِبِهِۦ وَهُوَ يُحَاوِرُهُۥٓ أَنَا۠ أَكۡثَرُ مِنكَ مَالٗا وَأَعَزُّ نَفَرٗا

Onun gelirleri de vardı. Bu yuzden, arkadasiyle konusurken: "Ben malca senden zengin, nufusca da senden daha itibarlıyım" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 34


وَدَخَلَ جَنَّتَهُۥ وَهُوَ ظَالِمٞ لِّنَفۡسِهِۦ قَالَ مَآ أَظُنُّ أَن تَبِيدَ هَٰذِهِۦٓ أَبَدٗا

Kendisine boylece yazık ederek bahcesine girerken: "Bu bahcenin batacagını hic zannetmem. Kıyametin kopacagını da sanmıyorum. Eger Rabbime dondurulursem, and olsun ki orada bundan daha iyisini bulurum" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 35


وَمَآ أَظُنُّ ٱلسَّاعَةَ قَآئِمَةٗ وَلَئِن رُّدِدتُّ إِلَىٰ رَبِّي لَأَجِدَنَّ خَيۡرٗا مِّنۡهَا مُنقَلَبٗا

Kendisine boylece yazık ederek bahcesine girerken: "Bu bahcenin batacagını hic zannetmem. Kıyametin kopacagını da sanmıyorum. Eger Rabbime dondurulursem, and olsun ki orada bundan daha iyisini bulurum" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 36


قَالَ لَهُۥ صَاحِبُهُۥ وَهُوَ يُحَاوِرُهُۥٓ أَكَفَرۡتَ بِٱلَّذِي خَلَقَكَ مِن تُرَابٖ ثُمَّ مِن نُّطۡفَةٖ ثُمَّ سَوَّىٰكَ رَجُلٗا

Kendisiyle konustugu arkadası ona: "Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılıgına koyanı mı inkar ediyorsun? Iste O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak kosmam. Bahcene girdigin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nufus bakımından daha az buluyorsan da: "Masallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!" demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahcenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin uzerine gokten bir felaket gonderir de bahcen yerle bir olabilir. Yahut suyu cekilir bir daha da bulamazsın" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 37


لَّـٰكِنَّا۠ هُوَ ٱللَّهُ رَبِّي وَلَآ أُشۡرِكُ بِرَبِّيٓ أَحَدٗا

Kendisiyle konustugu arkadası ona: "Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılıgına koyanı mı inkar ediyorsun? Iste O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak kosmam. Bahcene girdigin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nufus bakımından daha az buluyorsan da: "Masallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!" demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahcenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin uzerine gokten bir felaket gonderir de bahcen yerle bir olabilir. Yahut suyu cekilir bir daha da bulamazsın" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 38


وَلَوۡلَآ إِذۡ دَخَلۡتَ جَنَّتَكَ قُلۡتَ مَا شَآءَ ٱللَّهُ لَا قُوَّةَ إِلَّا بِٱللَّهِۚ إِن تَرَنِ أَنَا۠ أَقَلَّ مِنكَ مَالٗا وَوَلَدٗا

Kendisiyle konustugu arkadası ona: "Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılıgına koyanı mı inkar ediyorsun? Iste O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak kosmam. Bahcene girdigin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nufus bakımından daha az buluyorsan da: "Masallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!" demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahcenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin uzerine gokten bir felaket gonderir de bahcen yerle bir olabilir. Yahut suyu cekilir bir daha da bulamazsın" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 39


فَعَسَىٰ رَبِّيٓ أَن يُؤۡتِيَنِ خَيۡرٗا مِّن جَنَّتِكَ وَيُرۡسِلَ عَلَيۡهَا حُسۡبَانٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فَتُصۡبِحَ صَعِيدٗا زَلَقًا

Kendisiyle konustugu arkadası ona: "Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılıgına koyanı mı inkar ediyorsun? Iste O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak kosmam. Bahcene girdigin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nufus bakımından daha az buluyorsan da: "Masallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!" demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahcenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin uzerine gokten bir felaket gonderir de bahcen yerle bir olabilir. Yahut suyu cekilir bir daha da bulamazsın" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 40


أَوۡ يُصۡبِحَ مَآؤُهَا غَوۡرٗا فَلَن تَسۡتَطِيعَ لَهُۥ طَلَبٗا

Kendisiyle konustugu arkadası ona: "Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılıgına koyanı mı inkar ediyorsun? Iste O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak kosmam. Bahcene girdigin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nufus bakımından daha az buluyorsan da: "Masallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!" demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahcenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin uzerine gokten bir felaket gonderir de bahcen yerle bir olabilir. Yahut suyu cekilir bir daha da bulamazsın" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 41


