Surah Al-Maarij - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
سَأَلَ سَآئِلُۢ بِعَذَابٖ وَاقِعٖ
Inecek olan bir azabı, istedi bir isteyen
Surah Al-Maarij, Verse 1
لِّلۡكَٰفِرِينَ لَيۡسَ لَهُۥ دَافِعٞ
Kafirler icin oyle bir azab ki, yoktur onu bir engelleyen
Surah Al-Maarij, Verse 2
مِّنَ ٱللَّهِ ذِي ٱلۡمَعَارِجِ
(O azabın inisi) yuksek makamların sahibi Allah’dandır
Surah Al-Maarij, Verse 3
تَعۡرُجُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ إِلَيۡهِ فِي يَوۡمٖ كَانَ مِقۡدَارُهُۥ خَمۡسِينَ أَلۡفَ سَنَةٖ
(Bu makamların) her birine, melekler ve cebrail, miktarı elli bin yıl olan, bir gunde cıkar
Surah Al-Maarij, Verse 4
فَٱصۡبِرۡ صَبۡرٗا جَمِيلًا
O halde (Ey Rasulum, o kafirlerin eziyetlerine) guzel bir sabır ile sabret; (cunku azabın inme zamanı yaklasmıstır)
Surah Al-Maarij, Verse 5
إِنَّهُمۡ يَرَوۡنَهُۥ بَعِيدٗا
Dogrusu onlar, onu uzak (imkansız) goruyorlar
Surah Al-Maarij, Verse 6
وَنَرَىٰهُ قَرِيبٗا
Fakat biz, o azabı yakın goruyoruz
Surah Al-Maarij, Verse 7
يَوۡمَ تَكُونُ ٱلسَّمَآءُ كَٱلۡمُهۡلِ
O gun, gok erimis maden gibi olacak
Surah Al-Maarij, Verse 8
وَتَكُونُ ٱلۡجِبَالُ كَٱلۡعِهۡنِ
Daglar da, renk renk atılmıs yun gibi bulunacak
Surah Al-Maarij, Verse 9
وَلَا يَسۡـَٔلُ حَمِيمٌ حَمِيمٗا
Hic bir yakın (akraba), bir yakına halini sormaz
Surah Al-Maarij, Verse 10
يُبَصَّرُونَهُمۡۚ يَوَدُّ ٱلۡمُجۡرِمُ لَوۡ يَفۡتَدِي مِنۡ عَذَابِ يَوۡمِئِذِۭ بِبَنِيهِ
(O kıyamet gununde akraba ve hısımlar) birbirlerine gosterilirler; (fakat herkes kendi derdi ile mesgul oldugundan birbirlerini tanıyamazlar). Mucrim (musrik), o gunun azabından kurtulmak icin ister ki, fidye (bedel) verse ogullarını
Surah Al-Maarij, Verse 11
وَصَٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ
Karısını, kardesini
Surah Al-Maarij, Verse 12
وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِي تُـٔۡوِيهِ
Kendini barındıran asiretini
Surah Al-Maarij, Verse 13
وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا ثُمَّ يُنجِيهِ
Yeryuzunde bulunanların hepsini de, sonra kendini kurtarsa
Surah Al-Maarij, Verse 14
كَلَّآۖ إِنَّهَا لَظَىٰ
Hayır (Allah onu azabdan kurtarmaz). Cunku, o cehennem alevli bir atestir
Surah Al-Maarij, Verse 15
نَزَّاعَةٗ لِّلشَّوَىٰ
Eli ayagı, (butun uzuvları) sokup cıkarandır
Surah Al-Maarij, Verse 16
تَدۡعُواْ مَنۡ أَدۡبَرَ وَتَوَلَّىٰ
Cagırır o ates, imandan yuz cevirip de (Hakka) arka doneni
Surah Al-Maarij, Verse 17
وَجَمَعَ فَأَوۡعَىٰٓ
Bir de (mal ve para) biriktirip depoya, kasaya yıganı
Surah Al-Maarij, Verse 18
۞إِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا
Gercekten insan haris ve cimri yaratılmıstır
Surah Al-Maarij, Verse 19
إِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ جَزُوعٗا
Kendine bir zarar dokundu mu, feryadı basar
Surah Al-Maarij, Verse 20
وَإِذَا مَسَّهُ ٱلۡخَيۡرُ مَنُوعًا
Ona hayır (mal) isabet edince de kıskanc
Surah Al-Maarij, Verse 21
إِلَّا ٱلۡمُصَلِّينَ
Namaz kılanlar mustesnadır
Surah Al-Maarij, Verse 22
ٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ دَآئِمُونَ
Namaz kılan o kimseler ki, onlar namazlarına devamlıdırlar
Surah Al-Maarij, Verse 23
وَٱلَّذِينَ فِيٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ حَقّٞ مَّعۡلُومٞ
Onlar ki, mallarında belirli bir hak vardır
Surah Al-Maarij, Verse 24
لِّلسَّآئِلِ وَٱلۡمَحۡرُومِ
Hem dilenen, hem de iffetinden dilenemiyen icin
Surah Al-Maarij, Verse 25
وَٱلَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
Onlar ki, hesap gununu tasdik ederler
Surah Al-Maarij, Verse 26
وَٱلَّذِينَ هُم مِّنۡ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشۡفِقُونَ
Onlar ki, Rablerinin azabından korkarlar
Surah Al-Maarij, Verse 27
إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمۡ غَيۡرُ مَأۡمُونٖ
Cunku Rablerinin azabından emin bulunulmaz
Surah Al-Maarij, Verse 28
وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِفُرُوجِهِمۡ حَٰفِظُونَ
Onlar ki, avret yerlerini korurlar
Surah Al-Maarij, Verse 29
إِلَّا عَلَىٰٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ أَوۡ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَإِنَّهُمۡ غَيۡرُ مَلُومِينَ
Ancak zevcelerine ve cariyelerine mustesna... Cunku onlar (bunlarda) kınanmazlar
Surah Al-Maarij, Verse 30
فَمَنِ ٱبۡتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡعَادُونَ
Fakat bundan (zevce ve cariyelerden) otesini arayanlar, iste onlar haddi asanlardır
Surah Al-Maarij, Verse 31
وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِأَمَٰنَٰتِهِمۡ وَعَهۡدِهِمۡ رَٰعُونَ
Onlar ki, emanetlerine ve verdikleri soze riayet edenler
Surah Al-Maarij, Verse 32
وَٱلَّذِينَ هُم بِشَهَٰدَٰتِهِمۡ قَآئِمُونَ
Onlar ki, sahidliklerinde durustluk yaparlar
Surah Al-Maarij, Verse 33
وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ يُحَافِظُونَ
Onlar ki, namazlarını gozetirler, (sartlarına riayet ederek geregi uzere devamlı olarak kılarlar)
Surah Al-Maarij, Verse 34
أُوْلَـٰٓئِكَ فِي جَنَّـٰتٖ مُّكۡرَمُونَ
Iste bunlar, cennetlerde ikram olunanlardır
Surah Al-Maarij, Verse 35
فَمَالِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ قِبَلَكَ مُهۡطِعِينَ
Simdi o kafirlere ne oluyor ki, (seninle alay etmek icin) boyunlarını uzatarak sana dogru kosuyorlar
Surah Al-Maarij, Verse 36
عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ عِزِينَ
Sagdan ve soldan boluk boluk
Surah Al-Maarij, Verse 37
أَيَطۡمَعُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُدۡخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٖ
Onlardan her sahıs, (nimetleri bol olan) Naim Cennetine sokulacagını umid mi ediyor
Surah Al-Maarij, Verse 38
كَلَّآۖ إِنَّا خَلَقۡنَٰهُم مِّمَّا يَعۡلَمُونَ
Hayır, oyle sey yok. Biz; onları bildikleri seyden (nutfeden) yarattık; (insanın aslı olan bu maddenin, iman olmaksızın ne degeri olabilir? Bununla yogrulup da iman nuru ile aydınlıga cıkmıyan kimse, cennete girmeyi nasıl isteyebilir)
Surah Al-Maarij, Verse 39
فَلَآ أُقۡسِمُ بِرَبِّ ٱلۡمَشَٰرِقِ وَٱلۡمَغَٰرِبِ إِنَّا لَقَٰدِرُونَ
Artık doguların ve batıların Rabbine kasem olsun ki, muhakkak biz kadiriz
Surah Al-Maarij, Verse 40
عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ خَيۡرٗا مِّنۡهُمۡ وَمَا نَحۡنُ بِمَسۡبُوقِينَ
Onların (o kafirlerin) yerine, kendilerinden daha hayırlısını getirmeye... Hem bizim onumuze gecilmez
Surah Al-Maarij, Verse 41
فَذَرۡهُمۡ يَخُوضُواْ وَيَلۡعَبُواْ حَتَّىٰ يُلَٰقُواْ يَوۡمَهُمُ ٱلَّذِي يُوعَدُونَ
O halde (Ey Rasulum) bırak o inkarcıları, (batıl inanclarına) dalsınlar ve oynaya dursunlar; ta o vaad olundukları gune kavusturulacakları zamana kadar
Surah Al-Maarij, Verse 42
يَوۡمَ يَخۡرُجُونَ مِنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ سِرَاعٗا كَأَنَّهُمۡ إِلَىٰ نُصُبٖ يُوفِضُونَ
O gun, kabirlerinden kosarak cıkacaklar; sanki (ibadet ettikleri) dikili putlara kosuyorlarmıs gibi
Surah Al-Maarij, Verse 43
خَٰشِعَةً أَبۡصَٰرُهُمۡ تَرۡهَقُهُمۡ ذِلَّةٞۚ ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمُ ٱلَّذِي كَانُواْ يُوعَدُونَ
Gozleri (zillet icinde) duskun bir halde, kendilerini bir horluk kaplayacak. Iste bugun, o (azabla) vaad edildikleri kıyamet gunudur
Surah Al-Maarij, Verse 44