Surah Al-Qalam - Turkish Translation by Muhammed Esed
نٓۚ وَٱلۡقَلَمِ وَمَا يَسۡطُرُونَ
Nun. Dusun kalemi ve (onunla) yazdıklarını
Surah Al-Qalam, Verse 1
مَآ أَنتَ بِنِعۡمَةِ رَبِّكَ بِمَجۡنُونٖ
Sen bir deli degilsin, Rabbinin nimeti sayesinde
Surah Al-Qalam, Verse 2
وَإِنَّ لَكَ لَأَجۡرًا غَيۡرَ مَمۡنُونٖ
Ve senin icin kesintisiz bir odul vardır
Surah Al-Qalam, Verse 3
وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٖ
cunku sen, ustun bir hayat tarzına sahipsin
Surah Al-Qalam, Verse 4
فَسَتُبۡصِرُ وَيُبۡصِرُونَ
ve (bir gun) sen de goreceksin, onlar, (simdi seni kucumseyenler) de gorecekler
Surah Al-Qalam, Verse 5
بِأَييِّكُمُ ٱلۡمَفۡتُونُ
hanginiz(in) akıldan yoksun oldugunu
Surah Al-Qalam, Verse 6
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُهۡتَدِينَ
Gercek su ki, yalnız senin Rabbin, kimin kendi yolundan saptıgını bilir ve yalnız O´dur, kimin dogru yolda oldugunu bilen
Surah Al-Qalam, Verse 7
فَلَا تُطِعِ ٱلۡمُكَذِّبِينَ
O halde, hakikati yalanlayanlar(ın arzu ve ozlemlerin)e uyma
Surah Al-Qalam, Verse 8
وَدُّواْ لَوۡ تُدۡهِنُ فَيُدۡهِنُونَ
Onlar senin (kendilerine) yumusak davranmanı isterler ki kendileri de (sana) yumusak davransınlar
Surah Al-Qalam, Verse 9
وَلَا تُطِعۡ كُلَّ حَلَّافٖ مَّهِينٍ
Ayrıca, yemin edip duran alcaga uyma
Surah Al-Qalam, Verse 10
هَمَّازٖ مَّشَّآءِۭ بِنَمِيمٖ
(yahut) igrenc dedikodular yapan iftiracıya
Surah Al-Qalam, Verse 11
مَّنَّاعٖ لِّلۡخَيۡرِ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ
(yahut) iyilige mani olana, (yahut) gunahkar zorbaya
Surah Al-Qalam, Verse 12
عُتُلِّۭ بَعۡدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ
(yahut) ihtiraslarına esir olmus zalime ve butun bunların otesinde (hemcinslerine) hicbir faydası dokunmayana
Surah Al-Qalam, Verse 13
أَن كَانَ ذَا مَالٖ وَبَنِينَ
Onun mal mulk ve cocuk sahibi olmasından mıdır
Surah Al-Qalam, Verse 14
إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
ki ne zaman mesajlarımız boyle birine iletildiyse, "Bunlar eski zaman hikayeleri!" demisti
Surah Al-Qalam, Verse 15
سَنَسِمُهُۥ عَلَى ٱلۡخُرۡطُومِ
(Bunun icin) Biz onu, yakasını kurtaramayacagı bir zillet ile damgalayacagız
Surah Al-Qalam, Verse 16
إِنَّا بَلَوۡنَٰهُمۡ كَمَا بَلَوۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ إِذۡ أَقۡسَمُواْ لَيَصۡرِمُنَّهَا مُصۡبِحِينَ
Ve Biz o (gunahkar)ları (sadece) sınayacagız, tıpkı agactaki meyveleri ertesi gun kesinlikle toplayacagına yemin eden bazı bahce sahiplerini sınadıgımız gibi
Surah Al-Qalam, Verse 17
وَلَا يَسۡتَثۡنُونَ
ve onlar (Allah´ın iradesi ile ilgili) hicbir istisnai kayıt da koymamıslardı
Surah Al-Qalam, Verse 18
فَطَافَ عَلَيۡهَا طَآئِفٞ مِّن رَّبِّكَ وَهُمۡ نَآئِمُونَ
bunun uzerine, onlar uykudayken Rabbinden (gelen) bir salgın o (bahceyi) sarmıstı
Surah Al-Qalam, Verse 19
فَأَصۡبَحَتۡ كَٱلصَّرِيمِ
ve ertesi gun (butun bitkiler) sararıp kurumustu
Surah Al-Qalam, Verse 20
فَتَنَادَوۡاْ مُصۡبِحِينَ
Sabah erken kalktıklarında birbirlerine seslendiler
Surah Al-Qalam, Verse 21
أَنِ ٱغۡدُواْ عَلَىٰ حَرۡثِكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰرِمِينَ
Meyve toplamak istiyorsanız erkenden tarlanıza gidin
Surah Al-Qalam, Verse 22
فَٱنطَلَقُواْ وَهُمۡ يَتَخَٰفَتُونَ
Derken yola koyuldular, giderken fısıldasıyorlardı
Surah Al-Qalam, Verse 23
أَن لَّا يَدۡخُلَنَّهَا ٱلۡيَوۡمَ عَلَيۡكُم مِّسۡكِينٞ
Bugun hicbir yoksul, bahceye girip (siz habersizken) yanınıza (sokulmayacak)
Surah Al-Qalam, Verse 24
وَغَدَوۡاْ عَلَىٰ حَرۡدٖ قَٰدِرِينَ
ve amaclarına ulasmaya kararlı bir sekilde erkenden kalkıp gittiler
Surah Al-Qalam, Verse 25
فَلَمَّا رَأَوۡهَا قَالُوٓاْ إِنَّا لَضَآلُّونَ
Ama bahceye bakıp onu (tanınmaz halde) gorunce: "Herhalde yolumuzu sasırmıs olacagız!" diye bagırdılar
Surah Al-Qalam, Verse 26
بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ
(ve sonra da) "Hayır, galiba elimizden cıkmıs!" (dediler)
Surah Al-Qalam, Verse 27
قَالَ أَوۡسَطُهُمۡ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ لَوۡلَا تُسَبِّحُونَ
Aralarındaki en akl-ı selim sahibi olanı, "Ben size, Allah´ın sınırsız sanını yuceltmelisiniz demedim mi?" diye sordu
Surah Al-Qalam, Verse 28
قَالُواْ سُبۡحَٰنَ رَبِّنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ
Onlar: "Rabbimizin sanı yucedir! Dogrusu biz zulum isliyorduk!" diye cevap verdiler
Surah Al-Qalam, Verse 29
فَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَلَٰوَمُونَ
ve sonra donup birbirlerini suclamaya basladılar
Surah Al-Qalam, Verse 30
قَالُواْ يَٰوَيۡلَنَآ إِنَّا كُنَّا طَٰغِينَ
(Sonunda) "Yazıklar olsun bize!" dediler, "Gercekten biz kustahca davranmıstık
Surah Al-Qalam, Verse 31
عَسَىٰ رَبُّنَآ أَن يُبۡدِلَنَا خَيۡرٗا مِّنۡهَآ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا رَٰغِبُونَ
(Ama) belki Rabbimiz yerine daha iyisini bize bagıslayacak. Biz de umitle O´na yonelecegiz
Surah Al-Qalam, Verse 32
كَذَٰلِكَ ٱلۡعَذَابُۖ وَلَعَذَابُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَكۡبَرُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ
Iste (bazı insanları bu dunyada denemek icin verdigimiz) azap boyledir ama oteki dunyada (gunahkarların ugrayacagı) azap daha siddetli olacak; keske bunu bilselerdi
Surah Al-Qalam, Verse 33
إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمۡ جَنَّـٰتِ ٱلنَّعِيمِ
Cunku, (yalnız) Allah´a karsı sorumluluklarının bilincinde olanları Rableri katında mutluluk bahceleri beklemektedir
Surah Al-Qalam, Verse 34
أَفَنَجۡعَلُ ٱلۡمُسۡلِمِينَ كَٱلۡمُجۡرِمِينَ
yoksa, Bize teslim olanlara suclular ile aynı sekilde mi davranalım
Surah Al-Qalam, Verse 35
مَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ
Sizin neyiniz var? (Haklı ile haksız arasındaki) yargınızı neye dayandırıyorsunuz
Surah Al-Qalam, Verse 36
أَمۡ لَكُمۡ كِتَٰبٞ فِيهِ تَدۡرُسُونَ
Yoksa donup baktıgınız (ozel) bir kitabınız mı var
Surah Al-Qalam, Verse 37
إِنَّ لَكُمۡ فِيهِ لَمَا تَخَيَّرُونَ
icinde istediginiz her seyi bulabileceginiz (bir kitap)
Surah Al-Qalam, Verse 38
أَمۡ لَكُمۡ أَيۡمَٰنٌ عَلَيۡنَا بَٰلِغَةٌ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ إِنَّ لَكُمۡ لَمَا تَحۡكُمُونَ
Yoksa vereceginiz her hukmun sizin (mesru hakkınız) olacagına dair Kıyamet Gunu´ne kadar Bizi baglayan saglam bir vaad mi aldınız
Surah Al-Qalam, Verse 39
سَلۡهُمۡ أَيُّهُم بِذَٰلِكَ زَعِيمٌ
Onlara sor hangisi bunu yuklenecek
Surah Al-Qalam, Verse 40
أَمۡ لَهُمۡ شُرَكَآءُ فَلۡيَأۡتُواْ بِشُرَكَآئِهِمۡ إِن كَانُواْ صَٰدِقِينَ
Yoksa goruslerini destekleyen bilge kisiler mi var? Peki, iddialarında samimi iseler kendilerini destekleyenleri gostersinler
Surah Al-Qalam, Verse 41
يَوۡمَ يُكۡشَفُ عَن سَاقٖ وَيُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلسُّجُودِ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ
insan bedeninin bir kemik yıgınından ibaret hale getirilecegi gun ve onların, (simdi hakikati inkar edenlerin, Allah´ın huzurunda) secde etmeye cagrılacakları ama onu yapmaya guclerinin yetmeyecegi gun
Surah Al-Qalam, Verse 42
خَٰشِعَةً أَبۡصَٰرُهُمۡ تَرۡهَقُهُمۡ ذِلَّةٞۖ وَقَدۡ كَانُواْ يُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلسُّجُودِ وَهُمۡ سَٰلِمُونَ
(iste o Gun) gozleri zilletin agırlıgıyla urkeklesip durgunlasacaktır; cunku hayatta iken (Allah´ın huzurunda) secde etmeye cagrılmaları (bosa gitmisti)
Surah Al-Qalam, Verse 43
فَذَرۡنِي وَمَن يُكَذِّبُ بِهَٰذَا ٱلۡحَدِيثِۖ سَنَسۡتَدۡرِجُهُم مِّنۡ حَيۡثُ لَا يَعۡلَمُونَ
O halde bu haberi yalanlayanları Bana bırak. Onları, ne olup bittigini fark etmeyecekleri sekilde, yavas yavas alcaltacagız
Surah Al-Qalam, Verse 44
وَأُمۡلِي لَهُمۡۚ إِنَّ كَيۡدِي مَتِينٌ
cunku onlara bir sure belli bir ustunluk versem de Benim ince planım son derece saglamdır
Surah Al-Qalam, Verse 45
أَمۡ تَسۡـَٔلُهُمۡ أَجۡرٗا فَهُم مِّن مَّغۡرَمٖ مُّثۡقَلُونَ
Yoksa, (ey Peygamber,) onlardan bir karsılık isteyeceginden ve boylece (seni dinledikleri icin) borc yuku altında kalacaklar(ından mı korkuyorlar)
Surah Al-Qalam, Verse 46
أَمۡ عِندَهُمُ ٱلۡغَيۡبُ فَهُمۡ يَكۡتُبُونَ
Yoksa, (butun varolusun) gizli gercekligi(nin) kendi kavrayıs alanları icinde (oldugunu), boylece (zamanla) onu yazabilecekler(ini) mi (zannediyorlar)
Surah Al-Qalam, Verse 47
فَٱصۡبِرۡ لِحُكۡمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُن كَصَاحِبِ ٱلۡحُوتِ إِذۡ نَادَىٰ وَهُوَ مَكۡظُومٞ
Oyleyse, Rabbinin hukmune sabırla katlan ve ofkeye kapılıp da sonra (ızdırap icinde) haykıran buyuk balık sahibi gibi olma
Surah Al-Qalam, Verse 48
لَّوۡلَآ أَن تَدَٰرَكَهُۥ نِعۡمَةٞ مِّن رَّبِّهِۦ لَنُبِذَ بِٱلۡعَرَآءِ وَهُوَ مَذۡمُومٞ
(Ve hatırla:) o´na Rabbinin rahmeti ulasmamıs olsaydı mutlaka asagılanmıs bir sekilde ıssız bir sahile atılmıs olurdu
Surah Al-Qalam, Verse 49
فَٱجۡتَبَٰهُ رَبُّهُۥ فَجَعَلَهُۥ مِنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
ama (bilindigi gibi,) Rabbi o´nu alıp durust ve erdemliler arasına koydu
Surah Al-Qalam, Verse 50
وَإِن يَكَادُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَيُزۡلِقُونَكَ بِأَبۡصَٰرِهِمۡ لَمَّا سَمِعُواْ ٱلذِّكۡرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُۥ لَمَجۡنُونٞ
Bu nedenle, hakikati inkara sartlanmıs olanlar bu uyarı ve ogudu her duyduklarında gozleriyle seni oldurecek gibi olsalar ve "(Muhammed mi?) o kesinlikle bir delidir!" deseler bile, (sabırlı ol)
Surah Al-Qalam, Verse 51
وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ
(Sabırlı ol!) Cunku bu, (Allah´tan) butun insanlıga yonelik bir ogut ve uyarıdan baska bir sey degildir
Surah Al-Qalam, Verse 52