UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Az-Zukhruf - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz


حمٓ

Ha, mim
Surah Az-Zukhruf, Verse 1


وَٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡمُبِينِ

Allah yolunu apacık gosteren bu Kitab’a yemin olsun ki
Surah Az-Zukhruf, Verse 2


إِنَّا جَعَلۡنَٰهُ قُرۡءَٰنًا عَرَبِيّٗا لَّعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ

Biz onu, anlayasınız diye, Arabca bir Kur’an yaptık
Surah Az-Zukhruf, Verse 3


وَإِنَّهُۥ فِيٓ أُمِّ ٱلۡكِتَٰبِ لَدَيۡنَا لَعَلِيٌّ حَكِيمٌ

Gercekten o, bizim katımızdaki ana kitabda (Levh-i Mahfuz’da) sanı cok yucedir, hikmet doludur
Surah Az-Zukhruf, Verse 4


أَفَنَضۡرِبُ عَنكُمُ ٱلذِّكۡرَ صَفۡحًا أَن كُنتُمۡ قَوۡمٗا مُّسۡرِفِينَ

Siz (ey Mekke halkı) haddi asan bir kavim oldunuz diye, sizden o ogudu kaldıracak mıyız
Surah Az-Zukhruf, Verse 5


وَكَمۡ أَرۡسَلۡنَا مِن نَّبِيّٖ فِي ٱلۡأَوَّلِينَ

Halbuki (seni bir peygamber olarak kavmine gonderdigimiz gibi), evvelkiler icinde de nice peygamberler gonderdik
Surah Az-Zukhruf, Verse 6


وَمَا يَأۡتِيهِم مِّن نَّبِيٍّ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ

Onlara her peygamber geldikce, muhakkak onunla alay ederlerdi
Surah Az-Zukhruf, Verse 7


فَأَهۡلَكۡنَآ أَشَدَّ مِنۡهُم بَطۡشٗا وَمَضَىٰ مَثَلُ ٱلۡأَوَّلِينَ

Onun icin biz onlardan (Mekke’lilerden) kuvvetce daha siddetlilerini helak ettik ve o evvelkilerin (hallerine dair Kur’an’da ibret) ornegi gecti
Surah Az-Zukhruf, Verse 8


وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّنۡ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ لَيَقُولُنَّ خَلَقَهُنَّ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡعَلِيمُ

Yemin olsun ki, onlara (Mekke kafirlerine): “- Gokleri ve yeri kim yarattı?” diye sorarsan, derler ki: “- Onları, Aziz= her seye galib olan, Alim= her seyi bilen yarattı.”
Surah Az-Zukhruf, Verse 9


ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ مَهۡدٗا وَجَعَلَ لَكُمۡ فِيهَا سُبُلٗا لَّعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ

O Allah ki, size yeri bir dosek yaptı. Onda, (seferlerinizde) dogru gidersiniz diye de yollar actı
Surah Az-Zukhruf, Verse 10


وَٱلَّذِي نَزَّلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءَۢ بِقَدَرٖ فَأَنشَرۡنَا بِهِۦ بَلۡدَةٗ مَّيۡتٗاۚ كَذَٰلِكَ تُخۡرَجُونَ

O Allah ki, gokten bir olcu ile yagmur indirmektedir. Iste biz onunla olu, (bitkileri kurumus) bir beldeye hayat vermekteyiz. Siz de (olmusken kabirlerinizden) boyle cıkarılacaksınız
Surah Az-Zukhruf, Verse 11


وَٱلَّذِي خَلَقَ ٱلۡأَزۡوَٰجَ كُلَّهَا وَجَعَلَ لَكُم مِّنَ ٱلۡفُلۡكِ وَٱلۡأَنۡعَٰمِ مَا تَرۡكَبُونَ

O Allah ki, (erkek ve disi) butun ciftleri yarattı. Sizin icin gemilerden ve hayvanlardan bineceginiz seyler yaptı
Surah Az-Zukhruf, Verse 12


لِتَسۡتَوُۥاْ عَلَىٰ ظُهُورِهِۦ ثُمَّ تَذۡكُرُواْ نِعۡمَةَ رَبِّكُمۡ إِذَا ٱسۡتَوَيۡتُمۡ عَلَيۡهِ وَتَقُولُواْ سُبۡحَٰنَ ٱلَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَٰذَا وَمَا كُنَّا لَهُۥ مُقۡرِنِينَ

Ki, sırtlarında kurulasınız, sonra da uzerlerine kurulunca Rabbinizin nimetini hatırlayıp soyle diyesiniz: “- Bunları bizim hizmetimize baglıyan Allah’ın sanı ne yucedir! O butun noksanlıklardan munezzehtir. Yoksa biz, bunlara guc yetiremezdik
Surah Az-Zukhruf, Verse 13


وَإِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا لَمُنقَلِبُونَ

Ve Muhakkak biz, donub Rabbimize varacagız.”
Surah Az-Zukhruf, Verse 14


وَجَعَلُواْ لَهُۥ مِنۡ عِبَادِهِۦ جُزۡءًاۚ إِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ لَكَفُورٞ مُّبِينٌ

(Ey Rasulum o kafirlere, gokleri ve yeri yaratan kimdir? diye sorsan, “Allah’dır” derler. Bununla beraber tuttular), O’na kullarından bir cocuk isnad ettiler (Melekler Allah’ın kızlarıdır, dediler). Gercekten insan, kufru asikar bir nankordur
Surah Az-Zukhruf, Verse 15


أَمِ ٱتَّخَذَ مِمَّا يَخۡلُقُ بَنَاتٖ وَأَصۡفَىٰكُم بِٱلۡبَنِينَ

Yoksa O, yaratmakta oldugu varlıklardan kendisine kızlar edindi de (kızlardan ustun tuttugunuz) ogulları size mi secib ayırdı
Surah Az-Zukhruf, Verse 16


وَإِذَا بُشِّرَ أَحَدُهُم بِمَا ضَرَبَ لِلرَّحۡمَٰنِ مَثَلٗا ظَلَّ وَجۡهُهُۥ مُسۡوَدّٗا وَهُوَ كَظِيمٌ

O Allah’a kız isnad edenlerden birine, Rahman’a isnad ettigi bir benzerle (kızla) mujde verildigi zaman, kederinden yutkunur halde yuzu kapkara kesiliveriyor
Surah Az-Zukhruf, Verse 17


أَوَمَن يُنَشَّؤُاْ فِي ٱلۡحِلۡيَةِ وَهُوَ فِي ٱلۡخِصَامِ غَيۡرُ مُبِينٖ

Sus icinde yetistirilib buyutulen ve iddiasını isbat edemiyen kimseyi (yaratılısca pek zayıf olan kızları) mı? (Allah’a cocuk isnad ediyorlar)
Surah Az-Zukhruf, Verse 18


وَجَعَلُواْ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ ٱلَّذِينَ هُمۡ عِبَٰدُ ٱلرَّحۡمَٰنِ إِنَٰثًاۚ أَشَهِدُواْ خَلۡقَهُمۡۚ سَتُكۡتَبُ شَهَٰدَتُهُمۡ وَيُسۡـَٔلُونَ

Onlar, Rahman’ın kulları olan Melekleri de disi yaptılar. Yaratılıslarına sahid mi idiler? Onların (bu yalan) sahidlikleri yazılacak ve (kıyamette) sorumlu tutulacaklardır
Surah Az-Zukhruf, Verse 19


وَقَالُواْ لَوۡ شَآءَ ٱلرَّحۡمَٰنُ مَا عَبَدۡنَٰهُمۗ مَّا لَهُم بِذَٰلِكَ مِنۡ عِلۡمٍۖ إِنۡ هُمۡ إِلَّا يَخۡرُصُونَ

Bir de soyle dediler: “- Rahman dileseydi, biz o meleklere tapmazdık.” Onların bu hususta hic bir bilgisi yoktur; onlar ancak yalan soyluyorlar
Surah Az-Zukhruf, Verse 20


أَمۡ ءَاتَيۡنَٰهُمۡ كِتَٰبٗا مِّن قَبۡلِهِۦ فَهُم بِهِۦ مُسۡتَمۡسِكُونَ

Yoksa biz, onlara, bundan (Kur’an’dan) once bir kitab vermisiz de ona mı tutunub amel ediyorlar
Surah Az-Zukhruf, Verse 21


بَلۡ قَالُوٓاْ إِنَّا وَجَدۡنَآ ءَابَآءَنَا عَلَىٰٓ أُمَّةٖ وَإِنَّا عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِم مُّهۡتَدُونَ

Hayır (onların akli ve nakli hic bir delilleri yoktur, ancak) soyle dediler: “- Biz, atalarımızı bir din uzerinde bulduk. Biz de onların izlerince giderek hidayet buluruz.”
Surah Az-Zukhruf, Verse 22


وَكَذَٰلِكَ مَآ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ فِي قَرۡيَةٖ مِّن نَّذِيرٍ إِلَّا قَالَ مُتۡرَفُوهَآ إِنَّا وَجَدۡنَآ ءَابَآءَنَا عَلَىٰٓ أُمَّةٖ وَإِنَّا عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِم مُّقۡتَدُونَ

Yine boyle (senin kavmin dedigi gibi), senden once hangi memlekete bir peygamber gonderdikse, (o memleket halkının) ileri gelenleri soyle demisti: “- Biz, atalarımızı bir din uzerinde bulduk. Biz de onların izlerine uyarız.”
Surah Az-Zukhruf, Verse 23