وَأُحِيطَ بِثَمَرِهِۦ فَأَصۡبَحَ يُقَلِّبُ كَفَّيۡهِ عَلَىٰ مَآ أَنفَقَ فِيهَا وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَىٰ عُرُوشِهَا وَيَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي لَمۡ أُشۡرِكۡ بِرَبِّيٓ أَحَدٗا

Nitekim, urunleri yok edildi; bagın altust olmus cardakları karsısında, sarfettigi emege ici yanarak ellerini ogusturup "Keske Rabbime kimseyi ortak kosmasaydım" diyordu
Surah Al-Kahf, Verse 42


وَلَمۡ تَكُن لَّهُۥ فِئَةٞ يَنصُرُونَهُۥ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَمَا كَانَ مُنتَصِرًا

Ona, Allah'tan baska yardım edebilecek adamları da yoktu, kendi kendini de kurtaramadı
Surah Al-Kahf, Verse 43


هُنَالِكَ ٱلۡوَلَٰيَةُ لِلَّهِ ٱلۡحَقِّۚ هُوَ خَيۡرٞ ثَوَابٗا وَخَيۡرٌ عُقۡبٗا

Iste burada kudret ve hakimiyet, varlıgı gercek olan Allah'ındır. Mukafatlandırma bakımından hayırlı olan da, sonuclandırma yonunden hayırlı olan da O'dur
Surah Al-Kahf, Verse 44


وَٱضۡرِبۡ لَهُم مَّثَلَ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا كَمَآءٍ أَنزَلۡنَٰهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ فَٱخۡتَلَطَ بِهِۦ نَبَاتُ ٱلۡأَرۡضِ فَأَصۡبَحَ هَشِيمٗا تَذۡرُوهُ ٱلرِّيَٰحُۗ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ مُّقۡتَدِرًا

Onlara, dunya hayatı misalinin tıpkı soyle oldugunu anlat: Gokten indirdigimiz su ile yeryuzunde yetisen bitkiler birbirine karısır, ama sonunda ruzgarın savuracagı cercope doner. Allah her seyin ustunde bir kudrete sahip olandır
Surah Al-Kahf, Verse 45


ٱلۡمَالُ وَٱلۡبَنُونَ زِينَةُ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ وَٱلۡبَٰقِيَٰتُ ٱلصَّـٰلِحَٰتُ خَيۡرٌ عِندَ رَبِّكَ ثَوَابٗا وَخَيۡرٌ أَمَلٗا

Mal ve ogullar, dunya hayatının susudur. Ama baki kalacak yararlı isler, sevab olarak da, emel olarak da, Rabbinin katında daha hayırlıdır
Surah Al-Kahf, Verse 46


وَيَوۡمَ نُسَيِّرُ ٱلۡجِبَالَ وَتَرَى ٱلۡأَرۡضَ بَارِزَةٗ وَحَشَرۡنَٰهُمۡ فَلَمۡ نُغَادِرۡ مِنۡهُمۡ أَحَدٗا

Bir gun dagları yuruturuz de yeri dumduz gorursun. Hicbirini bırakmaksızın diriltip bir araya toplarız
Surah Al-Kahf, Verse 47


وَعُرِضُواْ عَلَىٰ رَبِّكَ صَفّٗا لَّقَدۡ جِئۡتُمُونَا كَمَا خَلَقۡنَٰكُمۡ أَوَّلَ مَرَّةِۭۚ بَلۡ زَعَمۡتُمۡ أَلَّن نَّجۡعَلَ لَكُم مَّوۡعِدٗا

Dizi dizi Rabbine sunulduklarında onlara: "And olsun ki, sizi ilk defa yarattıgımız gibi Bize geldiniz. Sizi bir yere toplamak icin soz vermedigimizi iddia etmistiniz degil mi?" denir
Surah Al-Kahf, Verse 48


وَوُضِعَ ٱلۡكِتَٰبُ فَتَرَى ٱلۡمُجۡرِمِينَ مُشۡفِقِينَ مِمَّا فِيهِ وَيَقُولُونَ يَٰوَيۡلَتَنَا مَالِ هَٰذَا ٱلۡكِتَٰبِ لَا يُغَادِرُ صَغِيرَةٗ وَلَا كَبِيرَةً إِلَّآ أَحۡصَىٰهَاۚ وَوَجَدُواْ مَا عَمِلُواْ حَاضِرٗاۗ وَلَا يَظۡلِمُ رَبُّكَ أَحَدٗا

Amel defteri ortaya konunca, sucluların, onda yazılı olanlardan korktuklarını gorursun, "Vah bize, eyvah bize! Bu defter nasıl olmus da kucuk buyuk bir sey bırakmadan hepsini saymıs!" derler. Islediklerini hazır bulurlar. Rabbin kimseye haksızlık etmez
Surah Al-Kahf, Verse 49


وَإِذۡ قُلۡنَا لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ ٱسۡجُدُواْ لِأٓدَمَ فَسَجَدُوٓاْ إِلَّآ إِبۡلِيسَ كَانَ مِنَ ٱلۡجِنِّ فَفَسَقَ عَنۡ أَمۡرِ رَبِّهِۦٓۗ أَفَتَتَّخِذُونَهُۥ وَذُرِّيَّتَهُۥٓ أَوۡلِيَآءَ مِن دُونِي وَهُمۡ لَكُمۡ عَدُوُّۢۚ بِئۡسَ لِلظَّـٰلِمِينَ بَدَلٗا

Meleklere: "Adem'e secde edin" demistik. Iblis'ten baska hepsi secde etmisti. O, cinlerden idi. Rabbinin buyrugu dısına cıktı. Ey insanogulları! Siz Beni bırakıp onu ve soyunu dost mu ediniyorsunuz? Halbuki onlar size dusmandır. Kendilerine yazık edenler icin bu ne kotu degismedir
Surah Al-Kahf, Verse 50


۞مَّآ أَشۡهَدتُّهُمۡ خَلۡقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَلَا خَلۡقَ أَنفُسِهِمۡ وَمَا كُنتُ مُتَّخِذَ ٱلۡمُضِلِّينَ عَضُدٗا

Oysa Ben onları ne goklerin ve yerin yaratılmasında ve ne de kendilerinin yaratılmasında hazır bulundurdum. Saptıranları hicbir iste asla yardımcı da edinmedim
Surah Al-Kahf, Verse 51


وَيَوۡمَ يَقُولُ نَادُواْ شُرَكَآءِيَ ٱلَّذِينَ زَعَمۡتُمۡ فَدَعَوۡهُمۡ فَلَمۡ يَسۡتَجِيبُواْ لَهُمۡ وَجَعَلۡنَا بَيۡنَهُم مَّوۡبِقٗا

O gun Allah: "Bana ortak olduklarını iddia ettiklerinize seslenin" der. Onları cagırırlar, fakat hicbirisi onların cagrılarına gelmez. Aralarına bir cehennem deresi koyarız
Surah Al-Kahf, Verse 52


وَرَءَا ٱلۡمُجۡرِمُونَ ٱلنَّارَ فَظَنُّوٓاْ أَنَّهُم مُّوَاقِعُوهَا وَلَمۡ يَجِدُواْ عَنۡهَا مَصۡرِفٗا

Suclular atesi gorurler ve ona duseceklerini anlarlar, fakat ondan kacacak yer bulamazlar
Surah Al-Kahf, Verse 53


وَلَقَدۡ صَرَّفۡنَا فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ لِلنَّاسِ مِن كُلِّ مَثَلٖۚ وَكَانَ ٱلۡإِنسَٰنُ أَكۡثَرَ شَيۡءٖ جَدَلٗا

And olsun ki, Biz bu Kuran'da insanlara turlu turlu misali gosterip acıkladık. Insanın en cok yaptıgı is tartısmadır
Surah Al-Kahf, Verse 54


وَمَا مَنَعَ ٱلنَّاسَ أَن يُؤۡمِنُوٓاْ إِذۡ جَآءَهُمُ ٱلۡهُدَىٰ وَيَسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّهُمۡ إِلَّآ أَن تَأۡتِيَهُمۡ سُنَّةُ ٱلۡأَوَّلِينَ أَوۡ يَأۡتِيَهُمُ ٱلۡعَذَابُ قُبُلٗا

Insanlara dogruluk rehberi gelmisken, onları inanmaktan, Rablerinden magfiret dilemekten alıkoyan oncekilere uygulananın kendilerine de uygulanmasını veya gozleri gore gore azaba ugramayı beklemeleridir
Surah Al-Kahf, Verse 55


وَمَا نُرۡسِلُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ إِلَّا مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَۚ وَيُجَٰدِلُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِٱلۡبَٰطِلِ لِيُدۡحِضُواْ بِهِ ٱلۡحَقَّۖ وَٱتَّخَذُوٓاْ ءَايَٰتِي وَمَآ أُنذِرُواْ هُزُوٗا

Biz peygamberleri ancak mujdeci ve uyarıcı olarak gondeririz. Oysa inkarcılar hakkı batılla ortadan kaldırmak icin cekisirler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarmaları alaya alırlar
Surah Al-Kahf, Verse 56


وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّن ذُكِّرَ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِۦ فَأَعۡرَضَ عَنۡهَا وَنَسِيَ مَا قَدَّمَتۡ يَدَاهُۚ إِنَّا جَعَلۡنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ أَكِنَّةً أَن يَفۡقَهُوهُ وَفِيٓ ءَاذَانِهِمۡ وَقۡرٗاۖ وَإِن تَدۡعُهُمۡ إِلَى ٱلۡهُدَىٰ فَلَن يَهۡتَدُوٓاْ إِذًا أَبَدٗا

Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatılmısken onlardan yuz ceviren ve onceden yaptıklarını unutan kimseden daha zalim var mıdır? Kuran'ı anlarlar diye kalblerine ortuler, kulaklarına da agırlık koyduk. Sen onları dogru yola cagırsan da asla dogru yolagelmezler
Surah Al-Kahf, Verse 57


وَرَبُّكَ ٱلۡغَفُورُ ذُو ٱلرَّحۡمَةِۖ لَوۡ يُؤَاخِذُهُم بِمَا كَسَبُواْ لَعَجَّلَ لَهُمُ ٱلۡعَذَابَۚ بَل لَّهُم مَّوۡعِدٞ لَّن يَجِدُواْ مِن دُونِهِۦ مَوۡئِلٗا

Bununla beraber, Rabbin magfiret ve merhamet sahibidir. Eger onları, yaptıklarından dolayı hemen hesaba cekmek isteseydi, azaba ugratmakta acele ederdi. Ama onların bir vadesi vardır. Ondan kacıp sıgınacak yer bulamazlar
Surah Al-Kahf, Verse 58


وَتِلۡكَ ٱلۡقُرَىٰٓ أَهۡلَكۡنَٰهُمۡ لَمَّا ظَلَمُواْ وَجَعَلۡنَا لِمَهۡلِكِهِم مَّوۡعِدٗا

Haksızlıklarından oturu iste yok ettigimiz sehirler! Onları yok etmek icin bir sure tayin etmistik
Surah Al-Kahf, Verse 59


وَإِذۡ قَالَ مُوسَىٰ لِفَتَىٰهُ لَآ أَبۡرَحُ حَتَّىٰٓ أَبۡلُغَ مَجۡمَعَ ٱلۡبَحۡرَيۡنِ أَوۡ أَمۡضِيَ حُقُبٗا

Musa, genc arkadasına: "Ben iki denizin birlestigi yere ulasmaga, yahut yıllarca yurumeye kararlıyım" demisti
Surah Al-Kahf, Verse 60


فَلَمَّا بَلَغَا مَجۡمَعَ بَيۡنِهِمَا نَسِيَا حُوتَهُمَا فَٱتَّخَذَ سَبِيلَهُۥ فِي ٱلۡبَحۡرِ سَرَبٗا

Ikisi, iki denizin birlestigi yere ulasınca, balıklarını unutmuslardı, balık bir delikten kayıp denizi boyladı
Surah Al-Kahf, Verse 61


فَلَمَّا جَاوَزَا قَالَ لِفَتَىٰهُ ءَاتِنَا غَدَآءَنَا لَقَدۡ لَقِينَا مِن سَفَرِنَا هَٰذَا نَصَبٗا

Oradan uzaklastıklarında Musa, yanındaki gence: "Azıgımızı cıkar, and olsun bu yolculugumuzda yorgun dustuk" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 62


قَالَ أَرَءَيۡتَ إِذۡ أَوَيۡنَآ إِلَى ٱلصَّخۡرَةِ فَإِنِّي نَسِيتُ ٱلۡحُوتَ وَمَآ أَنسَىٰنِيهُ إِلَّا ٱلشَّيۡطَٰنُ أَنۡ أَذۡكُرَهُۥۚ وَٱتَّخَذَ سَبِيلَهُۥ فِي ٱلۡبَحۡرِ عَجَبٗا

O da: "Bak sen! Kayalıga vardıgımızda balıgı unutmustum. Bana onu hatırlamamı unutturan ancak seytandır. Balık sasılacak sekilde denizde yolunu tutup gitmis" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 63


قَالَ ذَٰلِكَ مَا كُنَّا نَبۡغِۚ فَٱرۡتَدَّا عَلَىٰٓ ءَاثَارِهِمَا قَصَصٗا

Musa: "Istedigimiz zaten buydu" dedi. Hemen geldikleri yoldan izleri uzerinde geri donduler
Surah Al-Kahf, Verse 64


فَوَجَدَا عَبۡدٗا مِّنۡ عِبَادِنَآ ءَاتَيۡنَٰهُ رَحۡمَةٗ مِّنۡ عِندِنَا وَعَلَّمۡنَٰهُ مِن لَّدُنَّا عِلۡمٗا

Bu arada ikisi katımızdan kendisine bir rahmet verdigimiz ve kendisine ilim ogrettigimiz kullarımızdan birini buldular
Surah Al-Kahf, Verse 65


قَالَ لَهُۥ مُوسَىٰ هَلۡ أَتَّبِعُكَ عَلَىٰٓ أَن تُعَلِّمَنِ مِمَّا عُلِّمۡتَ رُشۡدٗا

Musa ona: "Sana ogretileni bana hayra goturen bir bilgi olarak ogretmen icin pesinden gelebilir miyim?" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 66


قَالَ إِنَّكَ لَن تَسۡتَطِيعَ مَعِيَ صَبۡرٗا

O: "Sen dogrusu benim yaptıklarıma dayanamazsın, bilgice kavrayamadıgın bir seye nasıl dayanabilirsin?" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 67


وَكَيۡفَ تَصۡبِرُ عَلَىٰ مَا لَمۡ تُحِطۡ بِهِۦ خُبۡرٗا

Musa: "Insallah sabrettigimi goreceksin, sana hicbir iste bas kaldırmayacagım" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 68


قَالَ سَتَجِدُنِيٓ إِن شَآءَ ٱللَّهُ صَابِرٗا وَلَآ أَعۡصِي لَكَ أَمۡرٗا

O da: "O halde, bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkca herhangi bir sey hakkında bana soru sormayacaksın" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 69


قَالَ فَإِنِ ٱتَّبَعۡتَنِي فَلَا تَسۡـَٔلۡنِي عَن شَيۡءٍ حَتَّىٰٓ أُحۡدِثَ لَكَ مِنۡهُ ذِكۡرٗا

O da: "O halde, bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkca herhangi bir sey hakkında bana soru sormayacaksın" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 70


فَٱنطَلَقَا حَتَّىٰٓ إِذَا رَكِبَا فِي ٱلسَّفِينَةِ خَرَقَهَاۖ قَالَ أَخَرَقۡتَهَا لِتُغۡرِقَ أَهۡلَهَا لَقَدۡ جِئۡتَ شَيۡـًٔا إِمۡرٗا

Bunun uzerine kalkıp gittiler; sonunda bir gemiye bindiklerinde, o gemiyi deliverdi; Musa: "Gemiyi icindekileri bogmak icin mi deldin? Dogrusu sasılacak bir sey yaptın" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 71


قَالَ أَلَمۡ أَقُلۡ إِنَّكَ لَن تَسۡتَطِيعَ مَعِيَ صَبۡرٗا

Musa'ya: "Ben sana yaptıgım islere dayanamazsın demedim mi?" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 72


قَالَ لَا تُؤَاخِذۡنِي بِمَا نَسِيتُ وَلَا تُرۡهِقۡنِي مِنۡ أَمۡرِي عُسۡرٗا

Musa: "Unuttugum icin bana cıkısma, gucumun yetmedigi seyden beni sorumlu tutma" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 73


فَٱنطَلَقَا حَتَّىٰٓ إِذَا لَقِيَا غُلَٰمٗا فَقَتَلَهُۥ قَالَ أَقَتَلۡتَ نَفۡسٗا زَكِيَّةَۢ بِغَيۡرِ نَفۡسٖ لَّقَدۡ جِئۡتَ شَيۡـٔٗا نُّكۡرٗا

Yine gittiler; sonunda bir erkek cocuga rastladılar, o hemen onu oldurdu. Musa: "Bir cana karsılık olmaksızın masum bir cana mı kıydın? Dogrusu pek kotu bir sey yaptın" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 74


۞قَالَ أَلَمۡ أَقُل لَّكَ إِنَّكَ لَن تَسۡتَطِيعَ مَعِيَ صَبۡرٗا

O: "Ben sana, yaptıgım islere dayanamazsın demedim mi?" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 75


قَالَ إِن سَأَلۡتُكَ عَن شَيۡءِۭ بَعۡدَهَا فَلَا تُصَٰحِبۡنِيۖ قَدۡ بَلَغۡتَ مِن لَّدُنِّي عُذۡرٗا

Musa: "Bundan sonra sana bir sey sorarsam bana arkadas olma, o zaman benim tarafımdan mazur sayılırsın" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 76


فَٱنطَلَقَا حَتَّىٰٓ إِذَآ أَتَيَآ أَهۡلَ قَرۡيَةٍ ٱسۡتَطۡعَمَآ أَهۡلَهَا فَأَبَوۡاْ أَن يُضَيِّفُوهُمَا فَوَجَدَا فِيهَا جِدَارٗا يُرِيدُ أَن يَنقَضَّ فَأَقَامَهُۥۖ قَالَ لَوۡ شِئۡتَ لَتَّخَذۡتَ عَلَيۡهِ أَجۡرٗا

Yine yola koyuldular; sonunda vardıkları bir kasaba halkından yiyecek istediler. Kasaba halkı, bu ikisini misafir etmek istemedi. Ikisi, sehrin icinde yıkılmaga yuz tutan bir duvar gorduler, Musa'nın arkadası onu dogrultuverdi; Musa: "Dileseydin buna karsı bir ucret alabilirdin" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 77


قَالَ هَٰذَا فِرَاقُ بَيۡنِي وَبَيۡنِكَۚ سَأُنَبِّئُكَ بِتَأۡوِيلِ مَا لَمۡ تَسۡتَطِع عَّلَيۡهِ صَبۡرًا

O soyle soyledi: "Iste bu, seninle benim ayrılmamızı gerektiriyor; dayanamadıgın islerin yorumunu sana anlatacagım
Surah Al-Kahf, Verse 78


أَمَّا ٱلسَّفِينَةُ فَكَانَتۡ لِمَسَٰكِينَ يَعۡمَلُونَ فِي ٱلۡبَحۡرِ فَأَرَدتُّ أَنۡ أَعِيبَهَا وَكَانَ وَرَآءَهُم مَّلِكٞ يَأۡخُذُ كُلَّ سَفِينَةٍ غَصۡبٗا

Gemi, denizde calısan birkac yoksula aitti; onu kusurlu kılmak istedim, cunku peslerinde her saglam gemiye zorla el koyan bir hukumdar vardı
Surah Al-Kahf, Verse 79


وَأَمَّا ٱلۡغُلَٰمُ فَكَانَ أَبَوَاهُ مُؤۡمِنَيۡنِ فَخَشِينَآ أَن يُرۡهِقَهُمَا طُغۡيَٰنٗا وَكُفۡرٗا

Oglana gelince; onun ana babası inanmıs kimselerdi. Cocugun onları azdırmasından ve inkara suruklemesinden korkmustuk
Surah Al-Kahf, Verse 80


فَأَرَدۡنَآ أَن يُبۡدِلَهُمَا رَبُّهُمَا خَيۡرٗا مِّنۡهُ زَكَوٰةٗ وَأَقۡرَبَ رُحۡمٗا

Rablerinin o cocuktan daha temiz ve onlara daha cok merhamet eden birini vermesini istedik
Surah Al-Kahf, Verse 81


وَأَمَّا ٱلۡجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَٰمَيۡنِ يَتِيمَيۡنِ فِي ٱلۡمَدِينَةِ وَكَانَ تَحۡتَهُۥ كَنزٞ لَّهُمَا وَكَانَ أَبُوهُمَا صَٰلِحٗا فَأَرَادَ رَبُّكَ أَن يَبۡلُغَآ أَشُدَّهُمَا وَيَسۡتَخۡرِجَا كَنزَهُمَا رَحۡمَةٗ مِّن رَّبِّكَۚ وَمَا فَعَلۡتُهُۥ عَنۡ أَمۡرِيۚ ذَٰلِكَ تَأۡوِيلُ مَا لَمۡ تَسۡطِع عَّلَيۡهِ صَبۡرٗا

Duvar ise, sehirde iki yetim erkek cocuga aitti. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı; babaları da iyi bir kimseydi. Rabbin onların erginlik cagına ulasmasını ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini cıkarmalarını istedi. Ben bunları kendiligimden yapmadım. Iste dayanamadıgın islerin icyuzleri budur
Surah Al-Kahf, Verse 82


وَيَسۡـَٔلُونَكَ عَن ذِي ٱلۡقَرۡنَيۡنِۖ قُلۡ سَأَتۡلُواْ عَلَيۡكُم مِّنۡهُ ذِكۡرًا

Sana Zulkarneyn'i sorarlar, "Onu size anlatacagım" de
Surah Al-Kahf, Verse 83


إِنَّا مَكَّنَّا لَهُۥ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَءَاتَيۡنَٰهُ مِن كُلِّ شَيۡءٖ سَبَبٗا

Dogrusu biz onu yeryuzune yerlestirmis ve her seyin yolunu ona ogretmistik
Surah Al-Kahf, Verse 84


فَأَتۡبَعَ سَبَبًا

O da bir yol tuttu
Surah Al-Kahf, Verse 85


حَتَّىٰٓ إِذَا بَلَغَ مَغۡرِبَ ٱلشَّمۡسِ وَجَدَهَا تَغۡرُبُ فِي عَيۡنٍ حَمِئَةٖ وَوَجَدَ عِندَهَا قَوۡمٗاۖ قُلۡنَا يَٰذَا ٱلۡقَرۡنَيۡنِ إِمَّآ أَن تُعَذِّبَ وَإِمَّآ أَن تَتَّخِذَ فِيهِمۡ حُسۡنٗا

Sonunda gunesin battıgı yere ulasınca onu, kara balcıklı bir suda batıyor gordu. Orada bir millete rastladı. "Zulkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin" dedik
Surah Al-Kahf, Verse 86


قَالَ أَمَّا مَن ظَلَمَ فَسَوۡفَ نُعَذِّبُهُۥ ثُمَّ يُرَدُّ إِلَىٰ رَبِّهِۦ فَيُعَذِّبُهُۥ عَذَابٗا نُّكۡرٗا

Haksızlık yapana azap edecegiz, sonra Rabbine dondurulur, onu gorulmemis bir azaba ugratır; ama inanıp yararlı is isleyene, mukafat olarak guzel seyler vardır, ona buyrugumuzdan kolay olanı soyleriz" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 87


وَأَمَّا مَنۡ ءَامَنَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَلَهُۥ جَزَآءً ٱلۡحُسۡنَىٰۖ وَسَنَقُولُ لَهُۥ مِنۡ أَمۡرِنَا يُسۡرٗا

Haksızlık yapana azap edecegiz, sonra Rabbine dondurulur, onu gorulmemis bir azaba ugratır; ama inanıp yararlı is isleyene, mukafat olarak guzel seyler vardır, ona buyrugumuzdan kolay olanı soyleriz" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 88


ثُمَّ أَتۡبَعَ سَبَبًا

Sonra yine bir yol tuttu
Surah Al-Kahf, Verse 89


حَتَّىٰٓ إِذَا بَلَغَ مَطۡلِعَ ٱلشَّمۡسِ وَجَدَهَا تَطۡلُعُ عَلَىٰ قَوۡمٖ لَّمۡ نَجۡعَل لَّهُم مِّن دُونِهَا سِتۡرٗا

Sonunda gunesin dogdugu yere ulasınca, gunesi, kendilerini elbise, bina gibi seylerle ortmedigimiz bir millet uzerine doguyor buldu
Surah Al-Kahf, Verse 90


كَذَٰلِكَۖ وَقَدۡ أَحَطۡنَا بِمَا لَدَيۡهِ خُبۡرٗا

Iste bunun gibi, onun yaptıklarının hepsini bastanbasa biliyorduk
Surah Al-Kahf, Verse 91


ثُمَّ أَتۡبَعَ سَبَبًا

Sonra yine bir yol tuttu
Surah Al-Kahf, Verse 92


حَتَّىٰٓ إِذَا بَلَغَ بَيۡنَ ٱلسَّدَّيۡنِ وَجَدَ مِن دُونِهِمَا قَوۡمٗا لَّا يَكَادُونَ يَفۡقَهُونَ قَوۡلٗا

Sonunda, iki dagın arasına varınca, orada nerdeyse hic laf anlamayan bir millete rastladı
Surah Al-Kahf, Verse 93


قَالُواْ يَٰذَا ٱلۡقَرۡنَيۡنِ إِنَّ يَأۡجُوجَ وَمَأۡجُوجَ مُفۡسِدُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَهَلۡ نَجۡعَلُ لَكَ خَرۡجًا عَلَىٰٓ أَن تَجۡعَلَ بَيۡنَنَا وَبَيۡنَهُمۡ سَدّٗا

Dediler ki: Zulkarneyn! Dogrusu Yecuc ve Mecuc bu ulkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasına bir sed yapman icin sana bir vergi verelim mi
Surah Al-Kahf, Verse 94


قَالَ مَا مَكَّنِّي فِيهِ رَبِّي خَيۡرٞ فَأَعِينُونِي بِقُوَّةٍ أَجۡعَلۡ بَيۡنَكُمۡ وَبَيۡنَهُمۡ رَدۡمًا

Rabbimin bana verdikleri sizinkinden daha iyidir. Bana gucunuzle yardım edin de sizinle onların arasına saglam bir sed yapayım. Bana demir kutleleri getirin" dedi. Bunlar iki dagın arasını doldurunca: "Korukleyin" dedi. Demirler akkor haline gelince; "Bana erimis bakır getirin de uzerine dokeyim" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 95


ءَاتُونِي زُبَرَ ٱلۡحَدِيدِۖ حَتَّىٰٓ إِذَا سَاوَىٰ بَيۡنَ ٱلصَّدَفَيۡنِ قَالَ ٱنفُخُواْۖ حَتَّىٰٓ إِذَا جَعَلَهُۥ نَارٗا قَالَ ءَاتُونِيٓ أُفۡرِغۡ عَلَيۡهِ قِطۡرٗا

Rabbimin bana verdikleri sizinkinden daha iyidir. Bana gucunuzle yardım edin de sizinle onların arasına saglam bir sed yapayım. Bana demir kutleleri getirin" dedi. Bunlar iki dagın arasını doldurunca: "Korukleyin" dedi. Demirler akkor haline gelince; "Bana erimis bakır getirin de uzerine dokeyim" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 96


فَمَا ٱسۡطَٰعُوٓاْ أَن يَظۡهَرُوهُ وَمَا ٱسۡتَطَٰعُواْ لَهُۥ نَقۡبٗا

Artık Yecuc ve Mecuc onu ne asabildiler ve ne de delip gecebildiler
Surah Al-Kahf, Verse 97


قَالَ هَٰذَا رَحۡمَةٞ مِّن رَّبِّيۖ فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ رَبِّي جَعَلَهُۥ دَكَّآءَۖ وَكَانَ وَعۡدُ رَبِّي حَقّٗا

Zulkarneyn: "Iste bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin tayin ettigi zaman gelince onu yerle bir eder; Rabbimin verdigi soz gercektir" dedi
Surah Al-Kahf, Verse 98


۞وَتَرَكۡنَا بَعۡضَهُمۡ يَوۡمَئِذٖ يَمُوجُ فِي بَعۡضٖۖ وَنُفِخَ فِي ٱلصُّورِ فَجَمَعۡنَٰهُمۡ جَمۡعٗا

Biz o gun onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura uflenince hepsini bir araya toplarız
Surah Al-Kahf, Verse 99


وَعَرَضۡنَا جَهَنَّمَ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡكَٰفِرِينَ عَرۡضًا

Gozleri bizim ogudumuze karsı kapalı olan ve ofkelerinden onu dinlemeye tahammul edemeyen kafirlere o gun cehennemi oyle bir gosteririz ki
Surah Al-Kahf, Verse 100


ٱلَّذِينَ كَانَتۡ أَعۡيُنُهُمۡ فِي غِطَآءٍ عَن ذِكۡرِي وَكَانُواْ لَا يَسۡتَطِيعُونَ سَمۡعًا

Gozleri bizim ogudumuze karsı kapalı olan ve ofkelerinden onu dinlemeye tahammul edemeyen kafirlere o gun cehennemi oyle bir gosteririz ki
Surah Al-Kahf, Verse 101


أَفَحَسِبَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَن يَتَّخِذُواْ عِبَادِي مِن دُونِيٓ أَوۡلِيَآءَۚ إِنَّآ أَعۡتَدۡنَا جَهَنَّمَ لِلۡكَٰفِرِينَ نُزُلٗا

Inkar edenler, Beni bırakıp da kullarımı dost edinmelerini yeterli mi sandılar? Dogrusu biz cehennemi inkarcılara konak olarak hazırladık
Surah Al-Kahf, Verse 102


قُلۡ هَلۡ نُنَبِّئُكُم بِٱلۡأَخۡسَرِينَ أَعۡمَٰلًا

Size, amelce en cok kayıpta bulunanları haber verelim mi?" de
Surah Al-Kahf, Verse 103


ٱلَّذِينَ ضَلَّ سَعۡيُهُمۡ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَهُمۡ يَحۡسَبُونَ أَنَّهُمۡ يُحۡسِنُونَ صُنۡعًا

Dunya hayatında, calısmaları bosa gitmistir, oysa onlar guzel is yaptıklarını sanıyorlardı
Surah Al-Kahf, Verse 104


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ وَلِقَآئِهِۦ فَحَبِطَتۡ أَعۡمَٰلُهُمۡ فَلَا نُقِيمُ لَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَزۡنٗا

Bunlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavusmayı inkar edenlerdir. Bu yuzden isleri bosa gitmistir. Kıyamet gunu Biz onlara deger vermeyecegiz
Surah Al-Kahf, Verse 105


ذَٰلِكَ جَزَآؤُهُمۡ جَهَنَّمُ بِمَا كَفَرُواْ وَٱتَّخَذُوٓاْ ءَايَٰتِي وَرُسُلِي هُزُوًا

Iste onların cezası; inkarlarına, peygamberlerimi ve ayetlerimi alaya almalarına karsılık olarak, cehennemdir
Surah Al-Kahf, Verse 106


إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ كَانَتۡ لَهُمۡ جَنَّـٰتُ ٱلۡفِرۡدَوۡسِ نُزُلًا

Ama inanıp yararlı is isleyenlerin konakları Firdevs cennetleridir
Surah Al-Kahf, Verse 107


خَٰلِدِينَ فِيهَا لَا يَبۡغُونَ عَنۡهَا حِوَلٗا

Orada temelli kalırlar, baska bir yere gitmek istemezler
Surah Al-Kahf, Verse 108


قُل لَّوۡ كَانَ ٱلۡبَحۡرُ مِدَادٗا لِّكَلِمَٰتِ رَبِّي لَنَفِدَ ٱلۡبَحۡرُ قَبۡلَ أَن تَنفَدَ كَلِمَٰتُ رَبِّي وَلَوۡ جِئۡنَا بِمِثۡلِهِۦ مَدَدٗا

De ki: "Rabbimin sozlerini yazmak icin denizler murekkep olsa ve bir o kadarını da katsak, Rabbimin sozleri tukenmeden denizler tukenirdi
Surah Al-Kahf, Verse 109


قُلۡ إِنَّمَآ أَنَا۠ بَشَرٞ مِّثۡلُكُمۡ يُوحَىٰٓ إِلَيَّ أَنَّمَآ إِلَٰهُكُمۡ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞۖ فَمَن كَانَ يَرۡجُواْ لِقَآءَ رَبِّهِۦ فَلۡيَعۡمَلۡ عَمَلٗا صَٰلِحٗا وَلَا يُشۡرِكۡ بِعِبَادَةِ رَبِّهِۦٓ أَحَدَۢا

De ki: "Ben de ancak sizin gibi bir insanım; ancak bana tanrınızın tek bir Tanrı oldugu vahyolunuyor. Rabbine kavusmayı uman kimse yararlı is islesin ve Rabbine kullukta hic ortak kosmasın
Surah Al-Kahf, Verse 110


Author: Diyanet Isleri


<< Surah 17
>> Surah 19

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai