Surah Al-Maarij - Turkish Translation by Abdulbaki Golpinarli
سَأَلَ سَآئِلُۢ بِعَذَابٖ وَاقِعٖ
Isteyen biri, istedi gelip catacak azabı
Surah Al-Maarij, Verse 1
لِّلۡكَٰفِرِينَ لَيۡسَ لَهُۥ دَافِعٞ
O azabı ki kafirlerin basından defedecek yok
Surah Al-Maarij, Verse 2
مِّنَ ٱللَّهِ ذِي ٱلۡمَعَارِجِ
Yuksek dereceler sahibi Allah'tandır
Surah Al-Maarij, Verse 3
تَعۡرُجُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ إِلَيۡهِ فِي يَوۡمٖ كَانَ مِقۡدَارُهُۥ خَمۡسِينَ أَلۡفَ سَنَةٖ
Melekler ve Ruh, kendilerine emredilen yere cıkarlar bir gunde ki miktarı elli bin yıldır
Surah Al-Maarij, Verse 4
فَٱصۡبِرۡ صَبۡرٗا جَمِيلًا
Artık sabret guzel bir sabırla
Surah Al-Maarij, Verse 5
إِنَّهُمۡ يَرَوۡنَهُۥ بَعِيدٗا
Suphe yok ki onlar uzak gorurler onu
Surah Al-Maarij, Verse 6
وَنَرَىٰهُ قَرِيبٗا
Ve bizse pek yakın goruruz onu
Surah Al-Maarij, Verse 7
يَوۡمَ تَكُونُ ٱلسَّمَآءُ كَٱلۡمُهۡلِ
O gun gok, yag tortusuna doner
Surah Al-Maarij, Verse 8
وَتَكُونُ ٱلۡجِبَالُ كَٱلۡعِهۡنِ
Ve daglar, atılmıs renkrenk pamuga benzer
Surah Al-Maarij, Verse 9
وَلَا يَسۡـَٔلُ حَمِيمٌ حَمِيمٗا
Ve hicbir dost, dostunu sormaz
Surah Al-Maarij, Verse 10
يُبَصَّرُونَهُمۡۚ يَوَدُّ ٱلۡمُجۡرِمُ لَوۡ يَفۡتَدِي مِنۡ عَذَابِ يَوۡمِئِذِۭ بِبَنِيهِ
Birbirlerini gorup tanırlar da ve suclu, o gunun azabına karsılık oglunu da vermek ister
Surah Al-Maarij, Verse 11
وَصَٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ
Esini de, kardesini de
Surah Al-Maarij, Verse 12
وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِي تُـٔۡوِيهِ
Kendisini barındıran kabile halkını da
Surah Al-Maarij, Verse 13
وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا ثُمَّ يُنجِيهِ
Ve kim varsa yeryuzunde hepsini de feda etmek ve sonra da kendini kurtarmak ister
Surah Al-Maarij, Verse 14
كَلَّآۖ إِنَّهَا لَظَىٰ
Fakat imkanı yok; suphe yok ki cehennem alevalev yanmadadır
Surah Al-Maarij, Verse 15
نَزَّاعَةٗ لِّلشَّوَىٰ
Ne el bırakmadadır, ne ayak, ne et bırakmadadır, ne deri
Surah Al-Maarij, Verse 16
تَدۡعُواْ مَنۡ أَدۡبَرَ وَتَوَلَّىٰ
Cagırır donup gideni
Surah Al-Maarij, Verse 17
وَجَمَعَ فَأَوۡعَىٰٓ
Ve toplayıp biriktireni
Surah Al-Maarij, Verse 18
۞إِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا
Suphe yok ki insan haris yaratılmıstır
Surah Al-Maarij, Verse 19
إِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ جَزُوعٗا
Bir serre ugrarsa bagırır, sızlanır
Surah Al-Maarij, Verse 20
وَإِذَا مَسَّهُ ٱلۡخَيۡرُ مَنُوعًا
Ve bir hayır elde ederse vermez, kıskanır
Surah Al-Maarij, Verse 21
إِلَّا ٱلۡمُصَلِّينَ
Ancak mustesnadır namaz kılanlar
Surah Al-Maarij, Verse 22
ٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ دَآئِمُونَ
Oylesine kılanlar ki namazlarını daima kılarlar
Surah Al-Maarij, Verse 23
وَٱلَّذِينَ فِيٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ حَقّٞ مَّعۡلُومٞ
Ve oyle kisilerdir onlar ki mallarında malum bir hak var
Surah Al-Maarij, Verse 24
لِّلسَّآئِلِ وَٱلۡمَحۡرُومِ
Isteyene ve mahrum olana
Surah Al-Maarij, Verse 25
وَٱلَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
Ve oyle kisilerdir onlar ki ceza gununu gercek bilirler
Surah Al-Maarij, Verse 26
وَٱلَّذِينَ هُم مِّنۡ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشۡفِقُونَ
Ve oyle kisilerdir onlar ki Rablerinin azabından korkarlar
Surah Al-Maarij, Verse 27
إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمۡ غَيۡرُ مَأۡمُونٖ
suphe yok ki Rablerinin azabından da kimse emin olamaz
Surah Al-Maarij, Verse 28
وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِفُرُوجِهِمۡ حَٰفِظُونَ
Ve oyle kisilerdir onlar ki ırzlarını korurlar
Surah Al-Maarij, Verse 29
إِلَّا عَلَىٰٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ أَوۡ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَإِنَّهُمۡ غَيۡرُ مَلُومِينَ
Ancak esleri ve temelluk ettikleri mustesna ve artık bu hususta da kınanmazlar onlar
Surah Al-Maarij, Verse 30
فَمَنِ ٱبۡتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡعَادُونَ
Bunlarda baskasını isteyenlere gelince, onlardır haddi asanların ta kendileri
Surah Al-Maarij, Verse 31
وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِأَمَٰنَٰتِهِمۡ وَعَهۡدِهِمۡ رَٰعُونَ
Ve oyle kisilerdir onlar ki emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler
Surah Al-Maarij, Verse 32
وَٱلَّذِينَ هُم بِشَهَٰدَٰتِهِمۡ قَآئِمُونَ
Ve oyle kisilerdir onlar ki tanıklıklarında dogrudurlar
Surah Al-Maarij, Verse 33
وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ يُحَافِظُونَ
Ve oyle kisilerdir onlar ki namazlarını korurlar
Surah Al-Maarij, Verse 34
أُوْلَـٰٓئِكَ فِي جَنَّـٰتٖ مُّكۡرَمُونَ
Iste onlardır cennetlerde agırlananlar
Surah Al-Maarij, Verse 35
فَمَالِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ قِبَلَكَ مُهۡطِعِينَ
Ne oluyor kafirlere ki sana dogru kosmadalar
Surah Al-Maarij, Verse 36
عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ عِزِينَ
Sagdan ve soldan parcaparca ve bolukboluk
Surah Al-Maarij, Verse 37
أَيَطۡمَعُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُدۡخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٖ
Onların her biri, Naim cennetine sokulacaklarını mı umuyorlar
Surah Al-Maarij, Verse 38
كَلَّآۖ إِنَّا خَلَقۡنَٰهُم مِّمَّا يَعۡلَمُونَ
Fakat imkanı yok; suphe yok ki biz, onları, onların da bildikleri seyden yarattık
Surah Al-Maarij, Verse 39
فَلَآ أُقۡسِمُ بِرَبِّ ٱلۡمَشَٰرِقِ وَٱلۡمَغَٰرِبِ إِنَّا لَقَٰدِرُونَ
Andolsun doguların Rabbine ve batıların Rabbine, gercekten de bizim gucumuz yeter
Surah Al-Maarij, Verse 40
عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ خَيۡرٗا مِّنۡهُمۡ وَمَا نَحۡنُ بِمَسۡبُوقِينَ
Onlardan daha hayırlısını, yerlerine gecirmeye ve kimse onumuze gecemez
Surah Al-Maarij, Verse 41
فَذَرۡهُمۡ يَخُوضُواْ وَيَلۡعَبُواْ حَتَّىٰ يُلَٰقُواْ يَوۡمَهُمُ ٱلَّذِي يُوعَدُونَ
Bırak artık onları dalsınlar daldıklarına ve oynasınlar oynadıklarıyla, kendilerine vaadedilen gune kavusuncaya dek
Surah Al-Maarij, Verse 42
يَوۡمَ يَخۡرُجُونَ مِنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ سِرَاعٗا كَأَنَّهُمۡ إِلَىٰ نُصُبٖ يُوفِضُونَ
O gun, kabirlerinden cıkarlar da kosmaya baslarlar, sanki dikilmis hedeflere yelmedeler
Surah Al-Maarij, Verse 43
خَٰشِعَةً أَبۡصَٰرُهُمۡ تَرۡهَقُهُمۡ ذِلَّةٞۚ ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمُ ٱلَّذِي كَانُواْ يُوعَدُونَ
Gozleri yerde, ustlerine asagılık cokmus; iste onlara vaadedilen gun, bugundur
Surah Al-Maarij, Verse 44