۞قَٰلَ أَوَلَوۡ جِئۡتُكُم بِأَهۡدَىٰ مِمَّا وَجَدتُّمۡ عَلَيۡهِ ءَابَآءَكُمۡۖ قَالُوٓاْ إِنَّا بِمَآ أُرۡسِلۡتُم بِهِۦ كَٰفِرُونَ

(Her peygamber de ummetine soyle) demisti: “Atalarınızı, uzerinde buldugunuz dinden daha dogrusunu size getirdimse de mi? (bunu kabul etmiyeceksiniz?)” Onlar da dediler ki: “- Biz, sizin peygamber olarak getirdiginiz seylere inanmıyoruz.”
Surah Az-Zukhruf, Verse 24


فَٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡۖ فَٱنظُرۡ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُكَذِّبِينَ

Bunun uzerine biz de onlardan (azab neticesi koklerini kurutarak) intikam aldık. Simdi bak, o (peygamberi ve kitabları) yalanlıyanların akıbeti nasıl oldu
Surah Az-Zukhruf, Verse 25


وَإِذۡ قَالَ إِبۡرَٰهِيمُ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦٓ إِنَّنِي بَرَآءٞ مِّمَّا تَعۡبُدُونَ

Bir vakit de Ibrahim babasına ve kavmine soyle demisti: “- Bilin ki ben, sizin taptıklarınızdan beriyim
Surah Az-Zukhruf, Verse 26


إِلَّا ٱلَّذِي فَطَرَنِي فَإِنَّهُۥ سَيَهۡدِينِ

Ancak beni yaratana taparım; cunku O, beni hidayete erdirecektir.”
Surah Az-Zukhruf, Verse 27


وَجَعَلَهَا كَلِمَةَۢ بَاقِيَةٗ فِي عَقِبِهِۦ لَعَلَّهُمۡ يَرۡجِعُونَ

Ibrahim, bu tevhid kelimesini, soyu icerisinde baki kalan bir kelime yaptı. Gerek ki (kufurden) donerler
Surah Az-Zukhruf, Verse 28


بَلۡ مَتَّعۡتُ هَـٰٓؤُلَآءِ وَءَابَآءَهُمۡ حَتَّىٰ جَآءَهُمُ ٱلۡحَقُّ وَرَسُولٞ مُّبِينٞ

Dogrusu su (Mekke’li) kafirleri ve atalarını, kendilerine kitab ve elciligi (mucizelerle) asikar bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp yasattım
Surah Az-Zukhruf, Verse 29


وَلَمَّا جَآءَهُمُ ٱلۡحَقُّ قَالُواْ هَٰذَا سِحۡرٞ وَإِنَّا بِهِۦ كَٰفِرُونَ

Fakat onlara hak (kitab ve peygamber) gelince: “- Bu bir sihirdir; biz buna inanmayız.” dediler
Surah Az-Zukhruf, Verse 30


وَقَالُواْ لَوۡلَا نُزِّلَ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانُ عَلَىٰ رَجُلٖ مِّنَ ٱلۡقَرۡيَتَيۡنِ عَظِيمٍ

Yine soyle dediler: “- Su Kur’an, iki memleketten (Mekke ve Taif’den) bir buyuk adama (mal ve mevkii buyuk bir kimseye) indirilseydi ya!...”
Surah Az-Zukhruf, Verse 31


أَهُمۡ يَقۡسِمُونَ رَحۡمَتَ رَبِّكَۚ نَحۡنُ قَسَمۡنَا بَيۡنَهُم مَّعِيشَتَهُمۡ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۚ وَرَفَعۡنَا بَعۡضَهُمۡ فَوۡقَ بَعۡضٖ دَرَجَٰتٖ لِّيَتَّخِذَ بَعۡضُهُم بَعۡضٗا سُخۡرِيّٗاۗ وَرَحۡمَتُ رَبِّكَ خَيۡرٞ مِّمَّا يَجۡمَعُونَ

Rabbinin rahmetini onlar mı boluyorlar? Onların bu dunya hayatındaki gecim rızıklarını aralarında biz bolduk. Bir kısmını da derecelerle digerinin ustune cıkardık ki, bir kısmı bir kısmını tutub calıstırsın (isinde kullansın ve kaynassınlar). Rabbinin rahmeti ise, kafirlerin (mal ve mulk olarak dunyada) toplayıb durduklarından daha hayırlıdır
Surah Az-Zukhruf, Verse 32


وَلَوۡلَآ أَن يَكُونَ ٱلنَّاسُ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗ لَّجَعَلۡنَا لِمَن يَكۡفُرُ بِٱلرَّحۡمَٰنِ لِبُيُوتِهِمۡ سُقُفٗا مِّن فِضَّةٖ وَمَعَارِجَ عَلَيۡهَا يَظۡهَرُونَ

Eger insanlar (kafirlerin dunyadaki refahına bakarak hırslanmasalar ve bu yuzden kufre ragbet etmeseler ve boylece) tek bir (kafir) ummet haline gelmiyecek olsalardı, biz O Rahman’ı inkar eden kimselerin evlerine gumusten tavanlar ve uzerlerinde cıkacakları merdivenler (yukarı cıkarma vasıtaları) yapardık
Surah Az-Zukhruf, Verse 33


وَلِبُيُوتِهِمۡ أَبۡوَٰبٗا وَسُرُرًا عَلَيۡهَا يَتَّكِـُٔونَ

Odalarına da (gumusten) kapılar ve uzerlerine kurulub yaslanacakları koltuklar (yapardık)
Surah Az-Zukhruf, Verse 34


وَزُخۡرُفٗاۚ وَإِن كُلُّ ذَٰلِكَ لَمَّا مَتَٰعُ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۚ وَٱلۡأٓخِرَةُ عِندَ رَبِّكَ لِلۡمُتَّقِينَ

Onların bu esyalarını altın yaldızlı ve islemeli kılardık. Bunların hepsi, ancak dunya hayatının gecici menfaatıdır. Ahiret (cennet) ise, Rabbinin katında, takva sahibleri icindir
Surah Az-Zukhruf, Verse 35


وَمَن يَعۡشُ عَن ذِكۡرِ ٱلرَّحۡمَٰنِ نُقَيِّضۡ لَهُۥ شَيۡطَٰنٗا فَهُوَ لَهُۥ قَرِينٞ

Her kim, Rahman’ın zikrinden goz yumarsa, biz ona seytanı musallat ederiz. Artık bu, ona arkadastır
Surah Az-Zukhruf, Verse 36


وَإِنَّهُمۡ لَيَصُدُّونَهُمۡ عَنِ ٱلسَّبِيلِ وَيَحۡسَبُونَ أَنَّهُم مُّهۡتَدُونَ

Muhakkak ki bu seytanlar, onları yoldan cıkarırlar. Onlar da kendilerinin hidayete erdirildiklerini sanırlar
Surah Az-Zukhruf, Verse 37


حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَنَا قَالَ يَٰلَيۡتَ بَيۡنِي وَبَيۡنَكَ بُعۡدَ ٱلۡمَشۡرِقَيۡنِ فَبِئۡسَ ٱلۡقَرِينُ

Nihayet (Allah’dan goz yuman kafir, seytanla bir arada Mahserde) bize geldigi zaman, (arkadası seytana) soyle der: “- Keske benimle senin aranda, dogu ile batı uzaklıgı olaydı!... Sen ne kotu arkadasmıssın!...”
Surah Az-Zukhruf, Verse 38


وَلَن يَنفَعَكُمُ ٱلۡيَوۡمَ إِذ ظَّلَمۡتُمۡ أَنَّكُمۡ فِي ٱلۡعَذَابِ مُشۡتَرِكُونَ

(Allah Teala onlara soyle buyurur): Bu ozlediginiz sey, bugun size asla fayda vermez; cunku zulum yaptınız. Hepiniz azabda ortaksınız
Surah Az-Zukhruf, Verse 39


أَفَأَنتَ تُسۡمِعُ ٱلصُّمَّ أَوۡ تَهۡدِي ٱلۡعُمۡيَ وَمَن كَانَ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ

O halde (Ey Rasulum), sen mi sagırlara isittireceksin, yahud korlere ve acık bir sapıklıkta olanlara hidayet vereceksin
Surah Az-Zukhruf, Verse 40


فَإِمَّا نَذۡهَبَنَّ بِكَ فَإِنَّا مِنۡهُم مُّنتَقِمُونَ

Oyle ise, seni alır goturursek (vefat ettirirsek), muhakkak ki onlardan intikam alacagız
Surah Az-Zukhruf, Verse 41


أَوۡ نُرِيَنَّكَ ٱلَّذِي وَعَدۡنَٰهُمۡ فَإِنَّا عَلَيۡهِم مُّقۡتَدِرُونَ

Yahud onlara (azab olarak) vaad ettigimizi, (hayatında) muhakkak sana gosterecegiz. Elbette onlara azab etmege kadiriz
Surah Az-Zukhruf, Verse 42


فَٱسۡتَمۡسِكۡ بِٱلَّذِيٓ أُوحِيَ إِلَيۡكَۖ إِنَّكَ عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ

Onun icin sen, hemen sana vahyedilen Kur’an’a yapıs (onunla amel et). Subhesiz ki sen, dogru bir yol uzerindesin
Surah Az-Zukhruf, Verse 43


وَإِنَّهُۥ لَذِكۡرٞ لَّكَ وَلِقَوۡمِكَۖ وَسَوۡفَ تُسۡـَٔلُونَ

Muhakkak ki o Kur’an, hem senin icin, hem kavmin icin bir sereftir. Ileride de (kıyamet gunu, onun hakkını yerine getirib getirmemekten) sorumlu olacaksınız
Surah Az-Zukhruf, Verse 44


وَسۡـَٔلۡ مَنۡ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ مِن رُّسُلِنَآ أَجَعَلۡنَا مِن دُونِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ءَالِهَةٗ يُعۡبَدُونَ

Senden once gonderdigimiz peygamberlerden (ummetlerinin ileri gelen alimlerinden) sor ki, biz Rahman’dan baska ibadet olunacak ilahlar yapmıs mıyız
Surah Az-Zukhruf, Verse 45


وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا مُوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ وَمَلَإِيْهِۦ فَقَالَ إِنِّي رَسُولُ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ

Gercekten Musa’yı da mucizelerimizle Firavun’a ve topluluguna peygamber gonderdik. (Varıb da onlara) soyle dedi: “- Dogrusu ben, butun alemlerin Rabbinin peygamberiyim.”
Surah Az-Zukhruf, Verse 46


فَلَمَّا جَآءَهُم بِـَٔايَٰتِنَآ إِذَا هُم مِّنۡهَا يَضۡحَكُونَ

Fakat onlara boyle mucizelerimizle varınca, hemen onlar bunlara guluverdiler
Surah Az-Zukhruf, Verse 47


وَمَا نُرِيهِم مِّنۡ ءَايَةٍ إِلَّا هِيَ أَكۡبَرُ مِنۡ أُخۡتِهَاۖ وَأَخَذۡنَٰهُم بِٱلۡعَذَابِ لَعَلَّهُمۡ يَرۡجِعُونَ

Onlara (Firavun ve kavmine) gosterdigimiz her mucize, muhakkak digerinden daha buyuktu. (Inkarlarından) donerler diye, tuttuk onları azaba da cektik
Surah Az-Zukhruf, Verse 48


وَقَالُواْ يَـٰٓأَيُّهَ ٱلسَّاحِرُ ٱدۡعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِندَكَ إِنَّنَا لَمُهۡتَدُونَ

(Azabı gordukleri zaman, Musa’ya soyle) dediler: “- Ey buyucu! (Duanı kabul edecegine dair) sana olan vaadi hurmetine, bizim icin Rabbine dua et; cunku biz, artık yola gelecegiz.”
Surah Az-Zukhruf, Verse 49


فَلَمَّا كَشَفۡنَا عَنۡهُمُ ٱلۡعَذَابَ إِذَا هُمۡ يَنكُثُونَ

Bunun uzerine kendilerinden azabı kaldırdıgımız vakit, (yola gelecegiz, iman edecegiz sozlerinden) hemen caydılar
Surah Az-Zukhruf, Verse 50


وَنَادَىٰ فِرۡعَوۡنُ فِي قَوۡمِهِۦ قَالَ يَٰقَوۡمِ أَلَيۡسَ لِي مُلۡكُ مِصۡرَ وَهَٰذِهِ ٱلۡأَنۡهَٰرُ تَجۡرِي مِن تَحۡتِيٓۚ أَفَلَا تُبۡصِرُونَ

Firavun, kavminin icinde bagırıb soyle dedi: “- Ey Kavmim! Mısır’ın mulk ve saltanatı ile su altımdan (sarayımın altından) akan buyuk nehir benim degil mi? Artık (azametimi) gormuyor musunuz
Surah Az-Zukhruf, Verse 51


أَمۡ أَنَا۠ خَيۡرٞ مِّنۡ هَٰذَا ٱلَّذِي هُوَ مَهِينٞ وَلَا يَكَادُ يُبِينُ

Yoksa ben nerde ise meramını anlatamıyacak, hakir ve zayıf durumda olan bu Musa’dan daha hayırlı degil miyim
Surah Az-Zukhruf, Verse 52


فَلَوۡلَآ أُلۡقِيَ عَلَيۡهِ أَسۡوِرَةٞ مِّن ذَهَبٍ أَوۡ جَآءَ مَعَهُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ مُقۡتَرِنِينَ

(Mademki dogru soyluyor, peygamber oldugunu iddia ediyor; buyuklere takılan altın bilezik ve gerdanlıklar gibi Allah tarafından) onun uzerine de altın bilezikler atılıp takılsaydı ya!... Yahud beraberinde (kendisine yardım edecek ve onu tasdik edecek) melekler dizilip gelse ya!...”
Surah Az-Zukhruf, Verse 53


فَٱسۡتَخَفَّ قَوۡمَهُۥ فَأَطَاعُوهُۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَوۡمٗا فَٰسِقِينَ

Boylece (Firavun) kavmini kucumsedi. Onlar da ona itaat ettiler. Cunku onlar dinden cıkmıs, fasık bir kavim idiler
Surah Az-Zukhruf, Verse 54


فَلَمَّآ ءَاسَفُونَا ٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ فَأَغۡرَقۡنَٰهُمۡ أَجۡمَعِينَ

Vakta ki, (isyan ederek) bizi gazablandırdılar, biz de kendilerinden intikam aldık; hepsini birden (denizde) bogduk
Surah Az-Zukhruf, Verse 55


فَجَعَلۡنَٰهُمۡ سَلَفٗا وَمَثَلٗا لِّلۡأٓخِرِينَ

Boylece onları, sonrakiler icin hem bir ornek, hem de bir ibret yaptık
Surah Az-Zukhruf, Verse 56


۞وَلَمَّا ضُرِبَ ٱبۡنُ مَرۡيَمَ مَثَلًا إِذَا قَوۡمُكَ مِنۡهُ يَصِدُّونَ

(Hz. Peygamber meleklere tapınan musriklere): “-Siz ve Allah’dan baska tapındıgınız seyler cehennem odunusunuz” (ayetini okuyunca, kızmıslar ve bu hukum yalnız bize ilahlarımıza mı aittir, yoksa butun ummetlere mi? dediler. Hz. Peygamber: Size ve butun ummetlere samildir, buyurdu. Onlar: O halde ogretmekte oldugun Meryem’in oglu Isa’ya da hristiyanlar, Allah’ın ogludur diye ibadet ediyorlar. Biz ise Meleklere ibadet ediyoruz, onlar cehennemlik iseler biz de cehennemlik olmaya razıyız, dediler; ve gulustuler. Hz. Peygamber sukut buyurdular ve sonra su ayeti kerime nazil oldu): Meryem’in oglu bir misal olarak ortaya atılınca, hemen kavmin ondan keyiflenip guluyorlardı
Surah Az-Zukhruf, Verse 57


وَقَالُوٓاْ ءَأَٰلِهَتُنَا خَيۡرٌ أَمۡ هُوَۚ مَا ضَرَبُوهُ لَكَ إِلَّا جَدَلَۢاۚ بَلۡ هُمۡ قَوۡمٌ خَصِمُونَ

Ve soyle demislerdi: “- Bizim ilahlarımız (olan melekler) mi daha hayırlı, yoksa o mu (Meryem’in oglu Isa mı)?” (Ey Rasulum, hakikatı anlamak icin degil) bunu sana sırf bir mucadele olarak (ve seni cevabsız bırakmak icin) misal veriyorlar. Dogrusu onlar cok cekisgen adamlardır
Surah Az-Zukhruf, Verse 58


إِنۡ هُوَ إِلَّا عَبۡدٌ أَنۡعَمۡنَا عَلَيۡهِ وَجَعَلۡنَٰهُ مَثَلٗا لِّبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ

O, Meryem’in oglu Isa ilah degil, ancak bir kuldur. Biz ona nimet verdik ve kendisini Israilogulları icin (babasız yaratmakla) bir ibret kıldık
Surah Az-Zukhruf, Verse 59


وَلَوۡ نَشَآءُ لَجَعَلۡنَا مِنكُم مَّلَـٰٓئِكَةٗ فِي ٱلۡأَرۡضِ يَخۡلُفُونَ

Eger biz dileseydik, sizin yerinize, yeryuzunde melekler yaratırdık da (arkanızdan) yerinize gecerlerdi
Surah Az-Zukhruf, Verse 60


وَإِنَّهُۥ لَعِلۡمٞ لِّلسَّاعَةِ فَلَا تَمۡتَرُنَّ بِهَا وَٱتَّبِعُونِۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ

Gercekten o (Isa’nın nuzulu), kıyamet icin (yaklastıgını bildiren) bir beyandır, alamettir. Onun icin sakın o kıyametin geleceginde subhe etmeyin de benim seriatime tabi olun. Iste bu biricik dogru yoldur
Surah Az-Zukhruf, Verse 61


وَلَا يَصُدَّنَّكُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُۖ إِنَّهُۥ لَكُمۡ عَدُوّٞ مُّبِينٞ

Sakın sizi Seytan (seriatime uymaktan) cevirmesin. Muhakkak ki o, size acık bir dusmandır
Surah Az-Zukhruf, Verse 62


وَلَمَّا جَآءَ عِيسَىٰ بِٱلۡبَيِّنَٰتِ قَالَ قَدۡ جِئۡتُكُم بِٱلۡحِكۡمَةِ وَلِأُبَيِّنَ لَكُم بَعۡضَ ٱلَّذِي تَخۡتَلِفُونَ فِيهِۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ

Isa da mucizelerle (ve Incil ayetleri ile) geldigi vakit soyle demisti: “- Ben size ilahi hukumlerle ve ayrılıga dustugunuz seylerin bir kısmını size acıklayayım, diye geldim. Onun icin Allah’dan korkun ve bana itaat edin
Surah Az-Zukhruf, Verse 63


إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ رَبِّي وَرَبُّكُمۡ فَٱعۡبُدُوهُۚ هَٰذَا صِرَٰطٞ مُّسۡتَقِيمٞ

Subhe yok ki Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. O halde hep O’na ibadet edin. Iste bu, biricik dogru yoldur.”
Surah Az-Zukhruf, Verse 64


فَٱخۡتَلَفَ ٱلۡأَحۡزَابُ مِنۢ بَيۡنِهِمۡۖ فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ ظَلَمُواْ مِنۡ عَذَابِ يَوۡمٍ أَلِيمٍ

Sonra o (hristiyanlardan ibaret) hizibler aralarında ayrılıga dustuler. Onun icin, acıklı bir gunun azabından vay o zulum edenlerin haline
Surah Az-Zukhruf, Verse 65


هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّا ٱلسَّاعَةَ أَن تَأۡتِيَهُم بَغۡتَةٗ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ

Onlar farkında degillerken ansızın baslarına gelsin diye, hep o kıyametin kopmasını bekliyorlar
Surah Az-Zukhruf, Verse 66


ٱلۡأَخِلَّآءُ يَوۡمَئِذِۭ بَعۡضُهُمۡ لِبَعۡضٍ عَدُوٌّ إِلَّا ٱلۡمُتَّقِينَ

(Kufurde birlesib sevisen) dostlar, o gun birbirlerine dusmandırlar; takva sahibleri ise mustesnadır
Surah Az-Zukhruf, Verse 67


يَٰعِبَادِ لَا خَوۡفٌ عَلَيۡكُمُ ٱلۡيَوۡمَ وَلَآ أَنتُمۡ تَحۡزَنُونَ

Ey benim (Allah icin sevisen takva sahibi) kullarım! Bugun size hic bir korku yoktur; ve siz mahzun da olmıyacaksınız
Surah Az-Zukhruf, Verse 68


ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُواْ مُسۡلِمِينَ

(Bunlar) o kimselerdir ki, ayetlerimize iman edib de (Allah’ın hukumlerine) boyun egmislerdi
Surah Az-Zukhruf, Verse 69


ٱدۡخُلُواْ ٱلۡجَنَّةَ أَنتُمۡ وَأَزۡوَٰجُكُمۡ تُحۡبَرُونَ

(Onlara soyle denir): Sevinc ve neseler icinde oldugunuz halde, siz ve zevceleriniz girin cennete
Surah Az-Zukhruf, Verse 70


يُطَافُ عَلَيۡهِم بِصِحَافٖ مِّن ذَهَبٖ وَأَكۡوَابٖۖ وَفِيهَا مَا تَشۡتَهِيهِ ٱلۡأَنفُسُ وَتَلَذُّ ٱلۡأَعۡيُنُۖ وَأَنتُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Onların etrafında, altından tabaklar ve bardaklarla (kendilerine cennette hizmet icin) dolasılır. Canların istiyecegi ve gozlerin hoslanacagı ne varsa, hepsi oradadır. Siz de orada devamlı olarak kalacaksınız
Surah Az-Zukhruf, Verse 71


وَتِلۡكَ ٱلۡجَنَّةُ ٱلَّتِيٓ أُورِثۡتُمُوهَا بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ

Iste bu, sizin calıstıgınız ameller sebebiyle mirascı kılındıgınız cennetdir
Surah Az-Zukhruf, Verse 72


لَكُمۡ فِيهَا فَٰكِهَةٞ كَثِيرَةٞ مِّنۡهَا تَأۡكُلُونَ

Sizin icin orada cok meyvalar vardır; onlardan yiyeceksiniz
Surah Az-Zukhruf, Verse 73


إِنَّ ٱلۡمُجۡرِمِينَ فِي عَذَابِ جَهَنَّمَ خَٰلِدُونَ

Muhakkak ki kafirler, cehennem azabında devamlı olarak kalacaklardır
Surah Az-Zukhruf, Verse 74


لَا يُفَتَّرُ عَنۡهُمۡ وَهُمۡ فِيهِ مُبۡلِسُونَ

Kendilerinden o azab hafifletilmez. Onlar bunun icinden (kurtulmaktan) umidi kesmislerdir
Surah Az-Zukhruf, Verse 75


وَمَا ظَلَمۡنَٰهُمۡ وَلَٰكِن كَانُواْ هُمُ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Biz, onlara zulum etmedik; fakat kendileri zalim idiler
Surah Az-Zukhruf, Verse 76


وَنَادَوۡاْ يَٰمَٰلِكُ لِيَقۡضِ عَلَيۡنَا رَبُّكَۖ قَالَ إِنَّكُم مَّـٰكِثُونَ

(Cehennemin bekcisi olan Malik isimli melege soyle) cagrısırlar: “ -Ey Malik! (Iste de) Rabbin bizi oldursun, (azabdan kurtulalım).” Malik de: “- Siz, (azab icinde) kalacaksınız.” der
Surah Az-Zukhruf, Verse 77


لَقَدۡ جِئۡنَٰكُم بِٱلۡحَقِّ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَكُمۡ لِلۡحَقِّ كَٰرِهُونَ

(Allah da buyurur ki): And olsun, biz size hakkı gonderdik. Fakat cogunuz hakdan hoslanmıyanlarsınız, (Kur’an’ı ve peygamberi inkar edenlersiniz)
Surah Az-Zukhruf, Verse 78


أَمۡ أَبۡرَمُوٓاْ أَمۡرٗا فَإِنَّا مُبۡرِمُونَ

Yoksa onlar, (Hz. Peygambere hile kurmakta) isi saglama mı bagladılar? Iste biz, (onları helak etmekle isi) saglam tutanlarız
Surah Az-Zukhruf, Verse 79


أَمۡ يَحۡسَبُونَ أَنَّا لَا نَسۡمَعُ سِرَّهُمۡ وَنَجۡوَىٰهُمۚ بَلَىٰ وَرُسُلُنَا لَدَيۡهِمۡ يَكۡتُبُونَ

Yoksa biz, (Peygambere tuzak kurmak istiyen) o kafirlerin kalblerinde gizlediklerini ve fısıltılarını isitmez miyiz sanıyorlar? Hayır isitiyoruz ve onların yanlarında (fısıltı ve niyetlerini tesbit eden melek) elcilerimiz vardır; yazıyorlar
Surah Az-Zukhruf, Verse 80


قُلۡ إِن كَانَ لِلرَّحۡمَٰنِ وَلَدٞ فَأَنَا۠ أَوَّلُ ٱلۡعَٰبِدِينَ

(Ey Rasulum) de ki: “- Rahman’ın bir cocugu olsa, ben ona, tapanların birincisi olurdum.”
Surah Az-Zukhruf, Verse 81


سُبۡحَٰنَ رَبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ رَبِّ ٱلۡعَرۡشِ عَمَّا يَصِفُونَ

Goklerin ve yerin Rabbi, Ars’ın da Rabbi, onların yaptıkları vasıflardan cok munezzehtir ve yucedir
Surah Az-Zukhruf, Verse 82


فَذَرۡهُمۡ يَخُوضُواْ وَيَلۡعَبُواْ حَتَّىٰ يُلَٰقُواْ يَوۡمَهُمُ ٱلَّذِي يُوعَدُونَ

Simdi bırak onları (batıl inanclarına) dalsınlar, oynaya dursunlar; ta vaad edildikleri (kıyamet) gunlerine kavusuncaya kadar
Surah Az-Zukhruf, Verse 83


وَهُوَ ٱلَّذِي فِي ٱلسَّمَآءِ إِلَٰهٞ وَفِي ٱلۡأَرۡضِ إِلَٰهٞۚ وَهُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡعَلِيمُ

Gokte Ilah olan O’dur; yerde de Ilah O’dur. O Hakim’dir= isinde hikmet sahibidir, Alim’dir= her seyi bilendir
Surah Az-Zukhruf, Verse 84


وَتَبَارَكَ ٱلَّذِي لَهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا وَعِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلسَّاعَةِ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ

Goklerle yerin ve aralarındakilerin mulkiyet ve tasarrufu kendisine ait olan (Allah) ne yucedir... Kıyametin (kopmasının) ilmi, O’nun katındadır. Hepiniz de ancak O’na dondurulub goturuleceksiniz
Surah Az-Zukhruf, Verse 85


وَلَا يَمۡلِكُ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِهِ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَن شَهِدَ بِٱلۡحَقِّ وَهُمۡ يَعۡلَمُونَ

O’ndan baska ibadet edib durdukları seyler (putlar), sefaat da edemezler; ancak Hak’ka sehadet eden (dili ve kalbi ile “La ilahe illAllah diyen”) kimseler mustesna... onlar (Allah’ın Rableri oldugunu gercek olarak) bilirler
Surah Az-Zukhruf, Verse 86


وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّنۡ خَلَقَهُمۡ لَيَقُولُنَّ ٱللَّهُۖ فَأَنَّىٰ يُؤۡفَكُونَ

(Allah’dan baskasına ibadet eden) o musriklere sorsan ki, kendilerini kim yarattı? Elbette, “Allah” derler. Oyle ise, (tevhidden) nasıl cevriliyorlar
Surah Az-Zukhruf, Verse 87


وَقِيلِهِۦ يَٰرَبِّ إِنَّ هَـٰٓؤُلَآءِ قَوۡمٞ لَّا يُؤۡمِنُونَ

O’nun (Hz. Peygamber Aleyhisselamın), “Ey Rabbim!” demesi hakkı icin, muhakkak ki onlar, iman etmez bir kavimdirler
Surah Az-Zukhruf, Verse 88


فَٱصۡفَحۡ عَنۡهُمۡ وَقُلۡ سَلَٰمٞۚ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ

(Ey Rasulum), simdilik onlardan yuz cevir, (kendilerini terk et) de “Selam= anlasma var” soyle. Artık yakında (baslarına gelecek felaketi) bileceklerdir
Surah Az-Zukhruf, Verse 89


Author: Ali Fikri Yavuz


<< Surah 42
>> Surah 44

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai